ASAYİŞ - 03 Temmuz 2024 Çarşamba 22:38

Kastamonu’da hafif ticari araç ile otomobil çarpıştı: 9 yaralı

A
A
A

Kastamonu’nun Seydiler ilçesinde hafif ticari araç ile otomobilin çarpışması neticesinde meydana gelen kazada 1’i ağır 9 kişi yaralandı.

 

 

Kaza, Seydiler ilçesi Kastamonu-İnebolu karayolu Üyük köyü mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Sahit Y. (47) idaresindeki 34 UC 7615 plakalı hafif ticari araç ile Rahmi K. (49) yönetimindeki 37 LJ 150 plakalı otomobil çarpıştı. Çarpmanın etkisi ile savrulan otomobil şarampole uçtu. Kazada sürücüler ile araçlarda bulunan Mehmet Y. (46), Elife Y. (44), Bahriye K. (49), Merve Y. (18), Kayra Y. (11), Seda Özer Y. (45) ve Sema Y. (13) yaralandı. Yaralılar, olay yerine çağrılan sağlık ekipleri tarafından Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Tedavi altına alınan yaralılardan Sahit Y.’nin hayati tehlikesinin olduğu öğrenildi.

 

Kazaya karışan araçlar çekici yardımı ile kaldırılırken, jandarma ekipleri tarafından inceleme başlatıldı.

Vedat Yunus İkizoğlu



Kastamonu’da hafif ticari araç ile otomobil çarpıştı: 9 yaralı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 15 Temmuz Gazisi Üzeyir Civan: “Benim sol kolum gitti ama vatanımın geleceği yerindeydi, daha sağlam temellere oturdu” 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında darbeci askerlerin açtığı ateş nedeniyle sol kolunu kaybeden 15 Temmuz Gazisi Üzeyir Civan, 8 yıl önceki o gece yaşananları ve hissettiklerini anlattı. Torunlarıyla beraber 15 Temmuz ile ilgili klipleri ve şehit albümünü seyrederken duygusal anlar yaşayan Civan, “Benim sol kolum gitti ama vatanımın geleceği yerindeydi, daha sağlam temellere oturdu. Bu ülke üzerinde emel besleyenlere o gün en güzel şekilde derslerini sağcısıyla, solcusuyla, Alevi’si ile Sünni’si ile hep beraber verdik” dedi. Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirdiği hain darbe girişiminin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen o günün acıları hala tazeliğini koruyor. Darbe girişiminde her yaştan vatandaş sokağa çıkarak darbeye karşı ‘dur’ dedi. O vatandaşlar arasından kimisi şehit oldu, kimisi de yaralanarak gazilik mertebesine erişti. 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Tuzla’da Orhanlı gişelerinde darbeci askerlere karşı mücadele eden Üzeyir Civan, darbecilerin açtığı ateş nedeniyle sol kolunu kaybetti. Gazi Civan, hain darbe girişiminin 8’inci yıl dönümüne günler kala darbe gecesini torunlarıyla beraber hatırladı. Torunlarına 15 Temmuz’u anlatan ve 15 Temmuz gecesine dair çekilen klipleri ve şehitler albümünü torunlarıyla beraber izleyerek duygusal anlar yaşayan Civan, o gece yaşananları anlattı. “Benim sol kolum gitti ama vatanımın geleceği yerindeydi” Gazi Üzeyir Civan, “Allah’ımıza hamdolsun ki vatan uğruna gazi olma şerefini bu günahkar kuluna lütfetti. Darbe haberini aldığımda engel olmak için Orhanlı Gişelerine gittim, orada darbecilerle denk geldik. Vatanlarına ihanet etmemeleri adına üzerlerine koşarak gittim. ‘Durun yapmayın silahlarınızı bırakın hepimiz kardeşiz’ diyerek üzerlerine koştuğumda iki kurşun yedim, birisi sağ elimden biri de sol kolumdan. Sol kolum kesilmek zorunda kaldı. Benim sol kolum gitti ama vatanımın geleceği yerindeydi, daha sağlam temellere oturdu. Bu ülke üzerinde emel besleyenlere o gün en güzel şekilde derslerini sağcısıyla, solcusuyla, Alevi’si ile Sünni’si ile hep beraber verdik. ‘Bu vatanı kolay kolay parçalayamayacaksınız.’ Tekrar benzeri bir durumda canlarımızı kollarımızı uzuvlarımızı seve seve feda etmeye bizler hazırız” dedi. “Bu ülke üzerinde beslenen emellere vurulan en büyük darbe o gün vurulmuştur” Civan, “Bizler 15 Temmuz’u unutmadık, unutturmayacağız, ‘unutursak kanımız kurusun’ diyoruz. Bu yavrularımızın geleceği için onların daha güzel günlere ulaşmaları için bizler seve seve kolumuzdan vazgeçtik de canımızdan mı vazgeçmeyeceğiz, seve seve vazgeçeriz. Yeter ki birliğimiz beraberliğimiz bozulmasın, ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar bozulsun. O hainlere biz hep beraber ‘dur’ diyelim. O gün bu ülke için bir dönüm noktası. Bu ülke üzerinde beslenen emellere vurulan en büyük darbe o gün vurulmuştur. Çünkü biz o gün birdik, beraberdik, birlikte başardık. Yine benzer bir durum olursa yine birlikte başarmaya Allah’ın yardımıyla ve yüreğimizdeki imanla beraber muktedir olacağımızı herkes bilsin. Bu ülke üzerinde Çanakkale ruhu asla sönmedi sönmeyecek. 15 Temmuz gecesinde de Suriyelisi, İranlısı, Mısırlısı, diğer ülkelerden Türkmen kardeşlerimiz bizlerin birliği beraberliği için sokaklardaydı. Bazıları şehit oldu bazıları gazi oldu. Bizzat tanıdığım Suriyeli İranlı gazimiz oldu, şehit de oldu bildiğim kadarıyla” diye konuştu.
Düzce Çözüm üretmek anahtarınız olsun Düzce Üniversitesi tarafından düzenlenen 2023-2024 Akademik Yılı Mezuniyet Törenleri, meslek yüksekokulların mezuniyet heyecanı ile sona erdi. 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda gerçekleştirilen Mezuniyet Törenlerin beşinci ve son gününe Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İlhan Genç ve Prof. Dr. Ali Öztürk, Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, Genel Sekreter Nihat Yıldız, akademik birimleri yöneticileri, öğretim üyeleri, öğrenciler ile aileleri katıldı. Mezuniyet Töreni’nde; Çilimli Meslek Yüksekokulu, Dr. Engin Pak Cumayeri Meslek Yüksekokulu, Düzce Meslek Yüksekokulu, Gölyaka Meslek Yüksekokulu, Gümüşova Meslek Yüksekokulu, Kaynaşlı Meslek Yüksekokulu, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ve Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencileri mezuniyet sevinci yaşadı. Programda Meslek Yüksekokulu Müdürleri yaptıkları konuşmalarda, bu anlamlı günde öğrencilerin sevincini paylaşmak için bir araya geldiklerini ifade ederek bu gururun her türlü fedakarlığı gösteren öğrencilere ve ailelerine ait olduğunu dile getirdiler. Her sonun yeni bir başlangıç olduğunu belirten müdürler, kendilerine emanet edilen öğrencileri gönül rahatlığıyla ailelerine teslim ettiklerini, onların kendilerini ve üniversitelerini en iyi şekilde temsil edeceklerine inandıklarını vurguladılar. Öğrencileri, zorlukların üstesinden gelebilecek donanımla mezun ettiklerini dillendiren Düzce Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürleri, “Her durumda çözüm üretmek anahtarınız olsun” diyerek mezunlara tebriklerini ilettiler. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, öğrencilerin sabırla çalışarak tüm zorlukları aştıklarını ve mezun olmaya hak kazandıklarını söyleyerek konuşmasına başladı. Üniversitelerin nitelikli ve seviyeli nesiller yetiştirme gibi önemli misyonları olduğunu vurgulayan Öztürk, kalitenin yetiştirilen öğrencinin başarısıyla ölçülebildiğine işaret etti. Türkiye’nin mezunların birikimlerine ihtiyacı olduğunu ifade eden Öztürk, “Edindiğiniz bilgileri güncelleyerek ileriye taşıyın ve ülkemizin geleceğine katkıda bulunun. Hepinizi tebrik ederim” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Başarılar diledi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç konuşmasında, bu özel güne katılan ailelere teşekkür ederek mezunları ve onların yetiştirilmesinde büyük emekleri olan Düzce Üniversitesi akademisyenlerine, şükranlarını sundu. Mezunların böyle gurur tablolarının hayatlarının her aşamasında olmasını temenni eden Prof. Dr. İlhan Genç, mezun öğrencilerin yollarının her daim açık olmasını, zorlukları aşmalarını ve başarılı olmalarını diledi. Açılış konuşmalarının ardından meslek yüksekokullarında ve programlarında dereceye giren öğrencilere, Başarı Belgeleri; mezun olan öğrencilere de Mezuniyet Belgeleri, Düzce Üniversitesi Yönetimi, akademik birim yöneticileri ve akademisyenler tarafından takdim edildi. Mezuniyet Belgelerinin takdimi sonrasında, öğrencilerin mezuniyetlerini ve yeni bir hayata başlangıçlarını simgeleyen Kep Töreni gerçekleştirildi. Birçok sektörün ihtiyaç duyduğu, nitelikli ve kalifiye mezunlarla ülkemizin iş gücü piyasasına değer katan Düzce Üniversitesi Meslek Yüksekokulu öğrencileri, eğitim hayatlarının sonunda unutamayacakları bir gün yaşadı.
Erzurum Vali Çiftçi, Cami açılışına katıldı Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi’nin katılımıyla Ethem Zengin Camii’nin açılışı gerçekleştirildi. Pazaryolu ilçesinde yapımı tamamlanan cami, cuma namazı akabinde gerçekleşen tören ve dualarla ibadete açıldı. Programda bir konuşma yapan Vali Mustafa Çiftçi, bu tür hayır işlerinin sadaka-i cariyeden olduğunu ve hayır işleyenin amel defterinin kıyamete kadar kapanmayacağını ifade etti. Vali Çiftçi, şöyle konuştu: “Bugün hayırlı bir vesile ile bir aradayız. Ethem Zengin abimizin yaptırmış olduğu bu caminin açılışı vesilesiyle sizlerle de beraber olmaktan dolayı son derece memnun ve bahtiyar olduğumu ifade etmek istiyorum. Cenab-ı Hak Tevbe suresinde buyuruyor ki: ‘Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başka kimseden korkmayan kimseler imar ve inşa ederler. İşte kurtuluşa ermesi umulan kişiler de onlardır.’ Sevgili Peygamberimiz de, ‘Kim bir mescit imar ederse, Allah da onlara cennette bir köşk imar eder.’ diye buyuruyor. Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde, ‘Denildi mi bir yerin adına Türk beldesi, gözüm al bayrak arar, kulağım ezan sesi’ diyor. Bunlar bizim bu vatana vurmuş olduğumuz mühürlerimiz. Bizim inancımızda kültürümüzde; cami, mescit, taziye evi, yol, köprü, han, hamam, bunların hepsi sadaka-i cariye olarak kabul edilir ve yaptıran kişilerin de amel defterlerinin kıyamete kadar kapanmayacağı Peygamberimiz tarafından ifade edilir. Bu cami de inşallah sadaka-i cariye cinsinden bir hayır müessesesi ve burada ibadet edenler oldukça kıyamete kadar buranın sevabından Ethem Zengin abimiz de nasiplenecek.” “İmam Hatip Ortaokulu Yaptırma Sözü Aldı” Konuşması esnasında Ethem Zengin’den Erzurum merkeze bir İmam Hatip Ortaokulu yaptırma sözü alan Vali Çiftçi, konuşmasını şöyle devam ettirdi: “Ethem Bey, sadece cami yaptırmakla kalmamış onun yanında okul, yol, köprü, mescit, çeşme ve aynı zamanda Kur’an Kursu da yaptırmış. Dolayısıyla sadaka-i cariye sayılan eserlerinin sayısını arttırmıştır. Amel defterinin ilelebet kapanmaması için bütün imkânlarını seferber etmiş. Allah varlığını ve sağlığını devam ettirsin. Kendisinden Erzurum merkezde de bir İmam Hatip Ortaokulu yaptırmasını istiyoruz. Sadaka-i cariyelerini böyle bir eserle taçlandırması Ethem Zengin ağabeyimize yakışır diye düşünüyorum. Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya’nın sözleriyle konuşmamı bitirmek istiyorum: ‘Biz, kısık sesleriz... Minareleri, sen, ezansız bırakma, Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma, Allah’ım!’ diyor hepsini muhabbetle selamlıyorum.” Konuşmaların ardından Vali Çiftçi, Ethem Zengin’e plaket takdim etti.
Erzincan Vali Aydoğdu: “Dünyanın neresinde vicdan sahibi, mazlum, masum bir insan varsa bir yanı, bir parçası Başbağlar’dadır” Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybeden 33 vatandaşı anmak için düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Dünyanın neresinde vicdan sahibi, mazlum, masum bir insan varsa bir yanı, bir parçası Başbağlar’dadır” dedi. Başbağlar köyü sakinlerine hitap eden Vali Aydoğdu, “Gönlü yaralı, cefakar Başbağlarlı hemşehrilerim” diye sözlerine başladı. Vali Aydoğdu, konuşması şöyle sürdürdü: “Keşke! Zamanı durdurmak, yahut takvimlerden bir yaprak yırtmak mümkün olsaydı. Bir an bile düşünmez, tereddütsüz söküp atacağımız gün olurdu 5 Temmuz. Bizim, ifade etmeye takat getiremediğimiz şeyleri sizler yaşadınız, yaşıyorsunuz. Göğsünde iman olmasa insanın, “Kader, vatan sevgisi” diyemese, Bu tevekkül, bu metanet olmasa insanda bu acılara dayanmak mümkün değildir. Çünkü! Başbağlar, İnsanların öldürüldüğü yer değil, insanlığın öldürüldüğü yerdir. Dünyanın neresinde vicdan sahibi, mazlum, masum bir insan varsa bir yanı, bir parçası Başbağlar’dadır. Başbağların acısı da onların yüreğindedir. Savaşın bile bir şerefi ve onuru olmalı. İbrahim Baltacı, daha on üç yaşında idi. Sokakta oyun oynayacak yaşta. Adil Torun 22 yaşında, daha hayatının baharında. Mehmet Daşdelen 24 yaşında, Evden camiye, camiden eve, piri fani, yaşlı bir dede idi. Hepsi masum, hepsi kimsesiz kötülükten bihaber. Gündelik işlerinde idiler. Bağda, bahçede çalışıp yorulmuşlar, bir lokma yemek için kurdukları sofralarına, camiden dönmelerini bekliyorlardı babalarını, eşlerini, amcalarını. Hani, şiirde denildiği gibi; “Bir temmuz akşamı idi, Allah şahit ki yıldızlar sararmış gibi, tepeler titreşir, hava kış gibi, bir dağın sırtında dağ varmış gibi.” İşte! O gün bugündür, yüreğimiz hep kış, hiç ısınmadı, hep titredi, hep üşüdü. Başbağlar tesadüfen seçilmiş bir yer değildi. Nifak tohumları ekmek için bilerek seçilmişti. Ama onlar, bu aziz milletin ferasetini, irfanını, cesaretini, sadakatini hiç bir zaman hesaplayamadılar. Hesaplayamadılar, çünkü bu değerlerin hiçbiri onlarda yoktu. Sizler, her şeye rağmen, vakur duruşunuzla, sevginin nefretten büyük olduğunu herkese ispatladınız. Allah sizlerden razı olsun. Doksanlı yıllarda, 1993 yılında üniversite öğrencisi iken, Erzincan Depremini ve Başbağlar Katliamını uzaktan içimizde hissedip ağlayanlardanız. Allah’a hamdolsun bugün Erzincan’a hizmet etmeyi nasip etti. Geldikten kısa bir süre sonra İliç’te göçük oldu. Şimdi buradayız. Kaderde, Can Erzincan’ın acılarına hissedar olmak varmış. Bu benim için, hayatım boyunca unutmayacağım, göğsümüzde gururla taşıyacağım şereflerin en büyüğüdür. Erzincan, sevginin, kardeşliğin, hoşgörünün şehridir. Erzincan’da kimse, ama hiç kimse “öteki” değildir. Farklılıklarımız bizim en büyük zenginliğimizdir. Bir bir ve beraber oldukça kıyamete kadar, milletimiz bahtiyar, devletimiz payidar olacak. Yüreğimiz üşüdüğünde, Her zaman ay yıldızlı al bayrağın kızıllığında beraber ısınacağız. Başbağlar şehitlerimiz başta olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle şükranla yad ediyorum. Mekanları cennet, makamları ali olsun. Gazilerimize de hayırlı ve uzun ömürler diliyorum. Sizlere de Allah sabr-ı cemiller ihsan etsin diyorum.”
Bolu Köpeği öldürüp, sahibinin yaralayan ve tutuksuz yargılanan sanık 6 yıl 6 ay hapis cezası aldı Bolu’da köpek kavgası nedeniyle tartıştığı kişiyi tabancayla vurarak yaralayan ve kangal cinsi köpeğini de öldüren sanık, tutuksuz yargılandığı davada ’Silahla kasten yaralama’ suçundan 6 yıl, ’Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme’ suçundan da 6 ay hapis cezası aldı. Olay, 15 Ekim 2021’de Mudurnu ilçesi Çağşak köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, daha önce aralarında husumet olan Kamil Akçay ile Bilal Över, küçükbaş hayvanlarını otlatmaya çıkardı. Sürülerin birbirlerine yaklaşmasıyla Akçay’ın köpeği ile Över’in çoban köpekleri kavga etti. Köpeklerin kavgası nedeniyle Akçay ile Över arasında da tartışma çıktı. Tartışma sonrası Över, köy muhtarı olan babası Mustafa Över’e ait tabancayla Akçay ile köpeğini vurdu. Kangal cinsi köpek ölürken, karnına isabet eden kurşunla yaralanan Akçay, sağlık ekipleri tarafından kaldırıldığı hastanede tedaviye alındı. 3 yıl süren dava sonuçlandı Olayın ardından jandarma ekiplerinin yakaladığı Bilal Över, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Över hakkında ’Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme’ ve ’Kasten yaralama’ suçlarından dava açıldı. Bolu’da cezaevinde 6 ay tutuklu kalan Över, daha sonra tahliye edildi. Bolu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan Över, karar duruşmasında hakim önüne çıktı. Duruşmada Kamil Akçay ile ailesi ve taraf avukatları da hazır bulundu. Bilal Över ile Mustafa Över, mahkemede üzerlerine atılı suçlamaları reddedip beraatlerini istedi. 3 yıl süren dava sonunda Bilal Över, ’Silahla kasten yaralama suçundan 6 yıl, ’Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme’ suçundan da 6 ay hapse çarptırıldı. Över’e adli kontrol şartı ve yurt dışı çıkış yasağı verildi.