SPOR - 09 Ekim 2024 Çarşamba 10:59

Dünya şampiyonu ablasını örnek aldı, şimdilerde en ağır kiloları birlikte kaldırıyorlar

A
A
A
Dünya şampiyonu ablasını örnek aldı, şimdilerde en ağır kiloları birlikte kaldırıyorlar

Şampiyonalara birlikte hazırlanan milli halterci Cansu ve Aysu Bektaş kardeşler, en ağır kiloları birbirlerine destek olarak kaldırıyor. Cansu ve Aysu Bektaş kardeşler, 2028 Los Angeles Olimpiyatları’na katılarak altın madalya kazanmayı hedefliyor.


Milli halterci Cansu Bektaş (20) jimnastik branşıyla ilgilenirken beden eğitimi öğretmeninin tavsiyesi ile halter branşına yöneldi. Halterde kendi ağırlığının bazen iki bazen de üç katını kaldıran Cansu, birçok ulusal ve uluslararası başarı elde ederek altın madalyalar kazandı. Ablasının dünya şampiyonu olmasının ardından milli halterci Aysu Bektaş da (16) halter branşı ile ilgilenmeye başladı. Ablası ile şampiyonalara hazırlanan Aysu, daha önceleri aynı sıklette yarıştığı ablasını hem rakibi hem de örnek olarak aldı. Cansu ve Aysu kardeşler, ailelerinin abla kardeş birlikte olmalarından son derece memnun olduğunu ancak annelerinin müsabakalarını korkudan izleyemediği belirtti. Şimdiki hedefleri 1 ay sonra yapılacak olan Gençler Avrupa Halter Şampiyonası’nda altın madalya kazanmak olan milli halterci kardeşler, en iyi şekilde hazırlanıp 2028 Los Angeles Olimpiyatları’na katılmak istiyor.



"Türkiye üçüncüsü oldum, daha sonra o madalya bana çok tatlı geldi"


Halter ile tanışma hikayesini anlatan milli halterci Cansu Bektaş, "Daha öncesinde jimnastikle ilgileniyordum. Sürekli jimnastiğe gidiyordum. Daha sonra bir ameliyat geçirdim ve jimnastiğe bırakmak zorunda kaldım. Uzun bir süre tekrar jimnastiğe başlamak istedim. Spor lisesine gidiyordum ve artık branşımın olması lazımdı. Daha sonra salona gittim. Danışmaya sorduğumda antrenörüm beni karşıladı. Hocam ’bana işte gel jimnastiğe götüreceğim’ diyerek beni kandırdı. Hafta sonları jimnastiğe gidersin hafta içleri haltere gelirsin diye hocamla anlaşma yaptık. Haltere ilk başlarda hiç gitmek istemedim. Çünkü hiç kadın sporcu yoktu. Hocamın uzun süren ısrarlarına dayanamadım, haltere başladım. Düşüncem de ’olmazsa bırakırım’ şeklindeydi. Daha sonra antrenmanlara başladım, yapmaya devam ettim. İki ay sonra Türkiye Şampiyonası’na katıldım ve Türkiye üçüncüsü oldum. Daha sonra o madalya bana çok tatlı geldi. Hiç bırakamadım. Hep şampiyon oldum. İlk defa orada üçüncü oldum. Daha sonrasında hep kariyerimi şampiyonlukla tamamladım" dedi.



"Ben madalyalar kazandıkça kardeşim de heves etti"


Bir çok turnuvada altın madalya kazandığını belirten milli halterci Cansu Bektaş, kamplara giderken arkadaşı olmadığını söyledi. Daha sonraki yıllarda kardeşinin de haltere başlaması ile yalnız kalmadığını ifade eden Cansu Bektaş, "Öncelikle ben kamplara ilk girdiğimde Giresun’dan hiçbir kimse olmuyordu. Ben girdiğimde hiç kimse olmuyordu. Ben de kardeşimin halter sporu ile uğraşmasını çok istiyordum. Kardeşim hiç gelmek istemedi. Daha sonrasında ben dünya şampiyonu oldum ve ertesi günü kardeşim halter salonuna geldi. O da haltere başladı. Ben madalyalar kazandıkça kardeşim de heves etti. Dedi ki ’ben de şampiyon olacağım.’ Daha sonrasında kardeşim de Avrupa şampiyonu oldu, Avrupa ikincisi oldu. Hedefi de benim rekorumu kırmak. Bir maçta da Türkiye rekorumu kırdı. Kardeşim ile çok güzel bir ilişkimiz var" şeklinde konuştu.


Ailesinde annesinin ilk başlarda halter sporuna karşı olduğunu anlatan Cansu, "Öncelikle annem hiç istemedi. Hala daha diyor ki kızım kendinize eziyet ediyorsunuz. Annem madalyalar kazandıkça tabii ki mutlu oluyor ama benim hiçbir maçımı izleyemiyor. Çünkü bir maçımı izlediğinde benim ayağıma kilo düşmüştü, ondan sonra hep korktu, hiç izleyemedi. Ama babam da tam tersi. Yerinde duramıyor. Giresun’da bizim oturduğumuz bir yer var oradaki arkadaşlarına açtırıyor. Herkesle birlikte büyük heyecanla izliyor" diye konuştu.



"Ablam dünya şampiyonu oldu, ben de ertesi gün haltere başladım"


Halter sporu ile tanışma hikayesini anlatan milli halterci Aysu Bektaş, "Ablam dünya şampiyonu oldu, ben de ertesi gün haltere başladım. Aslında ilk salona gitmem öyle olmadı. Ablam haltere başladığı zaman ben de ablamla birlikte gidiyordum ama küçük olduğum için antrenörüm bana sadece oyun oynatıyordu. Ben de zaten bar kaldırmıyordum, yapmak da istemiyordum. İlk salona girişim böyle oldu. Sonra ablam kampa gittiği için ben de salona gitmedim. İlk madalyamı kazandığımda çok mutlu oldum. Avrupa ikincisi oldum. Çok gururlu hissettim, çok mutlu oldum. Ablamla birkaç kez de beraber yarıştık. Ablamla beraber olmak gerçekten çok güzel. Bana çok fazla destek oluyor. Ben ona destek oluyorum. Mesela ben sakatlık geçirdim. O dönemde ablam yanımdaydı. Belki de o olmasa çoktan bırakmıştım. Ama gerçekten ablam çok destek oldu. Çok iyi bir şey ablamla beraber olmak" ifadelerini kullandı.



Dünya şampiyonu ablasını örnek aldı, şimdilerde en ağır kiloları birlikte kaldırıyorlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Dünya ve Türkiye birincileri Devrek’te buluştu Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda dünya ve Türkiye birincileri Devrek’te bir araya geldi. Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan “Camiler ve Din Görevlileri Haftası"nda, Zonguldak’ın Devrek ilçesinde hayata geçirilen etkinlikte; Dünya Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Birincisi ile Türkiye Ezanı Güzel Okuma Birincileri bir araya geldi. Bu sene ilki gerçekleştirilen ve Devrek Belediyesi tarafından Cumhuriyet Alanı’nda organize edilen Kur’an-ı Kerim ve Kaside programında, Türkiye’nin önemli hafız ve mevlithanları gerçekleştirdikleri Kur’an-ı Kerim tilaveti, okudukları ezan ve kasidelerle programa katılan davetlilerin gönüllerine taht kurdu. Çamlıca Camii Müezzin Kayyımı Mustafa Alphayta, Taksim Camii Müezzin Kayyımı Cengiz Bayraktar, İstanbul Barbaros Hayrettin Paşa Camii İmam Hatibi Alpcan Çelik ve Ayasofya Camii İmam Hatibi Ferruh Muştuer’in yer aldığı özel organizasyonda Devrekliler maneviyatı doyasıya yaşamanın tadını çıkardılar. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan programda konuşan Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar, "Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle ilkini hayata geçirdiğimiz programımıza hepiniz hoş geldiniz. Bu tür programı gerçekleştirmek en büyük hayallerimden birisiydi. Çok şükür bunu hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyorum. İnşallah her yıl bu tür etkinlikleri yapmayı hedefliyoruz. Bu programda bizlere destek veren başta Kaymakamımız Muhammed Evlice’ye, din görevlisi arkadaşlarıma ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. Yaklaşık iki saat süren programın ardından İstanbul’dan organizasyona katılan hafızlara Devrek Kaymakamı Muhammed Evlice ve Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar tarafından teşekkür plaketi ile ilçenin sembolü olan Devrek bastonu hediye edilirken, programa katılan yüzlerce davetliye nohutlu pilav, ayran ve tatlı ikramında bulunuldu. Düzenlenen programa; Devrek Kaymakamı Muhammed Evlice, Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar, daire müdürleri, din görevlileri ile yüzlerce vatandaş katıldı.
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “593 gençlik merkezimiz var” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak tamamladığımız ve şu anda çalışan 593 gençlik merkezimiz, 588 okuma salonumuz, 80 genç ofisimiz var. Toplam bin 261 Diyanet gençlik hizmet mekanı kurduk. Bin 900 gençlik koordinatörü dediğimiz vaizlerimizle, imamlarımızla gençlerimize rehberlik ediyoruz” dedi. Ankara’nın Altındağ ilçesinde Fidan Diyanet Gençlik Merkezi törenle hizmete açıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, programda yaptığı konuşmada Diyanet Gençlik Merkezleri’nde gençlerin şahsiyetinin inşa edileceğini söyledi. İslam tarihinde gençlerin büyük görevler gerçekleştirdiğini belirten Erbaş, “Peygamber Efendimizin yanında yer alanların çoğunluğunun gençler olduğunu görürsünüz. Peygamber Efendimiz, bu şahsiyet inşasını Fidan Gençlik Merkezi’nin aslında ilham kaynağı olarak kabul edebileceğimiz Mescid-i Nebevi’nin içindeki suffede gerçekleştirdi. Şahsiyet inşasını orada gerçekleştirdi” ifadesini kullandı. "İrfanla, bilgiyle, hikmetle sulayacağız" Ashap ve sahabelerin kendi kendilerine yetişmediğini vurgulayan Erbaş, “Diktiğimiz şu güller birkaç gün sulamayın bakalım ne hale geliyor. İşte buradaki fidanları adeta biz ilimle, irfanla, bilgiyle, ahlakla sulayarak yetiştireceğiz inşallah. Fidanları nasıl suluyorsak, buradaki fidanları da ahlakla sulayacağız. İrfanla, bilgiyle, hikmetle sulayacağız” şeklinde konuştu. "Toplumda gençlerin elinden ve dilinden emniyette miyiz?" “Müslüman, insanların elinden ve dilinden emniyette olduğu kimsedir” diyen Prof. Dr. Ali Erbaş, şunları kaydetti: “Tanıma bakar mısınız? Bundan daha derli toplu, bundan daha anlamlı bir tanım olabilir mi? Toplumda gençlerin elinden ve dilinden emniyette miyiz? Örnekler vermek istemiyorum. Örnekleri verdiğimiz zaman şuyu vukuundan beter olabiliyor, yaygınlaşabiliyor. Kötü örnekleri aslında ilgililere bırakıp onların takibini, mahkemesini, suçunun cezasını vermeyi ilgililere bırakıp medyada, şurada burada çok da haber konusu yapmamak lazım. Bilmeyenlere bildirmek, duymayanlara duyurmak, görmeyenlere göstermek kötülüğün yayılmasına destek olmak demektir. Bunu yapıyoruz biz. Çok acı olaylar oluyor. Onları hemen ilgililer bir şekilde takip etmeli, cezası neyse vermeli ama günlerce ekranlarda bunun kalması yayılmasına sebep oluyor. Şuyu vukuundan beter oluyor. İşte biz gençlerimiz o kötülüklerle meşgul olmasınlar, emin gençler yetiştirelim, emniyette olabileceğimiz gençler yetiştirelim diye çalışıyoruz. Çabamız bu.” "593 gençlik merkezimiz var" Prof. Dr. Erbaş, Türkiye’nin dört bir yanında gençlerle ilgilenen merkezlerin olduğuna dikkati çekerek, “Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak tamamladığımız ve şu anda çalışan 593 gençlik merkezimiz, 588 okuma salonumuz, 80 genç ofisimiz var. Toplam bin 261 Diyanet gençlik hizmet mekanı kurduk. Bin 900 gençlik koordinatörü dediğimiz vaizlerimizle, imamlarımızla gençlerimize rehberlik ediyoruz” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarından sonra Diyanet Fidan Gençlik Merkezi’nin bahçesine fidan dikimi gerçekleştirilerek, merkezin kapısının önünde dualar eşliğinde kurdele kesimi yapıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, YÖK Başkanı Erol Özvar ve Ankara Valisi Vasip Şahin, merkezin içerisini gezerek incelemelerde bulundu. Açılış programına Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Ankara Valisi Vasip Şahin, din görevlileri ve vatandaşlar katıldı.