SAĞLIK - 27 Kasım 2024 Çarşamba 10:48

Hastalıkta sağlıkta sözü gerçek oldu 2'nci nikahları hastanede kıyıldı

A
A
A

Uzun yıllar evli kalan 76 yaşındaki Ali Gezer ve 65 yaşındaki Meryem Gezer inat uğruna boşanmalarının ardından hastane odasında yeniden dünya evine girdi. İlk evliliği sırasında çiçeği olmadığını söyleyen Gezer’in hastane odasında çiçeğini sağlık çalışanlarına attığı anlar renkli görüntüler oluşturdu. Meryem Gezer, “Memlekette yaşayacağım’ dedi, çocuklar burada gitmem dedim, küstük, ayrıldık. Eşim 1997’de kalp ameliyatı olunca doktora ‘Benim kalbimi verin’ dedim, o kadar çok sevdim. Ayrılıkta çok kızdım ama bu halini görünce ciğerim parçalandı. Çiçek atmamıştım şimdi o eksiklik gitti” dedi.

76 yaşındaki Ali Gezer, yıllar önce evlendiği 65 yaşındaki Meryem Gezer ile edinilen bilgiye göre zaman içinde çocuklarının yaşadığı İstanbul’da mı yoksa Sivas’ta mı yaşayacakları üzerine sürekli sorun yaşadı, inatlaşan çiftten geri adım atan olmayınca çift 2019 yılında boşandı. Çiftin hikayesi ise akıllara turşunun limonla mı yoksa sirke ile mi yapıldığı konusunda tartışan, sonrasında boşanan çift ve çocuklarının yaşamını anlatan başrollerinde usta oyuncular Münir Özkul ve Adile Naşit’in olduğu Neşeli Günler filmini getirdi. Yaşlı çift, ayrı geçirdikleri zaman içerisinde yeniden evlenmeyi düşünseler de bir türlü bir araya gelemedi. Geçtiğimiz aylarda ise evlenmeye karar vererek 25 Kasım’a nikah günü aldılar ancak Ali Gezer, akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yatışı yapılan Gezer’in nikah günü de hastanede olacağı anlaşılınca aile nikah memuru ve hastane yönetimiyle irtibata geçti. Başhekim Prof. Dr. Nurettin Yiyit ve ekibi memnuniyetle nikaha ev sahipliği yapacaklarını iletince çiftin nikahı hastanede planlandı.

Hastalıkta sağlıkta sözü gerçek oldu 2'nci nikahları hastanede kıyıldı

Yıllar önce atamadığı çiçeği hastanede odasında sağlık çalışanlarına attı

Beyaz eşarbını takıp, krem rengi yeleğini giyerek hastaneye gelen Meryem Gezer’in uzun yıllar hayat arkadaşlığı yaptığı Ali Gezer ile nikahı tedavi gördüğü hastane odasında kıyıldı. Meryem Gezer, ‘Ölüm ayırıncaya kadar evet’ derken Başhekim Prof. Dr. Yiyit’in ve aile yakınının şahitliğinde yeniden evlenen çift, hastalıkta sağlıkta sözünü de yeniden yaşattı. Hastane odasında kıyılan nikah ise renkli görüntüler oluşturdu. Yıllar önce nikahında çiçek atmadığını söyleyen Gezer’in nikah sonrası rengarenk çiçeğini sağlık çalışanlarına fırlattığı anlardaki mutluluğu ise kameraya yansıdı.

Hastalıkta sağlıkta sözü gerçek oldu 2'nci nikahları hastanede kıyıldı

“Ayrılıkta çok kızdım ama bu hali ciğerimi parçaladı”

Geçmişte yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle ayrıldıklarını anlatan 65 yaşındaki Meryem Gezer, “Memlekette yaşayacağım, İstanbul kalabalık’ dedi, korona da vardı. Ben de çocuklar burada çalışıyor, torunlar, oraya gitmem dedim. Küstük, o istedi, ayrıldık. Ben ayrılmayı istemedim, yalvardım ama şimdi de kendi istedi. Yıllarımı geçirdim, onun bu hali beni çok yıprattı, çok üzülüyorum. 1997 yılında kalp ameliyatı olunca eşim, doktora ‘Benim kalbimi verin’ dedim. Ben o kadar çok sevdim. Gözümü açtım onu gördüm, küçük yaşta evlendim, bunları bir kalemde silip atamıyorsun. Evet, ayrılıkta çok kırıldım, kırgındım, kızdım ama bu halini görünce ciğerim parçalandı. Daha yakından ilgileneceğim için mutlu oldum. Gelinlik giydim, davullu zurnalı düğünüm oldu ama çiçek atmamıştım, o zaman çiçek yoktu ki gelinlerin eline veriyorlardı, kendileri alıp vitrine koyuyorlardı. Benim elimde çiçeğim de yoktu, köy yerine gelin giden ne olur o kadar, şimdi o eksiklik gitti” dedi.

Hastalıkta sağlıkta sözü gerçek oldu 2'nci nikahları hastanede kıyıldı

“Böyle beklemiyordum, çok mükemmel oldu"

Hastanedeki nikahın beklediğinin çok daha güzel olduğunu söyleyen çiftin 47 yaşındaki kızı Düriye Gezer anne ve babasının yeniden bir araya gelmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:

Hastalıkta sağlıkta sözü gerçek oldu 2'nci nikahları hastanede kıyıldı

“Gün almıştık fakat nasıl olur dedik. Babam hastaneye geldi, acile aldıklarında nikah günleri vardı. Devlet memurları gelebiliriz dedi sonra rica ettik, başhemşiremiz sağ olsun ‘Tabi ki olabilir, neden olmasın’ dedi, çok sevindik ve babama çok büyük moral oldu. Şu an annemle evlendiler ve çok değişik bir şey oldu, hiç böyle beklemiyordum. Çok mükemmel oldu, hastane çalışanlarına çok teşekkür ederim özellikle başhekimimiz gerçekten harikaydı. Benim için çok güzel bir şey oldu, kaç yaşında olursanız olun anne baba ayrılınca çok sıkıntılı dönemler yaşıyorsunuz. Babamın mutlu olmasına gerçekten çok sevindim zaten annemden ayrıldıktan sonra düştü. 2019’da boşandılar, annem çok heyecanlıydı belki de ilk evliliğinde bu kadar heyecanlanmamıştı, gerçekten çok güzel oldu”

“32 senedir burayım, bizim için de çok ilginç oldu"

Hastasının durumuna ilişkin bilgi veren ve hastanedeki nikahın kendileri için de hoş olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Atilla Uysal, “Kasım ayı, göğüs hastalıkları açısından bir farkındalık ayı, tütünün her türlüsü zarar, o nedenle tütün ürünlerini kullanmamamız gerekiyor. Başta ölümcül olduğu için söylüyorum; akciğer kanseri, süreğen olduğu için ve hastalarımızın yaşam kalitesini son derece bozduğu için KOAH hastalığı, zatürre için de risk faktörü olduğu için tütün, tütün ürünleri son derece zararlı. Klasik kullanımı dışında elektronik versiyonları çok popüler olmaya başladı. Dumansız tütün ürünleri diye daha az zararlı olduğu söyleniyor ama hepsi zararlı. Bu hastamız 76 yaşında, bize hızlı gelişen bir solunum yetmezliğiyle yattı, daha önce bilinen bir hastalığı da vardı, yatırmak zorunda kaldık. Bizim için de çok ilginç oldu, 32 senedir burayım, heyecan, mutluluk verici de bir olay. Tatlı telaşlar derler ya böyle bir telaş da kliniğimizde olmuş oldu. Hastamız uzun bir evlilikten sonra çok da kısa sayılmayacak bir ayrılık sonrası tekrar evlenmeye karar vermiş, onun için de bir program yapmışlar. Kliniğimizde buna şahit olmak bizim açımızdan da mutluluk verici bir durum oluşturdu. Sağ olsun Başhekim Nurettin Yiyit Hocamız da buna izin verdiler” şeklinde konuştu.

Hasibe Karadağ - Emre Baba

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Depremzede şehir Kahramanmaraş’ta kitap fuarına yoğun ilgi Asrın felaketi olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinin merkez üssü Kahramanmaraş’ta 9. Uluslararası Kitap Fuarı yoğun ilgi görüyor. Yaklaşık yarım milyon ziyaretçi beklenen fuarda bir birinden farklı yazarlar okurlarıyla buluşuyor. Kahramanmaraş’ta asrın felaketi sonrası iki yıl aradan sonra gerçekleşen kitap fuarına 140 yayınevi, 150 yazar ve şair katılım sağladı. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan “Anadolu’nun En Büyük Kitap Fuarı” 1 Aralık Pazar gününe kadar ziyarete açık olurken etkinlik süresince paneller, söyleyişiler ve yazarların imza günleri de düzenlenecek. Büyük bir coşku ve heyecanla gerçekleştirilen Kitap Fuarı’nın açılış töreninde yüzlerce edebiyatsever de büyük bir ilgi gösterirken Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi fuara rahatlıkla ulaşılması adına ücretsiz ring seferleri düzenliyor. Fuarın bu yılki sürprizlerinden biri de Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin “dene-yap” atölyeleri oldu. Çocuklar ve gençler için eğlenceli ve öğretici etkinliklerin düzenlendiği bu alanlar, katılımcılara unutulmaz bir deneyim sunuyor. Ayrıca fuar boyunca dağıtılacak toplam 30 bin adet hediye çeki, ziyaretçilerin yayınevlerinden diledikleri kitaplara ulaşmasını kolaylaştıracak. Tüm edebiyatseverleri Anadolu’nun en büyük kitap fuarına davet eden Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, “Kitap Fuarı, şehrimizin önemli organizasyonlarından bir tanesi. 6 Şubat depremlerinin ardından ilk kez düzenliyoruz. Anadolu’nun en büyük kitap fuarı. Şehrimizin imar ve inşası her alanda devam ederken bir yandan da hemşehrilerimizin moral ve motivasyonunu artırmak için kültürel faaliyetler düzenliyoruz. Kitap Fuarımız şehrimize hayırlı olsun. Tüm hemşehrilerimizi ve Türkiye’nin dört bir yanından edebiyat tutkunlarını fuarımıza bekliyoruz” diye konuştu. 9. Uluslararası Kahramanmaraş Kitap Fuarı’nın açılışına katılan ve edebiyatseverlerle bir araya gelen AK Parti Grup Başkan Vekili Bahadır Yenişehirlioğlu, “Gerek fuarda yer alan yayınevleri, gerek yazar ve şairler gerekse de Kahramanmaraş halkının göstermiş olduğu ilgi bu fuarı çok zengin kılıyor. Çok değerli şahsiyetler burada okurlarla bir araya gelecek, söyleşi düzenleyecek ve kitaplarını okurlar için imzalayacak. Her zaman ifade ettiğim gibi ben de kendimi Kahramanmaraşlı addediyorum. Bugün de kitap fuarının açılışına eşlik etme fırsatı buldum” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eşi tarafından boğularak öldürülen kadının cenazesi Adli Tıp Kurumundan alındı Esenyurt’ta eşi tarafından boğularak öldürülen Filiz Aras’ın cenazesi yakınları tarafından Adli Tıp Kurumundan alındı. Esenyurt’ta 29 yaşındaki Sadık Aras sabaha karşı eşi Filiz Aras ile bilinmeyen bir nedenle tartışmaya başladı. İkili arasında yaşanan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Bu sırada Sadık Aras eşinin boğazını sıkarak boğdu. Eşinin hareketsiz bir şekilde yere düştüğünü gören zanlı, polis ekiplerini arayarak karısını öldürdüğünü bildirdi. Bu sırada eşinin ailesine de arayan Aras, kızlarını öldürdüğünü söyledi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri talihsiz kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Polis ekipleri evde yaptığı ilk incelemenin ardından talihsiz kadının cenazesini otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırdı. Burada yapılan otopsi işleminin ardından Filiz Aras’ın cenazesi yakınlarına teslim edildi. "Kardeşim çalışıyor ona bakıyordu" Sadık Aras’ın bir süredir işsiz olduğunu ve kardeşinin kazandığı parayla geçimlerini sürdürdüklerini belirten Filiz Aras’ın ağabeyi Ercan Özdemir, "Sedat Aras gece saat 03.00 sıralarında bizi aradı. Bana kız kardeşimle tartıştığını ve onu boğarak öldürdüğünü söyledi. Daha önce bildiğimiz bir kavgaları yoktu. 2 aydır çalışmıyordu. Senetle araç almıştı. Onunla dolaşıyordu. Kız kardeşim çalışıyordu ona bakıyordu. Aracın taksiti vardı. 15 yıllık evlilerdi ama çocukları olmuyordu. Kız kardeşim onu yine bırakmadı sadece mutlu bir yuva istiyordu. Dün gece de yalan söylüyor ama cinnet geçirmiş sonrasında bu olay olmuş. Bu katillere idam istiyoruz" dedi.
Muş Evlat nöbetindeki baba: “Yahudilere askerlik yapmayın” Muş’ta çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını belirten aileler, DEM Parti İl Başkanlığı önündeki eylemlerini soğuk havaya rağmen sürdürüyor. Oğluna seslenerek teslim olmasını isteyen Halit Altun, "Oğlum Muhsin eğer sağsan ve sesimi duyuyorsan çık gel. O insanların sana faydası yok. Gidip de o Yahudilere askerlik yapmayın" dedi. Çocuklarına kavuşma ümidiyle Diyarbakır annelerinin başlattığı eyleme destek veren Muşlu aileler, her hafta çarşamba günü yaptıkları eylemlerini bu hafta da kararlılıkla sürdürdü. Evlatlarının fotoğrafını ellerinden düşürmeyen anne ve babalar, "Evlat nöbetindeyiz" ve "Artık yeter. Yakamızdan düşün" yazılı pankartlar açarak DEM Parti ve terör örgütü PKK’ya tepki gösterdi. Baba Halit Altun, terör örgütü PKK’nın çocuğunu kaçırdığını ifade ederek, "5 yıldır biz bunların (DEM Parti) kapısına geliyoruz. Çocuklarımızı onlardan istiyoruz. Size sesleniyoruz, seslerimizi duyun ve çocuklarımızı getirin. Çocuklarımızı getirmediğiniz müddetçe eyleme devam edeceğiz. Demeyin ki öylesine gelip gidiyorlar. Biz çocuklarımızın arkasındayız. Oğlum Muhsin eğer sağsan ve sesimi duyuyorsan çık gel. O insanların sana faydası yok. Kendi memleketine, kendi yuvana, kendi anne ve babana ve kendi ocağına dön. Gidip de o Yahudilere askerlik yapmayın. Bunun bilincinde olun. Hepinize sesleniyorum, dönün gelin, o toprağın faydası yok. Sizi kandırmışlar götürmüşler, gelin yuvanıza. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz" dedi.
İstanbul Denizde kaybolan 2 kardeşi arama çalışmaları sürüyor: Acılı baba gözyaşlarına boğuldu Sarıyer’de denize düşerek kaybolan abla ve kardeşi arama çalışmaları 4. gününde devam ediyor. Acılı baba Ensari Can, gözyaşları içinde çalışmaları izledi. Sarıyer Rumeli Hisarı’nda geçtiğimiz cumartesi günü denize düşen abla Ayşe Can ve onu kurtarmak için suya atlayan Velat Can’ı arama kurtarma çalışmaları 4. gününde sürüyor. İtfaiye Su Altı Arama Kurtarma, Sahil Güvenlik ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSAK ekipleri Bebek-Aşiyan hattı boyunca iki koldan aramaya devam ederken, baba Ensari Can ve akrabaları da olay yerine geldi. Arama çalışmalarının yoğunlaşması için yardım beklediklerini söyleyen acılı baba Ensari Can, “En son cumartesi günü onlarla görüntülü konuştum. Ayşe dişçiye gidecekti. Velat’a onu bekleme son otele geç dedim. Beni dinlemedi. Bu konuşmadan sonra ulaşamadım. Kaldıkları otele yeğenimi gönderdim. Otel bize bilgi vermedi. Ben sonra gece 02.00 sıralarında Diyarbakır’da karakola gidip kayıp ihbarında bulundum. Bu saate kadar bir şey bulamadık. Ben artık ne diyeceğimi bilemiyorum. Valimiz, Cumhurbaşkanımız, Belediye Başkanımız bize yardımcı olsun. Bütün akrabalar buradayız. Perişan haldeyiz. Bin 500 kilometre yol geldik. Bizim burada bir evimiz, yurdumuz yok. Buradan giden can, mal değil. Aramalara ben de katıldım bir şey bulamadım. Bize yardımcı olsunlar bizim ciğerimiz yandı” diye konuştu. “Şu ana kadar umut yok, ipucu yok iz yok” Yeğenlerinin bulunmasını bekleyen dayı Fırat Aktaş ise, "Çocuklar küçüklüklerinden beri İspanya Barselona’da yaşıyorlar. Diyarbakır’a annelerini ziyarete gelmişler. Dönüşte uçağa binmeden önce buraya fotoğraf çekilmeye gelmişler. Ayşe’nin ayağa kayıp denize düşüyor. Kardeşi Velat da peşinden atlıyor. O gün denizde çok akıntı var, akıntılara kapılıp kayboluyorlar. O andan beri haber alamadık. Ekipler arama yapıyor, bütün aile olarak buradayız. Şu ana kadar umut yok, ipucu yok iz yok. Yetkililerden daha kapsamlı bir arama çalışması yürütmelerini istiyoruz. Bize ulaştılar bugün de aramalar hakkında bilgi alacağız” dedi.