Yerel Haberler
Kastamonu
24 Aralık 2025 Çarşamba - 13:57 Kastamonu’da binlerce hap ve uyuşturucuyla yakalanan şahsın yargılanmasına başlandı Kastamonu’da 69 bin 407 adet sentetik ecza hapı, 975 gram metamfetamin ve 485 gram skunk ile yakalanan sanık, pişman olduğunu söyleyerek, tahliyesini istedi. Edinilen bilgiye göre, Mayıs ayında Kastamonu-Tosya karayolu Elyakut köyü mevkiinde, Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince durdurulan bir araçta arama yapıldı. F.K. isimli şüphelinin üzerinde ve ikametinde yapılan aramalarda 69 bin 407 adet sentetik ecza hapı, 975 gram metamfetamin ve 485 gram skunk ele geçirildi. Jandarma ekiplerince gözaltına alınan F.D., tutuklandı. Olayın ardından Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde F.D. hakkında "Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama" suçlarından dava açıldı. Davanın ilk duruşmasında sanık ve avukatı hazır bulundu. Mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, sanığın kişisel kullanımın çok üzerinde çeşitli madde yakalanmasından ötürü uyuşturucu ticareti suçu oluştuğundan 15 ila 25 yıl arasında cezalandırılmasını talep etti. Tutuklu sanık F.D. ise mütalaayı kabul etmediğini belirterek, İstanbul’dan getirilen uyuşturucuyu kendisinin sadece muhafaza ettiğini ve paketlerin içerisinde ne olduğunu dahi bilmediğini söyleyedi. F.D. savunmasında, "İstanbul’dan Kastamonu’ya getirilen uyuşturucu maddeyi burada ben teslim aldım. Buradan da eve götürürken yakalandım. Bu suçu işlediğimden ötürü pişmanım, zor durumda kaldım. Benim evde yaşlı annem var. Annemin sağlık sorunları var. Mümkünse annemin tedavisi için tahliyemi istiyorum" diye konuştu. Mütalaaya karşı süre talebinde bulunan sanık F.D.’nin avukatı ise, "İstanbul’dan Kastamonu’ya bu uyuşturucuyu getiren insanlar var. Bunların öncelikle tespit edilmesi gerekiyor. Müvekkilimiz yakalandığında kollukta ve savcılıkta susma hakkını kullanmıştır. Bunu da tehdit edildiğinden ötürü susma hakkını kullandığını düşünüyoruz. Kastamonu tarihinde en fazla madde yakalanan bu dosyada, savcılığın yeteri kadar araştırma yapmadan ve suçluları ortaya çıkarmadan mütalaa vermesi kabul edilebilir gibi değil. Bu sebeplerde mütalaaya karşı süre talebimiz olacaktır" şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti, savunmaların dinlenmesinin ardından duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 12:30 Kastamonu Üniversitesi’nin kayın kontrplak üretimine yönelik çalışması tescillendi Kastamonu Üniversitesi’nin hak sahipliğinde hazırlanan "Vidalama Tork Değeri Artırılmış Kayın Kontrplak Üretimi İçin Toz Haldeki Cam Lifi Takviyeli Fenol Formaldehit Tutkalı Karışımı" başlıklı çalışma, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillendi. Kastamonu Üniversitesi hak sahipliğinde başvurusu yapılan ve Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Önder Tor ile yüksek lisans mezunu Gökhan Kayacık’ın buluşçusu olduğu "Vidalama Tork Değeri Artırılmış Kayın Kontrplak Üretimi İçin Toz Haldeki Cam Lifi Takviyeli Fenol Formaldehit Tutkalı Karışımı" başlıklı çalışma, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillendi. Patent, ahşap esaslı levha üretiminde kullanılan kontrplakların vidalama performansını artırmaya yönelik yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. Geliştirilen tutkal karışımının, özellikle kayın kontrplak üretiminde teknik ve uygulamaya dönük katkılar sağlaması hedefleniyor. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Kastamonu Üniversitesi’nin bilgi üretme ve bu bilgiyi tescilli çıktılara dönüştürme yönündeki çalışmalarının kararlılıkla sürdüğünü belirterek, "Akademik birikimin uygulamaya aktarılması açısından patent çalışmalarını son derece kıymetli buluyoruz. Üniversitemiz bünyesinde ortaya konulan bu tür nitelikli buluşlar, hem bilim dünyasına hem de ilgili sektörlere katkılar sunmaktadır" ifadelerini kullandı. Rektör Topal, patentin tescillenmesinde emeği geçen Prof. Dr. Önder Tor ve Gökhan Kayacık’ı tebrik ederek, akademik ve yenilikçi çalışmalarının devamını diledi.
Kastamonu Üniversitesi’nde "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" masaya yatırıldı
19 Aralık 2025 Cuma - 18:03 Kastamonu Üniversitesi’nde "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" masaya yatırıldı Kastamonu Üniversitesi tarafından "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" sempozyumu düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi, "Yaşlı ve Engelli Bireylerin Sağlığının Korunması ve Geliştirilmesinde Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sempozyuma ev sahipliği yaptı. Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyumda, yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerine erişimi, kapsayıcı sağlık uygulamaları ve Kastamonu’nun sağlık turizmi alanındaki potansiyeli çok yönlü olarak ele alındı. Sempozyuma, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Tuna, Tosya Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Orçun Çağlar Kurtuluş ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Tosya Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir, "Günümüzde yaşlı ve engelli bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesi; yalnızca sağlık hizmetleriyle sınırlı olmayan, sosyal, çevresel ve insani boyutları da kapsayan bütüncül bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Bu yaklaşım, bireyin yaşam kalitesini artırmayı, bağımsızlığını desteklemeyi ve toplumsal hayata aktif katılımını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu noktada Kastamonu; tarihi birikimi, doğal zenginlikleri, gelişmekte olan sağlık altyapısı ve insana dokunan yaklaşımıyla önemli bir potansiyele sahiptir. Sahip olduğu doğal kaynaklar, termal imkanlar, huzurlu çevresi ve sağlık hizmetleriyle Kastamonu’nun, özellikle yaşlı ve engelli bireyler için sağlık turizmi alanında güçlü bir alternatif oluşturduğuna inanıyoruz. Bu sempozyumda; yaşlılık sürecinin değişen dinamiklerinden hemşirelik uygulamalarına, engellilikte güncel sağlık yaklaşımlarından toplumsal yapının güçlendirilmesine ve Kastamonu’nun sağlık turizmi potansiyeline kadar pek çok değerli konu, alanında uzman akademisyenlerimiz tarafından ele alınacaktır. Paylaşılacak bilgi ve deneyimlerin, bilimsel çalışmalara ve uygulamalara ışık tutacağına yürekten inanıyoruz" dedi. Sempozyumun ilk oturumu Prof. Dr. Nimet Ovatoylu ve Doç. Dr. Filiz Özel Çakır’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ovatoylu, konuşmasında yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerinden etkin biçimde yararlanabilmesinin sosyal devlet anlayışının temel unsurlarından biri olduğunu belirterek, üniversitelerin bu alandaki bilimsel sorumluluğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Filiz Özel Çakır ise, disiplinler arası çalışmaların önemine vurgu yaparak, sağlık, sosyal hizmetler ve turizm alanlarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini dile getirdi. İlk oturumda Prof. Dr. Ayşe Gül Kale, "Yaşlılık, Değişen Yaşam Dinamikleri ve Huzurevleri" başlıklı sunumunda yaşlı bireylerin değişen ihtiyaçlarına dikkat çekti. Ardından Doç. Dr. Ayla Demirtaş ise "Yaşlı Bireylerin Güçlendirilmesinde Hemşirelik Uygulamaları" konulu sunumunda koruyucu ve destekleyici sağlık hizmetlerinin önemini dikkate çekerek, "Hemşirelik bakımında yaşlı insanları güçlendirme aslında ihmal edilmiş bir alandır. Profesyonelliğe yönelik yeni yaklaşımlar kendine yardım etmeyi, büyümeyi ve gelişmeyi destekler. Hemşireler yaşlı bireyleri güçlendirmek için belirli yeterliliklere ve birden çok çözüme sahip olduğunu anlatmalı ve göstermelidir. Güç temelli hemşirelik yaklaşımı, yaşlı bireylerin fiziksel ve psikososyal ihtiyaçlarını gidermek için çevrelerinde mevcut olan kaynakları değerlendirmelerine yardımcı olarak yaşam kalitesinin geliştirilmesine odaklanır" diye konuştu. "Engellilerin yüzde 74,6 sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engelle karşılaşıyor" İkinci oturum, Prof. Dr. Özlem Ovayolu başkanlığında, Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir’in oturum başkan yardımcılığında gerçekleştirildi. Oturumda Doç. Dr. Havva Kaçan, "Özel Bireyler İçin Toplumsal Yapının Güçlendirilmesi" başlıklı sunumunda engellilik olgusunun sosyal boyutuna değinirken; Prof. Dr. Gülendam Karadağ ise "Engellilikte Sağlık: Koruyucu, Destekleyici ve Geliştirici Güncel Yaklaşımlar" başlıklı sunumuyla güncel sağlık politikalarına ilişkin bilgiler paylaştı. Türkiye’de 2 milyon 511 bin engelli bulunduğunu söyleyen Karadağ, "Tahminlere göre bugün dünyada 1,3 milyar insan ciddi engellilik yaşamaktadır. Bu rakam dünya nüfusunun yüzde 16’sına, yani her 6 kişiden 1’ine denk gelmektedir. Ülkemizdeki durum ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 verilerine göre; Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı ve hayatta olan engelli sayısı 2 milyon 511 bin 950’dir. 2021 yılında yapılan çalışmada, katılımcılar arasında sağlık hizmetlerine erişim oranı yüzde 25,4 olarak belirlenmiştir. Bu katılımcıların yaklaşık dörtte üçü (yüzde 74,6) sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engel yaşadığı tespit edilmiştir. Ülkemizde yüzde 61,5’i fiziksel engeli, yüzde 62,7’si tıbbi ekipmanla ilgili engeli ve yüzde 59,3’ü iletişim engeli bulunuyor. 2024 yılında yayınlanan sistematik bir inceleme, engelli bireylerin ağız sağlığına ve diş bakımına büyük önem verdiğini, ancak diş hizmetlerine erişimde önemli zorluklarla karşılaştıklarını vurgulamaktadır. Özellikle down sendromlu çocukların neredeyse yarısı yüzde 47’si, fiziksel engellilerin üçte birinden fazlası yüzde 37’si ilk diş muayenelerini 6 yaş ve üzeri yaşlarda yaptırmıştır" diye konuştu. Son oturum ise Prof. Dr. Serap Parlar Kılıç başkanlığında, Prof. Dr. Gülendam Karadağ’ın oturum başkan yardımcılığında yapıldı. Bu oturumda Dr. Öğretim Üyesi Hakkı Çılgınoğlu, "Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sunumunda ilin doğal kaynakları, iklim özellikleri ve sağlık altyapısının sağlık turizmi açısından sunduğu fırsatları değerlendirdi. "2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak" Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Arabacı, "Yaşlı Bireyler İçin Sağlık Turizmi" konulu sunumunda yaşlı dostu turizm uygulamalarının önemine değindi. Dünya nüfusunun yaşlandığını, ancak bu büyümenin yüzyılın sonuna doğru zirveye ulaşacağını söyleyen Arabacı, "Dünyadaki hemen hemen her ülke, nüfuslarındaki yaşlıların sayısı ve oranında artış yaşıyor. 2070’lerin sonlarına doğru, 65 yaş ve üzeri küresel nüfusun 2,2 milyara ulaşarak 18 yaş altı çocuk sayısını geçeceği tahmin ediliyor. 2030’ların ortalarına gelindiğinde ise, 80 yaş ve üzeri 265 milyon birey olacak ve bu sayı bebek sayısını geçecek. Dünya Nüfus Beklentilerine göre, 2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak. Bu oran 2019’da her 11 kişiden biriydi. Ülkemizde de yaşlı nüfus 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6’ya yükseldi. Yaşlı nüfusun 2024 yılında yüzde 44,6’sını erkek nüfus, yüzde 55,4’ünü kadın nüfus oluşturdu. Yaşlı bağımlılık oranı 2024 yılında yüzde 15,5 oldu. Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı da 2019 yılında yüzde 13,4 iken bu oran 2024 yılında yüzde 15,5’e yükseldi. Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında yüzde 19,5, 2040 yılında yüzde 26,5, 2060 yılında yüzde 45,5, 2080 yılında yüzde 61,9 ve 2100 yılında yüzde 61,6 olacağı öngörüldü" diye konuştu. "Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlı tek başına yaşıyor" Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı ferdin bulunduğunu söyleyen Arabacı, "Türkiye’de 2024 yılında toplam 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 25,3’ünde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü. Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlının tek başına yaşadığı görüldü. En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 726 bin 583 hanenin 1 milyon 750 bin 900’ünü tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin yüzde 74,0’ını yaşlı kadınlar, yüzde 26,0’ını ise yaşlı erkekler oluşturdu. Görmede çok zorlanan ya da hiç göremeyen yaşlıların oranı yüzde 10,1 oldu. Yaşlı nüfusun 2023 yılında yüzde 57,7’si tarım sektöründe çalıştığını belirtti. Yaşlılar 2023 yılında en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2023 yılında yüzde 3,2 oldu" şeklinde konuştu. Önümüzdeki 30 yıl içinde yaşlı nüfusta bir artışın yaşanacağını belirten Arabacı, "Sağlık ve uzun süreli bakım sistemlerini güçlendirerek, sosyal korumanın sürdürülebilirliğini sağlayarak ve yeni teknolojilere yatırım yaparak önemli demografik değişimlere hazırlanmaları gerekecek. Kadınların genel olarak erkeklerden daha uzun yaşadığı göz önüne alındığında, politikaların emeklilik haklarına eşit erişimi sağlaması, cinsiyete özgü sağlık hizmetleri ihtiyaçlarını ele alması ve bakım yükünü hafifletmek için sosyal destek sistemlerini güçlendirmesi gerekiyor. Küreselleşme, teknolojik gelişmeler (örneğin ulaşım ve iletişim alanlarında), kentleşme, göç ve değişen toplumsal cinsiyet normları, yaşlıların yaşamlarını doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Halk sağlığı müdahalesi, bu mevcut ve öngörülen eğilimleri değerlendirmeli ve politikalarını buna göre şekillendirmelidir" ifadelerini kullandı. Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney ise, "Kastamonu Doğasında Gelen Şifanın Yaşlı ve Engelli Sağlığındaki Yeri" başlıklı sunumuyla doğa temelli sağlık uygulamalarına dikkat çekti. Sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından konuşmacılara teşekkür belgelerinin takdim edildi.
Kastamonu Üniversitesi’nde Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları masaya yatırıldı
19 Aralık 2025 Cuma - 17:37 Kastamonu Üniversitesi’nde Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları masaya yatırıldı Kastamonu Üniversitesi tarafından ele alınan "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" sempozyumunda engellilerin yüzde 74,6’sının sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engelle karşılaştığını belirtilerek, 2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden birinin 65 yaş üstü olacağı ifade edildi. Kastamonu Üniversitesi, "Yaşlı ve Engelli Bireylerin Sağlığının Korunması ve Geliştirilmesinde Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sempozyuma ev sahipliği yaptı. Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyumda, yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerine erişimi, kapsayıcı sağlık uygulamaları ve Kastamonu’nun sağlık turizmi alanındaki potansiyeli çok yönlü olarak ele alındı. Sempozyuma, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Tuna, Tosya Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Orçun Çağlar Kurtuluş ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Tosya Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir, "Günümüzde yaşlı ve engelli bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesi; yalnızca sağlık hizmetleriyle sınırlı olmayan, sosyal, çevresel ve insani boyutları da kapsayan bütüncül bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Bu yaklaşım, bireyin yaşam kalitesini artırmayı, bağımsızlığını desteklemeyi ve toplumsal hayata aktif katılımını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu noktada Kastamonu; tarihi birikimi, doğal zenginlikleri, gelişmekte olan sağlık altyapısı ve insana dokunan yaklaşımıyla önemli bir potansiyele sahiptir. Sahip olduğu doğal kaynaklar, termal imkanlar, huzurlu çevresi ve sağlık hizmetleriyle Kastamonu’nun, özellikle yaşlı ve engelli bireyler için sağlık turizmi alanında güçlü bir alternatif oluşturduğuna inanıyoruz. Bu sempozyumda; yaşlılık sürecinin değişen dinamiklerinden hemşirelik uygulamalarına, engellilikte güncel sağlık yaklaşımlarından toplumsal yapının güçlendirilmesine ve Kastamonu’nun sağlık turizmi potansiyeline kadar pek çok değerli konu, alanında uzman akademisyenlerimiz tarafından ele alınacaktır. Paylaşılacak bilgi ve deneyimlerin, bilimsel çalışmalara ve uygulamalara ışık tutacağına yürekten inanıyoruz" dedi. Sempozyumun ilk oturumu Prof. Dr. Nimet Ovatoylu ve Doç. Dr. Filiz Özel Çakır’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ovatoylu, konuşmasında yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerinden etkin biçimde yararlanabilmesinin sosyal devlet anlayışının temel unsurlarından biri olduğunu belirterek, üniversitelerin bu alandaki bilimsel sorumluluğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Filiz Özel Çakır ise, disiplinler arası çalışmaların önemine vurgu yaparak, sağlık, sosyal hizmetler ve turizm alanlarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini dile getirdi. İlk oturumda Prof. Dr. Ayşe Gül Kale, "Yaşlılık, Değişen Yaşam Dinamikleri ve Huzurevleri" başlıklı sunumunda yaşlı bireylerin değişen ihtiyaçlarına dikkat çekti. Ardından Doç. Dr. Ayla Demirtaş ise "Yaşlı Bireylerin Güçlendirilmesinde Hemşirelik Uygulamaları" konulu sunumunda koruyucu ve destekleyici sağlık hizmetlerinin önemini dikkate çekerek, "Hemşirelik bakımında yaşlı insanları güçlendirme aslında ihmal edilmiş bir alandır. Profesyonelliğe yönelik yeni yaklaşımlar kendine yardım etmeyi, büyümeyi ve gelişmeyi destekler. Hemşireler yaşlı bireyleri güçlendirmek için belirli yeterliliklere ve birden çok çözüme sahip olduğunu anlatmalı ve göstermelidir. Güç temelli hemşirelik yaklaşımı, yaşlı bireylerin fiziksel ve psikososyal ihtiyaçlarını gidermek için çevrelerinde mevcut olan kaynakları değerlendirmelerine yardımcı olarak yaşam kalitesinin geliştirilmesine odaklanır" diye konuştu. "Engellilerin yüzde 74,6 sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engelle karşılaşıyor" İkinci oturum, Prof. Dr. Özlem Ovayolu başkanlığında, Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir’in oturum başkan yardımcılığında gerçekleştirildi. Oturumda Doç. Dr. Havva Kaçan, "Özel Bireyler İçin Toplumsal Yapının Güçlendirilmesi" başlıklı sunumunda engellilik olgusunun sosyal boyutuna değinirken; Prof. Dr. Gülendam Karadağ ise "Engellilikte Sağlık: Koruyucu, Destekleyici ve Geliştirici Güncel Yaklaşımlar" başlıklı sunumuyla güncel sağlık politikalarına ilişkin bilgiler paylaştı. Türkiye’de 2 milyon 511 bin engelli bulunduğunu söyleyen Karadağ, "Tahminlere göre bugün dünyada 1,3 milyar insan ciddi engellilik yaşamaktadır. Bu rakam dünya nüfusunun yüzde 16’sına, yani her 6 kişiden 1’ine denk gelmektedir. Ülkemizdeki durum ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 verilerine göre; Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı ve hayatta olan engelli sayısı 2 milyon 511 bin 950’dir. 2021 yılında yapılan çalışmada, katılımcılar arasında sağlık hizmetlerine erişim oranı yüzde 25,4 olarak belirlenmiştir. Bu katılımcıların yaklaşık dörtte üçü (yüzde 74,6) sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engel yaşadığı tespit edilmiştir. Ülkemizde yüzde 61,5’i fiziksel engeli, yüzde 62,7’si tıbbi ekipmanla ilgili engeli ve yüzde 59,3’ü iletişim engeli bulunuyor. 2024 yılında yayınlanan sistematik bir inceleme, engelli bireylerin ağız sağlığına ve diş bakımına büyük önem verdiğini, ancak diş hizmetlerine erişimde önemli zorluklarla karşılaştıklarını vurgulamaktadır. Özellikle down sendromlu çocukların neredeyse yarısı yüzde 47’si, fiziksel engellilerin üçte birinden fazlası yüzde 37’si ilk diş muayenelerini 6 yaş ve üzeri yaşlarda yaptırmıştır" diye konuştu. Öğle arasının ardından gerçekleştirilen son oturum ise Prof. Dr. Serap Parlar Kılıç başkanlığında, Prof. Dr. Gülendam Karadağ’ın oturum başkan yardımcılığında yapıldı. Bu oturumda Dr. Öğretim Üyesi Hakkı Çılgınoğlu, "Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sunumunda ilin doğal kaynakları, iklim özellikleri ve sağlık altyapısının sağlık turizmi açısından sunduğu fırsatları değerlendirdi. "2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak" Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Arabacı, "Yaşlı Bireyler İçin Sağlık Turizmi" konulu sunumunda yaşlı dostu turizm uygulamalarının önemine değindi. Dünya nüfusunun yaşlandığını, ancak bu büyümenin yüzyılın sonuna doğru zirveye ulaşacağını söyleyen Arabacı, "Dünyadaki hemen hemen her ülke, nüfuslarındaki yaşlıların sayısı ve oranında artış yaşıyor. 2070’lerin sonlarına doğru, 65 yaş ve üzeri küresel nüfusun 2,2 milyara ulaşarak 18 yaş altı çocuk sayısını geçeceği tahmin ediliyor. 2030’ların ortalarına gelindiğinde ise, 80 yaş ve üzeri 265 milyon birey olacak ve bu sayı bebek sayısını geçecek. Dünya Nüfus Beklentilerine göre, 2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak. Bu oran 2019’da her 11 kişiden biriydi. Ülkemizde de yaşlı nüfus 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6’ya yükseldi. Yaşlı nüfusun 2024 yılında yüzde 44,6’sını erkek nüfus, yüzde 55,4’ünü kadın nüfus oluşturdu. Yaşlı bağımlılık oranı 2024 yılında yüzde 15,5 oldu. Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı da 2019 yılında yüzde 13,4 iken bu oran 2024 yılında yüzde 15,5’e yükseldi. Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında yüzde 19,5, 2040 yılında yüzde 26,5, 2060 yılında yüzde 45,5, 2080 yılında yüzde 61,9 ve 2100 yılında yüzde 61,6 olacağı öngörüldü" diye konuştu. "Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlı tek başına yaşıyor" Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı ferdin bulunduğunu söyleyen Arabacı, "Türkiye’de 2024 yılında toplam 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 25,3’ünde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü. Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlının tek başına yaşadığı görüldü. En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 726 bin 583 hanenin 1 milyon 750 bin 900’ünü tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin yüzde 74,0’ını yaşlı kadınlar, yüzde 26,0’ını ise yaşlı erkekler oluşturdu. Görmede çok zorlanan ya da hiç göremeyen yaşlıların oranı yüzde 10,1 oldu. Yaşlı nüfusun 2023 yılında yüzde 57,7’si tarım sektöründe çalıştığını belirtti. Yaşlılar 2023 yılında en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2023 yılında yüzde 3,2 oldu" şeklinde konuştu. Önümüzdeki 30 yıl içinde yaşlı nüfusta bir artışın yaşanacağını belirten Arabacı, "Sağlık ve uzun süreli bakım sistemlerini güçlendirerek, sosyal korumanın sürdürülebilirliğini sağlayarak ve yeni teknolojilere yatırım yaparak önemli demografik değişimlere hazırlanmaları gerekecek. Kadınların genel olarak erkeklerden daha uzun yaşadığı göz önüne alındığında, politikaların emeklilik haklarına eşit erişimi sağlaması, cinsiyete özgü sağlık hizmetleri ihtiyaçlarını ele alması ve bakım yükünü hafifletmek için sosyal destek sistemlerini güçlendirmesi gerekiyor. Küreselleşme, teknolojik gelişmeler (örneğin ulaşım ve iletişim alanlarında), kentleşme, göç ve değişen toplumsal cinsiyet normları, yaşlıların yaşamlarını doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Halk sağlığı müdahalesi, bu mevcut ve öngörülen eğilimleri değerlendirmeli ve politikalarını buna göre şekillendirmelidir" ifadelerini kullandı. Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney ise, "Kastamonu Doğasında Gelen Şifanın Yaşlı ve Engelli Sağlığındaki Yeri" başlıklı sunumuyla doğa temelli sağlık uygulamalarına dikkat çekti. Sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından konuşmacılara teşekkür belgelerinin takdim edildi. (Vİ-
Kastamonu Üniversitesi araştırma görevlisinin filmine 4 ödül
18 Aralık 2025 Perşembe - 13:45 Kastamonu Üniversitesi araştırma görevlisinin filmine 4 ödül Kastamonu Üniversitesi Araştırma Görevlisi Mehmet Oğuz Yıldırım’ın yönetmenliğini üstlendiği "Kudret" filmine, Uluslararası İpekyolu Film Festivali’nde 4 ödüle layık görüldü. Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Uluslararası İpekyolu Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu. Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi Mehmet Oğuz Yıldırım, yönetmenliğini üstlendiği "Kudret" filmiyle En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerine layık görüldü. İpekyolu Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı tarafından; Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SETEM) öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle düzenlenen festivalin ödül töreni, Atlas 1948 Sineması’nda gerçekleştirildi. Geceye, Yönetmen Mesut Uçakan’a verilen SETEM Emek Ödülü ile "Kudret" filminin elde ettiği başarılar damga vurdu. Ulusal Kurmaca Film Kategorisi’nde "Kudret" filmiyle Mehmet Oğuz Yıldırım, En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerini kazandı. Aynı filmle Nusret Emre Bilgin En İyi Görüntü Yönetmeni, Fırat Kaymak ise En İyi Erkek Oyuncu ödülüne değer görüldü. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Uluslararası İpekyolu Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerine layık görülen Araştırma Görevlisi Mehmet Oğuz Yıldırım’ın elde ettiği başarının Kastamonu Üniversitesi adına memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Başarılarından dolayı Araştırma Görevlisi Yıldırım’ı tebrik eden Rektör Topal, sinema alanında ortaya konulan bu başarının öğrencilere ilham kaynağı olacağını vurgulayarak, emeği geçen tüm ekip üyelerini de tebrik etti. Ödüllerin ardından değerlendirmede bulunan Mehmet Oğuz Yıldırım ise, "Kudret" filminin Uluslararası İpekyolu Film Festivali’nde ödüle layık görülmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirterek, bu başarının bir ekip çalışmasının ürünü olduğunu ifade etti. Yıldırım, Rektör Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal başta olmak üzere Kastamonu Üniversitesi yönetimine ve festivale katkı sunan herkese teşekkür etti.
Kar sebebiyle yolu kapanan köydeki hasta, ekipleri seferber etti
18 Aralık 2025 Perşembe - 11:07 Kar sebebiyle yolu kapanan köydeki hasta, ekipleri seferber etti Kastamonu’da etkili olan yoğun kar yağışı sebebiyle yolu kapanan köydeki hasta için Kastamonu İl Özel İdaresi ekipleri seferber oldu. Ekiplerin köy yolunu ulaşıma açmasının ardından hasta hastaneye ulaştırıldı. Kastamonu’da etkili olan yoğun kar yağışı sebebiyle köy yolları ulaşıma kapandı. Yolu kapalı olan köylerde Kastamonu İl Özel İdaresi ekiplerince karla mücadele çalışmaları da aralıksız devam ediyor. Çalışmalar sayesinde kapalı yollar yeniden ulaşıma açılıyor. Kar yağışı sebebiyle yolu ulaşıma kapanan Kastamonu’nun Bozkurt ilçesine bağlı Tezcanlar köyü Ahadlar Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Aydın, hastalanan eşi Fatma Aydın’ı hastaneye götüremedi. Aydın, Tezcanlar köyü muhtarı Murat Görgü ile iletişime geçerek yardım istedi. Köy muhtarının durumu bildirmesi üzerine bölgeye sevk edilen Kastamonu İl Özel İdaresi ekiplerinin çalışmasıyla köy yolu kısa sürede ulaşıma açıldı. Yolun açılmasının ardından evinden alınan hasta, tedavi edilmek üzere Devrekani Devlet Hastanesine götürüldü. "Yolumuz açıldı, eşimi hastaneye götürüyorum" İl Özel İdaresi ekiplerine teşekkür eden Mehmet Aydın, "Eşim rahatsızlandı, durumu ağırlaştı. Yol kapalı olduğu için ulaşım sağlayamadık. Muhtarın kardeşini aradım, o da muhtarla irtibata geçti. İl Özel İdaresi ekipleri geldi ve yolu açtı. Şimdi hastamı hastaneye götürüyorum. Yaklaşık 10 günde 7’nci kez hastaneye gidiyoruz" dedi. Fatma Aydın ise, "Her yerim ağrıyor. Devrekani Devlet Hastanesi’ne gidiyorum. Yollarımız kapalıydı, devlet geldi, açtı. Allah razı olsun, teşekkür ederim" diye konuştu.
Kastamonu Üniversitesi’nde Türkçe şenliği düzenlendi
18 Aralık 2025 Perşembe - 10:02 Kastamonu Üniversitesi’nde Türkçe şenliği düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde "Dünya Dili Türkçe Günü" dolayısıyla düzenlenen şenlik renkli görüntülere sahne oldu. Kastamonu Üniversitesi’nde, "Dünya Dili Türkçe Günü" olarak kabul edilmesi sebebiyle Türkçenin kültürel mirastaki yerini ve toplumsal önemini vurgulamak amacıyla kampüs genelinde iki ayrı etkinlik gerçekleştirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi (KÜSAM), Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Topluluğu (KÜSAT) ile Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) iş birliğiyle düzenlenen "Dünya Dili Türkçe Şenliği", Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Rabia Aktaş, KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, akademik personel ve öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, Türk dilinin millet hayatındaki belirleyici rolüne vurgu yaptı. Türkçenin tarih boyunca kültürün, düşüncenin ve ortak hafızanın taşıyıcısı olduğunu ifade eden Gürel, Türk dünyasında yürütülen ortak dil ve alfabe çalışmalarının önemine dikkat çekti. TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu ise Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, milletin hafızasını ve dünyayı algılama biçimini yansıtan temel unsur olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından KÜSAT Halk Dansları Ekibi’nin sahnelenen gösteri, izleyicilerden beğeni topladı. Program kapsamında öğrenciler ve TÖMER’de eğitim gören öğrenciler tarafından şiirler okundu ve müzik performansları gerçekleştirildi. KÜSAM Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Dr. Osman Eroğlu’nun seslendirdiği eserlerle devam eden programın sonunda katkı sunan öğrenci ve akademisyenlere teşekkür belgeleri takdim edildi. Öte yandan, Dünya Dili Türkçe Topluluğu tarafından Eğitim Fakültesi ana kampüs girişine kadar uzanan yaklaşık 1 kilometrelik güzergah boyunca, yabancı kökenli kelimelerin Türkçe karşılıklarını içeren 100 adet pankart asıldı. "Dilimiz kimliğimizdir" anlayışıyla hazırlanan pankartlar, Kastamonu Üniversitesi öğrencileri ve kampüs güzergahını kullanan vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.
Taşköprü’ye atlı turizm merkezi kuruluyor
18 Aralık 2025 Perşembe - 09:55 Taşköprü’ye atlı turizm merkezi kuruluyor Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, ilçeye kurulması planlanan atlı turizm merkezi için Daday ilçesinde incelemelerde bulundu. Taşköprü Belediyesi, turizm alanında dikkat çeken yeni bir projeye imza atmaya hazırlanıyor. Taşköprü’de kurulması planlanan atlı turizm merkezi ile bölgenin doğal güzelliklerini turizme kazandırmak ve ziyaretçilere farklı bir deneyim sunmak amaçlanıyor. Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, proje için Daday ilçesindeki atlı turizm merkezinde incelemelerde bulundu. Başkan Arslan, merkezde yapılan uygulamaları yerinde gözlemleyerek, Taşköprü’de kurulması planlanan tesis için önemli bilgiler edindi. İncelemelerinin ardından açıklamada bulunan Başkan Arslan, projenin daha verimli ve Taşköprü’nün sahip olduğu doğal ve kültürel değerleri turizmle buluşturmak istediklerini belirterek, "Daday Çömlekçiler Atlı Turizm Merkezi’ni ziyaret ederek, ilçemizde hayata geçirmeyi planladığımız atlı turizm merkezi öncesinde incelemelerde bulunduk. Buradaki uygulamalar bizim için yol gösterici oldu" dedi. Başkan Arslan, ziyaret kapsamında Daday’daki merkezin işletmecisi Levent Bıyık ile de bir araya geldi. Yapılan görüşmelerde, atlı turizm faaliyetlerinin nasıl geliştirilebileceği, ziyaretçi deneyiminin nasıl artırılabileceği ve benzer bir merkezin Taşköprü’de hangi şartlarda kurulabileceği üzerine istişarelerde bulunuldu. Başkan Arslan, nazik ev sahipliği ve paylaşılan tecrübeler için Levent Bıyık’a teşekkür ettti. Başkan Arslan, daha sonra Kastamonu Üniversitesi Daday Nafi–Ümit Çeri Meslek Yüksekokulu Sekreteri Erdoğan Uzunhasan ile öğretim görevlilerini de ziyaret etti. Ziyarette, Taşköprü’de kurulması planlanan merkez için fikir alışverişinde bulunuldu.