Yerel Haberler
Tekirdağ
24 Kasım 2024 Pazar - 13:48 Tekirdağ’da mesleğe yeni başlayan öğretmenler yemin etti Tekirdağ’da mesleğe yeni başlayan 16 öğretmen yemin etti. Tekirdağ’da 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından program düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program günün anlam ve önemini belirten konuşmalarla devam etti. Öğretmenlik mesleğine gönül veren şehit öğretmenleri saygı ve minnetle andıklarını söyleyen Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, “Bizler millet olarak öğretmenlerimizi tarihte de bugünde de her şeyin üstünde tutan bir milletiz. Yüce ve ulvi mesleğin temsilcileri olan tüm öğretmeleri yürekten kutluyorum. Şehit öğretmenlerin genç yaşlarında öğrencileri için yollara düştü. Hepsi pırıl pırıl vatan evlatlarıydı. Devletin tayin ettiği ücra bir köydeki çocukları kendi çocuğu bilen ve onu sahiplenen, onu eğitip vatanına milletine faydalı birer fert yapmak için insanlardı. Onlara şükranlarımızı iletiyoruz" dedi. Günün anlam ve önemini belirten konuşma yapan İl Milli Eğitim Müdürü Abdullaziz Yeniyol, “Öğretmenlik insanlık tarihinin en önemli mesleğidir. Öğretmenin en önemli özelliği sevgi dolu ruhu ve adanmışlık ruhudur” ifadelerini kullandı. Yeniyol, mesleğe yeni başlayan ve hayatlarını bu mesleğe adayan öğretmenlere teşekkür etti. Programda göreve yeni başlayan 16 öğretmen görev yemini etti. Emekliye ayrılan 12 öğretmene ise teşekkür belgesi takdim edildi. Programa, Vali Recep Soytürk, Süleymanpaşa Kaymakamı Mustafa Güler, Tekirdağ İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı , İl Eğitim Müdürü Abdullaziz Yeniyol, kurum ve okul müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğretmen ve öğrenciler katıldı.
Tekirdağ’da doktorların kazası şehri yasa boğdu
12 Ekim 2024 Cumartesi - 16:30 Tekirdağ’da doktorların kazası şehri yasa boğdu Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde, 4 doktorun içinde bulunduğu elektrikli cip, kontrolünü kaybederek bir duvara çarptı. Kaza sonucu, biri profesör olmak üzere iki doktor hayatını kaybetti, iki doktor ise yaralandı. Şehir bu acı haberle yasa boğulurken, sosyal medyada taziye mesajları yağdı. Kaza, Süleymanpaşa ilçesi Kumbağ kavşağında gerçekleşti. Edinilen bilgilere göre, sürücü Dr. L.K.’nin kontrolündeki 22 ADU 345 plakalı elektrikli cip, Malkara yoluna çıkarken istinat duvarına çarptı. Araçta yolcu olarak bulunan Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü ve Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilda Turgut ile Tekirdağ Şehir Hastanesi’nde nöroloji uzmanı olarak görev yapan Uzm. Dr. Emel Ersöz olay yerinde yaşamını yitirdi. Sürücü doktor L.K. ve diğer yolcu doktor A.A.G. ise kazada yaralandı. Olay yerinde inceleme yapıldı Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine gelen jandarma ve sağlık ekipleri, iki doktorun hayatını kaybettiğini tespit etti. Sürücü Dr. L.K. ve yaralı yolcu Dr. A.A.G. ise hastaneye sevk edildi. Hayatını kaybeden doktorların cenazeleri savcılık incelemesinin ardından hastane morguna kaldırıldı. Kazanın, doktorların bir kongreden döndükleri sırada meydana geldiği bildirildi. Başsağlığı mesajları yayımlandı Tekirdağ Valisi Recep Soytürk yaptığı açıklamada, "İlimizde yaşanan elim bir kazada hayatını kaybeden Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilda Turgut’a ve Uzm. Dr. Emel Ersöz’e Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, üniversite ve sağlık camiamıza başsağlığı, yaralı hekimlerimize acil şifalar diliyorum" dedi. Tekirdağ İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yayımlanan taziye mesajında, Prof. Dr. Nilda Turgut ve Uzm. Dr. Emel Ersöz’ün vefatının derin üzüntüyle karşılandığı belirtilerek, "Merhumlara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, sağlık camiamıza ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz" denildi. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörlüğü de bir taziye mesajı yayımladı. Mesajda, bilim ve nöroloji camiasında derin izler bırakan Prof. Dr. Nilda Turgut ve Uzm. Dr. Emel Ersöz’ün kaybının büyük bir acı olduğu ifade edildi. Üniversite, hocalara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve tüm sağlık camiasına başsağlığı diledi. Kazanın ardından şehir genelinde büyük bir üzüntü hâkim oldu. Sosyal medyada çok sayıda taziye mesajı paylaşılarak, hayatını kaybeden doktorlar anıldı ve ailelerine başsağlığı dileklerinde bulunuldu. Yerel ve ulusal sağlık camiasından gelen mesajlar da dikkat çekti.
Trakya’nın Göbeklitepesi olacak: Traktepe destek bekliyor
12 Ekim 2024 Cumartesi - 11:28 Trakya’nın Göbeklitepesi olacak: Traktepe destek bekliyor Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde bulunan arkeolojik kazı alanında çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Prof. Dr. Neşe Atik’in başkanlığında yürütülen kazı, Trakya’nın ilk Trak şehrini ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Geleceğe Miras Projesi kapsamında çalışmalar devam ederken, bölgeye yapılacak turizm yatırımları da dikkat çekiyor. Trakya’da 5 bin yıllık bir geçmişe sahip olan ve M.Ö. 3 bin yıllarına dayanan bir yerleşim alanı, arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkarılıyor. Bu bölge, Trakya’da yaşayan Trakların yerleşim yeri olarak biliniyor. Prof. Dr. Neşe Atik’in başkanlığında yürütülen kazılar, Geleceğe Miras Projesi ile destekleniyor. Kazı alanında önemli buluntular arasında tanrıça Hera’nın tapınağı yer alırken, Trak kültürüne ait çeşitli buluntular da gün ışığına çıkarılıyor. Alanın turizme açılmasıyla ziyaretçilere bölgenin tarihi hakkında detaylı bilgiler sunulacak. “Bizim hedefimiz Geleceğe Miras” Kazı başkanı Prof. Dr. Neşe Atik yaptığı açıklamada, “Aslında çok mutluyuz; bakanlığımızın Geleceğe Miras Projesi çok katkıda bulunacak bir proje. Bir yandan kazı çalışması yürütürken diğer yandan da kazı alanının tamamlanıp açılması şansı verecek bize. Bu yıl da Geleceğe Miras Projesi çerçevesinde kazı çalışmalarımızı iklim şartları el verdiği sürece alanda, ama alanda olmadığımız süreçte kazı evinden çıkardığımız buluntuları değerlendirerek geçireceğiz. Bizim hedefimiz Geleceğe Miras. Geleceğe Miras’ın genel hedefi bu zaten. Bir yandan kazıların teşviki ve sürdürülmesi, bir yandan da çıkan buluntuların kültür dünyasına, sanat dünyasına ve turizm dünyasına kazandırılması. Yani hem bilimsel yönü var hem de turizm katkısı var. Bu bizim uzun zamandır beklediğimiz bir projeydi ve bu yüzden çok mutluyuz," dedi. “En önemli tapınağın önündeyiz” Prof. Dr. Atik sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda biz en önemli tapınağın önündeyiz. Kazı çalışmalarımızdaki konsantrasyonumuz bu alanda. Çünkü şehrin adı bu tanrıçadan, Hera’dan geliyor. Hera’nın şehrinde kazı çalışmamızı başlattık. Öncelikle Hera’nın tapınağını ortaya çıkartmak istiyoruz. Hera’nın tapınağı yıkıldıktan sonra onun oğlu olan sağlık tanrısının tapınağı ve sağlık merkezi gelişmiş. Konsantrasyonumuzu oraya kaydıracağız. Bu seneki amacımız bir yandan Hera’nın tapınağındaki kazılarımızı tamamlarken, diğer taraftan geçmiş yıllarda ve bu yıllarda ortaya çıkan eserlerin değerlendirilmesi." Trakların yaşantısı Geleceğe Miras Projesi başlamadan önce, kazı alanını doğru şekilde tanıtacak bir tanıtım binası düşündüklerini belirten Atik, "Bu şehir Trakya şehri ve Türkiye’deki ilk ve tek Trak şehri. Trakların başka ülkelerde kazısı yapılmış, örneğin Bulgaristan’da ve Yunanistan’da birçok Trak kenti ziyaret ediliyor. Bu proje Türkiye’de ilk olacak ve biz burayı ziyarete açmak istiyoruz. Ziyaretçiler buraya geldiğinde, Traklar kimdir, nereden gelmiştir, bizim dünyamızda Trakların yeri nedir, bunları anlayacaklar. Ancak turizm artık çok gelişti, değişti; teknoloji de değişti, dijital anlatımlara ihtiyaç var. Biz de kazı alanımızda tahrip olmuş katmanların olmadığı bir yerde bir karşılama merkezi inşa etmeyi planlıyoruz. Trakların tipik mezar şekli olan tümülüs yani yuvarlak planlı bir mezar gibi tasarladık. İçinde de şehrimizin kralının tümülüsünü canlandırmayı düşünüyoruz. Kralımız, giysileriyle cenaze gecesi yatırılmış, etrafında ateşler yakılıyor gibi bir dijital sunum yapacağız. Onun etrafında, Traklar kimdir, nereden gelmişler, nereye yayılmışlar, bunları anlatan bir videomuz olacak. Kapıdan girince Trak Kralı Kersebleptes, ‘Şehrime hoş geldiniz’ diyecek. Böyle bir tanıtım binası düşünüyoruz," dedi. “İlaç fırını bulduk” Atik, ziyaret güzergahı hakkında da bilgi vererek “Gezi güzergahı, şimdiye kadar kazdığımız alanların yanından geçecek ve anlatım panolarımız olacak. Tipik Trak bulguları, başka yerde olmayan bulgular sergilenecek. Örneğin, ilaç fırını bulduk; fırının içindeki ilaçla birlikte bulduk. Fırının bir kopyasını yerinde canlandıracağız, gerçeği müzede olacak. Ayrıca 3 Trak mezarı bulduk. Bu Trak mezarlarından birinde kadın kurbanı tespit ettik. Bu, Traklar çin çok karakteristik bir şey. Helenistik dönemde halen bu adeti sürdürdüklerini anladık." dedi. Ateş çukuru bulundu Atik, ayrıca bir tapınım merkezinde ateş çukuru bulduklarını belirtti: “Trak tanrıçasının oğlunun tapınım merkezinde bir ateş çukuru bulduk ve etrafında heykelcikler vardı. İlk önce akropol kamulaştırıldı, biz de kazılarımıza akropolde başladık. Sonra deniz tarafındaki parseller kamulaştırıldı. Fakat henüz oranın güvenliğini sağlayamadığımız için kazıya başlayamadık. Hedefimiz, ilk fırsatta orasının korumasını sağlamak. Akropolde şu anda ana tanrıçanın tapınağı var, yıkıldıktan sonra oğlunun sağlık merkezine ait tapınağı bulduk. İki ana buluntu diyebiliriz,” dedi. (HLD-
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Bağcı: "Su stresi altında olan bir ülkede yaşıyoruz"
11 Ekim 2024 Cuma - 12:14 Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Bağcı: "Su stresi altında olan bir ülkede yaşıyoruz" Tekirdağ’da toplantıya katılan Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı, "Ülkemizin diğer bir sıkıntısı su kaynakları. Su olmayınca tarımın sürdürülebilirliği mümkün değil. Türkiye’nin etrafına baktığımızda, denizlerle çevrili ama bu bir yanılsama olabilir. Çünkü bizim ülkemiz su stresi altında olan bir ülkede yaşıyoruz" dedi. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Ahmet Bağcı’nın katılımıyla Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Üretim Planlaması ve Yeni Destekleme Modeli” toplantısında, Türkiye’nin su sorunu gündeme taşındı. Toplantıya, Tekirdağ Valisi Soytürk ve Tarım Reformu Genel Müdürü Dr. Osman Yıldız da katıldı. “Su stresi altında olan bir ülkede yaşıyoruz” Bağcı yaptığı açıklamada, Türkiye’nin su stresi altında olan bir ülke olduğunu vurguladı. “Ülkemizin diğer bir sıkıntısı su kaynakları. Su olmayınca tarımın sürdürülebilirliği mümkün değil. Türkiye’nin etrafına baktığımızda, denizlerle çevrili ama bu bir yanılsama olabilir. Çünkü su stresi altında olan bir ülkede yaşıyoruz. Bu aslında bütün Akdeniz’de olan ülkelerde aynı. Eğer biz bununla ilgili gerekli tedbirleri almazsak, su kıtlığı çeken bir ülke konumuna geleceğiz” dedi. Bağcı, son 20 yılda yapılan barajlar ve sulama tesislerinin bu konuda önemli adımlar olduğunu belirtti. Ancak, bu tür yatırımların sıklaştırılması gerektiğini ifade edip tarımsal sulama ve hayvancılığın planlanması gerektiğini söyleyerek, “Bu Akdeniz’de olan ülkelerde de böyle. Buradaki amacımız arazilerin etkin kullanımı. Arazilerin etkin kullanımı içerisinde hem verimlilik hem de hangi arazide neyin daha iyi yetişebileceği var. Arazilerin etkin kullanımı, suyun etkin kullanımı ve üretim planlamasının hepsini birlikte hareket eden bir unsur olarak görüyoruz. Biz artık neyin nerede ve ne kadar üretileceğini planlayacağız. Bunu sadece bitkisel olarak düşünmeyelim. Bu hayvansalda da böyle. Bir besi veya süt işletmesinin nerede olması lazım? Bir kanatlı işletmesinin nerede olması lazım? Tarım, hayvancılık ve su ürünlerini içermekte. Tarımsal üretim planlamasında bizim yaklaşımımız daha çok yönlendirici, öngörülebilir, seçici, katılımcı, suyu ve toprağı merkeze alan bir planlama. Sürece öyle başladık" dedi. Bakan Yardımcısı ayrıca, üretim planlaması ve arazilerin etkin kullanımının su kaynaklarının korunmasında kilit rol oynadığını belirterek; tarım, hayvancılık ve su ürünleri alanında yönlendirici ve sürdürülebilir bir planlama yapılmasının önemine değindi.