TEKNOLOJİ
28 Kasım 2024 Perşembe - 10:24 Vazgeçilmez yemeklere bilimsel dokunuş: Patates, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemi araştırılacak Hitit Üniversitesinde yürütülen proje çerçevesinde, Türkiye’nin favori lezzetleri olan patates kızartması, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemlerinin ve yağ seçeneklerinin belirlenmesi hedefleniyor. Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Kabak’ın yürütücülüğünü üstlendiği proje çerçevesinde patates, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemi araştırılacak. Proje, TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında ihtisaslaşan Hitit Üniversitesi bünyesinde yürütülecek proje ile farklı pişirme teknikleri ve farklı yağ çeşitleri kullanılarak hazırlanan patates kızartması, köfte ve pişi ürünlerinde oluşabilecek toksik maddelerin etkisi analiz edilecek. Proje yürütücüsü Prof. Dr. Bülent Kabak, Türkiye’de en çok tüketilen ürünler arasında ilk sıralarda yer alan patates kızartması, köfte ve pişi gibi gıdaların çocukların sağlığını tehdit eden unsurlar barındırabildiğini söyledi. Başlattıkları projede sevilen gıda ürünlerinin derin yağda kızartma, fırınlama ve ’airfryer’ pişirme teknikleri ile ayçiçeği yağı, zeytinyağı ve palm yağı çeşitlerinin kullanılacağını kaydeden Kabak, “Projemizde belirlendiğimiz pişirme teknikleri ve yağ çeşitleriyle gıdalar üzerinde oluşabilecek toksik maddeler üzerinde bir analiz yapmayı planlıyoruz. Bu maddeler arasında sağlık için risk oluşturabilecek unsurlar bulunuyor. Çocukların ve ergenlerin bu maddelere olan maruziyetini en aza indirmek için en uygun pişirme yöntemlerini ve yağ seçeneklerini belirleyeceğiz" dedi. "Projemiz ile en güvenli yöntemler bilimsel verilerle açıklığa kavuşturulacak" Çalışmanın hem tüketicilere hem de gıda sektörüne önemli katkı sağlayarak güvenli pişirme tekniklerini ve yağ çeşitlerini ortaya koyacağını belirten Kabak, “Ev tipi hazırlık şartlarından hazır dondurulmuş ürünlere kadar geniş bir yelpazede yapacağımız incelemelerle, tüketicinin aklındaki tüm soru işaretlerini gidermeyi planlıyoruz. Projemiz ile en güvenli yöntemler bilimsel verilerle açıklığa kavuşturulacak" diye konuştu. Hitit Üniversitesinin ihtisaslaşma alanı çerçevesinde yeni projeler geliştirmeye devam ettiklerini ifade eden Kabak, gelecekteki bilimsel çalışmalara kapı aralamak adına proje kapsamında doktora öğrencileri Eylem Odabaş, Nimo Hussein Yussuf ve Fatma Öznur Afacan’ın yer aldığını sözlerine ekledi.
28 Kasım 2024 Perşembe - 09:25 Başkan Akın, “Oyun oynayan değil, oyun kodlayan bir gençlik yetişecek” BAÜN Mühendislik Fakültesi’nde gençlerle ile bir araya gelen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, başarıya ulaşmada en büyük etkenin planlı çalışma olduğunu belirtirken planlanmayan hiçbir işin sonunda başarı elde edilemeyeceğini söyledi. Başkan Akın, “Oyun oynayan değil, oyun kodlayan bir gençlik yetişecek” dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Balıkesir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen "İşte Mühendis" Endüstriyel Kariyer ve İstihdam Platformu” programına katıldı. Programa Başkan Akın’ın yanı sıra Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu, BAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Zafer Aslan, İş İnsanı Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, rektör yardımcıları, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Gençlere planlı çalışmayla ilgili tavsiyeler de bulunan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, gençlerin hayallerinin kendisinin en büyük hedefi olduğunu söyledi. Gençlerin isteklerine, sorunlarına ve taleplerine çözümler geliştirmek için gece gündüz çalıştıklarını belirten Akın, sunacakları imkanlar ve projelerle gençlerin istihdamına ve geleceğine katkı sunmakta kararlı olduğunu belirtti. En büyük destekçimiz gençler Balıkesir’in dünyanın en güzel kenti olduğunu söyleyen Akın, kentin bu potansiyelini ortaya çıkarma yönündeki çalışmalarda en büyük destekçilerinin gençler olduğunu söyledi. Gençlerin doğru rol modeller ile buluşturularak hayatın içerisine entegre edilmesi gerektiğini ifade eden Akın, planlı ve programlı çalışmayla hedeflere kolay ulaşılabileceğini söyledi. Görevi devraldıklarında büyük bir plansızlıkla karşılaştıklarını söyleyen Akın, “Planlanmayan hiçbir işin sonunda başarı olmuyor. Onun için ilk olarak Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansını kurduk ve bunu şirketleştirdik. 3.5 ay boyunca önümüzü görmek için planlama yaptık. Ortaya “Balıkesir, Türkiye’nin parlayan yıldızı olacaktır” çıktı.” diye konuştu. Burada partizanlık olmaz Gençlerden oluşan bir Yakın Çözüm Ekibi kurduklarına değinen Akın, “Gençlerimiz kapı kapı dolaşıp hanelerin sıkıntılarını, sorunlarını, taleplerini dinliyor ve sorunların çözüme kavuşmasına katkı sağlıyor. Gençlerin hayalleri benim hedefim. Aynı noktaya ilerlemek için mücadele ediyoruz ve birlikte başaracağız. Balıkesir milli birliğin ve beraberliğin sembolü. Burada ancak milli birlik ve beraberlik olur. Burada partizanlık olmaz; olamaz. Çünkü biz kuvayi milliyeciyiz. Burada tek hedefimiz birlik ve beraberlik içerisinde memleketimizi kalkındırmak.” dedi. Gençlere yeni istihdam alanları Balıkesir Ticaret Odası, Balıkesir Ticaret Borsası, Balıkesir Ziraat Odası, Sanayi Odası ile büyük bir sinerji içerisinde olduğunu ifade eden Akın, bu sinerjiyi enerjiye çevirmek için onlardan da destek aldıklarını belirtti. Hep beraber Balıkesir sanayisinin ihtiyaçlarını belirleyerek, bir öncelik sıralaması sonucunda, bölge sanayisinin karakterine uygun yetkinlikleri ve meslekleri belirleyeceklerini aktaran Akın, konuşmasına şöyle devam etti: “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı” ve “Millî Eğitim Bakanlığı” sorumluluğundaki alanlarda, ilgili kurumlarla iş birliği sağlayarak sunacağımız eğitimler sonucunda kazandıracağımız mesleki yeterlilik belgeleri ile gençlere yeni istihdam alanları açarken, sanayimizin nitelikli iş gücü arayışına katkıda bulunacağız.” Yeni kalkınma modeli Sanayi sektöründe en büyük sıkıntının nitelikli iş gücü ve ara eleman sorunu olduğunu, bu konuyla ilgili de kolları sıvadıklarını belirten Akın, Balıkesir Sanayi Odası’yla bu soruna çözüm üretmek için birlikte çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi’yle iş birliği içerisinde yeni bir kalkınma modeli üzerinde çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Akın, “İş arayan ile işçi arayan arasında köprü görevini hemen üstlendik. Kariyer Merkezlerimizi açtık. Bunu da profesyonel olarak 20 ilçede hayata geçirdik. İhtiyaca göre vatandaşımızı iş sahibi yapmak için çalışıyoruz. “Yeni Ekonomi Mükemmeliyet Merkezi” oluşturarak metalden otomotive, elektrik ve elektronikten kimya ve petrol sektörüne kadar birçok farklı sektörde; alüminyum ve çelik kaynakçısından CNC programcısına, metal kesim operatöründen boyama operatörüne, betoncudan asansör montajcısına kadar birçok farklı meslekte bakanlık onaylı mesleki eğitim belgeleri edinilmesine imkân sağlayacağız.” dedi. Oyun oynayan değil oyunu kodlayan gençlik TECH 10 Teknoloji Eğitim Merkezlerini de bu sürecin bir parçası haline getirerek geleceğin mühendislerine kodlama eğitimlerinden donanım atölyelerine, dijital yetkinlik geliştirme faaliyetlerinden, kurumsal kapasite geliştirme programlarına kadar imkanları sunacaklarına vurgu yapan Akın, oyun oynayan değil oyunu kodlayan gençlik istediklerini söyledi. BALMEK kurslarını kırsala taşıdıklarını söyleyen Akın, ““Halkçı Belediyecilik” anlayışımıza uygun olarak Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Edindirme Kursları (BALMEK) il merkezi ve tüm ilçelerde sanayide kadın istihdamını artırmak amacıyla; su tesisat ustasından dijital çizime, oto kaporta ustasından balık ağı örme tamiri ve donanımına kadar birçok alanda “Ustalığa kadın eli değecek” sloganıyla kurslar açıyoruz. Balıkesir Sanat’ın inşaatı da bitmek üzere. Balıkesir Şehir Tiyatrosu kentimize hayırlı olsun. Balıkesir’i en iyi şekilde yönetmek için ekip arkadaşlarımla birlikte gece gündüz çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. Başkan Akın, “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak üniversitelerimizle, meslek odalarımızla, iş insanlarımızla, derneklerimizle iş birliği ve dayanışma içinde olarak gençlerimizin istihdamına ve geleceğine katkı sunmakta kararlıyız. Daha güçlü bir Balıkesir için hızla değişen yenilikçi dünyayı yakalamamız bir zorunluluk” dedi. Hayal edin Programda Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan da gençlere hem hayatta hem de iş dünyasında başarılı olmak için tavsiyeler de bulundu. Gençlere “Hayal kurmaktan vazgeçmeyin” diyen Doğan, her şeyin hayalle başladığını ve hayallerinin peşinden koşmanın başarıya ulaşmadaki en önemli şey olduğunu söyledi.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 16:45 SBTÜ’den çağ atlatacak buluş Türkiye’nin önde gelen devlet üniversitelerinden Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), önemli bir teknolojik buluşa imza attı. Bilkent Üniversitesi ile ortak yürütülen çalışmada geliştirilen bragg ızgara ile sağlık sektörünün yanı sıra veri aktarımında ve savunma sanayiinde yeni bir çağa geçiş yapılacak. 2018’de kurulan SBTÜ, yaptığı Ar-Ge çalışmaları ve buluşlarla dikkat çekiyor. Üniversite-sanayi iş birliğini ileri bir seviyeye taşıyan SBTÜ, bir teknolojik buluşa daha imza attı. Veri iletimi, savunma sanayiinde yer belirleme ve lazer gibi sistemlerde kullanılan ışığa hükmetmeyi başaran SBTÜ akademisyenleri, ışığın sonsuz gücünden faydalanmanın yollarını buldu. Bilkent Üniversitesi ile ortak yürütülen çalışmada geliştirilen bragg ızgara ile sağlık sektörünün yanı sıra veri aktarımında ve savunma sanayiinde yeni bir çağa geçiş yapılacak. Alzheimer hastalığının erken teşhisinde de kullanılabilecek bragg ızgara teknolojisinin lansman toplantısı yapıldı. SBTÜ senato salonundaki toplantıya SBTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Kul ile akademisyenler katıldı. Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Kurul Üyesi ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Timuçin Emre Tabaru, ‘Bir dalga kılavuzu, bir bragg ızgara üretim yöntemi ve yöntem ile elde edilen bir bragg ızgara’ adlı çalışmanın kullanım alanlarından bahsetti. “İnsanlık yararına bir buluş” Yaptığı çalışmalardan ötürü Doç. Dr. Tabaru’ya teşekkür belgesi veren Rektör Prof. Dr. Mehmet Kul, “Hocamızın yaptığı çalışmaların nihai sonucu bu patenti almaktı. Bu araştırmanın dünya çapında çok özgün olduğu, ilk defa yapıldığının kanıtı da bu patenttir. Timuçin hocam ve diğer arkadaşlarımız Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’ndeki (UNAM) bilim adamları ile birlikte yaptıkları çalışmalar sonucunda patent başvurusunda bulundular. Bu patent onaylandı. Timuçin hocamıza ve katkı sağlayan bütün akademisyenlerimize teşekkür ediyoruz. İnsanlık yararına bir buluş. Alzheimer hastalığının erken teşhisinin yanı sıra diğer medikal alanlarda da kullanılabilecek önemli bir buluş. Yeni buluşların da önünü açacak bir çalışma” dedi. “Alzheimer hastalığının erken teşhisinde kullanılabilecek” Işığı kontrol ederek, hükmetmeyi keşfettiklerini ifade eden Doç. Dr. Timuçin Emre Tabaru, “Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi UNAM ile birlikte ortak yapılan çalışmanın ardından patent başvurumuzun sonucu için buradayız. Bu patentle biz aslında ışığın farklı alanlarda kontrolünü sağlayarak yani ışığa hükmederek; medikal alanlara, lazer sistemlerine, onlar dışında kuantum teknolojilerine doğru yönelecek, her biri insanlık yararına olan farklı sektörlerde kullanılabilecek bir parça ürettik. Yeni çağın fotonik entegre devrelere doğru yöneldiği bir durumda fotonik aygıtları geliştirebileceğiz. Bunun da bize yüksek hızlı haberleşme, kuantum teknolojilerine doğru yönelecek bir kapıyı açacağını düşünüyoruz. Buradan elde edilecek verilerle birlikte hem üniversitemize hem de insanlık yararına katkı sunacağız. Aynı zamanda Alzheimer hastalığının erken tespitine yönelik fiber optik sensörlerin üretimine başlamış bulunmaktayız. Sağlık Enstitüleri Kurumu tarafından bizim projemiz desteklendi. Burada ürettiğimiz malzemeleri orada biyoalgılama için de kullanacağız” ifadelerine yer verdi.
TEKNOFEST Adana, Bayraktar TB2 ve paramotor gösteri uçuşlarıyla başladı
02 Ekim 2024 Çarşamba - 11:55 TEKNOFEST Adana, Bayraktar TB2 ve paramotor gösteri uçuşlarıyla başladı Türkiye’nin en büyük teknoloji ve havacılık festivali TEKNOFEST, bu yıl Adana’da teknoloji severlere kapılarını açarken, Bayraktar TB2 ve paramotor gösteri uçuşları yapıldı. Bu yıl 10.’su Adana’da düzenlenen ve Şakirpaşa Havalimanı’nda başlayan TEKNOFEST’te sabah saatlerinden bu yana yaşanan yoğunluk dikkat çekti. Özellikle geçlerin ve öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği festival alanına girişlerde yoğunluk yaşandı. Alanda ilk gösteri Bayraktar TB2 ve paramotor ile başladı. Gösteri vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. Festival boyunca otonom araçlar, roketler, insansız hava araçları ve yapay zeka gibi farklı alanlarda yarışmalar ve etkinlikler düzenlenerek gençlere teknolojiye olan ilgilerini geliştirme fırsatı sunulacak. Yerli ve milli üretimlerin sergilendiği etkinlik, özellikle gençlerin teknolojiye olan ilgisini artırmayı ve Türkiye’nin teknolojik kalkınmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Gösteri uçuşlarının ardından festivalde birçok yarışma, seminer ve atölye çalışmaları gerçekleştirilecek. TEKNOFEST Adana, teknoloji meraklılarını bir araya getirmeye devam edecek. “Gurur duyuyoruz” Alana oğluyla birlikte gelerek stantları gezen Sibel Daş, gurur duyduğunu belirterek “Çok güzel bir duygu. Çocuklar çok sevindi. Uçakları yakından gördüler. Gurur duyuyoruz. Adım adım hedeflerimize ulaşıyoruz. Ne yaparsa yapsınlar bayrağımızı indiremezler” dedi. “Hepsi çok güzel” TEKNOFEST’i görmek için Mersin’den gelen Zeynep Erdilek ise, “Bu güzel gösteriyi bizlere hazırladıkları için çok teşekkür ederiz. Gerçekten çok gururlandık. Çok merak ettim. Burayı görmek istedim. Her şeyi dikkatimi çekti. Uçak, helikopterler hepsi çok güzel. Hepsi bizi gururlandırıyor” şeklinde konuştu. “Ben meraklıyım” Alanı çok güzel bulduğunu belirten 9 yaşındaki Çınar Öztürk ise, “Burayı çok güzel buldum. Ben uçaklara, gemilere, helikopterlere meraklıyım. Elimden geldiğince tüm TEKNOFEST’lere katılım göstermeye çalışıyorum” dedi.
BUÜ’den savunma sanayii projelerine özel destek
02 Ekim 2024 Çarşamba - 09:43 BUÜ’den savunma sanayii projelerine özel destek Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) balistik koruyucu malzeme geliştirme, yeni nesil malzeme geliştirme ve malzeme karakterizasyonu konularında özel sektörle işbirliği yapacak. Geliştirilecek ürünler TSK, emniyet, jandarma ve diğer tüm operasyonel birimlerin hizmetine sunulacak. BUÜ Rektörlüğü, BUÜ Uygulamalı Mekanik ve İleri Malzemeler Araştırma Grubu ile SKY Composite Teknoloji ve Sanayi Ticaret A.Ş. arasında başta savunma, havacılık, enerji ve kimya sektörlerine yönelik iş birliği anlaşması yapıldı. Hazırlanan protokole Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile Sky Composite Genel Müdürü Mükramin İlhan imza attı. “Üniversitemizi hak ettiği seviyeye yükselteceğiz” Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, protokolün gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti. Araştırma üniversitesi vizyonuna sahip bir üniversite için etkileşim ve işbirliğiyle elde edilen projelerin son derece önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Özellikle yerli ve milli savunma sanayimizin kalkınmasına yönelik çalışmaların içerisinde yer almak bizim için ayrı bir gurur vesilesidir. Üniversitemizin akademik deneyimi, bilgi birikimi ve potansiyeli özel sektörün pratikliği ile birleştiğinde ortaya çok daha nitelikli projeler çıkabiliyor. Bu çalışmanın düşünülmesinde ve projelendirme aşamasında getirilmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyoruz. Böylesi kıymetli protokollerin sayısının daha da artmasını diliyoruz. Bursa’nın eğitim çınarı üniversitemizi, özel sektörün de desteğiyle hak ettiği seviyelere taşımak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi. “Öğrencileri desteklemeye devam edeceğiz” Konuşmasına üniversite yönetimine teşekkürlerini sunarak başlayan Sky Composite Genel Müdürü Mükramin İlhan ise, “Halisane niyetlerle ülkemizin sanayini geliştirmek için üniversitelerle protokol imzalıyoruz. Elimizden geldiğince öğrencilere destek olmaya çalışıyoruz. Hiçbir ücret talep etmeden yaptığımız birçok hizmet oldu. Onların kendi projelerini de destekliyoruz. Ar-Ge, üretim ve teçhizatın ücretsiz kullanımı gibi birçok konuda elimizden gelen desteği sağlamaya hazırız” açıklamasında bulundu. İşbirliği imza töreninde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, BUÜ Uygulamalı Mekanik ve İleri Malzemeler Araştırma Grubu Kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Murat Yazıcı, Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Nihal Sağlam, akademisyenler ve firma temsilcileri de hazır bulundu.
Kuzgun seyir füzesiyle gerçekleştirilen balistik test atışı
01 Ekim 2024 Salı - 13:54 Kuzgun seyir füzesiyle gerçekleştirilen balistik test atışı Kuzgun seyir füzesiyle gerçekleştirilen balistik test atışına ait görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşan Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, “Kuzgun seyir füzesiyle gerçekleştirilen balistik test atışı, teknoloji ve savunma alanında ulaştığımız kabiliyetlerinin en somut örneklerinden biri” ifadelerini kullandı. Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, ‘Marlin’ insansız deniz aracından, Kuzgun seyir füzesiyle gerçekleştirilen balistik test atışına ait görüntüleri sosyal medya hesabından paylaştı. Paylaşımında açıklamalara da yer veren Görgün, şu ifadeleri kullandı: Türk savunma sanayii, milli hedefler doğrultusunda güçlenerek, teknolojik bağımsızlık yolunda emin adımlarla ilerliyor. MARLIN (ASUW) insansız deniz aracımızdan KUZGUN (KY) seyir füzesiyle gerçekleştirilen balistik test atışı, teknoloji ve savunma alanında ulaştığımız kabiliyetlerinin en somut örneklerinden biri. Bu kritik başarı, yerli ve milli projelerle sahada oyun değiştiren teknolojiler ürettiğimizi açıkça ortaya koyuyor. Dünyada eşi benzeri olmayan bu yetenekle, Türkiye savunma sanayiindeki yetkinliklerini artırarak, teknoloji üreten bir güç haline geldiğini bir kez daha ispat etti. ASELSAN, SEFİNE Tersanesi ve TÜBİTAK SAGE’nin iş birliğiyle elde edilen bu başarı, yalnızca bir kilometre taşı! Milletimizin güvenliği ve bağımsızlığı için hep birlikte çalışarak daha büyük hedeflere emin adımlarla yürüyoruz. Türkiye’nin adını, savunma teknolojilerinde öncü ülkeler arasına altın harflerle yazdırmak için durmadan, yorulmadan çalışıyoruz. Bu başarıda emeği geçen tüm mühendislerimize ve uzmanlarımıza sonsuz teşekkürler. Birlikte başardık, birlikte güçlüyüz.”
ERÜ UZAYBİMER, uzayın derinliklerine açılıyor
01 Ekim 2024 Salı - 13:41 ERÜ UZAYBİMER, uzayın derinliklerine açılıyor Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Astronomi ve Uzay Bilimleri Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi (UZAYBİMER) tarafından yapılan astrofotoğraf çekimi ile 3 cisim görüntülendi. Fotoğraflama çalışmaları ile ilgili bilgiler veren ERÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Genel Astronomi Araştırma Görevlisi Mustafa Turan Sağlam, “UZAYBİMER gittikçe daha da derin uzaya açılacak” dedi. ERÜ UZAYBİMER tarafından gerçekleştirilen astrofotoğraf çekiminde kullanılarak üç farklı astronomik cisim görüntülendi. Uzun pozlama yöntemi ile çekilen fotoğraflar SIRIL yöntemi ile istiflenip, poz süresi arttırılarak daha net sonuçlar elde edildi. Yapılan çekim ile M15: Küresel Yıldız Kümesi, M51: Girdap Gökadası ve M13: Küresel Yıldız Kümesi fotoğraflanarak araştırmalara yardımcı bilgiler toplandı. Çekimlerle ilgili bilgiler veren ERÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Genel Astronomi Araştırma Görevlisi Mustafa Turan Sağlam, "Astrofotoğrafı diğer fotoğrafçılık dallarını ayıran en büyük şeyi aslında çok meşakkatli bir iş olması. Diğer fotoğraflarda genellikle Anlık görüntü alırken astrofotoğrafta çok uzun pozlamalar vermemiz gerekecek. Çünkü uzay ve gök cisimleri gerçekten inanılmaz sönük kaynaklar ve gözle baktığımız zaman bile aslında belli limitleri aşamadığımız için fotoğraf makineleri, lensler bize limitleri aşmamız konusunda çok büyük fayda sağlıyor. Astronominin genel temeli de bu zaten uzun pozlama dediğimiz sistemle birlikte görünmeyen daha derindeki gök cisimlerini fotoğraflayıp onların ışıklarını kaydetmek üzerine dayalı bir fotoğraf dalı. Amatör olarak da çok fazla yapılabilen hatta Türkiye’de de gittikçe gelişen bir dal ve yeni gelişen teknolojiyle birlikte artık cep telefonlarımızla bile bunu çok rahat bir şekilde yapabiliyoruz. Biz UZAYBİMER olarak da buradaki prototip teleskoplarımızı, profesyonel teleskoplarımızı kullanarak arkalarına bağladığımız dedektörlerle birlikte gök cisimlerinin, galaksilerin, yıldız kümelerinin, açık kapalı yıldız kümeleri, küresel yıldız kümelerinin görüntülerini elde ettik ve onların bir şekilde hem sanatsal hem de bilimsel olarak incelememiz açısından motive edici görüntüler elde ettik diyebilirim. Bu üç cisme gelecek olursak da, ilk başta bir Girdap Gökadası dediğimiz bir galaksiyi gözlemledik. Bu galaksi bizim galaksimize yakın galaksilerden birisidir. Özellikle Büyük Ayı takımyıldızı Türkiye’den de çok rahat gözlemlenebilen bir bölgede olduğu için genellikle astrofotoğrafçıların ilk hedeflerinden birisidir. Girdap Gökadası iki tane gök adanın birleşimiyle oluşan bir gök adadır ve bu gök ada genellikle görsel anlamda da bilimsel anlamda da bu galaksi çalışan ekipler için de çok büyük avantaj sağlar. Bizim asıl amacımız aslında kendimizi test edebilmek. Bu gök adanın gözlemlenmesi konusundaki buradaki öğrencilerin ve çalışma arkadaşlarımızla birlikte birazcık sınırlarımızı zorlamak istedik. Girdap Gökadası dediğim gibi milyonlarca yıldızlı ev sahibi yapan ve bizim galaksimizin dışında olan bir cismi derin uzayı gözlemlemek adına çok önemliydi ve bir başlangıç yaptık. Önümüzdeki süreçlerde de anlık olarak, aylık olarak, belki yıllık olarak bunların takiplerini gerçekleştirip belki gelecekte orada patlayan Bir süpernovanın da zamanla değişimini görmek adına güzel bir keşif de olabilir. Çünkü genellikle amatörler ve profesyoneller astrofotoğrafçılığın da bilimsel açıdan önemini anlamak adına belli başlı dönemlerde gök cisimlerini pozlayarak onları kendi arşivlerinde kaydediyorlar ve zamana göre acaba değişim var mı? Çünkü bunlar aktif sistemler. Bir değişim varsa eğer bunların da bilimsel anlamda açıklanması konusunda bize ev sahipliği yapıyor” dedi. Sağlam, astrofotoğraf çalışmalarının belirli periyotlarla devam edeceğini ve UZAYBİMER olarak derin uzaya açılacaklarını söyleyerek, “İkinci gözlemlediğimiz cisimler küresel yıldız kümeleri. Küresel yıldız kümeleri, milyonlarca yıldıza ev sahibi yapan ve bunlar genellikle aynı anda oluşmuş, yaşlı yıldız sistemlerdir. Bizim güneşimiz gibi değil, daha böyle birlikte yaşayabilen ve bir şekilde galaksimizin üst ve alt kollarında çok rahat bir şekilde görebileceğimiz, galaksimizin içinde yayılmış bir şekilde davranış gösteren küresel kümelerdir. Bu küresel kümelerin gözlemlenmesi bilimsel anlamdan yıldızların evrimini anlamak belki de küresel kümelerin özelliklerini, dinamiğini anlamak adına çok önemli. Fakat astrofotoğraf açısından da milyonlarca yıldızı bir arada görebilmek hem felsefik hem de sanatsal anlamda aslında bilim insanlarına ve bu işle amatör olarak da ilgilenen insanlara da bir ışık tutuyor. O yüzden herkesin bir şekilde bence teleskopla baktığı hedefler arasında galaksilerin yanında küresel kümelerde inanılmaz görsel şenlik kattığı için tavsiye edebilirim. Uzay BİMER açısından bu tarz çalışmaların önemi çok büyük. Gittikçe daha derin uzaya, derin uzaydan ışık toplamak adına bizim için çok önemli. Bu çalışmalar sürekli belli periyotlarda devam edecek. Hem astrofotografi açısından hem de oradaki gelen gök cisimlerinin analizleri açısından bizim için çok önemli. UZAYBİMER gittikçe daha da derin uzaya açılacak ve buradaki teleskop sistemleri, optik teleskoplar, radyo teleskoplar kullanılarak derin uzaydaki gök cisimlerinin ışıklarının alınması konusunda çok büyük avantaj sağlayacak. Bunun yeni gelen öğrenciler, bilim meraklıları ve bilim insanları açısından gelecekte çok büyük yeniliklere ve bilimsel keşiflere ışık tutacağından eminiz” ifadelerini kullandı. Fotoğraflanan cisimlerin özellikleri M15, Pegasus takımyıldızında yer alan ve oldukça yoğun bir küresel yıldız kümesi olarak biliniyor. 1746 yılında Jean-Dominique Maraldi tarafından keşfedilen M15, özellikle yaşlı ve metal açısından fakir yıldızlardan oluşan yapısıyla dikkat çekiyor. Yaklaşık 33 bin 600 ışık yılı uzaklıkta bulunan bu küme, Dünya’dan bakıldığında teleskopla rahatça gözlemlenebiliyor. M51, Girdap Gökadası olarak da bilinen ve en ikonik sarmal galaksilerden biri olarak biliniyor. İlk olarak 1773 yılında Charles Messier tarafından keşfedilen M51, yaklaşık 23 milyon ışık yılı uzaklıkta yer alır. İki galaksinin birleşiminden oluşan bu yapı, aktif çekirdeği ve belirgin sarmal kollarıyla astrofotoğrafçılar için favori bir hedef haline geliyor. M13, Herkül takımyıldızında yer alan ve en parlak küresel yıldız kümelerinden birisi olarak biliniyor. 1714 yılında Edmond Halley tarafından keşfedilen bu küme, dünyadan yaklaşık 22 bin ışık yılı uzaklıkta bulunuyor ve yaklaşık 300 bin yıldız içeriyor. M13, amatör astronomlar tarafından sıkça gözlemlenen bir hedef olup parlaklığı ve yapısıyla dikkat çekiyor.
Sahte site ile çifte dolandırıcılık
01 Ekim 2024 Salı - 13:35 Sahte site ile çifte dolandırıcılık Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, sahte sitelere giriş yapan vatandaşların hem maddi anlamda kaybının olduğunu hem de kişisel bilgilerini kaptırdıklarını söyleyerek, "Bilgiler sitelerde aleni bir şekilde kampanya ile satılabiliyor” dedi. Girilen sahte sitelerde üyelik formu tarzında doldurulan formlarla birlikte kişisel bilgilerin çalındığını söyleyen Hakan Topuzoğlu, "Özellikle ne yazık ki diyelim bir internet sitesi kurarken herhangi bir yere haber vermek ya da izin almak gerekmiyor. Bundan dolayı da çok rahat bir şekilde bir dernek vakıf sitesi gibi bir site yapılıp burada da banka hesap bilgileri paylaşılıp bağış talebinde bulunulabiliyor. Haliyle orada üye formu ya da bilgi formu gibi form da yer alıyor. Bu şekilde kişisel verilerini kaptırmış oluyor öncelikle. Daha sonra ise yine bir kuruma bağış yaptığını düşünerek ki hatta geçtiğimiz günlerde de çok iyi bilinen bir derneğin sitesine benzer bir site yapılarak bu yöntemle hem para talep edildi hem de burs almak isteyen öğrencilerin de bilgileri talep edildi. Onların tüm kişisel bilgileri de bu şekilde ele geçirilmiş oldu. Burada sözde vakıf ya da dernek yöneticilerin fotoğrafları da rastgele internetten seçilerek indirilmiş ve rastgele isimlerle siteye eklenmiş fotoğraf ve isimler oluyor. Tabii alınan bilgiler örnek veriyorum, eğer üniversite öğrencilerinin bilgilerini aldıysanız siz haliyle onları reklam yapmak isteyen firmalara vermek suretiyle bir gelir aracı olarak kullanmış oluyorsunuz. Aynı şekilde tabii ki belli bir gelirin olan insanların da bilgilerini bu şekilde elde etmiş oluyorlar ve bunu da reklam amacıyla kullanıyorlar. Hatta bu şekilde satışını da yapıyorlar. Ne yazık ki iki taraflı bir dolandırıcılık yapılmış oluyor ve bu bilgiler de çok üzülerek söylüyorum, aleni bir şekilde sitelerde kampanya yapılarak da satılabiliyor” dedi. Topuzoğlu, vatandaşların dernek sitelerinin gerçekliğini teyit ederek hareket etmesi gerektiğini söyleyerek, “Aslında tabii ki eskiden şunu söylüyorduk biz; org.tr uzantılı alan hatları genelde dernekler tarafından kullanılmaktadır ve bunun için de bir belge gerekiyordu. Şu anda çevre alan haklarıyla ilgili belge talebi ortadan kalktı ama eğer kamuya ait bir kelime geçiyorsa içerisinde yine denetlemeler devam ediyor. Aslında burada yapılması gereken önceden de olduğu gibi tamamen belgeyle alınması. Yani org.tr olması bir nebze güven verebilir ama bununla birlikte de orada yer alan telefonlar aranarak bilgi alınırsa en azından telefondaki konuşma tarzından bile gerçekten bir dernek vakıf mıdır ya da bu amaçla mı kurulduğu anlaşılabilir. Bir de ben şunu yaptım. Mesela fark ettiğim durumda da aynı derneğin telefonunu arattım, adresini internette arattım ve bu telefon ve adresin çok sayıda sitede geçtiğini fark ettim. Aslında bu da bir yöntem olarak biraz daha uyanık olmayı gerektiriyor ve her zamanki gibi güvenlik sertifikasının olması ki şöyle söyleyeyim; bu işi yapanlar tabii bu konularda da çok fazla dikkat etmediği için kendisine bu yolla ele vermiş oluyor. Elbette teyitli hareket edip hatta dernekler masasına ya da bununla ilgili derneklerle ilgili internet sitesinden de o derneğin gerçekten var olup olmadığını da kontrol edebiliriz” ifadelerini kullandı.
Turkcell Zekâ Gücü Projesi Birleşmiş Milletler’de en başarılı örnek seçildi
01 Ekim 2024 Salı - 13:08 Turkcell Zekâ Gücü Projesi Birleşmiş Milletler’de en başarılı örnek seçildi Dünya GSM Birliği (GSMA) tarafından Birleşmiş Milletler’de sunulan ‘SDG (Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları) Etki Değerlendirmesi’ raporunda, Turkcell’in MEB iş birliği ile hayata geçirdiği Turkcell Zekâ Gücü Projesi, sosyal etki analizi alanında en iyi örnek proje gösterildi. Turkcell Zekâ Gücü Projesi, Dünya GSM Biriği (GSMA) tarafından ‘SDG (Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları) Etki Değerlendirmesi’ raporunda, sosyal etki analizi çalışmasına en başarılı örnek olarak gösterildi. Söz konusu rapor, Birleşmiş Milletler 77’nci Genel Kurul Haftası kapsamında 24 Eylül’de ABD’nin New York kentinde düzenlenen ‘From digital divide to digital dividend: Reviving the SDGs’ (Dijital Uçurumdan Dijital Kazanca: SDG’lerin Yeniden Canlandırılması) isimli etkinlikte açıklandı. “Herkesin bilgiye eşit ulaşmasını sağlamak önceliğimiz” Turkcell’in, Türkiye’de teknoloji ve telekomünikasyon sektöründe sosyal etki çalışmalarını Sosyal Değer Prensipleri’ne uygun olarak doğrulanmış şekilde yöneten ilk ve tek şirket olduğuna dikkat çeken Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç şunları söyledi: “Şirket olarak, teknolojinin kapsayıcı ve eşitleyici bir potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Toplumun bilgiye eşit erişimini sağlamayı amaçlayan projelere ve teknolojiyi sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bireyler yetiştirmeye de büyük önem veriyoruz. Çocukları, dijital çağda ihtiyaç duydukları becerilerle donatma hedefiyle devam eden Turkcell Zekâ Gücü Projemiz, öğrencilerimizin nitelikli bilgiye ve teknik olanaklara erişimi adına çok kıymetli. Proje kapsamında 2016’dan bu yana toplamda 7 bölgede 48 ilde, toplam 76 sınıf ile 250 binden fazla öğrenciye ulaştık. Sınıf sayısını yıl sonuna kadar 86’ya çıkaracağız. Turkcell olarak gençlere yatırım yapmaya devam edeceğiz.” Amaç, özel yetenekli öğrencileri teknolojiyle tanıştırmak Verilen bilgiye göre, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ile iş birliği içerisinde yürütülen Turkcell Zekâ Gücü Projesi’nde hedef; Türkiye’nin özel yetenekli öğrencilerini teknolojiyle tanıştırmak. Ayrıca onların yeteneklerini erken yaşta keşfedip öğrencilerin yapay zekâ, kodlama, uzay bilimleri, robotik, akıllı ev ile bulut teknolojileri gibi çağa yön veren alanlarda eğitim almaları ve projeler geliştirmelerini desteklemek. Turkcell bu doğrultuda, özel beceri ve ilgi alanlarına göre seçilen 6-18 yaş arası çocuk ve gençlerin yeteneklerini geliştirmeyi amaçlayan MEB’e bağlı Bilim ve Sanat Merkezleri’nde (BİLSEM) Zekâ Gücü Teknoloji Sınıfları kuruyor. Bu sınıflarda dizüstü bilgisayar, 3 boyutlu yazıcı, akıllı tahta, elektronik ve robotik kodlama setleri ve alet takımları gibi olanaklar öğrencilere sunuluyor.
Mobil cihazların güvenliğiyle ilgili uzmanından önemli uyarılar
01 Ekim 2024 Salı - 11:41 Mobil cihazların güvenliğiyle ilgili uzmanından önemli uyarılar İstanbul Arel Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, mobil cihazların güvenliği ve güvenli kullanımı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Hizbullah üyelerine yapılan saldırının donanımsal olduğunu ifade eden Küçük, ülkemizde mobil cihazlarının güvenliğinin sağlanması için donanımsal ve yazılımsal anlamda yapılan denetimlerin hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Hizbullah üyelerinin çağrı cihazları ve telsizlerinin patlatılmasının ardından ülkemizde kullanılan mobil cihazların güvenliği kamuoyunda tartışılan konular arasında yer alıyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Arel Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, mobil cihazlarda yerli üretimin güvenlik önlemlerini artıracağını ve yerli üretimle beraber özellikle donanımsal alanda denetimlerin titizlikle yapılması gerektiğini vurguladı. “Müdahale edilmemiş cihazlarda patlama riski yoktur” Standart cep telefonu ya da mobil cihazın içinde patlayabilecek tek şeyin pil olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, yazılımla pilin patlamasının mümkün olmadığını belirtti. Özellikle cep telefonlarının yazılım yoluyla saldırı amaçlı kullanılamayacağını sözlerine ekleyen Küçük, donanımsal olarak müdahale edilmemiş cihazlarda patlama riskinin olmayacağını belirtti. Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, “Özel bir yazılım işlemcide yoğun işlem yaparak telefonun çok güç harcamasına sebep olursa, cep telefonunuz aşırı ısınabilir. Bu da kalitesiz bir li-ion pilin patlamasına sebep olabilir. Bu çok nadiren yaşanabilir ve hayati tehlikesi sınırlıdır. Anında olmaz. Benzer olay, çok işlemci ve grafik performansı isteyen bir oyun yazılımda da olabilir. Dolayısıyla bunlar terör amacıyla kullanılabilecek şeyler değildir. Ancak telefonunuza müdahale edilmişse, patlama olayı her zaman mümkündür. Üstelik telefonunuz, internete bağlı ve konum bilgisi de verdiğinde telefon içine yerleştirilecek bir patlayıcı ile telefon bir silah olarak kullanılabilir. Bu noktada satılan telefonların sadece bir firmaya ait olmaması, nereye ve kime satılacaklarının bilinmemesi bu tür saldırıların ihtimalini düşürebilir. Fakat birileri rasgele kişilere zarar vermek isterse, telefonu açıp müdahale etmesi gerekir. Dolayısıyla, müdahale edilmemiş cihazlarda böyle bir patlatılma riski yoktur” dedi. “Mobil cihazların ülke içinde üretilmesi güvenlik sağlar” Özellikle ithal edilen mobil cihazların kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, bu tür ürünlerin ülke içinde üretilmesinin önemli bir güvenlik sağlayabileceğini fakat dağıtım noktasında da denetimlerin yapılması gerektiğini ifade etti. İstanbul Arel Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, “İthal edilen bir ürünün içinde patlayıcı olup olmadığı test etmek mümkündür. Öte yandan bu ürünlerin ülke içinde üretilmesi üretim noktasında yapılan müdahaleler düşünüldüğünde önemli bir güvenlik sağlar, ancak dağıtım noktasındaki müdahaleler engellenmediği takdirde bu güvenlik sorunu aşılamaz. Bu nedenle bu türden cihazların yetkisiz müdahaleler de, mutlaka iz bırakıcı bir takım bilgiler sağlaması güvenliği artırıcı önlemler arasındadır. Bu da yazılımda siber güvenliği çok daha önemli hale getiriyor. Birileri cep telefonunu açıp, müdahale ederse, telefonun bunu anlaması gerekiyor” şeklinde konuştu. “Sertifikasız ve güvenli olmayan sitelere girmeyin” Mobil cihazların güvenliği için, güvenilir olmayan web sitelerine girilmemesi ve sertifikası olmayan yazılımların mobil cihazlara yüklenmemesi gerektiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ünal Küçük, üretici firmalarının ise cihaz hakkında hassas bilgileri tüketicilerle paylaşmasının cihaz güvenliği bakımından önemli olduğunu belirtti. Dr. Öğretim Üyesi Küçük; “Sağlam cihazın öncelikle kullanıcının kolaylıkla ölçebileceği parametreleri, örneğin; ağırlık vb. katalog bilgilerinde çok hassas biçimde belirtilmelidir. Telefon üreticileri kullanıcıların özel bir cihaz olmadan anlayabileceği bu türden özellikler üzerinde çalışmalıdır. İkinci alınabilecek önlem ise cihazların x-ray görüntülerinin veya cihazın iç detaylarını gösteren manyetik ya da benzeri görüntülerinin telefonla birlikte üretici tarafından denetim kuruluşlarına verilmesi ve dağıtım kanallarında veya satış noktalarında bunların doğrulanmasıdır. Patlama ile ilgili konuda bireysel olarak yapılabilecek çok bir kontrol yok. Bu konuda yasal denetim mekanizmaları devrede olmalıdır. Tüketici en fazla, eğer yapabiliyorsa üreticinin deklare ettiği özelliklerin olup olmadığı kontrol edebilir. Onaylanmamış yazılımların yüklenmemesi, sertifikasız ve güvenilir olmayan sitelere girilmemesi tavsiye edilebilir. Pilden kaynaklanabilecek patlamalara karşı, telefonunuz aşırı ısınıyorsa şarjdan çekebilir, özellikle sıcak ortamlara maruz kalmasını engelleyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Dijital bağımlılığın ilacı sporda gizli
01 Ekim 2024 Salı - 10:47 Dijital bağımlılığın ilacı sporda gizli Bursa’da faaliyet gösteren Güçyetmez Akademi gelişim çağındaki çocuklara bir yandan spor alışkanlığı kazandırırken, diğer yandan çağın en önemli sorunu dijital bağımlılıktan çocukları uzak tutuyor. Güçyetmez Akademi 8-16 yaş aralığındaki çocuklara basketbolu sevdirerek, bireysellikten uzaklaşarak, takım olma duygusunu aşılıyor. Bursa’da faaliyetlerinde 8. yılı geride bırakan Güçyetmez Basketbol Akademisi yeni sezona başladı. Antrenmanlarını yoğun olarak sürdüren akademideki çocuklar, resmi maçlar öncesinde en iyi şekilde hazırlanarak iddialarını ortaya koyuyor. 2024-2025 sezonuna tecrübeli, basketbol alanında kariyer yapmış hocalarla hazırlandıklarını söyleyen Güçyetmez Basketbol Akademisi Kurucusu Mustafa Güçyetmez, “Antrenör ekibimiz çocuklarımızı en güzel şekilde yetiştirmenin gayretini gösteriyor. Hedefimiz çocuklarımızın önce örnek insan, örnek sporcu, örnek birey olmalarını sağlamak. Sporda başarının tek göstergesi maç kazanmak olmadığını öğretmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de özellikle çağımızın en önemli sorunu, ailelerin en çok yakındığı konunun başında gelen dijital bağımlılıktan çocukları sporla kurtarmaya çalışıyoruz. Onları salonlara, sahalara çekerek bireysellikten çıkıpziyade takım olmayı öğretiyoruz. Çocukların aileleriyle işbirliği yaparak, spor alanında elde edeceği başarının yanı sıra, okullarında akademik başarı sağlamaları için de disipline ediyoruz. 8. Yılımızda birçok öğrencimizin sporla birlikte lise ve üniversite sınavlarında önemli başarılar elde ettiğini görmenin gurunu yaşıyoruz”dedi. Günümüzde çocuklarımızın en önemli sorunlarından birinin de doğru beslenme konusu olduğuna dikkat çeken Mustafa Güçyetmez, “Akademimizde çocuklara doğru beslenmenin hem sportif, hem de akademik başarıdaki önemini anlatıyoruz. Bu konuda aileleri bilgilendiriyoruz.”diye konuştu. Mustafa Güçyetmez, Türkiye’nin en büyük sokak basketbol turnuvasını düzenlediklerini hatırlatarak, benzer organizasyonların önümüzdeki süreçte devam edeceğini ifade etti. Güçyetmez Basketbol Akademisi ve Spor Kulübü, bu yıl U10, U11, U12,U14 ve U16 kategorilerinde sporcularıyla sahada mücadele edecek.