ASAYİŞ - 27 Kasım 2024 Çarşamba 10:24

PKK’lı terörist MİT’in Irak’ta düzenlediği nokta operasyonla etkisiz hale getirildi

A
A
A

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), PKK/KCK’nın sözde Sincar istihbarat sorumlusu "Hevi" kod adlı Sadiye Muhammed Ahmed’i Irak’ın Sincar kentinde gerçekleştirdiği operasyonla etkisiz hale getirdi.

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, MİT’in istihbari çalışmaları neticesinde Sadiye Muhammed Ahmed’in PKK/KCK’nın Sincar’daki istihbarat yapılanmasından sorumlu olduğu tespit edildi. MİT’in hedef listesine alınan Sadiye Muhammed Ahmed’in bulunduğu noktanın belirlenmesi üzerine teröristin her hareketi anlık takip edildi. Kendisini gizlemek amacıyla Yezidi halkın içerisinde yaşayan "Hevi" kod adlı Ahmed, bölgedeki halkı örgütleyen örgüt yapıları ile askeri yapılanmaları denetleyerek, Kandil’e rapor vermek ile görevliydi. Faaliyetleri MİT tarafından deşifre edilen Ahmed’e yönelik operasyon kararı alındı. Operasyon için en uygun zamanda düğmeye basıldı ve Sadiye Muhammed Ahmed nokta operasyonla etkisiz hale getirildi.

"Hevi" kod adını kullanan Sadiye Muhammed Ahmed, terörö rgütü PKK’ya 2001 yılında katıldı. Sadiye Muhammed Ahmed, örgüte katılmasından bu yana Suriye’de muhtelif bölgeler ile Irak’ta Kandil, Kerkük, Mahmur ve Sincar bölgelerinde faaliyet gösterdi. Bir dönem sahte kimlik kullanarak PKK/KCK’nın Mahmur Kampı sözde dış ilişkiler sorumluluğunu yürüttü. PKK/KCK adına Mahmur ile Sincar arasındaki ilişkiyi koordine eden Ahmed, son olarak PKK/KCK’nın sözde Sincar istihbarat sorumlusu olarak faaliyet yürütüyordu.

Burak Can Ekizoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Göktaş: “Kadına yönelik şiddeti, topyekûn mücadele etmemiz gereken hayati bir mesele olarak görüyoruz” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, kadına yönelik şiddeti topyekûn mücadele edilmesi gereken hayati bir mesele olarak gördüklerini belirterek, "81 ilde avukatlarımızla kadın, çocuk ve aile üyelerine yönelik her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakaları ve iddiaları büyük bir titizlikle takip ediyor, açılan davalarda mağdurların yanında yer alıyoruz. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesi görüşülmeye başlandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, komisyonda bu yıl gerçekleştirilen faaliyetler, 2025 yılı bütçe teklifi ve 2023 yılı kesin hesabı hakkında sunum yaptı. Bakanlığın 2025 yılı bütçe teklifinin 407 milyar 10 milyon 627 bin Türk lirası olduğunu açıklayan Göktaş, bütçenin yarısının kadınlar için kullanıldığının altını çizdi. “2023 yılında 1,51 olan doğurganlık hızımız nüfusun kendini yenileme oranının çok altında seyrediyor” Toplumları var eden ve güçlü bir şekilde ayakta tutanın aile olduğunu vurgulayan Bakan Göktaş, “Birlik ve beraberliğimizi güçlendiren aile, çocuklarımızın kimlik kazandığı, devlete, topluma ve kültürümüze aidiyet hissederek büyüdüğü yerdir. Ailenin toplumun temeli olduğu, Anayasamızın 41. maddesinde de açıkça belirtilmektedir. Bu anlamda aile yapısına ve değerlerine özen ve hassasiyet göstererek aileyi korumak anayasal bir sorumluluktur. Bu sorumluluk ile hazırladığımız ‘Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planımızı’ 15 Mayıs Uluslararası Aile Günü’nde kamuoyu ile paylaştık. Küresel riskler ve demografik dönüşüm, sosyal refah, aile odaklı sosyal hizmetler, dijitalleşme, çevre ve afetler olmak üzere 5 ana tema çerçevesinde stratejik hedefler belirledik. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor, politikalarımızı bu doğrultuda güncelliyoruz. Nitekim bugün dünyanın her yerinde demografik dinamikler değişiyor. Dünya genelinde olduğu gibi yaşlı nüfus, yalnız yaşayan bireyler, boşanmalar, tek ebeveynli aileler giderek artarken genç nüfusumuz da hızla azalıyor. 2023 yılında 1,51 olan doğurganlık hızımız, nüfusun kendini yenileme oranının çok altında seyrediyor. Bu bağlamda sağlıklı aileleri korumak ve çalışmalarımızı bütüncül bir anlayışla yürütmek için Aile ve Nüfus Politikaları Daire Başkanlığını kurduk. Dinamik nüfus yapımızı korumak ve en uygun politikaları geliştirmek için bir saha araştırması başlattık. İlk defa oluşturulacak ‘Nüfus Politikaları Kurulu’na ilişkin çalışmalarımızın son aşamasına geldik. Kurul ile nüfusa ilişkin hukuki düzenlemeleri, kurumsal yapıları, politikaları ve hizmetleri bütüncül bir yaklaşımla ele alacağız” ifadelerini kullandı. Her zaman ve her koşulda vatandaşın yanında olduklarını söyleyen Göktaş, 2013 yılından bu yana Türkiye genelinde 235 afet ve acil durumda 5,6 milyon vatandaşa psikososyal destek hizmeti sunduklarını söyledi. Bugüne kadar 5 bin 681 Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) görevlisiyle son bir yılda 1,4 milyon hane olmak üzere toplam 8,3 milyon haneye ulaştıklarını söyleyen Göktaş, ASDEP ile ailelerin ihtiyaçlarını yerinde tespit ederek sosyal hizmetleri ulaştırmaya devam edeceklerini belirtti. “Dijital bağımlılık son yıllarda ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor” Bağımlılığın bireylerin, ailelerin, toplumların ve ülkelerin geleceğini etkileyen küresel bir tehdit olduğuna dikkati çeken Göktaş, “Bakanlık olarak, Yeşilay ile madde, alkol, tütün, kumar, dijital ve teknoloji bağımlılığı hususlarında önleyici rehberlik, eğitim ve farkındalık programları düzenliyoruz. Eğitim programlarımızla bugüne kadar 1,5 milyondan fazla kişiye ulaştık. Yeni hizmet modelimiz, Sosyal Uyum Süreci Danışmanlığı ile yürütülen tedavi ve rehabilitasyon çalışmalarına sosyal uyum boyutunda katkı sunacağız. Burada şu noktaya özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Bildiğiniz üzere teknolojinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan dijital bağımlılık son yıllarda ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Konunun uzmanları, ebeveynler ve çocukların katılımıyla, ‘Dijital Bağımlılık ve Aile Çalıştayı’nı düzenledik. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planımızda belirlediğimiz hedefler çerçevesinde, dijitalleşmenin beraberinde getirdiği tehlikelere karşı tedbirler geliştiriyoruz. Hedefimiz, dijital dünyanın aileler ve özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve kalıcı çözümler geliştirmektir” diye konuştu. “5 bin genç çiftin kredi ödemelerini gerçekleştirdik” Aile ve Gençlik Fonu hakkında da konuşan Bakan Göktaş, “Aile ve Gençlik Fonu kapsamında Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projemizi pilot olarak deprem bölgesini önceleyerek başlattık. Projenin uygulama alanını, doğurganlık oranları en düşük olan Zonguldak, Karabük ve Bartın’ın yanı sıra Osmaniye’yi de dahil ederek genişlettik. Proje kapsamında 6 bin 17 çifte evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlığı hizmeti sunduk. Ayrıca 5 bin genç çiftin kredi ödemelerini gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde projemizin uygulama alanını genişleterek daha fazla çiftimizin bu imkândan faydalanmasını sağlayacağız” dedi. Çocuklar Güvende Programı ile 55 bin 67 sosyal hizmet müdahalesi yapıldı Çocuklara ve yaşlılara yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Göktaş, şu anda 80 çocuk evleri koordinasyon merkezine bağlı bin 185 çocuk evinde 5 bin 538, 119 çocuk evleri sitesinde 7 bin 173 ve 62 ihtisaslaşmış çocuk evleri sitesinde bin 698 çocuk olmak üzere toplam 14 bin 409 çocuğa hizmet sunduklarını söyledi. Çocuklar Güvende Programı kapsamında 393 ekiple risk altındaki çocuklar ve ailelere koruyucu, önleyici ve destekleyici hizmetler sunduklarını belirten Göktaş, ekiplerin bu programla 25 bin 990 okul ziyareti ve 138 bin 462 görüşme gerçekleştirerek, 55 bin 67 sosyal hizmet müdahalesinde bulunduklarını açıkladı. “2025 yılında kadınlar için bütçemizde ayrılan toplam tutar 206 milyar 19 milyon 243 bin liradır” Kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda güçlenmelerini sağlayan birçok ilke imza attıklarını söyleyen Göktaş, “Güçlü kadın, güçlü Türkiye şiarıyla bu yıl 8 Mart’ta açıkladığımız Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile kadınların gücüne güç katmaya devam ediyoruz. 2024-2028 dönemini kapsayan eylem planımızla eğitim, sağlık, ekonomi, liderlik ve karar alma mekanizmalarına katılım ile çevre ve iklim değişikliği alanlarında çalışmalar yürütüyoruz. İl bazında eylem planları uygulayarak, kadınların güçlenmesi çalışmalarını ülke genelinde sürdürülebilir ve sistematik bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz. 2025 yılı bütçemizde sadece Kadının Güçlenmesi Programı’na ayırdığımız miktar yaklaşık 6 milyar liradır. Evde bakım ücreti, SED ödemeleri, doğum yardımları, eşi vefat eden, engelli ve 65 yaş üstü kadınlara verilen destekler, ADEM ve SODAM projeleri ve genel sağlık sigortası primleriyle birlikte 2025 yılında kadınlar için bütçemizde ayrılan toplam tutar 206 milyar 19 milyon 243 bin liradır. Bu anlamda aslında Bakanlığımız bütçesinin yüzde 50,6’sını, yani yarısından fazlasını kadınlar için ayırdığımızı özellikle ifade etmek istiyorum” ifadelerine yer verdi. “Kadına yönelik şiddeti topyekûn mücadele etmemiz gereken hayati bir mesele olarak görüyoruz” Bugün kadına yönelik şiddetin küresel bir sorun olmaya devam ettiğini belirten Göktaş, “Kadına yönelik şiddeti, topyekûn mücadele etmemiz gereken hayati bir mesele olarak görüyoruz. Bu meseleye her zaman siyaset üstü bir anlayışla yaklaştık. Her seferinde dile getirdiğimiz gibi bizim için tek bir vaka bile çok fazladır. Bakanlık olarak kadının temel haklarını ihlal eden ve toplum huzurunu tehdit eden şiddet karşısındaki net tavrımızdan asla taviz vermedik. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve siber olmak üzere şiddetin her türüyle mücadelemizi ‘sıfır tolerans’ ilkesi doğrultusunda büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdürmeye de devam edeceğiz. 81 ilde avukatlarımızla kadın, çocuk ve aile üyelerine yönelik her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakaları ve iddiaları büyük bir titizlikle takip ediyor, açılan davalarda mağdurların yanında yer alıyoruz. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim” ifadelerine yer verdi. “2025 yılı bütçe teklifi ise 407 milyar 10 milyon 627 bin Türk lirasıdır” Bakanlığın 2025 yılı için talep ettiği bütçe hakkında konuşan Göktaş, “2023 yılı kesin hesaba ilişkin bütçemizin yüzde 99,6’sına tekabül eden 212 milyar 382 milyon liralık ödeneği kullandık. 2025 yılı bütçe teklifi ise 407 milyar 10 milyon 627 bin Türk lirasıdır. Bakanlığımız merkez ve taşra birimlerine; personel giderlerine 53 milyar 280 milyon, sosyal güvenlik prim giderlerine 8 milyar 825 milyon, mal ve hizmet alım giderlerine 20 milyar 1 milyon, cari transfer giderlerine 319 milyar 632 milyon, sermaye giderlerine 5 milyar 259 milyon, sermaye transferlerine ise 10 milyon 300 bin Türk lirası bütçe tahsis edilmektedir. ‘Biz büyük bir aileyiz’ inancıyla ülkemizin dört bir yanında fedakârca emek veren çalışma arkadaşlarımıza sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Antalya Serik’teki 1,5 milyar TL’lik içme suyu projesi tam gaz sürüyor Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü’nün Serik’te yürüttüğü 1 milyar 561 milyon TL bütçeli içme suyu projesi hız kesmeden devam ediyor. Belek ve Kadriye mahalleleri ile oteller bölgesinin 50 yıllık su sorununu çözmek amacıyla başlatılan proje hızla ilerliyor. Proje kapsamında bölgenin altyapısını güçlendirilerek, Belek ve Kadriye’nin su kaynaklarının verimli kullanımı sağlanacak, turizm ve yerel halk için sürdürülebilir bir altyapı oluşturulacak. Serik’in gelecekteki ihtiyaçlarını da karşılamayı amaçlayan toplam 1 milyar 561 milyon TL bütçeli içme suyu projesinin önemli bir ayağı olan Serik Karadayı İçmesuyu Üretim Tesisi’nde de çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 3 bin metreküp kapasiteli içme suyu deposunun manevra odası taban tahliyesi tamamlanırken, yan duvar tabliyelerinin inşası devam ediyor. Ayrıca, elektromanyetik ve elektrik enstrümanlarının temini gerçekleştirilirken, derin kuyuların açılması ve sahadaki dolgu işlemleri de ilerliyor. Hattın ilk 10 kilometresi tamamlandı Serik’te içme suyu ihtiyacını karşılamak üzere başlatılan proje kapsamında, toplamda 40 kilometre uzunluğunda planlanan boru hattının ilk 10 kilometresi tamamlandı. Yeni döşenen hatlar, dünya standartlarında malzemelerle inşa edilirken, bölgedeki eski ve yetersiz kalan borular devre dışı bırakılıyor. Proje tamamlandığında Belek ve Kadriye’nin içme suyu altyapısı güçlenmiş olacak ve bölgedeki su kaynakları daha verimli kullanılacak.
Ankara ATO Başkanı Baran’dan yerli ürün tercihi çağrısı Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, "Gelişen üretim altyapımız ve nitelikli insan kaynağımız sayesinde, yerli üretimin kamu alımlarında daha fazla yer bulabileceğine inanıyoruz" dedi. Ankara Ticaret Odası Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATO Meclis ve Komite Üyeleri’nin müşterek katılımıyla, Meclis Başkanı Mustafa Deryal başkanlığında yapıldı. ATO Meclis Salonu’nda gerçekleşen toplantıda konuşan ATO Başkanı Baran, yönetim kurulu çalışmaları hakkında bilgi vererek güncel ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Dünya ekonomisinin sancılı bir süreçten geçtiğini anlatan Baran, yoğun savaş ve çatışmaların yaşandığı bir coğrafyada yer alan Türkiye’nin ekonomik gücünü muhafaza etmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin uzun yıllardır sürdürülebilir bir düzeye indirilmeye çalışılan cari açık probleminin bulunduğunu hatırlatan Baran, cari açık düzeyinin indirilmesi ve üretim ve istihdamın artması için yerli ürün ve hizmetlerinin Türkiye’den sağlanması konusunun bir tercih değil stratejik zorunluluk haline geldiğini söyledi. Ankara Ticaret Odası olarak yerli üretimi desteklemeyi kendilerine misyon edindiklerini belirten Baran, üretim ve istihdamın güçlenmesi için kamu ve özel sektör iş birliğinin kritik rol üstlendiğini kaydetti. “Gelişen üretim altyapımız sayesinde yerli üretimin kamu alımlarında daha fazla yer bulabileceğine inanıyoruz” Tüm resmi kurumlar, üniversiteler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ile oda ve borsalara ürün ve hizmet alımlarında “yerli” tercihinin benimsenmesi çağrısında bulunan Baran, şu ifadelere yer verdi: “İndirilmeye çalışılan cari açık problemimiz var. Yerli ve milli bakış açısı bu noktada öne çıkmalı. İhtiyaç duyulan ürün ve hizmetlerin Türkiye’den kaliteli bir şekilde sağlanabildiği bir ortamda, önceliğin bu kalemlere verilmesi artık bir tercih değil, stratejik bir gerekliliktir. Gelişen üretim altyapımız ve nitelikli insan kaynağımız sayesinde, yerli üretimin kamu alımlarında daha fazla yer bulabileceğine inanıyoruz. Buradan, iç piyasamızı canlandıracak bu yaklaşımın tüm resmi kurumlar, üniversiteler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ile oda ve borsalar tarafından benimsenmesi çağrısını yapıyorum. Bu yaklaşım, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk meselesidir.” Baran, konuşmasında, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın akaryakıt sektöründe kayıt dışılığı engellemek amacıyla gerçekleştirdiği düzenlemeyle 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren devreye girecek olan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi’nin (UTTS) akaryakıt dağıtımı yapan işletmeler ve kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtlar açısından ekstra ve hazır olunmayan bir yük getireceğinin ATO Üyeleri tarafından dile getirildiğini söyledi. “UTTS’nin yürürlük tarihinin yeniden gözden geçirilmesini talep ediyoruz” UTTS kapsamında taşıtlara, depo girişine monte edilebilen ve taşıta ait plaka bilgisi, mükellefe ilişkin bilgiler gibi konuları hafızasında muhafaza eden ve bu bilgilerin akaryakıt alımı sırasında Taşıt Tanıma Okuyucu (TTO) cihazı vasıtasıyla pompa ünitelerinin bağlı olduğu yeni nesil pompa ödeme kaydedici cihazlara otomatik iletilmesini sağlayan Taşıt Tanıma Birimi takılmasının öngörüldüğünü bildiren Baran, “Üyelerimiz sistemin devreye alınması için ortaya çıkacak maliyetin bir yük oluşturacağını ısrarla vurguluyorlar. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın vergi kayıplarını önlemek için yaptığı çalışmaları sonuna kadar destekliyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin devletin ve iş dünyasının en öncelikli meselesi olması gerektiğine inanıyoruz. Ancak UTTS’nin yürürlüğe girmesi ile gerek akaryakıt dağıtımı yapan gerekse diğer alanlarda ticari faaliyetlerini yürüten pek çok farklı sektörden işletmelerimize ek maliyetler gelecek. Bu nedenle UTTS’nin yürürlük tarihinin yeniden gözden geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.
Bursa Atçılık Myo öğrencilerine kulüp desteği Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mennan Pasinli Atçılık Meslek Yüksekokulu’nda eğitim alan öğrencilere sektörün önde gelen işletmelerinden Tabiat Binicilik ve Spor Kulübü tarafından staj ve işyeri eğitimi desteği geldi. Kulüp, aynı zamanda başarılı öğrencilere burs verecek. Türkiye’nin en önemli atçılık okullarından birisi olan BUÜ Mennan Pasinli Atçılık MYO, bir yandan öğrencilerine en iyi eğitimi verirken, öte yandan da mezunlarını iş hayatına en iyi şekilde hazırlamaya devam ediyor. Binicilik ve at yetiştiriciliği alanında bugüne kadar yüzlerce genci başarıyla mezun eden Mennan Pasinli Atçılık MYO, sektörün öncü işletmeleriyle de işbirliklerini geliştirmeye devam ediyor. MYO Yönetimi son olarak Tabiat Binicilik ve Spor Kulübü ile özel bir anlaşma yaptı. Mesleki eğitime destek, işyeri eğitimi, staj, burs ve proje işbirliği konularını kapsayan protokole BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ile Tabiat Binicilik ve Spor Kulübü Başkanı Şeyda Çilek Cihan imza attı. ‘’En iyisini vermeye gayret ediyoruz’’ İşbirliği imza töreninde konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, atçılık alanında Türkiye’nin önde gelen okullarından birisine sahip olduklarını vurguladı. Modern altyapı imkanları ve donanımlı akademisyenlerle öğrencilere en iyi eğitimi vermeye gayret ettiklerini söyleyen Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, üniversiteye katkı sağlayan herkese müteşekkir olduklarını ifade etti. Tabiat Binicilik ve Spor Kulübü Başkanı Şeyda Çilek Cihan ise üniversitenin 50. kuruluş yılında böylesine kıymetli bir işbirliğine imza atmış olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını vurguladı. Mennan Pasinli Atçılık MYO’da eğitim alan gençlere her türlü desteği vermeye hazır olduklarını aktaran Kulüp Başkanı Şeyda Çilek Cihan, üniversite ile farklı alanlarda işbirliği yapmayı arzu ettiklerini belirtti. Törende hazır bulunan Mennan Pasinli Atçılık MYO Müdürü Prof. Dr. Gülşen Goncagül de destekleri için hem üniversite yönetimine hem de Tabiat Binicilik ve Spor Kulübü yöneticilerine teşekkürlerini iletti.