GÜNDEM - 25 Eylül 2024 Çarşamba 09:30

Bakıma alınan yürüyen merdivenler ekim sonuna hazır

A
A
A
Bakıma alınan yürüyen merdivenler ekim sonuna hazır

İzmir Büyükşehir Belediyesinin yürüyen merdiven ve asansör kazalarına kalıcı çözüm getirebilmek için büyük çaplı başlattığı bakım seferberliğinde son etaba gelindi. İzmir Metro AŞ bünyesindeki istasyonlarda riskli görülen 50’nin üzerindeki yürüyen merdivenin 20 tanesi yedek parça montajlarının ardından kullanıma açıldı. Parça tedarik sürecindeki gecikmelere rağmen siparişlerin ulaşmaya başladığını ifade eden İzmir Metro AŞ Genel Müdürü Sinan Karakuzu, ekim ayı sonuna kadar metrolardaki tüm yürüyen merdiven ve asansörlerin hizmete açılacağını belirtti.


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın talimatıyla başlatılan yürüyen merdiven ve asansör bakım çalışmaları, gece gündüz demeden hızla sürdürülüyor. Yürüyen merdiven ve asansör kazalarının bir daha yaşanmaması için daha önce yapılmamış ölçüde, detaylı bakım ve onarım çalışması başlatan İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Metro AŞ bünyesinde yer alan istasyonlarda riskli gördüğü yürüyen merdiven ve asansörleri kullanıma kapatmıştı. Gerekli tespitlerin ardından yedek parça temin sürecini başlatan İzmir Büyükşehir Belediyesi, parça montajı yapılarak kontrolleri tamamlanan merdivenleri yeniden kullanıma açmaya başladı.



“Yedek parçalarımızın geri dönüşleri başladı”


Fahrettin Altay Metro İstasyonu’nda yürütülen çalışmaları yerinde inceleyen İzmir Metro AŞ Genel Müdürü Ahmet Sinan Karakuzu, “Üçyol Metro istasyonumuzda yaşanan kötü hadiseden sonra, bünyemizde bulunan 194 yürüyen merdiven ve 84 asansörün hepsine bir anda baktık, kontrol ettik. Bir daha aynı şey yaşanmasın diye tüm önlemlerimizi aldık ve hummalı bir çalışma başlattık. Riskli gördüğümüz 50’nin üzerinde yürüyen merdiven ve 10’a yakın asansörü kapattık. 1 Temmuz tarihinden itibaren gerekli olan tüm yedek malzemenin siparişini verdik. Maalesef bu talep ettiğimiz malzemeler hemen gelemiyor. Bazıları yurt dışı kaynaklı, bazıları üretim kaynaklı 3-4 aylık bir gecikme olabiliyor. Artık yedek parçalarımızın geri dönüşleri başladı. Yedek parçaların montajlarıyla yürüyen merdivenlerimiz peyderpey açılmaya başladı” ifadelerini kullandı.



“Ekim ayı sonuna kadar tamamen açacağız”


Karakuzu, “İzmir halkının üzülmemesi ve benzer kazaların yaşanmaması için çalışmalarımızı titizlikle yürütüyoruz. Bugün itibariyle açtığımız merdiven sayısı 20, diğer 30 merdivende de çalışmalarımız sürüyor ve çalışmalar tamamlandıkça merdivenleri kullanıma açıyoruz. Açılmayan asansörümüz ise sadece 4 tane kaldı. Bunları Ekim ayının 10’undan itibaren açmaya başlayacağız. Bu çalışmaların, üzdüğümüz İzmir halkımızın sabrını çok zorladığını biliyoruz. Ama bundan sonra daha güvenli ve emniyetli bir ulaşım sağlayacağız. Ekim ayının sonuna doğru merdiven ve asansörleri tamamen açacağımızı tüm İzmirlilerimizin bilgisine sunarız. Sahada en az 5 ayrı ekibimiz gece gündüz görev yapıyor. Kalıcı bir çözüm üretmek için yurttaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.



Bakıma alınan yürüyen merdivenler ekim sonuna hazır

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Vodafone robotik otomasyonlarla kullanıcılarına 300 bin saat kazandırdı Vodafone, iş süreçlerini dijitalleştirmek üzere hayata geçirdiği Robotik Süreç Otomasyonu ile 4 yılda müşterilere de dokunan 265’in üzerinde süreç tasarladı. Müşteri ihtiyacı ve memnuniyeti önceliklendirilerek yapılan otomasyonlardan 300 bin saati doğrudan müşterilere etki etmek üzere toplam 731 bin saatlik süreç yapay zekâ destekli otomasyon aksiyonlarıyla dijitalleşti. Vodafone, iş süreçlerinde dijitalleşmenin gücünden yararlanmaya devam ediyor. 4 yıl önce Robotik Süreç Otomasyonu projesine başlayan Vodafone, 265’in üzerinde süreç tasarladı. Müşteri ihtiyacı ve memnuniyeti önceliklendirilerek yapılan otomasyonlardan 300 bin saati doğrudan müşterilere etki etmek üzere toplam 731 bin saatlik süreç yapay zekâ destekli otomasyon aksiyonlarıyla dijitalleşti. Vodafone, Robotik Süreç Otomasyonu ile ürün ve hizmetlerine dair çözüm sürelerini kısaltarak müşteri taleplerini otomasyonla daha hızlı sonuca ulaştırdı. Bu sayede müşterilerine 300 bin saati aşkın zaman tasarrufu sağlamış oldu. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Levent Gemici, şunları söyledi: “Robotik Süreç Otomasyonu ile iş süreçlerimizde tekrarlayan ve kural tabanlı görevleri yapay zekâ desteğiyle manuel süreçten dijital süreçlere taşıyor; hem iş verimliliğini etkileyecek hem de müşteriye dokunan manuel işlerimizi otomatize süreçler haline getiriyoruz. Böylece, müşterilerimiz için daha hızlı, doğru ve yüksek memnuniyet sonuçlu süreçler geliştirmeyi hedefliyoruz. Temel prensibimiz, yapay zekânın gücünden faydalandığımız bu süreçleri seçerken ve iyileştirirken müşterilerimizin hayatını kolaylaştıracak, işlemlerdeki hata payını azaltacak, gerekirse 7/24 çalışarak müşteri ihtiyaçlarına cevap verecek, hızlı uygulanabilen ve değişimlere adapte olabilen süreçleri hayata geçirmek. Robotik Süreç Otomasyonu ile niteliği yüksek işlere daha çok zaman ayrılmasını sağlayabiliyor ve müşteri süreçlerinde hata payını minimumda tutup hızlı aksiyonlar alarak müşteri memnuniyetini daha yukarı taşıyabiliyoruz. Dijitalize ettiğimiz toplam süreç saatleri üzerinden performansımızı takip ediyor ve bu süreçlerin müşteriye dokunup dokunmadığına göre önceliklendirme sağlıyoruz. Şu anda yaptığımız iş süreçlerinin %64’ten fazlası doğrudan müşteriye dokunan, hayatlarını kolaylaştıran ve zamandan tasarruf etmelerini sağlayacak süreçlerden oluşuyor. Robotik Süreç Otomasyonu ile müşterilerimizin, Vodafone ürün ve hizmetlerinde çözüm sürelerini kısaltıyor ve taleplerini daha hızlı sonuçlandırıyoruz. Bu sayede müşterilerimize 300 bin saati aşkın zaman tasarrufu sağlamış olduk. Toplamda da 731 bin saatlik süreci yapay zekâ destekli otomasyon aksiyonlarıyla dijitalleştirdik.” Müşteri talepleri yapay zekâyla anlamlandırılıyor Şirket, Robotik Süreç Otomasyonu kapsamında metin sınıflandırmasıyla müşteri sorunlarına destek sağlayabiliyor. Müşteri taleplerinin toplandığı ve detaylandırıldığı metinleri yapay zekâyla anlamlandırıp uygun çözüm ekibine yönlendiren şirket, böylece ilgili sorunun doğru ve hızlı bir şekilde adreslenip konunun uzmanlarınca destek verilmesini sağlıyor. Bu proje “Müşteri Hizmetleri” alanında 18. Steve Ödülleri’nde ödüle layık görüldü. Dijitalize edilmiş süreçlerle istemsiz aşımlara çözüm sağlanıyor Şirket, Robotik Süreç Otomasyonu kapsamında müşteri memnuniyeti aşım iade sürecini de otomatikleştirdi. Şirket, müşterilerine kullanımlarıyla ilgili hem SMS hem de dijital kanallar yoluyla bilgi veriyor. Bununla birlikte, müşteriler aşım yaptıklarının farkına sonradan varabiliyor ve istemsiz olan bu aşımlar memnuniyetsizliğe yol açabiliyor. Şirket, bu istemsiz aşımların iadesini bir defaya mahsus iade edip müşterilerinin tekrar bu sorunla karşılaşmaması için durma paketi tanımlıyor. Müşteri talebi ile başlayan bu süreç Robotik Süreç Otomasyonu ile uçtan uca otomatize edilip, müşteri talebine göre özelleştirilerek, fatura harcaması iadesiyle ilgili müşteriye bilgi verilerek hızlı bir şekilde tamamlanıyor. Her çalışanın süreçlerini verimli hale getirebilmesi için otomasyon yetkinliği kazandırılıyor Müşteri odaklı otomasyon projelerinin sürekliliği için tüm Vodafone çalışanlarına süreçleri dijitalize edebilme yeteneği kazandırmak üzere “Herkes için RPA” projesi hayata geçirildi. Bu proje kapsamında çalışanlara kendi iş süreçlerinde özellikle müşteriye dokunan, tekrarlı, zaman alan, hataya açık ve günlük verimliliği artıracak süreçleri kendilerinin otomatize edebileceği şekilde eğitimler verildi. Geçen yıl 20 çalışan bu eğitimleri alarak kendi projesini geliştirdi ve süreçlerini otomatize ederek katma değer sağladı. Eğitimlere bu yıl da devam edilecek.
Adana Limon bahçede 8, market ve pazarda 25 lira Adana’da hasadı devam eden mayer cinsi limon, bahçede 8-10 liradan alıcı bulurken, market ve pazarlarda 15-25 liradan satılıyor. Türkiye’nin en önemli tarım merkezlerinden Adana’da Ağustos ayında başlayan mayer cinsi limonun hasadı sürüyor. Kent genelinde 230 bin dönüm alanda üretimi yapılan limondan 641 bin ton rekolte hedefleniyor. Dönüm başına ise bahçelerden 3-4 ton arasında mayer cinsi limon hasat ediliyor. Binbir emekle toplanan limonlar, önce iç piyasada ardından da Rusya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine ihraç ediliyor. Mayer cinsi limonun fiyatı bahçede 8-10 lira arasında, market ve pazarlarda ise 15-25 lira arasında alıcı buluyor. “Sıcak hava verimi etkiledi” Hasat sırasında İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Ağustos ayının başında limon fiyatları çok yükseldiği için hasat yapıldı ve 24 Eylül itibarıyla limonun ihracatı da resmi olarak serbest hale geldi. Bu sene sıcak hava nedeniyle limonun verimi de etkilendi. Geçen sene 951 bin ton limon rekoltesi alırken bu sene 641 bin ton rekolte bekliyoruz” dedi. “Aralık ayına kadar hasat sürecek” Fiyatların çok memnun edici olmadığını aktaran Doğan, “Fiyatlar şu anda bahçede 8-10 lira arasında, market ve pazarlarda ise 15-25 lira arasında alıcı buluyor. Bundan sonra enterdonat cinsi limon çıkacak ve onun da fiyatının 13-16 lira arasında olması bekleniyor. Mayer cinsi limonun hasadı Aralık ayına kadar devam edecek” ifadelerini kulandı. “Hasat 1 ay erken yapıldı” Limon fiyatlarının geçtiğimiz aylarda çok yükseldiğini anlatan Mehmet Akın Doğan, “Geçen sezon yatak limonlar depolarda çürüdü ve depoya limon az girdi. Bu sebepten dolayı fiyatlar çok yükseldi ama şu anda normale döndü. Fiyatları normale döndürmek için hasat 1 ay erken başladı” diye konuştu.
Bursa BTÜ’lü akademisyenler kozalak şuruplarının içeriğini araştıracak Üst solunum yolları rahatsızlıklarını giderdiği düşüncesiyle halk arasında talebin arttığı kozalak şuruplarının içeriği, Bursa Teknik Üniversitesi akademisyenleri tarafından araştırılacak. Yeni proje ile kozalak şuruplarının insan sağlığı üzerindeki etkileri çalışılacak. BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Nadide Seyhun’un yürütücülüğünü yaptığı “Kızılçam (Pinus brutia), Karaçam (Pinus nigra), Toros Göknarı (Abies cilicica) ve Toros Sediri (Cedrus libani) Kozalakları Kullanılarak Elde Edilen Kozalak Şuruplarının Fizikokimyasal ve Duyusal Özellikleri ile Toksikolojik Profillerinin Karşılaştırılması” başlıklı araştırması Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında da destekleniyor. 30 ay sürecek olan projenin ekibinde, Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Rasim Alper Oral, Prof. Dr. Gökçen Yıldız, Araştırma Görevlisi Esranur Tan, Biyomühendislik Bölümü’nden Doç. Dr. Gökçe Taner ve Başkent Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ayşe Nurşen Başaran araştırmacı olarak yer alıyor. Piyasadaki ürünlerin içeriği bilinmiyor Özellikle koronavirüs pandemisiyle üst solunum yolları rahatsızlıklarını tedavi etmek amacıyla kozalak şuruplarına talebin arttığını ifade eden Nadide Seyhun, piyasada bulunan ürünlerin ağırlıklı olarak çevrimiçi alışveriş sitelerinde satışa sunulduğunu, bu ürünlerin içeriği, üretim şekli gibi kriterler hakkında yanlış ya da yetersiz bilgi olduğunu dile getirdi. Piyasadaki ürünlerin herhangi bir standardizasyonunun olmadığına vurgu yapan Seyhun, “Ürünlerin üretim şekilleri, kaynağı ve fizikokimyasal özellikleri hakkında bilgiye ulaşılamaması, ürünlerin gıda güvenliği açısından bir risk içerip içermediği hakkında soru işaretleri oluşturuyor” diye konuştu. Kozalak şuruplarının analizi yapıldı Proje için yapılan ön denemelerde piyasadan alınan bazı kozalak şuruplarının analizlerinin yapıldığını dile getiren Nadide Seyhun, “Bu ürünlerde HMF (hidroksimetil furfural) adı verilen ve kanserojenik potansiyeli olan bir bileşiğin yasal sınırların üzerinde olduğu görülmüştür. Projemizin ana hedeflerinden birisi, fonksiyonel özellikleri güçlü ve gıda güvenliği açısından risk oluşturmayan kozalak şurubu elde etme şartlarının araştırılmasıdır” ifadelerini kullandı. Akciğer kanserine etkisine de bakılacak Kozalak şurubunun halk arasında başta öksürük olmak üzere mide rahatsızlıkları, astım, bronşit gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Seyhun, “Ancak kozalak şuruplarının sağlık üzerindeki etkileri ve uygun kullanım dozları hakkında yeterli çalışma bulunmamaktadır. Proje kapsamında 4 farklı türden elde edilen kozalak şuruplarının güvenli kullanım dozlarının belirlenmesi amacıyla toksik etkileri karşılaştırmalı olarak çalışılacaktır. Proje kapsamında bu testler hem sağlıklı hem de kanserli akciğer hücre kültürlerinde yapılacak, böylece kozalak şuruplarının akciğer kanserinde kullanım potansiyeli olup olmadığına dair ön veri elde edilmesi de sağlanacaktır” dedi. Geleneksel üretimle karşılaştırma Proje kapsamında kozalak şurubu üretiminde yaygın olarak kullanılan kızılçam ve karaçam kozalaklarının yanı sıra Anadolu’ya özgü türler olan Toros göknarı ve Toros sediri kozalakları da kullanılacağını aktaran Seyhun, şunları sözlerine ekledi: “Göknar ve sedir kozalaklarından elde edilecek olan kozalak şuruplarının fizikokimyasal ve duyusal özellikleri ile toksikolojik profilleri incelenecek ve geleneksel üretimde kullanılan kızılçam ve karaçam kozalakları ile üretilen kozalak şurubunun özellikleri ile karşılaştırılarak aralarında fark olup olmadığı araştırılacaktır.” Dr. Öğretim Üyesi Seyhun, proje kapsamında kullanılacak olan kozalakların Mersin Orman İşletme Müdürlüğü’nden temin edileceğini belirterek Mersin Orman İşletme Müdürü Kenan Çetin başta olmak üzere Mersin Orman İşletme Müdürlüğü personeline destekleri için teşekkür ettiklerini belirtti.