GÜNDEM - 13 Aralık 2024 Cuma 10:16

Suriye’de 28 yıldır tutuklu bulunan Mehmet Ali Yıldırım’dan haber alınamıyor

A
A
A

Suriye’de muhaliflerin başkent Şam’ı ele geçirmesi ile tüm hapishanelerdeki mahkumlar serbest bırakıldı. 28 yıldır Suriye’de tutuklu bulunan ve hapishaneden çıktığı öğrenilen Gaziantepli Mehmet Ali Yıldırım’dan hala haber alamayan yakınları ise endişeyle beklemeye devam ediyor.

Suriye’de Esad rejiminin sona ermesi ile muhaliflerin serbest bıraktığı tutuklular evlerine dönerken, Şam’daki Far Falastin Hapishanesinden çıktığı görülen Mehmet Ali Yıldırım’dan hala haber alamayan ailesi yetkililerden yardım istiyor. 21 yıl sonra özgürlüğüne kavuşan Kilisli Mehmet Ertürk’e ulaşan aile, şu an 63 yaşında olan Mehmet Ali Yıldırım’ın da Ertürk ile birlikte hapishaneden çıktığını öğrendi. Kilis’e gelen aile, Mehmet Ertürk’ten yakınlarının son durumu hakkında bilgi aldı.

Suriye’de 28 yıldır tutuklu bulunan Mehmet Ali Yıldırım’dan haber alınamıyor

"28 yıllık hasret bitsin istiyoruz"

Mehmet Ali Yıldırım’ın kardeşi İbrahim Yıldırım, ağabeylerinden en ufak bir haber alabilme adına Kilis’e geldiklerini söyleyerek, “Mehmet Ertürk’e geçmiş olsun dileklerinde bulunmak için geldik ve en son ağabeyimi kendisini gördüğü için durumunu sormaya geldik. Çıkışta karşılaşmışlar 2 defa görmüş kendisini. Bize akli dengesinin yerinde olduğunu da söyledi. İçimize su serpildi ama 28 yıllık hasreti bir haberle geçiremiyoruz, kendisini canlı olarak görmek bağrımıza basmak istiyoruz” dedi. Ağabeyi Mehmet Ali Yıldırım’ın 1995 yılının son aylarında Beyrut’a gittiğini ve burada yurt dışına çıkmak isterken Suriyeli polislerle yaşadığı tartışma sonucu tutuklandığını belirten İbrahim Yıldırım, “Ağabeyim oradan Avrupa’ya gitmek istiyordu. O sıra görüştüğü Suriyeli polislerin kendisinden 2 bin dolar aldığını ancak pasaportunu vermediğini biliyoruz. O süreçte yaşanan tartışma sonrası abimi tutuklayıp Suriye’ye getirmişler” diye konuştu.

"Öldü mü kaldı mı, başına ne iş geldi bir türlü haber alamadık"

Ağabeyinin akıbetini araştırmak için birçok kez Suriye’ye gittiklerini ancak bir sonuç alamadıklarını anlatan Yıldırım, 2004 yılında da babası Mustafa Yıldırım’ın evlat acısına daha fazla dayanamayıp hayatını kaybettiğini de söyledi. Ağabeyinin hayatından endişe ettikleri için çalmadık kapı bırakmadıklarını anlatan Yıldırım, “Öldü mü kaldı mı, başına ne iş geldi bir türlü haber alamadık kendisinden. Gidip hapishanelere soramadık, aynı akıbetin başımıza geleceğinden korktuk. Türk makamları ile birçok kez araştırdık ancak sonuca ulaşamadık” dedi.

Suriye’de 28 yıldır tutuklu bulunan Mehmet Ali Yıldırım’dan haber alınamıyor

"Artık gel, çocukların senin yolunu gözlüyor"

Esad rejiminin düşmesi ve mahkumların bırakılmasının ardından yeniden umutlandıklarını belirten Yıldırım, 21 yıl mahkum kaldıktan sonra Kilis’teki evine dönen Mehmet Ertürk’ün ağabeyi Mehmet Ali Yıldırım’la birlikte hapisten çıktığını kendilerine söylediğini ifade etti. Bunun üzerine ağabeyinden halen bir haber alamadıkları için yetkililerden yardım isteyen Yıldırım, “Ağabeyim eğer bizi görüyor ya da duyarsa, kendisine ’ülkene, toprağına, evine dön’ diyorum. Burada herhangi bir suçun veya araman yok. Artık gel, çocukların senin yolunu gözlüyor” diye konuştu.

"Yetkililerden yardım bekliyoruz"

Ağabeyi Mehmet Ali Yıldırım’ın 4 çocuğunun olduğunu ve kendisi hapisteyken bir evladının hayatını kaybettiğini de söyleyen İbrahim Yıldırım, “28 seneden beri bizim için yaşıyor haberini alabilmek büyük bir sevinç kaynağı olacak. Yetkililerden yardım bekliyoruz. Bizimkisi bir çığlık, yüreğimizin yangınına bir damla su olmalarını rica ediyoruz” şeklinde konuştu.

Cahit Özçelik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Şehit yakınları ve gazi ailelerinden Devlet Bahçeli’nin açıklamasına tam destek Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Kürtler bizim öz kardeşimizdir. Terör örgütü iki cihan düşmanımızdır” açıklamalarına şehit yakınları ve gazilerden tam destek geldi. 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri, Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tespitleri ve söylediklerinin son derece önemli olduğunu dile getirdi. Gündüz, “Her zaman önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışıyla hareket eden devlet adamı Devlet Bahçeli’nin, ‘Kürtler bizim öz kardeşimizdir. Terör örgütü iki cihan düşmanımızdır’ şeklindeki açıklamalarına sonuna kadar destek veriyoruz. Türkler ile Kürtler bugün ortak düşmanlar ve ortak tehlikeler karşısındadır. Bu tehlikelerden ancak ortak bir kararlılıkla kurtulabiliriz. Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi her iki taraf için hem dini hem de siyasi bir öneme sahiptir. Devleti bilen devlet adamı Dr. Devlet Bahçeli’nin tarihi tespitleri son derece önemlidir. Türkiye için doğruları korkusuzca savunan, mîllî duruşu her şeyin üstünde tutan Devlet Bahçeli’nin her konuşması her açıklaması, yılların birikimi, vatan sevgisi ve Türk milletine olan derin bağlılığının yansıması olan, köklü bir davanın liderinin ifadeleridir. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa, Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa, Kürt değildir. Coğrafya, birçokları için kader olabilir. Ama konu Türk milleti olduğunda, coğrafya bir destana dönüşür. Türk milleti ne olursa olsun, bölünmez, yıkılmaz. Birlik ve beraberliğimizle her zorluğun üstesinden geliriz. Bizim için coğrafya, fedakarlıkla yazılan bir kaderdir gibi önemli açıklamaları olan Devlet Bahçeli, Türkiye’nin terörle mücadelesinde her zaman hem en önde, hem en net kararlı duruşunu sergileyen en önemli liderlerden biridir” dedi.
Denizli DTO, üyelerine yeni nesil ödeme ve güncel vergi düzenlemelerini anlattı Denizli Ticaret Odası (DTO), üyeleri ile serbest muhasebeci mali müşavirlere yönelik Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Mevzuatı ve Güncel Vergi Düzenlemeleri Bilgilendirme Toplantısı yaptı. Denizli Defterdarlığı, Denizli Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) Odası ve Denizli Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (DESOB) iş birliği ile gerçekleştirilen toplantı yoğun ilgi gördü. DTO hizmet binasındaki Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Mevzuatı ve Güncel Vergi Düzenlemeleri konulu bilgilendirme toplantısına DTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Aracı ile Denizli Defterdarı Mustafa Özdemirci’nin yanı sıra Gelir İdaresi Grup Müdürleri Fatih Erdoğan, Recep Ömeroğlu ve Yusuf Malkoç, DESOB Başkan Vekili ve Denizli Lokantacılar Odası Başkanı Osman Üçgül, Denizli Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Erol Tüzen, Denizli Berberler ve Kuaförler Odası Başkanı Yakup Güleç, Denizli Şekerciler ve Pastacılar Odası Başkanı Abdurrahman Demirdak, Denizli Fırıncılar Odası Başkanı Bekir Karadaban, Bekilli Esnaf Odası Başkanı Gökhan Parmaksız, Buldan Esnaf Odası Başkanı Mehmet Kulalı, Çivril Esnaf Odası Başkanı Zeki Karahan, Güney Esnaf Odası Başkanı Soner Özdemir ve Tavas Terziler Odası Başkanı Mehmet Ali Bilal, Denizli SMMM Odası yetkilileriyle çok sayıda iş insanı katıldı. Toplantının açış konuşmasını DTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Aracı yaptı. Odanın çalışmaları ve hizmetleri hakkında üyeleri ile konuklarını bilgilendirmeler yapan Başkan Yardımcısı Aracı, “Değerli konuklar, daha önce de üyelerimizi sektörel güncel gelişmelerden ve düzenlemelerden haberdar etmek için çok sayıda etkinlik gerçekleştirdik. Katılım yine bugün ki gibi hep yoğundu. Talep oldukça da hem bu tür toplantıları hem de ücretsiz sektörel, kişisel ve mesleki gelişim eğitimlerimizi artırarak devam ettireceğiz. Üyelerimizin kendilerini güncelleyerek ve geliştirerek günümüzün şartlarına hızla uyum sağlamalarını ve rekabet güçlerini korumalarını önemsiyoruz. Bunun için gereken organizasyonları da genelde yine bu türde iş birlikleri ile kamu kurum ve kuruluşlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla yapıyoruz. İnternet sitemiz, üye gruplarımız ve kurumsal sosyal medya hesaplarımız aracılığıyla da duyurularını sizlere ulaştırıyoruz. Lütfen takip edip ilgi göstermeye devam ediniz” dedi. “Yeni uygulamalar iş yükünü azaltacak” Denizli Defterdarı Mustafa Özdemirci ise yeniliklerle hem mükelleflerin hem de onların mali yükümlülüklerini takip eden serbest muhasebeci mali müşavirlerin iş yükünün azalacağını düşündüklerinin altını çizerek, “Görevlerimizden biri de ticaret erbabı ile iş insanlarımız arasındaki rekabet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik uygulamalar yapmak. Yeni nesil cihazlarımızla ilgili düzenlemeyi de bu kapsamda değerlendiriyoruz. Geçtiğimiz ağustos ayındaki kanuni düzenlemelerle beraber belge düzenine uymayan mükelleflerle ilgili cezalarda yeni uygulamalar başladı. Önümüzdeki günlerde bununla da ilgili bir bilgilendirme toplantısı yapacağız. Bugün ki de bunların ilkidir. Katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Etkinlik açış konuşmalarının ardından Gelir Uzmanı Hüseyin Pamukoğlu’nun sunumuyla sürdü. Pamukoğlu, salondakileri yeni düzenlemenin nasıl yürütüleceği hakkında bilgilendirdi. Sunumun ardından salondakiler yetkililere merak ettikleri konular hakkındaki sorularını yöneltti.
İstanbul İdrar problemleri yaşayanlara ‘Mesane pili’ seçeneği: “Türkiye’nin her tarafından hasta geliyor” Toplumda birçok kişinin hayatını zorlaştıran idrar kaçırma, yapamama ya da aşırı aktif mesane gibi durumlarda uygulanan ‘Mesane pili’ tedavisi ile hastaların hayatı daha konforlu hale gelebiliyor. Tedaviyle ilgili bilgi veren Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Gökhan Çulha, “İdrar kaçırma çok sık rastlanılan bir hastalık. Her hafta muhakkak 2 geçici pil, 2 de kalıcı pil uygulaması yapıyoruz. Yüzde 50 başarı bile çok önemli çünkü bu hastaların artık son tercihleri. Hastaların hiç idrar kaçırmaması, bez, sonda kullanmıyor olması inanılmaz bir mutluluk. Aynı gün içinde hasta taburcu olabiliyor, başarımız yüzde 77-78’lerde. Türkiye’nin her tarafından artık hastam geliyor” dedi. Toplumda birçok kişi idrar kaçırma, yapamama ya da aşırı aktif mesane gibi durumlar nedeniyle çeşitli sıkıntılar yaşıyor. Uzmanlar, halk arasında ‘Mesane pili olarak bilinen sakral nöromodülasyon tedavisi ile hastaların yaşamının daha konforlu bir hale gelebildiğini aktarıyor. Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Gökhan Çulha da uygulamanın cilt altına bir elektrot yerleştirilerek mesane ve bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesini amaçladığını aktardı. Tedavi için kriterleri sağlayan hastalarda, kişiye fayda sağlayıp sağlamayacağının bir süre gözlendiğini belirten Doç. Dr. Çulha, hastaların işlem yapılan gün taburcu olabildiğini söyledi. “Fazla uyarılıyorsa azaltan, az uyarıyorsa da artıran bir tedavi” İdrar problemleri ve sakral nöromodülasyon tedavisine yönelik bilgiler veren Doç. Dr. Mehmet Gökhan Çulha, “Bir anda sıkışma tipiyle gelmesi önemli buna sıkışma tipi idrar kaçırma diyoruz. Bir de öksürüp, hapşırırken karın içi basıncının artmış olduğu durumlarda kaçırma var, sebepleri farklı olabiliyor. Altta yatan nörolojik sebepler, kilo fazlalığı, geçirilmiş doğumları idrar kaçırmanın başlıca sebepleri olarak söyleyebiliriz. Hastaların sıvılarını kısıtlamaları, çay, kahve gibi çok sık idrara çıkarabilecek alışkanlıklardan uzak durması gerekebilir. Pelvik taban kas egzersizleri fayda etmediyse medikal tedaviler uygulayabiliyoruz. Bir takım oral, ağızdan alınan ilaçlarla tedavileri gerçekleştirebiliyoruz. Bunlar fayda etmediği zamanlarda invaziv tedaviler devreye girebiliyor. Mesane içerisine uygulanan botulinum toksin uygulamaları özellikle sıkışma tipi idrar kaçırma tedavisinde yapılabiliyor. Bu da fayda etmediyse halk arasında ‘Mesane pili’ diye bilinen sakral nöromodülasyonu da uygulayabiliyoruz. Fazla uyarılıyorsa azaltan, az uyarıyorsa da artıran bir tedavi, nasıl yapıyor, hangi hastalıklarda kullanabiliyoruz; sıkışma tipi idrar kaçırması olan, idrarını yapamayan, temiz aralıklı kateterizasyon kullanan hastalarda da uygulayabiliyoruz” dedi. “Yaşam kalitesini inanılmaz artıran bir tedavi, başarımız yüzde 77-78’lerde” Doç. Dr. Çulha, “75 yaşının altındaki hastalarda uygulanabiliyor, üzerinde uygulanmamakta, ayrıca hastaların en az 2 yıl aşırı aktif mesane tedavisi ya da sıkışma tipi idrar tedavisi almış olması lazım. Medikal tedavinin yanında mesane içine botulinum toksin uygulaması da almış fayda görmemiş olması lazım. Sakral nöromodülasyon tedavisi yüzde yüz başarı sağlayan bir tedavi değil, her hastada aynı sonucu alamıyoruz, cihazın maliyeti de söz konusu olduğu için birinci basamakta bir test aşaması var. Mesaneyi uyaran sinirlerin yanına bir elektrot yerleştirilir. İlk başta dışarıdan uyarı verilerek hastanın 2-3 hafta takip edilmesi öneriliyor. Yüzde 50 ve üzerinde hastanın semptomlarında bir iyileşme varsa o zaman kalıcı basamağa geçebiliyoruz. Şu andaki usb stick’lerden biraz daha büyük olan bir pil dediğimiz o uyaran, kalça kısmına, hemen cildin altına yerleştirilip vücudun dışarısına hiçbir görüntü olmayacak şekilde implante edilebiliyor. Kumandası da var, yeni jenerasyon kumandalar cep telefonu şeklinde bir uygulamaya sahip. Cihazının enerjisini artırıp azaltabiliyorsunuz ya da kapatıp açabiliyorsunuz. Her hafta muhakkak 2 geçici pil, 2 de kalıcı pil uygulama seansını yapıyoruz. Pandemi sonra en fazla bu işlemi yapan kliniklerden birisiyiz. Çocuksa akranlarıyla problem yaşayabiliyor, bu problemi ortadan kaldırmak aslında mümkün. Son derece basit bir işlem, aynı gün içinde hasta taburcu olabiliyor. Kişinin yaşam kalitesini inanılmaz derece artıran bir tedavi, başarımız yüzde 77-78’lerde. İdrar kaçırma çok sık rastlanılan bir hastalık, bu kadar ileri seviyeye gelen hasta grubu gerçekten tedavisiz kalıyor, bez paraları, enfeksiyonlar, cilt tahrişleri. Türkiye’deki pilin ömrü 5-7 yıl arasında gidiyor” şeklinde konuştu. “Türkiye’nin her tarafından hastam geliyor” Tedaviyi uygulamanın yanı sıra eğitimler verdiklerini de belirten Doç. Dr. Çulha, sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa’daki üroloji asistanlarına, meslektaşlarımıza da bu ameliyatı öğretmek, daha ileri götürebilmek için sıklıkla toplantılar yapmaktayız. Yabancı bir cihaz taktığımız için tabi ki bir enfeksiyon riski var, bunu da kontrol edebiliyoruz. Hastanın hafif bir anestezi alması gerekiyor, işlem uygularken hastayla devamlı bir iletişim halindeyiz, bazı motor yanıtlar almamız gerekiyor, doğru yerde olduğumuzu anlayabilelim. Hasta operasyon sonrası birinci saatinde gayet normal, günlük işlerini yapabilecek konuma gelebiliyor. Yüzde 50 bir başarı sağlanması bile çok önemli çünkü bu hastaların artık son tercihleri bunlar. Kateterizasyon kullanmaları gerekiyor, bu da çok hassas bir durum. Her ne kadar temiz yapılıyor olsa da maalesef enfeksiyon başımızın belası. Hastalarımız inanılmaz teşvik edilerek geliyor çünkü Türkiye’nin her tarafından artık hastam geliyor. Bugünkü hasta, Batman’dan buraya kadar sadece bu kliniğin, hastanenin ismini duyarak gelmiş. Hastaların kuru kalması, hiç idrar kaçırmaması, bez, sonda kullanmıyor olması onlar için de bizler için de inanılmaz bir mutluluk. Daha fazla kadın hastalar oluyor, çocuk hastalarımız da çok fazlaca var. Uyguladığımız çocuk hastaların hemen hemen hepsinde çok ciddi sonuçlar almaya başladık, aldık”
İzmir Hollanda Krallığı Büyükelçisi Wijnands öğrencilerle buluştu Yaşar Üniversitesi, Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıl dönümünü kutlamak amacıyla, Hollanda Krallığı Büyükelçisi Joep Wijnands’ı "Türkiye-Hollanda İlişkileri" başlıklı konferansta ağırladı. Hollanda Krallığı Büyükelçisi Joep Wijnands, Yaşar Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. Türkiye ve Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerinin 100’üncü yılı vesilesiyle düzenlenen konferansta konuşan Büyükelçi Wijnands, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı ve Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, büyükelçiye plaket takdim ederken, Büyükelçi Joep Wijnands ise Hollanda’ya özgü el yapımı Delft Blue seramik tabak hediye etti. Türkiye ile Hollanda arasındaki arkadaşlığın 100 yıldan çok daha eskiye uzandığını söyleyen Wijnands, “Bağımız 1960’larda büyük fedakarlıklarla Hollanda’ya gelen Türk işçiler ile başladı. Şu anda Hollanda’da 500 bin Türk yaşıyor, çok güçlü bir Türk topluluğu var. Türkiye’yle çok sıkı bir ekonomik partnerliğimiz var. Türkiye’de 3 bini aşkın Hollandalı şirket var. Hollanda da Türk yatırımları için elverişli bir yer. Geçmiş, gelecekteki iletişimimiz için bir güven oluşturuyor” dedi. “Vize problemi siyasi bir mesele değil” Son yıllarda yaşanan turistik vize soruna da değinen Wijnands, “Vize sorunları konusunda biz de mutlu değiliz. Bekleme süreleri çok uzun. Bunu değiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Pandemiden sonra başvurularda büyük artış yaşandı. Bu nedenle de vize için çalışan elemanlarımız başvuru sayısına göre yetersiz kalıyor. Bu siyasi bir mesele değil, kapasite ve teknik meselesi. Geçen sene şimdiye kadarki en fazla vizeyi verdik. Bu konuya oldukça önem veriyorum. En kısa sürede iyileştireceğiz” diye konuştu.