SAĞLIK - 26 Ekim 2024 Cumartesi 13:53

“Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kampanyası

A
A
A
“Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kampanyası

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yıl sonuna kadar devam edecek kampanya ile tüm kadınlar, meme taraması hizmetlerinden yüzde 20 indirimli yararlanabilecek.


Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı”nda meme kanserinde erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla çeşitli etkinliklerle dikkat çekmeye devam ediyor. Ekim ayı boyunca hastane binasını pembe ışıklarla donatan Üniversite Hastanesi, “Şimdi Kontrol Zamanı” sloganıyla düzenlediği kampanya ile de kadınları, düzenli tarama ve kontroller konusunda bilinçlendirmeyi ve erken teşhisi teşvik ederek hayat kurtarıcı farkındalık oluşturmayı hedefliyor.


Kampanya kapsamında, 40 yaş altı kadınlara meme ultrasonu ve meme muayenesi, 40 yaş üstü kadınlara ise ultrason ve muayenenin yanı sıra mamografi hizmeti sunuyor.


Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türlerinin başında geliyor. Her 8 kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanseri ile tanışabiliyor. Bu sayı yaklaşık olarak kadınların yüzde 12’sini oluşturuyor. Her ay kendi kendine muayene, her yıl düzenli meme taraması, erken teşhise imkan sağlıyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yıl sonuna kadar devam edecek kampanya ile tüm kadınlar, meme taraması hizmetlerinden yüzde 20 indirimli yararlanabilecek.


Meme dokusunda kanserin yanı sıra pek çok hastalık görülebilir


Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ve Meme Sağlığı Merkezi Başkanı Prof. Dr. Hasan Besim, meme kanserinden korunmak için düzenli kontrollerin önemini vurguladı. “Kanser dışında meme ile ilişkili pek çok hastalık ve yakınma ortaya çıkabilir” diyen Prof. Dr. Hasan Besim, özellikle erişkin çağdaki kadınlarda, hormonlara bağlı meme dokusundaki değişimlerle ilişkili olarak belirli yakınmalar olabildiğine değindi. Meme dokusunda kanser olmayan, infeksiyöz patolojileri, gelişimsel anomali ya da varyasyonları gibi pek çok hastalık görülebileceğini söyledi. Prof. Dr. Besim, bu nedenle meme konusunda odaklanmış bir tedavi merkezinin gerekliliğinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi bünyesindeki Meme Sağlığı Merkezi’nin bu yaklaşımla faaliyetlerini sürdürdüğünü hatırlattı.


Meme kanserinde etkili risk faktörlerine dikkat


Meme kanseri açısından pek çok risk faktörünün varlığına işaret eden Prof. Dr. Hasan Besim, “Bu risk faktörlerinden bir bölümü ne yazık ki kaçınamayacağımız faktörlerdir. Yaş, ailede meme kanserli yakın bir akrabanın varlığı ya da genetik özellikler gibi çeşitli risk faktörlerini değiştirmek ne yazık ki mümkün değildir. Ancak obezite, aşırı alkol tüketimi, çeşitli hormon düzeyleri kontrol edilebilir risk faktörleri arasında yer alır” diyor. Prof. Dr. Besim, bu risk faktörlerinden herhangi birine sahip olmanın mutlaka meme kanseri gelişeceği anlamına gelmediğini de sözlerine ekliyor.


Genetik testlerle meme kanseri riski belirlenebiliyor


Aile yakınları arasında meme kanseri öyküsü bulunan kadınlarda bu kanser türlerine yakalanma riski artıyor. Genetik testler bu gruptaki her yaştan kadın için daha da önemli hale geliyor.Üniversite Hastanesi Genetik Tanı Laboratuvarı’nda BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki değişiklikler genetik testlerle tespit edilebiliyor.



“Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kampanyası

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beylikdüzü’nde sınavsız üniversite vurgunu: İran uyruklu öğrencileri yaklaşık 700 bin dolar dolandırdılar Türkiye’de üniversitelerdeki tıp bölümüne sınavsız yerleştirme ve yatay geçiş yapılacağı vaadi ile İran’dan getirdikleri öğrencileri yaklaşık 700 bin dolar dolandıran 9 şüpheli yakalandı. Beylikdüzü’nde kurdukları danışmanlık şirketini bir yurda çeviren ve dolandıracakları kişileri burada ağırlayan şüphelilerden 7’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul’da İran uyruklu bazı kişiler, Türkiye’de üniversiteye kaydolacakları vaadiyle dolandırıldıkları ihbarında bulundu. İhbar üzerine polis ekipleri tarafından çalışma başlatıldı. Dolandırıcılık Büro Amirliği tarafından olayla ilgili yapılan çalışmalarda, şüphelilerin Türkiye’de bulunan önemli üniversitelerin tıp bölümlerine sınavsız yerleştirileceği ya da yatay geçiş yaptırabileceği vaadiyle kandırıldıkları belirlendi. Şüpheliler, İran’da zengin ailelerle irtibata geçtikten sonra öğrenci ve ailelerini Türkiye’ye getirirken, yurt haline getirdikleri evlerde ağırladıkları tespit edildi. Büyükçekmece, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan izinle 3 ay süren teknik ve fiziki takibin ardından şüphelilerin 13’ünün İranlı, 2’sinin Türk olduğu belirlendi. Yaklaşık 700 bin dolar vurgun yapan 15 şüphelinin yakalanması için Ankara ve İstanbul’da eşzamanlı operasyon düzenledi. Türkiye’de bulunan 9 şüpheli gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanarak gözaltına alınırken, 6 şüphelinin ise yurtdışında olduğu belirlendi. Yakalanan şüpheliler emniyetteki tamamlanan işlemlerin ardından adli makamlara sevk edildi. Şüphelilerden 2’si sevk edildikleri adli makamlarca adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 7 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Tesis Yönetim Hizmetleri Mevzuat Çalıştayı düzenlendi Tesis Yönetim Hizmetleri Mevzuat Çalıştayı gerçekleşti. Tesis Yönetim Hizmetleri Mevzuat Çalıştayı 23 Ekim tarihinde Ankara’da düzenlendi. Çalıştay Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Suver ve Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Banu Aslan’ın yanı sıra kamu kurum kuruluşları, dernekler, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin katılımları ile gerçekleşti. Tesis Yönetim Hizmetleri Mevzuat Çalıştayı hakkında değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Daha önce bakanlığımız bünyesinde Konut Politikaları ve Tesis Yönetimi Hizmetleri Şube Müdürlüğü kurulmuştu. Yapılan bu çalıştay ile de tesis yönetimi sektöründeki standartlar, lisanslama ve denetim gereklilikleri ele alındı. Çalıştayda ayrıca sektörün kurumsallaşması, dijitalleşme, profesyonel eğitim ve sorumluluk alanlarının tanımlanması konuları da değerlendirildi. Tesis yönetim şirketlerinin sorumlulukları, çalışan yeterlilikleri ve sektörde sürdürülebilir bir gelişimin sağlanması için alınacak tedbirlerin değerlendirildiği çalıştay, tesis yönetimi sektörünün kurumsallaşması yönünde önemli bir başlangıç oldu” dedi. "Tesis yönetim hizmetlerinde kaliteyi yükseltmeliyiz" Tesis Yöneticileri Federasyonu (TEYFED) Başkanı Yahya Sağır da yaptığı değerlendirmede “Çalıştaya mevzuat komite üyelerimiz ile katılım sağladık. Özellikle tesis yönetimi şirketlerinin şeffaf, hesap verebilir ve Bakanlık yetkilendirmesi ile denetlenebilir hale getirilmesi gerektiği vurguladık. Mesleki yeterliliklerin sektörümüz için önemi, dijitalleşmenin gerekliliği, çalışanların düzenli mesleki eğitimlerle desteklenmesi gibi hususların sektörde kalitenin artırılması için önemli şartlar olduğunu paylaştık. Çalıştay kapsamında ayrıca, ceza ve yaptırım mekanizmalarının etkinliğinin artırılması gerektiği, mevcut yaptırımların caydırıcı olmaktan uzak olduğunu ifade ettik. Tesis yönetim hizmetlerinde kaliteyi artırmak için düzenleyici çerçevenin sıkılaştırılması gerektiği vurgulayarak çalıştaya özel raporumuzu sunduk” dedi. "Mevzuat güncellenmeli, yasal zemin sağlanmalı" Profesyonel Tesis Yöneticileri Derneği Başkanı Ozan Özen ise “Dernek olarak çalıştaya önemli katkılar sunduk. Çalıştayda, tesis yönetimi alanında lisanslama, denetim süreçleri ve profesyonellik kriterlerinin artırılması konuları detaylı olarak ele alındı. Bizler de, tesis yönetim şirketlerinin yeterlilik, sınıflandırma ve sorumluluk alanlarının netleştirilmesi, çalışan eğitimlerinin iyileştirilmesi ve mevzuatın güncellenmesi gerekliliği üzerine değerlendirmelerde bulunduk. Özellikle, tesis yönetim şirketlerinin yasal zeminde sınıflandırılması, bağımsız denetimlerin güçlendirilmesi ve sertifikasyon süreçlerinin geliştirilmesi gibi sektörü ileri taşıyacak başlıklarda önemli adımlar da değerlendirildi” dedi. Yapılan açıklamaya göre; tesis yöneticilerinin sahip olması gereken bilgi, beceri ve yetkinlikleri tanımlamak, mesleki yeterliliklerini geçerli ve güvenilir bir belge ile kanıtlamalarına imkân sağlamak, sınav ve belgelendirme kuruluşlarına kaynak ve referans oluşturmak ve adaylara mesleğe ilişkin rehberlik sağlamak amacıyla 18UY0354-6 kodu ile hazırlanmış olan Tesis Yöneticisi Mesleki Yeterlilik belgesi bulunuyor. Çalıştay tesis yönetim şirketlerinin ve bu alanlarda görev alan yöneticilerin hukuki, mali ve teknik mevzuat açısından standartlaştırılmasını sağlamayı hedefliyor. Bu konuda kamunun düzenleyici, denetleyici ve yol gösterici konumunun geliştirilmesi, konu hakkında da mevzuat çalışmalarına altlık oluşturması planlanıyor.
Samsun Muş: “Birinci gündemimiz Samsun-Ankara hızlı tren projesi" Ankara hızlı tren projesi" dedi. Samsun Milletvekili Mehmet Muş, Samsun’a yapılacak yatırımları ve gündemi değerlendirdi. Samsun Büyükşehir Belediyesi Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon’da düzenlenen toplantıda açıklamada bulunan Muş, merak edilen konular hakkındaki soruları da cevapladı. “1,6 milyar dolar ihracatımızı, Türkiye ihracatının yüzde 2’sine çıkartmamız lazım” İhracat payının artması için sanayi alanlarını genişlettiklerini ve yeni OSB’ler kurduklarını ifade eden Milletvekili Mehmet Muş, “Turizm, sanayi, tarım alanlarında bitirmek istediğimiz projeler var. Samsun’u bu alanlarda daha da ileri taşımak istiyoruz. Başlayan ve devam edenlerin yanı sıra başlayacak projeler var. 2028’e kadar ne hedeflediysek hayata geçirmiş olacağız. Tekkeköy Merkez OSB 4 milyon metrekareye çıktı. Kavak OSB 10 milyon metrekareye çıktı. Bizim şehrin ihracatını arttırmamız lazım. 1,6 milyar dolar ihracatımız var. Bunu Türkiye ihracatından yüzde 1, sonra da yüzde 2’ye çıkartmak gerekiyor. Bunun için de büyük ölçekli sanayi yatırımlarına ihtiyaç var. Büyük sanayiler için de yer ve altyapı lazım. Bizim elimiz bu anlamla bir yerlere geldi ve epey bir yerimiz var. Bu anlamda tahsislerine başladık. Kısa bir zaman içerisinde Havza OSB’nin de planları bitmiş olacak. Yakakent’te bir ihtisas OSB var, Vezirköprü’deki tamamlandı. Bazı OSB’lerde genişlemeler olacak. Bunların şehrimize üretim olarak katkısı var” dedi. "En hızlı biten hastanelerden birisi olacak" Yapımı devam eden, duran ve yapılması düşünülen sağlık yatırımlarındaki son durumdan bahseden Mehmet Muş, “Samsun Şehir Hastanesi, Aralık ayı itibariyle tamamlanacak. Temizlik, yatakların gelmesi, cihazların taşınması bir süreç alıyor. İnşallah 2025 Nisan ayında belki Mayıs’ta hizmet vermeye başlayacak. En hızlı biten hastanelerden birisi olacak. Hizmete de girmiş olacak. Atakum Devlet Hastanesi’nin de ihalesi yapıldı. İtiraz geldi, bakanlık itirazı reddetti. Onun sonucunu bekliyoruz, tekrar itiraz olacak mı diye. İhale kesinleşince de sözleşme yapılıp, yapım ihalesine başlamak istiyoruz. Başladıktan 2 yıl içerisinde de bitirmek gibi hedefimiz var. Atakum Devlet Hastanesi’ne ihtiyaç vardı, o bölge hızlı büyüyor. Yakakent-Alaçam Hastanesi’nde temel atıldı ve ilerliyor. Orayı daha hızlı bitireceğiz. Tekkeköy Devlet Hastanesi ikmale gitti. Mevcut yüklenicinin sözleşmesi feshedildi. İkmal ihalesine gitti. Oradaki kalan metraj hesaplanıyor. Onlar da bittikten sonra hızlıca ihale yapıp, önümüzdeki yıl orayı bitirmek istiyoruz. Bunlar bittiği zaman Samsun yatak kapasitesi olarak ihtiyacını karşılamış oluyor. İlerleyen zamanlarda bir planlama belki mevcut hastanelerin yenilenmesi ile alakalı olabilir. Onun haricinde Samsun’un çok büyük bir ihtiyacı kalmayacak. Yine Şehir Hastanesi ve Eğitim Araştırma Hastanesi’ne raylı sistem gelecek. Projelendirme yapılıyor. Projesi bittikten sonra ihale yapılıp, başlanacak. İlkadım içerisinden geçip bir kolu Eğitim Araştırma, bir kolu da Şehir Hastanesi’ne gitmiş olacak. Ayrıca gelecek araçlarla raylı sistem mevcut kapasitesi de arttırılmış olacak” diye konuştu. Adliye yatırımlarındaki son durum İl genelindeki adli yatırımlardan da söz eden Mehmet Muş, “Aralık ayında Adli Tıp Bölge Başkanlığı tamamlanacak. Samsun haricinde civar illerin de buraya bağlanacağı bir bölge olacak. Şu an mevcut bir yerde hizmet veriyoruz. Aralık’ta teslim alınca o binaya taşınacağız. Bölge İstinaf Mahkemesi’nin de projesi bitti. Onu da Atakum’a yapmayı düşünüyoruz. İstinaf ve eski adliyede bulunan birimlerin hepsi Atakum’daki yeni yere gidecek. O alanı açıp tarihi adliye binasını da tekrar temizleyip, restore edip belki valilik belki başka bir şey olarak kullanıma açacağız. Yeşilkent Kavşağı’nı Aralık başında açacağız. O kavşak kesintisiz olarak çalışmış olacak. Kışın büyük zorluk oluyordu. Şimdi daha büyük bir alana yayılmış olacak. O da bizi ciddi anlamda rahatlatacak” şeklinde konuştu. Çinli otomotiv firmasının ve BAYKAR’ın yatırım söylentileri hakkında da bilgi veren Muş, “Bazı işler netleşince konuşmak daha iyi olur. Çalışmalar devam ediyor. İş bittikten sonra detaylar verilebilir. Hükümet, bakanlık ve bizlerin gayreti var. Yakın takip ediyoruz. Yapılacak olan ne varsa biz bu taraftan yapıyoruz. Burada biraz bekleyeceğiz. Bazı işleri bitmeden konuşmak çok iyi değildir. Samsun ve Havza OSB’ye ilgi var. Bazı büyük firmalar ilgileniyorlar. Yerle alakalı ön tahsislerle alakalı görüşüldü. 1-2 ay sabra ihtiyacımız var. Samsun’daki firmalara da diğer şirketlerin ilgileri var. İlginin olması normal bir durum” ifadelerini kullandı. “Birinci gündemimiz Samsun-Ankara hızlı tren projesi" Enerjilerinin büyük çoğunu Samsun-Ankara hızlı tren hattı ve Atakum Çevre Yolu’na verdiklerine dikkat çeken Muş, “Şu anda Ankara-Samsun arasında bir otoyolumuz var. Ana gündemimiz, bütün odağımız tren, raylı sistem yani hızlı trenin yapılması. Öncelikli gündemimiz bu. Trafik ihtiyacı, yoğunluk artar, ihtiyaç hasıl olur Ankara-Samsun otobanı projelendirilebilir. Trabzon-Samsun arasında da Karadeniz Sahil Yolu var. Şu anda da işliyor. Onun haricinde ilave bir yol, çalışma gündemde yok. Böyle çok enerjimizi verdiğimiz bir yer değil. Enerjimizi daha çok saydığımız projelere vermek istiyoruz. Bizim için en kritik Samsun-Çorum-Ankara üzerinden Mersin Limanı’na inmek. Bizim için en önemli iş bu. Çünkü bu hem sanayiyi bu tarafa getirecek ve ulaşım anlamında bize çok ciddi kolaylık sağlayacak. Lojistik anlamında, yolcu taşımacılığının ötesinde bir şey bu. Birinci gündemimiz şu anda bu ve hayata geçirmek istiyoruz. Önümüzdeki yıl Batı Çevre Yolu ile bu bahsettiğimiz projenin ihalesini yaptırmak gibi bir hedefimiz var” açıklamasında bulundu. “Sahillerin tamamını koruma altına alacağız, kaçak yapılaşmaya müsaade etmeyeceğiz” İklim değişikliğine bağlı olarak yaz turizminin de gündeme alındığına değinen Muş ayrıca şunları söyledi: “Karadeniz’deki en büyük iki temel problemimiz var. Birisi burada sezon kısa, fakat bu küresel ısınmadan dolayı süre uzuyor şu anda. Dolayısıyla bizim sahillere sahip çıkmamız lazım. Çarpık yapılaşma, plansız yapılaşma hiçbirine müsaade etmeyeceğiz. Bütün sahilleri koruyacağız. İkincisi bizim burada en büyük zorlayan şeylerden bir tanesi Karadeniz daha dalgalı olduğu için denize girme her zaman mümkün olmuyor, rahat olmuyor. Dolayısıyla deniz turizminin gelişmesinin önünde iki faktör var. Ancak mevsimlerden dolayı burada sezon uzayacak gibi duruyor. Dolayısıyla biz şimdi Büyükşehir belediyemizde 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planıyla beraber bu sahillerin tamamını koruma altına alacağız. Burada kaçak yapılaşmaya binaen hiçbirine müsaade etmeyeceğiz. Çünkü bu olursa o zaman koruyamayız orayı. Bütün bu insanların hakkı gasp edilmiş olur. Yani bu kayıt dışı, kanunsuz, nizamsız işin hiçbirini müsaade etmek istemiyoruz. Nerede bir hukuksuzluk varsa üzerine gideceğiz. Niye, çünkü o sahilleri koruyacağız ki daha planlı yatırımlar olursa o zaman burası işte deniz turizminde de öne çıkar. Eğer sahilini korursanız yarın öbür gün yatırımcıya yer verirsiniz, tahsis edersiniz gidip de herkes kafasına güzel yapı yapmaya kalkarsa elimizden çıkar. Buna müsaade etmeyeceğiz arkadaşlar." Toplantıya ayrıca AK Parti Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, Tekkeköy Belediye Başkanı Mustafa Candal, partililer ve davetliler katıldı.