Yerel Haberler
Ankara
Anayasa Mahkemesi’nden siyasi partilere mali denetim 28 Kasım 2024 Perşembe - 01:12:16 Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye Altın Çağ Partisi, Ülkem Partisi, Kuvayi Milliye Partisi ve Sevgi ve Saygı Partisi’nin 2021 ve 2022 yılı için kesin hesaplarında mali denetim kararı Resmi Gazete’de yayımlandı, buna göre partiler hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Anayasa Mahkemesi’nin 5 siyasi parti hakkındaki mali denetim kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, 2820 sayılı Kanun’un 74’üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Siyasi partilerin genel başkanları, karara bağlanarak birleştirilmiş bulunan kesin hesap ile parti merkez ve bağlı ilçeleri de kapsayan iller teşkilatının kesin hesaplarının birer örneğini Haziran ayı sonuna kadar Anayasa Mahkemesi’ne ve bilgi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermek zorundadırlar” ifadelerine yer verildi. Buna göre yapılan incelemelerde 5 siyasi parti hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Yayımlanan kararlarda Sevgi ve Saygı Partisi’nin 2021 yılı ve Kuvayi Milliye Partisi’nin 2021 ve 2022 yılı kesin hesap incelemesinde partilerin gönderdiği kesin hesaba göre yapılan incelemeler sonucu Raportör Ömer Dursun tarafından heyete sunulan rapor incelendi. Buna göre Sevgi ve Saygı Partisi’nin genel merkezinin 2021 yılı için ve Kuvayi Milliye Partisi’nin genel merkezinin 2021 yılı içinde ve kapanma kararı alınan 26.06.2022 tarihine kadar hiçbir gelir elde etmediği ve hiçbir giderde bulunmadığı görüldü. Kararda partilerin faaliyet yürüttüğü binaların parti mülkü veya kira olmasına; partilerin kira, su, elektrik, telefon, kırtasiye gibi yönetim giderleri bulunması gerektiğine dikkati çekildi. Yapılan inceleme sonucunda ise partilerin Anayasa Mahkemesi’ne hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzenin oluşturulmaması, hesabın dışında gelir ve gider gerçekleştirilmesi inceleme ve araştırmayı engellemeye yönelik eylemleri olduğundan 2820 sayılı Kanun’un 111’inci maddesi gereğince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına oybirliği ile karar verildi. Ayrıca Ülkem Partisi’nin 2021 yılı, Türkiye Altın Çağ Partisi’nin 2021 ve 2022 yılı ile Yenilik Partisi’nin 2021 yılı kesin hesapları incelemeleri Raportör Ömer Dursun’un ilk inceleme raporuna göre heyet tarafından incelendi. Partilerin 2820 sayılı Kanun’un 74’üncü maddesi gereğince kesin hesaplarının bir örneği Anayasa Mahkemesi’ne ve bilgi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermek zorundu olduğu tekrar hatırlatıldı. Ancak yayımlanan kararda partilerin belgelerinin parti yetkili organlarınca onaylanmamış olduğu ve Anayasa Mahkemesi tarafından incelenebilecek belge olamayacağı belirtildi. Kararda partilerin kesin hesaplarının incelenip birleştirilmediği ve onaylandığına dair kararı göndermediği tespit edildi. Partilerin 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 69. 70. Ve 74. maddelerine aykırı davrandığı tespit edilirken partilerin Anayasa Mahkemesine hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzenin oluşturulmaması, hesabın dışında gelir ve gider gerçekleştirilmesi inceleme ve araştırmayı engellemeye yönelik eylemleri olduğundan 2820 sayılı Kanun’un 111’inci maddesi gereğince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına oybirliği ile karar verildi.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 23:35 Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden “Meryemana Tabiat Parkı” açıklaması Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Meryemana Tabiat Parkına giriş ücretleri ile ilgili, “İşletmenin Kurumumuza devrinden sonra fiyatların arttığı yönündeki iddialar asılsızdır” açıklamasını yaptı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, “İzmir’in Selçuk ilçesinde Meryemana evi ve kilisesi yakınında 7.491 metrekarelik alan, 1997 yılında otopark hizmetinde kullanılması maksadıyla Selçuk Belediyesi’ne verilmiştir. İzin süresi bitimi sonunda otoparkın Kurumumuza devredilmesi gerektiği 24 Ekim 2024’te Selçuk Belediye Başkanlığı’na tebliğ edilmiştir. 30 günlük verilen süre sonunda otopark Selçuk Belediyesi tarafından geri verilmemiştir. Mevcut alan 27 Kasım 2024 tarihinde teslim alınabilmiştir. Hemen ardından sahanın genel temizliği ve güvenliği için kurumumuz personeli görevlendirilmiştir. Kurumumuzca Meryemana Tabiat Parkında vatandaşlara daha iyi hizmet sunmak için çevre düzenleme, bakım onarım ve girişlerdeki yoğunluğu azaltmak maksadıyla HGS sisteminin kurulması çalışmalarına başlanmıştır. Söz konusu çalışmaların yılsonuna kadar tamamlanması planlanmakta olup, bu kapsamda 1 Ocak 2025 tarihine kadar alana girişlerde herhangi bir ücret alınmayacaktır. Dolayısıyla bazı medya organlarında işletmenin Kurumumuza devrinden sonra fiyatların arttığı yönündeki iddialar asılsızdır. Söz konusu haberlerde geçen ücret tarifesi 22 Mart 2024 tarihinde idarece onaylanan 2024 Korunan Alan Ücret Tarifesi kapsamında belirlenen bedeller olup alanın devredilmesinden sonra yapılan bir çalışma değildir” denildi.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 22:37 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ilişkin sunum yaptı ve gün sonunda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Göktaş, şehir, ilçe ve mahalle bazında sosyal risk haritalarını oluşturmaya yönelik çalışmaların ve sosyal olgulara yönelik çalışmaları tamamladıklarını belirterek, “Paydaş bakanlıklarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri entegrasyon çalışmalarımızı tamamladığımızda henüz vakalar gerçekleşmeden müdahale kapsamında kapasitemizi önemli ölçüde artırmış olacağız. Bu süreçte ilgili bakanlıklarımız kurum ve kuruluşlarımızla güçlü iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Biz bu çalışmaya öncelikle iki pilot ilçeden başlattık. Akabinde şu anda sosyal risk haritamızı ilk altı ilde başlattık” ifadelerini kullandı. Göktaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor. Onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Bakın bu konularda siyaset üstü bir konu olduğu için biz bunlar üzerinde politika veya şov yapmıyoruz. Biz her zaman vatandaşımızın yanındayız. Bunu görsellerle değil eylemle bizzat ailelerin yanında olarak yapıyoruz.” Narin Güran cinayetine yönelik soruya üzerine Bakan Göktaş, “Narin sekiz yaşında bir kız çocuğu. Böylesi elim bir hadisede hayatını kaybetmesi millet olarak hepimizi çok derinden üzdü. Narin tüm Türkiye’nin hepimizin kızı oldu. Şu an dava süreci devam ediyor. Hatta Narin kızımızın mahkemesinde onun hukuki olarak hakkını arayan bizleriz. Avukatlarımızın savunmasını herkes tarafından takdir gördü. Ben burada sizlerin huzurunda müdahil olduğumuz adli süreci takip eden avukatlarımıza ve bu süreçte yer alan tüm ekibimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Bakanlık olarak duruşumuzun her zaman çocuğun yanı olduğunu tüm ülkeye gösterdiler” dedi. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Bu ilkeden asla taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün küresel bir sorun olan şiddet karşısında evet küresel bir sorun gerek hukuki gerekse politika düzeyinde etkili bir mekanizmayı sahibiz. Çok yönlü bir sorun olan kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için tüm bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, STK’larımızla bu konuda topyekun bir seferberlik anlayışıyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu. "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” Kadınlara ilişkin eleştirilere Göktaş, “Kadını evlere hapsettiniz diyorsunuz. Yıllarca kıyafetinden dolayı istihdamdan siz uzaklaştırmadınız mı? Çok yakın bir geçmişten bahsettiğimi de hatırlatmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, yıllardır kadınla mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveyi hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. En geniş çerçevede insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz ve ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden, uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” diye konuştu. "Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti" Belediyelerin açtığı kreşlere yönelik soruya Göktaş, “Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatın yasal düzenlemede uygunluğunun denetlenmesini gerekiyor. Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocuklarımızın neyine herhangi bir şeye karşı elbette olmayız. Belediyelerin ve özel sektörün belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla bu tür kuruluşların yaygınlaştırılmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konuk evlerin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerinin taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen kreş adı altında anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Konu tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altından kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere gitti, bütün belediyelere gitti” ifadelerini kullandı. İzmir Selçuk’ta 5 çocuğun yangında ölmesine yönelik soru üzerine Göktaş, “Bakanlık personeli 18 kere sadece bu sene gitmiş. Anneyle evlatlar arasında yakın bağ görmüş. Anneyi ziyaret ettiğimde, anne personelimizin bizzat ismini biliyordu. Çocuğumuzun üstün yarar, çocuklarımızı düşünerek sadece hareket ettiğini söyledi. Bu minvalde çocukla, bakın çocuğu anneden koparmak gerçekten bir sorumluluk. Yani çok zor bir karar, bu tür kararları verebilmek. Anneyle evlatları arasında yakın bağ görmüş ve annenin girişimlerini görmüş. Annenin defaatle girişimleri ve dilekçeleri var. Anneannenin dilekçeleri var. Ancak ben yine de nerede sorumluluğu var, sorumluluğumuz var, onu araştırmak için bakanlık olarak geliştirme gereken tüm soruşturmalarımı da başlattığımı ifade etmek istiyorum. Her nerede bir ihmal varsa gereğini yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu çocuklar hepimizin çocuğu. Sizin komşunuzda böyle bir durum olsa bize haber vermez misiniz? Verirsiniz. Dolayısıyla her nerede bir ihvan varsa gereğinin yerine getireceğimizde hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ancak ben de herkesin üzerine düşen sorumluluğunu titizlikle yerine getirmesini diliyorum” dedi.
THF Başkanı Mesut Çebi: "Takımımızın Avrupa Şampiyonası’nda neler yapabileceğini göstermek istiyoruz"
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:18 THF Başkanı Mesut Çebi: "Takımımızın Avrupa Şampiyonası’nda neler yapabileceğini göstermek istiyoruz" Türkiye Hentbol Federasyonu Başkanı Mesut Çebi, “İlk defa katılacağımız bir Avrupa Şampiyonası var. Takımımızın Türk hentbolseverlere ve Avrupalı hentbolseverlere neler yapabileceğini göstermek istiyoruz" dedi. A Milli Kadın Hentbol Takımı ilk defa Avrupa Kadınlar Hentbol Şampiyonası’na katılacak. 28 Kasım’da Macaristan’ın Debrecen kentinde başlayacak olan şampiyona öncesi Türkiye Hentbol Federasyonu (THF) Başkanı Mesut Çebi ile A Milli Kadın Hentbol Takımı Başantrenörü Costica Buceschi, THF Prof. Dr. Yaşar Sevim Hentbol Salonunda medya gününde hedeflerine yönelik açıklama yaptılar. Türk hentbolunu öne çıkarmak istediklerini belirten Başkan Çebi, “İlk defa katılacağımız bir Avrupa şampiyonası var. Takımımızı orada Türk hentbol severlere ve Avrupalı hentbol severlere bu katımın orada neler yapabileceğini göstermek istiyoruz. Önümüzde uzun yol var ama Türklere yakışır bir şekilde temsil edeceğimize inanıyorum. Tabi ki kolay değil ama neden olmasın, o maç kolay bu maç kolay şu maç imkansız gibi kesinlikle bir düşüncem yok hepsine çıkacağız aslanlar gibi mücadele edeceğiz. Başlangıçları gruplarda mücadele ederek ondan sonra çeyrek finaller, yarı finaller ve finaller görerek hentbolu şahlandıracağız inşallah, şimdiden sporcularımıza başarılar dilerim” diye konuştu. Çebi, hedeflerinin olimpiyatlara katılmak olduğunu vurgulayarak Türkiye’de hentbol kültürünü ve insanların bakış açısını değiştirmek istediklerini kaydetti. Başantrenör Buceschi, kadın hentbolunda grubu en iyi 4 gruptan 3. olarak bitiren finallere katılma hakkı kazandıklarını söyledi. Buceschi, finallerde Macaristan, Makedonya, İsveç müsabakaları çok zor takımlarla oynayacaklarını ve en iyi sonuçları alacaklarını ifade ederek, “Grubumuzda ilk 2 takım bir sonraki tura yükseliyor. Ana hedefimiz Kuzey Makedonya karşısında başarılı olabilmek, diğer güçlü takımlardan bir tanesinden de bir puan alabilmek ancak bu sadece kendimizi ilk ikiye atıp, diğer grubun takımlarıyla eşleşme şansı bulabileceğiz” ifadelerini kullandı.
Uğur Dündar hakkındaki babalık davasında karar açıklandı
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:17 Uğur Dündar hakkındaki babalık davasında karar açıklandı Gazeteci Uğur Dündar hakkında D.G. isimli bir kişi tarafından açılan "babalık davası"nda karar çıktı. Mahkeme, Dündar’ın D.G.’nin biyolojik babası olmadığı sonucuna vararak davayı reddetti. Isparta 3.Aile Mahkemesinde görülen duruşmaya Uğur Dündar ile D.G. katılmazken taraf avukatları hazır bulundu. Hakim dosyayı karara bağlayacaklarını belirterek Adli Tıp Kurumu’nun DNA incelemesi yaptığını biyolojik babalık durumuna ilişkin delil bulunmadığını aktardı. Kararını açıklayan mahkeme, "Uğur Dündar’ın D.G.’nin biyolojik babası olmadığı" sonucuna vararak davayı reddetti. Kararın ardından sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Dündar, "Adli Tıp Kurumu DNA incelemesi, biyolojik babalık iddiasını kesin olarak reddetmişti. Dün de mahkeme kararını verdi ve bu gereksiz davayı reddetti" ifadelerine yer verdi. “Dosyayı İstinaf Mahkemesine götüreceğiz” D.G.’nin avukatları Ahmet Furkan Uludağ ile Ferihan Polat ise karara ilişkin, “Dündar her ne kadar süreç tamamen sona ermiş gibi açıklama yapmış ve bazı gündüz kuşağı programlarında da bu yönde söylemlerde bulunulmuş ise de DNA raporuna yapmış olduğumuz itirazlarımız bakidir. DNA testi ve raporlama aşaması usule uygun yapılmamış ve hatalarla doludur. Bu da bizlere raporun gerçeği yansıtmadığını düşündürmektedir. Bu nedenle dosyayı üst mahkeme olan İstinaf Mahkemesine götüreceğiz. İstinaf Mahkemesi itirazlarımızı değerlendirip bir karar verecektir. Özetle; karşı tarafın ‘gereksiz’ olarak tanımladığı ancak müvekkilin hayatına mal olan davada henüz kesin bir karar yoktur. Hukuki mücadelemiz devam etmektedir” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş:
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:11 TBMM Başkanı Kurtulmuş: TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “TBMM’yi sadece 86 milyon vatandaşımız bakmıyor, dünyanın dört bir tarafından Türkiye’yi dikkatle izleyen milletlerde TBMM’de neler olduğunu bittiğini yakından takip ediyor. O an yapılan iş, söylenen söz maksadını aşan tavırların kalıcı olarak Türk demokrasisi üzerinde hasarlar bıraktığını da arkadaşlarımızın görmesi lazım” dedi. Kurtulmuş, makamının önünde Plan ve Bütçe Komisyonu başlangıcında yaşanan arbedeyi değerlendirdi. Kurtulmuş, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaşanan arbede görüntülerinin üzücü olduğunu söyleyerek, “Bu görüntülerin Plan ve Bütçe Komisyonu’nun girişinde ortaya konulmuş olması öncelikle her şeyden evvel Meclisin demokratik işleyişine, Meclisin yasama fonksiyonunun yanında denetim fonksiyonunun yapılmasına karşı yapılan saygısızca bir davranıştır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Yine her şeyden evvel bu kadar fedakarlık içinde çalışan Plan ve Bütçe Komisyon üyelerine bir haksızlık olduğu kanaatindeyim. TBMM her türlü fikrin konuşulabileceği, her türlü müzakerenin, münakaşanın yapılabileceği, bütün bunların kaba kuvvetle, engellemeyle, kaba ve yaralayıcı sözlerle değil medeni ilişkiler içerisinde sözün gücünü kullanarak gerçekleştirilebileceği yerdir” ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, her türlü eleştiriyi, muhalefet görevini yerine getirme olduğunu belirterek, “Söz haklarının kullanılabileceği, denetim mekanizmasının kullanılabileceği bu mekan yürütmeyi temsilen gelen bir Bakanımıza, İçişleri Bakanımıza ‘Sen buraya giremezsin’ diyerek engel koymak hiçbir demokratik anlayışa sığmaz. Bunun kabul edilmesi, makul görülmesi mümkün değildir. Bizim bundan sonraki süreçte bütün partilerden beklentimiz, bu sürecin daha iyi, olumlu bir şekilde TBMM’nin demokratik fonksiyonlarını yürütebilmesi için grup yöneticisi arkadaşlarımızın üzerine düşen sorumluluğum yerine getirmesini bekliyoruz. Ben olaydan sonra CHP Genel Başkanın Özgür Özel’i aradım. BU konuda, burada ortaya konan yaklaşımdan, buradaki tutum ve davranışlardan, sergilenen tavırlardan memnun olmadığımızı, büyük bir rahatsızlık duyduğumuzu, Meclis yönetimi olarak sadece bizleri değil, TBMM bakan milletimizin tamamını rahatsız ettiğini, çirkin görüntüler olduğunu kendisiyle de paylaştım. TBMM’yi sadece 86 milyon vatandaşımız bakmıyor, dünyanın dört bir tarafından Türkiye’yi dikkatle izleyen milletlerde TBMM’de neler olduğunu bittiğini yakından takip ediyor. O an yapılan iş, söylenen söz maksadını aşan tavırların kalıcı olarak Türk demokrasisi üzerinde hasarlar bıraktığını da arkadaşlarımızın görmesi lazım” dedi.
Ankara’nın 310 günlük suyu kaldı
20 Kasım 2024 Çarşamba - 15:33 Ankara’nın 310 günlük suyu kaldı Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürü Memduh Aslan Akçay, Ankara’nın sadece 310 gün yetecek suyu olduğunu belirterek, vatandaşlara suyu tasarruflu kullanmaları çağrısında bulundu. ASKİ’nin dijital sensörlerle online olarak anlık ölçüm yaptığı barajlarda 19 Kasım tarihinde gelen su miktarı 170 bin 638 metreküp olarak kaydedildi. Toplam abone sayısının 2 milyon 617 bin 797’ye ulaştığını belirten ASKİ, güncel verilerine göre önümüzdeki süreçte hiç yağış olmaması halinde Ankara’nın yaklaşık 310 gün yetecek kadar suyu bulunduğunu açıkladı. 2023 yılının Ekim ayında Ankara barajlarında toplam buharlaşma miktarının 2 milyon 638 bin 992 metreküp olduğunu açıklayan ASKİ Genel Müdürlüğü, barajlara en az suyun 130 milyon metreküp ile 1992 yılında, en yüksek suyun ise 661 milyon metreküp ile 2023 yılında geldiğini kaydetti. Ankara’nın barajlarına 2024 yılının Ocak ayında 161 milyon 341 bin 45, Eylül ayında ise 13 milyon 581 bin 76 metreküp su geldiği bildirildi. “Yaşamın vazgeçilmezi suyu bilinçli tüketelim” ASKİ Genel Müdürü Memduh Aslan Akçay, tüm dünyayı etkileyen küresel ısınmaya bağlı olarak kuraklık tehdidinin arttığına dikkati çekerek, sınırlı su kaynaklarının korunmasının her geçen gün önem kazandığının altını çizdi. Bilinçli tüketim ve suda tasarruf çağrısını yineleyen Akçay, şöyle konuştu: “Ankara, toplam 11 barajdan besleniyor ancak yoğunluk Çamlıdere ve Kurtboğazı barajlarında. Diğer barajlar depolama görevi görüyor. Suyumuzun her damlası çok kıymetli. Artık toplum olarak suyumuzun sonsuz olmadığı bilincini yerleştirmeliyiz. Yaşamın vazgeçilmezi olan su kaynağını tasarruflu kullanmazsak gelecek nesillere aktaramayız. Su israfına geleceğimiz için hep birlikte ‘Dur’ diyelim. Bu çerçevede hepimizin yapabilecekleri var. Örneğin vatandaşlarımızın içme suyu ile halı ve araçlarını yıkamamalarını istiyoruz. Ayrıca tarımda suyun kontrolsüz ve ölçüsüzce toprağa verildiği vahşi sulamadan uzak durmalarını, damlama sulama sistemini tercih etmelerini rica ediyoruz.” ASKİ, su tasarrufu konusunda farkındalık oluşturmak için sivil toplum örgütleri, Kent Konseyi, meslek odaları ve muhtarlar ile ortak çalışmalar yürütüyor. Ayrıca kente içme suyu sağlayan Akyar, Çamlıdere, Çubuk 2, Eğrekkaya, Kargalı, Kavşakkaya, Kesikköprü, Kurtboğazı, Peçenek ve Türkşerefli barajlarının su miktarını dijital sensörler aracılığıyla anlık takip ederek, kurumun resmi internet sitesinde açıklıyor.
Keçiören Belediyesi’nden 27. uluslararası tiyatro festivali
20 Kasım 2024 Çarşamba - 14:57 Keçiören Belediyesi’nden 27. uluslararası tiyatro festivali Keçiören Belediyesi tarafından 27’ncisi Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali 24 Kasım-22 Aralık tarihleri arasında sanatseverler ile buluşacak. Keçiören Belediyesi, 27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali 24 Kasım-22 Aralık tarihleri arasında sanatseverleri tiyatro oyunlarıyla buluşturacak. Yaklaşık bir ay sürecek festivalde büyükler ve çocuklar için üçer oyun olmak üzere toplamda 6 farklı oyun Keçiören’de sahnelenecek. Oyunları izlemek isteyen tiyatro severler, Keçiören Belediyesi web sayfası üzerinden biletlere ulaşabilecekler. İstedikleri oyun için gün, saat ve koltuk rezervasyonlarını yaptıran tiyatro meraklıları oyunları seyredebilecek. Toplam 6 oyun sahnelenecek Keçiören Belediyesi Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu ve Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi’nde sahnelenecek oyunlardan büyükler için; O Kız Buraya Gelecek, Ortadaki Oyun, Kuvayi Milliye Kadınları oyunları perde diyecek. Çocuklar için ise Hacivat Karagöz, Kalbimdeki Pervane ve Keloğlan ve Dr. Sihirbaz isimli oyunlar sahnelenecek. “Yediden yetmişe herkes tiyatroya doyacak” Bir ay boyunca sanatın kalbinin Keçiören’de atacağını söyleyen ve sanatseverleri festivale davet eden Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, “27. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali ile yediden yetmişe herkes tiyatroya doyacak. Geleneksel kültürümüzü yaşattığımız bu güzel organizasyonun düzenlenmesine emek veren sanatçılarımıza, kurum ve kuruluşlarımıza, yöneticilerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.
MHP’li Akçay, Plan ve Bütçe Komisyonu öncesinde çıkan arbedeyi değerlendirdi
20 Kasım 2024 Çarşamba - 14:20 MHP’li Akçay, Plan ve Bütçe Komisyonu öncesinde çıkan arbedeyi değerlendirdi Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Erkan Akçay, "Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşattığı bu zorbalığı ve terbiyesizce davranışları şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu ve komisyonları kanunları görüşüldüğü, müzakerelerin yapıldığı, tartışmaların gerçekleştiği yüce mekandır ve Gazi Meclisimizdir. Kavganın ve zorbalığın yapılacağı yer olamaz ve olmamalıdır” dedi. Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Erkan Akçay, MHP Grup Yönetim Toplantı Salonu’nda İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmeleri öncesinde yaşanan arbedeyi değerlendirdi. Akçay, İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülmeye başlanacağı esnada Bakan Ali Yerlikaya’nın komisyon salonuna girişinin, CHP grup yöneticileri ve milletvekilleri tarafından terbiyesizce engellenmeye çalışıldığını belirtti. Akçay, "Bu engelleme yapacakların ön safhasına CHP’nin kadın milletvekilleri yerleştirilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşattığı bu zorbalığı ve terbiyesizce davranışları şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu ve komisyonları kanunları görüşüldüğü, müzakerelerin yapıldığı, tartışmaların gerçekleştiği yüce mekandır ve Gazi Meclisimizdir. Kavganın ve zorbalığın yapılacağı yer olamaz ve olmamalıdır. Meclis tarihimiz böyle bir rezalet görmemiştir. 104 yıllık Meclis tarihimizde milli iradenin tecelli etmesini engelleyen birkaç vaka yaşanmıştı" dedi. Akçay, Meclisin 15 Temmuz terörist saldırısında dahi çalıştığını belirterek, "Şimdi bu CHP’liler adeta 15 Temmuz zihniyetiyle hareket ederek Meclisin çalışmasını engellemeye gayreti içerisine girmeye çalışmışlardır. Bunun adı milli irade düşmanlığıdır, hukuk tanımazlıktır ve bu gaflettir, delalettir. Cumhuriyet Halk Partisi olur olmaz, yerli yersiz iktidara muhalefet edeceğiz derken ülkemize ne kadar zarar verdiğinin maalesef farkında değildir. CHP bu siyasetiyle terör sevicilerine figüran olmaktadır. CHP pusulasını kaybetmiş, savrulmuştur” ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı Özel’in partisi üzerinde otoritesini kaybettiğine dikkat çeken Akçay, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin başkanı kimdir, belli değildir. 16 Ağustos’ta CHP’nin teklifiyle meclis Genel Kurulu olağanüstü toplanmıştı. CHP tarafından bu toplantı provoke edilmiş, çok ciddi kavgalar yaşanmıştı” şeklinde konuştu. Özel’in sözlerini hatırlatan Akçay, CHP’nin hukukun işlemesine engel olmaya çalıştığını belirtti.
SSB Başkanı Görgün: “Türkiye’de deniz havacılığına en yüksekten girdi”
20 Kasım 2024 Çarşamba - 14:03 SSB Başkanı Görgün: “Türkiye’de deniz havacılığına en yüksekten girdi” Hacettepe Üniversitesi’nin ASELSAN Akademisi’ne katılmasından dolayı düzenlenen ‘Üniversiteler ve ASELSAN Arası İşbirliği Protokolü’nün imza töreninde konuşan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii (SSB) Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, “Daha dün insansız hava platformlarımızdan TB3, TCG Anadolu’ya, iniş ve kalkışını yaptı. İnanılmaz bir başarı. Dünyada bu konuda yarış içindeydik. Türkiye’de deniz havacılığına en yüksekten girdi” dedi. Dört araştırma üniversitesi ve ASELSAN işbirliği ile 2017 yılında kurulan ASELSAN Akademi Programı’na Hacettepe Üniversitesi de dahil oldu. Bu çerçevede Üniversiteler ve ASELSAN Arası İşbirliği Protokolü, ASELSAN’ın Ankara Gölbaşı Yerleşkesi’nde imzalandı. İmza törenine, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, ASELSAN Teknoloji ve Strateji Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Taha Yücel ve iş birliği kapsamındaki üniversitelerin rektörleri katıldı. TUSAŞ’a yönelik gerçekleştirilen terör saldırısında şehit olan vatandaşların anılarak başladığı program, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Ardından törenin açılışında konuşan Görgün, ASELSAN Akademi Programı’nı başlatırken üniversitelerin savunma sanayisine ilgisini artırmayı hedeflediklerini belirterek, Hacettepe Üniversitesinin de bu programa olumlu katkılar sağlayacağını söyledi. “Dünya havacılığında bir ilk” Türkiye’nin savunma sanayii alanında geldiği noktanın herkesi gururlandırdığını dile getiren, SSB Başkanı Görgün, yurt dışındaki müttefiklerin de bu gelişmeleri ‘gıpta’ ile takip ettiklerini bildiklerini ifade etti. Görgün, sektörün her gün daha da gelişerek devam ettiğine dikkati çekerek, “Daha dün insansız hava platformlarımızdan TB3, TCG Anadolu’ya, iniş ve kalkışını yaptı. İnanılmaz bir başarı. Dünyada bu konuda yarış içindeydik. ‘Bakalım kim kazanacak bir yarışı’ diyorduk, Türkiye kazanacak mı? Çok şükür. Bu bir hamaset değil, gerçek bir başarı. Dünya havacılığında bir ilk. Türkiye’de deniz havacılığına en yüksekten girdi. İnsansız hava aracıyla kısa bir piste inip kalış yapabilen birçok yönüyle çok önemli bir başarı” diye konuştu. YÖK ile birçok program başlattıklarına dikkat çeken Görgün, ASELSAN Akademi’nin farklı disiplinlere yönlendirilmesi için çalışma yapacaklarının da bilgisini verdi. “Artık doktora mezunu veren programlar iş dünyasına ve sanayiye hizmet verecek ve bu sektörlerde çalışmaya uygun bir şekilde yetiştirilecektir” ASELSAN’la lisansüstü programlara ilişkin başlatılan inisiyatifin çok önemli olduğunu vurgulayan YÖK Başkanı Erol Özvar, "ASELSAN Akademinin bugüne kadar olan çıktıları oldukça dikkat çekicidir. İlk yüksek lisans mezununu Haziran 2019’da ilk doktora mezununu ise Mart 2022’de vermiştir. ASELSAN Akademi’nin toplam mezun sayısı 426’sı yüksek lisans, 9’u doktora olmak üzere 435’e ulaşmıştır. Savunma sanayii sektöründe yüksek lisans ve doktora derecesine sahip çalışanların artmasını arzu ediyoruz. Bu vesileyle vurgulamak isterim ki, doktora derecesi sadece üniversiteden kadro almanın bir aracı olarak görülmekten çıkmak zorundadır. Bu bakımdan Yükseköğretim Kurulu doktora programlarına ilişkin yeni bir çalışmayı başlattığını da bu vesileyle duyurmak isterim. Artık ülkemizde doktora mezunu veren programlar sadece üniversitelere öğretim elemanı değil aynı zamanda iş dünyasına ve sanayiye hizmet verecek ve bu sektörlerde çalışmaya uygun bir şekilde yetiştirilecektir. Yapacağımız başta müfredat çalışmaları olmak üzere uygulamaya da yönelik olmak kaydıyla sektör ve iş dünyasının temsilcileriyle beklentilerin toplanmak suretiyle artık doktora mezunlarının da üniversite dışında çok daha geniş alanlarda hizmet vermesi, ülkemizin ekonomisine, araştırma kapasitesine ve teknolojik gelişmesine katkı vermesini canı gönülden arzu ediyor ve bu konuda çalışmalarımızı başlattığımızı siz kıymetli basın mensuplarıyla da paylaşmak arzu ediyorum" şeklinde konuştu.
Ankara’da yol verme kavgası cinayetle bitmişti: Güvenlik kamerasına yansıdı
20 Kasım 2024 Çarşamba - 14:00 Ankara’da yol verme kavgası cinayetle bitmişti: Güvenlik kamerasına yansıdı Ankara’da yol verme kavgası sonucu gerçekleşen cinayet, güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, Ankara’nın Keçiören ilçesi Çaldıran Mahallesi 491. Sokak üzerinde dün saat 19.55 sularında meydana geldi. Otomobil sürücüsü Harun Köse (37), trafikte motosikletli Çağatay Karakaya (20) ve Bilal Nalbant (25) ile tartıştı. Motosikletten inen Karakaya ve Nalbant, otomobil sürücüsü Köse’nin arabasının kapısını açtı. Köse, motosikletliler tarafından saniyeler içerisinde bıçakla yaralandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Köse, kaldırıldığı Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Polis ekiplerinin başlattığı çalışmada Karakaya ve Nalbant saklandıkları yerde yakalandı. Karakaya’nın 2 adet kasten yaralama suçundan kaydı mevcut olduğu, Nalbant’ın ise 3 adet kasten yaralamadan suç kaydı olduğu öğrenildi. "Adamla tartışmaya devam ettiler, sonra bıçakladı" Mahalle sakini Deniz Kargılı, İHA muhabirine yaptığı açıklamada şunları kaydetti: "8’e 10 kala civarlarında bir gürültüyle zaten burası sarsıldı. Arabanın birisi yol şeyi için normal bu tarafa girdi. Motosikletli iki kişi şuraya geldi. Ondan sonra birisi indi. Sonradan arkasından ikincisi indi. Kapıyı açıp muhtemelen adamla tartışmaya devam ettiler, sonra bıçakladı. 35 ila 40 saniye kadar bir şey sürdü zaten. Ondan sonra da motosikletine binip direkt aşağı doğru çekip gittiler. Ondan sonra da ambulans gelip zaten hastaneye götürdüler." Hayatını kaybeden Harun Köse’nin evli ve 5 yaşında bir kız çocuğu olduğu öğrenildi.