EKONOMİ - 22 Ekim 2024 Salı 11:43

realme, GT 7 Pro’yu tanıttı

A
A
A
realme, GT 7 Pro’yu tanıttı

Akıllı telefon markası realme, GT serisinin yeni modeli GT 7 Pro’yu tanıttı.



Dünyanın önde gelen akıllı telefon markalarından realme, yeni amiral gemisi GT 7 Pro’yu tanıttı. Qualcomm’un yeni teknolojisi Snapdragon 8 Elite işlemcisiyle donatılmış akıllı telefon, güçlü performansı ve gelişmiş özellikleriyle dikkat çekiyor. Yapılan açıklamaya göre; GT 7 Pro, 3nm işlem teknolojisi ile yüksek enerji verimliliği sunarken, yeni nesil 2+6 çekirdekli yapısı ile 4GHz’in üzerinde hız performansına ulaşıyor. Bu teknoloji birleşimi, cihazın hem oyun gibi yüksek performans isteyen uygulamalarda hem de yapay zekâ destekli işlemlerde yüksek performans sergilemesine olanak tanıyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul CANiK, SAHA’dan yeni iş birlikleri çıkardı CANiK’in bağlı bulunduğu Samsun Yurt Savunma (SYS) Grup şirketleri, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en önemli savunma sanayisi organizasyonlarından biri haline gelen SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı’na yurt içinden ve dışından çok sayıda ihtiyaç makamı ve şirketle yeni iş birliklerine yönelik adımlar attı. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul tarafından organize edilen, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, 6 bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının destekleriyle düzenlenen SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı, İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) kapılarını açtı. Türk savunma sanayisinin gücünü yurt içinde ve dışında başarıyla ortaya koyan CANiK ve bağlı bulunduğu SYS (Samsun Yurt Savunma) Grup şirketleri, fuara 574 metrekarelik alanda güçlü bir katılım sağladı. Grup şirketleri CANiK, AEI Systems ve UNIROBOTICS, fuarda son teknoloji ürünlerini sergileyerek, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılarla yüksek nitelikli üretim faaliyetlerinin sonuçlarını buluşturdu. Yurt içinden ve dışından çok sayıda ihtiyaç makamı ve şirketle fuarda iş birliği görüşmeleri gerçekleştiren SYS Grup şirketleri, yeni ihracat fırsatlarının alt yapısını oluşturdu. Platform üreticisi ve entegratör firmalarla bir araya gelen SYS Grup şirketleri, kendi sınıflarındaki özgün ve etkin kule ve silah sistemleriyle yeni projeler için yoğun ilgi gördü. AEI Systems’in, kara, hava ve deniz platformlarında kullanılabilen gelişmiş silah sistemlerini bu görüşmelerde öne çıkan konular arasında yer aldı. Düşük geri tepmeli 30x113 mm orta kalibre top VENOM LR’nin farklı platformlara entegrasyonuna yönelik adımlar atıldı. UNIROBOTICS’in modern muharebe alanındaki ihtiyaçları karşılayan TRAKON Uzaktan Komutalı Silah Sistemleri için de çeşitli görüşmeler gerçekleştirildi. Fuar kapsamında, ağır makineli tüfekler için üretilen katma değerli aksesuarlar Türkiye’de ilk kez tanıtıldı. Ağır makinalı silah susturucu ve MECANIK MO X Large optiği fuarda sergilendi. Hafif silah ürün grubunda kısa süre önce METE MC9 serisinin yeni versiyonlarını duyuran CANiK, MC9 L ve MC9 LS modellerini bu kez Türkiye’de vitrine çıkardı. SYS Grup şirketleri, dünyada savunma sanayi bütçelerinin ve güvenilir tedarikçilere olan ihtiyacın arttığı bir ortamda Türk savunma sanayisinin başarılı bir temsilcisi olarak SAHA EXPO’da ilgi odağı oldu. “Savunma sanayinin öncüleri arasındaki rolümüzü sürdürmeye kararlıyız” SAHA EXPO’da açıklama yapan SYS Grup - CANiK Genel Müdürü Cahit Utku Aral, “Türk savunma sanayisinin geldiği noktanın gurur verici bir yansımasını SAHA EXPO’da bir kez daha gözlemleme fırsatı bulduk. CANiK ve bağlı bulunduğu SYS Grup olarak, standımızda en son teknoloji ürünlerimizi sergileyerek, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılarla bir araya geldik. Özellikle AEI Systems ve UNIROBOTICS ile birlikte, kara, hava ve deniz platformlarına entegre edilebilecek yenilikçi sistemlerimiz büyük ilgi gördü. Yılın son çeyreğine girerken, 2024 yılı başında koyduğumuz ihracat ve satış hedeflerine ulaşmanın haklı gururunu yaşıyoruz. SAHA EXPO, 2025 hedeflerimize giden yolda önemli bir durak niteliğindedir. Ayrıca, Türkiye’nin 2024 yılı savunma sanayi ihracatı hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. SYS Grup olarak, savunma sanayinin öncüleri arasındaki rolümüzü sürdürmeye kararlıyız” dedi.
Sivas Yazın güneşte kışın fırında kurutuluyor, Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor Sivas’ın Gürün ilçesinde, doğal yöntemlerle üretilen Gürün bulguru, lezzeti kadar üretimiyle de adından söz ettiriyor. Doğal yöntemlerle elde edilen buğdaydan üretilen bulgur, yaz aylarında doğal yollarla güneşte kurutulurken kış aylarında ise fırınlarda işlenerek tüketiciye sunuluyor. Gürün ilçesinde doğal yöntemlerle üretilen Gürün bulguru, bin bir zahmetle sofralara ulaştırılıyor. Organik Zeron buğdayı kullanılarak elde edilen bulgur yaz aylarında kavurucu güneş altından doğal yöntemlerle kurutulurken kışın ise fırınlarda kurutuluyor, ardından da yıkanıp ayıklanarak tüketime hazır hale getiriliyor. Türkiye’nin dört bir tarafına gönderilen, ihracatı da yapılan Gürün bulguru diğer bulgurlardan farklı olarak yağı ve suyu daha çok çekmesi nedeniyle tercih ediliyor. Doğal yöntemlerle üretiliyor İşletme sahibi Fatih Öztürk, doğal yöntemlerle üretilen Gürün bulgurunun marka değeri olduğunu ifade ederek, “Çok daha iyi bir teknoloji ile düzenli bir şekilde çalışmayı hedefliyoruz. Bizim ilçemizde üretilen buğdaylarda çok yüksek miktarda gübre ve tarım ilacı kullanımı söz konusu değil. Bunlar minimum seviyede. İmalat bölümünde de herhangi bir koruyucu madde veya renklendirici kullanmadan biz bunu tüketiciye ulaştırıyoruz” dedi. Kışın üretim fırınlarda devam ediyor Öztürk, bulgurun yazın güneş kışın ise fırınlarda kurutulduğunu söyleyerek, “Şu an sahada serilme yönetimiyle kurutma işlemi yapıyoruz. Bu işlem sadece yaz aylarında yapılabiliyor. Tonajların kafi gelmemesi durumunda aynı zamanda bizim içerideki kurutma fırınlarımızda üretim devam etmekte. Fakat kışın sadece hava şartlarından dolayı içeride kurutma işlemi yapıyoruz. Kurutma işleminden sonra da yıkama ve ayıklanma gibi işlemleri devam ediyor” diye konuştu. İhraç ediliyor Öztürk, bulgurun ihraç edildiğine de değinerek, “Gürün bulgurunun en büyük özelliği farklı buğday türünün kullanılmasıdır. Hem su hem de yağ emiciliği daha fazla olması sebebiyle daha lezzetli oluyor. Şu an için Türkiye’nin yaklaşık 53 ilinde ürünlerimiz bulunmakta olup birkaç ülkeye de ihracatımız davam etmektedir” şeklinde konuştu.
Van Van’ın asırlık lezzeti otlu peynir kışlık küplerde tüketiciyle buluşuyor Van’da asırlardır sofraları süsleyen, yüksek kesimlerde yetişen endemik bitkilerle yapılan tescilli otlu peynir, kış aylarında tüketilmek üzere hazırlanıyor. Özel lezzeti ve eşsiz aromasıyla bilinen Van otlu peynir, kentin vazgeçilmez tatları arasında yer almaya devam ediyor. Van’ın yüksek dağlarında toplanan çeşitli otların taze sütle buluşmasıyla üretilen otlu peynir, özellikle kışlık hazırlıkların vazgeçilmezlerinden biri haline geliyor. Yaz aylarında özenle hazırlanan peynirler, Haziran ayından itibaren toprak altında yaklaşık 6 ay boyunca bekletilerek olgunlaşıyor ve “küp peyniri” olarak kış aylarında tüketilmek üzere piyasaya sunuluyor. Yüksek kaliteli otlu peynir, geleneksel yöntemlerle üretilip toprak altında bekletildikten sonra, kalitesine göre 300 ila 400 TL arasında değişen fiyatlarla satışa sunuluyor. “Dinlenmiş eski peynir daha lezzetli olur” İHA muhabirine konuşan esnaf Tarık Ayan, salamura peyniri sezonunun bittiğini ve küp peynir sezonun başladığını söyledi. İlkbahar aylarında üretilen peynirin küp halinde toprağa gömüldüğünü ve havaların soğumaya başladığı bu dönemlerde çıkarıldığını ifade eden Ayan, “Otlu peynir Van’ın Özalp, Çatak ve Gürpınar taraflarından bize getiriliyor. İlkbahar aylarında üretiliyor, biraz dinlendikten sonra küp halinde toprağa gömülüyor. Bu mevsimde de toprak altında çıkarılıyor. Eski dinlenmiş peynir, her zaman taze peynire göre daha lezzetli olur. 4 çeşit ot kullanılıyor. Bunlar; dağ kekiği, sirmo, mendi ve heliz otlarıdır. Türkiye’nin her yerine gönderiyoruz, otlu peyniri tadan bir daha tadıyor” dedi.
Denizli Ahilik teşkilatına girmeye hak kazanan çıraklar şedlerini kuşandı Pamukkale Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Ahilik kültürünün önemli unsularından birisi olan Şed Kuşanama geleneğini yaşattı. Dönemin adetler ve kıyafetleriyle gerçekleştirilen törende, mesleklerini en iyi şekilde icra edip Ahilik teşkilatına girmeye hak kazanan çıraklar şedlerini kuşandı. Kökenleri 13. yüzyıla dayanan ve gençlerin iyi bir şekilde yetişerek meslek edinmelerini, üretken birer birey olarak topluma yararlı olmalarını amaçlayan Ahilik teşkilatının önemli unsurlarından olan Şed Kuşanma töreni, Pamukkale Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından yaşatıldı. Denizli Lisesi bahçesinde bulunan halk eğitim binasının önünde Ahilik Şed Kuşanma etkinliği yaptı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan etkinlikte Halk Eğitim Merkezi Müdürü Cengiz Sarıca, Ahilik ile bilgiler aktardı. Ahilik kültürünün önemine vurgu yapılan etkinlikte, Ahi Evran’ın yaşantısından da kesitler aktarıldı. Pamukkale İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Çimen’in konuşmasından sonra usta öğrencilerin yer aldığı zeybek gösterileri ve türkü dinletisi etkinliklere renk kattı. Gösterilerin ardından sahnelenen ve Şed Kuşanma töreninin canlandırıldığı tiyatro oyunu büyük beğeni topladı. Tiyatroda demir ustalığı, ayakkabı ustalığı, aşçılık gibi meslekler canlandırıldı. Tiyatro oyununda Ahi Evran rolünü üstlenen oyuncu, mesleki berecilerini gözlemlendiği çırakların mesleklerinde yeterli olup olamayacaklarına karar verdi. Mesleklerinde yeterli ve güzel işçilik yaparak Ahilik teşkilatına girmeye hak kazanan çıraklara, şedleri törenle kuşandırıldı. “Kültürlerimizi gelecek nesillere aktarmak istiyoruz” Ahilik kültürünün dürüstlük, namuslu iş yapmak olduğunu ve bu kültürün gelecek nesillere aktarmak için bu tür etkinliklerin yapıldığını belirten Denizli Pamukkale Halk Eğitim Merkezi Müdürü Cengiz Sarıca, “Ahilik kültürümüz sosyal dayanışma örgütlenmesidir. Bu kültürümüzü bizden sonra gelecek kuşaklara aktarabilmek için bu tarz program yaptık. Bu program çerçevesinde türkülerimiz var. Etkinliklerimiz ve şed kuşanma tiyatromuz var. Programda toplumun birlikteliği, dayanışma ruhu gibi özel mesajlar veriliyor. O zamanlardaki kültürü günümüzü ve gelecek kuşaklarımızı aktarmak istiyoruz. Ahilik kültürü, dürüstlük gibi ve namuslu iş yapmaktan bahsedilir. Günümüzdeki bazı sorunların önlemenin tek yolu bu tarz kültürlerimizi sahip çıkmaktır. Ben Ahilik Kültürünü Türklerin bir Rönesans olarak düşünmesini istiyorum. Çünkü o kadar kıymetli bir kültürdür. Pamukkale Halk Eğitim olarak böyle bir etkinlik yapmaktan mutluyuz ve amacımız böyle güzel kültürleri gelecek nesille aktarmaktır” dedi.