TEKNOLOJİ
Türkiye’nin dayanıklılık sertifikasına sahip ilk bilgisayarı satışa çıktı 27 Kasım 2024 Çarşamba - 11:29:45 STD 810H sertifikasına sahip Türkiye’deki ilk bilgisayar olan AIO A900, çevresel şartlara karşı direnç göstererek uzun ömürlü ve kesintisiz bir deneyim sağlıyor. Casper, bireysel ve kurumsal kullanıcılara özel olarak geliştirdiği iki yeni all in one bilgisayarlarını satışa sundu. Intel’in en yeni nesil mobil ve desktop işlemcilerini destekleyen Casper Nirvana AIO A800 ve AIO A900 bilgisayarlar, üst düzey kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyor. Yapay zeka desteğiyle kullanıcı davranışlarına göre optimize olan işlemciler, Nirvana AIO A800 ve AIO A900’e yoğun yük altında dahi görevleri akıllıca yönetme ve her aşamada en yüksek verimliliği sunma kabiliyeti kazandırıyor. Aynı zamanda MIL-STD 810H yüksek dayanıklılık belgesine sahip olan Türkiye’nin ilk Nirvana AIO A900 bilgisayarı, -21C soğuklukta 6 saat, 43C sıcaklıkta ise 3 gün boyunca tam performansta çalışabiliyor. Aynı zamanda 8.9m/s hızındaki silika toz taneciklerine karşı 140 mesh seviyesinde koruma sunan Nirvana AIO A900, en ince toz partiküllerinin bile iç bileşenlere ulaşmasını engelliyor ve uzun ömürlü bir kullanım sunuyor. Günlük kullanımda aşınma ve yıpranmaya karşı dirençli yapısı sayesinde, özellikle yoğun tempoda çalışan profesyoneller için güvenilir bir çözüm sunuyor. Tasarımıyla da dikkat çeken bilgisayarlar, sahip olduğu 13,5 mm inceliği ve üç kenarı çerçevesiz tasarımıyla daha geniş bir görüntüleme alanı ve minimalist bir görünüm sunuyor. Yapay zeka desteğiyle maksimum performans, düşük enerji tüketimi Intel’in 2024 yılında lanse ettiği ve ilk defa piyasaya çıkardığı yapay zeka destekli Meteor Lake Series 1 işlemci, Nirvana AIO A800 ve AIO A900’ün performansını ve verimliliğini kusursuz bir uyum içinde artırıyor. 3D performanslı hibrit mimarisiyle, iki çekirdekli mikro mimariyi tek bir işlemci yongasında birleştiren Series 1, içerisinde bulunan yapay zeka desteğiyle kullanıcı davranışlarına göre optimize olabiliyor. Bu sayede daha az güç tüketimi sağlayan Nirvana AIO A800 ve AIO A900, kullanıcılara oyun oynama, içerik oluşturma ve üretkenlik araçları kullanımında maksimum performans sunuyor. Aynı zamanda optimizasyon yeteneğiyle enerji verimliliği açısından da öne çıkan Nirvana AIO A800 ve AIO A900, kullanım alışkanlıklarına göre güç tüketimini azaltıyor. Yapay zeka desteğiyle, uzun süreli kullanımlarda enerji tasarrufu sağlayan bilgisayarlar hem bireysel kullanıcılar hem de kurumsal işletmeler için daha ekonomik ve çevre dostu bir deneyim sunuyor. Yapay zeka destekli işlemci haricinde, 45W gücündeki 13. Nesil RaptorLake H işlemciler de yapay zeka gerektirmeyen kullanımlar için üstün performans sunuyor. Fingerprint teknolojisiyle dijital veriler daha güvende Nirvana AIO A900, güvenlik ihtiyaçlarına yanıt veren gelişmiş özellikleriyle öne çıkıyor. Fingerprint özelliği ile kullanıcılara üst düzey güvenlik sunan Nirvana AIO A900, parmak izi sensörü sayesinde dosyaları ve kişisel bilgileri her zaman koruma altına alıyor. Kullanıcıların cihazlarına hızlı ve güvenli bir şekilde erişmesini sağlayan bu teknoloji, parmak izine dayalı güvenlik katmanı ile yetkisiz kişilerin izinsiz erişim riskini ortadan kaldırıyor. Hem kurumsal hem de kişisel verilerin güvenliği için etkin çözümler sağlayan Nirvana AIO A900, dijital güvenliği konusunda kullanıcılara yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. Ev ve ofislerde konfor Nirvana AIO A800 ve AIO A900, tüm bileşenleri tek bir ünite içerisinde toplayan yapısıyla ev ve ofiste düzeni sağlamak için ideal bir tercih olarak öne çıkıyor. Siyah ve beyaz renk seçenekleriyle her ortama uyum sağlayan bilgisayarlar hem estetik hem de işlevsellik arayan kullanıcıların beklentilerini karşılıyor. 90 değiştirilebilir ekran açısı ve ayarlanabilir standıyla, kullanıcıların en ideal duruş pozisyonunu belirlemesine imkan tanıyan bilgisayarlar, ergonomik tasarımıyla uzun süreli kullanımlarda konfor sağlıyor. Bu sayede kullanıcılar, film izlerken, oyun oynarken veya projelerini oluştururken dilediği şekilde bilgisayarlarını kullanmaya devam edebiliyor. Üstelik 250 NIT ve IPS özellikleriyle daha parlak bir ekran deneyimi sunan bilgisayarlar, kullanıcıların tüm görevlerinde üst düzey bir görüntü deneyimi elde etmesini sağlıyor. Sürdürülebilir teknolojiyle geleceği şekillendirin Casper’ın yeni Nirvana AIO A800 ve AIO A900 modelleri, yüksek performansının yanı sıra enerji verimliliği sunuyor. Özel tasarlanmış adaptörü ve anakartı sayesinde minimum enerji tüketimi ile maksimum verimlilik sunan yeni modeller, aynı zamanda işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine de katkıda bulunuyor. Enerji tasarrufundaki başarısını, dünya genelinde enerji verimli ürünler için belirlenen Energystar 8.0 sertifikası ile kanıtlıyor. Çevre dostu yapısı ve güçlü performans özellikleriyle dikkat çeken Nirvana AIO A800 ve AIO A900, geleceğin bilgisayar teknolojisini bugüne taşıyor. Şimdiye kadarki en güvenli Windows Windows 11 Pro ön yüklü olarak satışa sunulan Nirvana AIO A800 ve AIO A900, bugüne kadarki en güvenli işletim sistemini sunuyor. Özellikle günümüzde hibrit çalışmanın getirdiği her an her yerden çalışma, internete bağlanma ve veri paylaşma gibi durumlar için “Zero Trust” ilkesini benimseyen Windows 11 Pro, kritik bir güvenlik katmanı sağlıyor. Zero Trust ilkesi ile kimlik doğrulaması, yetkilendirme, dosya erişimi veya sınırlandırması mümkün olurken, siber tehditlere karşı veri güvenliği uçtan uca koruma yöntemi ile en üst düzeyde tutuluyor. Bu sayede kişi ve kurumlar gizli verilerini rahatlıkla koruma altında tutabiliyor. Kullanıcı memnuniyetini önemseyen Casper, ücretsiz sunduğu Windows 11 Pro’nun yanı sıra bilgisayarların yanında Casper klavye ve mouse da hediye olarak veriyor.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 10:57 Hamsi atıklarıyla gül yetiştirildi: Hamsi gülü Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tütüncü, geliştirdiği proje ile hamsi atıklarını kullanarak topraksız tarımda gül yetiştirdi. ’Kesme Süs Bitkileri Yetiştiriciliğinde Hamsi Atık Hidrolizatlarının Biyoaktivatör Olarak Kullanılması’ isimli TÜBİTAK projesi yapan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tütüncü, balık atıklarını tarımsal üretimde kullanmak amacıyla 2 yıl önce çalışmalara başladı. Projede balık atıkları işletmelerden temin edildi. Daha sonra kimyasal süreçlerle bu balık atıkları aminoasitlere dönüştürüldü. Dönüştürülen bu aminoasitler kullanılarak gül yetiştirildi. "Bitki besleme ürünü olarak değerlendirerek katma değer sağlamış olduk" Proje hakkında bilgi veren Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tütüncü, "Projemiz, TÜBİTAK destekli bir projedir. Hamsi atıklarından günümüzde biyoaktivatör veya biyostimülant olarak tabir edilen ürün geliştirdik ve bu ürünü şu an kesme çiçek olarak kullanılan ve topraksız tarımda Hindistan cevizi torfunda yetiştirilen güllere uygulayarak büyüme parametreleri üzerine etkisini belirliyoruz. Projenin 3. yılındayız. Her yıl düzenli olarak güller hasat edilmekte ve geliştirilen ürünün etkisi incelenmektedir. Aslında balıklar bitkilerde gübre olarak, bitkileri beslemek için eski tarihlerden itibaren kullanılıyor. Ancak biz günümüzde hem yöresel hem lokal bir ürün olan hamsi atıklarını işledik. Bunları da yeni teknolojilerle birleştirerek bitkilerin gübrelemede destek olması amacıyla bir ürün geliştirdik. Türkiye’de avcılıkla balık üretimi en fazla hamsi balığında olmaktadır. Biz de Karadeniz Bölgesi’nde olduğumuz için bu balık atıklarının yeteri kadar bertaraf edilemediğin gördük. Aslında balık atıkları balık unu, balık yağı gibi farklı ürünlere işleniyor, biz bu ürünlerin yanı sıra bitki besleme ürünü olarak değerlendirerek katma değer sağlamış olduk. Bunu ilk olarak güllerde denedik. Farklı bitki türlerinde de deneyerek bitkilerin nasıl geliştiğini gözlemliyoruz. Test ve analizler sonrasında yakın zamanda ticari ürüne dönüştürmeyi hedefliyoruz. Projenin ilk çıkış noktası aslında hamsi atıklarının yeteri kadar bertaraf edilemediğini ve bu atıkların çevreye olumsuz etkisini gördük. Bu amaçla Ordu Üniversitesi’nden Doç. Dr. Koray Korkmaz ile birlikte balık atıklarını nasıl tarımsal üretimde kullanabiliriz diye yola çıktık. Balık atıklarını ticari işletmelerden temin ederek laboratuvarda farklı işlemlerle aminoasitlere dönüştürüyoruz. Deneme seramızda şu an güllere uyguluyoruz" dedi. Hamsinin işlenmesi sırasında yüzde 55 ile 60 arasında atık meydana geliyor Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden alınan bilgiye göre, Türkiye’de avcılık ile balık üretiminin yüzde 60-70’ini hamsi oluşturuyor. Hamsi işlenmesi sırasında yüzde 55-60 oranında atık meydana geliyor. Bu atıkların kötü yönetimi su, toprak ve atmosferin kirlenmesine yol açarak insan sağlığı üzerinde ciddi problemlere sebep oluyor. Proje kapsamında hamsi atıklarından elde edilen biyogübreler dünyada ticareti en çok yapılan süs bitkisi olan gülde biyogübre olarak kullanımı araştırıldı. Biyogübreler topraksız tarımda yetiştirilen ve kesme çiçek olarak kullanılan güllerde uygulandı. Hamsi atıklarından elde edilen biyogübreler şu an başta gül olmak üzere, domates ve çim yetiştiriciliğinde uygulanmakta bitki gelişimini ve verimi arttırdığı yapılan analizlerle tespit edildi. Testlerin bitmesinden sonra biyogübrenin ticarileşmesi ve tarımsal üretimde kullanılması bekleniyor.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 09:38 Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümü Eskişehir Salih Zeki Anadolu Lisesinde ‘Rumuz: Ertuğrul’ Projesi kapsamında Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümü anısına 100 kelimeden oluşan bir sözlük tasarlandı. İçinde bulunduğumuz 2024 yılı, Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümü. Hayatını Türk dünyası birliğine adayan Gaspıralı İsmail Bey’in çıkardığı ve geniş bir yayın ağına sahip Tercüman Gazetesi’nde Japonlara ve Japonya’ya dair haber ve yazılardan 100. yıla ithafen 100 kelime seçildi. Kelimelerin seçiminde hem Gaspıralı İsmail Bey’in kullandığı dil hakkında fikir vermesi, hem de Japonlar ve Japonya hakkında bilgi vermesine dikkat edildi. Salih Zeki Anadolu Lisesi öğrencisi Miray Nur Yılmaz’ın Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Feride Turan danışmanlığında hazırladığı sözlükte, Japonya’nın Tercüman’da yayınlanan Osmanlıca bir haritası da bulunuyor. ‘Rumuz: Ertuğrul’ projesinin hayata geçmesinde katkı ve destek sağlayan Okul Müdürü İbrahim Çambel, sözlüğün yayımlanmasını sağladı ve okul resmî haberinde "Bu sözlük, Türk dünyasının sesi Gaspıralı İsmail Bey’in gözüyle Japonya’ya dostça bir bakıştır ve Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yılına bir armağandır. Türk-Japon dostluğunun başlangıcı ve sembolü olması nedeniyle proje, adını ‘Ertuğrul Fırkateyni’nden almıştır. Bu kapsamda öğretmen Feride Turan’ın öğrencileri Miray Nur Yılmaz ve Eda Özdamar ile birlikte yaptığı bir bilimsel araştırma da ‘14. Uluslararası Akademik Araştırmalar Kongresi’ne kabul edilmiştir. ‘Türk Dünyasının Sesi Olan Tercüman Gazetesi’ne Göre Büyük Ülke Nasıl Olunur? Japonya Örneği’ başlıklı bildirinin tam metni de kongre kitabında yayınlanmıştır. Hem Türk dünyası ile Japonya’nın dostluk tarihine yeni bulgular kazandıran hem de Gaspıralı İsmail Bey’i ve çıkardığı Tercüman Gazetesi’ni öğrencilerin gündemine taşıyan öğretmen Feride Turan, bilhassa Eskişehir tarihine dair şehrin hafızasını tazeleyen; kent kimliğinin unutulmuş değerlerini ve kayıp parçalarını bulan araştırmalarıyla dikkat çekmektedir" dedi.
26 Kasım 2024 Salı - 15:15 Dünya Robot Olimpiyatları başlıyor İzmir’de 90 ülkeden 3 bin 500 çocuk ve genci ağırlayacak Dünya Robot Olimpiyatları (World Robot Olympiad-WRO) için geri sayım başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ ve Bilim Kahramanları Derneği iş birliğiyle 28 Kasım’da Fuar İzmir’de başlayacak Dünya Robot Olimpiyatı finali, 30 Kasım’a kadar devam edecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, İzmirlileri etkinliğe davet ederek, “28-30 Kasım’da bu etkinliği ziyaret edin. Genç arkadaşlarımızın projelerini dinleyin ve bunun dalga dalga ülkeye yayılması konusunda destek verin” dedi. Dünya Robot Olimpiyatı 2024 Türkiye Uluslararası Finali için sayılı günler kaldı. Dünyanın dört bir yanından bilim ve robotiğe meraklı çocuklar ve gençleri İzmir’de buluşturacak WRO 2024 Türkiye Uluslararası Finali’nde, katılımcılar, robotik teknolojilerle ilgili bilgilerini genişletirken aynı zamanda farklı yerlerden gelen yaşıtlarıyla tanışıp fikir alışverişinde bulunacak. 28 - 30 Kasım tarihleri arasında Fuar İzmir’de yapılacak, 90 ülkeden, 562 takım, 3 bin 500 katılımcıyı ağırlayacak WRO 2024 Türkiye Uluslararası Finali öncesinde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya; İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir, Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatma Bezek, World Robot Olympiad Association Genel Sekreteri Claus Ditlev Christensen, İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve basın temsilcileri katıldı. Tezcan: "Bu fırsat dalgasını kaçırmayalım" İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, teknolojinin dünyayı, hatta İzmir’i ve Türkiye’yi daha iyi bir yer yapmak için en önemli etkenlerden biri olduğunu söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını aktaran Tezcan, “2019 yılından beri, bu göreve atanana kadar geçen sürede bir düşünce kuruluşunda ekonomik program, kalkınma programı ile ilgili bir takım politika önerileri geliştiriyordum. Bizimki gibi gelişmekte olan bir ülkenin kalkınmasındaki en önemli etkenlerden biri, teknolojiyi hızla kendi ekonomi mekanizmasına adapte etmek ve sıçrayarak kalkınmayı denemek olmalı. Bunu değişik dönemlerde, değişik ülkeler gerçekleştirmiş. Şimdi bir ekonomistin, Schumpeter’in teorisine bağlı olarak söylemek gerekirse altıncı fırsat dalgasının başındayız. 2020’lerin başında başlayan ama pandemi nedeniyle biraz ertelenmek zorunda kalan dijital ve yeşil teknolojilere odaklanmış altıncı fırsat dalgasının en başından yakalama imkanına sahip durumdayız. Eğer bu defa Türkiye bu fırsat dalgasını bu iki teknolojinin üretilmesi, her yerde kullanılmasına adapte edebilirse biz de küresel ekonomi içindeki rolümüzü ve payımızı önemli ölçüde değiştirebilir, geliştirebiliriz. Bunun yapılabilmesi için küresel rekabetçilikteki rolümüzün hızla gelişmesi lazım. Bu da bilim, veri ve yenilikçilik politikasının tam anlamıyla anlaşılması, tüm ekonomik mekanizmanın da bu teknolojilerle yoğrulmasıyla mümkün. Bunu son 6 yıldır mümkün görüyorum, her yerde önermeye gayret ediyorum. Yeni görevimde de belediyenin faaliyetlerinde aynı çabayı gösteriyorum, devam da edeceğim. Hem belediye hem şahsım adına böyle bir etkinliğin İzmir’de olması, belediyemizin ve İZFAŞ’ın katkı veriyor olmasından çok gurur duyuyorum. Umarım buna benzer çabalar devam eder ve ülkemiz de teknolojiyi üreten ve mümkünse ihraç eden ülke konumuna gelir. Lütfen 28-30 Kasım’da bu etkinliği ziyaret edin. Genç arkadaşlarımızın projelerini dinleyin ve bunun dalga dalga ülkeye yayılması konusunda destek verin” dedi. Demir: "Her çocuk mucit doğar" Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir, “Çok heyecanlıyız. Biz ’her çocuk mucit doğar’ diyoruz. Çocuklarımız, öğrencilerimiz geleceğimizdir. Bütün yatırımlarımız onlar için. Bu çalışmalarımızdan birisi de WRO. İzmir’de unutulmaz bir deneyim yaşamaları için hazırlandık. Bu etkinlik hem ülkemizin, hem güzel İzmir’imizin tanıtımı için fırsat oldu. Lütfen etkinliğe gelin, çocukların projelerini dinleyin. Robot maçlarını izleyin. Çocukların yüzlerindeki heyecanı, öğrenme ve paylaşma isteğini görün. İyi ki varsınız, iyi ki geleceksiniz” diye konuştu. Christensen: "Unutulmaz bir deneyim için zemin hazırlandı" WRO’nun temel amacının gençlerin problem çözme becerileri ve geleceğin inşasında kullanacakları teknik becerileri geliştirmelerine katkı sunmak olduğunu belirten World Robot Olympiad Association Genel Sekreteri Claus Ditlev Christensen, “Günümüzde yenilikler olağanüstü hızla ilerliyor. Yapay zeka, teknoloji hayatımızı, çalışma şekillerimizi ve problem çözme yöntemlerimizi yeniden şekillendiriyor. Gençlerin teknolojiyi korkulacak bir şey olarak değil, dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilmek için bir araç olarak görmelerini istiyoruz. İzmir’in desteğiyle sadece WRO’yu Türkiye’ye getirmekle kalmadık, aynı zamanda tüm dünyadan gençlere ulaşabilme fırsatı elde ettik. İzmir’in misafirperverliği, inovasyon ve eğitime olan bağlılığı ile unutulmaz bir deneyim için zemin hazırlandı. Birlikte sadece robotlar inşa etmiyoruz aynı zamanda yarının zorluklarıyla, yaratıcılık, iş birliği ve güvenle başa çıkmaya hazır bir nesil inşa ediyoruz” ifadelerini kullandı. Bezek: "İzmir’e çok etki ediyor" İzmir’in ev sahipliği sürecini anlatan Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatma Bezek, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne böyle bir etkinliği Türkiye’ye getirmemizi sağladığı için çok teşekkür ediyorum, İZFAŞ’a, bize yıllardır inandığı için, derneğimizi 2015’ten beri destekliyor. İzmir’de WRO’nun ulusal etkinliğini düzenliyoruz ve İzmir’e çok etki ediyor. WRO takımlarının çoğu bu bölgeden. Böyle bir desteğin topluma da etkisini çok iyi görüyoruz. Bu desteğin devamını diliyoruz” dedi. Cumalıoğlu: "İzmir her birinin gençlik anılarında önemli bir yer tutacak" İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, “Bu etkinlik sadece İzmir için değil, aynı zamanda ülkemiz için de çok önemli bir tanıtım fırsatı sunuyor. İnanıyorum ki dünyanın dört bir yanından gelecek gençler, hayal güçleri ve yaratıcılıklarıyla gezegenimizin geleceğine ışık tutacak, ilham verecekler. Güzel İzmir her birinin gençlik anılarında önemli bir yer tutacak” şeklinde konuştu. Yarışacak takımın projesi hakkında bilgi aldılar Basın toplantısının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan ve davetliler Dünya Robot Olimpiyatı 2024 Türkiye Uluslararası Finali’ne katılarak Robomision Senior kategorisinde yarışacak Özel Çakabey Okulları’ndan Artifusion takımının projesini inceledi ve öğrencilerden proje hakkında bilgi aldı. “EARTH ALLIES” teması altında düzenlenecek Bu yıl “EARTH ALLIES” teması altında düzenlenecek finalde, bir yandan gezegenimizin sınırlı kaynaklarının verimli ve adil kullanımına odaklanan katılımcılar, diğer yandan da doğal afetler yaşanmadan ve yaşandıktan sonra robotik çözümlerden nasıl faydalanabileceğimize dair önerilerini paylaşacak. Türkiye’de ilk kez düzenlenecek organizasyon, sadece bilimsel ve teknolojik gelişime katkı sağlamakla kalmayacak aynı zamanda kültürel çeşitlilik ve iş birliği bilincini de artıracak.
ALKÜ’DEN gıda ambalajında yeni buluş
16 Ekim 2024 Çarşamba - 16:29 ALKÜ’DEN gıda ambalajında yeni buluş Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rafet Kayış Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyelerinden Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sinan Uzunlu ile Makine Mühendisliği bölümünden Doç. Dr. Fatih Darıcık’ın çalışmaları sonucu ortaya çıkan “Üç Boyutlu Yazıcı ile Üretilmiş Aktif Gıda Ambalajı ve Üretim Yöntemi” başlıklı buluş, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından uluslararası patent tescili aldı. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) akademisyenleri ve öğrencileri tarafından yapılan buluşlara bir yenisi daha eklendi. ALKÜ Rafet Kayış Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyelerinden Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sinan Uzunlu ile Makine Mühendisliği bölümünden Doç. Dr. Fatih Darıcık’ın buluş sahibi olarak yer aldığı çalışma, ALKÜ adına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından uluslararası patent tescili aldı. “Üç Boyutlu Yazıcı ile Üretilmiş Aktif Gıda Ambalajı ve Üretim Yöntemi” isimli buluş, gıda ambalajlamada kullanılmak üzere 3D yazıcı kullanılarak aktif ambalaj yapımı yöntemi ile katkı maddesinin gıda maddesi yerine ambalajın cidarlarına katılmasını mümkün kılan bir yöntem oldu. Bu yöntemle, gıdanın muhafazasını sağlayan gıda ambalajı buluşu gerçekleşti. Uluslararası patent almaya hak kazandı Gıda ambalajını detaylarıyla anlatan Doç. Dr. Sinan Uzunlu, “Bu projemizle aktif gıda ambalajı yaptık. Normal bir gıda ambalajından farklı olarak gıdanın raf ömrü süresi boyunca gıdanın muhafaza edilebilirliğini geliştiriyor. Gıdaların üretiminde izin verilen katkı maddeleri gıdanın içine değil, ambalajın içerisine tasarladığımız ‘cidar’ denilen bölümüne koyuyoruz. Katkı maddesinin gıdanın içerisine koyulması değil de katkı maddesinin ambalajın 5 farklı düzlemde ilave edilmesi ve depolandığı süre içerisinde aktivite göstermesini ortaya koyuyoruz. Bu yüzden, bu yöntem düşünülerek yapılan ambalaj çalışmamız uluslararası patent almaya hak kazandı” dedi. İlk deneme aşure oldu Yapılan gıda ambalajının denenmesi yüksek lisans öğrencisi Evrim Aktürk’ün de yer aldığı aşure tatlısı üzerinde denendi. Ambalaja konulan aşureyle birlikte ambalajın cidar bölümüne tarçın yağı eklendi. Tarçın yağının gıda ambalajına eklenmesiyle vakumlanan aşure 14 gün süreyle muhafaza edildi. Antimikrobiyal aktivenin gösterildiği çalışma yüksek lisans öğrencisi Evrim Aktürk’ün tez çalışması olarak ALKÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü (BAP) tarafından desteklendi.
Erzurum’da gençler teknolojide yarışıyor
16 Ekim 2024 Çarşamba - 15:00 Erzurum’da gençler teknolojide yarışıyor Erzurum’da bu yıl “Teknoloji ve Ahilik” temasıyla düzenlenen 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nda heyecan devam ediyor. Kentte 4 gün sürecek 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’na 17 ülkeden ve 81 ilden bin 3 kurum, 6 bin 691 katılımcı ve 2 bin 687 robot iştirak etti. Yoğun katılımın gerçekleştiği organizasyonla Milli Eğitim Bakanlığı; mesleki ve teknik eğitimin niteliğini artırmayı, toplumda bu alana yönelik farkındalığı artırmayı ve öğrencilere edindikleri bilgileri beceriye dönüştürebilmeleri için gerekli ortamı sağlamayı, öğrencilerin yeni ve özgün ürünler geliştirmelerini, bilimsel düşünme becerileri kazanmalarını ve girişimci bireyler olarak yetişmelerini hedefliyor. “Erzurum’da TEKNOFEST provası yapıldı” TEKNOFEST Genel Sekreteri Muhammed Saymaz, Erzurum’un birçok anlamda robot yarışmasına uygun şartları taşıdığını belirterek, “TEKNOFEST’i bu yıl 11 ayrı yerde yaptık. Şu anda da Erzurum’dayız. TEKNOFEST’in Anadolu’ya, her yere, mazlum coğrafyalara, kadim coğrafyaların her tarafına yayılması için elimizden geleni yapıyoruz. Erzurum’da bu anlamda bir hava var. Çünkü bizim Anadolu’da kurduğumuz ilk bilim merkezi Erzurum. Hem kapsamı itibariyle hem bilgi şartları itibariyle gayet uygun bir yer. Erzurum bu işe ciddi anlamda sahiplendi. Tabii burada da mini bir TEKNOFEST havası olması gayet kıymetli, önemli. Bu milletin, Türk milletinin, Türk gençliğinin bu işe ne kadar ilgi ve alaka duyduğunu aslında akamete uğratılmış projelerin hayallerini yeniden ne kadar çok istediğinin en bariz göstergelerinden bir tanesi diyebiliriz. Bu anlamda TEKNOFEST havası Türkiye’yi sarmış durumda. Erzurum da bundan nasibini aldı” diye konuştu. İkiz kardeşler şampiyonada dikkat çekti 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’na katkı sunduklarını ifade eden TÜBİTAK Bilim ve Toplum Başkan Yardımcısı Cengiz Helvacı, “Organizasyonda birçok kurumla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK ve T3 var. Teknoloji ile birlikte yürütüyoruz. Bu sene Erzurum’da gerçekleştiriliyor. Erzurum çok güzel, kadim bir şehir. Kurum olarak hem robot yarışmasını destekliyor ve aynı zamanda buraya üç tane çadır da yerleştirdik. Kitap satış mağazamız var. Özel olarak yüzde 20 indirim kampanyasıyla da buraya gelen ziyaretçilerimize satışta bulunuyorlar. Eğitmenlerimiz, gelen ziyaretçi çocuklarla birlikte etkinlikler gerçekleşiyor” şeklinde konuştu. Yarışmaya katılan 6 bin 691 öğrenci içinde bulunan ikiz kardeşler Ayse Efsa ve Emine Erva Aydın, elektrikli araçlarda kullanılan akülerin daha uzun vadeli kullanımı ile ilgili geliştirdikleri proje ile dikkat çekti. İstanbul Bağcılar Abdurrahman ve Nermin Bilimli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden yarışmaya katılan öğrenciler ise otonom araç ve insansız hava aracı kategorilerinde katıldıklarını ifade ederken, “Erzurum’da zorlu rakiplerimiz var ama başarılı olmak için çaba harcayacağız” dedi.
Erzurum’da gençler teknolojide yarışıyor
16 Ekim 2024 Çarşamba - 14:57 Erzurum’da gençler teknolojide yarışıyor Erzurum’da bu yıl “Teknoloji ve Ahilik” temasıyla düzenlenen 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nda heyecan devam ediyor. 2 bin 687 robot ve 6 bin 691 öğrenci katıldığı 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması dört gün boyunca sürecek. Millî Eğitim Bakanlığı; mesleki ve teknik eğitimin niteliğini artırmak, toplumda bu alana yönelik farkındalığı artırmak ve öğrencilere edindikleri bilgileri beceriye dönüştürebilmeleri için gerekli ortamı sağlamak, öğrencilerin yeni ve özgün ürünler geliştirmeleri, bilimsel düşünme becerileri kazanmaları ve girişimci bireyler olarak yetişmelerini hedeflediği organizasyona 17 ülkeden ve 81 ilden bin 3 kurum, 6 bin 691 katılımcı ve 2 bin 687 robot iştirak etti. “Erzurum’da TEKNOFEST provası yapıldı” TEKNOFEST Genel Sekreteri Muhammed Saymaz, Erzurum’un bir çok anlamda robot yarışmasına uygun şartları taşıdığını belirterek, “TEKNOFEST’i bu yıl 11 ayrı yerde yaptık. Şu anda da Erzurum’dayız. TEKNOFESTİ Anadolu’ya, her yere, mazlum coğrafyalara, kadim coğrafyaların her tarafına yayılması için elimizden geleni yapıyoruz. Erzurum’da bu anlamda bir hava var. Bilim Erzurum hasebiyle. Çünkü bizim Anadolu kurduğumuz ilk bilim merkezi Erzurum. Hem kapsamı itibariyle hem bilgi şartları itibariyle gayet uygun bir yer. Erzurum bu işe ciddi anlamda sahiplendi Erzurum halkı, bölge halkı. Tabii burada da mini bir TEKNOFEST havası olması gayet kıymetli, önemli. Bu milletin, Türk milletinin, Türk gençliğinin bu işe ne kadar ilgi ve alaka duyduğunu aslında akamete uğratılmış projelerin hayallerini yeniden ne kadar çok istediğinin en bariz göstergelerinden bir tanesi diyebiliriz. Bu anlamda TEKNOFEST havası Türkiye’yi sarmış durumda. Erzurum’da bundan nasibini aldı.” diye konuştu. İkiz kardeşler şampiyonada dikkat çekti 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’na katkı sunduklarını ifade eden TÜBİTAK Bilim ve Toplum Başkan Yardımcısı Cengiz Helvacı, “Organizasyonda bir çok kurumla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK ve T3 var. Teknoloji ile birlikte yürütüyoruz. Bu sene Erzurum’da gerçekleştiriliyor Erzurum çok güzel, kadim bir şehir. Kurum olarak hem robot yarışmasını destekliyor ve aynı zamanda buraya üç tane çadır da yerleştirdik. Kitap satış mağazamız var. Kitap satış mağazasında Erzurum’a özel olarak yüzde 20 indirim kampanyasıyla da buraya gelen ziyaretçilerimize satışta bulunuyorlar. Eğitmenlerimiz, gelen ziyaretçi çocuklara çocuklarla birlikte etkinlikler gerçekleşiyor.” şeklinde konuştu. 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’na katılan 6 bin 691 öğrenci içinde bulunan ikiz kardeşler Ayse Efsa ve Emine Erva Aydın kardeşler elektrikli araçlarda kullanılan akülerin daha uzun vadeli kullanımı ile alakalı geliştirdikleri proje ile dikkat çekti. İstanbul Bağcılar Abdurrahman ve Nermin Bilimli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden yarışmaya katılan öğrenciler ise otonom araç ve insansız hava aracı kategorilerinde katıldıklarını ifade ederken, “Erzurum’da zorlu rakiplerimiz var ama başarılı olmak için çaba harcayacağız” dediler.
Erzurum’da TEKNOFEST provası
16 Ekim 2024 Çarşamba - 13:53 Erzurum’da TEKNOFEST provası 16-19 Ekim 2024 tarihleri arasında Erzurum’da yapılacak olan 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması start aldı. Yarışmaya 2 bin 687 robot ve 6 bin 691 öğrenci katılacak. “Eğitimin yüzyılında ahilik ve teknoloji” teması ile yurtiçi ve yurtdışından binlerce öğrenci; Çizgi İzleyen (Temel Seviye), Çizgi İzleyen (İleri Seviye) , İnsansız Hava Aracı (Mini Drone), Mini Sumo, Tasarla-Çalıştır, Tasarla Çalıştır (Temel Seviye), Labirent Ustası, Tozkoparan Robot (Temel Seviye), Su Altı Araç, Otonom Araç, Yumurta Toplama, RC Sabit Kanat Uçak ve Serbest Proje kategorilerinde yarışacak. Altı bin 691 yarışmacı Erzurum’da dört gün boyunca devam edecek olan robot yarışmasında ter dökecek, derece girmek için kıyasıya bir mücadelenin içinde olacak. Aynı zamanda yurt dışından gelen katılımcılarla farklı ülkelerin teknoloji alanındaki becerilerini sergileme ve öğrencilerin kültürel etkileşimde bulunma fırsatı sunarak, küresel düzeyde rekabet edebilirliklerini artırılması hedefleniyor. Öğrenciler farklı bakış açılarıyla tanışma ve teknoloji alanında diğer ülkelerin seviyesini gözlemleme fırsatı sunan yarışma, kültürel paylaşım ve iş birliği imkânlarını da desteklemeyi amaçlıyor. “Eğitimin Yüzyılında Ahilik ve Teknoloji” vurgusu 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nın açılışına katılan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ali Karagöz ve TEKNOFEST Genel Sekreteri Muhammet Saymaz birer konuşma yaptı. Bu yıl 16. kez düzenlenen yarışma, 16-19 Ekim 2024 tarihleri arasında Erzurum’da Atatürk Üniversitesi Kampüsü içinde gerçekleştiriliyor. Yarışmaya 17 ülkeden ve 81 ilden bin 3 kurum, 6 bin 691 katılımcı, 2 bin 687 robotla başvuru yaptı. Yarışma, protokol kapsamında; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) ile Türk iş birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA); paydaş olarak Erzurum Valiliği, Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Aselsan ve MESS Eğitim Vakfı’nın katkılarıyla gerçekleştiriliyor 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nın bu yılki teması “Eğitimin Yüzyılında Ahilik ve Teknoloji” olarak belirlendi.
Erzurum’da TEKNOFEST provası
16 Ekim 2024 Çarşamba - 13:50 Erzurum’da TEKNOFEST provası 16-19 Ekim 2024 tarihleri arasında Erzurum’da yapılacak olan 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması start aldı. Yarışmaya 2 bin 687 robot ve 6 bin 691 öğrenci katılacak. “Eğitimin yüzyılında ahilik ve teknoloji” teması ile yurtiçi ve yurtdışından binlerce öğrenci; Çizgi İzleyen (Temel Seviye), Çizgi İzleyen (İleri Seviye), İnsansız Hava Aracı (Mini Drone), Mini Sumo, Tasarla-Çalıştır, Tasarla Çalıştır (Temel Seviye), Labirent Ustası, Tozkoparan Robot (Temel Seviye), Su Altı Araç, Otonom Araç, Yumurta Toplama, RC Sabit Kanat Uçak ve Serbest Proje kategorilerinde yarışacak. 6 bin 691 yarışmacı Erzurum’da dört gün boyunca devam edecek olan robot yarışmasında ter dökecek, derece girmek için kıyasıya bir mücadelenin içinde olacak. Aynı zamanda yurt dışından gelen katılımcılarla farklı ülkelerin teknoloji alanındaki becerilerini sergileme ve öğrencilerin kültürel etkileşimde bulunma fırsatı sunarak, küresel düzeyde rekabet edebilirliklerini artırılması hedefleniyor. Öğrenciler farklı bakış açılarıyla tanışma ve teknoloji alanında diğer ülkelerin seviyesini gözlemleme fırsatı sunan yarışma, kültürel paylaşım ve iş birliği imkânlarını da desteklemeyi amaçlıyor. “Eğitimin Yüzyılında Ahilik ve Teknoloji” vurgusu 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nın açılışına katılan Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ali Karagöz ve TEKNOFEST Genel Sekreteri Muhammet Saymaz birer konuşma yaptı. Bu yıl 16. kez düzenlenen yarışma, 16-19 Ekim 2024 tarihleri arasında Erzurum’da Atatürk Üniversitesi Kampüsü içinde gerçekleştiriliyor. Yarışmaya 17 ülkeden ve 81 ilden bin 3 kurum, 6 bin 691 katılımcı, 2 bin 687 robotla başvuru yaptı. Yarışma, protokol kapsamında; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) ile Türk iş birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA); paydaş olarak Erzurum Valiliği, Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Aselsan ve MESS Eğitim Vakfı’nın katkılarıyla gerçekleştiriliyor 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nın bu yılki teması “Eğitimin Yüzyılında Ahilik ve Teknoloji” olarak belirlendi.
Prof. Dr. Aykut Özdarendeli: “Turkovac aşısının ilk filizlendiği merkez olmanın gururunu yaşıyoruz”
16 Ekim 2024 Çarşamba - 13:36 Prof. Dr. Aykut Özdarendeli: “Turkovac aşısının ilk filizlendiği merkez olmanın gururunu yaşıyoruz” Kayseri’de düzenlenen 5. Uluslararası Aşı Bilimi Kongresi’nde konuşan Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Aşı Araştırma ve Geliştirme Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, “Turkovac aşısının ilk filizlendiği merkez olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi. Sabancı Kültür Merkezi’nde düzenlenen 5. Uluslararası Aşı Bilimi Kongresi’nde konuşan Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, aşıların stratejik bir ürün olduğunu söyledi. Aşıların sadece halk sağlığını korumakla kalmayıp, aynı zamanda salgın hastalıkların yayılmasını engelleyen önemli bir araç olduğunu dile getiren Özdarendeli, “Aşı stratejik bir ürün. Aşılar sadece halk sağlığını korumakla kalmayıp, aynı zamanda salgın hastalıkların yayılmasını engelleyen en önemli araçlar. Hepimizin yaşadığı Covid-19 sürecinde de aşıların ne kadar stratejik olduğunu, aşı geliştirmenin, üretilmesinin ve dağıtımının ne kadar önemli olduğunu hep birlikte yaşadık. Covid-19 pandemi sürecinin ortaya çıkardığı birçok sıkıntılar oldu ama bir başka tarafıyla da ülkemizde bu süreçte akademik olarak aşı çalışma gruplarından birçok paydaşın çok özveriyle çalıştığını ve büyük çalışmalar yaptığını hepimiz gördük. Özellikle gerek TÜBİTAK, gerek TÜSEB, gerekse üniversitelerimizin bilimsel araştırmalarıyla ilgili birimlerinin desteklediği projeler sayesinde aşıların hızlı bir şekilde geliştirilmesi ve daha önemlisi bu süreçte genç araştırmacıların yetişmesi sağlandı. Böyle bir ivme kazanıldı ve bizim bu ivmeyi hızlandırarak devam ettirmemiz gerekiyor. Yenilikçi aşı teknolojilerini ve eski aşı teknolojilerini de geliştirerek çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. Bu kongrenin de bu tür çalışmalara, işbirliklerine ve ortaklıklara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. “Turkovac aşısının ilk filizlendiği merkez olmanın gururunu yaşıyoruz” Turkovac aşısının ilk filizlendiği merkez olmaları nedeniyle büyük bir gurur yaşadıklarını aktaran Özdarendeli, “Biz ERÜ olarak 2012 yılında biyogüvenlik seviye 2 ve 3 laboratuvarlarının kurulmasıyla birlikte aşı çalışmalarına başladık. Çok değerli hocam Prof. Dr. Fahrettin Keleştimur o dönemde bu merkezin kurulmasına büyük emek verdi. Ben kendilerine teşekkür etmek istiyorum. 2015 yılında ülkemizin ilk aşı araştırma ve geliştirme merkezi olduk. Bu noktada çalışmalar devam etti. Bir başarı hikayesi olan Turkovac aşısının ilk filizlendiği merkez olmanın da gururunu yaşıyoruz. Turkovac’ın ortaya çıkmasında birçok paydaş var, birçok çalışan insan var, birçok özel şirket var. Onlara da huzurunuzda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bizle ilgili bir başka gelişme 2024 yılının haziran ayında rektörümüz Prof. Dr. Fatih Altun’un da büyük destekleriyle Hacettepe Üniversitesi’nden sonra ülkemizde ikinci aşı enstitüsü olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu enstitü ile birlikte yeni aşı çalışmalarımız hiç durmadan devam edecektir. Genç araştırmacılara da bu kongrenin bir fırsat olduğunu söylemek istiyorum. Kendi çalışmalarını zaten platformlarında sunacaklar, paylaşacaklar. Aynı zamanda da buradaki hocalarla, arkadaşlarıyla projeler için yeni işbirlikleri oluşur ve faydalı olur diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
BUÜ’ye TEKNOFEST’ten 5 ödül
16 Ekim 2024 Çarşamba - 11:55 BUÜ’ye TEKNOFEST’ten 5 ödül Türkiye’nin en büyük bilim etkinliklerinden biri haline gelen TEKNOFEST’in Adana’da düzenlenen finallerinde Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) damga vurdu. Toplam 15 takım ile finallerde yer alan BUÜ, 5 kategoride ödül kazanmayı başardı. Bu yıl Antalya ve Adana’da yapılan TEKNOFEST şenliği, yine yüzbinlerce vatandaşın ilgisini çekti. Etkinliğin final etabının yapıldığı Adana’da ödül alan takımlar da açıklandı. BUÜ öğrencilerinin oluşturduğu 5 takım ödüle layık görüldü. Danışmanlığını Prof. Dr. Şehime Gülsün Temel’in yaptığı FUSİON Takımı, Biyoteknoloji İnovasyon Nadir Hastalıklar Kategorisinde birincilik ödülü aldı. Doç. Dr Murtaza Cicioğlu, Ertuğrul Gacal ve Özcan Işık’ın danışmanlığını üstlendiği Connect IT Takımı da Akıllı Wifi Kategorisinde birinci oldu. Prof. Dr. Elif Demirkan ve İrem Yıldırım’ın danışmanlık yaptığı İdeaBioTek Takımı ise Biyoloji ve İnovasyon Kategorisinde Ticarileştirme Potansiyeli ödülü almayı başardı. Model Uydu Kategorisinde Doç. Dr. Şekip Esat Hayser’in danışmanlık yaptığı Merih Space Takımı ve Ulaşımda Yapay Zeka Kategorisinde Doç. Dr. Murtaza Cicioğlu’nun danışmanlığındaki Mergen-AI Takımı da En İyi Takım Ruhu ödülüne layık görüldüler. Ödül alan takımları ve danışman akademisyenlerini ağırlayan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, elde edilen derecelerin kendilerini gururlandırdığını söyledi. Paydaşları arasında yer aldıkları TEKNOFEST’e her yıl artan sayıda ekiple katıldıklarına işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Son 5 yılda sürekli yükselen bir ivme ile organizasyona katılıyoruz. Önceki yıl en fazla yarış başvurusunda bulunan üniversite olduk. Bu yıl da ciddi bir hazırlık sürecinin ardından etkinliklerde yer aldık. 15 takımımız finallere kaldı ve nihayetinde 5 ödülle süreci sonlandırdık. Elde edilen başarıdan dolayı mutluluk ve gurur duyuyoruz. Çok daha iyisi için çalışmaya devam edeceğiz. Öğrencilerimizin proje hazırlık süreçlerinde daha fazla destek olacak ve en iyi atölye ortamlarının sağlanması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Yarışlara katılan tüm öğrencilerimizi ve elbette ödül alan gençleri gönülden tebrik ediyorum. Yoğunluklarına rağmen, öğrencilerimize danışmanlık yapan hocalarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum. Daha iyisi için birlikte çalışacağız ve inşallah TEKNOFEST ödüllerine ambargo koymaya devam edeceğiz” diye konuştu. Yarışlarda derece yapan öğrenciler ve danışman akademisyenler, aldıkları ödüllerle birlikte Rektör Yılmaz’la “Teknofest Pozu” vermeyi de ihmal etmedi.
Babasında yol hipnozu olduğunu fark etti, çözüm için proje geliştirdi
16 Ekim 2024 Çarşamba - 10:56 Babasında yol hipnozu olduğunu fark etti, çözüm için proje geliştirdi Edirneli lise öğrencisi Bilge Sevdik, yol hipnozu ile ilgili yaptığı araştırmalar sonucu babasının bu durumu yaşadığını fark etti ve bu konuda çözüm üretmek için kolları sıvayarak, yazılım projesi geliştirdi. Özellikle yorgunlukla karıştırılan, daha çok otoyollarda görülen ve gözü açık uyumak olarak da bilinen ’yol hipnozu’ yıl içerisinde yüzlerce kazaya neden oluyor. Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesi 11. sınıf öğrencisi Bilge Sevdik, yol hipnozu için yazılım geliştirdi. Liseli Bilge Sevdik’in geliştirdiği projede, veriler akıyor, bilgisayar çalışıyor, kameralar devreye giriyor ve sesli uyarıda bulunuyor. Sistem kişiye özel olarak çalışıyor. İlk başta 15 dakika boyunca kişinin sürüş esnasındaki davranışlarını kaydediyor. Bilge Sevdik, sürücülerin yola konsantre olurken hıza da bağlı olarak düz yol şeritlerinde hipnoz durumuna geçebildiğini hatırlattı. Ailece uzun yolculuğa çıktıklarını söyleyen Sevdik, yol hipnozu konusunda yaptığı araştırmaları babası ile paylaştı. Babasının da yolculuk esnasında bu durumu yaşadığını söylemesi üzerine harekete geçen Sevdik, bu konuda bir çalışma yaparak sistem ve proje geliştirdi. Sevdik’in projesi TEKNOFEST’ten ikincilik ödülü kazandı. Sevdik, projesinin TOGG gibi yerli ve milli araçlarla entegre edilmesini istiyor. "Babamın yolculuklarda bu durumu yaşadığını fark ettik" Yol hipnozunu bir haberde gördükten sonra bu konuda bir şey okuduklarını ve sonrasında babasının yolculuklarda bu durumu çok sık yaşadığını belirttiğini söyleyen Sevdik, "Bu durumdan dolayı birkaç kaza riski yaşadık. Bu duruma bir çözüm üretmek istedim. O yüzden önce trafik polisleri ve ileri sürüş teknik uzmanları gibi farklı kişilerle görüştüm. Bunun nasıl bir durum olduğunu öğrendim makaleler okudum. Sonrasında sürüş görüntülerinin ve sürücünün bu durumda ne yaşadığını anlamak adına babamı uzun yolda kameralar üzerinden kaydederek nasıl bir tepki verdiğini izledim. Buna yönelik görüntü işleme sistemleri oluşturarak, bunu kendi yaptığım test aracı ile denedim. 8 farklı araçta 10 farklı kişiyle de denemesini yaptık. Sonrasında da uygulamaya koyulduk" ifadelerine yer verdi. "Yorgunlukla karıştırılıyor" Yol hipnozuna karşı erken tespit projesi geliştirdiğini belirten Sevdik, "Bu durum sürücülerin yaşadığı bir dalgınlık durumu aslında buna gözleri açık uyuma da deniyor. Sürücünün özellikle benzer uyaranlardan dolayı yaşadığı bir trans durumu. O yüzden özellikle otoyollarda görülüyor. Bu durum yorgunlukla çok karıştırılıyor. Fakat yorgunlukla belirtileri çok farklı. Bu yüzde araç içi halihazırda bulunan sistemler veya yorgunluk tespit sistemleri bunu tespit edemiyor. Ben de bir yazılım geliştirdim. Sistemde 2 farklı yazılım çalışıyor. Birinci yazılım vücut hareketleri ve genel hareket durumuna bakıyor. İkinci yazılım ise göz kırpma sayısına, göz açıklığının değişimine ve kafa hareketlerine bakıyor. Aslında aynaya bakma refleksine bakıyor. İki yazılımda ilk 15 dakika sürüş sürecinde bir ortalama alıyor. Ne kadar hareket edildi, ne kadar göz kırpıldı gibi durumlara bakıyor. Sistem kişiye özel çalışıyor" dedi. "Hipnoz riskindesiniz uyarısı veriyor" Sistemin hareket oranının belli oranda düşmesiyle sesli uyarı vererek hipnoz durumunu erkenden tespit ettiğini belirten Sevdik, iki şekilde de olabildiğini şuan ayarladıkları sisteme göre ’hipnoz riskindesiniz’ şeklinde bir sesli uyarı verdiğini aktardı. Hipnoz durumunu yakalamanın oldukça zor olduğunu söyleyen kimya öğretmeni ve projenin danışmanı Kubilay Cengiz Şentunalı, proje sonrası patent başvurusu yapıldığını ve işlemlerin devam ettiğini belirtti.
Mersin Hackathon’u düzenlendi
16 Ekim 2024 Çarşamba - 10:17 Mersin Hackathon’u düzenlendi Büyükşehir Belediyesi’nin paydaşlarından olduğu ’Yeşil Gelecek İçin Liman Şehirleri Ortaklığı’ projesi kapsamında ’Mersin Hackathon’u düzenlendi. Mersin’de kıyı direncini arttırmaya ve iklim değişikliğine karşı yaşam kalitesini korumaya ve artırmaya dönük yazılımsal veya teknolojik çözüm önerilerinin yarıştığı hackathonda, Ecoshine grubu birinci, Ekoalgtek ikinci, Digimersin ekibi ise üçüncü oldu. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı’nın ev sahipliğinde Mersin Hackathon’u gerçekleştirildi. Mersin’in iklim değişikliğine bağlı etkilerini azaltmak ve kıyı dirençliliğini artırma konularını kapsayan etkinliğe lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri katıldı. Bir otelde gerçekleştirilen ve 2 gün süren hackathonun ilk gününde Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir ile Stage-Co kurucularından Neşen Yücel’in açılış konuşmasının ardından 9 ekibin yarıştığı etkinlikte; her ekipten bir sözcü kısa sürede projesinin ana hattını tanıttı. Mentörler de ekip çalışmaları sırasında öğrencilere eşlik ederek belirli sürelerde destek oldu. Farklı disiplinlerden öğrencilerin oluşturduğu ekiplerin katılımıyla gerçekleştirilen hackathonun ikinci gününde; Stage-Co kurucularından Yücel öğrencilere jüri sunumuna hazırlık eğitimi vererek, jüri karşısına çıkacak ekiplerin anlamlı, uygulanabilir çözümler geliştirmelerini sağladı. Çözüm önerilerinin orijinal, inovatif, yazılım ve teknoloji temelli, uygulanabilir ve yaygınlaştırılabilir olması gerektiğinin vurgulandığı etkinlikte; mentörler de ekiplerin sorularını yanıtladı ve sunum hazırlıklarına destek verdi. Proje sonunda jürinin yaptığı değerlendirmede Ecoshine grubu birinci, Ekoalgtek ikinci, Digimersin ekibi ise üçüncü oldu. "İklim değişikliğine dirençli bir kent oluşturmak istiyoruz" Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Halisdemir, çevre ve iklim üzerine birçok çalışma yaptıklarından belirtti. Litvanya’nın Klaipeda şehri ile ortak yürüttükleri ve Klaipeda Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın da paydaş olduğu Avrupa Birliği (AB) projesi olan ‘Yeşil Bir Gelecek İçin Liman Şehirleri Ortaklığı’ projesini anlatan Halisdemir, "Biz iklim değişikliğine dirençli bir kent oluşturmak istiyoruz. Maalesef iklim değişiyor. Bu iklim değişimini durdurma şansımız şu an mümkün değil. Ama bu iklim değişikliğinin vereceği olumsuzlukları minimize etmek elimizde. Biz üzerimize düşen bütün görevleri layıkıyla yapmaya çalışıyoruz" dedi. "Kıyı direncini artırmak için bir yol haritası raporu hazırlıyoruz" ‘Yeşil Bir Gelecek İçin Liman Şehirleri Ortaklığı’ proöesinin içerisinde ‘Kıyı Dirençliliği’ başlıklı bir konu olduğuna işaret eden Halisdemir, "Mersin’in kıyı direncini artırmak için bir yol haritası raporu hazırlıyoruz. Bu çok ciddi ve önemli bir rapor. ODTÜ Deniz Bilimleri ve Klaipeda Üniversitesi’nden hocalarımız da bu konuda ciddi emek sarf ediyor. Bunu kamuoyuna, bakanlıklarımıza sunacağız. Bu raporları asla raflarda tutmayacağız ve uygulanmasını da sağlayacağız" diye konuştu. Projeyi yürütürken halkın ve özellikle de gençlerin fikirlerine çok önem verdiklerini dile getiren Halisdemir, "Bu amaçla hem Mersin’de, hem Litvanya’nın Klaipeda şehrinde hackathon düzenliyoruz. Bu hackathonda özellikle lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin bilimsel veriler ışığında fikirlerini alıyoruz. İyi uygulamaları ortaklaştırıp, çözüm önerilerini getirmeyi planlıyoruz" dedi. "Bir çözüm arayışı içindeyiz" Stage-Co kurucularından Yücel de iklim değişikliğinin ve küresel ısınmanın yaşattığı sorunları her gün herkesin yaşadığını belirterek, "Biz burada, hackathonda bir çözüm arayışı içindeyiz. Bunlar çoğu zaman kısa dönemde yaşanabilecek çözümler olmasa da önümüzdeki yıllarda hayata geçirilerek, bizden sonraki nesillere en azından daha uzun süre yaşanabilir bir dünya bırakmak için giriştiğimiz bir çaba. Hackathonlarda genellikle sürdürülebilir ve yaygınlaştırılabilir olması amacıyla teknoloji tabanlı çözümler üstünde yoğunlaşıyoruz. Hackathon ingilizce bir terim; problemi hacklemek anlamına geliyor. Yani farklı bir şekilde çözmeye çalışmak. Hackerlar normal düzende ilerleyen bir şeyi bozmaya dönük çalışırlar. Biz ise tam tersi; var olan bir problemi hep beraber çözmeye çalışıyoruz" diye konuştu. "Her şeyi doğanın bize sunduğu enerjilerden alabileceğiz" Sokak lambalarının maliyetini yüzde 60-80 arası düşürecek olan projeleri ile birinciliği elde eden Ecoshine ekibinden Mersin Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü öğrencisi Maya Konyali, "Bizim hesapladığımız verilere göre 15 yıl içerisinde neredeyse yüzde 79 daha az masraf etmiş olacağız. Proje sayesinde ise yıllık sadece bakım maliyeti olacak. O da yaklaşık 4 milyon TL. Onun dışında her şeyi güneş panelinden ve doğanın bize sunduğu enerjilerden alabileceğiz" dedi. "Plastik ve cam ürünlere bir ID numarası verilecek" Green Algoritmalar takımında yarışan Mersin Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde yüksek lisans öğrencisi Muhammed Hüseyin Yıldızbaş da plastik ve cam atıklarının yol açtığı çevre kirliliğini önlemeye yönelik bir proje geliştirdiklerini belirterek, "Geri dönüşüme katkı sağlayacak şekilde teşvik edecek bir proje geliştirdik. Plastik ve cam ürünlerinin üzerine son kullanma tarihi gibi bir ID numarası verilecek. Ardından mobil uygulama sayesinde kişi, bu ID numaralı ürünü geri dönüşüm otomatlarına attığı zaman hem puan, hem de belli miktarda bir ücret kazanacak" diye konuştu. Katılımcılara sertifikalarının verildiği Mersin Hackathon’da, dereceye giren takımlara ödülleri takdim edildi.