Yerel Haberler
Rize
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan: "Türkiye’nin her yerini 1 Mayıs alanı olarak ilan ettik" 15 Nisan 2025 Salı - 14:58:22 Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Türkiye’nin farklı bölgelerinde, bölge toplantıları yaparak 1 Mayıs’ı bütün ülkede kutlamış olacağız" dedi. Rize’de bulunan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan basın mensupları ve sendika üyeleri ile bir araya geldi. Aslan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında bir hafta önceden etkinliklerin tüm Türkiye’de başlayacağını, son olarak 1 Mayıs günü Rize’de olacaklarını söyledi. Türkiye’nin her köşesini 1 Mayıs için kutlama alanı ilan ettiklerini dile getiren Aslan, "1 Mayıs etkinlikleri Rize’de yapılacak. Bu sene biz 1 Mayıs’ı bir haftalık etkinlik olarak planladık. Genel başkan yardımcıları ve genel başkan olarak Türkiye’nin farklı bölgelerinde, bölge toplantıları yaparak 1 Mayısı bütün ülkede kutlamış olacağız. Karadeniz bölgesindeki misafirlerimizi Rize’de, Doğu Anadolu bölgesindeki misafirlerimizi Van’da, İç Anadolu bölgesindeki misafirlerimizi Konya’da, Ege bölgesindeki misafirlerimizi Aydın’da misafir edeceğiz. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki misafirlerimizi Gaziantep’te buluşturacağız. Marmara bölgesinde ise Kocaeli’nde toplanacağız ve en son 1 Mayıs’ta Rize’de olacağız. Türkiye’nin her yerini 1 Mayıs alanı olarak ilan ettik" dedi. Taksim’in kutlamalara kapalı olması nedeniyle açık alanlarda kutlamaların gerçekleşeceğini dile getiren Aslan, "1 Mayıs Birlik Mücadele Dayanışma gününü uzun yıllar ülkemizin meydanına hapsetmek isteyen ideolojik yaklaşımları artık büyük ölçüde ortadan kaldırdık. Türkiye’nin her alanının Taksim Meydanı olduğunu düşünüyoruz. Taksim meydanının işçi hareketinin tarihinde önemli bir kırılma noktası olduğunu biliyoruz. Bütün alanların 1 Mayıs alanı olarak değerlendirerek sorunlarımızı yüksek sesle ifade edebileceğimiz, çalışanların bir araya geldiği ve bu sorunlarımızın, taleplerimizin, eleştirilerimizi ifade edebileceğimiz alanlara ihtiyacımız var. Maalesef uzun süre Türkiye’deki bir grup ideolojik saplantılarla 1 Mayıs’a bir ideolojik kılıf giydirerek sadece belirli bir kesime aitmiş gibi uzun yıllar bunu gündemde tutmaları bizim işimizi de zorlaştırıyor. Hak-İş olarak 1 Mayıs’ı Taksim meydanlarında da kutladığımız yıllar oldu. 2009, 2005 yılında benzer şekilde Hak-İş olarak 1 Mayıs görüşlerimizi ifade ettik. Taksim’in kutlamalara kapatıldığı için bizler açık alanlarda, meydanlarda 1 Mayıs etkinliklerimizi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda Hak-İş olarak 1 Mayıs etkinliklerimizi işçilerin katılımıyla Türkiye’nin değişik illerinde güçlü, birlik ve dayanışma içerisinde gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı. 1 Mayıs’ın ideolojik yaklaşımdan öte birlik ve beraberlik içerisinde gerçekleştirdiklerini hatırlatan Aslan, "Hak-İş’in 1 Mayıs etkinliklerin özelliği kamu mallarına zarar vermeden, demokratik tepkimizi özgür bir şekilde meydanlarda seslendirmektir. Bunu yaparken kavga ve ideolojik bir yaklaşımın ötesinde birlik dayanışma ve mücadelemizi öne çıkaracak kardeşliğimizi pekiştirecektir. İstiklal Marşı’yla, mehter marşıyla Kuran-ı Kerim’le Türkiye’ye yakışan 1 Mayıs Birlik Mücadele Dayanışma etkinliklerini gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Uzun yıllar 1 Mayıs deyince kargaşa, TOMA’ların, gazların, copların öne çıktığı ve başta İstanbul olmak üzere birçok şehrimizin yaşanılmaz hale geldiği yılları çok yaşadık. 1 Mayıs Birlik Mücadele Dayanışma günümüz âdete kutlanamaz noktaya gelmişti. Bazı çevreler ısrarla Taksim’de olacağız gayretiyle her seferinde bir tartışma ortaya koymuştur. Biz Hak-İş olarak bu anlayışın yanlış olduğundan yola çıkarak Türkiye’nin her yerinde kutlamalara başladık" dedi. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) bünyesinde çalışan mevsimlik işçiler konusuna da değinen Alsan, "Geçici mevsimlik işçilerin sorunu büyük ölçüde çözüldü ancak ÇAYKUR’daki sorunumuzu çözemedik. Bu konuyla ilgili konfederasyonumuzla birlikte çalışıyoruz. Sendika ve konfederasyonumuz sürecin başından itibaren burada yetki alıp toplu sözleşme yapmaya başladığımız andan itibaren bu konu bizim için birinci gündem maddesidir. Bu 1 Mayıs’ta da tekrar güçlü bir şekilde kamuoyuyla ve Rize’yle paylaşacağız" ifadelerini kullandı. "Emeğiyle geçinenlerin üzerine fatura edilmiş bir gelir vergi sistemi var" Türkiye’deki vergi sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine değinen Aslan sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye’de ne yazık ki çok kazanan az vergi veriyor, az kazanan çok vergi veriyor. Sistem maalesef bunu gerektiriyor. Bu sistemin değişmesi gerekiyor. Çok kazanan çok vergi vermeli, az kazanan az vergi vermeli. İkincisi vergi düzenlemesinde çalışanlarımızın ailevi yükümlüklerine göre vergi oranlarının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dünyadaki uygulamalara baktığınız zaman pek çok demokratik ülkede bir işçi bekar ise ya da evliyse çocuk sayısına göre bütün bunlar göz önüne alınarak vergiden kolaylık sağlanıyor. Bizim ülkemizde ise işe yeni girmiş bekar bir işçiyle otuz yıllık hizmeti olan beş çocuk sahibi bir işçi arasında vergi konusunda hiçbir farklılık yok. Bunun hakkaniyeti yoktur, bunun mutlaka vergi sistemimize dahil edilmesi gereklidir. Pek çok kendi hesabına çalışan işverenler ve şirketler, kuruluşlar harcamalarını vergiden düşüyorlar. Bizim çalışanlarımız için ne yazık ki vergi iadesi de kalktığı için bugün hiçbir temel tüketim harcamalarımızı vergiden düşemiyoruz. Halbuki işverenlerimize bu imkan sağlanıyor, en lüks otomobile biniyor, aldığı otomobili krediyle alındığı için vergi ödemiyor. Aracının mazotunu da vergiden düşüyor, dolayısıyla bedava bir hayat. Vergi konusunda hepsini emeğiyle geçinenlerin üzerine fatura edilmiş bir gelir vergi sistemi var. 2023 rakamlarında toplanan vergilerin yüzde 65’i dolaylı vergiler. Dolaylı vergileri kim ödüyor? Yine bizler ödüyoruz, kdv, ötv vs. Normal bizim gibi vergi ödeyenlerin toplam oranı yüzde 30 küsur, servetten vergi ise sadece yüzde 2" şeklinde konuştu.
15 Nisan 2025 Salı - 09:09 Tarihi karakterleri sınıfta öğrencileriyle buluşturuyor Rize’de Tarih Öğretmeni Ender Okur derste anlatacağı Türk büyüğünün kılığına girerek çocuklara akıllarda kalıcı eğitim sağlıyor. Rize’nin Çayeli ilçesinde eğitim veren Ahmet Hamdi Nurzan İshakoğlu Anadolu Lisesi’nde Tarih Öğretmeni olarak görev yapan Ender Okur, anlattığı bilgilerin öğrencilerin aklında daha kalıcı bir yer alması için farklı bir metot geliştirdi. Okur, üzerine giydiği kıyafetler ile o gün anlatacağı tarihi karakterin kılığına bürünerek öğrencilerin karşısına öyle çıkıyor. Öğretmenlerinin derse o şekilde girdiğini gören öğrenciler hem şaşırıyor hem de dersi daha bir dikkatli dinliyor. Geliştirdikleri yöntem ile öğrencilerin derslere katılımının daha da arttığını fark ettiklerini dile getiren Okur "Milli Eğitim Bakanlığının yeni yürürlüğe koyduğu Türkiye yüzyılı maarif modeli çerçevesinde gençlerimizin kalıcı öğrenmesini sağlamak amacıyla böyle bir proje başlattık. Projemizde Sultan II AbdülhamiD, Metehan’dan Mustafa Kemal Atatürk’e kadar birçok Türk büyüğümüzün kostümü var. Konu sırası geldiğinde bu kostümlerle anlatım yapıyoruz. Öğrencilerin derse katılım ilgisi çok büyük arttı, hatta öğrencilerden hayat boyu unutmayacaklarına dair geri dönüşler aldık. Öğrenciler ve benim için özel dersler bunlar hiç unutulmayacak anı kalacak bizlere. Bir sonraki derste Sultan Alparslan derse gelip anlatım yapacak" dedi.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan: "Türkiye’nin her yerini 1 Mayıs alanı olarak ilan ettik"
15 Nisan 2025 Salı - 14:58 Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan: "Türkiye’nin her yerini 1 Mayıs alanı olarak ilan ettik" Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Türkiye’nin farklı bölgelerinde, bölge toplantıları yaparak 1 Mayıs’ı bütün ülkede kutlamış olacağız" dedi. Rize’de bulunan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan basın mensupları ve sendika üyeleri ile bir araya geldi. Aslan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında bir hafta önceden etkinliklerin tüm Türkiye’de başlayacağını, son olarak 1 Mayıs günü Rize’de olacaklarını söyledi. Türkiye’nin her köşesini 1 Mayıs için kutlama alanı ilan ettiklerini dile getiren Aslan, "1 Mayıs etkinlikleri Rize’de yapılacak. Bu sene biz 1 Mayıs’ı bir haftalık etkinlik olarak planladık. Genel başkan yardımcıları ve genel başkan olarak Türkiye’nin farklı bölgelerinde, bölge toplantıları yaparak 1 Mayısı bütün ülkede kutlamış olacağız. Karadeniz bölgesindeki misafirlerimizi Rize’de, Doğu Anadolu bölgesindeki misafirlerimizi Van’da, İç Anadolu bölgesindeki misafirlerimizi Konya’da, Ege bölgesindeki misafirlerimizi Aydın’da misafir edeceğiz. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki misafirlerimizi Gaziantep’te buluşturacağız. Marmara bölgesinde ise Kocaeli’nde toplanacağız ve en son 1 Mayıs’ta Rize’de olacağız. Türkiye’nin her yerini 1 Mayıs alanı olarak ilan ettik" dedi. Taksim’in kutlamalara kapalı olması nedeniyle açık alanlarda kutlamaların gerçekleşeceğini dile getiren Aslan, "1 Mayıs Birlik Mücadele Dayanışma gününü uzun yıllar ülkemizin meydanına hapsetmek isteyen ideolojik yaklaşımları artık büyük ölçüde ortadan kaldırdık. Türkiye’nin her alanının Taksim Meydanı olduğunu düşünüyoruz. Taksim meydanının işçi hareketinin tarihinde önemli bir kırılma noktası olduğunu biliyoruz. Bütün alanların 1 Mayıs alanı olarak değerlendirerek sorunlarımızı yüksek sesle ifade edebileceğimiz, çalışanların bir araya geldiği ve bu sorunlarımızın, taleplerimizin, eleştirilerimizi ifade edebileceğimiz alanlara ihtiyacımız var. Maalesef uzun süre Türkiye’deki bir grup ideolojik saplantılarla 1 Mayıs’a bir ideolojik kılıf giydirerek sadece belirli bir kesime aitmiş gibi uzun yıllar bunu gündemde tutmaları bizim işimizi de zorlaştırıyor. Hak-İş olarak 1 Mayıs’ı Taksim meydanlarında da kutladığımız yıllar oldu. 2009, 2005 yılında benzer şekilde Hak-İş olarak 1 Mayıs görüşlerimizi ifade ettik. Taksim’in kutlamalara kapatıldığı için bizler açık alanlarda, meydanlarda 1 Mayıs etkinliklerimizi gerçekleştirmemiz gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda Hak-İş olarak 1 Mayıs etkinliklerimizi işçilerin katılımıyla Türkiye’nin değişik illerinde güçlü, birlik ve dayanışma içerisinde gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı. 1 Mayıs’ın ideolojik yaklaşımdan öte birlik ve beraberlik içerisinde gerçekleştirdiklerini hatırlatan Aslan, "Hak-İş’in 1 Mayıs etkinliklerin özelliği kamu mallarına zarar vermeden, demokratik tepkimizi özgür bir şekilde meydanlarda seslendirmektir. Bunu yaparken kavga ve ideolojik bir yaklaşımın ötesinde birlik dayanışma ve mücadelemizi öne çıkaracak kardeşliğimizi pekiştirecektir. İstiklal Marşı’yla, mehter marşıyla Kuran-ı Kerim’le Türkiye’ye yakışan 1 Mayıs Birlik Mücadele Dayanışma etkinliklerini gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Uzun yıllar 1 Mayıs deyince kargaşa, TOMA’ların, gazların, copların öne çıktığı ve başta İstanbul olmak üzere birçok şehrimizin yaşanılmaz hale geldiği yılları çok yaşadık. 1 Mayıs Birlik Mücadele Dayanışma günümüz âdete kutlanamaz noktaya gelmişti. Bazı çevreler ısrarla Taksim’de olacağız gayretiyle her seferinde bir tartışma ortaya koymuştur. Biz Hak-İş olarak bu anlayışın yanlış olduğundan yola çıkarak Türkiye’nin her yerinde kutlamalara başladık" dedi. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) bünyesinde çalışan mevsimlik işçiler konusuna da değinen Alsan, "Geçici mevsimlik işçilerin sorunu büyük ölçüde çözüldü ancak ÇAYKUR’daki sorunumuzu çözemedik. Bu konuyla ilgili konfederasyonumuzla birlikte çalışıyoruz. Sendika ve konfederasyonumuz sürecin başından itibaren burada yetki alıp toplu sözleşme yapmaya başladığımız andan itibaren bu konu bizim için birinci gündem maddesidir. Bu 1 Mayıs’ta da tekrar güçlü bir şekilde kamuoyuyla ve Rize’yle paylaşacağız" ifadelerini kullandı. "Emeğiyle geçinenlerin üzerine fatura edilmiş bir gelir vergi sistemi var" Türkiye’deki vergi sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine değinen Aslan sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye’de ne yazık ki çok kazanan az vergi veriyor, az kazanan çok vergi veriyor. Sistem maalesef bunu gerektiriyor. Bu sistemin değişmesi gerekiyor. Çok kazanan çok vergi vermeli, az kazanan az vergi vermeli. İkincisi vergi düzenlemesinde çalışanlarımızın ailevi yükümlüklerine göre vergi oranlarının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dünyadaki uygulamalara baktığınız zaman pek çok demokratik ülkede bir işçi bekar ise ya da evliyse çocuk sayısına göre bütün bunlar göz önüne alınarak vergiden kolaylık sağlanıyor. Bizim ülkemizde ise işe yeni girmiş bekar bir işçiyle otuz yıllık hizmeti olan beş çocuk sahibi bir işçi arasında vergi konusunda hiçbir farklılık yok. Bunun hakkaniyeti yoktur, bunun mutlaka vergi sistemimize dahil edilmesi gereklidir. Pek çok kendi hesabına çalışan işverenler ve şirketler, kuruluşlar harcamalarını vergiden düşüyorlar. Bizim çalışanlarımız için ne yazık ki vergi iadesi de kalktığı için bugün hiçbir temel tüketim harcamalarımızı vergiden düşemiyoruz. Halbuki işverenlerimize bu imkan sağlanıyor, en lüks otomobile biniyor, aldığı otomobili krediyle alındığı için vergi ödemiyor. Aracının mazotunu da vergiden düşüyor, dolayısıyla bedava bir hayat. Vergi konusunda hepsini emeğiyle geçinenlerin üzerine fatura edilmiş bir gelir vergi sistemi var. 2023 rakamlarında toplanan vergilerin yüzde 65’i dolaylı vergiler. Dolaylı vergileri kim ödüyor? Yine bizler ödüyoruz, kdv, ötv vs. Normal bizim gibi vergi ödeyenlerin toplam oranı yüzde 30 küsur, servetten vergi ise sadece yüzde 2" şeklinde konuştu.
Tarihi karakterleri sınıfta öğrencileriyle buluşturuyor
15 Nisan 2025 Salı - 09:09 Tarihi karakterleri sınıfta öğrencileriyle buluşturuyor Rize’de Tarih Öğretmeni Ender Okur derste anlatacağı Türk büyüğünün kılığına girerek çocuklara akıllarda kalıcı eğitim sağlıyor. Rize’nin Çayeli ilçesinde eğitim veren Ahmet Hamdi Nurzan İshakoğlu Anadolu Lisesi’nde Tarih Öğretmeni olarak görev yapan Ender Okur, anlattığı bilgilerin öğrencilerin aklında daha kalıcı bir yer alması için farklı bir metot geliştirdi. Okur, üzerine giydiği kıyafetler ile o gün anlatacağı tarihi karakterin kılığına bürünerek öğrencilerin karşısına öyle çıkıyor. Öğretmenlerinin derse o şekilde girdiğini gören öğrenciler hem şaşırıyor hem de dersi daha bir dikkatli dinliyor. Geliştirdikleri yöntem ile öğrencilerin derslere katılımının daha da arttığını fark ettiklerini dile getiren Okur "Milli Eğitim Bakanlığının yeni yürürlüğe koyduğu Türkiye yüzyılı maarif modeli çerçevesinde gençlerimizin kalıcı öğrenmesini sağlamak amacıyla böyle bir proje başlattık. Projemizde Sultan II AbdülhamiD, Metehan’dan Mustafa Kemal Atatürk’e kadar birçok Türk büyüğümüzün kostümü var. Konu sırası geldiğinde bu kostümlerle anlatım yapıyoruz. Öğrencilerin derse katılım ilgisi çok büyük arttı, hatta öğrencilerden hayat boyu unutmayacaklarına dair geri dönüşler aldık. Öğrenciler ve benim için özel dersler bunlar hiç unutulmayacak anı kalacak bizlere. Bir sonraki derste Sultan Alparslan derse gelip anlatım yapacak" dedi.
Hazırlanışı uzun, tüketimi kısa süren lezzet: Etli karalahana sarması
12 Nisan 2025 Cumartesi - 08:52 Hazırlanışı uzun, tüketimi kısa süren lezzet: Etli karalahana sarması Rize’ye has coğrafi işaretli etli karalahana sarması yiyenlerin damağında unutulmaz bir tat bırakıyor. Rize’nin coğrafi işaretli ürünleri karalahana sarmasının da literatüre girmesi ile 17’ye yükseldi. 2024 yılında coğrafi işaret kazanması ile Rize mutfağının zenginliğini bir kez daha göstermesine sebep olan karalahana sarması, yerli halkın yanı sıra dışarıdan Rize’ye gelen vatandaşlar tarafından da oldukça fazla tüketiliyor. Deneyenin bir daha istemesiyle başlayan serüven tencerenin dibinde son buluyor. Yemesi zevkli ve keyifli olsa da etli karalahana sarmasının yapılış süreci yapanı biraz yoruyor. Dakikalar içinde tüketilen tencere, saatlerce süren hazırlıklar neticesinde sofraya kadar geliyor. Taze alınan karalahanalar ilk etapta su da kaynatılıyor. Bu esnada lahananın iç harcı hazırlanıyor. Sonrasında baharatı da eklenen iç harç kaynatılmış karalahana yaprakları ile sarılıyor. Bir tencerenin içerisine nizami olarak dizilen sarmalar pişirilmeye bırakılıyor. Son olarak piştikten sonra servis etmeye hazır olan sarmalar yanında yoğurt ve mısır ekmeği ile birlikte servis ediliyor. "Satır eti kullanarak yapardı büyüklerimiz" Zamana ayak uydurabilmek adına geçmiş dönemlerde yapılan etli sarmalara nazaran iç hamurunda biraz güncellemeler yapıldığını ancak bu güncellemeler yapılırken tadının değişmemesine de dikkat edildiğini ifade eden Necibe Oflu "Karalahanadan çeşitli yemekler yapılıyor bunlar çorba, haşlama, sarma ve karalahana vurmasıdır. Karalahana sarması eskiden sobaların üzerinde pişerdi. Artık ocaklarda bakır tencerelerde kolaylıkla pişirebiliyoruz. Kaburga kemiğinin üzerine dizerdik sarmaları, lezzet katardık. Fakat şimdilerde kaburga her damak tadına uygun olmadığı için kullanmıyoruz. Satır eti kullanarak yapardı büyüklerimiz, şimdi ise günümüze uyarlayıp yeni nesle hitap etmesi için kıyma kullanıyoruz. Zamana ayak uydurmak adına özünü değiştirmeden içinde bazı değişiklikler yaparak bu lezzeti tüm dünyaya tanıtıyoruz" dedi. "Kültürümüzü yaşatmaya devam ediyoruz" Rize dışından gelen vatandaşların merakla karalahana sarmasını denediğini ve sonrasında çok sevdiğini dile getiren Oflu "Kültürümüzü yaşatmaya devam ediyoruz. Elimizden geldiğince topluma güncel bir şekilde uyarlayıp yöresel lezzetlerimizi bıkmadan, usanmadan ayakta tutmaya çalışıyor ve herkese tanıtıyoruz. Gelen misafirlerimiz çok beğenerek bu lezzeti tüketiyor. Dışarıdan gelen misafirlerimiz özellikle bölgeye has yöresel bir yemek olduğu için merakla bu lezzeti deniyor. Karalahanayı büyüklerimiz ve orta yaş insanlarımız severek tüketiyor ama gençlerimiz hazır yemekleri daha fazla tercih ediyor. Hazır yemekler çok revaçta olduğu için bizim geleneksel lezzetlerimizi pek tercih etmiyor" ifadelerini kullandı.