GÜNDEM - 03 Ekim 2024 Perşembe 14:45

Din ve coğrafya sempozyumu başladı

A
A
A
Din ve coğrafya sempozyumu başladı

Hitit Üniversitesi ve İslami İlimler Araştırma ve Uygulama Merkezi ortaklığıyla düzenlenen "Din ve Coğrafya Sempozyum II 4/10. Asır Sonrası İslam Coğrafyacılığının Tarihi" sempozyumu başladı.


Hitit Üniversitesi ve İslami İlimler Araştırma ve Uygulama Merkezi ortaklığıyla "Din ve Coğrafya Sempozyum II 4/10. Asır Sonrası İslam Coğrafyacılığının Tarihi" sempozyumu düzenleniyor. Bugün başlayan sempozyumda konuşan, Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemil Hakyemez, dinlerin, kültürün önemli bir parçası olarak içerisinde doğup büyüdükleri coğrafyanın birer ürünü olduğunu belirterek, bu nedenle her dini düşüncenin, bulunduğu ortamdan beslenmesinin gayet doğal olduğunu söyledi. Coğrafi yapı ile hava, su ve buna benzer tüm özellikler, dinlerin oluşumuna yön veren önemli unsurlar olarak önemle dikkat çektiğini dile getiren Prof. Dr. Cemil Hakyemez, ibadethaneler ile dini pratiklerin farklı coğrafyalara göre değişiklikler arz etmesinin bundan dolayı olduğunu belirtti.



"Dinin anlaşılmasının bulunduğu coğrafyayla birlikte ele alınmasıyla mümkün olabileceği kanaatini taşımaktayız"


Din ve coğrafya alanlarında çalışan uzmanların dinin, inanç, kutsallık ve maneviyat gibi yönlerinin coğrafyayla her fırsatta kesiştiğinin farkında olduğunu anlatan Hakyemez, “Ancak bu farkındalık belli bir bilim dalı tarafından temel çalışma alanı olarak kabul edilip benimsenmiş değildir. Böyle olunca ilahiyat fakülteleri veya coğrafya bölümlerindeki bilim dalları, meseleye ancak yeri geldiğinde ilgi duymuşlardır. Biz ise din ve coğrafya ilişkisinin başlı başına konu edilmesi gereken bir alan olduğunu düşünüyoruz. Tüm fikirler gibi, dinin anlaşılmasının da ancak onun bulunduğu coğrafyayla birlikte ele alınmasıyla mümkün olabileceği, aksi durumda fikirlerin ayakları yere basmayan yöntemlerle izah edileceği, bunun da sağlıklı sonuçlar doğurmayacağı kanaatini taşımaktayız. Hatta insana huzur vermeyen mevcut çarpık din anlayışlarının da asıl sebebinin, meselelerin zaman ve mekân boyutlarından bağımsız olarak ele alınmasından kaynaklandığını burada rahatlıkla ifade edebiliriz” dedi.



"Öncelikle teorik çerçeveyi belirlemeye çalıştık"


Ülkemizde ve İslam dünyasında yapılan akademik çalışmalarda pek fazla üzerinde durulmamış bu konuyu toplam 6 ayrı sempozyumda ele almayı planladıklarını dile getiren Hakyemez, “Bir yıl önce burada düzenlemiş olduğumuz ilk toplantılarda çok şükür arzu ettiğimiz hedefe ulaştık. Burada öncelikle teorik çerçeveyi belirlemeye çalıştık. Bu kapsamda din-coğrafya ilişkisinin felsefi ve pratik boyutları, İslâm öncesi coğrafyacılık, İslâm’ın doğduğu bölgenin coğrafi yapısı ve bunun algılanış biçimi, bazı İslami disiplinlerin coğrafyayla ilişkisi, İslam coğrafyacılığının bir bilim olarak gelişimi, önemli Müslüman coğrafyacılar ve İslam coğrafyacılığının yapısı üzerine oldukça nitelikli sunumlar yapılmıştır. Sunumların önemli bir kısmı, Türkiye’deki en itibarlı ilahiyat dergisi olan Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi’nde yayınlanmıştır. Geriye kalan kısmı da üniversitemiz yayınlarında kitap olarak basılmıştır. Şimdi burada ikincisini düzenleyeceğimiz toplantılar serisinde ise bir yıl önce temelini oluşturduğumuz yapının bir devamı olarak 10. yüzyıldan sonraki İslam coğrafyacılığının özelliklerini ve tarihsel gelişimini müzakere etmeyi hedefliyoruz. Toplantıda yapılacak sunumlar bizler için ufuk açıcı olacaktır” diye konuştu.


İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Bulut ise, disiplinlerarası çalışmanın öneminin gittikçe arttığına dikkat çekerek, “Dolaysıyla belki de iki farklı alan olarak değerlendirilebilecek din ve coğrafya alanı disiplinler arası bir çalışmanın ürünü olarak görülebilir. Çünkü bizim düşüncemize göre ilahiyat alanındaki temel ilkelerden birisi bize göre din fıtri bir olgudur. Dolayısıyla fıtri bir olgu üzerine gerçekleşen ve kendi inanç temelli inşa içerisinde olan insanın yaşam çerçevesi, çevresi düşünüldüğü zaman bütün alanlarla ilgisi olduğunu düşünüyoruz. Dolaysıyla insanlığa dünyada huzuru getirme amacı taşıyan din olgusunun bütün alanlarla ilişkisi olduğunu düşünüyoruz. Coğrafyanın da insan yaşamı için olmazsa olmaz temel alt yapılardan birisi olduğundan dolayı dini düşünce, dini pratikler ve din alanında oldukça etkisi vardır. Biz bir fikri, bir araştırmayı geliştirirken onun nedenlerini, sahip olduğu, kültürel, coğrafi, siyasi tüm bağlantılarını dikkate alıyoruz. Coğrafyada bunların en temel olgularından birisi olduğu için coğrafya ve din ilişkisinin ortaya konulmasını oldukça isabetli bir anlayış olarak gördük ve bunu tüm yönleriyle ele almaya çalıştık” şeklinde konuştu.


Açılış oturum ile başlayan sempozyum iki gün sürecek. Sempozyumda “Din ve coğrafyada yöntemsel tartışmalar, İslam dünyasında denizcilik faaliyetleri, İslam tarih ve coğrafya araştırmalarında dijital sistemler, İslam coğrafya geleneği ve önemli temsilcileri, İslam coğrafyacılığında örnek bir bölge: Mısır, İslam coğrafyacılarının gözüyle şehirler ve hac yolları, Osmanlı coğrafyacılığı” konuları ele alınacak.


Sempozyuma Vali Yardımcısı Muhammed Gürbüz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil İbrahim Şimşek, Müftü Şahin Yıldırım, katılımcılar ve öğrenciler katıldı.



Din ve coğrafya sempozyumu başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli OSB’de yükselme grubu müsabakaları için kura çekimi yapıldı Kurumsal profesyonelliği sportif performansla buluşturan ve şirketlerin yeşil sahadaki buluşma adresi olan Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü Denizli OSB Ligi’nin bu yıl 20’ncisi düzenleniyor. Süper Lig’in ardından OSB Futbol Yükselme Grubu müsabakaları için teknik toplantı ve kura çekimi yapıldı. Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nün Bölgede yer alan firmalardaki personellerin kaynaşması, çalışma motivasyonlarının artması amacıyla geleneksel hale getirdiği Denizli OSB Futbol Ligi’nin bu yıl 20’ncisi gerçekleştiriliyor. Süper Lig karşılaşmaları devam ederken, OSB Futbol Yükselme Grubu müsabakaları için teknik toplantı düzenlendi. Denizli OSB Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Denizli OSB Bölge Müdürü ve Spor Tertip Komitesi Başkanı Ahmet Taş ve takım yetkilileri katıldı. OSB Futbol Yükselme Grubu müsabakaları için kura çekimi de yapılarak fikstür belirlendi. Yükselme Grubu’nda yer alan firmalarımız şu şekildedir; Chakra Mağazacılık, Chakra Depo, Zorel Tekstil, Özgür Tekstil, Kayteks Tekstil, Rateks Tekstil, Teksim Tekstil, Parla Solar, Gökhan Tekstil Konfeksiyon, Meyteks Tekstil, OSB İtfaiye, Gökdelen İskele, Urhan Boya, Kımıl Boya, Elteksmak Makine olarak belirlendi. “Turnuvamıza firmalarımızdan büyük bir teveccüh var” Kendi aralarında lig usulüne göre mücadele edecek olan takımların gruplarının belirlendiği kura çekimiyle ilgili açıklamalarda bulunan Denizli OSB Bölge Müdürü ve Futbol Tertip Komitesi Başkanı Ahmet Taş, turnuvalara katılımın ve ilginin yoğun olduğunu belirterek; “Denizli OSB olarak Yönetim Kurulumuz ile birlikte sporun her alanını önemsiyor, bu kapsamda önemli etkinlikler düzenliyoruz. Bölgemizde yer alan firmalardaki çalışanlar arasında birlik ve beraberliği arttırmak, firmalar arası kaynaşmayı sağlamak, çalışma motivasyonunu daha da yükseltmek amacıyla başlattığımız Denizli OSB Ligimizin bu sezon 20’ncisini düzenlemekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Turnuvamıza firmalarımızdan büyük bir teveccüh var. Bu ilgi bizleri mutlu ediyor. Turnuvamızda yer alan takımlarımıza ve sporcularımıza yeni sezonunun hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.
Erzurum Bakan Uraloğlu’ndan Erzurum’a müjde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "İç hatlarda, kara yolu veya tren ile en az 5 saat ve üstü seyahat süresi olan şehirler arasında her gün en az bir uçuşun olması ve önceki sezonda sezon doluluk ortalaması yüzde 95 üzeri olan hatlara ilave uçuşun konması yönünde bir planımız var. Daha önce başlattığımız çalışmalar neticesinde önümüzdeki ekim sonu itibarıyla 12 yeni iç hat seferinin başlayacağı müjdesini buradan paylaşmak istiyorum" dedi. 2024 yılı yaz döneminde iç hat seferlerinde taşıyıcıların Türkiye geneli ortalama doluluğunun yüzde 90 seviyelerinde olduğunu belirten Uraloğlu, “Bu seviye kış döneminde ise hareketliliğin azalmasına bağlı olarak yüzde 85 seviyelerinde seyrediyor. Ama az önce de belirttiğim üzere vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda işletmelerimize seferlerin ihtiyaç duyulan noktalarda artırılması hususunda gerekli bildirimlerde bulunduk. Toplantımızda yaptığımız değerlendirme sonucunda daha önce başlattığımız çalışmalar neticesinde önümüzdeki kış döneminde ekim sonu itibarıyla Sunexpress Havayolları tarafından 12 yeni iç hat seferlerinin başlayacağı müjdesini buradan paylaşmak istiyorum” dedi. Antalya-Erzurum seferleri başlıyor Yeni seferler ile ilgili bilgi veren Bakan Uraloğlu, “Rize-Artvin Havalimanı-Antalya, Antalya-Bursa, Antalya-Erzurum, Antalya-Şanlıurfa, İzmir-Elazığ, İzmir-Nevşehir, İzmir-Sivas, İzmir-Şanlıurfa, Çukurova-Bursa, Çukurova-Samsun, Çukurova-Trabzon ve Çukurova-Van seferlerini başlatıyoruz. Bu seferlerle özellikle yeni açtığımız Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın iç hat uçuş ağını da genişletmiş olacağız. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Aynı zamanda vatandaşlarımızdan özellikle yaz dönemi boyunca çokça talep gelen İzmir ve Antalya’yı, Anadolu’da; Bursa, Erzurum, Sivas, Nevşehir, Elazığ, Şanlıurfa şehirlerimize bağlamış ve bazı hatların da sefer sayılarını artırmış olacağız” ifadelerini kullandı.