ASAYİŞ - 23 Ekim 2024 Çarşamba 10:22

Başakşehir’de çatıda tamirat sırasında ipli güvenlik önlemi: Yürekleri ağızlara getiren anlar kamerada

A
A
A

Başakşehir’de çatıda tamirat yapan iki kişinin iple aldığı güvenlik önlemi korkuttu. Bir kişi, arkadaşını bağladığı ipin ucundan tutarken, tamirat bir süre devam etti. Yürekleri ağızlara getiren çalışma kameraya yansıdı.

Edinilen bilgiye göre olay geçtiğimiz günlerde Başakşehir Altınşehir Mahallesi’nde meydana geldi. İki arkadaş, tamir için 3 katlı binanın çatısına çıktı. Biri elindeki ipi diğerine bağlayarak kendince güvenlik önlemi aldı. Bir kişinin çatı tamiri yaptığı diğerinin ise ipi tuttuğu anlar yürekleri ağızlara getirdi. O anlar cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.

Batuhan Toprak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kekemelik çoğunlukla 2-6 yaş arasında ortaya çıkıyor Kekemeliğin çoğunlukla çocukluk döneminde dil ve konuşma becerilerinin hızla geliştiği 2-6 yaş arasında ortaya çıktığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Aşena Karamete, kekemeliğe erken müdahalenin önemini vurguladı. Kekemeliğin bir hastalık değil, nöro-çeşitlilik olduğunu kaydeden Karamete, “Kekemeliğin beynin plastik yapısı nedeniyle özellikle çocukluk döneminde tamamen ortadan kalktığı durumlar söz konusudur. Erken dönem müdahalede, dil ve konuşma terapilerinin bu sürece olumlu katkı sağlayabileceği bilinmektedir” dedi. İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Aşena Karamete, kekemelikle ilgili değerlendirmede bulundu. Kekemeliğin birçok faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkan karmaşık bir akıcılık bozukluğu olduğunu belirten Karamete, “Genetik yatkınlık, nörolojik farklılıklar ve çevresel etkenler kekemeliğin başlıca nedenleri arasında sayılabilir. Beynin konuşma kontrol mekanizmalarındaki işleyiş farklılıkları da kekemeliğin ortaya çıkmasına neden olabilir” açıklaması yaptı. Çoğunlukla 2-6 yaş arasında görülüyor Kekemeliğin çoğunlukla çocukluk döneminde ortaya çıktığını belirten Karamete, “Çocukluk döneminde, dil ve konuşma becerilerinin hızla geliştiği 2-6 yaş arasında kekemeliğin ortaya çıktığı görülmektedir. Ergenlik veya yetişkinlik döneminde de kekemelik başlayabilir ancak bu nadir görülen bir durumdur” diye konuştu. Kekemelik bir nöro-çeşitliliktir Kekemeliğin bir hastalık olmadığını belirten Karamete, “Kekemelik tam anlamıyla tedavi edilebilen bir durum değildir, çünkü bir hastalık değil nöro-çeşitliliktir. Ancak doğal süreçte kekemeliğinin beynin plastik yapısı nedeniyle özellikle çocukluk döneminde tamamen ortadan kalktığı durumlar söz konusudur. Erken dönem müdahalede, dil ve konuşma terapilerinin bu sürece olumlu katkı sağlayabileceği bilinmektedir” dedi. Etkili terapi yöntemleri, konuşmayı daha akıcı hale getirebilir Kekemelik terapisinde bireyin kekemeliği yönetme becerisinin geliştirildiğini kaydeden Karamete, “Terapide hedef, kişinin kekelemesini tamamen ortadan kaldırmaktan ziyade, kekelemenin getirdiği olumsuz duygusal ve sosyal etkileri azaltarak, kişinin daha rahat ve etkili bir şekilde iletişim kurmasını sağlamaktır. Terapilerle birlikte, bireyin kekemeliği yönetme becerileri gelişir ve kendini ifade etme sürecinde yaşadığı sıkıntılar en aza indirilebilir. Kekemelikle yaşayan birçok birey, etkili terapi yöntemleri sayesinde konuşmalarını daha akıcı hale getirebilir. Terapi süreci boyunca bireyin motivasyonu, terapiye düzenli katılımı ve terapistin uzmanlığı büyük önem taşır” diye konuştu. Kekeme bireyin konuşması kesilmeden dinlenmeli Kekemelik yaşayan bireylere toplumun yaklaşımının, onların kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlamak adına son derece önemli olduğunu vurgulayan Karamete, “Kekemelikle karşılaştığınızda sabırlı olmak, konuşmalarını kesmeden dinlemek ve onları düzeltmeye çalışmamak gerekmektedir. Dünya Kekemelik Farkındalık Günü’nde, kekemelikle ilgili toplumsal bilinç ve anlayışın artmasına yönelik farkındalık oluşturmak, kekeleyen bireylerin yaşam kalitesini yükseltmeye katkı sağlayacaktır” dedi. Dr. Öğretim Üyesi Aşena Karamete, Atlas Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi kliniğinde, kekemelik ve diğer akıcılık bozukluklarının terapisinin, alanında yetkin ve deneyimli terapistler tarafından yürütüldüğünü sözlerine ekledi.
İstanbul Büyükçekmece’de çatı katında korkutan yangın İstanbul Büyükçekmece’de 3 katlı bir binanın çatı katı alev alev yandı. Metrelerce yükselen alevler çevrede paniğe neden olurken, ev kullanılamaz hale geldi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sonrasında söndürülen yangın anları ise cep telefonu kamerasına yansıdı. Yangın, saat 10.30 sıralarında Büyükçekmece Mahallesi Ulus Mahallesi’nde 3 katlı bir binanın çatı katında çıktı. Henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın kısa sürede büyüdü. Tüm çatıyı kaplayan alevler metrelerce yükseğe çıkarken, çevrede panik dolu anlar yaşandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin uzun süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, soğutma çalışmalarının devam ettiği öğrenildi. Yangın yaralanan olmazken, çatı katı kullanılamaz hale geldi. Öte yandan, çatı katının alev alev yandığı o anlar ise çevredeki vatandaşların cep telefonu kamerasına yansıdı. “Evim kül oldu” Evi alev alev yanan Mustafa Satılmış, “Yangın ben uyurken başladı. Çocuklarım ‘Baba ev yanıyor’ diyerek beni uyandırdı. Nereden başladığına dair bir fikrim yok. Prizde farklı bir şey takılı değildi, buzdolabı, bulaşık makinesi gibi şeyler prizi takılıydı sadece. İtfaiye ekipleri de geç geldiler. Evim kül oldu, kullanılamaz halde” diyerek yaşanan olayı anlattı.
İzmir Coşkun Başbuğ: "Bahçeli; oyunu bozma, maskeleri düşürme adına bir teklif sundu" Emekli İstihbarat Albay, Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin PKK elebaşı Abdullah Öcalan çıkışıyla ilgili, “Öcalan’ın öyle serbest kalacağını, meclise geleceğine veya ortalıkta gezeceğini asla ihtimal vermiyorum; çünkü bu 85 milyonu karşına almak demek. Burada daha çok mecazi bir anlam kullandı Bahçeli; oyunu bozma, maskeleri düşürme adına bir teklif sundu. Bahçeli; bölgenin, coğrafyanın yaşadığı kritik süreçte, birlik beraberliğinin önemini kavrayan bir devlet adamı olarak açıklama yaptı. Bahçeli bilmiyor mu Öcalan’ın meclise gelmeyeceğini, getirilmeyeceğini? Netanyahu neyse Öcalan o. İkisi de aynı şeyleri yaptılar. Bu kişinin yeri cezaevidir ve orada kalmalıdır” dedi. Emekli İstihbarat Albay, Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a yönelik çıkışıyla ilgili açıklama yaptı. Coşkun Başbuğ, Bahçeli’nin kurduğu cümlelerin kolay kurulan cümleler olmadığını söyledi. Başbuğ, “40 yıldır biz bu yolda ülke olarak, millet olarak maddi manevi büyük kayıplar yaşadık. Çözüm süreci mesela benim içinde olduğum bir dönemdi ve destekledim. Neden? Devlet iyi niyette dedi ki, ‘bunlar işi kavgaya, ayrışmaya, çatışmaya kurmuş. Biz de tam tersi barışa, kucaklaşmaya ve kavga sürecini sonlandırmaya kurmalıyız’ diyerek bir çözüm süreci başlattı. Çok iyi niyetle yola çıkılan bir çıkıştı ve eğer işleseydi ciddi anlamda sahada etki üretirdi" ifadelerine yer verdi. "Bunlar kolay kurulan cümleler değil" Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, "Bahçeli, bölgenin, coğrafyanın yaşadığı kritik süreçte, birlik ve beraberliğinin önemini kavrayan bir devlet adamı olarak, dedi ki; iç kale birlik beraberlik, önümüzdeki süreçte en çok ihtiyaç duyacağımız konular ki dünyanın şuan özellikle bölgemizin nereye gideceğini kimse kestiremiyor. Dolayısıyla köprüden önce son çıkış, bir şans verelim. Burada DEM içinde yanlış yolda olduğunu düşünenler, sadece siyasileri düşünmeyin, seçmen taban dahil buna. PKK içerisinde; bu işten pişmanlık duyan, örgütün pençesine düştüğü için bir şekilde kurtulamayanlar veya örgüt tarafından kafası karıştırılanlar, kim varsa bütün genel bir çerçeve çizerek bir barış teklifi sunalım, bir el uzatalım. Bu ele uzananları da tutup, o birlik beraberlik anlamında bünyemize katalım. Şimdi bunlar kolay kurulan cümleler değil. Burada, Bahçeli’nin ‘uzanan eli boş çevirmeyin; ama tutmuyorsanız da sonuçlarına katlanırsınız’ demesindeki maksat bu” dedi. "Bahçeli bilmiyor mu Öcalan’ın meclise gelmeyeceğini, getirilmeyeceğini?" Başbuğ, “Ben bunu şöyle okuyorum; elbette bebek katili Abdullah Öcalan, gelip de meclise böyle bir konuşma yapmaz. Elbette bebek katili Abdullah Öcalan, meclise gelip, çıkarılıp oralara getirilecek değil. Burada daha çok mecazi bir anlam kullandı Bahçeli; oyunu bozma, maskeleri düşürme adına bir teklif sundu. Bunu alıp başka yerlere çekmek bana göre yanlış anlaşılmaya sebebiyet verir. Ben Bahçeli’nin, bu yaşa gelmiş bir kişinin, öyle tutup da örgütle pazarlık edeceğini veya Abdullah Öcalan denilen katile özgürlük isteyeceği falan asla öyle şeyi düşünmüyorum. Bir takım çevreler hemen buraya çektiler olayı. Enteresandır o çevreler, düne kadar bunu dillendiren Özgür Özel’e, CHP’ye hiçbir tepki göstermediler. Burada çok net bir tavır var devletin aldığı; kavgayı, barışı, oyunu bozma adına aldığı bir hamle var. Bu birilerini rahatsız eder. O rahatsız edenler de hemen çıkış yolunu buradan aradılar. Bahçeli bilmiyor mu Öcalan’ın meclise gelmeyeceğini, getirilmeyeceğini? Bahçeli bilmiyor mu o aldığı cezayı çekmeye devam edeceğini? Burada dolaylı bir gönderme; yani birden fazla çevreye yazılan bir mektup var. Bunun içerisinde; Amerika’da var, Suriyeliler de var, Iraklılar da var. Burada esas niyeti Bahçeli’nin; ayrıştırarak oyunu bozma, maskeyi düşürme, kazanabildiklerimizi kazanıp, en kötü ana; yani o kavganın, savaşın büyüdüğü ana hazırlık yapma. Bütün bu niyette yapılan bir çağrı olarak görüyorum” diye konuştu. "Kullanana son fırsat. Karşılık bulur mu? Bulma ihtimali var" Başbuğ, şöyle devam etti: “Dostane bir mesaj olarak söylendiği kanaatindeyim. Gerçekten de kullanana son fırsat. Karşılık bulur mu? Bulma ihtimali var. Bulursa kim kazanır? Elbette biz kazanırız. Kim kaybeder? Elbette bu oyunu kuranlar kaybeder. Öcalan 40 bin kişinin katili. Netanyahu’ya ne diyoruz? 42 bin. Netanyahu neyse Öcalan o. İkisi de aynı şeyleri yaptılar. Kundaktaki bebeği sıktılar ve kendi halkına Öcalan, kurşun sıkan, ‘Kürt haklarını savunuyorum’ diye Kürtleri yakan, diri diri yakan, köyleri katleden, o kanlı tablonun mimarı. Yıllarda da bu yapının başında. Abdullah Öcalan düne kadar eğer idam cezası kalkmasaydı şu an yaşamıyor olacak olan kişi, sonuna kadar cezasını çekmeli. Zaten bana göre ne siyasi iktidar, ne de diğerleri böyle bir teklifte asla bulunmazlar. Böyle bir teklifin öncüsü olmazlar. Buna sayın Bahçeli, sayın Erdoğan dahil. O nedenle diyorum lafları yanlış yere çekmek doğru değil. Ben Öcalan’ın öyle serbest kalacağını, öyle meclise geleceğine veya ortalıkta gezeceğini asla ihtimal vermiyorum; çünkü bu 85 milyonu karşına almak demek. Öcalan’ın katil olduğunu biz dahil 7 düvel biliyor. Bu kişinin yeri cezaevidir ve orada kalmalıdır."