Yerel Haberler
Adana
Öldürülen imam tarafından taciz edildiği öne sürülen kız o anları anlattı 28 Kasım 2024 Perşembe - 20:55:40 Adana’da 14 yaşındaki kızı taciz ettiği öne sürülerek öldürülen imamın taciz ettiği iddia edilen kız çocuğu, yaşadıklarını anlattı. Olay, 24 Kasım günü Yüreğir ilçesine bağlı Sinanpaşa Mahallesi’ndeki Fet Ahmet Camii’nde meydana gelmişti. İddiaya göre, cami imamı Tarık Karadağ, M.A. (16) isimli genç tarafından bıçaklanmış kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Genç daha sonra polise teslim olmuş, imamın cenazesi ise otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılmıştı. İmamın cenazesi olaydan bir gün sonra otopsinin ardından yakınları tarafından alınarak Buruk Mezarlığında dün toprağa verilmişti. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen genç ise M.A. çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. “Babamdan büyük adam, imamdan asla beklemezdim” İmam tarafından tacize uğradığı öne sürülen F.A. (14) ise yaşadıklarını anlattı. F.A., ”Ben hafızlık yapıyordum, okuldayken oğlunu tanıyordum. Hafızlık kursuna sürekli gelip gidiyordu kız yurduna yasak olmasına rağmen. Orada törenler verirken sürekli görüyordu, zamanla bana ayrı bir ilgi gösterip yaklaşıma başladı. Bu ilgiyi hissettim, ama sürekli baba sevgisidir dedim. Babamdan büyük adam imam asla beklemezdim. Düşünmedim, çoğu kişi iyi diyor, bende iyi diyordum” dedi. Kurban bayramının arifesinde kıyafet alma bahanesine kendisini dışarı çıkarttığını anlatan F.A, ”Arabasındayken elimi tutup, elimi öptü. Kıyafet almak istediği söyleyerek beni dışarı çıkartmak için ısrar etti. Ailemde yanında başkaları olacağı sanıyordum onun için gitmeme müsaade ettiler. Ben yanına gittim, arabada tek olduğunu görünce arkaya oturmak istedim. Öne geçmemi ısrar etti. Öne geçtim, yolculuktayken elimi tuttu, çekmeme rağmen devam etti. Rahatsız olduğumu belli etmeme rağmen devam etti, elimi öptü. Sarılmak istediğini söyledi, omzumda uyu gibi söylememesi gereken şeyleri söyledi. Buralardan gidelim, kimliğin yanında mı? Reşit olmayacak bir kıza söylenmemesi gereken şeyler söyledi” ifadelerine yer verdi. "Olayın üzerini örtelim dediler" F.A, ”Mesaj atıyordu, cevap vermiyordum tekrar tekrar atıp arıyordu. Hafızlık kursundaki hocamı durumu anlattım. Hocamda oranın müftüsünün eşiyle konuştu. Müftü ve eşi bana sus dedi, kesinlikle kimseye anlatma olayın üzerini örtelim dediler. Sen yanlış anlamışsındır dediler, yapmaz öyle bir şey dediler. Yanlış anlaşılacak bir şey yok her şey ortadaydı. Diyanete de savcılığı da dilekçe verdik. Dilekçemiz reddedilip takipsizlik kararı verildi. Ben olay yaşanırken çıkartıp kamerayı çekemezdim. Ben o gün tecavüze uğramadım diye bu olay kapatıldı” sözlerine yer verdi. "Ağabeyim sigara bile kullanmıyordu" Gözyaşları içerisinde sözlerine devam eden F.A., ”Biz çok çabaladık, savcılığı da ifade verdik. Her yere başvurduk ama hep reddedildik. Ağabeyime madde bağımlısı diyorsunuz ama sigara bile kullanmıyordu. Hepimiz namazlı niyazlı insanlarız. Çok çabaladık, diyanete savcılığa her yere gittik. Ama hiçbir şekilde karşılığını alamadık. Abim bugün ben yaşadım, yarın başka kızlar yaşamazsın siye konuşmak istedi. Biliyorum ki tek bana yapılmadı. Lütfen başka bir kıza olduysa susmasın. Başkalarının desteğine çok ihtiyacımız var. Benim abim kimseyi öldürmek istemezdi, o an karşılık alınca kendisini korumak için yapmak zorunda kaldı” diye konuştu. "İl ve ilçe müftüsüyle görüştüm, beni dikkate almadılar" Baba Fatih A., ”Kur’an kursundaki sınıf hocası bana durumu anlattı. Ben savcılığa suç duyurusunda bulundum. İlçe ve il müftüsüyle yüz yüze görüştüm bu konu hakkında. İmam’ın tayinin çıkarılmasını rica ettim beni dikkate almadılar. Savcılığa verdiğim dilekçe bana takipsizlik kararı olarak geldi. Ben bir dilekçe daha verdim onda da takipsizlik kararı verildi. Ben bu meseleyi eşimle görüşürken, oğlum konuşmamızı duyuyor. Ondan sonrada olanlar oluyor. Oğlum karıncayı incitmeyen birisiydi. Kendi başından bir çocuktu. Sosyal medyada esrarcı, eroinci diye yazıyorlar. Sigara bile içmeyen bir çocuktu, neye dayanarak bunu söylüyorsunuz. Bir baba olarak yıkılmış hissediyorum" dedi.
28 Kasım 2024 Perşembe - 19:59 Öldürülen imam tarafından taciz edildiği öne sürülen kız o anları anlattı Adana’da 14 yaşındaki kızı taciz ettiği öne sürülerek öldürülen imamın taciz ettiği iddia edilen kız çocuğu F.A., “Kıyafet almak için beni dışarı çıkartıp arabasında elimi tutup öpmeye başladı, buralardan gidelim” dedi. Olay, 24 Kasım günü Yüreğir ilçesine bağlı Sinanpaşa Mahallesi’ndeki Fet Ahmet Camii’nde meydana gelmişti. İddiaya göre, cami imamı Tarık Karadağ, M.A. (16) isimli genç tarafından bıçaklanmış kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Genç daha sonra polise teslim olmuş, imamın cenazesi ise otopsi için adli tıp kurumu morguna kaldırılmıştı. İmamın cenazesi olaydan bir gün sonra otopsinin ardından yakınları tarafından alınarak Buruk Mezarlığında dün toprağa verilmişti. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen genç ise M.A. çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. “Babamdan büyük adam, imamdan asla beklemezdim” İmam tarafından tacize uğradığı öne sürülen F.A. (14), ise yaşadıklarını anlattı. F.A., ”Ben hafızlık yapıyordum, okuldayken oğlunu tanıyordum. Hafızlık kursuna sürekli gelip gidiyordu kız yurduna yasak olmasına rağmen. Orada törenler verirken sürekli görüyordu, zamanla bana ayrı bir ilgi gösterip yaklaşıma başladı. Bu ilgiyi hissettim, ama sürekli baba sevgisidir dedim. Babamdan büyük adam imam asla beklemezdim. Düşünmedim, çoğu kişi iyi diyor, bende iyi diyordum” dedi. “Elimi öpüp buralardan gidelim mi dedi” Kurban bayramının arifesinde kıyafet alma bahanesine kendisini dışarı çıkarttığını anlatan F.A, ”Arabasındayken elimi tutup, elimi öptü. Kıyafet almak istediği söyleyerek beni dışarı çıkartmak için ısrar etti. Ailemde yanında başkaları olacağı sanıyordum onun için gitmeme müsaade ettiler. Ben yanına gittim, arabada tek olduğunu görünce arkaya oturmak istedim. Öne geçmemi ısrar etti. Öne geçtim, yolculuktayken elimi tuttu, çekmeme rağmen devam etti. Rahatsız olduğumu belli etmeme rağmen devam etti, elimi öptü. Sarılmak istediğini söyledi, omzumda uyu gibi söylememesi gereken şeyleri söyledi. Buralardan gidelim, kimliğin yanında mı? Reşit olmayacak bir kıza söylenmemesi gereken şeyler söyledi” ifadelerine yer verdi. “Olayın üzerini örtelim dediler” Tarık Karadağ’ın sürekli kendisine mesaj attığını vurgulayan F.A, ”Mesaj atıyordu, cevap vermiyordum tekrar tekrar atıp arıyordu. Hafızlık kursundaki hocamı durumu anlattım. Hocamda oranın müftüsünün eşiyle konuştu. Müftü ve eşi bana sus dedi, kesinlikle kimseye anlatma olayın üzerini örtelim dediler. Sen yanlış anlamışsındır dediler, yapmaz öyle bir şey dediler. Yanlış anlaşılacak bir şey yok her şey ortadaydı. Diyanete de savcılığı da dilekçe verdik. Dilekçemiz reddedilip takipsizlik kararı verildi. Ben olay yaşanırken çıkartıp kamerayı çekemezdim. Ben o gün tecavüze uğramadım diye bu olay kapatıldı” sözlerine yer verdi. “Ağabeyim sigara bile kullanmıyordu” Gözyaşları içerisinde sözlerine devam eden F.A., ”Biz çok çabaladık, savcılığı da ifade verdik. Her yere başvurduk ama hep reddedildik. Ağabeyime madde bağımlısı diyorsunuz ama sigara bile kullanmıyordu. Hepimiz namazlı niyazlı insanlarız. Çok çabaladık, diyanete savcılığa her yere gittik. Ama hiçbir şekilde karşılığını alamadık. Abim bugün ben yaşadım, yarın başka kızlar yaşamazsın siye konuşmak istedi. Biliyorum ki tek bana yapılmadı. Lütfen başka bir kıza olduysa susmasın. Başkalarının desteğine çok ihtiyacımız var. Benim abim kimseyi öldürmek istemezdi, o an karşılık alınca kendisini korumak için yapmak zorunda kaldı” diye konuştu. “İl ve ilçe müftüsüyle görüştüm, beni dikkate almadılar” Baba Fatih A., ”Kuran kursundaki sınıf hocası bana durumu anlattı. Ben savcılığa suç duyurusunda bulundum. İlçe ve il müftüsüyle yüz yüze görüştüm bu konu hakkında. İmam’ın tayinin çıkarılmasını rica ettim beni dikkate almadılar. Savcılığa verdiğim dilekçe bana takipsizlik kararı olarak geldi. Ben bir dilekçe daha verdim onda da takipsizlik kararı verildi. Ben bu meseleyi eşimle görüşürken, oğlum konuşmamızı duyuyor. Ondan sonrada olanlar oluyor. Oğlum karıncayı incitmeyen birisiydi. Kendi başından bir çocuktu. Sosyal medyada esrarcı, eroinci diye yazıyorlar. Sigara bile içmeyen bir çocuktu, neye dayanarak bunu söylüyorsunuz. Bir baba olarak yıkılmış hissediyorum“ dedi.
28 Kasım 2024 Perşembe - 17:16 ATÜ, IRSYSC 2024’e ev sahipliği yaptı Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, istatistiksel araştırmaların yalnızca birer sayıdan ibaret olmadığını belirterek, “Bu rakamların arkasında toplumsal anlamlar, insan hayatlarına dokunan etkiler ve gelişim potansiyelleri bulunmaktadır” dedi. Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ) İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ev sahipliğinde yapılan 8. Uluslararası Araştırmacılar, İstatistikçiler ve Genç İstatistikçiler Kongresinde (IRSYSC 2024) Çukurova Kalkınma Ajansı Salonu’nda gerçekleşti. Programda konuşan ATÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, “Unutulmamalı ki, istatistiksel araştırmalar yalnızca birer sayıdan ibaret değildir; bu rakamların arkasında toplumsal anlamlar, insan hayatlarına dokunan etkiler ve gelişim potansiyelleri bulunmaktadır. Sizler, veriyi anlamlandıran, analiz eden ve topluma katkı sağlayan gerçek değişim liderlerisiniz” ifadelerini kullandı. Rektör Sözen, son olarak kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen öğretim üyelerine, kongreye katılan TÜİK Başkanı Dr. Erhan Çetinkaya’ya ve kongrede bildiri sunan katılımcılara teşekkür ederek başarılar diledi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, şehrimizde bulunan üniversitelerle bilimsel çalışmalar yapmaktan mutluluk duyduklarını kaydederek son yıllarda artan iş birliğinin devam etmesi gerektiğini söyledi. Adana’nın kendisi için önemli bir şehir olduğunu dile getiren TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya ise böyle önemli bir etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti. IRSYSC 2024 Düzenleme Komitesi Başkanı Doç. Dr. Selim Gündüz de IRSYSC kongrelerinin 8.’sinin bu yıl Adana’da düzenleniyor olmasından ve bu kongrenin düzenleme kurulu başkanlığı görevini yürütmekten büyük onur ve mutluluk duyduğunu ifade etti.
28 Kasım 2024 Perşembe - 12:46 Şehit babası oğlunun kabrinin başından bir gün olsun ayrılmıyor Kuzey Irak’ın Hakurk bölgesinde 2019 yılında yıldırım düşmesi sonucu şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Bünyamin Çabuk, şehadetinin 5. yılında Kozan Garnizon Şehitliği’nde düzenlenen programla dualarla anıldı. Şehit babası Ünlen Çabuk, 5 yıldır oğlunun kabri başından ayrılmıyor. Kuzey Irak’ta yıldırım düşmesi sonucu şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Bünyamin Çabuk’un kabri başında düzenlenen anma programına Kozan Kaymakamı Bahattin Alp Arslanköylü, Kozan Belediye Başkan Yardımcısı Özgür Çoban, İlçe Jandarma Komutanı Nuh Anacık, İlçe Emniyet Müdürü Fatih Alptekin, Kozan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürü Hasan Boz, Kozan Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Sümmani Göztaş, Adana Büyükşehir Belediyesi 3. Bölge Koordinatörü Ataol Öztorun, belediye meclis üyeleri, şehidin ailesi ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program, şehidin ruhuna Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından, başta Piyade Uzman Onbaşı Bünyamin Çabuk olmak üzere tüm şehitler için dualar edildi. Program sonunda Kaymakam Arslanköylü ve beraberindeki protokol üyeleri, şehitlerin mezarlarına kırmızı karanfiller bırakarak ailelere taziyelerini iletti. Kaymakam Bahattin Alp Arslanköylü yaptığı açıklamada, "Şehitlerimizi her daim rahmet ve minnetle yad ediyoruz. Onlar bu vatanın bekası için canlarını feda ettiler. Şehidimiz Bünyamin Çabuk’un ailesine sabır ve metanet diliyorum. Aziz şehitlerimizin emanetleri her zaman bizim baş tacımızdır" ifadelerini kullandı. Şehidin babası Ünlen Çabuk ise oğlu Bünyamin Çabuk’un 2019 yılında şehit olduğunu hatırlatarak, "Bu mertebe herkese nasip olmaz. Ancak bir baba olarak bu acıyı yaşamak gerçekten çok zor. Yılın neredeyse her günü oğlumun mezarını ziyaret ediyorum. Onunla burada bir bağ kuruyorum. 365 günün 360 günü buradayım. Oğlum için ilçeyi hiç terk etmiyorum" dedi.
Seyhan’da seyyar satıcılar kayıt altına alınacak
10 Ekim 2024 Perşembe - 13:39 Seyhan’da seyyar satıcılar kayıt altına alınacak Seyhan ilçesinde başıboş dolaşan ve düzensiz dağılımla kaldırımları işgal eden seyyar satıcıların kayıt altına alınıp kirasını öder hale gelmesi için hazırlanan proje kapsamında düğmeye basıldı. Başkan Oya Tekin çalışmaların başlatılması için ilgili yardımcılarına ve müdürlerine talimat verdi. Adana Sokak Satıcıları Esnaf Derneği ve Sokak Satıcıları Hizmet Kooperatifi Başkanı Hasan Sayılan, yönetim kurulu üyelerinden oluşan bir heyetle, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin’i makamında ziyaret etti. Görüntü kirliliği oluşturdukları gibi zaman zaman trafiği de tehlikeye düşürerek hem cana hem mala kasteden seyyar satıcıların kayıt altına alınması için bir proje geliştirdiklerini dile getiren Hasan Sayılan, detaylar hakkında Oya Tekin’e bilgi verdi. Kayıtlı 100 esnaf kirasını ödeyip evine ekmek götürüyor Büyükşehir Belediyesi ile ortak yürüttükleri çalışmaları örnek gösteren Sayılan, ‘’Bugün, 100 farklı sabit noktada, tek tip araçlarla kent estetiğini bozmadan hizmet veren kayıtlı seyyar esnafımız, belediyeye aylık kira bedelini ödeyerek evine ekmek götürüyor’’ dedi. Şu an Seyhan ilçesinde 150’ye yakın kayıtsız seyyar esnaf bulunduğunu aktaran Sayılan, Büyükşehir Belediyesi’nin uyguladığı sistemi biraz daha geliştirdiklerini ve tasarımı mevcuttan farklı olacak tezgahlarla, kayıtsız seyyarları kayıt altına almak istediklerini aktardı. ‘’Oya Tekin’i sokak emekçilerinin ablası olarak görüyoruz’’ Projeye sahip çıkan ve ortak akıl ile üretilecek her çalışmanın içinde yer alacağını belirten Oya Tekin ise ilgili yardımcıları ve müdürlerini de görüşmeye dahil ederek, gereken hazırlıkların başlatılması talimatını verdi. Sayılan, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, ‘’Oya Başkanımızı sokak emekçilerinin ablası olarak görüyoruz. İlgi ve alakası bizlere moral oldu. Seyhan Belediyesi yetkililerinin de yer aldığı bir komisyon oluşturup çalışmalara başlayacağız. Ocak ayında neticelendireceğimizi düşünüyorum. Amacımız, kayıtsız tek bir seyyar bırakmadan tıpkı Venedik, Paris ve Roma örneklerinde olduğu gibi, Adana’ya estetik bir görünüm kazandırmaktır. Bu amaç doğrultusunda desteklerini esirgemeyen ve bizleri ziyaret edeceğini de söyleyen Oya Tekin’e şükranlarımızı sunuyoruz. Seyhan ilçesi, böylesine kararlı ve azimli bir başkana sahip olduğu için gerçekten çok şanslı’’ dedi. “Belediye logosu bulunmayan tezgahlardan alışveriş yapılmamasını öneriyoruz” Sayılan, Adana’nın seyyar merkezi olmaması için verilen mücadelede, ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini ifade ederek, ‘’Haksız rekabete yol açan, Adana’nın düzenini gürültü ve görüntü kirliği ile tehdit eden seyyar satıcılarla mücadelede, gözle görülür başarı elde edecektir. Üretim yeri belli olmayan ve sağlıksız şartlarda tüketime sunulan gıdalar, halkımızın sağlığına da kastetmektedir. Biz kayıtlı esnaflar, işe başlamadan önce psikologlar ve gıda mühendisleri tarafından iletişim ve hijyen kurallarıyla ilgili seminerlere tabi tutulduk. O nedenle, belediye logosu bulunmayan tezgahlardan alışveriş yapılmamasını öneriyoruz’’ diye konuştu.
Psikolog Karaçiçek: "Meme kanseri ile savaşta psikolojik destek ihmal edilmemeli"
10 Ekim 2024 Perşembe - 13:32 Psikolog Karaçiçek: "Meme kanseri ile savaşta psikolojik destek ihmal edilmemeli" Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, meme kanserinin bazı hastalarda bedensel etkilerin yanı sıra psikolojik sorunları da beraberinde getirebildiğini söyledi. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi meme kanseri tedavisinde de hastaya verilecek psikolojik desteğin önemine değinen Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, bu tarz yaklaşımların tedavide başarıyı artıran önemli bir faktör olduğunu söyleyerek yapılması gerekenleri anlattı. "Hastaya ısrarcı olunmamalı" "Tedavisine başlanacak her hastanın hayatında ilk defa karşılaştığı bu durum ona özel ve benzersiz bir deneyimdir. Meme kanseri tanısı almış bir kadının bu durumu kendisini hazır hissettiğinde çevresi ile paylaşması, değilse paylaşmaması önemlidir" diyen Psikolog Karaçiçek, bundan dolayı hastanın kararına saygı gösterilerek ısrarcı olunmaması gerektiğini belirtti. "Beden ve ruh eşzamanlı tedavi edilmeli" "Meme, tarih boyunca doğurganlığı ve bereketi sembolize etmiş. Hal böyleyken meme kanserine yakalandığını öğrenen bir kadının yaşadığı şok, inkâr, korku ve üzüntü gibi duyguların hastanın hatta hasta yakınlarının psikolojik sorunlar yaşamasına neden olabileceğini" ifade eden Psikolog Karaçiçek, kanserle savaşta beden kadar ruhun da tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizerek gerekirse bu konuda profesyonel destek alınmasını önerdi. "Depresyon yaşanabiliyor" Meme kanseri tedavisi, genellikle cerrahi ve medikal olarak gerçekleştiriliyor ve bu durum hem fiziksel hem de duygusal olarak zorlu bir dönemi beraberinde getiriyor. Psikolog Karaçiçek, “Süreç içerisinde kadınlar, duygusal ve psikolojik zorluklarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Özellikle beden imajı ile ilgili kaygılar, depresyon ve anksiyete yaşayabiliyorlar. Bu noktada hastalara verilecek psikolojik destek, hastaların bu gibi durumlarla başa çıkmasına yardımcı olacaktır” dedi. "Medikal tedaviyi etkileyebilir" Meme kanseri tanısı almasının ardından psikolojik sıkıntılar yaşayan kadınların karşılaştıkları sorunların başında; mutsuzluk, isteksizlik, hayattan keyif alamama, uykusuzluk, yorgunluk, iştahsızlık, kadın kimliği beden algısında ve cinsel fonksiyonlarda değişimler, panik atak, öfke nöbetleri ve hatta ölüm kaygısı geldiğini anlatan Psikolog Karaçiçek, bu süreçte hastaya gerekli desteğin verilmemesinin, uygulanan medikal tedaviyi de olumsuz etkileyebileceğini kaydetti. "Hastalıkla baş etme güçleri artıyor" Yapılmış birçok araştırmanın sonuçlarına göre, kanser hastaları için yapılan psikolojik destek çalışmalarının başarılı olmasının medikal tedaviyi desteklediğini kaydeden Psikolog Karaçiçek, “Bu çalışmalar, hasta ve hasta yakınlarının içinde bulundukları zorlu sürece daha kolay uyum sağlamalarına yardımcı olacaktır. Böylece sosyal olarak tekrar aktif olan hastaların yaşam kaliteleri de yükselmiş olacak, kazandıkları moral gücü sayesinde hastalığı yenme azimleri artarak devam edecektir” diye konuştu. "Grup terapileri yararlı olabilir" Meme kanseri ile ilgili kurulmuş destek gruplarının yardımı ile benzer deneyimlere sahip kişilerle bir araya gelmenin de hastalara yalnız olmadıklarını hissettirerek motivasyonlarını artırabileceğini ifade eden Psikolog Karaçiçek, bunun için gerekirse söz konusu hastalık ile ilgili kurulmuş, kâr amacı gütmeyen derneklerden yardım alınabileceğini söyledi.
Eğitim-Bir-Sen’den okul müdürlerine özel bilgilendirme ve istişare toplantısı
10 Ekim 2024 Perşembe - 12:27 Eğitim-Bir-Sen’den okul müdürlerine özel bilgilendirme ve istişare toplantısı Eğitim-Bir-Sen Adana Şubesi, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla okul müdürlerine yönelik bir bilgilendirme ve istişare toplantısı düzenledi. Toplantıda Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Sarıgeçili, sendikanın çalışmaları ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun önemi hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Eğitim-Bir-Sen Adana Şubesi, 2024-2025 eğitim-öğretimin başlamasıyla birlikte, Adana’nın dört merkez ilçesinde görev yapan okul müdürlerine yönelik bir bilgilendirme ve istişare toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya katılan müdürler, eğitim gündemine dair bilgilendirildi ve sendikanın yeni dönemdeki vizyonu hakkında bilgiler edindi. Toplantının başında yeni şube ve ilçe yönetimleri tanıtıldı ayrıca kadınlar komisyonunun çalışmaları hakkında bilgiler verildi. Öğretmenlik meslek kanunu adına yakışır olmalı Toplantının açılış konuşmasını yapan Eğitim-Bir-Sen Adana Şube Başkanı Mustafa Sarıgeçili, Eğitim-Bir-Sen’in Adana’da 10 yıldır yetkili sendika olduğunu hatırlatarak başarı çıtasını her geçen gün daha da yükseğe dikmeye çalıştıklarını sözlerine ekledi. Toplantının ana gündemlerinden birisi de TBMM’de görüşmelerine devam edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu oldu. Mustafa Sarıgeçili, eğitimciye yakışır bir meslek kanununun yasalaşması için uzun zamandan beri mücadele verdiklerini, Eğitim-Bir-Sen olarak bu konuyla ilgili taleplerini içeren önerilerini taslak halinde Millî Eğitim Bakanlığı’na ve TBMM’ye sunduklarını vurguladı. Eğitimcilere yönelik şiddet önlenmeli Toplantıda ayrıca eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarına dikkat çekildi. Sarıgeçili, son dönemlerdeki gelişmeler ve eğitim çalışanlarının maruz kaldıkları şiddetin önemli boyutlara ulaştığını şiddetin önlenmesi için caydırıcı cezaların getirilmesi gerektiğini dile getirdi. Şube müdürlerinin de hakları verilmeli Toplantıda, Eğitim-Bir-Sen Adana Şubesi tarafından şube müdürlerinin özlük hakları ve çalışma şartları da gündeme getirildi. Mustafa Sarıgeçili, şube müdürlerinin görev tanımları ve yetkilerinin genişletilmesi gerektiğini vurgularken, bu kadroların öğretmenler gibi uzman ve başöğretmenlik unvanına sahip olmalarının önemini belirtti. Şube müdürlerinin de eğitim çalışanlarının haklarını koruma mücadelesinde önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Sarıgeçili, bu kadrolar için de gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine dikkat çekti" dedi. Memur-Sen avantaj kart sunumu Toplantıda ayrıca Şube Başkan Yardımcısı Kemal Kara tarafından “Memur-Sen Avantaj Kart” ile ilgili bir sunum yaptı. Kara Avantaj Kartın, sendika üyeleri ve ailelerine akaryakıt, gıda, giyim ve sağlık gibi alanlarda birçok avantaj sunduğunu söyledi. İstişare ve bilgilendirme toplantısı, toplu hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
Yüreğir’de engelli bireylere medikal malzeme dağıtıldı
10 Ekim 2024 Perşembe - 11:32 Yüreğir’de engelli bireylere medikal malzeme dağıtıldı Yüreğir Belediyesi tarafından engelli bireylere 216 medikal malzemenin dağıtımı gerçekleştirildi. Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, Yüreğir Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu iş birliğinde düzenlenen ‘Tekerlekli Sandalye Dağıtım Töreni’ne katıldı. Tören kapsamında engelli bireylere 216 medikal malzemenin dağıtımı yapıldı. Başkan Demirçalı, törende yaptığı konuşmada, devletin ve kurumların yurttaşlar için var olduğunu ve sosyal devletin herkesin halini anlaması gerektiğini vurguladı. Demirçalı, “Engelliler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar bizim için önceliklidir” dedi. Yüreğir Belediyesi, geçtiğimiz ay Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ile birlikte engelli bireylerin toplumsal yaşama katılımlarını kolaylaştırmak ve ailelerine yardımcı olmak amacıyla 200 tanesi manuel, 30 tanesi çocuk, 2 tanesi akülü tekerlekli sandalye olmak üzere toplam 280 adet medikal malzemeyi ihtiyaç sahibi engelli bireylere ulaştırarak onların hayatlarına büyük bir konfor sağlamıştı. Dağıtımlara devam eden ve engelli bireyleri desteklemeyi sürdüren Yüreğir Belediyesi, 151 adet tekerlekli sandalye, 35 adet yürüteç, 30 adet baston olmak üzere 216 medikal malzemeyi de yine engelli bireylerle buluşturdu. Yüreğir Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü Hizmet Binası önünde gerçekleştirilen dağıtım törenine Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, başkan yardımcıları, engelli bireyler, aileleri ve çok sayıda davetli katıldı. Törende konuşan Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, görevlerinin insanların işini kolaylaştırmak olduğunu söyleyerek; engellilerin evlerinden rahatça sokağa çıkmalarını sağlamak için çalıştıklarını dile getirdi. Engellilik durumunun, yalnızca engellilerin ya da ailelerinin karşı karşıya bulunduğu bir sağlık sorunu olmadığını, sosyal ve toplumsal boyutlarıyla toplumu yakından ilgilendiren ve tüm bireylerin ortak çabasını gerektiren bir konu olduğunu ifade eden Başkan Demirçalı, Yüreğir Belediyesi olarak engelli vatandaşların yaşama sevincini yitirmeden mutlu bir yaşam sürmeleri için tüm gayretleriyle çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Başkan Demirçalı, destekleri için Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi ve organizasyonda emeği geçen başkan yardımcısı İsmail Ceylan’a teşekkür etti. Konuşmaların ardından tekerlekli sandalye ve medikal malzemelerin dağıtımı yapıldı. Tekerlekli sandalyelerine kavuşan ihtiyaç sahibi engelliler büyük mutluluk yaşadılar.
İletişimi Uzmanı Doğanay: “En değerli varlığımız network”
10 Ekim 2024 Perşembe - 11:32 İletişimi Uzmanı Doğanay: “En değerli varlığımız network” AOSB Kadın Sanayiciler Platformu üyelerini Sürdürülebilirlik İletişimi Uzmanı Dr. Sertaç Doğanay ile buluşturdu. AOSB Kadın Sanayiciler Platformu, üyelerini Sürdürülebilirlik İletişimi Uzmanı Dr. Sertaç Doğanay ile bir araya geldi. AOSB’nin ev sahipliğinde, Seyhan Salonu’nda “En Değerli Varlığımız Network” teması ile Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Efe Efeoğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen etkinlik, kadın sanayicilerin yoğun katılımı ile gerçekleşti. Kadın Sanayiciler Platformu Başkanı Ayça Gözek Çelik, etkinliğin açılış konuşmasına, AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, yönetim kurulu üyeleri ve AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar’a, platforma verdikleri destekten dolayı teşekkür ederek başladı. Sürdürülebilirlik kavramının önemine vurgu yapan Ayça Gözek Çelik, bu konunun AOSB’nin ana gündem konularından biri olduğunu ve bu konuda sanayicilere yol gösterici çok kıymetli projelerin hayata geçirildiğini bildirdi. Başta iklim değişikliği olmak üzere sürdürülebilirlik anlamında yaşanan dönüşümün üretim ve tüketim anlayışında küresel bir değişime sebep olduğunu ifade eden Çelik, bu nedenle AOSB’nin, katılımcılarına yüksek değerli yenilikçi hizmetler sunup sürdürülebilir gelişimini desteklemesinin önemine değindi. Çelik, “Sürdürülebilirlik anlamında uluslararası ticaretteki yeni sistemlerin risk ve fırsatlar doğuracağını bu nedenle dönüşümün ülkemiz sanayisi için gereklilik olduğunu düşünüyoruz. İklim değişikliği başta olmak üzere çevresel ve sosyal unsurların üretimin merkezinde yer aldığı yeni üretim anlayışından hareketle “sürdürülebilir üretim” yaklaşımını benimsedik” dedi. Platform bünyesinde oluşturulan komiteler ve çalışma grupları ile işletmelerin teknolojiyi nasıl kullanabilecekleri ve dijital çağda rekabet avantajı elde etmek için hangi stratejileri benimsemeleri gerektiği konularında çalışma yürütüldüğünü belirten Çelik, programa katılan platform üyelerine ve programın düzenlenmesinde emeği geçen İç ve Dış İlişkileri Geliştirme Komitesi Sözcüsü Yeliz Kulakoğlu Ateş’e, Komite Üyeleri Banu Aksan Seziş, Ela Kırmızıdam Selek ve Gizem Uçurum’a, çalışma grubu üyesi Meltem Aydın’a teşekkür etti. AOSB CES Projesi AOSB Bölge Müdürlüğü’nün Türkiye’nin ilk TSE onaylı karbon emisyon yazılımı AOSB CES’den (Carbon Emission Software) söz eden Çelik, bu hizmet sayesinde firmaların artık kurumsal karbon ayak izini hesaplayabildiğini belirtti. Çelik’in sahneye davet ederek, sözü bıraktığı Dr. Sertaç Doğanay ise akıcı konuşması ve feyz veren deneyimleriyle dinleyicilerine değerli bilgiler verdi. Sosyal medyanın doğru kullanıldığında sağlayacağı faydalara dikkati çeken Doğanay, bu mecraların sadece sosyalleşme platformu olmadığını aynı zamanda çeşitli iş fırsatları sunup, kullanıcılarına geniş bir Network sağladığını ifade etti. Dr. Doğanay, Network ile kurulan ilişkilerin, genel kariyer desteği için olduğu kadar kişinin becerilerini ve bilgi tabanının sürekli büyümesi için de gerekli olduğunu belirterek, yeni nesil liderler için etkili bir linkedin kullanıcısı olmanın inceliklerine ve bunun getireceği faydalara dikkati çekti. “Sürdürülebilirlik İletişimi ve Küresel Sürdürülebilirlik Trendleri” konusunda da bilgi paylaşımında bulunan Dr. Sertaç Doğanay, bu konuda kendi deneyimlerinden örnekler verdi. Networking yapmanın almaktan çok vermekle ilgili olduğunu belirten Dr. Sertaç Doğanay, “Önce verin, sonra isteyin. Kurduğunuz toplulukların amacını, hedefini, hedef kişilerini net olarak belirleyin ve bunu paylaşın. Bir etkinliğe gitmeden önce oraya gelecek kişilerin bir listesine ulaşabilirseniz, kiminle temas kuracağınızı belirleyebilirsiniz. Bir etkinliğin ardından, tanıştığınız kişilerle temasını sürdürmeniz, sonrası için en güzel yatırımdır” ifadelerine yer verdi. Program, Dr. Doğanay’ın, Türkiye ve dünyada farklı amaçlarla kurduğu topluluklar ve yürüttüğü network aktiviteleriyle ilgili yöneltilen tüm soruları yanıtlamasıyla sona erdi.
Lise öğrencisini taciz ettiği öne sürülen şüpheliyi Seyhan polisi yakaladı
10 Ekim 2024 Perşembe - 10:01 Lise öğrencisini taciz ettiği öne sürülen şüpheliyi Seyhan polisi yakaladı Adana’da lise öğrencisi kızın önünü kesip cinsel organını göstererek taciz ettiği öne sürülen şüpheli, Seyhan polisi tarafından 100 saat güvenlik kamerası incelemesi sonrası yakalandı. Olay, 7 Ekim günü Seyhan ilçesine bağlı Havuzlubahçe Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, 15 yaşındaki lise öğrencisi kız, öğrenci servisinden inip evine gittiği sırada motosikletli kişi tarafından önü kesildi. Kız çocuğunun önünü kesen şüpheli, cinsel organını göstererek sözlü tacizde bulundu. Lise öğrencisi kızın çığlık atarak kaçıp ardından babasını arayarak, gözyaşları içinde "Baba yetiş" dediği öğrenildi. Olay yerine gelen baba kızını korku içinde görünce polise şikayette bulundu. Şikayet üzerine Seyhan İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri olayın peşine düştü. 100 saat kamera incelendi, evinde saklanırken yakalandı Araştırma polisleri bölgeden topladığı güvenlik kameralarından yaklaşık 100 saatlik görüntü inceledi. Yapılan incelemelerin ardından tacizde bulunduğu öne sürülen şahsın Oktay S. (31) olduğu belirlendi. Söz konusu şüpheli Yüreğir ilçesine bağlı Sarıçam Mahallesi’ndeki evinde saklanırken yapılan operasyonla yakalandı. Suç makinesi çıktı Yakalanan Oktay S.’nin, tacizde bulunduğu sırada kullandığı motosikletin çalıntı olduğu, başka bir çalıntı motosikletin plakasını da kullandığı belirlendi. "Çocuğa cinsel istismar ve hırsızlık" suçlardan şüphelinin toplam 24 suç kaydı olduğu belirlendi. Tacizci Oktay S. emniyetteki ifadesinde, "Oradan geçtiğim doğrudur, kimseye tacizde bulunmadım" dediği öne sürüldü. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Uzmanından uyarı: “Aile bağındaki kopukluk çocuğu sanal dünyaya itiyor”
10 Ekim 2024 Perşembe - 09:46 Uzmanından uyarı: “Aile bağındaki kopukluk çocuğu sanal dünyaya itiyor” Uzman Psikolog Hande Nacar Baş, son dönemlerde online taciz ve şantaj gruplarının sosyal medyada çoğalması üzerine anne ve babaları uyararak, "Aile bağı çok önemli. Sosyal medyadaki örgüt ve gruplar önce çocuklara güven vadediyor. Aile bağı kopuk ise çocuk sanal dünyaya yöneliyor" diyerek uyardı. Son dönemlerde gündeme gelen online taciz ve şantaj grupları sosyal medya uygulamalarında çoğalmaya başladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Discord uygulamasında çocuk ve kadınlara yönelik şiddet, şantaj ve cinsel saldırılarda bulunduğu iddia edilen gruplarla ilgili soruşturma açıldığını duyurmuş ardından da anlık mesajlaşma ve sosyal paylaşım uygulaması Discord’a erişim engeli getirilmişti. Yeni uygulamalar çoğalıyor Ancak erişim engelinin ardından çoğu kullanıcı başka uygulamalara yöneldi. Uzmanlar ise ebeveynlere büyük görev düştüğünü söyledi. “Çocuğumuzun güvenliğini sağlamalıyız” Konuyla ilgili Onma Psikoloji’den Uzman Psikolog Hande Nacar Baş, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Psikolog Baş, “Ailenin birinci sorumluluğu çocuğun güvenliğini sağlamak. Bu sadece sosyal medyada değil, dış dünyada da bizler için böyle. Dış dünyayı bir yere kadar denetleyebiliyoruz. Sokakta kiminle oynadığını biliyoruz. Fakat fark etmediğim kısım sosyal medyada kimlerle görüştüğü. Orada güvenliği sağlamak bizler için çok değerli” ifadelerini kullandı. “Aile bağı çok önemli” Aile ilişkilerinin güçlü olmasının çocuğun yaşamında çok önem arz ettiğini vurgulayan Psikolog Baş, “Çocuğun ilişkileri eğer aile ile kopuksa bu ilişkiyi dış dünyadan sağlamaya çalışıyor. Özellikle son dönemde gündem olan sosyal medyadaki örgüt ve gruplar önce çocuklara güven vadediyor. Çocuk o güveni aldıktan sonra ailede de kopuk bir ilişki varsa o kişilerle arkadaşlık yapmaya çalışıyor. Aile çok otoriter ya da çok serbest bırakan bir aileyse yine bağ sorunlarının arttığını görüyoruz. Anne ve baba arasında çocuklarla kurulmuş bir bağ varsa çocuk tehlike anında aileden destek istiyor. Eğer bu bağı bulamıyorsa çocuk bu bataklığın içerisinde daha derin düşüyor” diye konuştu. Ailelerin çocukların kullandığı internet sitelerine önemle dikkat etmesi gerektiğini anlatan Uzman Psikolog Hande Nacar Baş, daha sonra şunları söyledi: “Ailenin çocuğun geri bildirimlerinde ona kızmayıp destekleyici bir şekilde yanında durması çok önemli. Çocuk hata yapabilir. Bizler de hata yapabiliyoruz fakat çocuklar için hata anında ailenin yanında duracağını bilmesi çok önemli. Ailenin çocuğun hangi internet sitelerini kullandığını bilmesi de oldukça önemli. Burada çocukların hangi siteleri ne kadar kullanacağını sınırlamak, bunları söylemek gerekiyor. Çocuklara kişisel verilerin nasıl kullanılacağını öğretmek, hangi fotoğrafların paylaşılıp paylaşılmayacağını anlatmak gerekiyor. Şuanda çoğu internet sitesinde ebeveyn kontrol araçları bulunuyor. Gündem olan sitelerde ise bu ebeveyn kontrol araçlarının olmaması nedeniyle bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Ancak en önemlisi çocukların aileleriyle olan ilişkisi. Çocuk eğer ailesiyle sağlıklı bir ilişki kurduysa, sorun anında ailesine bilgi verebiliyorsa çocuk şüpheye düştüğü anda ailesinden yardım isteyecektir.”