SAĞLIK - 23 Ekim 2024 Çarşamba 11:27

İnmenin 3 belirtisine dikkat

A
A
A

Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Nurhan Yılmaz, inme geçiren hastalarda hızlı müdahalenin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Yüzde kayma, konuşma bozukluğu ve kolda güçsüzlük, inmenin en önemli belirtilerdir. Bu belirtiler görülen kişi, hiç beklemeden en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir” dedi.

Beynin damarsal hastalıkları sonucu meydana gelen işlev kaybına felç ya da inme denildiğini aktaran Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Nurhan Yılmaz, şu anda Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kadar inme geçirmiş hasta bulunduğunu ve her yıl bu hastalara 250 bin kişi daha eklendiğini söyledi. İnmenin Türkiye’de ve dünyada fonksiyon kaybına ve yeti yitimine en sık sebep olan hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Yılmaz, inmenin aynı zamanda ölümcül bir hastalık olduğunu, Türkiye’de en çok ölüme yol açan hastalıklar arasında üçüncü sırada yer aldığını ifade etti.

“Erkeklerde daha fazla görülüyor”

İki tür inme olduğunu belirten Dr. Yılmaz, “Yüzde 80 olarak beyindeki bir damarın tıkanması veya daralması sonucu ortaya çıkan iskemik belirti şeklinde görüyoruz. Yüzde 20 oranında daha nadir olarak da beyin damarlarından herhangi birinin çatlaması ya da yırtılması sonucu ortaya çıkan beyin kanamalarını yani hemorajik inmeleri görüyoruz. Erkeklerde daha fazla rastlanmasına rağmen inme kadınlarda daha ölümcül oluyor. Aynı zamanda tansiyon hastalığı olan, şeker hastalığı olan, kolesterol yüksekliği olan, obezitesi olan hareketsiz kişilerde sigara ve alkol kullanan kişilerde inmeyi daha fazla görüyoruz. Özellikle akciğer fibrilasyon dediğimiz ritim bozukluğu olan kişilerde inme daha fazla görünüyor” dedi.

İnmenin 3 belirtisine dikkat

“Üç belirti inme habercisi”

Beynin değişik bölgeleri vücudun değişik bölgelerini ve değişik fonksiyonlarından sorumlu olduğu için beynin etkilenen alanına bağlı olarak da hastalarda görülen klinik bulguların değiştiğini anlatan Dr. Yılmaz, hastaların daha çok konuşma bozukluğu, kas güçsüzlüğü, denge koordinasyon bozuklukları, hafıza kayıpları ve görme bozukluklarıyla hekime başvurduklarını ifade etti. İnme bulgularının toplum tarafından bilinmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Yılmaz, temel 3 bulguyu yüzde kayma, konuşma bozukluğu ve kolda güçsüzlük olarak sıraladı.

“İnmede zamanla yarışıyoruz, saniyeler ve dakikalar bile önemli”

İnmenin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dikkat çeken Dr. Yılmaz, “Buradaki tedavi edilebilir kısmında önemli olan erken tanı. O yüzden inme olduğunda tanımamız ve şüphelendiğimiz durumda neler yapmamız gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Çünkü zamanla yarışıyoruz. Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği ve Türk Nöroloji Derneği ‘Zaman beyindir’ sloganını belirledi. Zaman çok önemli bizim için. İnme tedavisi çünkü zamana bağlı, vakit kaybetmemek, evde olayın düzelmesini beklememek ve şüphe varsa hemen 112’yi aramamız gerekiyor. İnme tedavi edilebilir bir hastalık dedik ama akut dönem dediğimiz ilk saatler bizim için çok önemli. Saniyeler, dakikalar kişinin hayatı için ve fonksiyon yitimi açısından çok önemli” dedi.

112 Acil Müdahale ekibinin hastayı aldığı an inme merkezine götürdüğünü belirten Dr. Yılmaz, bu hastalara ilk dört buçuk saat içerisinde pıhtı açıcı tedavi uygulandığını; büyük bir damar tıkanıklığı var ise durumda anjiyo işlemiyle damara girip bu pıhtının dışarı çekildiği trombektomi işleminin uygulandığını dile getirdi.

“Doktor kontrollerini aksatmayın”

Düzenli doktor kontrollerinin önemine işaret eden Dr. Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Ben sağlıklı olduğumu düşünüyorum. O yüzden hiç doktora gitmiyorum’ cümlesi güzel ve iyi bir cümle değil. Damar hastalıkları belirli bir seviyeye ulaşmadan riskleri ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bunun için de düzenli doktor kontrollerine gitmemiz gerekiyor. Aynı zamanda yaşam tarzımızı değiştirmek ve damar dostu bir yaşam stili benimsememiz gerekiyor. Bunu yediğimizde, içtiğimizde, yürümemizle, uykumuzla, sporumuzla yapabiliriz.”

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Türk Eğitim-Sen Ziya Gökalp’i vefatının 100. yılında memleketi Diyarbakır’da anıyor Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi 24-27 Ekim 2024 tarihleri arasında Diyarbakır’da vefatının 100. yılında Ziya Gökalp Sempozyumu başlıklı ve bağlantılı etkinlikler düzenliyor. Etkinlik ile Türk milletinin kültürel ve milli değerlerinin korunup yaşatılmasında büyük katkıları olan Ziya Gökalp’in fikirlerinin günümüze yansımalarını ve Türkiye Yüzyılındaki etkilerini ele almayı amaçladığı belirtildi. Türk düşünce hayatının önemli isimlerinden biri olan Ziya Gökalp, Türk milletinin birliğini ve beraberliğini sağlayan milliyetçilik anlayışının teorisyeni olarak kabul edilir. Türk halk kültürü, Türk milliyetçiliği ve Türkçe üzerine yaptığı çalışmalarla, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine büyük katkıda bulunan Gökalp’in din, bilim, ekonomi, siyaset gibi pek çok alanda geliştirdiği fikirler, hem Osmanlı’nın son döneminde hem de Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk toplumunu şekillendiren temel düşünceler arasında yer alır. Atatürk tarafından fikirlerinin babası olarak ifade edilen Gökalp’in düşüncelerini yorumlamayı amaçlayan bu etkinlik, günümüz Türkiye’sinde bu fikirlerin ne şekilde ele alındığını, nasıl yorumlandığını ve Türk milletinin geleceği adına nasıl daha fazla anlaşılacağını tartışmayı hedeflemektedir. Sempozyumun açılışı, 25 Ekim 2024 sabahında Diyarbakır’da bulunan Ziya Gökalp Müzesi’nde gerçekleştirilecek ardından Selahaddin Eyyubi Camii’nde Atatürk, Ziya Gökalp ve aziz şehitler için Mevlidi Şerif okutulacağı belirtildi.
Manisa Manisa’da spor yoluyla kardeşliği pekiştirdiler Manisa’da FC Barcelona Barça Vakfı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ortaklığında yürütülen proje ile çocuklara spor eğitimi verildi. Manisa’da FC Barcelona Barça Vakfı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ortaklığında yürütülen "Spor Yoluyla Barışı ve Koruma Altındaki Gençler ile Ev Sahibi Topluluktan Gençler Arasında Sosyal Uyum Destekleme Projesi" kapsamında voleybol, basketbol, futbol ve hentbol eğitimleri verildi. Spor yoluyla verilen eğitimler sayesinde çocuklar arasında kardeşlik ve sosyal uyum pekiştirildi. Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün koordinesinde yürütülen proje, Kula, Şehzadeler, Yunusemre, Turgutlu, Akhisar ve Salihli ilçelerinde yaşayan 8-16 yaş arasındaki ev sahibi ve mülteci topluluklardan kız ve erkek çocuklarına hitap ediyor. Proje, spor aracılığıyla barış ortamı oluşturmayı, nefret söylemi ve çatışmaların önüne geçmeyi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine bağlı sorunlardan çocukları korumayı hedefliyor. Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü antrenörleri tarafından verilen ve dört ay süren eğitimlerin ardından eğitime katılan çocuklar arasında dostluk turnuvası düzenlendi. Projeyle ilgili açıklama yapan Gençlik ve Spor Bakanlığı Uluslararası Projeler Daire Başkanı Dr. Ümran Başar, “Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak Manisa ilimizde ilk kez uyguladığımız bu proje, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve FC Barcelona Barça Vakfı tarafından fonlanan önemli bir çalışmadır. Hedefimiz Türkiye’de geçici ve uluslararası koruma altındaki gençlerle kendi gençlerimizi spor ve sosyal uyum yoluyla bir araya getirmek ve barışçıl bir ortam sağlamak. İlk aşamada yaklaşık 550 gencimize ulaştık. Dört aylık eğitimlerin sonunda bugün dostluk turnuvası düzenliyoruz. Çocuklarımızı hentbol, basketbol, futbol ve voleybol branşlarında eğiterek kaynaşmalarını sağlıyoruz. Bu ve benzeri projelerimiz devam edecek" diye konuştu. Eğitimlere katılan çocuklar ise bu proje sayesinde yeni arkadaşlar edindiklerini ve birlikte çok güzel zaman geçirdiklerini belirtti. Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından 8 Eylül Futbol Sahası’nda organize edilen turnuvanın açılışına Gençlik ve Spor Bakanlığı Uluslararası Projeler Daire Başkanı Dr. Ümran Başar, Manisa Vali Yardımcısı Mevlüt Özmen, Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürü Yunus Öztürk, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Türkiye Sözcüsü Selin Ünal, Türk Kızılay Manisa İl Merkezi Başkanı Öner Gürsel ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Sakarya 8 yıllık hasret bitiyor: ADARAY’ın ilk seferi öncesi son rötuşlar Sakarya Büyükşehir Belediyesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda vatandaşların hizmetine açacağı ADARAY’ın ilk seferi öncesi Adapazarı ve Arifiye arasındaki raylar kontrol ediliyor, duraklar yeni yüzüne kavuşuyor. Sakaryalıların uzun yıllardır ayrı kaldığı ADARAY için hasret sona eriyor. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın kısa bir süre önce müjdesini duyurduğu ADARAY için hasret, 8 yıl sonra bitiyor. 2016 yılında seferleri sona eren ADARAY, Başkan Alemdar’ın girişimleri ve Büyükşehir ulaşım ekibinin yürüttüğü hummalı çalışmanın sonunda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda seferlerine yeniden başlayacak. Adapazarı- Arifiye hattında yeniden hizmet verecek ADARAY için Büyükşehir ekiplerince hummalı bir çalışma yapılıyor. Ekipler Adapazarı Garı, Aziz Duran Parkı, Mithatpaşa, 32 Evler, Terminal, Arifiye Bahçelievler ve Arifiye olmak üzere toplamda 7 istasyonun çevrelerindeki kaldırımla bordür taşlarını, uyarı levhalarını, bankları, aydınlatmaları yeniliyor. Güvenli yolculuk için duraklarda, güzergahtaki ses ve kamera sistemlerin bakımını da yapan Büyükşehir konforlu ve güvenli bir tren yolculuğu için çizgileri çiziyor, korkuluk sayısını artırıyor. Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “29 Ekim’de yeniden hizmete girecek ADARAY’ın güzergahındaki tren rayları ve duraklarında, TCDD ile eş zamanlı olarak bakım-onarım çalışmalarına başladık. 7 farklı istasyonda ekiplerimiz yenileme çalışmalarını gerçekleştiriyor, yolcuların güvenliği için güvenlik önlemlerini arttırıyoruz. Çalışmalarımızı belirlenen tarihe kadar tamamlayacağız” denildi. Sakarya, ADARAY’a 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda kavuşacak.