POLİTİKA - 03 Ekim 2024 Perşembe 12:23

Başkan Altay banliyö hattında çalışmaların yoğun şekilde sürdüğünü açıkladı

A
A
A
Başkan Altay banliyö hattında çalışmaların yoğun şekilde sürdüğünü açıkladı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından şehre kazandırılacak KONYARAY Banliyö Hattı şehir içi ulaşımda büyük kolaylık sağlayacak.


Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 19,7 kilometrelik KONYARAY Banliyö hattında devam eden çalışmaları değerlendirerek, Konya’nın raylı sistem altyapısını güçlendirmek adına yoğun şekilde çalıştıklarını ifade etti. Banliyö hattında bir taraftan KOSKİ’nin altyapıyla ilgili deplase çalışmaları devam ederken bir taraftan da TCDD ve müteahhit firmanın yoğun bir şekilde çalıştığını kaydeden Başkan Altay, “Pınarbaşı’ndan başlayarak balastların serilmesi ve rayların yerleştirilmesi işleri devam ediyor. Şehir içindeki kısımda da kazı ve dolgu işlemlerimiz tamamlandı. En kısa sürede balastlarını ve yaya geçitlerinin deplaselerini yaparak inşallah 2025 yılı ortalarında inşa işlemlerini tamamlamayı, sonrasında da elektrifikasyon işlemlerine geçerek 2026 yılı sonunda Konya banliyösünün 19,7 kilometrelik hattının işletmeye açılmasını arzu ediyoruz” diye konuştu.



Başkan Altay Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti


Özellikle Meram Gar’dan başlayıp hat üzerindeki tüm sanayi bölgelerini ve Organize Sanayi Bölgesi’ne gidecek vatandaşların ulaşımını kolaylaştıracak KONYARAY Banliyö Hattı’nın yapılmasını sağlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür eden Başkan Altay, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Abdülkadir Uraloğlu’na, TCDD Genel Müdürümüz Veysi Kurt’a da teşekkür ediyorum. Konya Büyükşehir Belediyesi olarak koordineli bir şekilde çalışmaları yürütüyoruz. Çalışmalarda emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Konya banliyösü KONYARAY şehrimize hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.



Başkan Altay banliyö hattında çalışmaların yoğun şekilde sürdüğünü açıkladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın: “İsrail, Gazze’de 41 bin sivil öldürdü” İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, “İsrail 77 yıldır kendisine verilen çok ciddi bir özgürlük alanını, sınır tanımazlığı yaşıyor ama bugün Gazze’de 41 bin sivil öldürdü” dedi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde (ESOGÜ) 2024-2025 Akademik Yılı açılış töreni gerçekleştirildi. Program Eskişehir Osmangazi Üniveritesi Rektörü Kamil Çolak’n Atatürk ve Gençlik Anıtı’na çelenk sunması ile başladı. Daha sonra ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılışta konuşan Rektör Prof. Dr. Çolak, "Yarım asrı aşkın bilimsel birikimi ve akademik geçmişiyle ülkemizin köklü yükseköğretim kurumları arasında yer alan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, alanında uzman akademik kadroları, idari personeli ve iyi yetişmiş mezunlarıyla şehrine ve ülkesine değer katmakta olan bir üniversitedir. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 13 fakülte, 1 yüksekokul, 5 meslek yüksekokulu, 4 enstitü, 42 uygulama ve araştırma merkezi ve 8 farklı yerleşkede hizmet veren nitelikli eğitim-öğretim programlarına sahip olup, bilimsel çıktılarıyla araştırma üniversitesi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bilindiği üzere yapay zeka ve diğer yenilikçi teknolojilerin şekillendirmeye başladığı faaliyet alanlarının daha sistematik yönetimi için özellikle ülkeler ve kuruluşların kendi yol haritalarını veya stratejilerini üretmesi önemli bir gereksinim haline gelmiştir. Bu doğrultuda üniversitemizde de akıllı fabrika ve robotik, akıllı şehirler, bilgi güvenliği, 5G gibi alanlarda faaliyetler yürütülmektedir. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öncülüğünde Eskişehir’in ikinci teknoloji geliştirme bölgesi TEKNOGÜ’nün kuruluş çalışmaları tamamlanmıştır. Üniversitemiz Meşelik Yerleşkesi’nde bulunan teknokentte akademisyenlerimiz ve firma iş birliğiyle milli ve yerli üretimlerin gerçekleştirileceğine, yurt dışına ihraç edilecek yazılım ve sistemlerin yine geliştirileceğine inanıyoruz" dedi. “Öğrencilerimize Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir’i tercihleri nedeniyle teşekkür ediyorum” Rektör Çolak’tan sonra kürsüye çıkan Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, "Yeni bir akademik yıla başlamanın heyecanı ile bir aradayız. Gençlerimizin omuzlarımıza yüklemiş olduğu ağır sorumluluktan kaynaklanan bu heyecana ortak olan kıymetli konuklarımıza katılımları, geleceğe yönelik hedeflere yürümemizde özveriyle çalışan üniversitemizin değerli akademisyenlerine ve personeline katkıları, üniversitemizin varlık sebebi ve umudumuz olan, her biri bizim için ayrı ayrı değerli olan öğrencilerimize Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir’i tercihleri nedeniyle teşekkür ediyorum. Yeni öğrencilerimize hoş geldiniz diyorum, başarılarından ötürü her birini ayrı ayrı kutluyorum. Özellikle yeni akademik yılın üniversitemize, öğretim üyelerimize, öğrencilerimize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Şu an eğitim verilen toprakların ayrı bir önemi var. Çünkü attığımız her adımın altında atalarımızın izi var. 5 meydan muharebesinin 3’ü ilimizde gerçekleşmiştir. Osmanlı’nın ilk fethettiği kale olan Karacahisar Kalesi, bulunduğumuz üniversitenin yanı başındadır. İlk hutbe burada okunmuştur. Üniversitemiz, böylesine bir mirası yaşatan topraklarda bukunmakta ve adını Osmangazi’den almaktadır. Atalarımız bizlere güzel yarınlar bırakmak için canlarını verdiler. Ülkemizin kıymetini bilmek ve onların izinden yürümek bizim sorumluluğumuzdur" şeklinde konuştu. “İsrail, Gazze’de 41 bin sivil öldürdü” Son olarak kürsüye çıkan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, "Uluslararası Düzen, İnsan Haklan ve Gazze" konulu akademik yıl açılış dersini verdi. Konuşmasında Gazze’de yaşananlara değinen Yalçın, "İsrail 77 yıldır kendisine verilen çok ciddi bir özgürlük alanını, sınır tanımazlığı yaşıyor ama bugün Gazze’de 41 bin sivil öldürdü. Soykırım diye tarif edilen şey, etnik temizlik diye tarif edilen şey tam anlamıyla budur. 90’lı yıllarda insan hakları ve demokrasi kavramlarını neoliberal dünya hep kullanırdık. Biz de bilirdik ki, bu kavramları genelde kendi lehlerine kullanırlar ama genelde kullanırlardı. Mesela, göçmenlerle ilgili bir siyaset vardı. Mesela, uluslararası sistemin tabuları vardı. Kimyasal ve kitle imha silahlarının kullanılması ya da uluslararası sınır değişiklikleri. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana tabu olmuştu. Bunların çiğnenmemesi gerektiği, çiğnendiğinde hemen bunun cezalandırılması gerektiğine dair bir tabu oluştuğunu söylüyorduk. Esad kimyasal silah kullandı, ’Bir daha yapma’ dediler. Bir daha kullandı, ’Aman ha, bir daha yapma’ dediler. Hani tabu? Bakın, kırılmaya başlıyor bildiklerimiz. Güvensizlik ortamı doğmaya başlıyor. Sınır değişiklikleri olmazdı artık, eskiden oluyormuş o savaşlarla. Rusya yapıyor. Hani tabular nerede? Kırıldı. İnsan hakları ve demokrasi, demokratikleşme. Amerika demokratikleşme için Irak’a savaş açtı değil mi? Mısır’da demokratikleşme çabası vardı, Suriye’de vardı, Lübnan, Libya’da vardı. Onlara niye destek vermediniz? Orada bitti değil mi? Bizim işimize yaramadı. O bizim işimize yaramayan demokrasinin canı cehenneme" dedi. “Bir girdap gibi o savaş sizi çeker” İsrail ve İran arasındaki gerilim hakkında konuşan Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, “Savaşmaya siz karar vermezsiniz. Bir girdap gibi o savaş sizi çeker. İsrail, İran’ı vurur mu? Şimdi biraz sahte vuruşmalar oluyor ya. Bakın, 2. Dünya Savaşı’nın öncesinde de o sahte vuruşmalar oluyordu. Bir girdap kuruldu ve o girdap bütün Ortadoğu ülkelerini ne kadar savaştan uzak kalmaya çalışırsanız çalışın içine doğru sürüklüyor. Sınıra en yakın olanlar, ilk maruz kalacak olanlar gibi gözüküyor. 3. Dünya Savaşı olur mu? Nükleer silahların olduğu yerde o silahlara sahip devletler arasında 3. Dünya Savaşı olmaz. Olsaydı Soğuk Savaş’ta olurdu. Nükleer silahın düğmesine bastığınızda hepimizin öleceğini bildiğimiz için kimse o düğmeye basamaz. Nükleer silahlar bir tarafta varsa patlar, iki tarafta varsa patlamaz. Hindistan’la Pakistan nükleer aldıktan sonra aralarındaki sınır çatışması bile bitmiş. O yüzden derler ya, ’Dünya nükleerleşsin ki salt barış gelsin.’ Tehlikeli gibi gözüküyor ama çok akıllı bir argümandır ve ben inanırım o argümana. Bir tek şey var, her koyun kendi bacağından asılır. Bunu çok net bilmek ve hazırlık yapmak gerekiyor. Bunun dışında hiçbir çözüm yok. Bugün İran’a, yarın Lübnan’a, ertesi gün Suud’a, ertesi gün Ürdün’e, ertesi gün Mısır’a ama bir gün bana da gelebileceğini görmek, otonom bir dış politika ve otonom bir savunma düzenlemesi ve stratejisi geliştirmek dışında bir şey yok" ifadelerini kullandı. “Türkiye, dünyanın en gelişmiş tüfeklerinden bir tanesini kullanıyor” Türkiye’nin savunma sanayii alanında oldukça ilerleme kaydettiğinin altını çizen Prof. Dr. Yalçın, şu ifadeleri kullandı: "Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak askerimize verdiğimiz silah ve mühimmatın ancak yüzde 10’unu kendimiz üretiyorduk, bugün yüzde 80’ini kendimiz üretiyoruz. Gerisini satın alıyorduk. Bu sanırım 7-8 senenin içerisinde gerçekleşti. Şöyle söyleyeyim, Fırat Kalkanı’ndan yana böyle oldu. Daha önce tabanca üretmiyorduk, tabancamız yoktu bizim. Çok açık söylüyorum. Askere gidenler G3 kullandığını bilir, değil mi? Bizim piyadenin eline verecek tüfeğimiz yoktu. Belçikalıların eski tüfeklerini alıp onları veriyorduk. Bugün dünyanın en gelişmiş tüfeklerinden bir tanesini kullanıyor bizim piyademiz. SİHA’sı, tankı, helikopteri, uçağı, KAAN’ı, bütün hazırlığımızı buna göre yapıyoruz ve yapmak mecburiyetindeyiz. Askeri ve ekonomik bağımsızlık, tam egemenlik ne derseniz deyin. Devletlerin birbirini tanımadığı, en yakın dostların birbirini sattığı bir döneme giriyoruz ve bu dönemde güçlü olmaktan başka, hazırlıklı olmaktan başka yapacak çok fazla bir şey yok. ’NATO’dan kopmayalım’, kim bunu söyler? ’NATO’nun bana çok faydası oluyor’, NATO her şeyden önce beni NATO’dan koruyor. NATO biliyorsunuz bütün herkesi Sovyetler’den korunak için kurulmuştur ama bugün NATO beni NATO’dan da koruyor. Öbür tarafta Çin, Rusya, İran, Suud, Mısır, ben bunlarla da çok taraflı diplomasi yürütmeliyim ki yarın öbür gün bana Suriye’de NATO aynı numarayı çekmesin. Suriye’de benim başım belaya girdiğinde NATO, Patriot füzelerini geri çekti Türkiye’den. O yüzden bu düzende kimsenin kimseye güvenemeyeceği ancak kendi gücünü tahkim ettiğinde var olabileceği bir uluslararası düzen." Konuşmaların ardından Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın’a üzerinde TOGG ve Devrim otomobilinin siluetinin olduğu bir hediye verdi. Törene Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, ESTÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanı Arif Hamdi Sazak, AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Gaziantep Gaziantep FK futbolcuları, Şahinbeyli öğrencilerle buluştu Şahinbey Belediyesi, Çanakkale gezi bilgilendirme toplantısında Gaziantep Futbol Kulübü futbolcuları ile öğrencileri buluşturdu. Gaziantep FK futbolcuları, pazar günü oynayacakları Beşiktaş maçına öğrencileri de davet etti. Şahinbey Belediyesi, tarihi ve kültürel gezilerle öğrenciler ve vatandaşları, Çanakkale’nin milli ve manevi önemini yerinde deneyimleme fırsatı sunuyor. Belediye imkanlarıyla bugüne kadar toplam 218 bin 327 öğrenci ve vatandaşı Çanakkale’ye götürüldü. Gaziantep FK futbolcuları Şahinbeyli öğrencilerle buluştu Önümüzdeki süreçte yapılmaya devam edecek olan geziler için öğrenciler Şahinbey Kongre Merkezi’nde bilgilendirilirken, programa Gaziantep Futbol Kulübü futbolcuları da katıldı. Gaziantep FK futbolcuları, pazar günü oynayacakları Beşiktaş maçına öğrencileri de davet etti. “Ziyaretlerimiz Kasım ayının ortalarına kadar devam edecek” Bilgilendirme toplantısında konuşan Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, “Gaziler diyarından şehitler diyarına projemiz kapsamında her gün 1 uçakla Gaziantep’ten Çanakkale’ye götürüyoruz. Bugün itibariyle Çanakkale’ye ziyarete götürdüğümüz öğrenci sayımız 212 bine ulaştı. Ziyaretlerimiz Kasım ayının ortalarına kadar devam edecek. Kışın Çanakkale çok soğuk olduğu için seferler aksıyor. Nisan ayında yeniden başlayacağız. Gaziantep FK bugün bizimle birlikte. Onlar da sizi Pazar günü oynanacak maça davet etmeye gelmiş. Biz Şahinbey Belediyesi olarak her anlamda Gaziantep FK’yı destekliyoruz” dedi. “Pazar günü oynanacak maça tüm Gazianteplileri bekliyoruz” Pazar günü yapılacak maça tüm Gazianteplileri davet eden Gaziantep Futbol Kulübü Başkanı Memik Yılmaz ise, “Gaziantep Futbol Kulübü’ne verdiği destekten dolayı Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’na teşekkür ediyoruz. Pazar günü oynanacak maça tüm Gazianteplileri bekliyoruz” diye konuştu.
Samsun Doğan: “TEKNOFEST Adana’da 4 standımızla Samsun’umuzu tanıtıyoruz” Samsun Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST’te yerini aldı. 2-6 Ekim tarihleri arasında Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda gerçekleştirilecek festivalde Büyükşehir Belediyesi, 4 farklı stantta ziyaretçilerini bekliyor. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, “TEKNOFEST Adana’da 4 standımızla Samsun’umuzu tanıtıyoruz” dedi. Türkiye’nin en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST, bu yıl Akdeniz’in kalbinde, Adana’da teknoloji severlerle buluştu. Samsun Büyükşehir Belediyesi de TEKNOFEST’te kurduğu 4 stant ile yerini aldı. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin stantları arasında yer alan Keşif Kampüsü ve Bilim Samsun, özellikle çocuklar için çeşitli atölye çalışmaları etkinliklerle dolu bir deneyim sunuyor. Çocuklar, bu stantlarda bilim ve teknoloji alanında eğlenceli aktivitelerle öğrenmenin keyfini çıkarıyor. Hem eğlendirici hem de eğitici içeriklerle dolu bu etkinlikler, genç ziyaretçilerin bilim ve teknolojiye olan ilgisini artırmayı hedefliyor. Büyükşehir Belediyesi’nin diğer standında ise ziyaretçilere Samsun’u tanıtan çeşitli yayınlar, broşürler, kitap ayraçları, boyama kitapları, şapkalar ve puzzle gibi ürünler sunuluyor. Festival boyunca ziyaretçiler, bu ürünleri inceleme ve edinme fırsatını bulacaklar. Stantlar, sadece bilgi sunmakla kalmayıp aynı zamanda katılımcılara keyifli anılar biriktirme imkanı da tanıyor. Samsun Büyükşehir Belediyesi, tüm teknoloji meraklılarını ve ailelerini TEKNOFEST’teki stantlarına davet ediyor. TEKNOFEST’te Samsun rüzgarı esiyor TEKNOFEST’in geleceğin bilim insanlarının yetişmesinde önemli rol oynadığını vurgulayan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, “2022 yılında TEKNOFEST KARADENİZ’in son durağı Samsun’umuz olmuştu. Tüm hemşehrilerimizle, ziyaretçilerimizle birlikte TEKNOFEST coşkusunu doyasıya yaşamıştık. TEKNOFEST rüzgarı bu sefer de Adana’da esiyor. Şimdi de bu heyecanı hep birlikte Adana’da yaşıyoruz. TEKNOFEST, sadece bir etkinlik değil; aynı zamanda gençlerimizin teknolojik yeteneklerini geliştirdiği, hayallerini gerçekleştirdiği ve inovasyona yön verdiği bir platformdur. Burada geleceğin liderlerini, mühendislerini, bilim insanlarını yetiştirmek adına önemli adımlar atıyoruz. Bu yıl da festivalde farklı noktalardaki stantlarımızla yer aldık. Tüm ziyaretçilerimizi stantlarımıza bekliyor, festivalin herkes adına verimli geçmesini temenni ediyorum” dedi.
Çorum Din ve coğrafya sempozyumu başladı Hitit Üniversitesi ve İslami İlimler Araştırma ve Uygulama Merkezi ortaklığıyla düzenlenen "Din ve Coğrafya Sempozyum II 4/10. Asır Sonrası İslam Coğrafyacılığının Tarihi" sempozyumu başladı. Hitit Üniversitesi ve İslami İlimler Araştırma ve Uygulama Merkezi ortaklığıyla "Din ve Coğrafya Sempozyum II 4/10. Asır Sonrası İslam Coğrafyacılığının Tarihi" sempozyumu düzenleniyor. Bugün başlayan sempozyumda konuşan, Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemil Hakyemez, dinlerin, kültürün önemli bir parçası olarak içerisinde doğup büyüdükleri coğrafyanın birer ürünü olduğunu belirterek, bu nedenle her dini düşüncenin, bulunduğu ortamdan beslenmesinin gayet doğal olduğunu söyledi. Coğrafi yapı ile hava, su ve buna benzer tüm özellikler, dinlerin oluşumuna yön veren önemli unsurlar olarak önemle dikkat çektiğini dile getiren Prof. Dr. Cemil Hakyemez, ibadethaneler ile dini pratiklerin farklı coğrafyalara göre değişiklikler arz etmesinin bundan dolayı olduğunu belirtti. "Dinin anlaşılmasının bulunduğu coğrafyayla birlikte ele alınmasıyla mümkün olabileceği kanaatini taşımaktayız" Din ve coğrafya alanlarında çalışan uzmanların dinin, inanç, kutsallık ve maneviyat gibi yönlerinin coğrafyayla her fırsatta kesiştiğinin farkında olduğunu anlatan Hakyemez, “Ancak bu farkındalık belli bir bilim dalı tarafından temel çalışma alanı olarak kabul edilip benimsenmiş değildir. Böyle olunca ilahiyat fakülteleri veya coğrafya bölümlerindeki bilim dalları, meseleye ancak yeri geldiğinde ilgi duymuşlardır. Biz ise din ve coğrafya ilişkisinin başlı başına konu edilmesi gereken bir alan olduğunu düşünüyoruz. Tüm fikirler gibi, dinin anlaşılmasının da ancak onun bulunduğu coğrafyayla birlikte ele alınmasıyla mümkün olabileceği, aksi durumda fikirlerin ayakları yere basmayan yöntemlerle izah edileceği, bunun da sağlıklı sonuçlar doğurmayacağı kanaatini taşımaktayız. Hatta insana huzur vermeyen mevcut çarpık din anlayışlarının da asıl sebebinin, meselelerin zaman ve mekân boyutlarından bağımsız olarak ele alınmasından kaynaklandığını burada rahatlıkla ifade edebiliriz” dedi. "Öncelikle teorik çerçeveyi belirlemeye çalıştık" Ülkemizde ve İslam dünyasında yapılan akademik çalışmalarda pek fazla üzerinde durulmamış bu konuyu toplam 6 ayrı sempozyumda ele almayı planladıklarını dile getiren Hakyemez, “Bir yıl önce burada düzenlemiş olduğumuz ilk toplantılarda çok şükür arzu ettiğimiz hedefe ulaştık. Burada öncelikle teorik çerçeveyi belirlemeye çalıştık. Bu kapsamda din-coğrafya ilişkisinin felsefi ve pratik boyutları, İslâm öncesi coğrafyacılık, İslâm’ın doğduğu bölgenin coğrafi yapısı ve bunun algılanış biçimi, bazı İslami disiplinlerin coğrafyayla ilişkisi, İslam coğrafyacılığının bir bilim olarak gelişimi, önemli Müslüman coğrafyacılar ve İslam coğrafyacılığının yapısı üzerine oldukça nitelikli sunumlar yapılmıştır. Sunumların önemli bir kısmı, Türkiye’deki en itibarlı ilahiyat dergisi olan Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi’nde yayınlanmıştır. Geriye kalan kısmı da üniversitemiz yayınlarında kitap olarak basılmıştır. Şimdi burada ikincisini düzenleyeceğimiz toplantılar serisinde ise bir yıl önce temelini oluşturduğumuz yapının bir devamı olarak 10. yüzyıldan sonraki İslam coğrafyacılığının özelliklerini ve tarihsel gelişimini müzakere etmeyi hedefliyoruz. Toplantıda yapılacak sunumlar bizler için ufuk açıcı olacaktır” diye konuştu. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Bulut ise, disiplinlerarası çalışmanın öneminin gittikçe arttığına dikkat çekerek, “Dolaysıyla belki de iki farklı alan olarak değerlendirilebilecek din ve coğrafya alanı disiplinler arası bir çalışmanın ürünü olarak görülebilir. Çünkü bizim düşüncemize göre ilahiyat alanındaki temel ilkelerden birisi bize göre din fıtri bir olgudur. Dolayısıyla fıtri bir olgu üzerine gerçekleşen ve kendi inanç temelli inşa içerisinde olan insanın yaşam çerçevesi, çevresi düşünüldüğü zaman bütün alanlarla ilgisi olduğunu düşünüyoruz. Dolaysıyla insanlığa dünyada huzuru getirme amacı taşıyan din olgusunun bütün alanlarla ilişkisi olduğunu düşünüyoruz. Coğrafyanın da insan yaşamı için olmazsa olmaz temel alt yapılardan birisi olduğundan dolayı dini düşünce, dini pratikler ve din alanında oldukça etkisi vardır. Biz bir fikri, bir araştırmayı geliştirirken onun nedenlerini, sahip olduğu, kültürel, coğrafi, siyasi tüm bağlantılarını dikkate alıyoruz. Coğrafyada bunların en temel olgularından birisi olduğu için coğrafya ve din ilişkisinin ortaya konulmasını oldukça isabetli bir anlayış olarak gördük ve bunu tüm yönleriyle ele almaya çalıştık” şeklinde konuştu. Açılış oturum ile başlayan sempozyum iki gün sürecek. Sempozyumda “Din ve coğrafyada yöntemsel tartışmalar, İslam dünyasında denizcilik faaliyetleri, İslam tarih ve coğrafya araştırmalarında dijital sistemler, İslam coğrafya geleneği ve önemli temsilcileri, İslam coğrafyacılığında örnek bir bölge: Mısır, İslam coğrafyacılarının gözüyle şehirler ve hac yolları, Osmanlı coğrafyacılığı” konuları ele alınacak. Sempozyuma Vali Yardımcısı Muhammed Gürbüz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil İbrahim Şimşek, Müftü Şahin Yıldırım, katılımcılar ve öğrenciler katıldı.