Yerel Haberler
Karabük
21 Kasım 2024 Perşembe - 13:05 Karabük’te bağımlılıkla mücadelenin farklı boyutları ele alındı Karabük’te düzenlenen ‘Bağımlılıkla Mücadele ve En İyi Narkotik Polisi: Anne Toplantısı’nda bağımlılıkla mücadelenin faklı boyutları alınarak farkındalık oluşturuldu. 100. Yıl Kültür Merkezinde düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, bağımlılık ve uyuşturucu ile mücadele temalı bir video gösterimiyle başladı. Açılış konuşmasını yapan Karabük İl Sağlık Müdürü Op. Dr. İsmail Kara, uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadelede kurumlar arası iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Toplantı çerçevesinde Karabük İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Başkomiser Ömer Dinç, “Uyuşturucu Bağımlılığı ile Mücadele” konulu bir sunum yaparak uyuşturucu maddelerin zararları ve alınması gereken önlemler hakkında sunum yaptı. Sonrasında Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Ak, “Bağımlılık ve Bağımlılıkla Mücadele” başlıklı sunumunda bağımlılığın tıbbi ve toplumsal etkilerine dikkat çekti. Ardından Karabük İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Komiser Mehmet Doğan, “Siber Suçlarla Mücadele” konulu sunumunda, bağımlılık oluşturabilecek dijital tehditlere karşı alınması gereken tedbirleri aktardı. Programın sonunda Vali Mustafa Yavuz, yaptığı konuşmada: “Uyuşturucuyla mücadelede en önemli özne annelerimizdir. Annelerimizin feraseti, şefkati ve farkındalığı, bu konuda yürütülen çalışmaların başarısı için kritik bir öneme sahiptir. Kolluk kuvvetlerimiz, adliyemiz ve diğer kurumlarımız bağımlılıkla mücadelede yoğun bir çaba sarf etse de, bu mücadelede annelerimizin desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Valiliğimizin 2023 Aralık ayında başlattığı ve halen devam eden ‘Vatandaş Memnuniyetini Ölçme ve Artırma Projesi’ bünyesinde yapılan bir görüşme, aslında bu konuya bakış açımızı değiştirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Bizlerin toplumun her bireyine, her olaya daha farklı bir pencereden bakmamız gerekiyor. Toplum olarak birbirimize karşı sorumluluklarımızın farkında olmalı ve “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla hareket etmeliyiz. Yapılan araştırmalar, gençlerimizin yüzde 47’sinin uyuşturucuyu evinde kullandığını gösteriyor. Yani uyuşturucu bağımlılığı, gözümüzün önünde, yan odada ya da evimizin bir köşesinde gerçekleşiyor. Daha da çarpıcı olanı ise, uyuşturucu bağımlısı kişilerin yüzde 87’sinin ailesiyle birlikte yaşıyor olması. Ancak uyuşturucu kullanımının fark edilmesi, genellikle iki yıl gibi bir süreyi buluyor. Bu durum, hem ebeveynler hem de toplum olarak bizlerin farkındalık düzeyimizi artırmamız gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Anne ve babalar olarak daha dikkatli ve sevgi dolu bir yaklaşım sergilemeliyiz. Çocuklar sevgiyi evde bulamazlarsa, bu eksikliği başka yerlerde ve başka mecralarda doldurmaya çalışıyorlar. Eğer çocuklarımızı sever, onların ihtiyaçlarına kulak verirsek, bağımlılık gibi sorunları erken farkedebilir ve önüne geçebiliriz” ifadelerine yer verdi.
Karabük’te bağımlılıkla mücadelenin farklı boyutları ele alındı
21 Kasım 2024 Perşembe - 13:05 Karabük’te bağımlılıkla mücadelenin farklı boyutları ele alındı Karabük’te düzenlenen ‘Bağımlılıkla Mücadele ve En İyi Narkotik Polisi: Anne Toplantısı’nda bağımlılıkla mücadelenin faklı boyutları alınarak farkındalık oluşturuldu. 100. Yıl Kültür Merkezinde düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, bağımlılık ve uyuşturucu ile mücadele temalı bir video gösterimiyle başladı. Açılış konuşmasını yapan Karabük İl Sağlık Müdürü Op. Dr. İsmail Kara, uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadelede kurumlar arası iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Toplantı çerçevesinde Karabük İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Başkomiser Ömer Dinç, “Uyuşturucu Bağımlılığı ile Mücadele” konulu bir sunum yaparak uyuşturucu maddelerin zararları ve alınması gereken önlemler hakkında sunum yaptı. Sonrasında Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Ak, “Bağımlılık ve Bağımlılıkla Mücadele” başlıklı sunumunda bağımlılığın tıbbi ve toplumsal etkilerine dikkat çekti. Ardından Karabük İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Komiser Mehmet Doğan, “Siber Suçlarla Mücadele” konulu sunumunda, bağımlılık oluşturabilecek dijital tehditlere karşı alınması gereken tedbirleri aktardı. Programın sonunda Vali Mustafa Yavuz, yaptığı konuşmada: “Uyuşturucuyla mücadelede en önemli özne annelerimizdir. Annelerimizin feraseti, şefkati ve farkındalığı, bu konuda yürütülen çalışmaların başarısı için kritik bir öneme sahiptir. Kolluk kuvvetlerimiz, adliyemiz ve diğer kurumlarımız bağımlılıkla mücadelede yoğun bir çaba sarf etse de, bu mücadelede annelerimizin desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Valiliğimizin 2023 Aralık ayında başlattığı ve halen devam eden ‘Vatandaş Memnuniyetini Ölçme ve Artırma Projesi’ bünyesinde yapılan bir görüşme, aslında bu konuya bakış açımızı değiştirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Bizlerin toplumun her bireyine, her olaya daha farklı bir pencereden bakmamız gerekiyor. Toplum olarak birbirimize karşı sorumluluklarımızın farkında olmalı ve “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla hareket etmeliyiz. Yapılan araştırmalar, gençlerimizin yüzde 47’sinin uyuşturucuyu evinde kullandığını gösteriyor. Yani uyuşturucu bağımlılığı, gözümüzün önünde, yan odada ya da evimizin bir köşesinde gerçekleşiyor. Daha da çarpıcı olanı ise, uyuşturucu bağımlısı kişilerin yüzde 87’sinin ailesiyle birlikte yaşıyor olması. Ancak uyuşturucu kullanımının fark edilmesi, genellikle iki yıl gibi bir süreyi buluyor. Bu durum, hem ebeveynler hem de toplum olarak bizlerin farkındalık düzeyimizi artırmamız gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Anne ve babalar olarak daha dikkatli ve sevgi dolu bir yaklaşım sergilemeliyiz. Çocuklar sevgiyi evde bulamazlarsa, bu eksikliği başka yerlerde ve başka mecralarda doldurmaya çalışıyorlar. Eğer çocuklarımızı sever, onların ihtiyaçlarına kulak verirsek, bağımlılık gibi sorunları erken farkedebilir ve önüne geçebiliriz” ifadelerine yer verdi.
Meslek liseliler unutulmaya yüz tutmuş mesleği öğreniyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 11:41 Meslek liseliler unutulmaya yüz tutmuş mesleği öğreniyor Karabük’te meslek lisesi öğrencileri ahşap kaşık oymacılığı kursu ile hem unutulmaya yüz tutmuş mesleği öğreniyorlar hem de el becerilerini geliştiriyor. Karabük Endüstri Meslek Lisesi Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Bolümü öğrencilerine yönelik Halk Eğitim Merkezi tarafından "Ahşap Kaşık Oymacılığı" kursu açıldı. Malzeme desteğinin İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü’nce yapıldığı kursta öğrenciler hem unutulmaya yüz tutmuş mesleğin püf noktalarını öğreniyor hem de el becerilerini geliştiriyor. Bölüm Şefi Yakup Taşdöğen’in öncülüğünde verilen kursta öğrencilerin yaptıkları değişik motifli kaşıklar yoğun ilgi görüyor. İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse’de kurstaki öğrencileri ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı. ’Ahşap Kaşık Oymacılığı’ kursunun Halk Eğitim Merkezi ve İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube ekiplerinin destekleriyle yaklaşık 1.5 ay önce başladığını belirten Taşdöğen, "Gençlerimize unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarından kaşık oymacılığı kursunu açmayı uygun gördük. Gençlerimiz dışarıda boş gezmekten ise ellerinde bir sanat olsun diye bu kurs açtık. Bayağı yol katettik öğrencilerimizle. Değişik örnekler çıkartmaya başladılar ve artık kendileri de başarılı şekilde devam ediyorlar" dedi. Kaşık saplarını yaparken geyik kafası ve boynuzu ile yaprak gibi değişik motifler uyguladıklarını ifade eden Taşdöğen, "Yalnız kaşığın sapına uygulayacak motifte bir sınırlama yok. O anki içlerinden hangi figür, hangi duygu geçiyorsa onu kaşığın sapına dökmek mümkün" diye konuştu. Taşdöğen, kursta 16 öğrencinin bulunduğunu aktararak hafta içi ve hafta sonu 2 gün kurs verildiği için öğrenci sayısında değişiklik olabildiğini söyledi. Kursta başarı ile kaşık oymacılığını yapan öğrencilere ürünü hediye ettiklerini anlatan Taşdöğen, bunun da motivasyon sağladığını kaydetti. Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü personeli Serkan Yıldırım, Endüstri Meslek Liselerinin ülke açısından çok önemli olduğunu dile getirerek şunları söyledi: Aynı zamanda gençlerimiz hedef kitlemizdir. Gençlerimize Yakup hocamızın önderliğinde malzeme temini yaptık. Emniyet Müdürlüğü olarak da her zaman arkalarındayız. Halihazırda Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü olarak Narkotik Suçlarla Mücadele, Siber Suçlarla Mücadele ve Trafik Şube Müdürlüğüyle birlikte koordineli bir şekilde bütün liselerimizle işbirliği içerisindeyiz. Gençlerimizle vatandaş polis ilişkilerini güçlendirip dış ortamdaki kötü alışkanlıklardan soyutlayıp iç ortamda huzura ve refaha kavuşturmayı hedefliyoruz." Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Bölümü 10. Sınıf öğrencisi Muhammet İncebacak, kursta ilk başta zorlandıklarını, öğretmenlerinin destekleriyle zamanla pratiklik kazandıklarını ifade etti. Kurs için öğretmenlerine teşekkür eden İncebacak, bir kaşık yapımı için 2 saat uğraştıklarını belirtti.
KBÜ yerli ve milli üretime katkı için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:28 KBÜ yerli ve milli üretime katkı için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriyor Karabük Üniversitesi’nde görevli akademisyenin "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" başlıklı projesi TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Modülü bünyesinde destek almaya hak kazandı. Eskipazar Meslek Yüksekokulu Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" projesini hazırladı. Proje çerçevesinde, alüminyum matrisli nano kompozitlerin ileri üretim teknikleriyle geliştirilmesi ve bu kompozitlerin yüksek sıcaklık şartlarında gösterdiği performansların artırılmasına yönelik yenilikçi yaklaşımlar ele alınacak. Çalışma, özellikle otomotiv, havacılık ve savunma sanayi gibi yüksek sıcaklık dayanımı gerektiren sektörlerde kullanılan malzemelerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacak. TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı bünyesinde kabul edilen bu proje, malzeme bilimi ve mühendisliği alanında yenilikçi yaklaşımlar sunarak yerli ve milli üretim süreçlerine destek olmayı amaçlıyor. Projenin başarıyla tamamlanması halinde, ilgili sektörlerde rekabet avantajı sağlayacak ileri teknoloji malzemelerin geliştirilmesi mümkün olacak. Projenin iki temel hedefi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, “Bunlardan birincisi, homojen iç yapıya sahip, kusursuz, nano takviyelerin dahil edilerek alüminyum matrisli kompozitlerin üretilmesi. Bir diğer hedefimiz ise mevcut ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımlarının kompozit haline getirilerek geliştirilmesiydi. Birinci hedefimiz çerçevesinde inovatif bir yaklaşımla kendi üretim yöntemimizi geliştirdik. Literatürde ilk kez denenecek olan bu üretim yöntemiyle hem düşük oranlarda hem yüksek oranlarda nano takviyeli kompozit malzemelerin üretimi mümkün olacaktır. Aslında bu yöntem hem toz metalürjisi hem de infiltrasyon döküm sisteminin kombinasyonundan oluşmaktadır" dedi. Projenin ikinci hedefinin ise ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımının artırılması olduğunu belirten Turan, bu gelişmenin otomotiv ve havacılık gibi sektörlerde büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Hafif malzemelerin kullanımı, düşük yoğunluklu malzemelerin tercih edilmesi hem düşük yakıt tüketimi hem düşük enerji tüketimi ve düşük karbon emisyonu anlamını taşımaktadır. Biz de projemiz kapsamında, çeliğin üçte bir yoğunluğa sahip olan alüminyum alaşımlarını normal şartlarda çeliğe göre bazı noktalarda avantajlı olsa da özellikle yüksek sıcaklıklardaki kararsız yapıları ve performanslarının yetersiz oluşu birtakım sınırlamalar ortaya koyuyordu. Biz de bu sınırlamaları ortadan kaldırarak farklı türden nano takviyeler ve farklı oranlarda nano takviyelerin eklenmesiyle kompozit malzeme geliştireceğiz" diye konuştu Doç. Dr. Turan, projeyle sanayi odaklı ticari üretime yönelik önemli adımlar atılacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bu projenin kısa vadede hayata geçmesi, ilk kez deneyeceğimiz bu üretim sisteminin başarılı olunması durumunda, bizim orta vadedeki hedeflerimize bir ışık tutacaktır. Proje bitimini takiben, direkt sanayiye odaklı ticari kompozit üretimi gerçekleştireceğiz. Bununla ilgili de ön çalışmalarımızı ve ön tasarımlarımızı gerçekleştirdik. Elektronik sektöründe ısı soğutucuları gibi malzemeleri direkt kompozit olarak üretebilir hale geleceğiz. Uzun vadede baktığımızda ise sistem üzerinde yapacağımız küçük dokunuşlar ve birtakım modifikasyonlarla otomotiv sektöründe örneğin fren diskleri, havacılık sektöründe uçak iniş takımları ve motor parçaları gibi birçok spesifik ürünü Karabük Üniversitesi olarak üretebilir hale geleceğiz.” Proje, hafif ve dayanıklı kompozit malzemelerin geliştirilmesi yoluyla enerji verimliliğini artırmayı ve sanayiye katma değer sağlamayı hedefliyor.
KBÜ’den şehre estetistik sağlayacak proje
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:26 KBÜ’den şehre estetistik sağlayacak proje Karabük Üniversitesi, akademik çalışmalarını kentin ihtiyaçları doğrultusunda uygulamalı projelerle birleştirerek şehre değer katıyor. Karabük Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Mimarlık Çalışma Takımı’nın, Karabük’ün şehir estetiğini geliştirmek ve sosyal yaşam alanlarını daha modern bir hale getirmek amacıyla hazırladığı "Albay Karaoğlanoğlu, Kıbrıs Şehitleri ve Ömer Lütfü Özaytaç Caddeleri Kentsel Tasarım Projeleri" Karabük Belediyesinde düzenlenen toplantıda sunuldu. Toplantıya, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Safranbolu Başak Cengiz Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Selma Çelikyay, çalışma takımı üyeleri Doç. Dr. Merve Tuna Kayılı, Doç. Dr. Çiğdem Bogenç, Arş. Gör. Bilgehan Bakırhan, Arş. Gör. Mustafa Haki Eraslan, Arş. Gör. Hasan Söylemez, Belediye Başkan Yardımcısı Kamil Temel, İmar ve Şehircilik Müdürü Hasan Erdemoğlu ve Mimar Sevinç Yurttaş katıldı. Projeler çerçevesinde caddelerin daha modern bir görünüme kavuşması hedeflenirken, özellikle yayaların kullanımını kolaylaştıran düzenlemeler ve yeşil alan tasarımları dikkat çekti. Çalışma takımı, tasarımlarında çevre dostu malzeme ve enerji verimliliği sağlayan aydınlatma çözümlerine de yer verdi. Karabük Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Mimarlık Çalışma Takımı’nahazırladıkları projeden dolayı teşekkür eden Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, projelerin hayata geçirilmesiyle Karabük’ün şehircilik anlamında daha çağdaş ve yaşanabilir bir kent haline geleceğini ifade ederek,Karabük Üniversitesi ile bu tür iş birliklerinin devam edeceğini belirtti. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, “Üniversitemiz, sadece akademik eğitimle sınırlı kalmayan, içinde bulunduğu şehre, topluma ve geleceğe değer katmayı hedefleyen bir kurumdur. Bu hedef doğrultusunda, Karabük Belediyesi ile yürüttüğümüz bu iş birliği bizler için büyük bir anlam taşımaktadır. ’Albay Karaoğlanoğlu, Kıbrıs Şehitleri ve Ömer Lütfü Özaytaç Caddeleri Kentsel Tasarım Projeleri’ Karabük Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Mimarlık Çalışma Takımımızın bünyesinde yer alan değerli akademisyenlerimizin özverili çalışmalarıyla ortaya çıktı. Bu projelerde, yalnızca fiziksel mekanların iyileştirilmesi değil, aynı zamanda çevre dostu, insan odaklı ve sürdürülebilir bir şehir vizyonunun hayata geçirilmesi hedeflenmiştir. Karabük Üniversitesi olarak, Karabük Belediyesi ile yürütülen bu tür iş birliklerini, şehrimizin kalkınması için önemli bir adım olarak görüyoruz. Üniversite ve yerel yönetim iş birliğinin, gelecekte daha geniş çaplı projelere dönüşeceğine olan inancım tamdır” ifadelerini kullandı.
KBÜ yerli ve milli üretime katkı için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:23 KBÜ yerli ve milli üretime katkı için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriyor Karabük Üniversitesi’nde görevli akademisyenin "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" başlıklı projesi TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Modülü bünyesinde destek almaya hak kazandı. Eskipazar Meslek Yüksekokulu Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, "Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi" projesini hazırladı. Proje çerçevesinde, alüminyum matrisli nano kompozitlerin ileri üretim teknikleriyle geliştirilmesi ve bu kompozitlerin yüksek sıcaklık koşullarında gösterdiği performansların artırılmasına yönelik yenilikçi yaklaşımlar ele alınacak. Çalışma, özellikle otomotiv, havacılık ve savunma sanayi gibi yüksek sıcaklık dayanımı gerektiren sektörlerde kullanılan malzemelerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacak. TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı bünyesinde kabul edilen bu proje, malzeme bilimi ve mühendisliği alanında yenilikçi yaklaşımlar sunarak yerli ve milli üretim süreçlerine destek olmayı amaçlıyor. Projenin başarıyla tamamlanması halinde, ilgili sektörlerde rekabet avantajı sağlayacak ileri teknoloji malzemelerin geliştirilmesi mümkün olacak. Projenin iki temel hedefi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, “Bunlardan birincisi, homojen iç yapıya sahip, kusursuz, nano takviyelerin dahil edilerek alüminyum matrisli kompozitlerin üretilmesi. Bir diğer hedefimiz ise mevcut ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımlarının kompozit haline getirilerek geliştirilmesiydi. Birinci hedefimiz çerçevesinde inovatif bir yaklaşımla kendi üretim yöntemimizi geliştirdik. Literatürde ilk kez denenecek olan bu üretim yöntemiyle hem düşük oranlarda hem yüksek oranlarda nano takviyeli kompozit malzemelerin üretimi mümkün olacaktır. Aslında bu yöntem hem toz metalürjisi hem de infiltrasyon döküm sisteminin kombinasyonundan oluşmaktadır" dedi. Projenin ikinci hedefinin ise ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımının artırılması olduğunu belirten Turan, bu gelişmenin otomotiv ve havacılık gibi sektörlerde büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Hafif malzemelerin kullanımı, düşük yoğunluklu malzemelerin tercih edilmesi hem düşük yakıt tüketimi hem düşük enerji tüketimi ve düşük karbon emisyonu anlamını taşımaktadır. Biz de projemiz kapsamında, çeliğin üçte bir yoğunluğa sahip olan alüminyum alaşımlarını normal şartlarda çeliğe göre bazı noktalarda avantajlı olsa da özellikle yüksek sıcaklıklardaki kararsız yapıları ve performanslarının yetersiz oluşu birtakım sınırlamalar ortaya koyuyordu. Biz de bu sınırlamaları ortadan kaldırarak farklı türden nano takviyeler ve farklı oranlarda nano takviyelerin eklenmesiyle kompozit malzeme geliştireceğiz" diye konuştu Doç. Dr. Turan, projeyle sanayi odaklı ticari üretime yönelik önemli adımlar atılacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bu projenin kısa vadede hayata geçmesi, ilk kez deneyeceğimiz bu üretim sisteminin başarılı olunması durumunda, bizim orta vadedeki hedeflerimize bir ışık tutacaktır. Proje bitimini takiben, direkt sanayiye odaklı ticari kompozit üretimi gerçekleştireceğiz. Bununla ilgili de ön çalışmalarımızı ve ön tasarımlarımızı gerçekleştirdik. Elektronik sektöründe ısı soğutucuları gibi malzemeleri direkt kompozit olarak üretebilir hale geleceğiz. Uzun vadede baktığımızda ise sistem üzerinde yapacağımız küçük dokunuşlar ve birtakım modifikasyonlarla otomotiv sektöründe örneğin fren diskleri, havacılık sektöründe uçak iniş takımları ve motor parçaları gibi birçok spesifik ürünü Karabük Üniversitesi olarak üretebilir hale geleceğiz.” Proje, hafif ve dayanıklı kompozit malzemelerin geliştirilmesi yoluyla enerji verimliliğini artırmayı ve sanayiye katma değer sağlamayı hedefliyor.
Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Filistinli çocuklar unutulmadı
20 Kasım 2024 Çarşamba - 15:31 Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Filistinli çocuklar unutulmadı Karabük’te 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte Filistinli çocuklar unutulmadı. Aile ve Sosyal Hizmet İl Müdürlüğü tarafından 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Karabük’te etkinlik düzenlendi. Etkinlik çerçevesinde çocuklar pankartlarla birlikte Kemal Güneş Caddesi’nden Güven Kavşağına kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Burada konuşan Karabük Çocuk Hakları İl Çocuk Komitesi Temsilcisi Belinay Özbay, Filistin’de zulme uğrayan ve katledilen çocukları hatırlattı. “Dünyada en çok ülke tarafından imzalanmış olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin kabulünün 35. yılındayız” diyen Özbay, “Ancak 35 yıllık sürecin sonunda bu gün en temel hak olan yaşama hakkımız yalnızca bin 500 kilometre uzaklıktaki Filistin’de çocukların ellerinden alınmakta, binlerce çocuk soykırıma uğramaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin taraf ülkeleri dahil olmak üzere, uygulanan bu soykırım engellenmemekte. Her gün kan ve gözyaşı dökülmektedir” ifadelerini kullandı. Filistin’de 171 bebek dahil 16 bin 795 çocuğun katledildiğini, 9 binin üzerinde çocuk yaralandığını ve sayısız çocuk ebeveynsiz kaldığını kaydeden Özbay, “Çocukların tüm haklarını korumak şöyle dursun, çocuk hastaneleri bombalanmış. Çocuklar tıbbi malzeme ve oksijen yetersizliği sebebiyle hastanede tedavi görmekteyken ölüme mahkum edilmiştir” diye konuştu. Özbay, “Bizler Türkiye Cumhuriyeti çocukları olarak inancımızdan ve şanlı mazimizden aldığımız güç ve cesaretle, bugün çocukların yaşadığı bu utanç tablosunu asla unutmayacağız. Bütün çocukların hiçbir ayrım gözetmeksizin haklarının tamamını gerçekten kullanmalarını sağlayacak zemini inşa edeceğiz. Bunun için var gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz. Karabük Çocuk Hakları İl Çocuk Komitesi Temsilcisi olarak sözlerimi burada sonlandırırken dünya üzerindeki tüm çocukların gözlerinin yalnızca sevinçten yaşaracağı bir gelecek temenni ediyorum” dedi. Konuşmanın ardından AVM içerisinde çocuk haklarını yer aldığı köşenin açılışı yapıldı. Programa Aile ve Sosyal Hizmet İl Müdürü Abdurrahman Bilgiç, AK Parti Karabük İl Başkanı Ferhat Salt, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Özçelik- İş Sendikası Genel Başkanı Değirmenci: “KARDEMİR’de ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz"
20 Kasım 2024 Çarşamba - 15:23 Özçelik- İş Sendikası Genel Başkanı Değirmenci: “KARDEMİR’de ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz" Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, örgütlü oldukları KARDEMİR’de toplu sözleşme görüşmelerin yakında başlayacağını ifade ederek, "Biz ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz" dedi. İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan Özçelik - İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, bakanlığa yetki süreci başvurusunu tamamladıklarını ve Karabük’teki işçilerin kendilerinden neler beklediklerinin de farkında olduğunu kaydetti. Genel Başkan Değirmenci, “Toplu sözleşme bir bütün. İnşallah yetki sürecine girdik. Karabük Şube Başkanımız Kenan Yılmaz başkanlığında üyelerimizin taleplerini arkadaşlar toparlıyorlar. Genel merkezimize gelecek ve genel merkezimizle beraber toplu sözleşme taslağımızı hazırlayıp işverene sunacağız. Süreci başlatmış bulunuyoruz. Çünkü bakanlığa yetki süreci müracaatını tamamlamış olduk. Tabii Kardemir işçisinin bu hayat pahalılığında sendikasından neler beklediğinin farkındayız. Özellikle demir çelik sektörü dediğimiz de, ülkenin en ağır iş kolunda çalışan üyelerimizin hayat pahalılığına karşı korunması yönünde sendikasından bu toplu sözleşmeden beklentilerin de farkındayız. Dolayısıyla işverenle günün koşullarını, Kardemir’in durumunu, üyelerimizin beklentilerini dikkate alarak temsilcilerimizle, şubemizle, genel merkezimizle ortaklaşa yapacağımız çalışma sonucunda fevkalade mutlu edecek bir toplu sözleşmeyi üyelerimize hediye etmek istiyorum. Bununla ilgili bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda arkadaşlarımızı hiç mahcup etmedik. Bu toplu iş sözleşmede de mahcup etmeyeceğiz inşallah" dedi. Ücret konusunda Kardemir işçilerinin diğer kurumlardaki işçilerin gerisinde kaldığını belirten Değirmenci, "Kardemir kar ettiğinde de biz çalışanlarıyla kar etti, zarar ettiği ortada, bizimle beraber zarar etti. O zaman bizim suçumuz yok. Çalışanlar olarak biz yedi buçuk saatlik emeğimizi, verimli bir şekilde harcıyoruz. Yönetim şeklimi, üretim şekli mi? Talepler mi? Ben bunları bilemem. Kimsenin işine karıştığım da yok. Ama orada emeğini satan, pazarlayan işçinin zararda hayatta katkısı olmaz. Dolayısıyla biz Kardemir’in tabii ki ekonomik durumunu ciddiye alırız, dikkate alırız. Ama bu bizim emeğimizin karşılığını ucuzlatacak anlamına gelmesin. Biz ne hak ediyorsak onu almak istiyoruz. Zararla ilgili çözümü arayanlar biz değiliz. Biz olmamamız lazım. Yönetim tarafı olması lazım. Yönetim daha bu zararın nedenlerini niçinlerini araştırıyordu. Önümüzdeki 2025 yılında demir çelik sektöründe bir rahatlama ve pazarın genişleyeceğini düşünüyoruz hep beraber. O zaman bu zararlar telafi edilir. Kaldı ki işletmelerin iş yerlerinde yılın sonuna bakılır. Altını çizdiğinizde kar mı ediyorsunuz, zarar mı ediyorsunuz? O zaman belli olur. Üç çeyrekte zarar eden Kardemir’in dördüncü çeyrekte toparlanmayacağını düşünmek mümkün değil. Belki de toparlayacak. 2025 yılında daha ümitli gireceğiz belki. Zaten bu toplu sözleşmemiz de 2025-2026 dönemini kapsayacak. Dolayısıyla biz önümüzdeki sürece göre çalışanların beklentilerini, geçim şartlarını, huzuru, sağlığı, refahı, çalışma esnasındaki huzurlu çalışmaları dikkate alarak toplu sözleşme görüşmelerine başlar ve sonuçlandırırız. Dolayısıyla bu zarar noktasında bizim gerçekten yapacağımız bir şey yok” dedi. “Babadan oğul konusu da masada olacak” Değirmenci, babadan oğula konusundaki alımlarla ilgili de açıklama yaparak, “ Fabrika yönetimiyle yaptıkları geçmişteki görüşmelerde babadan oğula sistemini hayata geçirelim ve ayniyat duygusu oluşmuş, evinde çalışanının yanında büyümüş evlatlarımız oraya alalım diye bir mutabakatımız var idi. Bu bir dönem uygulandı. Şimdi sayıları bildiğim kadarıyla 70-80 civarında olan bir grup var. Ben yönetime de söyledim. Bundan sonraki görüşmemizi de söyleyeceğim. Bir sefere daha mahsus bu arkadaşlarımızın çocuklarının Kardemir’e alalım, sonrasında bu meseleyi kapatarak hakkaniyetli bir işçi alım süreci devam etsin. Zaten öyle devam ediyor. Üyelerimizin bizden beklentileri var. Ben yönetimden aldığım olumlu havayı üyelerimize ilettim. Merak etmeyin, sizin sorunlarınız yıl başından önce çözülecek diye. Bu toplu sözleşme görüşmelerinde bir sefere mahsus bu bekleyen arkadaşlarımızın çocuklarını Kardemir’e işe başlatmamız lazım. Bununla ilgili de görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah bir sorun olacağız düşünüyorum. Şimdi Kardemir’de bana göre bir problem var. Yönetim Kurulu Başkanımıza da ilettim bunu. Bir tarafta fazla mesaili çalışma var. Bir taraf fazla işçi var. Bu işletmelerin yapacağı iş organizasyonunda, planlamasında eksik yere fazla yerden kaydırarak bir denge sağlanması lazım. O zaman eksik ortaya çıkıp ona göre personel alınması lazım. Tabii ki eksik var. Ama bir tarafta fazlalık var. İşte bu dengesizliği önce içimizde çözmemiz lazım. Ben yönetim kurulu başkanımıza yetmiştim. Çok tecrübeli alanında yeterli bir genel müdürümüz iş başına geldi. Demir çelik sektöründe yıllarını eksiltmiş bir arkadaşımız orada genel müdür. Ona da söyledim. Siz planlamanızı bir yapın eksik yerlere fazla yerlerden aktarım yapın. Bir denge sağlansın. Ondan sonra eksik eleman ortaya çıkacak. Ve ondan sonra işçi alınması lazım. Eksik eleman buna rağmen çıkacak, ben inanıyorum" "Hem çalışanların çocuklarını hem de orada vagon boşaltma dahil 70 -80 tane yıllardır ağır işlerde çalışan taşeron işçi arkadaşlarımız var. Bunların da bizden ve yönetimden beklentisi var" diye devam eden Genel Başkan Değirmenci, "Bunların da kadroya alınmasıyla birlikte nereden baksan yüz elli civarında elemanı aldık. Bir 150 daha alsanız altı yüzü tamamlarsınız. Ve devletimizin büyüğüne karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz. Kardemir’in de işi eksikliğini gidermiş oluruz. Aksi halde yaş ortalaması ilerledikçe o fazla çalışan arkadaşlarımızda iş kazası bitti artar, hastalık artar. Yorgunluk başka felaketleri getirir. Yoksa işçi fazla mesai yapmakla çok fazla ücret alacağını ben biliyorum. Herkes biliyor. Ama ücret çözüm değil ki. Sağlık ve verimlilik önemlidir. Dolayısıyla bu konuda da görüşümüzü belirttik. Önümüzdeki süreçte bunu da tekrar değerlendireceğiz inşallah” diye konuştu. “Karabük’e yakışır bir şube binası inaa edeceğiz” ‘Karabük benim göz bebeğim, ciğerim, canım’ diyen Genel Başkan Değirmenci, “Kendi öz malımızla sendikacılık yapar hale geldik. Genel Merkez binası, İskenderun şube binası, konuk evini yaptık, şubelerin bütün dairelerini aldık, elhamdülillah. Bu işler zor ve riskli işler. Herkesin hakikaten bize destek olunup, sahip çıkılması gereken bir iş bu iş. Karabük bizim gözbebeğimiz. Sendikamızın kurulduğu yer. Her ne kadar orada ileri geri konuşanlar olsa da biz onlara kulağımızı tıkadık, işimize bakıyoruz. Karabük’e kurulmuş bir sendikaya yakışır bir şube binasını Karabük’e ve Karabük emekçilerine hediye etmek benim boynumun borcu. Biz düğmeye basıp binamızı yıktık. Belediye ile ilgili işlemlerimizi tamamladık. Zemin etüt çalışmasını yerine getirdik. Şimdi proje aşamasındayız. İnşallah 8 katlı koskoca devasa bir eseri yapmak için yola çıktık. Ankara Üniversitesi’nden bu konuda Türkiye’de uzman birkaç arkadaş üzerinden projemizi çizdirmeyi hedefliyoruz. Projeyi çizdikten sonra o bizim proje namusumuz. O projeyi biz kısa zamanda tamamladıktan sonra teklifler toplayacağız. Başta Karabük’te kendine güvenen öz sermayesi olan burayı yapabileceğine kendinde emin bir vasıf gören bütün müteahhit arkadaşlarımızdan teklif toplayacağız. Belki başka şehirlerden de çıkacak. Ama buradaki ölçümüz iki tane. Bir kaliteli bir binayı güvenli bir müteahhitte yaptık. İki, tabii ki ucuza yaptırmak. Kaliteli bir binayı daha uygun ekonomik bir fiyata kim teklif ederse ona yaptırmak. Burada sendikamız çok açık ve şeffaf aleni herkesin huzurunda herkesin bildiği şekilde belki gelen teklifleri de son kez değerlendirdikten sonra kamuoyuna yapacağımız açıklamayla da herkese bilgilendirebiliriz. Ama gönlüm Karabük’ten bir babayiğidin çıkıp bu binayı yapmasından yana. Olmuyorsa alan müteahhit kim nereden olursa olsun inşaatta kullanılacak bütün malzemeleri Karabük esnafından alacak, onu şart koşacağız. İster Karabüklü bir müteahhit alsın, ister başka yerden bir müteahhit alsın ama inşaatta kullanılacak bütün malzemenin Karabük esnafından temin edilmesi yönünde de bir yaptırım olacak. Bu büyük eser, büyük bir eser. Bir genel merkezi yaptırdığımızda çok pahalı gelmişti ama şimdi ucuz olduğu gözüküyor. Enflasyonla para eridi ve binanın değeri arttı ama belki de genel merkezimizden iki üç katı fazla bir maliyetle bir bina yapacağız oraya. O bina belki de Karabük’te ilk göze çarpan mükemmel bir bina olacak. Dolayısıyla binamızı yapmaya talip olan herkesin kendine güveni olması lazım ve sermayesi olması lazım. Proje çıktıktan sonra o hedefi açıklamak lazım. Çünkü projenin nasıl çıkacağını bilmiyorum. Aşağıya bir kat mı israf mı inecek? Onu bilmiyoruz. Otoparkı falan çözelim diyoruz. Ama şu anda proje çıkmadığı için bir hedef belirleyemiyoruz ama bizim paramız var. Biz kredi falan kullanmayız. Müteahhit de kendine güveniyorsa bir yıl içerisinde o bina biter, bir buçuk yıl içerisinde de taşınırız inşallah. Ama güzel ofisler çıkacak” diye konuştu.