GÜNDEM - 16 Ekim 2024 Çarşamba 12:39

Evlerdeki yeni tehdit: Akıllı teknoloji

A
A
A
Evlerdeki yeni tehdit: Akıllı teknoloji

Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, evlerde akıllı cihazları kullanmaya başlamakla beraberinde gelecek risklerin de üstlenildiğini söyleyerek, “Cihazın merkezini siz yönetemiyorsanız akıllı teknoloji risk haline geliyor” dedi.


Akıllı teknolojiyi kullanırken verilen izinlere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, “Aslında tabii ki bu teknolojileri ne kadar çok kullanırsak o kadar çok riski de üstlenmiş oluyoruz. Akıllı teknolojilerde aslında aklın merkezi nerede ona bakmak gerekiyor. Haliyle eğer o aklın merkezi siz değilseniz, siz yönetemiyorsanız ya da bu yönetim başkasının eline geçebiliyorsa büyük bir risk haline geliyor. Daha önce filmlerde izlediğimiz trafik ışıklarının hacklenmesi sorununa benzer işte akıllı bir buzdolabı kullanıyorsanız, buzdolabının hacklenmesi ya da diğer cihazları kullanıyorsanız, kamera kullanıyorsanız kameraların ele geçirilmesi gibi riskleri de almış oluyorsunuz. Tabii ki yine bir uygulama üzerinden yönetildiği için bu uygulamanın güvenli olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bununla birlikte şifre seçiminde her zaman belirttiğimiz gibi güvenli ve güçlü şifreler, kolay hatırlanmayacak şifrelere sahip olmamız gerekiyor. Bir de şöyle bir risk de var. Akıllı telefonlarla birlikte hepimiz eğer Android telefon kullanıyorsak bir g-mail adresi de kullanıyoruz ve tüm şifreleri de burada depoluyoruz. Haliyle böyle yaptığımız zaman da tüm şifrelerimizin de erişim riskini ortaya çıkarmış oluyoruz. Yani bir kişi bizim g-mail adresinin şifresini ele geçirirse sahip olduğumuz tüm şifrelere ulaşabiliyor. Tabii bunun içerisinde tüm uygulamalar da yer aldığı için bankacılıkla ilgili olabilir ya da akıllı cihazlarla ilgili olabilir, işte bildiğiniz üzere kameralar, buzdolabı, hatta televizyonlar ve daha birçok cihaz artık akıllanmış durumda ama dediğim gibi bu aklı sürekli bizim yönetiyor olmamız, bununla birlikte verdiğimiz izinlere dikkat etmemiz gerekiyor. Mesela kamera izni vermiş oluyoruz ya da ses izni vermiş oluyoruz, bir konuda konuştuğumuz anda o konuyla ilgili reklamlar geliyor diye şikayetleniyoruz. Sadece reklam kadar masum değil. Bununla birlikte eğer biz bu izinleri verdiysek başka tehlikeleri davet etmiş oluyoruz” dedi.


Topuzoğlu, akıllı teknoloji ile daha interaktif iletişim sağlandığı için vazgeçilemediğini söyleyerek, “Akıllı teknoloji risktir ama tabii ki vazgeçemiyoruz da. Neden? İşte televizyonlardan örnek vermek istersek akıllanmasıyla birlikte interneti kullanabildik ve birçok programı kaydedebildik ya da daha sonra izleyebildik. Benzeri şekilde hatta ileride insanların kendi ilgi alanlarına göre biraz daha bu konuda geliştirilecek ve ilgili filmler ya da programlar karşısına çıkacak gibi birtakım çözümler de getirecek. Bununla birlikte işte akıllı telefonlarla beraber daha interaktif iletişim sağlayabiliyoruz. Dediğim gibi her zaman bilinçli olmak, dijital okur-yazarlığı güçlendirmek ilkokul çağlarından itibaren, hatta şu anda 70-80’li yaşlar demeden yaşlılar seviyesinde de bu tarz eğitimlerin, bilinçlenme çalışmalarının arttırılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.



Evlerdeki yeni tehdit: Akıllı teknoloji

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kumluca MYO’da görev değişimi Akdeniz Üniversitesi Kumluca Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürlüğü devir teslim töreni, MYO akademik ve idari personelin katılımıyla gerçekleştirildi. Törende, MYO Müdürlük görevini Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Çoşgun, Prof. Dr. H. Kürşat Çelik’ten devraldı. Akdeniz Üniversitesi Kumluca Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürlüğünde görev değişimi yapıldı. Devir teslim töreni sırasında konuşan Dr. Çelik, müdürlük görevinin aslında bir bayrak yarışı olduğunu, bu bayrağın daha iyi noktalara taşınacağına olan inancını dile getirerek müdürlük görevini Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Termodinamik Ana Bilim Dalı öğretim üyesi olan Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Çoşgun’a devretmekten dolayı mutluluk duyduğunu ifade etti. Dr. Ahmet Çoşgun ise müdürlük görevini devreden Dr. H. Kürşat Çelik’e yapmış olduğu özverili çalışmalar ve hizmetlerden dolayı teşekkür ederek bir plaket takdim etti. Yüksekokul Müdürlüğü görevine atanan Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Çoşgun, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın kendisine emanet ettiği müdürlük görevini en iyi şekilde yerine getirme çabası içerisinde olacağını belirtti. Coşgun, “Öncelikle bu görevi şahsıma layık gören Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Özlenen Özkan’a teşekkür ediyorum. Tarımsal üretimin lokomotifi olan bir ilçede nitelikli ara insan gücüne vereceğimiz destek, inşallah yeni mezunlarımızla birlikte her geçen gün artarak devam edecek. Kumluca MYO olarak üniversite-sektör iş birlikleri, günceli yakından takip eden eğitim programlarımız ve nitelikli eğitim kadromuz ile üniversitemizin hedefleri doğrultusunda üzerimize düşen her türlü katkıyı yapmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Adıyaman Adıyamanlı kadınlar meme kanseri farkındalık hareketi için bir araya geldi İhtiyaç Haritası ve Kanser Savaşçıları Derneğinin, AstraZeneca Türkiye’nin şartsız desteği ile yürüttüğü “Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi” Adıyamanlı kadınlar ile buluştu. İhtiyaç Haritası ve Kanser Savaşçıları Derneği tarafından AstraZeneca Türkiye’nin şartsız desteği ile 2022 yılında hayata geçirilen ve geçen yıldan itibaren 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgelerde devam eden “Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi” projesi kapsamındaki altıncı buluşma Adıyaman’daki kadınlarla gerçekleşti. İhtiyaç Haritası koordinasyonu ile düzenlenen etkinlikte Kanser Savaşçıları Derneği’nin gönüllü hekimi Dr. Maide Mağara tarafından eğitimler verildi. Adıyaman’da gerçekleştirilen eğitimlerde yaklaşık 200 kadın, meme kanseri görülme sıklığı, başlıca risk faktörleri, erken tanının önemi, meme kanseri tarama (mamografi) ve elle muayene gibi konularda bilgilendirildi. “Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi” kapsamında daha önce Antalya, Trabzon, Hatay ve Gaziantep’te 800’ün üzerinde kadına eğitimler verilirken eğitim alan kadınların İhtiyaç Haritası tarafından en yakın kanser erken teşhis, tarama ve eğitim merkezinde (KETEM) meme taramalarının yapılması sağlandı. Tarama yapılan kadınların yüzde 6’sı ileri tetkiklerin yapılması için hastanelere sevk edildi. Proje kapsamında kadınlara yönelik verilen eğitimlerle ilgili bilgi veren Kanser Savaşçıları Derneği gönüllü hekimi Dr. Maide Mağara, “Şubat 2023’te büyük bir depremle sarsılan Adıyaman, halen depremin etkilerini taşıyor ve toparlanmaya çalışıyor. Bu süreçte kanser taramalarının ihmal edilmesini önlemek amacıyla Kanser Savaşçıları Derneği katkılarıyla depremden etkilenen kadınlarımıza ulaşmak, onlara kadınlarda en sık görülen kanser olan meme kanserini anlatmak ve erken tanının ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak çok kıymetli oldu” dedi. Projeyle ilgili açıklamada bulunan İhtiyaç Haritası Yönetim Kurulu Üyesi Esra Arslan Seyithanoğlu, “İhtiyaç Haritası olarak, 6 Şubat depreminin hemen ardından bölgede insanların yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik çalışmalar başlattık. İlk dönemde insani yardım sağlarken, bugün de sürdürülebilir projelerimizi hayata geçiriyoruz. Ancak hala çözülmesi gereken pek çok sorun ve ihtiyaç var. Bunlardan biri de kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin, diğer acil ihtiyaçların arasında arka planda kalması. Oysa ki meme kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi şansı çok daha yüksek. Bu farkındalıkla, Kanser Savaşçıları Derneği ve AstraZeneca Türkiye’nin şartsız desteğiyle, dört şehirde farkındalık eğitimleri düzenledik ve kadınlara ücretsiz meme kanseri taramaları sağladık. Bugün de Adıyaman’dayız. Bu eğitimlerle başlattığımız etki büyümeye devam edecek ve Türkiye genelinde meme kanseri farkındalığını artıracağız” şeklinde konuştu. Erken tanının öneminden bahsederek açıklamalarda bulunan Kanser Savaşçıları Derneği Genel Sekreteri Aslı Ortakmaç, “Araştırmalar gösteriyor ki 6 Şubat depremi gibi büyük felaketlerin ardından kanser vakaları da daha ileri seviyelerde teşhis edilebiliyor. Sebep, hiç kuşkusuz bu tür travmalardan sonra hayata tutunmaya çalışırken bireylerin erken tanı belirtilerini göz ardı edebilmesi ve erken tanı hizmetlerine erişimin kısıtlılığı. ‘Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi’ projesinin deprem bölgesinde devam etmesini bu talihsizliği bertaraf edecek bir imkan olarak değerlendiriyoruz ve çok önemsiyoruz. Özellikle bulundukları çadırdan, konteynerden ayrılamayan, hareket imkânı kısıtlı kadınların, kadınlarda en yaygın görülen meme kanserinde erken tanı konusunda eğitilmelerinin ve tarama için KETEM’lere ulaşımlarının sağlanmasıyla belki de daha ileri evrelerde ortaya çıkacak meme kanseri vakalarının kolay tedavi edilebilir aşamalarda tespit edilmesine vesile olacağız. Bu sebeple yol arkadaşımız İhtiyaç Haritası’na, şartsız katkıları için AstraZeneca Türkiye’ye minnettarız” sözlerini kullandı. AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem, “AstraZeneca’da, herkesin kanser tedavilerine eşit şekilde erişebilmesini sağlamak ve kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmak vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu anlamda kendimizi kanser ekosisteminin bir çözüm ortağı olarak tanımlıyoruz. Toplum sağlığını iyileştirmek ve erken tanı konusunda farkındalığı artırmak, kurumsal sorumluluklarımızın başında geliyor. Sağlık okuryazarlığını artırmayı ve meme kanseri farkındalığını güçlendirmeyi hedeflediğimiz ve yıllardır destekçisi olduğumuz Kendini Tanı Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi projemizle özellikle meme kanserinde erken teşhisin önemini vurguluyoruz. İhtiyaç Haritası ve Kanser Savaşçıları Derneği’ne sağladığımız şartsız destek ile geçtiğimiz yıl itibarıyla özellikle deprem bölgesine odaklanarak kadınları meme kanseri hakkında bilgilendirme ve meme kanseri taramalarının yaygınlaşmasını sağlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çabalarımızın, kadınların hayatında olumlu yönde fark oluşturmasını temenni ediyoruz” dedi.
Antalya Başkan Böcek: “Hedefimiz iklim dostu Antalya” Antalya Büyükşehir Belediyesi, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek şehirlerin başında gelen Antalya’nın iklim değişikliği yol haritasını belirlemek üzere “İklim Değişikliği Zirvesi” düzenledi. Maliyeti her ne olursa olsun temiz enerji yatırımlarına, çevre ve doğa dostu projelere yatırım yapmaya devam edeceklerini belirten Başkan Böcek, “Hedefimiz Antalya’mızı iklim dostu bir kent yapmak” dedi. Antalya Büyükşehir Belediyesi, iklim değişikliği ile mücadele ve uyum konusundaki farkındalık çalışmaları kapsamında Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) iş birliğinde “İklim Değişikliği Zirvesi” gerçekleştirdi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, iklim krizinden en çok etkilenecek kentlerden birinin Antalya olduğuna dikkat çekti. Antalya’nın iklim değişikliğinden göreceği zararların ulusal ve uluslararası boyutlarda olabileceğini ifade eden Muhittin Böcek, “Antalya’mızın sahip olduğu zengin çevre değerlerini korumak ve gelecek nesillere taşımak için nötr karbon hedefimizle ilerliyoruz. İklim değişikliği ile mücadele ve uyum kapsamında tarım, turizm, peyzaj, ulaşım, altyapı, kültür ve sanat gibi birçok alanda çevre odaklı, bilime ve tekniğe dayalı, ortak akılla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. Başkan Böcek, maliyeti her ne olursa olsun temiz enerji yatırımlarına, çevre dostu ulaşım araçlarına, akıllı şehir ve yeşil şehir uygulamalarına, uzun vadeli çevre ve doğa dostu projelere yatırım yapmaya devam edeceklerini söyledi. Böcek, hedeflerinin Antalya’yı iklim dostu kent yapmak olduğunu ifade etti. “Görülmemiş olaylara şahit oluyoruz” Antalya Valisi Hulusi Şahin ise bir insanın hayatı süresince görmediği değişiklikleri birkaç yıl içinde gördüklerine dikkat çekerek, “Tarihin en sıcak yazını, en kurak yıllarını, en büyük depremini, altı ayda yağacak yağmurun birkaç saate yağdığına şahit oluyoruz. İklim değişikliğinde nasıl bir tarım yapacağız, nasıl bir turizm yapmamız gerekiyor ve nasıl bir şehir yönetimi olması gerekiyor bunların konuşulması gerekiyor. Bu zirveden çıkacak sonuçları çok değerli görüyorum” ifadelerini kullandı. 2 milyon 398 bin 198 fidan dikildi İkim Değişikliği Zirvesi’nde Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin iklim değişikliği alanında yaptığı çalışmalar da anlatılırken, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin son beş yılda toplam 2 milyon 398 bin 198 fidan dikimi gerçekleştirdiği açıklandı. Bu fidana dikimi 14 bin 389 ton CO2 eşdeğerinde bir karbon yutağına eş değer yeşil alan oluşturdu. Oturumlar gerçekleşti İklim Değişikliği Zirvesi açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. “İklim Değişikliği Zirvesi’nin Düzenlenmesindeki Amaç ve İklim Değişikliğinin Batı Akdeniz Bölgesi’ne Muhtemel Etkileri” başlıklı ilk oturumda Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Ethem Karadirek “İklim Değişikliği Ekseninde Su Kaynakları Yönetimi” konusunu ele aldı. Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy “İklim Krizi ve Tarım-Gıda Sistemleri”, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Tamer Atabarut ise “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Perspektifinden Turizm” başlıklı sunum yaptı. İkinci oturumda çözümler ele alındı “Yerel Yönetimlerde İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri” konulu başlığında gerçekleşen zirvenin ikinci oturumuna Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Lokman Atasoy, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Cengiz ve Isparta Belediyesi Başkan Yardımcısı Uğur Büyükçulcu katıldı. Başkan Danışmanı Lokman Atasoy, ise son beş yılda Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin çevre alanında yaptığı çalışmalara ilişkin katılımcılara bilgi verdi. “Göller Yöresi, ’çöller yöresi’ne dönüşüyor” Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ise Batı Akdeniz’in küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenebilecek bir bölge olduğuna dikkat çekti. Ali Orkun Cengiz, “İklim krizinin en çok ayak izi bıraktığı yer Burdur’dur. Burdur Gölü, 50 yılda alan olarak yüzde 50’lik bir hacmi kaybetti. Gölümüz son 50 yılda 7 katlı bina yüksekliğinde seviye kaybı yaşadı. Yer altı sularımızın hızla tükendiği bir bölge oldu. Burdur Gölü, tuzluluk oranında artış gösterdi. Göçmen kuşlarının bu bölgeyi terk etmesine neden oluyor. Küresel iklim kriziyle Göller Yöresi, ’çöller yöresi’ne dönüşüyor” dedi. “Eğirdir Gölü’nü kurtarmak için çalışıyoruz” Isparta Belediyesi Başkan Yardımcısı Uğur Büyükçulcu da yapılan ilk anketlerde Isparta’nın en önemli sorunları başında çevresel sorunların çıktığına dikkat çekerek, “Eğirdir Gölü’nden yılda 123 milyon metreküp su tedarik ediyoruz. Bu rakamın azaltılmasına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Eğirdir Gölü’nden tarımsal sulamada kullanılan suyun azaltılması için çalışmalar yapıyoruz. Eğirdir Gölü’nü kurtarmak adına çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu.