Yerel Haberler
Sivas
Anadolu aslanları soğukta tedavi, sıcakta ise depresif oluyor 10 Mart 2025 Pazartesi - 12:11:53 Ünü ülke sınırlarını aşan ve dünyanın en iyi sürü koruma köpeği olarak gösterilen kangallar, kış aylarını motive bir şekilde atlattı. Soğuk havanın yanı sıra kar yağışından mutlu olan kangal köpekleri, soğuk havaların tadını çıkardı. Kangal için soğuk terapi, sıcak depresyon Uzman kangal köpeği yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, kangal köpeklerinin mevsimsel geçişlerdeki yapılarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Zekası, çevikliği, gücü ve sadakati ile dünyanın en iyi sürü köpeği olarak gösterilen kangalların kış aylarında mutlu ve motive olduğunu söyleyen Yıldız, sıcak yaz günlerinde daha depresif olduğunu ifade etti. Kangal köpeklerinin kar yağışı ve soğuk havalarda çok mutlu olduğunu ifade eden Hüseyin Yıldız, "Bu hayvanlar kış hayvanları. Bu hayvanlar kış aylarında yeniden doğuyor. Soğuk havalarda daha rahat mobilize oluyor ve kendilerini buluyorlar. Kangal köpekleri için kış bir terapidir. Yazın çok ciddi problemler yaşıyorlar. Kangallar; kene ve pire ile sürekli mücadele eden soğuk iklim hayvanlarıdır. Yaz aylarında kangallar ölü ruha bürünür hale geliyor. Yerdeki kene vb. hayvanların yanı sıra gökteki sıcaktan da depresif problemleri oluyor. Yerinden kalkmaz hale geliyor ama havalar soğumaya başladığında gerçek kangalı görmeye başlıyoruz" dedi. "Kangalın konforu kar, kış ve soğuktur" Şubat ayında etkisini gösteren soğuk havalarda kangal köpeklerini gözlemlediklerini ifade eden Yıldız, "Sıfırın altında 27 derecelerde kangalları açık arazide yatarken buluyoruz. Bazen yağan kar, üzerini kapatıyor, altından kangallar çıkıyor. Kangalın konforu kar, kış ve soğuktur. Alaska kurdu gibi soğuğa dayanıklı bir canlıdır. Yağan karlar kangallar için ciddi bir motivasyon. Ekim ayıdan mart ayı sonuna kadar kangalları canlı bir şekilde görebiliriz. Ancak sıcaklar başladığında kangalların içine kapandığını ve depresif bir hale geldiğini anlayabilirsiniz. Kangal gerçekten sıcak iklimlerin ırkı değildir" şeklinde konuştu.
10 Mart 2025 Pazartesi - 11:41 5 asırlık gelenek, sadece Sivas’ta uygulanıyor Sivas’ta Ramazan ayının vazgeçilmezi olarak kabul edilen ve 5 asırlık geçmişi ile bilinen ‘ya Hannan, ya Mennan’ ilahisi, Sivas’ta teravih namazında bütün camilerde söyleniyor. Yaklaşık 5 asır önce Sivas’ta yaşayan Şemsi Sivas’i hazretleri tarafından yazıldığını düşünülen ilahi, teravih namazında bütün camilerde yankılanıyor. Teravih namazının bitmesi ve vitir namazının öncesinde okunan ilahi, Ramazan ayının ilk 15 günü ‘Merhaba, Merhaba, şehri Ramazan Merhaba’ şeklinde başlarken son 15 günüde ise gün ‘Elveda, elveda, şehri Ramazan elveda’ şeklinde okunuyor. "Bu gelenek Sivas’ımızla bütünleşti" İlahinin geçmişine ilişkin bilgiler veren Tarihi Ulu Camii imamı Ergün Ceyhan, "Sivas’ımıza has olan bu ilahi, 500 yıldır Sivas’ımızda söyleniyor. Bu ilahi teravih namazının bitişi ve vitir namazının başlangıcında okunuyor. Şemsi Sivas’i; Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Hasan Paşa tarafından Sivas’a ders okutulmak üzere İstanbul’dan davet ediliyor. 33 yıl Gökmedrese’de ders okutuyor ve Sivas’a böyle bir güzellik katıyor. Ramazanın ilk 15 gününde merhaba, son 15 gününde elveda şeklinde okunuyor. Bu gelenek adeta Sivas’ımızla bütünleşti, bir gün için okunmazsa veya unutulursa sanki teravih namazı eksik oluyor gibi düşünülüyor. Dışarıdan gelenler bu güzelliği görünce kendi şehirlerinde de uygulamak istiyorlar ama uymuyor. Bunun nedeni de format farklı. Burada halk ezberlemiş çoluğumuz çocuğumuz hepsi ezberlemiş. Teravih namazına gelen 7 yaşından 80 yaşına kadar vatandaşımızın hepsi bu ilahiyi ezberlediği için sadece müezzin hocalarımız değil cemaat de iştirak ediyor. Cemaatle birlikte söylendiği için Sivas’ımızla özdeşleşti" şeklinde konuştu. Sivas’ta Ramazan ruhunun farklı yaşandığını söyleyen Yusuf Uzun, "Sivas’ımıza has olan Ya hennan ya mennan adlı meşhur bir ilahimiz var. Teravih namazlarının akabinde vitir namazının hemen öncesinde söylenen Sivas ile özdeşleşmiş bütünleşmiş ilahi olması hasebiyle teravih namazlarına farklı bir canlılık kazandırıyor. Bizlerde ecdadımızın Ramazan ruhunu yaşatmak için elimizden geldiği kadarıyla gayret gösteriyoruz" ifadelerine yer verdi.
10 Mart 2025 Pazartesi - 11:39 Dünya’da 800 milyona yakın böbrek hastası var Doç. Dr. Mehmet Emin Demir, dünya genelinde 800 milyonu aşkın kişiyi etkileyen ve farkındalığı az olan kronik böbrek hastalığının önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ettiğini belirti. Medicana Sağlık Grubu Nefroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Emin Demir, yapılan son araştırmalara göre her 6-7 erişkinden birinde kronik böbrek hastalığı bulunduğuna dikkat çekip, "Hastalık ile ilgili risk faktörleri erken fark edildiğinde hastalığın ortaya çıkması önlenebilir ya da en azından geciktirilebilir" dedi. Doç. Dr. Mehmet Emin Demir, böbrekleri korumanın hayati önem taşıdığına dikkat çekip, "Hayati işlevlere sahip olan böbrekler, vücudun sağlıklı bir şekilde çalışmasını sürdürebilmesi için kritik bir rol oynar. Ağız yoluyla alınan gıdaların sindirilmesi sonucu ortaya çıkan zararlı ve atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayarak, iç dengemizi korur. Bunun yanı sıra, su ve mineral dengesini düzenleyerek kan basıncını kontrol altında tutar. Ayrıca, kandaki oksijen taşıma kapasitesini belirleyen alyuvar hücrelerinin üretiminde görev alan hormonları salgılar. Böylesine karmaşık ve hayati işlevleri yerine getiren böbreklerin sağlığını korumak, genel vücut sağlığımız için vazgeçilmezdir. Ancak, çeşitli faktörlere bağlı olarak böbrekler zarar görebilir ve ciddi hastalıklar gelişebilir. Bu nedenle, böbrek sağlığına dikkat etmek, erken teşhis ve koruyucu önlemler almak hayati önem taşımaktadır" dedi. Türkiye’de her 6-7 erişkinden birinde var Demir, Türkiye’de her 7 kişiden birinin böbrek hastası olduğunu aktararak, "Kronik böbrek hastalığı, risklerin erken fark edilmesi ile önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir bir hastalıktır. Ancak hastalığın farkındalığının düşük olması, erken dönemde tespit edilmesine imkân vermemektedir. Türk Nefroloji Derneği tarafından Türkiye’de yapılan bir tarama çalışmasında, her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı saptanmıştır. Düşük farkındalık nedeniyle hastalık son dönem böbrek hastalığı evresine ilerlemekte, yaşam kalitesi bozulmakta ve ölüm oranları artmaktadır. Hastalığın toplum içindeki yaygınlığı her geçen gün artmakta ve önümüzdeki 25 yıl içinde ölüme en fazla neden olan beşinci hastalık olacağı tahmin edilmektedir" diye konuştu. Diyabet ve tansiyona dikkat Ülkemizde kronik böbrek hastalığının nedenlerinin farklılık gösterdiğini söyleyen Doç. Dr. Mehmet Emin Demir, bu nedenleri şöyle anlattı: "Böbreklere zarar verebilen bir faktör olan diyabet, yüksek kan şekeri seviyeleri ile seyrettiğinde böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. Bu hastalar, kan şekerlerini dengede tutarken bir yandan da yılda en az bir kez böbrek fonksiyonlarını da değerlendirmelidirler. Diyabet dışında, kontrol altına alınamayan yüksek kan basıncı da böbreklerde hasara neden olabilir. Bunun yanında obezite, tütün içiciliği, böbrek iltihapları, idrar yolu taşları, idrar yolu tıkanmaları, genetik faktörlerle ilişkin sorunlar da kronik böbrek hastalıklarına sebep olur. Ailesinde bilinen bir böbrek hastalığı olan kişilerin mutlaka uzmanlardan görüş alması gerekmektedir." Obezite böbrekleri de vuruyor Son araştırmalarda dünyada ve Türkiye’de obezitenin çok yaygın bir sorun haline geldiğini ifade eden Demir, "Hatta kadın tipi obezite sıklığında Avrupa’da birinci durumda olduğumuz söylenebilir. Obezite, günümüzde diabetes mellitus, hipertansiyon ve kalp hastalıkları için önemli bir sebepken böbrek hastalığının gelişimi için de önemli bir risk faktörü olmaya başlamıştır. Bunu önlemek için de sağlıklı ve dengeli beslenmek önem taşımaktadır" şeklinde görüş verdi. Böbrek sağlığını korumanın yolları Doç. Dr. Mehmet Emin Demir, böbrek sağlığını korumanın, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve düzenli kontroller yaptırmakla mümkün olduğunu vurgulayarak, alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı: "Sağlıklı ve dengeli beslenin, tuz tüketimini azaltın. Günlük beslenmenizde karbonhidrat, protein ve vitaminleri dengeli bir şekilde tüketin ve ideal kilonuzu koruyun. Özellikle aşırı tuz tüketiminden kaçının; günlük tuz alımınızı 9 gram civarında, hatta eşlik eden bir kalp hastalığı varsa daha düşük değerlerde tutmaya özen gösterin. Yeterli miktarda su tüketin. Böbrek sağlığınızı korumak için günlük su tüketiminizi 1.5 ila 2 litre arasında ayarlayın. Yeterli su içmek, böbreklerin etkin çalışmasını destekler ve toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Bir erişkinin günlük alması gereken su miktarı kabaca kilogram başına 30-40 ml’dir. Sigara kullanmayın. Sigara, damar sağlığını olumsuz etkileyerek böbrek fonksiyonlarını bozabilir. Böbreklerinizi ve genel sağlığınızı korumak için sigarayı bırakın. Düzenli egzersiz yapın. Haftada en az 3 gün, 45 dakika sürecek hafif tempolu egzersizler, hem kalp-damar sağlığınızı hem de böbrek fonksiyonlarınızı olumlu yönde etkiler. Aktif bir yaşam tarzı benimsemek, hipertansiyon ve diyabet gibi böbrek hastalıklarına yol açan riskleri azaltır. Ağrı kesici kullanımına dikkat edin. Gelişigüzel ve sık ağrı kesici kullanımı, böbrek fonksiyonlarına zarar verebilir. Özellikle steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçların (NSAID) uzun süreli kullanımı, geri dönüşü olmayan böbrek yetmezliğine neden olabilir. Bu nedenle, ilaçları doktor kontrolünde kullanmaya özen gösterin. Kan basıncınızı düzenli olarak kontrol ettirin. Hipertansiyon, böbrek hastalıklarının en önemli nedenlerinden biridir. Kan basıncınızı düzenli olarak ölçtürün ve doktorunuzun önerdiği şekilde takip ederek böbrek sağlığınızı koruyun. Kan şekerinizi takip edin. Diyabet, böbrekleri olumsuz etkileyen en önemli hastalıklardan biridir. Diyabet hastasıysanız, kan şekerinizi düzenli olarak ölçtürün ve böbrek fonksiyonlarınızı takip ettirmek için doktorunuza danışarak gerekli tarama testlerini yaptırın. Böbrek sağlığı, genel vücut sağlığımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek, düzenli kontroller yaptırarak ve risk faktörlerinden uzak durarak böbreklerimizi koruyabilir, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebiliriz. Unutmayın, böbrekleriniz sağlıklıysa, siz de sağlıklısınız."
10 Mart 2025 Pazartesi - 11:37 5 asırlık gelenek, sadece Sivas’ta uygulanıyor Sivas’ta Ramazan ayının vazgeçilmezi olarak kabul edilen ve 5 asırlık geçmişi ile bilinen ‘ya Hannan, ya Mennan’ ilahisi, Sivas’ta teravih h-namazında bütün camilerde söyleniyor. Yaklaşık 5 asır önce Sivas’ta yaşayan Şemsi Sivas’i hazretleri tarafından yazıldığını düşünülen ilahi, teravih namazında bütün camilerde yankılanıyor. Teravih namazının bitmesi ve vitir namazının öncesinde okunan ilahi, Ramazan ayının ilk 15 günü ‘Merhaba, Merhaba, şehri Ramazan Merhaba’ şeklinde başlarken son 15 günüde ise gün ‘Elveda, elveda, şehri Ramazan elveda’ şeklinde okunuyor. "Bu gelenek Sivas’ımızla bütünleşti" İlahinin geçmişine ilişkin bilgiler veren Tarihi Ulu Camii imamı Ergün Ceyhan, "Sivas’ımıza has olan bu ilahi, 500 yıldır Sivas’ımızda söyleniyor. Bu ilahi teravih namazının bitişi ve vitir namazının başlangıcında okunuyor. Şemsi Sivas’i; Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Hasan Paşa tarafından Sivas’a ders okutulmak üzere İstanbul’dan davet ediliyor. 33 yıl Gökmedrese’de ders okutuyor ve Sivas’a böyle bir güzellik katıyor. Ramazanın ilk 15 gününde merhaba, son 16 gününde elveda şeklinde okunuyor. Bu gelenek adeta Sivas’ımızla bütünleşti, bir gün için okunmazsa veya unutulursa sanki teravih namazı eksik oluyor gibi düşünülüyor. Dışarıdan gelenler bu güzelliği görünce kendi şehirlerinde de uygulamak istiyorlar ama uymuyor. Bunun nedeni de format farklı. Burada halk ezberlemiş çoluğumuz çocuğumuz hepsi ezberlemiş. Teravih namazına gelen 7 yaşından 80 yaşına kadar vatandaşımızın hepsi bu ilahiyi ezberlediği için sadece müezzin hocalarımız değil cemaat de iştirak ediyor. Cemaatle birlikte söylendiği için Sivas’ımızla özdeşleşti" şeklinde konuştu. Sivas’ta Ramazan ruhunun farklı yaşandığını söyleyen Yusuf Uzun, "Sivas’ımıza has olan Ya hennan ya mennan adlı meşhur bir ilahimiz var. Teravih namazlarının akabinde vitir namazının hemen öncesinde söylenen Sivas ile özdeşleşmiş bütünleşmiş ilahi olması hasebiyle teravih namazlarına farklı bir canlılık kazandırıyor. Bizlerde ecdadımızın Ramazan ruhunu yaşatmak için elimizden geldiği kadarıyla gayret gösteriyoruz" ifadelerine yer verdi.
Çocukların iri ve uzun olmaları sağlıklı oldukları anlamına gelmiyor
11 Ocak 2025 Cumartesi - 11:04 Çocukların iri ve uzun olmaları sağlıklı oldukları anlamına gelmiyor Uzman Dr. Funda Emren Yakar, çocukların iri ve uzun boylu olmalarının sağlıklı oldukları anlamına gelmediğini belirtip, çocuk gelişiminde önemli olanın doğduğu zamanki persantil gelişimi olduğunu söyledi. Sivas Medicana Hastanesi uzman doktorlarından Funda Emren Yakar, çocukların gelişiminde önemli bir kriter olan persantil tablosuna değinerek, “Persantil değerleri bebeğimiz doğduğundan itibaren ölçülen değerlerdir. Persantil değerleri doğumdan 18 yaşına kadar çocuğumuzun gelişiminin boy ve kilosunun olması gereken düzeyde olup olmadığını gösterir ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından oluşturulan çizelgelerdir. Bu değerleri büyüme eğrisi olarak da ifade edebiliriz. Çocuklarda persantil eğrileri ırklara ve cinsiyetlere göre değerlendirilir. Aynı ırk ve cinsiyete sahip yüz tane çocuk belirlenir. Persantil takibini yaptığımız zamanda, çocuğumuzun doğduğu zamandaki değerleri bizim için yol göstericidir” dedi. “Çocuklardan eşit uzunluklarda olmaları beklenemez” Yakar, çocukların eşit irilikte ve uzunlukta olmalarının beklenemeyeceğini ifade edip, “Yetişkinlerde de her aynı yaş grubunda olan insanları boyları ve kilo değerleri aynı değillerdir. Çocuklarda da bu değerlerin aynı olması beklenemez, çocukların gelişimleri kendilerine özeldir. Halk arasında iri olan ve boyu uzun olan çocuklar sağlıklıdır algısı çok yaygın. Anne, babaları ve çevresindeki aile büyükleri tarafından çocuklara bu durumu sürekli dillendiriliyor ancak bu durum yanlış. Sağlıklı olan çocuk iri ve uzun olan çocuk değildir. Sağlıklı olan çocuk doğduğu zamanki persantil ile gelişimini tamamlayan çocuktur” şeklinde konuştu.
Ömer Erdoğan’dan, Aaron Boupendza açıklaması!
10 Ocak 2025 Cuma - 16:22 Ömer Erdoğan’dan, Aaron Boupendza açıklaması! Sivasspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan, uygun şartlar oluşması halinde Romanya Süper Ligi takımlarından Rapid Bükreş’te forma giyen golcü futbolcu Aaron Boupendza’yı kadrosuna görmek istediğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 19. haftasında sahasında Corendon Alanyaspor ile karşılaşacak olan Sivasspor bu maçın hazırlıklarını Vali Lütfullah Bilgin Sivasspor Tesisleri’nde, Teknik Direktör Ömer Erdoğan yönetiminde gerçekleştirdi. Koşu ile başlayan antrenman, ısınma çalışmaları ile devam etti. Daha sonra 5’e 2 top kapma çalışması yapan kırmızı-beyazlılar, yarım sahada çift kale maçla idmanını tamamladı. Sivasspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan, antrenman öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Parolamız 3 puan" Corendon Alanyaspor ile oynayacakları maçı değerlendirerek sözlerine başlayan Erdoğan, “Önemli bir maç, ilk devrenin son maçı. Şu an bulunduğumuz noktada da direkt rakibimizle oynuyoruz. Kendi sahamızda oynuyoruz, kesinlikle parolamız 3 puan. İyi bir futbolla, iyi bir mücadeleyle bu hafta 3 puanı alıp, biraz tehlikeli bölgeden uzaklaşmak ve önümüze çok daha özgüvenle bakmak istiyoruz. İlk çağrım taraftarlarımıza olsun. Onlardan rica ediyorum, bu hafta inşallah pazar günü saat 13.30’da burada rakibimize çok iyi bir deplasman havası yaşatırlar. Çünkü onlar sayısal olarak ne zaman bizim yanımızda olurlarsa biz daha güçlü oluyoruz, daha iyi mücadele ediyoruz. Onları da davet ediyoruz maça. İnşallah güzel bir pazar gününü onlara da armağan ederiz. Şu an takımın havası gayet iyi. Oyuncular da bu maçın ciddiyetini biliyorlar. Ona göre hazırlıklarımızı yapıyoruz. 3 puanla bu ilk devreyi kapatmak istiyoruz” dedi. “Bazı temaslarımız devam ediyor” Tecrübeli teknik adam, transfer çalışmalarına ilişkin yöneltilen soruya da, “Açıkçası şu an tamamen lig maçına odaklandık. Ama bir gerçek var, aynı zamanda da tabii ki takımımızı güçlendirmek için arayışlarımıza devam ediyoruz. Bazı temaslarımız, bazı görüşmelerimiz, yönetim ve sportif direktörümüz tarafından devam ediyor. İnşallah en yakın zamanda sonuçlanır. Bugüne kadar o arayışlarımızı yoğun bir şekilde ekibimle beraber devam ettirdik ama şimdi hem maçı hem rakibi analiz ederken hem de kendi oyuncularımızı hangi şekilde en iyi yerde, nasıl değerlendiririz, bu maçı nasıl rahat bir şekilde iyi oyunla kazanırız, onun düşüncelerine sahibiz. Haftaya da transfer dönemi açılınca oraya yoğunlaşır, bir an önce bize yardımcı olacak oyuncuları aramıza katarı” cevabını verdi. “Aaron Boupendza ile çok farklı bir ilişkim var” Bonservisi Fenerbahçe’de bulunan ve Eyüpspor’da kiralık olarak top koşturan Emre Mor ile Romanya Süper Ligi takımlarından Rapid Bükreş’te forma giyen Aaron Boupendza’nın adının Sivasspor ile anıldığının hatırlatılması üzerine Ömer Erdoğan, şunları dile getirdi: “Emre Mor’la ilgili herhangi bir girişimimiz olmadı. Basında çıkan bir haber ama zaten Fenerbahçe’den Eyüpspor’a kiralandı, Eyüpspor’da da devam edeceği haberleri geldi. Aaron Boupendza ile ilgili de bir girişim olmadı. Ben yakın zamanda Romanya’ya gitmiştim maç izlemeye. Orada da görüştük. Tabii benim Aaron ile çok farklı bir ilişkim var. Çünkü biz onu Türkiye’ye getirdiğimizde istatistiği daha önce oynadığı kulüplerde çok aynı performansı sergilememişti. Biz de inanılmaz bir çıkış yakaladı. Özellikle benim oynattığım oyuna çok uygun bir oyuncuydu. Eğer öyle bir imkan olursa oyuncunun şartları, kulübün şartları uyarsa tabii ki aramızda görmek isteriz.”
Türkiye ’siber kıyamet’ gününe hazırlanıyor
10 Ocak 2025 Cuma - 11:15 Türkiye ’siber kıyamet’ gününe hazırlanıyor Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sefer Darıcı, yeni kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı’nın şifreleme mekanizmalarının kuantum bilgisayarlarla çözüldüğü bir kıyamet senaryosu olan ‘Q Günü’ için hazırlık niteliğinde olduğunu belirterek, "Siber güvenlik, bizim en önemli problemlerinizden bir tanesi haline gelebilir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan 117’nci Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre siber güvenliğin sağlanması amacıyla politika, strateji ve hedefleri belirleyecek, siber güvenlik alanında bilinçlendirme yapacak ve siber güvenlik ekosistemi ile yerli ve milli ürün ve teknolojilerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapacak olan Siber Güvenlik Başkanlığı kuruldu. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, Siber Güvenlik Başkanlığı hakkında açıklamalarda bulundu. “En önemli problemimiz haline gelebilir” Doç. Dr. Sefer Darıcı, siber güvenliğin ülkeler için en önemli problemlerden biri haline gelebileceğini ifade ederek, ”Türkiye’de farklı kurumlar siber güvenlik noktasında iyi bir geçmişe sahip. Bununla ilgili farklı kurumlar kendi bünyelerinde farklı çalışmalar yapıyorlardı ve buna ilişkin hem önlemler hem de geleceğe ilişkin senaryolar düzeyinde çalışmalar yürütüyorlardı. Ancak bunun tek bir noktadan ve koordineli bir şekilde hareket edecek olması önem taşıyor. Çünkü ilerleyen süreçte özellikle kuantum bilgisayarların kullanılmasıyla birlikte ‘Q Günü’ olarak nitelendirdiğimiz durumun tüm ülkeler için kaosun söz konusu olabileceği ve tüm devlet şifrelerinin kullanmış olduğu sistemlerin ve şifreleme mekanizmalarının kuantum bilgisayarlarla çözüldüğü bir kıyamet senaryosu da akademisyenler tarafından konuşuluyor. Siber güvenlik bizim en önemli problemlerimizden bir tanesi haline gelebilir” dedi. ‘Q Günü’ gibi yani kuantum bilgisayarlar sayesinde siber saldırıların söz konusu olduğu bir güne hazırlık yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Darıcı, ”Geçmişte de birçok olayda siber güvenliğin aslında nasıl önemli olduğunu görmüş olduk. Örnek verecek olursak uçaklar havalanmadı ve çeşitli güvenlik noktalarında bu problemler yaşandı. İlerleyen süreçte özellikle bütün iş ve işlemlerimizi dijital üzerinden hallettiğimiz, bütün kamusal işlemlerin birçoğunun dijital üzerinden yürütüldüğü bir yapı içerisinde bulunuyoruz. ‘Q Günü’ gibi yani kuantum bilgisayarlar sayesinde çeşitli şifreleme mekanizmalarının çözülmesi ve siber saldırıların söz konusu olduğu bir güne hazırlık yapılması gerekiyor. Ayrıca Türkiye’de en önemli eksikliklerden bir tanesi kamusal düzeyde siber güvenliğin ne olduğu, ne olması gerektiği ve neler yapılması gerektiğinin bilinmesi gerekiyor. Her bir birimin ve her bir kamu kuruluşunun buna ilişkin önlemlerin neler olabileceğine yönelik bir bilgi ve anlayış geliştirmesi gerekiyor. Bu konular, savaş durumlarını içinde bulundurduğundan dolayı coğrafyamız için de çok fazla önem arz ediyor. Bu tarzdaki durumlarda bizim siber güvenliğimiz ayrı bir öneme sahip” diye konuştu. “Uyulması gereken hususlar var” Doç. Dr. Darıcı, Siber Güvenlik Daire Başkanlığı’nın gerekli önlemleri alacağını düşündüğünü söyleyerek, ”Dijital personelin konumunun tespit edilmesinden tutun çok farklı durumlara kadar siber güvenlik mekanizmaları, bunun içerisinde istihbarat bilgileriyle de ilgili kullanılabiliyor. Bu tarzdaki durumlara yönelik olarak Siber Güvenlik Daire Başkanlığı’nın gerekli önlemleri alacağını düşünüyorum. Çünkü bütün kamunun siber güvenlik açısından uyması gereken hususlar çok önemli. Özellikle bazı kurumların özel olarak çok daha farklı önlemler alması gerekiyor. Emniyet teşkilatı, jandarma teşkilatı, istihbarat personeli ve TUSAŞ gibi noktalarda çalışan personelin kişisel verileri ve diğer kurumlarla ilgili yapmış oldukları çalışmalarda verilerin saklanması ve saklandıkları yerlere de erişilememesi en önemli noktalarımızdan bir tanesidir. Yani yıllarca bir proje için çalışıp, geliştiriyorsunuz. Bu proje verilerinin siber güvenlik mekanizmanızdaki bir eksiklikten dolayı çalındığını veya bilgi istihbaratı olarak bunların kaybolduğunu düşündüğünüzde çok büyük güvenlik açığı ortaya çıkacaktır” şeklinde konuştu.
Sivas’ta eğitim değerlendirme toplantısı yapıldı
09 Ocak 2025 Perşembe - 17:09 Sivas’ta eğitim değerlendirme toplantısı yapıldı Sivas’ta “İl Geneli Eğitim Değerlendirme ve Bilgilendirme Toplantısı” gerçekleştirildi. İl Millî Eğitim Müdürü Necati Yener başkanlığında online olarak gerçekleştirilen toplantıya, ilçe millî eğitim müdürleri, birim amirleri ve il genelindeki okulların müdürleri katıldı. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, Millî Eğitim Bakanlığınca hayata geçirilen proje/çalışmalar ve Sivas Valiliği himayesinde Millî Eğitim Müdürlüğünce hayata geçirilen HEDEF ve MİRAS Projeleri kapsamında yürütülen çalışmaların değerlendirildiği toplantıda, Personel Bilgi ve Öğretmen Ders Yükü Modülü’nün de tanıtımı yapıldı. Toplantıda konuşan Yener, millî ve manevi değerlerine bağlı, donanımlı, bilge nesiller yetiştirme mefkûresi ile hayata geçirilen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline değindi. Beceri temelli bir anlayışla oluşturulan öğretim programlarının etkin ve eksiksiz bir şekilde uygulanmasının önemine dikkat çeken Yener, "Öğrencilerimizin akademik başarılarını artırmanın yanı sıra, çok yönlü gelişimlerini desteklemeli, millî ve manevi değerlerine bağlı, teknolojiyi en iyi şekilde kullanan, tasarlayan, üreten, medeniyet kurucusu bilge nesiller olarak yetiştirmeliyiz. Ülkemizin yarınları olan, yarınlarına yön verecek olan çocuklarımızı en iyi şekil de yetiştirmenin yanı sıra, onlar için iyi birer rol model olma sorumluluğumuz da var. Biliyoruz ki çocuklarımız, sadece söylediklerimize değil, yaşantımıza ve yaptıklarımıza da bakıyor. Söylediklerimizin etkili olması için yaptıklarımızın da çok önemli olduğunu unutmamalı, çocuklarımızın gönlüne dokunmalı ve onların hayat rehberleri olmalıyız" dedi. Yener’in konuşmasının ardından birim amirleri, sorumluluk alanlarındaki konular hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Altunkaya: “Kudüs, Peygamberimizin bizlere emanetidir”
09 Ocak 2025 Perşembe - 17:09 Altunkaya: “Kudüs, Peygamberimizin bizlere emanetidir” Sivas İl Müftülüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde sürdürülen “Okul ve Cami Buluşmaları” Projesi kapsamında gençlerle buluşma etkinlikleri hız kesmeden devam ediyor. Sivas İl Müftüsü Ahmet Celalettin Altunkaya; Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde düzenlenen etkinlikler kapsamında Sivas Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileriyle bir araya gelerek “Üç Aylar ve Kudüs” konulu konferans verdi. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan etkinlikte, din görevlileri tarafından ilahi ve kasideler seslendirildi. Öğretmenlerin ve öğrencilerin üç aylarını tebrik eden Müftü Altunkaya, “Rahmet mevsiminin esintileriyle üzerimize doğan üç aylar, Recep ayının bereketi, Şaban ayının rahmeti ve Ramazan-ı Şerif’in mağfiretiyle hepimize kutlu olsun. Bu müstesna aylara bizleri ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. Üç aylar hepimiz için şimdiden mübarek olsun” dedi. İnsanlık tarihi ve İslam medeniyeti açısından büyük bir öneme sahip olan Kudüs hakkında öğrencilere bilgi veren Altunkaya, “Kudüs, insanlığın kadim şehridir; mübarek, mukaddes ve harem bir beldedir. İslam’ın ilk kıblesi olan bu kutsal şehir, tarihte pek çok peygambere ev sahipliği yapmıştır. Kudüs, sıradan bir toprak parçası değildir; taşında ve toprağında nice peygamberin aziz hatırası vardır. Kudüs ve Mescid-i Aksa, Peygamberimizin bizlere emanetidir. Kudüs sadece Filistinlilerin değil, tüm dünya Müslümanlarının gözbebeği ve insanlığın ortak değeridir” dedi.
STSO Ocak ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi
09 Ocak 2025 Perşembe - 16:06 STSO Ocak ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Osman Yıldırım Başkanlığında, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda 6. Bölge Teşvikleri konusu görüşüldü. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO), Ocak ayı Olağan Meclis Toplantısı, meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda 6. Bölge Teşviklerinin yanı sıra birçok konu görüşüldü. STSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mutlu Türkoğlu, yönetim kurulunun aylık faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Başkan Vekili Mutlu Türkoğlu, 6. Bölge Teşvikleri’nin süresinin uzatılmasıyla ilgili görüşmelerin devam ettiğini belirterek, “Kararın Cumhurbaşkanımız tarafından imzalanmasını ve yürürlüğe girmesini bekliyoruz” dedi. Başkan Zeki Özdemir’in bankalara yaptığı çağrıyı hatırlatan Türkoğlu, yeni destek paketlerinin açıklanacağını ifade etti. Nisan ayında Ankara’da gerçekleştirilecek olan Sivaslı Bürokratlar ve İş İnsanları Büyük Buluşması projesine de değinen Başkan Vekili Mutlu Türkoğlu, katılımın artırılması ve daha fazla Sivaslı bürokrat ile iş insanına ulaşılması amacıyla Oda ve Meclis Üyelerinin katkı sağlamalarını beklediklerini söyledi. Toplantı, dilek ve temenniler bölümünde söz alan meclis üyeleri, sektör ve gündeme dair görüşlerini paylaştı.