Yerel Haberler
Yozgat
28 Kasım 2024 Perşembe - 11:45 Erken yaşta kaybettikleri öğretmen arkadaşlarını, mangala turnuvası ile andılar Yozgat’ta geçtiğimiz ay vefat eden Öğretmen Yasin Çelik anısına öğretmen arkadaşları tarafından mangala turnuvası düzenledi. Sorgun İlçesinde Yeşilyurt İlkokulu’nda Müdür Yardımcısı olan Yasin Çelik, 29 Ekim’de geçirdiği kalp krizi sonucu genç yaşta vefat etmesi dolayısıyla herkesi derinden üzmüştü. Meslektaşları, genç öğretmenin ardından hatırasını yâd etmek için geleneksel Türk zeka oyunu olan mangala turnuvası düzenledi. Akıl ve Zeka Oyunları İl Koordinatörü olan ve etkinliğin düzenlenmesinde katkı sağlayan Halil İbrahim Kartal, “Sorgun ilçemizde yıllardır düzenlediğimiz turnuvalardan birisini bugün gerçekleştiriyoruz. Öğretmenler turnuvamızın ayrı bir önemi var. Yakın zamanda kaybetmiş olduğumuz Yeşilyurt İlkokulu Müdür Yardımcısı arkadaşımız Yasin Çelik öğretmenimizin anısına hem de 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerimiz arasında mangala turnuvası düzenlemek istedik. Sağ olsun 30 öğretmenimiz de turnuvamıza katıldı. Turnuvamız aynı zamanda ödüllü bir turnuva. Sorgun Kaymakamlığı ve Sorgun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü himayelerinde gerçekleştirdiğimiz bu turnuvanın düzenlenmesinde emeği geçen ve Yasin Çelik arkadaşımızı anmak adına burada bulunan arkadaşlarımıza da ayrıca teşekkür ederim ” ifadelerini kullandı. Turnuvaya çeşitli okullardan 30 tane öğretmen katıldı. 5 tur oynanan oyunda, katılımcılar bir program aracılığıyla oyunlarını oynadı sıralamaya girdi. Oyun 3 set üzerinden yapıldı. 2 set alan kişi o oyunu kazanmış oldu. Oyunun sonunda en çok tur kazanan birinci sayıldı. İlk dörde giren katılımcılara ödülleri verildi. Katılan herkese katılım belgesi takdim edildi.
Bozkır’da  “sarı pas” hastalığı alarmı
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 10:33 Bozkır’da “sarı pas” hastalığı alarmı Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, henüz yeterince yağış olmamasına rağmen ekinlerde görülen “sarı pas” hastalığının çiftçiyi tedirgin ettiğini söyleyerek hastalığa karşı ilaçlama önerisinde bulundu. İç Anadolu Bölgesi’nin önemli tarım merkezlerinden olan Yozgat’ta, tarlalara büyük ölçüde zarar vermesiyle bilinen ve genelde yağış fazlalığı nedeniyle meydana gelen sarı pas hastalığı, ekinlerde görülmeye başlandı. Yağışların henüz başlamamasına rağmen ekinlerde görülen sarı pas hastalığı, çiftçiyi tedirgin etti. Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, sarı pas hastalığının önemli ölçüde ürün kaybına neden olacağını söyleyerek çiftçilere ilaçlama önerisinde bulundu. Yozgat’ta nisan ve mayıs aylarında yeterince yağışın olmadığını ve kuraklık endişesinin yaşandığını da söyleyen Açıkgöz, ekinlerin boyunun kısa kaldığını ve şu an ekinlerde yüzde 70 oranında kuraklık nedeniyle sıkıntı yaşandığını ifade etti. Pas hastalığıyla mücadele edilmediği sürece üründe yüzde 40’a varan verim kaybının yaşanabileceğini belirten Açıkgöz, “Yağmur olmamasına rağmen ekinlerin üzerine çiğ düştüğü için pas hastalığı görülmeye başlandı. Güneş ışınları yeterli olmadığı için bu çiğ buğdayların üzerinden kalkmadı ve pas hastalığı oluştu. Bu hastalıkla çiftçilerimiz birebir mücadele edecek ve pas ilacını atacaklar. Pas ile mücadele edilmediğinde üründe yüzde 40’a yakın verim kaybı olacak. Pas olduğu zaman danenin içi dolmaz, dane nişastasını yapmaz ve onun için de verim düşer, buğday da yemliğe düşer. Çiftçinin bu duruma düşmemesi için bu pas ile mücadelemizi her sene yapmalıyız.” dedi. Açıkgöz ayrıca yeterince yağış olmadığı için tarlalarda ekinlerin sıkıştığını ve bu nedenle ekinlerin arasında yaban çavdarlarının oluştuğunu da söyledi. Yaban çavdarlarıyla mücadele edemediklerini belirten Açıkgöz, yüzde 80 oranda tarlalarda yaban çavdarının oluştuğunu belirtti.
38 yıllık meslek aşkı, baba evini kütüphaneye çevirtti
14 Mayıs 2024 Salı - 09:39 38 yıllık meslek aşkı, baba evini kütüphaneye çevirtti İstanbul’da 38 yıl kütüphanecilik mesleğini yaptıktan sonra emekli olan ve memleketi Yozgat’a baba evine dönen Selahattin Öztürk, meslek hayatı boyunca biriktirdiği kitap ve dergilerle evini kütüphaneye çevirdi. İstanbul’da 38 yıl boyunca süren kütüphanecilik mesleğinden bir süre önce emekli olan Selahattin Öztürk (60), doğup büyüdüğü memleketi Yozgat’ın Fatih Mahallesi’ndeki baba ocağına geri döndü. 1982-86 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümünden mezun olduktan sonra aktif meslek hayatına başlayan Öztürk, ilk görev yeri olan TDV İslam Araştırmaları Merkezi Kütüphanesinde 25 yıl boyunca kütüphanecilik hizmetini sürdürdü. Daha sonra eserlerin dijital ortama aktarılması projelerinde proje sorumlusu olarak çalışan ardından 2017 yılında İstanbul Zeytinburnu Belediyesi Millet Kıraathanelerinde 7 yıl kütüphanede görev yapan Öztürk, 2023 yılının Eylül ayında memleketi Yozgat’taki baba evine dönüş yaptı. Hayatını kitaplara adayan ve 38 yıl boyunca biriktirdiği binlerce kitap ve dergi ile baba ocağına dönen Öztürk, evinin bir bölümünü kütüphaneye dönüştürmeye karar verdi. 18 ila 20 bin arasında kitap ve dergiden oluşan kütüphanesine gözü gibi bakan Öztürk, kütüphanesini vatandaşların istifadesine sunmak ve toplumda okuma alışkanlığını yaygınlaştırmak için harekete geçti. Emekli olduktan sonra baba ocağında dijital arşivini kullanarak çalışmalarını sürdüren Öztürk, kitap ve dergilerinin vatandaşın hizmetine sunulabilmesi için daimi bir yere ihtiyacı olduğunu ve bu yönde çalışmalarının sürdüğünü de söyledi. Emekli olmasına rağmen kitaplarla gönül bağını koparmayan Öztürk, kütüphanedeki kitap ve dergilerin sayısını da artırmaya devam ediyor. Kütüphanesinde 20 bine yakın kitap ve dergi bulunuyor Kütüphanesinin zengin içerikli kaynaklardan oluştuğunu ve 20 bine yakın eserin bulunduğunu belirten Öztürk, "1982-86 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümünü okudum. Bölümün son sınıfında da aktif meslek hayatıma başladım. İlk görev yerim TDV İslam Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi oldu ve burada 25 yıl kütüphanecilik hizmeti yaptıktan sonra emekli oldum. Daha sonra sayısallaştırma kavramıyla birlikte ülkemizde başlayan bir yapı içerisinde firma koordinatörü olarak binlerce cilt eserin dijital ortama aktarılması projelerinde proje sorumlusu olarak çalıştım. 2017 yılında da Zeytinburnu Belediyesi Millet Kıraathaneleri koordinatörlüğüne başladım, 7 yıl gibi bir süre burada kütüphanede çalıştıktan sonra Yozgat’a baba ocağına dönüş kararı aldım. Baba ocağıma getirdiğim kütüphanemde 8 ila 10 bin arasında değişen kitap, 8 bin farklı dergi var. Koleksiyonumda toplamda 18-20 bin arası kitap ve dergi bulunuyor ve bunlar hemşerilerimizin hizmetine sunulacak" dedi. "Kitabı sevmeyen kişinin bu mesleği yapması mümkün değil" Kitap sevgisinin mesleği ile olan ilişkisinden bahseden Öztürk, "Kütüphanecilik mesleğini yerine getirdiğim için kitabı sevmeyen kişinin bu mesleği yapması pek doğru olmuyor. Mesleğe başladığım günden beri hatta fakültenin son sınıfında Osmanlıca kitaplarıyla başlayan bir birikim. Kütüphanelere kitap alırken kendimize de aldığımı yayınlar ve bir kısmı da yayıncılardan gelen bağışlarla oluşan bir koleksiyon. Kitap sevgisi bende meslekle de bütünleşik bir şekilde yürüdü. Makale ve kitap çalışmalarım da olduğu için bir kısım eserler akademik çalışmaya zemin hazırlayacak kaynak eserlerden oluşmakta. Onun dışında epeyce bir kısmı da herkesin okuyabileceği türden araştırma, inceleme, roman, öykü, şiir kitaplarından oluşuyor" ifadelerine yer verdi. "Vatandaşların kitaplardan istifade edebileceği daimi bir yere ihtiyaç var" Kitaplarını Yozgatlı vatandaşların kullanımına açmak istediğini ve bunun için de daimi bir yere ihtiyacının olduğunu söyleyen Öztürk, "Burası babamdan kalan bir ev kütüphanesi ama burayı merkezde bir yerde herkesin kolayca ulaşabileceği ve 24 saat hizmet verebilecek bir yapıda yer arayışımız devam ediyor. Yozgat’a yeni bir il halk kütüphanesi yapılmakta, o bina içerisinde bakanlığımızla yapılan görüşmelerde bir yer tahsis edilirse orada, yoksa belediye başkanımızla yapacağımız görüşmelerde semt konaklarının bir tanesinde yer talebim olacak. Uygun görülürse bu eserlerin yarıya yakını orada hizmete sunulacak" şeklinde konuştu.
Türkiye’de ilk kez uygulanan yöntemle buzağı ölümleri yüzde 60’tan yüzde 20’lere geriledi
13 Mayıs 2024 Pazartesi - 12:15 Türkiye’de ilk kez uygulanan yöntemle buzağı ölümleri yüzde 60’tan yüzde 20’lere geriledi Tarım ve hayvancılığın önemli merkezlerinden biri olan Yozgat’ta, buzağı ölümlerinin önüne geçmek amacıyla hayata geçirilen “Erken Teşhis ile Buzağılar Ölmesin” projesi ile kent genelinde ishal kaynaklı buzağı ölüm oranları yüzde 60’tan yüzde 20’lere geriledi. Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (KOP), Sorgun İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Yozgat Veteriner Hekimler Odası iş birliğiyle hazırlanan “Erken Teşhis ile Buzağılar Ölmesin” projesi, ilk kez Yozgat’ta uygulamaya konuldu. Proje ile veterinerlere dağıtılan hızlı tanı kitleri sayesinde buzağı ishallerinin nedenleri olan Rota virüsü, Korona virüs, E.coli ve Kripto gibi ölümcül olan dört hastalığın tespiti yapılıyor. Buzağılardan alınan dışkı örnekleri sayesinde hastalık, tanı tespit kiti sayesinde 15 dakika içerisinde tespit edilerek hayvanlara tedavi uygulanıyor. İlk belirlemelere göre proje ile Yozgat’ta buzağı ölüm oranlarının yüzde 60’tan yüzde 20’lere kadar gerilediği belirlendi. İlk etapta Sorgun, Sarıkaya, Saraykent ve Akdağmadeni ilçelerinde uygulanan proje daha sonra il ve Türkiye genelinde uygulanacak. Ücretsiz olarak veteriner hekimler tarafından yapılan hizmet, üreticiyi memnun ederken projenin milli gelire de yaklaşık 200 milyon lira katma değer oluşturması hedefleniyor. Projenin amacının yeni doğan buzağıların ishalden kaynaklı ölümlerinin önüne geçmek olduğunu belirten Yozgat Veteriner Hekimler Odası Başkan Yardımcısı Veteriner Adem Yıldız, projenin Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Sorgun İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Yozgat Veteriner Hekimler Odası iş birliğince hazırlandığını söyledi. “Teşhis 15 dakika içinde konuyor” “Erken Teşhis ile Buzağılar Ölmesin” projesinin Türkiye’de ilk kez Yozgat’ta uygulamaya konduğunu da hatırlatan Yıldız, proje ile buzağı ölümlerinin yüzde 20’lere kadar gerilediğini ifade etti. Yıldız, “Hızlı tanı kiti ile buzağıların ishallerinin nedeninin 15 dakikada ne olduğu anlaşılıp ona göre tedavi yapılıyor. Hızlı tanı kitinde buzağılardaki ishale sebep olan 4 tane hastalık var. Rota virüs, Korona virüs, E.coli ve Kripto dediğimiz dört hastalık var. Bu tanı bu hastalıklara yönelik yapılan tanı testi. Bunu 15 dakika içinde ahır ortamında veteriner hekim arkadaşlarımız buzağılara uyguluyor. Hastalık tespiti yapılıyor ve ona göre de aşılama, ilaç, serum gibi tedaviler uygulanıyor ve hayvanlarımız hastalıktan kurtuluyor. Bu Türkiye’de ilk olan ve maliyetli bir proje. Üreticilerimiz bunu temin etmede çok zorlanıyordu biz bunu ücretsiz olarak gerçekleştiriyoruz. Bu proje Türkiye genelinde yaygınlaşırsa sadece Yozgat’ta değil tüm Türkiye’de bu hayvan ölümlerinin önüne geçilmesi hedeflenmiş olur. Yozgat’ta Sarıkaya ilçemizde buzağı ölüm oranları yüzde 60’larda iken biz bu sayıyı erken teşhis ile yüzde 20’lere kadar çektik. Bu sayıyı ne kadar azaltırsak ülke ekonomisine de o kadar katkı sağlarız. İnşallah diğer illerimiz de bu projeyi hayata geçirir ve buzağı ölümlerinin önüne geçilir” dedi. “Buzağılarımız artık ölmüyor” Sarıkaya’da besicilikle uğraşan Süleyman Ersoy ise, “Daha önce buzağılarımız ishalden öldüğü için Yozgat Veteriner Odasının tanı kiti sayesinde 15 dakikada buzağıların hastalığını öğrenme fırsatı bulduk. Bu sayede buzağılarımızı ölümden kurtarıyoruz. Hayvanlarımız, buzağılarımız artık ölmüyor, gayet memnunuz. Bize verilen hizmet ücretsiz olduğu için de ayrıca teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
Okul bahçesine öğrencileri için tarım alanı oluşturdu
12 Mayıs 2024 Pazar - 13:31 Okul bahçesine öğrencileri için tarım alanı oluşturdu Yozgat’ta toprağın ve doğal beslenmenin önemini ve değerini öğrencilerine yaşatarak anlatmak isteyen Kazım Nuran Dokuyucu Anaokulu Müdürü Ekrem Koç, öğrencileri için okul bahçesine mini bir tarım alanı oluşturup bahçeyi de çiçek bahçesine dönüştürdü. Yozgat Kazım Nuran Dokuyucu Anaokulu Müdürü Ekrem Koç, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün desteği, okul yönetimi ve personellerinin de gayretiyle okul bahçesine, öğrencilerinin etkinliklerde kullanması için tarım alanı oluşturup okulun bahçesine de çiçek dikmek için kolları sıvadı. Okul bahçesinin çevre düzenlemesini yakından takip edip, tasarımını yapan okul müdürü Koç, okul personelleriyle kazma kürek çalışıp öğrencilerinin ekolojik tarımı tanımaları için mini bir alan oluşturdu. Okulun bahçesini dizayn edip araç lastiklerini saksıya çeviren Koç, öğretmen ve öğrencileriyle çiçek dikerek bahçeyi renklendirdi. Okul bahçesine tamamen doğal ağaçtan bir etkinlik masası da oluşturan Koç, bahçeyi öğrencilerinin kullanıma sundu. Öğrenciler, öğretmenleri eşliğinde okul bahçesine kurulan tarım alanına çilek dikerken saksılara da çiçek dikip can suyu verdiler. Öğrenciler çiçek bahçesine dönüştürdükleri bahçenin bakımını yaparken bir yandan da yetiştirecekleri sebze ve meyvelerin hasadını yapacaklar. Öğrencilerin bir araya gelerek dayanışma içinde olması hem de doğayla iç içe bir ortam oluşturmak amacıyla bu etkinliği gerçekleştirdiklerini belirten Kazım Nuran Dokuyucu Anaokulu Müdürü Ekrem Koç, etkinliğin hem okul yönetimi hem de öğrenci velilerinden tam destek gördüğünü söyledi. “İlk olarak çilek fidesi diktik” Oluşturdukları tarım alanında ilk olarak öğrencileriyle çilek ekimi yaptıklarını ifade eden Koç, “Eğitim öğretim yılı bitmeden şu an da çilek yetişebildiği için bahçemize çilek ekimiyle bu etkinliğe başladık. Okul zamanı yetişebilecek sebzelerimiz oluyor, mevsimine göre domates, biber, salatalık gibi ürünleri öğrencilerimizle ekeceğiz. Her sınıfımız için tarla alanımızda ayrı ayrı bölümler oluşturacağız, öğretmenlerimizle birlikte bu faaliyeti gerçekleştirebilecekler. Bahçemize ayrıca tamamen doğal bir şekilde ahşaptan etkinlik masası yaptık. Bu masamızı da öğrencilerimiz, havaların iyi olduğu her anda etkinlik alanı olarak kullanabilecekler” dedi. “Amacımız öğrencilerimizin doğal yaşam alanından uzaklaşmamaları” Öncelikli amaçlarının öğrencilerinin doğal yaşam alanından uzaklaşmamalarını sağlamak olduğunu da belirten Koç, “Biz de bunu biraz daha verimli hale getirebilmek için alışılagelmiş faaliyetlerin daha dışında bu deneyimi okulda öğrencilerimize yaşatmak istedik. Çocuklarımızın diktiği bir çiçeğin ya da çileğin büyüdüğünü görmeleri ve verim aldıklarını anlamaları için böyle bir çalışma yaptık. Hem doğal hem organik bir yöntemle bunu gerçekleştiriyoruz. Müdür, müdür yardımcımız ve personellerimiz olarak bu yıldan itibaren etkinliklerimize devam edeceğiz. Velilerimizden de çok güzel geri dönüşler alıyoruz, onlar da sağ olsunlar, bize destek oluyorlar zor durumda kaldığımız her an da onlardan da destek alıyoruz” şeklinde konuştu.
Okul bahçesine öğrencileri için tarım alanı oluşturdu
- Öğrencileri için ekolojik bahçe oluşturdu
12 Mayıs 2024 Pazar - 13:28 Okul bahçesine öğrencileri için tarım alanı oluşturdu - Öğrencileri için ekolojik bahçe oluşturdu Yozgat’ta toprağın ve doğal beslenmenin önemini ve değerini öğrencilerine yaşatarak anlatmak isteyen Kazım Nuran Dokuyucu Anaokulu Müdürü Ekrem Koç, öğrencileri için okul bahçesine mini bir tarım alanı oluşturup bahçeyi de çiçek bahçesine dönüştürdü. Yozgat Kazım Nuran Dokuyucu Anaokulu Müdürü Ekrem Koç, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün desteği, okul yönetimi ve personellerinin de gayretiyle okul bahçesine, öğrencilerinin etkinliklerde kullanması için tarım alanı oluşturup okulun bahçesine de envayi çeşit çiçek dikmek için kolları sıvadı. Okul bahçesinin çevre düzenlemesini yakından takip edip, tasarımını yapan okul müdürü Koç, okul personelleriyle kazma kürek çalışıp öğrencilerinin ekolojik tarımı tanımaları için mini bir alan oluşturdu. Okulun bahçesini dizayn edip araç lastiklerini saksıya çeviren Koç, öğretmen ve öğrencileriyle çiçek dikerek bahçeyi renklendirdi. Okul bahçesine tamamen doğal ağaçtan bir etkinlik masası da oluşturan Koç, bahçeyi öğrencilerinin kullanıma sundu. Öğrenciler, öğretmenleri eşliğinde okul bahçesine kurulan tarım alanına çilek dikerken saksılara da çiçek dikip can suyu verdiler. Öğrenciler çiçek bahçesine dönüştürdükleri bahçenin bakımını yaparken bir yandan da yetiştirecekleri sebze ve meyvelerin hasadını yapacaklar. Öğrencilerin bir araya gelerek dayanışma içinde olması hem de doğayla iç içe bir ortam oluşturmak amacıyla bu etkinliği gerçekleştirdiklerini belirten Kazım Nuran Dokuyucu Anaokulu Müdürü Ekrem Koç, etkinliğin hem okul yönetimi hem de öğrenci velilerinden tam destek gördüğünü söyledi. “İlk olarak çilek fidesi diktik” Oluşturdukları tarım alanında ilk olarak öğrencileriyle çilek ekimi yaptıklarını ifade eden Koç, “Eğitim öğretim yılı bitmeden şu an da çilek yetişebildiği için bahçemize çilek ekimiyle bu etkinliğe başladık. Okul zamanı yetişebilecek sebzelerimiz oluyor, mevsimine göre domates, biber, salatalık gibi ürünleri öğrencilerimizle ekeceğiz. Her sınıfımız için tarla alanımızda ayrı ayrı bölümler oluşturacağız, öğretmenlerimizle birlikte bu faaliyeti gerçekleştirebilecekler. Bahçemize ayrıca tamamen doğal bir şekilde ahşaptan etkinlik masası yaptık. Bu masamızı da öğrencilerimiz, havaların iyi olduğu her anda etkinlik alanı olarak kullanabilecekler.” dedi. “Amacımız öğrencilerimizin doğal yaşam alanından uzaklaşmamaları” Öncelikli amaçlarının öğrencilerinin doğal yaşam alanından uzaklaşmamalarını sağlamak olduğunu da belirten Koç, “Biz de bunu biraz daha verimli hale getirebilmek için alışılagelmiş faaliyetlerin daha dışında bu deneyimi okulda öğrencilerimize yaşatmak istedik. Çocuklarımızın diktiği bir çiçeğin ya da çileğin büyüdüğünü görmeleri ve verim aldıklarını anlamaları için böyle bir çalışma yaptık. Hem doğal hem organik bir yöntemle bunu gerçekleştiriyoruz. Müdür, müdür yardımcımız ve personellerimiz olarak bu yıldan itibaren etkinliklerimize devam edeceğiz. Velilerimizden de çok güzel geri dönüşler alıyoruz, onlar da sağ olsunlar, bize destek oluyorlar zor durumda kaldığımız her an da onlardan da destek alıyoruz.” şeklinde konuştu. (BMG-