ÇEVRE - 04 Nisan 2023 Salı 10:37

Depremzede leylek ailesi güvenli kubbeye taşındı

A
A
A
Depremzede leylek ailesi güvenli kubbeye taşındı

Osmaniye’de iki kez trafik kazası nedeni ile elektrik direklerindeki yuvası yok olan, bu kez de deprem de ağır hasar alan cami minaresi yıkılacağı için evsiz kalacak olan göçmen leyleğin yuvası kurtarıldı.

Osmaniye’de iki kez trafik kazası nedeni ile elektrik direklerindeki yuvası yok olan, bu kez de deprem de ağır hasar alan cami minaresi yıkılacağı için evsiz kalacak olan göçmen leyleğin yuvası kurtarıldı.


Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş’ta yaşanan depremler 50 binden fazla can kaybı ve on binlerce yapının hasar almasının yanı sıra çevreye de ciddi zarar verdi. Baharla birlikte göç eden leyleklerinde cami minarelerindeki yuvaları bazı noktalar da ya zarar gördü ya da zarar görmemesi için tedbirler alındı. Depremin vurduğu yerlerden Osmaniye’ye bağlı Sakarcalık Köyü Camii’nin minaresi de hasar aldı. Hasar gören minaredeki leyleğin yuvasının kurtarılması için yöre sakinleri çağrıda bulundu. İHA’nın haberi üzerine Doğa Koruma ve Killi Parklar Şubesi ile Osmaniye Belediyesi İtfaiye ekipleri mahallenin simgesi olan leyleğin yuvasını özenle depremde hasar almayan cami kubbesinin üzerine yerleştirdi.


Eşi de gelen leyleğin 36 yıldır bölgede olduğu iki kez direkte yaptığı yuvasının trafik kazası yaşanması nedeni yıkıldığı öğrenildi. Son yuvasının bulunduğu minarede depremde hasar almıştı. Minarenin yanında bulunan caminin kubbesinin üzerine hazırlanan özel platforma taşınan yuvayı kuran ekipleri mahalle halkı alkışlarla cep telefonuna kaydetti.


Köyün simgesi leylekler yeni evinde yaşamaya başladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Dijital bağımlılık sporcu performansını olumsuz yönde etkiliyor Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, yaptıkları bilimsel çalışmalar sonucunda, günde 3-4 saatten fazla dijital temasın sporcularda ciddi performans düşüklüğüne neden olduğunu belirtti. Dijital Yaşam Enstitüsü Başkanı, Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, farklı branşlarda 38 sporcu üzerinde yapılan bilimsel çalışmayla, günlük 3-4 saat dijital temasın sakatlıklara kadar götüren ciddi fiziki ve zihinsel performans düşüklüklerine neden olduğunu söyledi. Dikkat dağınıklığına neden oluyor Prof. Dr. Dilci, sporcularda müsabaka öncesi 72 saat içerisinde günlük 3-4 saat dijital temasın birçok yan etkisini tespit ettiklerini belirterek, “Bir grup sporcular üzerinde dijital yaşamın etkileri ve riskleri üzerine bir çalışma yaptık. Farklı spor branşlarından 38 sporcumuz üzerinde deneysel bir çalışma yaptık. Bir nevi çalışma grubu oluşturduk. Araştırmada dijital temasın spor performansı ve genel beceriler üzerindeki etkilerini sorguladık. Deney grubundaki sporcuların günlük üç saatten fazla dijital temas halinde olmaları ve 72 saat içerisinde eğer günlük 3-4 saat temas halindeyse olumsuz etkileri olabileceğini gözlemledik. Buna göre deney grubundaki sporcular, eğer günlük üç saatin üzerinde dijital nesneyle temas halinde ve dijital nesne onun yakınında bir yerdeyse, uyku uyuduğu yer gibi, yüzde 13’lük bir performans düşüşü gözlemledik. Yine düşünce kontrol becerisi olarak da kontrol becerilerinde yüzde 16’lık bir dikkat dağınıklığı ve odaklanma sorunu olduğunu gözlemledik” dedi. Kaslarda yüzde 28.2’lik bozulma Dilci, müsabaka öncesi 72 saat içerisinde günlük 3-4 saat dijital temasın kas koordinasyonunda yüzde 28,2’lik bir bozulmaya neden olduğunu ifade ederek, “Bu durum, sporcuların performans ve güçlerini olumsuz etkileyen bir tabloyu ortaya çıkardı. Ayrıca, sporcularda duygusal ve davranışsal anlamda ciddi olumsuzluklar gözlemledik. Bu sonuçlar, aşırı dijital cihaz kullanımının ve çoklu uyaranlara maruz kalmanın doğurduğu etkiler olarak karşımıza çıktı. Özellikle öfke ve kas sistemi üzerindeki stresin artmasıyla birlikte, sporcularda duygusal sorunlar ve dürtü kontrol bozuklukları görüldü” diye ekledi. Dikkat edilmesi gereken 90 santimetre Prof. Dr. Tuncay Dilci, aynı oda içinde 90 santimetreden daha yakın mesafede bulunan dijital cihazların beyin hormonlarına olumsuz etkiler yaptığını vurgulayarak, “Dünya genelinde yapılan çalışmalara baktığımızda, öncelikle melatonin hormonunun azalması ve uyku bozuklukları görülüyor. Eğer sporcular veya normal vatandaşlar, telefon, bilgisayar gibi cihazları yatak odasında veya 90 santimetreden daha yakın mesafede bulundururlarsa, melatonin üretiminin baskılandığı ve hücre yenilenme hızının yavaşladığı tespit edilmiştir. Özellikle mavi ışık etkisiyle melatonin üretimi azalmakta ve bu da uyku problemlerine yol açmaktadır. Uykusuzluk, ertesi gün dikkat dağınıklığı ve performans düşüklüğüne neden olabilmektedir. Hafıza sorunları, öğrenme güçlükleri, odaklanma problemleri ve üretkenlikte azalma da bu etkiler arasındadır” dedi. Karar vermede gecikmeye neden oluyor Dilci, dijital bağımlılığın sporcularda karar verme mekanizmalarını zayıflattığını, reaksiyon sürelerini uzattığını, yorgunluk ve anlamada güçlük oluşturduğunu da ifade ederek şunları söyledi: “SAR değeri, vücudun elektromanyetik dalgalara maruz kalma oranını gösterir. Uzun süreli dijital cihaz kullanımı sonucu, beyin hücrelerinde ısınma ve hücre zarar görme ihtimali artar. Bunun sonucunda baş ağrısı, migren ve çeşitli fonksiyonlarda azalma gözlenir. Sporcularda karar verme mekanizmalarının zayıfladığını, reaksiyon sürelerinin uzadığını ve yorgunluk ile anlama güçlüğü yaşadıklarını tespit ettik. Özellikle kısa sürede karar vermesi gereken sporcular, dijital temas sonucu bu süreçte zorlanmakta ve bazı aktivitelerinde ciddi olumsuz etkiler yaşamaktadır.”
Erzurum Atatürk Üniversitesi öğretim üyelerinin editörlüğünde hazırlanan kitap, springer yayınevi tarafından yayımlandı Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyelerinin editörlüğünü yaptığı ve iç sulardaki aquatic toksikoloji alanında yeni gelişmeleri ele alan önemli bir bilimsel çalışma, uluslararası arenada saygın bir yeri olan Springer Yayınevi tarafından yayınlandı. Prof. Dr. Muhammed Atamanalp, Prof. Dr. Gonca Alak, Doç. Dr. Arzu Uçar ve Doç. Dr. Veysel Parlak’ın editörlüğünü üstlendiği kitap, çoklu çevresel kirlilik etkenlerinin detaylı bir şekilde irdelendiği güncel araştırmaları içeriyor. Kitap, çevresel kirleticiler sucul ekosistemler üzerindeki etkilerini bilimsel bir perspektifle ele alırken, su ürünleri sektöründe faaliyet gösteren bilim insanlarına, çevre mühendislerine ve ekoloji alanında araştırma yapanlara önemli katkılar sunmayı hedefliyor. Aquatic toksikoloji konusundaki son gelişmeleri kapsayan bu kapsamlı çalışma, sucul çevrelerdeki kirleticilerin ekosistem ve canlılar üzerindeki olumsuz etkilerini çok boyutlu bir yaklaşımla değerlendiriyor. Uluslararası düzeyde önemli bir yayınevi olan Springer tarafından yayınlanan bu eser, sucul ekosistemlerdeki çevresel kirleticiler üzerine çalışan araştırmacılar için kritik bir başvuru kaynağı olarak kabul ediliyor. Kitap, su kaynakları yönetimi, çevresel sürdürülebilirlik ve toksikoloji alanında çalışan bilim insanlarına ışık tutarken, küresel anlamda çevresel kirleticiler sucul yaşam üzerindeki etkilerini anlamak ve çözüm üretmek için kapsamlı bir bilimsel kaynak sunuyor. Rektör Hacımüftüoğlu: “Yayımlanan Eserin Referans Bir Kaynak Olacağına İnanıyorum” Atatürk Üniversitesinin, gerçekleştirdiği bu tür prestijli çalışmalarla bilim dünyasına katkı sunmaya devam ettiğini belirten Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, üniversitenin bilimsel üretkenliği ve uluslararası alanda giderek güçlenen konumuna dikkat çekerek, bu kitabın bilim dünyasına ve çevre sağlığına sunacağı katkıların heyecan verici olduğunu belirtti. Hacımüftüoğlu: “Su ürünleri ve çevre sağlığı alanında böylesine kapsamlı bir çalışmanın üniversitemizden çıkmış olması hem bilim camiasında hem de çevresel sorunlara çözüm arayan kesimlerde büyük yankı bulacaktır. Bu değerli katkıları için öğretim üyelerimizi tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. Hacımüftüoğlu ayrıca bu tür çalışmaların Atatürk Üniversitesinin akademik anlamda uluslararası düzeydeki itibarını güçlendirdiğini ve üniversitenin çevre sorunlarına yönelik çözümler geliştirme misyonunu daha da pekiştirdiğini vurguladı. Kitabın, su ürünleri ve çevre bilimi alanında referans bir kaynak olacağını dile getirerek, editörler başta olmak üzere tüm katkı sağlayan öğretim üyelerine teşekkür etti.
Antalya Kaliforniya’da yaşadığını söyleyen alkollü sürücünün polisi sinirlendiren sorusu Kaliforniya’da yaşadığını söyleyen ve yaptığı kazanın ardından üflediği alkolmetrede 100 promilin üzerinde alkollü olduğu belirlenen araç sürücüsü, yazılan cezaların ardından “bu ülkenin kaç paraya ihtiyacı var?” şeklinde konuştu. Alkollü sürücünün söylemine kızan trafik polisi sürücüyü konuşmalarına dikkat etmesi konusunda uyardı. Olay Manavgat ilçesi Eski Hisar Mahallesi 9528 Sokakta yaşandı. Can Gözübüyük’ün kullandığı 07 LRM 23 plakalı aracın aynı istikamette gitmekte olan Zeynep Deretarla’nın kullandığı 07 AYD 165 plakalı otomobile arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralanan olmadı. Kazanın ardından olay yerine gelen Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekibi tarafından yapılan kontrolde 07 LRM 23 plakalı araç sürücüsü Can Gözübüyük’ün 100 promilin üzerinde alkollü olduğu belirlendi. Kaliforniya’da yaşadığını söyledi Kaliforniya’da yaşadığını söyleyen alkollü araç sürücüsü ile trafik polisi arasında ilginç diyaloglar yaşandı. Alkollü sürücünün Trafik Polislerine ortada hiç olmayan Kaliforniya ehliyetine el koyamayacaklarını söylemesiyle başlayan diyalog, sürücünün sürekli gülerek ‘ben elimden geldiğince size yardımcı oluyorum’ şeklinde sürerken, alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL, sürücü belgesini yanında bulundurmamaktan bin 506 TL ve sürücü belgesine 6 aylığına el konulduğunun, aracının da bağlanarak yediemin otoparkına çekileceğinin söylenmesi üzerine “bu ülkenin kaç paraya ihtiyacı var?” demesiyle ayrı bir boyut kazandı. Alkollü sürücünün söylemine kızan trafik polisi sürücüyü konuşmalarına dikkat etmesi konusunda uyardı. Alkollü sürücünün bir ara görüntü alan İHA Muhabirine dönerek “kameraya niye alıyorsunuz. Haber mi olduk yani” dediği gözlendi. Alkollü sürücü olay yerine çağrılan polis ekibi tarafından polis merkezine götürüleceğini öğrenince “ben bittim ya kelepçe de takacak mısınız?” diye sordu.