Yerel Haberler
Ankara
Anayasa Mahkemesi’nden siyasi partilere mali denetim 28 Kasım 2024 Perşembe - 01:12:16 Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye Altın Çağ Partisi, Ülkem Partisi, Kuvayi Milliye Partisi ve Sevgi ve Saygı Partisi’nin 2021 ve 2022 yılı için kesin hesaplarında mali denetim kararı Resmi Gazete’de yayımlandı, buna göre partiler hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Anayasa Mahkemesi’nin 5 siyasi parti hakkındaki mali denetim kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, 2820 sayılı Kanun’un 74’üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Siyasi partilerin genel başkanları, karara bağlanarak birleştirilmiş bulunan kesin hesap ile parti merkez ve bağlı ilçeleri de kapsayan iller teşkilatının kesin hesaplarının birer örneğini Haziran ayı sonuna kadar Anayasa Mahkemesi’ne ve bilgi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermek zorundadırlar” ifadelerine yer verildi. Buna göre yapılan incelemelerde 5 siyasi parti hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Yayımlanan kararlarda Sevgi ve Saygı Partisi’nin 2021 yılı ve Kuvayi Milliye Partisi’nin 2021 ve 2022 yılı kesin hesap incelemesinde partilerin gönderdiği kesin hesaba göre yapılan incelemeler sonucu Raportör Ömer Dursun tarafından heyete sunulan rapor incelendi. Buna göre Sevgi ve Saygı Partisi’nin genel merkezinin 2021 yılı için ve Kuvayi Milliye Partisi’nin genel merkezinin 2021 yılı içinde ve kapanma kararı alınan 26.06.2022 tarihine kadar hiçbir gelir elde etmediği ve hiçbir giderde bulunmadığı görüldü. Kararda partilerin faaliyet yürüttüğü binaların parti mülkü veya kira olmasına; partilerin kira, su, elektrik, telefon, kırtasiye gibi yönetim giderleri bulunması gerektiğine dikkati çekildi. Yapılan inceleme sonucunda ise partilerin Anayasa Mahkemesi’ne hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzenin oluşturulmaması, hesabın dışında gelir ve gider gerçekleştirilmesi inceleme ve araştırmayı engellemeye yönelik eylemleri olduğundan 2820 sayılı Kanun’un 111’inci maddesi gereğince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına oybirliği ile karar verildi. Ayrıca Ülkem Partisi’nin 2021 yılı, Türkiye Altın Çağ Partisi’nin 2021 ve 2022 yılı ile Yenilik Partisi’nin 2021 yılı kesin hesapları incelemeleri Raportör Ömer Dursun’un ilk inceleme raporuna göre heyet tarafından incelendi. Partilerin 2820 sayılı Kanun’un 74’üncü maddesi gereğince kesin hesaplarının bir örneği Anayasa Mahkemesi’ne ve bilgi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermek zorundu olduğu tekrar hatırlatıldı. Ancak yayımlanan kararda partilerin belgelerinin parti yetkili organlarınca onaylanmamış olduğu ve Anayasa Mahkemesi tarafından incelenebilecek belge olamayacağı belirtildi. Kararda partilerin kesin hesaplarının incelenip birleştirilmediği ve onaylandığına dair kararı göndermediği tespit edildi. Partilerin 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 69. 70. Ve 74. maddelerine aykırı davrandığı tespit edilirken partilerin Anayasa Mahkemesine hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzenin oluşturulmaması, hesabın dışında gelir ve gider gerçekleştirilmesi inceleme ve araştırmayı engellemeye yönelik eylemleri olduğundan 2820 sayılı Kanun’un 111’inci maddesi gereğince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına oybirliği ile karar verildi.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 23:35 Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden “Meryemana Tabiat Parkı” açıklaması Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Meryemana Tabiat Parkına giriş ücretleri ile ilgili, “İşletmenin Kurumumuza devrinden sonra fiyatların arttığı yönündeki iddialar asılsızdır” açıklamasını yaptı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, “İzmir’in Selçuk ilçesinde Meryemana evi ve kilisesi yakınında 7.491 metrekarelik alan, 1997 yılında otopark hizmetinde kullanılması maksadıyla Selçuk Belediyesi’ne verilmiştir. İzin süresi bitimi sonunda otoparkın Kurumumuza devredilmesi gerektiği 24 Ekim 2024’te Selçuk Belediye Başkanlığı’na tebliğ edilmiştir. 30 günlük verilen süre sonunda otopark Selçuk Belediyesi tarafından geri verilmemiştir. Mevcut alan 27 Kasım 2024 tarihinde teslim alınabilmiştir. Hemen ardından sahanın genel temizliği ve güvenliği için kurumumuz personeli görevlendirilmiştir. Kurumumuzca Meryemana Tabiat Parkında vatandaşlara daha iyi hizmet sunmak için çevre düzenleme, bakım onarım ve girişlerdeki yoğunluğu azaltmak maksadıyla HGS sisteminin kurulması çalışmalarına başlanmıştır. Söz konusu çalışmaların yılsonuna kadar tamamlanması planlanmakta olup, bu kapsamda 1 Ocak 2025 tarihine kadar alana girişlerde herhangi bir ücret alınmayacaktır. Dolayısıyla bazı medya organlarında işletmenin Kurumumuza devrinden sonra fiyatların arttığı yönündeki iddialar asılsızdır. Söz konusu haberlerde geçen ücret tarifesi 22 Mart 2024 tarihinde idarece onaylanan 2024 Korunan Alan Ücret Tarifesi kapsamında belirlenen bedeller olup alanın devredilmesinden sonra yapılan bir çalışma değildir” denildi.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 22:37 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ilişkin sunum yaptı ve gün sonunda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Göktaş, şehir, ilçe ve mahalle bazında sosyal risk haritalarını oluşturmaya yönelik çalışmaların ve sosyal olgulara yönelik çalışmaları tamamladıklarını belirterek, “Paydaş bakanlıklarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri entegrasyon çalışmalarımızı tamamladığımızda henüz vakalar gerçekleşmeden müdahale kapsamında kapasitemizi önemli ölçüde artırmış olacağız. Bu süreçte ilgili bakanlıklarımız kurum ve kuruluşlarımızla güçlü iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Biz bu çalışmaya öncelikle iki pilot ilçeden başlattık. Akabinde şu anda sosyal risk haritamızı ilk altı ilde başlattık” ifadelerini kullandı. Göktaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor. Onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Bakın bu konularda siyaset üstü bir konu olduğu için biz bunlar üzerinde politika veya şov yapmıyoruz. Biz her zaman vatandaşımızın yanındayız. Bunu görsellerle değil eylemle bizzat ailelerin yanında olarak yapıyoruz.” Narin Güran cinayetine yönelik soruya üzerine Bakan Göktaş, “Narin sekiz yaşında bir kız çocuğu. Böylesi elim bir hadisede hayatını kaybetmesi millet olarak hepimizi çok derinden üzdü. Narin tüm Türkiye’nin hepimizin kızı oldu. Şu an dava süreci devam ediyor. Hatta Narin kızımızın mahkemesinde onun hukuki olarak hakkını arayan bizleriz. Avukatlarımızın savunmasını herkes tarafından takdir gördü. Ben burada sizlerin huzurunda müdahil olduğumuz adli süreci takip eden avukatlarımıza ve bu süreçte yer alan tüm ekibimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Bakanlık olarak duruşumuzun her zaman çocuğun yanı olduğunu tüm ülkeye gösterdiler” dedi. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Bu ilkeden asla taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün küresel bir sorun olan şiddet karşısında evet küresel bir sorun gerek hukuki gerekse politika düzeyinde etkili bir mekanizmayı sahibiz. Çok yönlü bir sorun olan kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için tüm bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, STK’larımızla bu konuda topyekun bir seferberlik anlayışıyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu. "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” Kadınlara ilişkin eleştirilere Göktaş, “Kadını evlere hapsettiniz diyorsunuz. Yıllarca kıyafetinden dolayı istihdamdan siz uzaklaştırmadınız mı? Çok yakın bir geçmişten bahsettiğimi de hatırlatmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, yıllardır kadınla mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveyi hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. En geniş çerçevede insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz ve ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden, uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” diye konuştu. "Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti" Belediyelerin açtığı kreşlere yönelik soruya Göktaş, “Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatın yasal düzenlemede uygunluğunun denetlenmesini gerekiyor. Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocuklarımızın neyine herhangi bir şeye karşı elbette olmayız. Belediyelerin ve özel sektörün belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla bu tür kuruluşların yaygınlaştırılmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konuk evlerin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerinin taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen kreş adı altında anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Konu tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altından kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere gitti, bütün belediyelere gitti” ifadelerini kullandı. İzmir Selçuk’ta 5 çocuğun yangında ölmesine yönelik soru üzerine Göktaş, “Bakanlık personeli 18 kere sadece bu sene gitmiş. Anneyle evlatlar arasında yakın bağ görmüş. Anneyi ziyaret ettiğimde, anne personelimizin bizzat ismini biliyordu. Çocuğumuzun üstün yarar, çocuklarımızı düşünerek sadece hareket ettiğini söyledi. Bu minvalde çocukla, bakın çocuğu anneden koparmak gerçekten bir sorumluluk. Yani çok zor bir karar, bu tür kararları verebilmek. Anneyle evlatları arasında yakın bağ görmüş ve annenin girişimlerini görmüş. Annenin defaatle girişimleri ve dilekçeleri var. Anneannenin dilekçeleri var. Ancak ben yine de nerede sorumluluğu var, sorumluluğumuz var, onu araştırmak için bakanlık olarak geliştirme gereken tüm soruşturmalarımı da başlattığımı ifade etmek istiyorum. Her nerede bir ihmal varsa gereğini yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu çocuklar hepimizin çocuğu. Sizin komşunuzda böyle bir durum olsa bize haber vermez misiniz? Verirsiniz. Dolayısıyla her nerede bir ihvan varsa gereğinin yerine getireceğimizde hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ancak ben de herkesin üzerine düşen sorumluluğunu titizlikle yerine getirmesini diliyorum” dedi.
İçişleri Bakanı Yerlikaya: “Yasadışı bahisle ilgili 9 bin 780 tutuklama yaptık”
21 Kasım 2024 Perşembe - 00:50 İçişleri Bakanı Yerlikaya: “Yasadışı bahisle ilgili 9 bin 780 tutuklama yaptık” Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Yasadışı bahisle ilgili 9 bin 780 tutuklama yaptık. Çalışmalarımız devam ediyoruz. 9 bin 874 internet sitesinin engellendiğini, erişme engellenen sosyal medya hesaplarının da 77 bin 970 olduğunu ifade etmek istiyorum” dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM’de katıldığı Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin değerlendirmelerini dinledi ve kendisine yönlendirilen soruları cevapladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ile yaşanan gerginlikle ilgili konuşan Bakan Yerlikaya, “Sabah buraya geldiğimizde, Ali Mahir Başarır ve arkadaşlarının beni engellemesine çok üzüldüm. Buraya yakışmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı. “Yasadışı bahisle ilgili 9 bin 780 tutuklama yaptık” İllegal bahis operasyonları ile ilgili yöneltilen soruya Bakan Yerlikaya, “Yasadışı bahisle ilgili 9 bin 780 tutuklama yaptık. Çalışmalarımız devam ediyoruz. 9 bin 874 internet sitesinin engellendiğini, erişme engellenen sosyal medya hesaplarının da 77 bin 970 olduğunu ifade etmek istiyorum” dedi. “Soru önergelerinin yüzde 90,1’ini cevaplamışız” Soru önergelerinin çoğunun cevaplandırıldığını ifade eden Bakan Yerlikaya, “Yazılı soru önergeleri ile bugüne kadar 19 Kasımdan itibaren meclis aracılığıyla milletvekillerimiz tarafından tercih edilen soru önergelerinin yüzde 90,1’ini cevaplamışız” ifadelerine yer verdi. “Belediyelere bin 701 soruşturma talebi var” Belediyelere yönelik soruşturmalarla ilgili soru hakkında konuşan Bakan Yerlikaya, “Belediyelerle ilgili AK Parti 301, Cumhuriyet Halk Partisi 338, Milliyetçi Hareket Partisi 46, HDP 16, bağımsız 17, diğerleri ise 983 olmak üzere bin 701 soruşturma talepleri vardı. Bunlardan AK Parti 59, Cumhuriyet Halk Partisi 58, Milliyetçi Hareket Partisi 21, İyi Parti 7, HDP 10, diğer belediyeler ise 21 olmak üzere soruşturma izni verildi. Soruşturma izni verilmeyenler ise AK Parti 109, Cumhuriyet Halk Partisi 93, Milliyetçi Hareket Partisi 43, İyi Parti 23, HDP 6, diğerleri 21” diye cevap verdi. “Göreve geldiğimiz günden beri 155 kolluk personelimiz intihar etti” Polis ve diğer güvenlik görevlilerinin intiharları ile ilgili soruyu Bakan Yerlikaya, “Göreve geldiğimiz günden beri 79 emniyet, 79 jandarma, 2 sahil güvenlik olmak üzere maalesef 155 kolluk personelimiz intihar etmiştir. İntihar adli bir olay. Biz de idari soruşturma başlatıyoruz. İntiharların nedenleri ise aile içi anlaşmazlıkların oranı yüzde 30, kişi kötü alışkanlıklar, aşırı borçlanma, kripto para gibi nedenlerden 52 kişi, psikolojik nedenlerden 13 kişi, gönül ilişkileri nedeninde 17, diğer nedenler 12 ve incelemesi devam eden de 14 vaka var” diyerek yanıtladı. “İstisnai olarak Türkiye vatandaşlığı kazanan 238 bin 781 Suriyeli var” Vatandaşlık hakkı kazanan yabancı uyruklu kişilerle ilgili soruya Bakan Yerlikaya, “İstisnai olarak Türkiye vatandaşlığı kazanan 238 bin 781 Suriyeli var. Yatırım amaçlı istisnai olarak Türk vatandaşlığı kazanan 159 bin 433 yabancı var. Bunların 46 bin 163’ü yatırımcı, 35 bin 399’u eşleri, 77 bin 871’i de çocukları” şeklinde cevap verdi. “Göçmen kaçakçılığı organizatörlerinin organize suç örgütleri şehir eşkıyalarından hiçbir farkı yok” Düzensiz ve yasadışı göçle ilgili sorulan sorulara Bakan Yerlikaya, “Ben geldiğimde 5 milyon 196 bin düzenli göçmen sayısı vardı. Yaptığımız çalışmalarla, politikaları bu sayı bugün 4 milyon 174 bin 706 oldu. Biz düzensiz göçle kesintisiz durmadan duraksamadan mücadele ediyoruz. Göçmen kaçakçılığı organizatörlerinin organize suç örgütleri şehir eşkıyalarından hiçbir farkı yok. Bugüne kadar 6 bin 660 tutuklu. Şu anda adli kontrolü olan 2 bin 693 kişiyi de takip ediyoruz. Cezaevinden bir ay içinde çıkacak olan göçmen kaçakçılığı organizatörleri de takip ediyoruz. 2023 yılında 27 Avrupa ülkesinin göç idaresi tek başına 91 bin deport yaptı. Biz 132 bin yaptık. Bu senede 140 bini geçeceğiz. Düzensiz göçle müsamaha yok. Kesintisiz, etkin” ifadelerini kullanarak cevap verdi. İçişleri Bakanlığının 2025 mali yılı bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi İçişleri Bakanlığının 2025 yılı için toplam ödenek teklifi 1 trilyon 93 milyar 985 milyon 969 bin lira olarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunuldu. Bakanlığın merkez birimleri bütçesi 96 milyar 401 milyon 694 bin lira, 416 milyar 426 milyon 543 bin lirası Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, 261 milyar 262 milyon 624 bin lirası Jandarma Genel Komutanlığı’nın, 16 milyar 766 milyon 308 bin lirası Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın, 36 milyar 205 milyon 532 bin lirası Göç İdaresi Başkanlığı’nın, 266 milyar 923 milyon 268 bin lirası AFAD Başkanlığı’nın olmak üzere tüm bağlı kuruluşların bütçe toplamı 997 milyar 584 milyon 275 bin lira olarak komisyona sunuldu. İçişleri Bakanlığının bütçesinde 779 milyar 747 milyon 196 bin lira cari ödenekler, 314 milyar 238 milyon 773 bin lirası ise yatırım ödeneği olarak sunuldu. Görüşmelerin ardından, İçişleri Bakanlığının 2025 Mali Yılı Bütçesi kabul edildi.
İşçi konfederasyonlarından TBMM’de ortak açıklama
20 Kasım 2024 Çarşamba - 19:04 İşçi konfederasyonlarından TBMM’de ortak açıklama TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ genel başkanları ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyon Başkanı Vedat Bilgin ile TBMM’de görüştükten sonra ortak basın açıklaması yaptı. TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ genel başkanları TBMM’de, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyon Başkanı Vedat Bilgin ile görüştü. Görüşmenin ardından ortak basın açıklaması düzenlendi. Sağlık ve Çalışma Komisyonu olarak toplumun her kesiminden sorunlarla ilgili gelen talepleri değerlendirip bunların yasalaşması, sorunların çözülmesi konusunda çeşitli girişimlerde bulunduklarını ve adımlar attıklarını ifade eden Bilgin, “Bugün Türkiye içinde bulunduğu zor bir dönemden geçiyor. Ekonomide istikrarı sağlamak, enflasyonla mücadeleyi gerçekleştirmek için uygulanan bir program var. Ülkemizin uluslararası sistemle karşı karşıya bulunduğu sorunlar var. Fakat bütün bunları çözerken, bunlarla ilgili çözümler ortaya koyarken emeği çalışanları asla ihmal etmememiz gerektiğinin bilincindeyiz. Demokrasi, emeğin örgütlendiği, emeğin çalışma hukuklu çerçevesi içerisinde haklarının alındığı bir rejimdir. Ekonomik politikalar da sosyal politikalarla birlikte yürütüldüğü zaman başarılı olur. Toplumsal bakımdan kabul görür. Bu bakımdan ben ekonomik politikalarla sosyal politikaların paralel gitmesi gerektiğini savunan birisiyim” şeklinde konuştu. Son çeyrek asırdır görünmeyen bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya olduklarını belirten Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, “Biz taleplerimizi 130 gündür ülkenin değişik illerinde grevlerle, mitinglerle, iç durdurmalarla bunları sürdürdük. Hatırlarsınız bundan tam bir ay evvel Ankara’da Tandoğan Meydanı’nda 150 bin kişinin katıldığı bir miting yaptık. DİSK ülkenin değişik bölgelerine yaptı, Hak-İş ülkenin değişik bölgelerinde miting yaptı. Sorun şuydu, şimdi bizim vergiyle ilgili ana sıkıntılarımızdan bir tanesi; biz Ocak ayında aldığımız ücreti Aralık ayında almıyoruz. Maalesef biz 12 ay çalışıyoruz. İşçiler 2 ayını vergiye veriyor. Yani bunun kabul edilir bir tarafı yok. Geçmişte asgari ücretin 17 katıydı vergi dilimi. Şimdi maalesef baktığınız zaman 5 katı oluyor. Yani bu eski düzenlemeye gelse bile problemin en azından bir bölümünü halletmiş olacağız” diye konuştu. Taşeronların, staj mağdurlarının ve emeklilerin aldığı ücretlerden dolayı kendilerinden beklentilerinin olduğunu ifade eden Atalay, “Şu anda biz bugün burada bu basın toplantısını yaparken sabahleyin Çayıran’da 500 tane maden işçisi kendini madene kapattı. Sebep şu: Çayıran, Nallıhan, Beypazarı’nda öyle bir özelleştirme yapılıyor ki sanki o bölgenin bir tarafında dörtte ikisi, bir tarafında dörtte üçü şartnamenin ne olduğunu bilmiyor. Satılıyor. Burada işçi yok. Burada ailesi yok. Spor testleri satılıyor. Lojmanlar satılıyor. Bununla ilgili bugüne kadar yetkililerin tamamlanan bende ve yetkili sendikalarda görüştü. Şu ana kadar müspet bir cevap alamadık. Dört Aralık’ta ihale var. Arkadaşlarımız Sabahleyin kendilerini oraya kapattılar. Arkadaşlarımız müspet bir netice alana kadar oradan çıkmayacaklar” dedi. Kamu işçilerinin geçmişte ücretlerde öncü olduğunu vurgulayan Atalay, şu an ise bu enflasyondan dolayı kamu işçilerinin maaşlarının asgari ücret düzeyine düştüğünü dile getirdi. Konuşmasının devamında asgari ücret komisyonunun yapısı hakkında konuşan Atalay, “Şu anda gündemde şu asgari ücret var. Asgari ücretle ilgili kırk senedir görüşmeler devam ediyor. Kanunun gereğinde Türk-İş asgari ücretliyi temsil ediyor. 15 kişi var. Bugüne kadar dört kere imzalanmış. Otuz altı kere imzalanmamış. İşçiyle işveren beraber olduğu zaman istediği rakamı çıkarma imkanı var. İki dönemdir de asgari ücret tesis komisyonunun tamamı işçi oluyor. Bu dönemde ilk toplantılarını bugün Türk-İş’te yaptılar. Beş tane asgari üyemiz var. Bir tanesi sembolik olarak Türkçe Genel Başkan Yardımcısı ama dört tane arkadaşımız işçi. Onlar geçen dönem bize geldiler. Dediler ki yıl on sekiz bin lira olsun. Yılda iki kere olsun. Getirdiler önümüze koydular .Biz ülkeyi yöneltenin önüne koyduk. Dedik ki 18 bin lira olsun. Yılda iki kere olsun. Bunla ilgili bugüne kadar müspet hiç çalışma yapılmadı. Mitingde biz asgari ücretli, emekli ve taşeron arkadaşımıza söz verdik. Asgari ücret öyle bir noktaya geldi ki başta İMF olmak üzere uluslararası örgütler, sermaye kuruluşları bugüne kadar birçok kişi kurum tutar ve artış oranı açıklamadı. Burada bir algı operasyonu yürütülmekte. Enflasyonla mücadele için düşük asgari ücret gerektiği savunulmakta” diye konuştu. “Türkiye’deki temel mesele bir bölüşüm meselesi” Atalay’ın ardından açıklamasını gerçekleştiren DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye’de işçiler, emekçiler, ücretiyle geçinenler, emekliler, kadınlar, gençler çok ciddi bir geçim sıkıntısıyla karşı karşıya. Yüksek enflasyon, işsizlik, enflasyon karşısında alım gücümüzün her gün daha da fazla azaldığı bir süreci yaşıyoruz. Şunu öncelikle ifade etmek istiyorum ki hepimizin yaşadığı bu yoksullaşma Türkiye yoksullaştığı için gerçekleşmiyor. Türkiye’deki temel mesele bir bölüşüm meselesi. Hepimiz çalışıyoruz, üretiyoruz ancak ürettiğimiz değerin paylaşımında, bölüşümünde büyük bir adaletsizlik var. O nedenle DİSK olarak iki yılı aşkın bir süredir gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet mücadelesi veriyoruz” ifadelerini kullandı. “Türkiye’de vergilerin yüzde 66’sını dolaylı vergiler, yüzde 34’ünü doğrudan vergiler oluşturuyor” Sosyal devlette çalışanlar, güçsüzler, zayıflar, emeklilerin korunmak zorunda olduğunu belirten Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Türkiye’de gerçekten adaletsiz bir vergi sistemiyle karşı karşıyayız. Nereden bakarsanız bakan geçmişle kıyaslanmayacak kadar bir geriye gidiş söz konusu. Türkiye gelişiyor, Türkiye büyüyor, Türkiye her alanda önemli adımlar atıyor ama vergi konusunda geriye gittiğimiz ortada. Hem vergi dilimleri hem vergi konusundaki bugüne kadar karşılaştığımız zorlukları daha da genişleten bir aşamadayız. Türkiye’de bir orandan bahsetmek istersek Türkiye’de vergilerin yüzde 66’sını dolaylı vergiler oluşturuyor. Yüzde 34’ünü doğrudan vergiler oluşturuyor. Yüzde ikisini ise servetten vergiler. Ne yazık ki hala finanstan vergi alınamıyor. Hala mevduattan vergi çok düşük. Kamu özel ortaklığı konusunda ilk defa bazı vergiler alınmaya başlandı ama bunların hiçbirisi yeterli değil. Devlet yakaladığından vergi alıyor. En çok da çalışanlarımız, ücretlilerimiz bu konuda ciddi şekilde vergi veriyoruz” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özel: "(Meclis kavgası) Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler"
20 Kasım 2024 Çarşamba - 19:03 CHP Genel Başkanı Özel: "(Meclis kavgası) Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Çok gecikmeli olarak meclis başkanının telefonuna döndüğümde bir yandan da görüntülere baktım ama açıkça söyleyeyim ki Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı’nı, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği’ni ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği’ni ziyaret etti. Özel, yaptığı konuşmada hiçbir annenin gözünde yaş olmaması gerektiğini ifade ederek meclisin merkez olması gerektiğini söyledi. Özel, İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde yaşanan kavga için ise bir protesto yapıldığını ancak polis ile karşılık verildiğini kaydetti. “Tam bir mutabakatın olması gerekir” Bahçeli’nin mecliste yaptığı çağrının gündemi değiştirdiğini vurgulayan Özel, “Benim bugünkü ziyaretlerimin en önemli noktalarından bir tanesi şu; hepinizin malumu Bahçeli’nin bir grup konuşmasında kullandığı bir ifade Türkiye’nin gündemini değiştirdi. Bu ifade Abdullah Öcalan’ın meclise gelmesi yönünde bir çağrı yapmasıydı. Bu konuşmadan yaklaşık 1 saat sonra çıktığım konuşmada şunu söyledim: bu iş öyle birilerini buraya getirmek ya da bir yerlerde siyasi pazarlık yapmakla olmaz biz bir tek şehidimizin daha olmaması için, annelerin gözünün yaşının durması için, gazilerimiz için bundan sonra yapılacak faaliyetlerde elbette destek olmak isteriz. Kim ister şehit gelsin kim ister gazi olsun? Ancak bu iş için 4 tane kriter koyduk. Bunlardan ilki; meclis merkez olsun, ikincisi açıklık şeffaflık, üçüncüsü karşılıklı iyi niyet ve bunun samimiyetle ortaya konulması, dördüncüsü ulusal bir mutabakat. Tam bir mutabakatın olması gerekir dedik ve bu mutabakatın ortaya konmasıyla ilgili mecliste yapılacak toplantılarda bir beşinci kriteri kendim ifade ettim. Toplumsal mutabakat sağlanacaksa mecliste oturup bunu konuşmalıyız. Konuşacaksak ilk toplantıda da şehit aileleri ve gaziler gelmeli, düşüncelerini söylemeli. Son toplantıda da gelip ulaşılan noktaya rızaları var mı yok mu söylemeliler. Onların razı olmadığı hiçbir şeye ben razı olmayacağım diye Bahçeli’den sonra yaptığım konuşmada ifade ettim. Bunu her fırsatta, her toplantıda da Diyarbakır’da da İstanbul’da da Manisa’da da Türkiye’nin bir başka ilinde de ifade etmeye devam ediyorum” açıklamasında bulundu. “Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler” İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmeleri öncesinde yaşanan kavgaya ilişkin konuşan Özel, "Çok gecikmeli olarak meclis başkanının telefonuna döndüğümde bir yandan da görüntülere baktım ama açıkça söyleyeyim ki Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler. Çünkü ben sonra tüm görüntülere baktım. Meclis başkanı yumruklaşmadan bahsedildiğini söyledi. Bir itiş kakıştan bahsedildiğini söyledi. Ben de tedirgin oldum. Görüntülere baktım ve arkadaşlarla konuştum. Meclis’te her gün bütçe başlarken bakanlıkla ilgili bir mesaj veriliyor. Bizim günlerce milletvekillerimizi, polise verilen kanunsuz emir ile belediyeye sokulmamasını dikkat çekmek için komisyonun kapısında durmuşlar ve ‘iyi oluyor mu, şimdi biz de sizi sokmasak olur mu?’ demişler. Buna dikkat çekmek için yapılmış bir protesto bu. O sırada oranın iyi yönetilemediği söyleniyor. Salona yanlarındaki polis arkadaşlarla girmeye çalışıyorlar. Bir arbede görüntüsü çıkıyor. Bugün sorun dedim bakana sordular. Bunu tutanak altında sorduk sayın bakan da olduğunu söylemiyor. Eğer böyle bir şey olsaydı ben tabii özür dilerdim” diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanı Güler’den CHP Genel Başkanı Özel’in iddialarına cevap
20 Kasım 2024 Çarşamba - 18:56 AK Parti Grup Başkanı Güler’den CHP Genel Başkanı Özel’in iddialarına cevap AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, “Hukuk ve disiplinsizlikten dolayı bir soruşturma yapıldığını, bir disiplin işlemi yapıldığını dün itibariyle Milli Savunma Bakanlığımız açıklamış. Söylenen sözlerle hiçbir ilgisi yok. Orada ne söylendiğiyle ilgili bir soruşturma, bir disiplin süreci işletilmiyor. Orada yapılan durum, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milli manevi ve mesleki değerleri bir bütündür ve ayrıştırmaya çalışmak son derece tehlikelidir” dedi. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Grubu’nda TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaşanan arbedeyi değerlendirdi. Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın komisyon salonuna girişinde engellemeyle karşılaştığını ve arbede yaşandığını hatırlatarak, “Hiç arzu etmediğimiz, üzüntü duyduğumuz görüntüler kamuoyuna yansıdı. Aziz meclisimiz, aziz milletimizin oylarıyla seçilmiş milletvekillerimizin görev yaptığı bir tarihi mekan. Burada seçilen milletvekillerimiz kendi seçmenine yönelik olarak aziz milletimizin beklentilerini karşılayacak şekilde her türlü faaliyeti, çalışmayı, her türlü öneriyi, varsa eleştiriyi her zeminde ve her alanda yapma sorumluluğu içerisindedir” ifadelerini kullandı. Sorumluluk sahibi olarak Özgür Özel’den de konuyla gerekli adımı beklediklerini belirten Güler, “Burada asla kaba kuvvete, şiddete ve kabadayılığa asla yer veremeyiz. Kabul edemeyiz. Bunu normal sayamayız. Ben bir kez daha bu konularda bütün arkadaşlarımızın duyarlı bir şekilde meclis çalışmalarına her türlü katkıyı vermelerini, düşüncelerini, fikirlerini rahatlıkla söyleyebilmelerini, her türlü müzakerenin rahatlıkla yapılabileceği bir ortam olarak inşallah meclisimizi bundan sonra da güzel çalışmalara imza atacaktır. Aziz milletimiz bizden bu türden bir davranış beklemiyor. Kendi beklentisini, kendi hayatını daha da iyileştirecek kanunları yapmayı bizden bekliyor. AK Parti grubu olarak bundan sonra da bu dikkatle, bu özenle, bu hassasiyetle, meclis çalışmalarına devam edeceğimizi ifade ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’den de gerekli tutumu almayı buradan beklediğimizi, bir özür beklediğimizi de ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu. Güler, dün CHP grup toplantısında konuşan Özel’in sözlerine cevap verdi. Güler, 9. Yargı Paketi olarak bilinen teklifle ilgili olarak, “Kanun teklifimiz bizim madde olarak Türk Ceza Kanunu’nun yedinci bölümünde yer alan ve Türk Ceza Kanunu’nun 326. maddesi kapsamında başlayan ve devamında da mevcut. Bu ceza maddeleriyle birlikte ki orada en son 326. maddedeki ve devamındaki maddeler devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından bahseder. 339. maddede bu kapsamda bilgi ve belge temin etmeyi ifade eder. Fakat Sayın Özgür Özel, dün yaptığı açıklamada maalesef ama maalesef şöyle ifadelerde bulunmuştur. Ne demiştir? Demiştir ki bu yasayla Güya MİT Türkiye’deki üçüncü ülkelerin birinci ülkelere yaptığı operasyonlarda falan filan ama bir yazmış AK Parti grubu herkes ajan, gazeteci ajan, televizyoncu ajan, öğrenci ajan, siyasetçi ajan, her muhalif ajan. Bu cümleleri duyduğumda ben ağzım açık, hayretler içerisinde kaldım. Acaba Sayın Özgür Özel’e ne okuttular? Neyi okudu? Çok merak ediyorum. Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme başlığı. Madde 339’a aziz milletimize de buradan ben arz etmek istiyorum. Bakın bakayım biraz önce Özgür Özel Bey’in bahsettiği gibi bir şey var mı? Geçiyor mu? Bu bölümde düzenlenen suçları oluşturmamak kaydıyla devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir” diye konuştu. Teğmenlerin Kara Harp Okulu’nda yemiyle ilgili de Güler, “CHP Genel Başkanı yine o grup toplantısında malumunuz Kara Harp Okulu’nda yaşanan ve resmi törenin dışındaki bir korsan yemin merasimine hakkında da çok enteresan sözler söylemiş. Ne demiş mesela? Demiş ki orada; Burada korsan yemin törenini düzenleyen teğmenlerin kılıç çekerek biz Mustafa Kemal’in askeriyiz dedikleri için cezalandırıldıkları ve haklarında disiplin soruşturması yapıldığını iddia ediyor. Halbuki burada olayların esasına baktığımızda bu korsan yemin törenini düzenlemeye çalışan teğmenlerin bazılarının öncesinden oradaki bölük komutanı ve tabur komutanı tarafından uyarıldıkları, izin almaya çalıştıkları ve bu hususta da evre itaatsizlik yapıldığını iddia ediyor. Hukuk ve disiplinsizlikten dolayı bir soruşturma yapıldığını, bir disiplin işlemi yapıldığını dün itibariyle Milli Savunma Bakanlığımız açıklamış. Söylenen sözlerle hiçbir ilgisi yok. Orada ne söylendiğiyle ilgili bir soruşturma, bir disiplin süreci işletilmiyor. Orada yapılan durum, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milli manevi ve mesleki değerleri bir bütündür ve ayrıştırmaya çalışmak son derece tehlikelidir. Eylemin önceden planlanarak basınında davet etmek suretiyle organize şekilde yapılması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde ayrılık varmış algısı oluşturulmuş, böylece Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranış sergilendiği tespit edilmiştir, diyor. Bu kapsam içerisinde yürütülen bir soruşturma rapora bağlanmış ve yüksek disiplin kurulu da bu süreci devam ettiriyor. İlgili teğmenler savunmalara alınacak, ilgili bu kişilerin yaptığı eylemler yüksek disiplin kurulu tarafından değerlendirilecek ve ona göre bir karar oluşturulacak” değerlendirmesini yaptı. Belediye borçlarına yönelik ise Güler, “Mesela Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin seçimlerden önce Şubat 2019’daki borcu 200 milyon TL. SGK’ya borcu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yine Şubat 2019’daki borcu 70 milyon TL. Sonra hangi parti geldi? Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları geldi. Peki ne olmuş arkadaşlar? Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Eylül 2024 itibariyle borcu tam 8.3 milyar TL’ye yükselmiş. Tam 41 kat artmış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Eylül 2024 itibariyle borcu da tam 5.9 milyar TL’ye çıkmış. Tam 85 kat artmış” ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Başarır: “Ne demek kamera tokatlamak. Bizden özür dileyecek Ali Yerlikaya”
20 Kasım 2024 Çarşamba - 17:53 CHP Grup Başkanvekili Başarır: “Ne demek kamera tokatlamak. Bizden özür dileyecek Ali Yerlikaya” CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, “Ne demek kamera tokatlamak. Bizden özür dileyecek Ali Yerlikaya” dedi. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM’de yaptığı açıklamada Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaşananları değerlendirdi. Başarır, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda istenmeyen olayların yaşandığını belirterek, “İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken sayın bakana kapıda bir soru sormak istedik. Sorumuz net; ’Siz bizi on gün boyunca vekilleri Esenyurt Belediyesine sokmadınız? Bu soruya cevap verin. Bir dakika kapıda beklemek nasıl duygu?’ Biz bu şekilde İçişleri Bakanı’nı karşıladık. Selam vermeden, ittirerek içeri girmek istedi. Kamera tokatlayan ilk İçişleri Bakanı. Dokunduk mu, hakaret ettik mi? Kamera tokatlayan, bize saldırıp içeri gitmek isteyen kim; İçişleri Bakanı” diye konuştu. Başarır, İçişleri Bakanı Yerlikaya’yı uyardığını söyleyerek, “Sakın onu (Süleyman Soylu) örnek alma dedik. Sonun Süleyman Soylu gibi olur dedim. Gel sunumu yap, vekiller eylemde, söylemde de bulunur. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş basın toplantısı yapıyor. Vekiller Esenyurt Belediyesi’ne alınmadığında niye basın toplantısı yapmadın? Niye Esenyurt’a giremediler diye basın toplantısı yapmadı” şeklinde konuştu. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in "özür beklediği" sözlerinin hatırlatılması üzerine Başarır, “Abdullah Güler beni aramış döndüm, ’Bakana saldırı göründü mü?’ dedim, sustu. Hakaret gördün mü? Yok. Kamerayı ittiren o. Özür dileyecek bakan ve bizden özür dilemelidir. Hakaret varsa siz söyleyin, ben özür dileyeyim ama olmaz arkadaşlar. Burada bir sürü gazeteci var. Hepinize saygı duyuyorum, ne demek kamera tokatlamak. Bizden özür dileyecek Ali Yerlikaya” dedi.
Yeniden Refah Partisi Lideri Erbakan: “Yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir”
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:43 Yeniden Refah Partisi Lideri Erbakan: “Yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir” Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen teğmenlere ilişkin, “Yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Ekim ayında açıklanan enflasyonun bir buçuk yıldan beri uygulanan ekonomi modelinin işlemediğini ve sonuç vermediğini açık bir şekilde ortaya koyduğunu savunan Erbakan, “28 Mayıs’taki seçim sonrasında başlayan bu program ve büyük umutlarla, büyük süslü sözlerle millete aktarılan ve sürekli olarak da milletten sabır istenen, fikir istenen, fedakarlık istenen bu programın maalesef geldiğimiz noktada işlemediğini bu veriler ortaya koyuyor. Bir defa bu programın uygulanmaya başladığı Haziran 2023’te yani cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen arkasında, haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 38 seviyesindeydi. Bir buçuk sene bu uygulandıktan sonra şu anda gelinen noktada neredeyse yüzde 49’luk bir enflasyonla karşı karşıyayız. Bu ne demektir; mevcut ekonomi yönetiminin iddialarının aksine bırakınız enflasyonu düşürmeyi sabit dahi tutmakta başarılı olamadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor” dedi. "4.8 milyon hanenin çocukları okula gidemiyor" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi rakamlarıyla sosyal yardım alan hane sayısının 4.8 milyona yükseldiğini hatırlatan Erbakan, “Yaklaşık 20 milyon insanın yani Türkiye’deki 4 kişiden birisinin sosyal yardım almak mecburiyetinde olduğun ortaya koyuyor. Adeta bir Afrika ülkesine yakın bir tablo. Çok acı bir tablo. Ve tabii ki bu 4.8 milyon hane, 20 milyon insan bunların çocukları okula gidemiyor. Okula gitse bile aç karnına gidiyor. Türkiye’de 3 çocuktan bir tanesinin okula aç karnına gittiğini ortaya koyan çalışmalar. Ve bu yaştaki çocuklar hırsızlığa yöneliyor, istismara yönlendiriliyor, suça yöneliyor, dilenciliğe sevk ediliyor. Ve dilencilik yapan 6 yaşındaki Şirin kızımız gibi boğulup öldürülerek mezara atılıyor. Bu tablolar gerçekten yüreklerimizi sızlatıyor” diye konuştu. “Belediyelerde ve ülkenin hiçbir kurumunda da israf yapılmasına asla rıza gösteremeyiz” İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerine usulsüz harcama nedeniyle açılan soruşturmalara ilişkin de konuşan Erbakan, “Bugün gündemde belediyelerin festivaller ve konserler için yapmış oldukları harcamalar da çok önemli bir yer tutuyor. Tabi ki biz Yeniden Refah Partisi olarak belediyelerde de ve ülkenin hiçbir kurumunda da israf yapılmasına asla rıza gösteremeyiz. Eğer bir belediye herhangi bir israf ve harcama yapıyorsa bunun sonuna kadar incelenmesi ve araştırılması lazım. Muhalefet partilerinin belediyeleri de, Yeniden Refah Partisi’nin belediyeleri de incelenmelidir. Eğer böyle bir şey tespit edilirse de yasalar çerçevesinde gereken yapılmalıdır. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin konser ve festival gibi etkinliklere yapmış olduğu harcamalarla ilgili yapılan haberleri ihbar kabul eden Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcıları jet hızıyla ve eş zamanlı olarak Ankara’da da, İstanbul’da da soruşturma başlattılar. Biraz önce dediğiniz gibi eğer bir yerde usulsüzlük, israf, yolsuzluk varsa tabii ki araştırılsın. Ancak burada milletimizle biz de şu hususa tabii ki dikkat çekiyoruz. Diyoruz ki; Ankara ve İstanbul Belediyelerini araştırıyorsunuz. Dediğim gibi eğer gerekiyorsa Yeniden Refah Partili belediyeleri de araştıralım. Ama iktidarın usulsüzlükleri, iktidarın suiistimalleri de iktidar ile ilgili yolsuzluk iddiaları yıllardan beri bu kadar ayyuka çıkmış bir durumdayken bu savcılar neden harekete geçmedi? Bugüne kadar iktidarın belgeleriyle ortada olan pek çok hukuka aykırı uygulamaları, kamu kaynaklarının israf edilmesi kamu kaynaklarının tabiri caizse üzerine çökülmesi ve ele geçirilmesi, kamunun zarara uğratılması ve iflas gibi bununla ilgili muhalefet partileri, milletvekilleri bizler defalarca açıklamalar yaptık, defalarca çağrılar yaptık. Bunlarla ilgili savcılar neden hiçbir zaman harekete geçmedi” dedi. “Yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir” Bir basın mensubunun “İhraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen teğmenler hakkında ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorusu üzerine Erbakan, “Burada tabii Türk Silahlı Kuvvetleri disiplinin en sıkı bir şekilde uygulanması gereken bir kurumumuzdur. Ve buradaki teamüllere yazılı kurallara ve oradaki yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir. Burada hukuki sürecin bir kesime haksızlık yapmadan, zulmetmeden gerekli şekilde uygulanması gereklidir. Ancak burada şunu da ifade etmek istiyorum. Daha önce de ilk gündeme geldiğimde de söylemiştik. Bu gibi olaylar, iktidar tarafından kullanılıyor. Köpürterek, büyüterek ’ya bize mecbursunuz ya da 28 Şubat’a mecbursunuz’ diyerek aslında bir algı oluşturuyorlar. Buna da karşı olduğumuzu ifade ettik” dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşülmeleri öncesi çıkan arbede hakkındaki soru üzerine Erbakan, “Biz Yeniden Refah Partisi olarak kurulduğumuz günden itibaren siyasette nezaket ve zarafeti ortaya koyduk ve ifade ettik. Bu anlayışı kendimiz icat etmedik. Milli Görüş geleneğinde olan bir anlayış. Bu davranışın uygun olmadığını ifade edebilirim. Burada bir hak aranacaksa yolu bu değildir” dedi.
CHP Genel Başkanı Özel, Ekrem İmamoğlu’nu kabul etti
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:34 CHP Genel Başkanı Özel, Ekrem İmamoğlu’nu kabul etti Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu kabul etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu parti genel merkezinde kabul etti. Saat 14.00’te başlayan görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü. Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklama yapan İmamoğlu, son günlerde gerçekleşen kayyım atamalarının birbiriyle bağlantılı olduğunu ve CHP’nin bir sonraki seçimde iktidar olmasının önüne geçilmeye çalışıldığını iddia etti. "Yargı ve kayyımlar eliyle kendi iradesini millete dayatma politikası kardeşliği baltalıyor" Hükümetin yargı ve kayyımlar eliyle kendi iradesini millete dayatma politikasının demokrasiyi, kardeşliği ve birliği baltaladığını öne süren İmamoğlu, “İşte milleti hiçe sayan bu anlayış yüzünden ekonomiden eğitime, sağlıktan adalete her alanda ne yazık ki çürümeler ve gerilemeler yaşanıyor. Bugün demokrasi ve hukuk için mücadele etmek, milletin iradesine sahip çıkmak kesinlikle aslında ülkemizin bugünle değil geleceğine sahip çıkmaktır. Yerel yönetimleri kayyımcı, vesayetçi anlayıştan kurtarıp milletin egemenliğini kayıtsız şartsız sağlamak için acilen atılması gereken demokratik ve hukuki adımlar vardır. Bugün iktidarda olanlar ilk seçimlerde ortaya çıkacağı belirginleşen milletin kararını engellemek üzere her hukuksuzluğa tenezzül eden adımlar atmaya karar vermiştir. Ne yazık ki bu adımları atma konusunda belli hazırlıklar artık sokakta, kahvehane dedikodusuna kadar ulaşmıştır” dedi. Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün "terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla yargılandıkları davada mahkeme tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edildiğinin hatırlatılması üzerine İmamoğlu, şu cevabı verdi: “Mahkemeyle ilgili detayları genel başkanımızla toplantıya girmeden önce almıştık. Detayları takip ediyoruz, sonuçta bir mahkeme var. Mahkemede alınmış bir karar var. Muhtemeldir ki bu mahkemenin, birinci derece mahkemenin itiraz süreçleri söz konusudur. Hukuki mücadelenin devam ettiği bir hususta hem bugüne kadar gelinen noktada süreç nasıl işlemiş onu irdeleyeceğiz hem de bundan sonraki mücadele nasıl yürütülmelidir diye dikkatle bakacağız.” TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaşanan arbede hakkında konuşan İmamoğlu, bu görüntülerin hoş olmadığını ve iki tarafı da suhulete davet ettiğini söyledi.