EKONOMİ - 26 Ekim 2024 Cumartesi 11:50

Sanayiciler arsa tahsisi istiyor

A
A
A
Sanayiciler arsa tahsisi istiyor

Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, sanayicilerin fabrika kurmak için yoğun bir şekilde arsa tahsisi istediklerini söyleyerek, "Arsa tahsisi yapılırsa istihdama, üretime ve ihracata büyük katkı sağlayacak" dedi.


Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, 22 milyon metrekare alan sahip olan Kayseri OSB’de doluluğun yüzde 93 olduğunu belirtti. Sanayicilerin sürekli olarak Kayseri OSB’de arsa tahsisi yapılmasını istediklerini dile getirdiklerimi kaydeden Yalçın, "Organize Sanayi Bölgemiz 1973 Bakanlar Kurulu kararıyla kurulmuş bir organize. 2003 yılında da hemen yanı başındaki Hacılar Organize Sanayi Bölgesi ile birleşerek Kayseri Organize Sanayi Bölgesi ismini almıştır. Günümüze baktığımız zaman 22 milyon metrekare gibi bir alana sahip bir organize sanayi bölgemiz. Bin 500’e yakın fabrikamız mevcut. Organize sanayi bölgemizin alan olarak yüzde 93’ü dolu durumdadır ve fabrika yapılmıştır. Çok az yapı yapılmayan bir alan vardır. İnanıyoruz ki çok kısa bir süre zarfında da bu alan dolacaktır. Şu anda organize sanayi bölgemizde 300’e yakın resmi kiracımız var. Kiracılarımız bizlere ’enerji maliyetleri, işçilik maliyetleri fazla gelmekte, sizden fabrika yaptırmak için arsa tahsisi istiyoruz’ diyorlar. Biz de bu sanayicilerimize karşı duyarsız kalmak istemiyoruz. Özellikle de Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapmak istiyorlar. Çünkü bütün ham madde üreticileri, tedarikçiler, malzemeciler, işçi piyasası, beyaz yakalılar ve mavi yakalılar burada. Burası özellikle mobilya ve çelik kapıda üretimin merkezi. Sanayicilerimizde kendilerine yer verilmesini, yer verildiği takdirde hemen fabrika yaptıracaklarını söylüyorlar. Bizler de bu durumun farkındayız. Bu iş insanlarımız bizlere bize katma değer oluşturuyor, istihdam yapıyorlar, üretim yapıyorlar, ihracat yapıyorlar. Böylesine değerli sanayicilerin ortada ve çaresiz kalması, maliyetlerin altında ezilmesini istemiyoruz. Biz de bunu ’sanayicimiz arsa tahsisi istiyor’ diye sürekli dillendiriyoruz. Biz inanıyoruz ki burada arsa tahsisi yapıldığı zaman otomatik olarak bu üretime, istihdama, ihracata katkı sağlayacak ve ham maddenin tedarikinin ve malzemenin merkezi burası olduğu için de hiçbir sanayicimiz buradan gitmiyorlar. Başka alternatifleri kullanmıyorlar" ifadelerini kullandı.


Yalçın, "Sanayicimize yardım edin, yardımcı olun. Toprak tahsisi imkanı sağlayın. Çünkü biz inanıyoruz ki ülkeler üretimleriyle, ihracatlarıyla ayakta kalacaklar, büyüyecekler. Artık yeni dünya düzeninde üretmek en önemli etken. İhraç etmek en önemli etken. Bunun farkındayız. Böylesine bir tahsis yapıldığında da bunun hemen istihdama, üretime ve ihracata büyük katkı sağlayacağına canı gönülden inanıyoruz" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da Mescid-i Aksa maketinin yer aldığı ‘Minia Kudüs’ tırı ziyarete açıldı İçerisinde Mescid-i Aksa maketinin bulunduğu Minia Kudüs tırı, Bursa’nın İznik ilçesinde ziyarete açıldı. Çocuklara Mescid-i Aksa’nın tarihi ve önemi anlatılırken, boykot edilen ürünlerin kullanılmamasına vurgu yapıldı. İyi Ki Varsın Derneği tarafından hazırlanan ve içerisinde Mescid-i Aksa maketinin bulunduğu Minia Kudüs tırı, İznik’te ziyarete açıldı. Mescid-i Aksa ile Kubbet-üs Sahra maketini taşıyan Minia Kudüs tırı, Dörtyol Meydanı’nda 3 gün boyunca ziyarete açık tutulacak. Filistin topraklarının 955 yıl Türk hakimiyeti altında kaldığını belirten Araştırmacı-yazar Mehmet Kınlamaz, "İyi Ki Varsın Derneği’nin Kudüs hassasiyetini topluma aktarmak için düzenlediği bir programdayız. Babil Kralı II. Nebukadnezar’dan bugüne kadar devam eden bir paganist proje ile karşı karşıyayız. Bunun adına yeni düzen diyorlar. Şeytani bir plan. Gazze’de, İsrail tarafından düzenlenen çok ciddi bir soykırım söz konusu. Müslümanlara yapılan bir katliam söz konusu. Elbette ki Filistin toprakları 955 yıl Türk hakimiyeti altında kalmış topraklardır. Filistin davası öz ve öz Türklerin davasıdır. Bizim davamızdır. Devlet arşivlerinde hem şahsi mülk olarak hem de vakıfların mülkü olarak hem de devletin sahip olduğu tapular hala bugün de geçerlidir. İsrail’in, Müslümanlara uyguladığı bu katliamı toplumumuza aktarabilmek onlara Filistin davasını anlatabilmek derdindeyiz. Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemizdir. İkinci mescidimizdir. Üçüncü haremimizdir. Dolayısıyla Müslümanların bu konuda duyarlı olmalarını ve hassasiyet göstermelerini temenni ediyorum" şeklinde konuştu. Minia Kudüs tırında çocuklara ambargolu ürünleri kullanmamalarına da vurgu yapıldı
İstanbul “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kampanyası Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yıl sonuna kadar devam edecek kampanya ile tüm kadınlar, meme taraması hizmetlerinden yüzde 20 indirimli yararlanabilecek. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı”nda meme kanserinde erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla çeşitli etkinliklerle dikkat çekmeye devam ediyor. Ekim ayı boyunca hastane binasını pembe ışıklarla donatan Üniversite Hastanesi, “Şimdi Kontrol Zamanı” sloganıyla düzenlediği kampanya ile de kadınları, düzenli tarama ve kontroller konusunda bilinçlendirmeyi ve erken teşhisi teşvik ederek hayat kurtarıcı farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Kampanya kapsamında, 40 yaş altı kadınlara meme ultrasonu ve meme muayenesi, 40 yaş üstü kadınlara ise ultrason ve muayenenin yanı sıra mamografi hizmeti sunuyor. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türlerinin başında geliyor. Her 8 kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanseri ile tanışabiliyor. Bu sayı yaklaşık olarak kadınların yüzde 12’sini oluşturuyor. Her ay kendi kendine muayene, her yıl düzenli meme taraması, erken teşhise imkan sağlıyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yıl sonuna kadar devam edecek kampanya ile tüm kadınlar, meme taraması hizmetlerinden yüzde 20 indirimli yararlanabilecek. Meme dokusunda kanserin yanı sıra pek çok hastalık görülebilir Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ve Meme Sağlığı Merkezi Başkanı Prof. Dr. Hasan Besim, meme kanserinden korunmak için düzenli kontrollerin önemini vurguladı. “Kanser dışında meme ile ilişkili pek çok hastalık ve yakınma ortaya çıkabilir” diyen Prof. Dr. Hasan Besim, özellikle erişkin çağdaki kadınlarda, hormonlara bağlı meme dokusundaki değişimlerle ilişkili olarak belirli yakınmalar olabildiğine değindi. Meme dokusunda kanser olmayan, infeksiyöz patolojileri, gelişimsel anomali ya da varyasyonları gibi pek çok hastalık görülebileceğini söyledi. Prof. Dr. Besim, bu nedenle meme konusunda odaklanmış bir tedavi merkezinin gerekliliğinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi bünyesindeki Meme Sağlığı Merkezi’nin bu yaklaşımla faaliyetlerini sürdürdüğünü hatırlattı. Meme kanserinde etkili risk faktörlerine dikkat Meme kanseri açısından pek çok risk faktörünün varlığına işaret eden Prof. Dr. Hasan Besim, “Bu risk faktörlerinden bir bölümü ne yazık ki kaçınamayacağımız faktörlerdir. Yaş, ailede meme kanserli yakın bir akrabanın varlığı ya da genetik özellikler gibi çeşitli risk faktörlerini değiştirmek ne yazık ki mümkün değildir. Ancak obezite, aşırı alkol tüketimi, çeşitli hormon düzeyleri kontrol edilebilir risk faktörleri arasında yer alır” diyor. Prof. Dr. Besim, bu risk faktörlerinden herhangi birine sahip olmanın mutlaka meme kanseri gelişeceği anlamına gelmediğini de sözlerine ekliyor. Genetik testlerle meme kanseri riski belirlenebiliyor Aile yakınları arasında meme kanseri öyküsü bulunan kadınlarda bu kanser türlerine yakalanma riski artıyor. Genetik testler bu gruptaki her yaştan kadın için daha da önemli hale geliyor.Üniversite Hastanesi Genetik Tanı Laboratuvarı’nda BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki değişiklikler genetik testlerle tespit edilebiliyor.