ASAYİŞ - 08 Ekim 2024 Salı 16:08

Karabulut ailesinin avukatı "rapora itiraz edeceklerini" açıkladı

A
A
A

İstanbul’da 2009 yılında gerçekleşen Münevver Karabulut cinayetinin sanığı Cem Garipoğlu’nun mezarından alınan örneklerin babası ve annesiyle uyumlu olduğunun açıklanmasının ardından Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir açıklama yaptı. Epzödemir, söz konusu rapora itiraz edeceklerini belirterek, ayrıca mezarlıktan çıkan poşetle ilgili taleplerini sunduklarını söyledi.

İstanbul’da 3 Mart 2009’da öldürülen Münevver Karabulut’un katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun mezarından alınan örneklerin incelenmesinin ardından Adli Tıp Kurumu raporu düzenlendi. Raporda, açılan mezarından çıkarılan örneklerin, baba ve anneyle uyumlu olduğu ve ikisinin müşterek çocuğu olabileceğinin tespit edildiği belirtildi.

‘’Orada bulunan bir poşet var ve poşetin hangi şartlarda, kim tarafından ve nasıl bırakıldığını hiçbirimiz bilmiyoruz’’

Konuya ilişkin Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nın meydanında açıklama yapan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, ‘’Rapor diyor ki, ben öncekileri de aldım mevcut DNA örneklerini de aldım bunlar uyumlu. Anne ve babadan aldığım DNA örnekleriyle birlikte değerlendirme yapıyorum. Ölen kişinin yüzde 99 ikisinin müşterek çocuğu olduğunu tespit ettim. 7 Ekim itibariyle tanzim edildi. Bir de bizim mezarlıktan çıkan poşetle ilgili talebimiz vardı, o talebimiz de biraz önce sonuçlandı. Emniyet Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı’nda poşet üzerinden varsa parmak izi ve DNA örnekleri alınacak. Çünkü orada bulunan bir poşet var ve poşetin hangi şartlarda, kim tarafından ve nasıl bırakıldığını hiçbirimiz bilmiyoruz. An itibariyle de ona ilişkin raporu da bekliyoruz’’ dedi.

‘’Müvekkillerimiz ‘biz inanmıyoruz, bu aile bir manipülasyon yapmış olabilir’ diyorlar. İtirazımızı da o yüzden yapacağız’’

Süreyya Karabulut ile görüşerek rapordan bahsettiğini de söyleyen avukat Epözdemir, ‘’Süreyya bey rapora itiraz edilmesi gerektiğini söyledi. Avukat olarak talebe bağlıyız. Adli Tıp Kurulları nezdinde gerekli itiraz hakkımızı kullanacağız mutlaka. Aynı zamanda poşetle ilgili incelemenin de neticelenmesini bekliyoruz. Cesetle ilgili işlemler bittikten sonra aile avukatına teslim edilecektir, onlar da nerede uygun görüyorlarsa defnini tekrardan yapacaklardır diye düşünüyorum. Müvekkillerimiz ‘biz inanmıyoruz, kızımızı kaybettik, hak arama özgürlüğümüzü kullanmak istiyoruz, bu aile bir manipülasyon yapmış olabilir’ diyorlar. İtirazımızı da o yüzden yapacağız’’ ifadelerini kullandı.

Sema Demir- Erhan Can - Salih Emre Kaşkaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas’ta STK’lar “Şiddete Hayır” demek için bir araya geldi Sivas’ta bir araya gelen kadın sivil toplum kuruluşları, şiddete karşı toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla “Şiddete Hayır” demek için ortak bir basın açıklaması düzenledi. Cumhuriyet meydanından STK’lar adına konuşan Esma Yılmaz, etkinliğe katılan tüm sivil toplum kuruluşlarına duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederek, şiddetin toplumsal bir sorun haline geldiğini ve kabul edilemez olduğunu vurguladı. Yılmaz, şiddetin birçok toplumda yaygınlaşmasına rağmen, eğitim eksikliği, psikiyatrik bozukluklar ve aile içi dinamiklerdeki sorunların şiddetin artmasına neden olduğunu belirtti. Şiddetin çocukluk döneminde öğrenilen bir davranış olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Çocuklarımıza insani değerleri öğretirken bir yerde hata yapıyoruz” dedi. Ayrıca, ailelerin çocuklarını şiddet kullanmadan ifade edebilme konusunda eğitmesi gerektiğini belirtti. Medya ve dijital içeriklerin de şiddetin yayılmasında önemli bir rol oynadığını ifade eden Yılmaz, ebeveynlerin dijital medyanın olumsuz etkilerine karşı daha dikkatli olması gerektiğine dikkat çekti. Yılmaz, medya içeriklerinin çocuklar üzerinde oluşturabileceği psikososyal sorunlara karşı ebeveynleri uyardı. TÜİK verilerine göre, geçtiğimiz yıl 29 bin çocuk çeşitli şiddet türlerine maruz kaldığını hatırlatan Yılmaz, 2024’ün ilk yarısında ise 205 kadının şiddet nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Yılmaz, şiddetin önlenmesi için cezaların caydırıcılığının artırılması gerektiğini ve toplumsal farkındalık oluşturmanın önemine dikkat çekti. Açıklamanın ardından kadınlar İnönü bulvarında sessiz yürüyüş yaparak programı sonlandırdı.