GÜNDEM - 01 Temmuz 2024 Pazartesi 14:26

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Dünyanın İslam’ın ve Kur’an’ın merhametine ihtiyacı var"

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Dünyanın İslam’ın ve Kur’an’ın merhametine ihtiyacı var"

Samsun’da "Yaz Kur’an Kursları" açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, dünyanın, İslam’ın ve Kur’an’ın merhametine ihtiyacı olduğunu söyledi.


Samsun’da, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla Yaz Kur’an Kursları açılış programı düzenlendi. Samsun Büyükşehir Belediyesi Atakum Sanat Merkezi’nde düzenlenen programda kurslarda öğrenim görecek öğrenciler Kur’an-ı Kerim tilaveti ve duaların yanı sıra çeşitli etkinlikler ve gösteriler gerçekleştirdiler. Açılışta konuşan Samsun İl Müftüsü Seyfullah Çakır ve Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sadide Akbulut, katılımcılara ve kursiyerlere başarılar diledi. Programın sonunda söz alan Prof. Dr. Erbaş, önemli açıklamalarda bulundu.



“Camisiz şehir kalpsiz bedene benzer”


İbadet yerlerinin sadece namaz kılınan bir yer olmadığını ve mektebe dönüştüğünü ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Şehirlerin aydınlanmasının yolu mescitlerden geçiyor, camilerden geçiyor. Camisiz şehir kalpsiz bedene benzer. Mescitsiz şehir, mahalle kalpsiz, yüreksiz bedene benzer. İşte onun için Allah Resulü Efendimizin ilk yaptığı şey, aydınlanmış bir şehir yani Medine yapmak için oraya bir cami kurdu, inşa etti. Mescid-i Nebevî diyoruz biz ona. Sadece namaz kılınıp da girilsin çıkılsın bir yer olmasın diye onu mektebe dönüştürdü, onu okula dönüştürdü. Tıpkı bizim gibi Allah Resulü Efendimizin varisleri olarak biz nasıl ülkemizde 90 bin camimizi ilmin, irfanın, bilginin, hikmetin öğrenildiği bir yer olarak değerlendirmeye çalışıyorsak, çalışırsak eğer gerçekten Peygamber Efendimizin yolunu takip etmiş sayılırız. 90 bin camimiz, yaz kurslarımızda her biri bir okul, her biri bir mektep, suffe oluyor. Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam, 23 sene boyunca bu vazifesini yaptı. Sonra Veda Hutbesi’nde ashabına çeşitli vasiyetlerde bulundu. Vasiyetlerden birisi şuydu: ‘Size 2 şey bıraktım, emanet ettim, bu 2 şeye sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız.’ Bunlardan birisi Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim, diğeri de Resulünün sünneti, peygamberinin yolu, peygamberinin hayatı, davranışları, yaşayış şekilleri. Biz buna ‘sünnet’ diyoruz” dedi.



“Dünyanın İslam’ın ve Kur’an’ın merhametine ihtiyacı var”


İsrail’in Filistin halkına yaptığı zulme de değinen Prof. Dr. Ali Erbaş, “Beşerin derdine dermandır ancak Kur’an, Kur’an’sız canavardan da beterdir insan. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy ne güzel söylemiş. Bakın dünyanın haline. Bakın Kur’an ahlakıyla ahlaklanmayan kendisini insan zanneden birilerinin oluşturduğu toplumlara işte görüyorsunuz işgalci, zalim, Siyonist topluluk nasıl bebekleri, çocukları, masumları, kadınları gözünü kırpmadan canavardan da beter bir şekilde nasıl öldürüyor? Nasıl bombalıyor görüyorsunuz değil mi? Dünyanın gözü önünde. Beşerin derdine dermandır ancak Kur’an. Kur’an’da ve Kur’an’dan ilhamla oluşan savaş hukukunda Müslüman’ın savaş hukukunda ne yazıyor? Askerler savaşmak zorunda kaldığında cepheye gittiğinde ‘Cephede sakın ha düşman tarafın kadınlarına dokunmayacaksın, çocuklarına dokunmayacaksın, masumlara dokunmayacaksın, mabetlere dokunmayacaksın, eli silahsız insanlara dokunmayacaksın, din adamlarına dokunmayacaksın’. Merhamete bakar mısınız? İslam medeniyeti merhamet medeniyetidir. Yeşile dokunmayacaksın. Hayvanlara dokunmayacaksın. O bölgenin hayvanlarına, yeşiline, ormanına, ağacına dokunmayacaksın. İslam hukukunun en önemli maddelerinden birisidir bu. İşte onun için dünyanın Kur’an’a ihtiyacı var. Onun için dünyanın İslam’ın merhametine ihtiyacı var. Kur’an’ın merhametine ihtiyacı var. Merhamet Peygamberi alemlere rahmet olarak gönderilen diye Kur’an’da Rabb’imizin tanımladığı Peygamber Efendimizin merhametine ihtiyacı var dünyanın. Bizim çocuklarımızın, bizim gençlerimizin, bizim toplumumuzun, İslam’ın merhamet medeniyetine ihtiyacı var. Derdimiz bu. Tasamız bu. Amacımız bu. Çocuklarımız böyle bir medeniyetin değerleriyle yetişsin. Hocalarımızın derdi bu. Ülkemizde 19 milyon sadece öğrenci, üniversite öncesinde var. 9 milyon öğrenci üniversitelerimizde var. 28 milyon bizim sadece öğrenci sayımız. Bunların adı Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma, Müslüman çocuklar. Müslüman çocukların Müslüman merhametiyle İslam medeniyetinin değerleriyle yetişmesi lazım” diye konuştu.



Vali Tavlı: "7 hafta sürecek kursta, çocuklarımıza başarılar diliyoruz"


Programda konuşan Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Örgün eğitim süreci içerisinde din kültürü ve ahlak bilgisi dersleriyle genel bir dini anlayış kazanan evlatlarımız, Kur’an kursları vasıtasıyla İslam’ın temel inanç prensipleri, dini ibadetler ve ahlak anlayışı hakkında bilgi sahibi olma, dua ve sureleri ezberleme, Peygamber Efendimizi tanıma, onun örnek hayatını öğrenerek davranış modelleri çıkarma, Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okumayı öğrenme ve mealiyle birlikte okuma alışkanlığı kazanma imkanı da elde etmektedirler. Bugün başlayan Yaz Kur’an Kurslarına katılan çocuklarımız da inşallah yüce Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’in yanı sıra İslam’ın inanç, ibadet ve ahlak esaslarını öğrenerek manevi hayatlarda yön vereceklerdir. Cami merkezli bir kaynaşma ortamında çocuklarımızın yeni dostluklar ve arkadaşlıklar kurmasına da vesile olan Yaz Kur’an Kursları evlatlarımızı manevi güzelliklerle buluşturmanın yanında vatan ve millet sevgisi gibi milli değerleri benimsemelerine de katkı sağlamaktadır. Bu bilinçle evlatlarını sağlıklı bir dinin eğitimi için kurslara gönderen ailelerimizi tebrik ediyor, 7 haftalık süreçte çocuklarımızın bu kurslarımızdan en güzel şekilde istifade edebilmesi için gayret gösterecek olan personelimize de şimdiden şükranlarımı, teşekkürlerimi, başarı dileklerimi ifade ediyorum” şeklinde konuştu.


Kursların açılışına ayrıca AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nihat Soğuk, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, İl Milli Eğitim Müdürü Murat Ağar, kursiyerler, öğretmenler, din görevlileri ve aileler katıldı.



Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Dünyanın İslam’ın ve Kur’an’ın merhametine ihtiyacı var"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kira artışında yeni döneme dikkat Gayrimenkul Uzmanı Şule Alp Duman, kira artış oranlarındaki yüzde 25 artış sınırının 1 Temmuz itibarıyla ortadan kalkmasının ardından oluşabilecek yanlışlar konusunda uyarılarda bulundu. Kira artış ile ilgili yeni dönemi değerlendiren Gayrimenkul Uzmanı Şule Alp Duman, “Kira artış oranında yüzde 25’lik sınır, 1 Temmuz itibarıyla ortadan kalktı. Yeni kira oranı ev ve işyerlerinde yüzde 65.07 oldu. Yeni dönemde özellikle kiracılar ile ev sahipleri arasında bazı anlaşmazlıklar meydana gelebilir. Temmuz ayı öncesinde yeni kira artışı yapan ev sahipleri, bir sene bu artışa uymak zorundalar. Yeniden aradaki fark kiracıdan talep edilemez. Ev veya dükkan sahipleri bu orandan daha fazla zam yapamayacaklar. Özellikle kiracıların bu konuda duyarlı olmaları gerekiyor. yaz aylarına girdiğimizde öğrenciler ve tayin bekleyen memurların gittikleri şehirlerde kiralama yaparken bu hususlar doğrultusunda sözleşme yapmaları önem arz ediyor” dedi. “Sözleşmesi bitmeyen kiracılar artışa karşı çıkabilir” Kiracılar da uyarılarda bulunan Duman, şunları söyledi; “Yeni dönem ile birlikte ev sahipleri sözleşme bitmemesine rağmen zam talebinde bulunabilir. Ancak bu yasal değildir. Kiracıların buna mutlaka karşı çıkmaları ve sözleşme bitiminden sonra yeni zam uygulanması gerektiğini ev sahiplerine bildirmeleri gerekiyor.” “Düşük kalan kiralar dengelenecektir” Ev sahiplerinin yeni dönemde beklentilerinin karşılanacağına dikkat çeken Duman, “Öte yandan yüzde 25’lik zam dilimi nedeniyle bölgelere göre çok düşük fiyatlarda kalan kiralık evler ise yeni dönemde yüzde 60’lık artışla dengelenecektir. Mağdur olan ev sahiplerinin bu sayede sorunları çözüme kavuşacaktır. Yeni geçilen dönemle birlikte bölgelerdeki fiyatlar arasındaki fark azalacaktır” diye konuştu.
Mardin "Yangınlar milli ekonomiyi ve sofrayı fazla etkilemeyecek" Mardin’de bu sene yağışların yüksek olmasının buğdayda verimi arttırdığı, bu sebeple yangınların etkisinin az olduğu ifade edildi. Türkiye’nin önemli tahıl üretim şehirlerinden bir olan Mardin’de hasat süreci büyük oranda tamamlandı. Mardin Zahireciler ve Hububatçılar Derneği Başkanı Mehmet Şerif Öter, 20 bin dönüm üzerinde ekili buğdayın yandığını belirterek, son yıllarda anız yakmada artış yaşandığını söyledi. Bu sene Mardin’de buğday tarlaları, anız yangınları ve yangın oranlarının geçen seneye oranla kat kat artmış durumda olduğunu aktaran Öter, "Son zamanlarda ülke gündeminde de konuşulduğu gibi Mazıdağı ve Çınar bölgesinde çıkan yangında 15 vatandaşımız hayatını kaybetti ve 70’e yakın yaralanma oldu. Buğday tarlaları yandı. Bu yangınlar hem cana hem mala hem milli ekonomiye hem de hayvanlara zarar verdi. Yangınların nedeni henüz tam belirlenmedi. Bir kısmı elektrikten kaynaklı bir kısmı da anız yangını sonucu çıktı diyor. Elektrik de olsa bu bir ihmaldir ama eğer anızdan kaynaklıysa da bu fecidir, vahşettir ve bunların artık olmaması gerekiyor. Anızların bilerek yakılması acımasızlıktır, canavarca bir eylemdir. Yakılan tarlanın içerisinde canlılar vardır. Toprağın mikroorganizmasında karşı zarar veriliyor. Küçük menfaatler için hem canlar yanıyor hem de milli ekonomi ve milli sermayemiz olan toprağa da zarar vermiş oluyoruz. Buradan herkese dikkatli olması çağrısında bulunuyorum. Bu sene Mardin’de 20 bin dönümün üzerinde buğday ekili alan yandı" dedi. "Buradan devlet yetkililerimize çağrıda bulunmak istiyorum. Gerekli tedbirler artırılsın ve cezai müeyyidelerinin de caydırıcı hale getirilecek şekilde uygulamalar getirilsin" diyen Öter, "Bu sene çok iyi verim vardı. Buğdayı yanan çiftçi zarar gördü. Genel olarak bu zararın milli ekonomiye ve soframıza yansımasını görmeyeceğiz. Yerelde yanan lokaldeki buğday sahipleri zarar gördü. Ama genel olarak bir zarar söz konusu değil" ifadelerine yer verdi.
İstanbul Petrol Ofisi Grubu 2023’te tüm denizcilik pazarında yüzde 34,2’lik paya ulaştı EPDK Petrol Piyasası 2023 Yılı Sektör Raporu’na göre Petrol Ofisi Grubu, PO/Marine markası ile transit pazarda yüzde 32,5, yurt içi denizcilik yakıtları pazarında yüzde 42 ve tüm denizcilik pazarında yüzde 34,2 pay oranı ile 2023’ü tamamladı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Petrol Piyasası 2023 Yılı Sektör Raporu’nu yayımladı. Raporda yer alan verilere göre Petrol Ofisi Grubu’nun PO/Marine markası, yaklaşık 915 bin toplam satış hacmi ile denizlerde bu yıl da birinci sırada aldı. PO/Marine transit pazarda yüzde 32,5, yurt içi denizcilik yakıtları pazarında yüzde 42 ve tüm denizcilik pazarında yüzde 34,2 pay oranı ile birinciliğini beşinci yıla taşıdı. Denizcilik sektöründe fark oluşturmaya devam ettiklerini söyleyen Petrol Ofisi Grubu Denizcilik Kıdemli Müdürü Aydın Yıldız, “Denizlik sektöründe beşinci kez liderliği elde edebilmemizin arkasında, sektördeki yenilikçi yaklaşımımız, yüksek kalite standartlarımız ve müşteri odaklı hizmet anlayışımız yatıyor. Türkiye’de denizcilik sektörüne transit, ÖTV’siz, gümrüklü yakıtlar, deniz yağları ikmal ve hizmetlerini bir arada sunabilen tek şirketiz. PO/Marine markamız ile her yıl iç pazarda 30 binden, transit pazarda 3 binden, madeni yağ pazarında 2 bin 500’den fazla gemiye, Türkiye dışında ise 60 ülkede akaryakıt ikmali yapabilen bir güce sahibiz. Uluslararası sularda bize biyoyakıt tedarik yetkinliği kazandıran ISCC sertifikamız sayesinde de denizcilik sektörüne daha sürdürülebilir, çevre dostu yakıt hizmeti de sağlayabiliyoruz. Bunun ilk örneğini de geçtiğimiz günlerde Singapur’da Vitol Bunkers iş ortağımızla gerçekleştirdik. Denizcilik ekonomisindeki konumumuzu güçlendiren yerel ve küresel tüm başarılarımızın bizi sektörün değişmeyen lideri haline getirmesinden gurur duyuyoruz. PO/Marine markamızı daha da ileriye taşımak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi. Türkiye’nin tüm limanlarından gemilere yakıt sağlamanın yanı sıra İstanbul Boğazı’nı transit geçiş için kullanan yerli ve yabancı gemilere yakıt ikmali yapan PO/Marine ürün çeşitliliği, lojistik kapasitesi ve piyasadaki etkinliği ile Akdeniz, Ege ve Karadeniz sahil şeridinde de önemli bir gemi yakıtı tedarikçisi konumunda bulunuyor.