Yerel Haberler
Adana
Yağmur ve kar çiftçiyi sevindirdi 26 Kasım 2024 Salı - 10:22:48 Çukurova’da son günlerde yaşanan kar yağışı ve yağmur, kuraklık riskiyle karşı karşıya gelen çiftçileri sevindirdi. Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da yaz aylarında rekor sıcaklıklar yaşandı. Hal böyle olunca Çukurova, kuraklık riskiyle karşı karşıya kaldı. Kuraklık nedeniyle birçok üründe verim kaybı yaşanırken birçok üründe hasat edilmeden tarlada yandı. Barajlarda sular çekildi Ayrıca yağışsız geçen günler nedeniyle Seyhan Baraj Gölü’nde su, kıyıdan yaklaşık 2 kilometre çekildi. Ayrıca Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından çiftçilere de ‘Su yok güzlük ürün ekimi yapmayın’ uyarısı yapıldı. Yağışlar çiftçiyi sevindirdi Ancak son birkaç gündür kent genelinde yağan yağmur, Tufanbeyli ve Pozantı ilçelerinde yağan kar yağışı, çiftçileri sevindirdi. “Toprak suya doydu” Konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Çukurova’nın tamamında kuraklık baş göstermişken 17 Kasım’dan bugüne kadar yağan kar yağışı ve yağmurlar sayesinde toprak suya doydu. Geçmişteki kış geri geldi. Bu yağan yağmurlar, buğdaya, karnabahara, lahanaya ve marul başta olmak üzere bütün ürünlere faydası oldu. Karın yağması da bizleri çok sevindirdi. Adana’nın kuzeyindeki barajlarda su oranı bayağı düşmüştü. Çok şükür yağmur ve kar ile bunu atlattık” ifadelerini kullandı. “Barajlarda 40 günlük su kalmıştı” Kışın zor ve çetin geçeceğini anlatan Doğan, “Şuanda çiftçilerimiz mutlu. Kış çetin ve zor geçecek gibi gözüküyor. Don olmadığı sürece bizim için sorun yok. Çiftçimiz tarlasını sürüp hazırlamıştı. Suya ihtiyaç vardı. Çok iyi oldu. Barajımızda sadece 40 günlük içme suyu vardı. Mevcut ağaçlara yetecek kadar su yoktu. Çiftimizi sevindirdi” diye konuştu. Öte yandan Başkan Doğan, Perşembe günü beklenen dona karşı çiftçileri uyardı.
26 Kasım 2024 Salı - 10:12 Ceyhan’da geleceğin futbol yıldızları yetişecek Ceyhan Belediyesi, genç yeteneklerin spora kazandırılması amacıyla ücretsiz futbol kursları düzenliyor. 8-14 yaş arası çocuklara yönelik kurslar için kayıtlar bugün itibarıyla başladı. Minik futbolcular için kayıtlar, 26 Kasım Salı günü Murat Göğebakan Kültür Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. Veliler, çocuklarının gelecekte birer futbol yıldızı olma yolunda ilk adımlarını atması için kayıt işlemlerini ücretsiz olarak tamamlayabilecek. Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, gençlerin sporla iç içe bir hayat sürmeleri için çalıştıklarını belirterek şunları söyledi: “Ceyhan’ımızda sporla büyüyen sağlıklı ve özgüvenli nesiller yetiştirmek en büyük hedefimiz. Çocuklarımızın hayallerinin destekçisi olmaya devam edeceğiz. Düzenlediğimiz futbol kursuyla hem genç yetenekleri spora kazandıracak hem de çocuklarımızın fiziksel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayacağız.” Uzman eğitmenler eşliğinde profesyonel eğitim Futbol kurslarına katılan çocuklar, alanında uzman eğitmenler eşliğinde hem futbol becerilerini geliştirme fırsatı bulacak hem de takım ruhunu ve dostluğu pekiştirecek etkinliklerde yer alacak. Ceyhan Belediyesi’nin spora ve gençlere verdiği destekle, ilçede geleceğin yıldız sporcularının yetiştirilmesi hedefleniyor. Başvuru detayları için Ceyhan Belediyesi’nin resmi iletişim kanalları kullanılabilir.
Uzmanından uyarı: “Çocukluk travmaları romantik ilişkilerde uzun etkiye sahip”
08 Kasım 2024 Cuma - 12:06 Uzmanından uyarı: “Çocukluk travmaları romantik ilişkilerde uzun etkiye sahip” Çocukluk döneminde yaşanan travmaların romantik ilişkilerde uzun etkiye sahip olduğunu belirten Psikolog Buse Şimşek, “Bu durum, kişinin ilişkide nasıl davrandığı, güven ve yakınlık konusundaki tutumları, bağlanma biçimi gibi durumları etkileyerek kendini gösterir” dedi. Kişilerin geçmişte yaşadıkları travmalar, özellikle de çocukluk travmaları bireyin bağlanma stilleri, duygusal tepkileri ve yaşadıkları ilişki dinamikleri üzerinde etki göstermektedir. Travmanın türüne, şiddetine, kişinin iyileşme sürecine, bireyin destek sistemlerine bağlı olarak bu etkilerin derecesi değişebilir. Çocukluk döneminde yaşanılan bu travmalar en çok da romantik ilişkiler üzerinde derin ve uzun süreli etkiye sahiptir. Bu durum, kişinin ilişkide nasıl davrandığı, güven ve yakınlık konusundaki tutumları, bağlanma biçimi gibi durumları etkileyerek kendini gösterir. “Kaygılı bağlanma geliştirebiliyoruz” Konuyla ilgili Onma Psikoloji’den Psikolog Buse Şimşek açıklamalarda bulundu. Psikolog şimşek, bağlanma stilleri üzerindeki etkileri anlatarak, “Çocukluk travmalarımız, erken dönemde geliştirdiğimiz bağlanma stillerini etkiler. Güvenli bağlanma geliştirdiğimizde genellikle ilişkilerimizde daha sağlıklı bir güven duygusuyla ilerlerken travmatik deneyimlere sahip olduğumuzda kaygılı bağlanma geliştirebiliyoruz” diye konuştu. “Anksiyete gibi tepkiler romantik ilişkilerimizde ciddi sorunlara neden olabilir” Bağlanma çeşitleri hakkında da bilgiler veren Psikolog Buse Şimşek, “Kaygılı bağlanma, kaçıngan bağlanma, ilişkilerde güvensizlik ve kontrol gibi bağlanma türleri vardır. Aynı zamanda sahip olduğumuz partnere zarar verecek ya da ilişkimizi sabote edecek davranışlarda bulunabiliriz. Bu davranışların nedeni de partnerimizin bizi terk edeceği korkusundan kaynaklıdır. Duygusal denge ve tepkiler duygusal uyuşma sorunları veya anksiyete gibi tepkiler romantik ilişkilerimizde ciddi sorunlara neden olabilir” ifadelerini kullandı. “Travmalarımızdan farkında olmalıyız” Yaşanılan çocukluk travmalarının romantik ilişkilerde duygusal ve fiziksel yakınlığa karşı korku geliştirmemize neden olabileceğini aktaran Onma Psikoloji’den Psikolog Buse Şimşek, daha sonra şunları söyledi: “Tekrarlayan ilişki kalıpları sürekli aynı tip ilişkilerde sıkışıp kalmamıza neden olur. Duygusal ve fiziksel sınırlar, duygusal bağımlılık ve travmanın iyileşmesi gibi konu başlıklarıyla bu durumu ele alabiliriz. Travma yaşadıktan sonra bazen partnerimize karşı aşırı duygusal bağımlılık geliştirebiliriz. Bu durum partnerimizin hayatımızın merkezine oturtmamıza ve kişisel sınırlarımızın kaybolmasına neden olabilir. Kendimizi yalnız hissettiğimizde ve güvensiz hissettiğimiz anlarda partnerimize aşırı ihtiyaç duyarak ona bağımlı hale gelebiliriz. Çocukluk travmalarımızın ilişkilerimiz üzerindeki bu etkileri hem duygusal iyilik halimizi hem de partnerimizle kurduğumuz bağ üzerinde derin izler bırakabilir. İşte tam da bu yüzden travmalarımızın farkında olmak ve onlar üzerine çalışmak, daha sağlıklı ve doyurucu ilişkiler kurmamızda çok önemli bir adım olarak kabul edilir.”
Adana’da ekim alanı 100 kat artan muzda hasat başladı
08 Kasım 2024 Cuma - 10:32 Adana’da ekim alanı 100 kat artan muzda hasat başladı Adana’da hasadına başlanan muzun kilogram fiyatı serada 27 liradan alıcı bulurken çiftçinin yüzü gülüyor. Mersin ve Antalya’dan sonra en fazla muz üretilen il olma özelliğini taşıyan Adana’da, üreticilerin yeni gözdesi muzun yetiştirildiği sera sayısı günden güne artıyor. Adanalı çiftçiler, 2017 yılından bu yana verilen devlet destekleri sayesinde muz ekim alanını 5 yılda 75 dönümden 7 bin 558 dönüme çıkardı. Ülke genelinde üretilen 850 bin ton muzdan, yaklaşık 45 bin tonu Adana’da hasat ediliyor. Muz ekim alanlarının artması ve yüzde 145.8’lik gümrük vergisi sayesinde ithalatın da önüne geçildi. Öte yandan kentte 7 bin 558 dönüm alanda ekim yapılan ve hasadı başlayan muzdan yaklaşık 45 bin ton rekolte hedefleniyor. Muz hasadı sırasında İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, son yıllarda ise özellikle Akdeniz’e kıyısı bulunan illerde muz üretiminin oldukça arttığını ve ülke ihtiyacının büyük bölümünün yerli üretimle karşılanmaya başlandığını söyledi. “Muzun kilogram maliyeti 20 lira” Doğan, “Devlet teşvikleri muz üretiminin artmasına çok katkı sağladı. 2024 1 Ocak itibariyle muz üretimine kota konuldu. Biz şu anda ülkemizde muzda kendi kendine yeten ülkelerden biriyiz ve ihtiyacımızın tamamını karşılıyoruz. Eğer gümrük vergisi konulmasaydı muz üretimi bu kadar artmayacaktı. Fiyatlar 10 gün önce 35-36 lirayken şu anda muzun kilogram fiyatı 27 liradan alıcı buluyor. Maliyet 20 lira ve bazı muz seralarında 5 ton, bazılarında 6-8 ton verim alıyoruz” dedi. “Adana muz üretiminde 3’üncü sırada” Tarımsal planlama kapsamında artık muz serası kurulmadığını anlatan Doğan, “Adana’da 7 bin 558 dönüm alanda muz üretimi var. Adana ili olarak muz üretiminde 3’üncü sıradayız. Üretim planlaması yapıldığı için ve şu anda Türkiye’de üretilen muzun ülke ihtiyacını karşıladığı için muz üretimi yasaklandı. Devletimizin de desteğiyle Adana’yı yerli muz üretiminde marka ve lider bir kent haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
Ceyhan Belediyesi ’bin 500 öğrenciyi sinema ile buluşturdu
07 Kasım 2024 Perşembe - 16:17 Ceyhan Belediyesi ’bin 500 öğrenciyi sinema ile buluşturdu Ceyhan Belediyesi, bin 500 öğrenciyi Atatürk’ün hayatını anlatan "Mustafa” filmiyle buluşturdu. Ceyhan Belediyesi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını anlatan "Mustafa" adlı animasyon filmiyle ilçedeki 10 farklı okuldan yaklaşık bin 500 öğrenciyi sinema ile buluşturdu. Kültürel etkinlik kapsamında düzenlenen organizasyonla öğrencilere Atatürk’ün mücadelesi ve hayatı hakkında farkındalık kazandırılması amaçlandı. Belediye tarafından sağlanan araçlarla öğrenciler, okullarından öğretmenler ve veliler ile birlikte alındı. Sinema salonuna taşınan öğrencilere içecek ve kek ikramı yapılarak, etkinlik daha da keyifli hale getirildi. Öğrenciler, Atatürk’ün hayatını konu alan filmi ilgiyle izledi. Veli, öğretmen ve öğrenciler, etkinliği düzenlediği için Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar’a teşekkür ettiler. "Çocuklarımız Atatürk’ün ışığında yetişsin diye çalışıyoruz" Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, etkinliğe dair yaptığı açıklamada, "Çocuklarımızı tarihimizle, Atatürk sevgisiyle buluşturmak, onların aydınlanmalarına katkı sunmak bizim en önemli görevlerimizden biri. Ulu önderimizin fikirleri ve mücadelesiyle yoğrulan bu topraklarda yetişen her çocuk, geleceğe umutla baksın diye çalışıyoruz. Ceyhan Belediyesi olarak gençlerimizin gelişimini destekleyecek kültürel etkinliklerimize devam edeceğiz. Bugün burada çocuklarımızın gözlerindeki ışıltıyı görmek bizler için en büyük mutluluk. Etkinliğe katılan tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve velilerimize teşekkür ediyorum" dedi.
Bahar yorgunluğu ile karıştırılan 6 hastalık
07 Kasım 2024 Perşembe - 12:54 Bahar yorgunluğu ile karıştırılan 6 hastalık Bazen basit gibi görünen şikâyetlerin altında önemli hastalıkların yatabildiğini ve bunun özellikle mevsim geçişlerinde bahar yorgunluğu ile karıştırılarak ihmal edilmesinin ciddi sonuçlar doğurabildiğini söyleyen Medline Adana Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aktaş, ”Eğer bireyin bahar yorgunluğu yakınmaları 1 ayı aşmış ise bunun altında yatan sebeplerin dikkatlice araştırılması gerekir” dedi. Güneşli havaların azalarak gökyüzünün gri tonlara bürünmesi, git gide uzayan geceler, kısalan gündüzler ve havaların serinleyerek yağışların başlaması ile beraber sonbaharın kendini iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde birçok insan bahar yorgunluğundan muzdarip olduğunu düşünüyor. Ancak bazen kimi hastalıklar bahar yorgunluğu ile karıştırılabiliyor. Bu konuda açıklama yapan Doç. Dr. Aktaş, bahar yorgunluğu ile karıştırılan hastalıkları şöyle açıkladı: "Anemi ya da halk arasında bilinen ismi ile kansızlık, vücutta organ ve dokulara yeterli düzeyde oksijen taşımak için gerekli miktarda sağlıklı kırmızı kan hücresi bulunmaması olarak tanımlanır. Yorgunluk, enerji kaybı, halsizlik, ciltte solgunluk gibi kansızlık belirtileri, vücut dokularına yeterince oksijen götürülememesi sonucunda gelişir. Bu belirtiler bahar yorgunluğu ile karıştırılabildiğinden ihmal edilmemelidir. Aksi durumda vücutta ağrılara, duygu durum bozukluklarına, unutkanlığa, el ve ayaklarda da uyuşmalara sebep olur. Tiroid, nefes borusu üzerinde yer alan, 15-20 gram ağırlığında 2 ana loptan oluşan ve hormon üreten bezlerdir. Sağlıklı çalışamadığında bireylerde bazı fiziksel ve duygusal belirtiler ortaya çıkar. Bunlar arasında yer alan sıcak basması, yorgunluk ve halsizlik hissi bahar yorgunluğu ile sıkça karıştırılabilen benzer belirtilerdir. Ancak ihmal edilen tiroid sorunu ilerde kalp hastalıkları, kemik erimesi, adet düzensizliği ve kısırlığa yol açabilir. Yazın aldığınız birkaç kilo fazlayı vermek isteseniz bile tam tersine yavaş yavaş kilo almanız bahar yorgunluğunun verdiği tembellik hissi veya havaların spor yapmanızı engellemesinden olmayabilir. Bununla birlikte canınız geçmişe göre daha çok şekerli gıdalar çekiyor ise insülin direncinizi kontrol ettirmek için bir doktora görünmenizin zamanı gelmiş olabilir. Çünkü zamanında fark edilmeyen insülin direnci tedavi edilmediğinde başta diyabet olma üzere kanser, obezite, tansiyon ve felç gibi pek çok ciddi hastalığa davetiye çıkartır. Vitaminler vücudumuzun sağlıklı ve dengeli bir şekilde çalışmasını destekleyen önemli besin öğeleri olduğundan eksiklikleri ciddi sağlık sorunlarına kapı aralayabilir. Eksik olmaları veya yetersiz alınmaları durumunda fiziksel ve zihinsel yorgunluk, kemik ağrıları ve saç dökülmesi görülür. Bazen göz ardı edilebilen veya başka sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilebilen bu belirtilerin farkında olmak ve gereken tedaviyi zaman yitirmeden almak yaşam kalitesini artırmak açısından önemlidir. Ancak özellikle takviye olarak alınacak vitaminlerin doktor kontrolü altında olması gerekir. Sonbahar aylarında sıkça rastlanan ‘mevsimsel alerjik rinit’, doğada bulunan alerjen maddelere karşı burun mukozasının verdiği alerjik reaksiyon olarak ortaya çıkar. Hastalık kendini sık hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, kaşıntı yakınmaları ile gösterir ve ataklar şeklinde gelişir. Ancak alerji kişide bahar yorgunluğuna benzer bir tablo ortaya çıkararak halsizlik ve isteksizliğe de sebep olabilir. Hastanın alerjik reaksiyon verdiği maddelerin tespit edilmesi alınacak önlemleri ve uygulanacak tedaviyi belirlemeye yardımcı olur. Sonbahar kimi zaman yorgunluk ve depresyonla birlikte gelebilir. Hatta yorgunluk sandığınız depresyon da olabilir. Güneşli havaların azalması ve gökyüzünün gri tonlarla kaplanması, uzayan geceler, kısalan gündüzler, açık havada daha az vakit geçirilmesi insanlarda hem fizyolojik hem de psikolojik değişimlere yol açar. Tembellik, iştahsızlık, yorgunluk, umutsuzluk, değersiz hissetme gibi belirtilerin 1 aydan daha uzun sürmesi halinde bunun bir depresyon işareti olabileceği göz önünde bulundurularak ilgili uzmana danışmakta fayda bulunur."