ASAYİŞ - 01 Kasım 2024 Cuma 14:07

Küçükçekmece’de halı sahaya giderken serseri kurşunun hedefi olan genç hayatını kaybetti

A
A
A
Küçükçekmece’de halı sahaya giderken serseri kurşunun hedefi olan genç hayatını kaybetti

Küçükçekmece’de husumetlisini gören şahısların yağdırdığı kurşunların hedefi olarak ağır yaralanan 19 yaşındaki genç kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Halı sahaya giderken aracın içinde başına kurşun isabet eden gencin babası Tanju Mutluay, "Ben şimdi oğlumun ölüsünü öptüm. Çocuğuma her şeyi öğrettim, Muhammet herkesi arar ve hatırını sorardı. Benim oğlum çiçek gibiydi, dün akşamdan beri buraya gelen insanların haddi hesabı yok. Öyle sevilen bir çocuktu" dedi.


Olay, dün saat 23.00 sıralarında Küçükçekmece Bağlar Caddesi üzerinde meydana gelmişti. İddiaya göre, 10 gün önce aralarında sorun yaşadıkları ve ayağından yaraladıkları şahsı cadde üzerinde gören saldırganlar, şahsı vurmak için kurşun yağdırmıştı. Ancak bu sırada arkadaşlarıyla birlikte halı sahaya giden 19 yaşındaki Muhammet M. araç içerisinde başından vurulmuştu. Muhammet Mutluay’ın vurulduğunu gören arkadaşları durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirmişti. Olay yerine gelen sağlık ekipleri ilk müdahalesini olay yerinde yaptıkları talihsiz genci hastaneye kaldırmıştı. Ağır yaralan Muhammet M. kaldırıldığı hastanede tüm çabalara rağmen hayatını kaybetti. Polis ekiplerinin kaçan saldırganları yakalamak için çalışmalarının devam ettiği öğrenildi.


“Oğlumun ölüsünü öptüm”


Hayatını kaybeden gencin babası Tanju Mutluay, “Ben iş nedeniyle Bodrum’daydım. Saat 02.30’da telefon geldi. Onun üzerine iş arkadaşım beni buraya getirdi. Oğlumun vurulduğunu burada öğrendim, bana kaza dediler. Hastaneye geldiğimde abim bana dedi ki; ‘olay öyle değil, yorgun mermi gelmiş’. O zaman zaten dünyam yıkıldı. Yorgun mermiler bitmiyor. Daha önce başka canlar da yandı, bu hala devam ediyor. Dün akşam yine aynı yerde, aynı olay yeri ekibi varmış. Ben şimdi onun ölüsünü öptüm. Ben çocuğuma her şeyi öğrettim. Muhammet herkesi arar, hatırını sorardı. Mahallemdeki berber bana dedi ki; ‘Kapıdan geçen insanlar selam vermezken, Muhammet gelirdi, nasıl olduğumu sorardı’. Benim oğlum çiçek gibiydi. Dün akşamdan beri buraya gelen insanların haddi hesabı yok. Öyle sevilen bir çocuktu. Ben inanıyorum ki, bunlar yakalanacak. Cezalarını alacaklar. O mahallede 15 günde 3 defa olay olmuş. Bunun önüne geçilmeli, sonu gelsin ve başka babaların canı yanmasın” ifadelerini kullandı.


“Kardeşim bir kaza kurşununa denk geldi”


Muhammet Mutluay’ın vurulduğu arabada olan Hüseyin Yiğit ise “Ben de arabadaydım. Sol arka koltukta oturuyordum. Muhammet, sağ ön koltukta oturuyordu. Saat 23.00 sularında ofisten çıktık. 23.30’da halı sahamız vardı. Olay, 23.25 gibi yaşandı. Biz cadde üzerinde seyir halindeyken yavaş bir şekilde ilerliyorduk. 3 el silah sesi duyduk. 2 tanesi park halindeki servis aracına denk geldi. Bir tanesi de bizim aracımıza denk geldi. Arabamızın arka, üst tarafından girdi. İki tane metali delerek benim yanımdan geçti. Muhammet’in sol arka lobuna denk geldi. Burada doktorlar yardımcı oldular. Bize söyledikleri ise, kurşun sol arkadan giriyor, sağ ön tarafta kalıyor. Hiç dışarı çıkmadı. Beynin fonksiyonlarının çok yetersiz olduğunu söylediler. Beyin kanaması da yoktu. Bugün saat 11.00’da acı haberi aldık. Uyuşturucu çete olayı. Bundan yaklaşık 10 gün önce aynı olay oluyor. Bir berber dükkanında iki kişiyi kurşunluyorlar. 10 gün sonra tekrar geliyorlar. Biz de şans eseri o yoldan geçerken bize denk geldi. Kardeşim bir kaza kurşununa denk geldi. Kaza kurşunu sebebiyle vefat etti” şeklinde konuştu.



Küçükçekmece’de halı sahaya giderken serseri kurşunun hedefi olan genç hayatını kaybetti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Atalay: "Trafik sigortaları teminatları da yüksek enflasyona yenik düştü" Ankara Barosu Avukatlarından Denizhan Atalay, trafik sigortaları teminatları ve yüksek enflasyon ile ilgili bilgi verdi. Atalay, "Bilindiği üzere trafik kazalarında meydana gelen maddi ve bedeni hasarların tazmini için sigorta poliçelerinde bir takım teminatlar yer almaktadır. Bu teminatlara ait limitler de her sene güncellenmekte, bu şekilde her sene artan ücretler sebebiyle yükselen tazminatların karşılanması amaçlanmaktadır. Ancak son yıllarda ülkemizde hissedilen yüksek enflasyon sebebiyle artık teminatlar tamamen yetersiz kalmaktadır" dedi. “Tazminatlar arttı, teminatlar yetersiz kaldı” Tazminatların artmasına rağmen teminatların yeterince artmaması kaynaklı oluşan ve gittikçe büyüyen bir problemle karşı karşıya kalındığını belirten Atalay, “Tüm dünyada büyük etki oluşturan pandemi sürecinden sonra ülkemizde oluşan yüksek enflasyon sebepli asgari ücret, 2019 yılına oranla (muhtemel 2025 zammı ile birlikte) yaklaşık on kat artmış, araçlara ait parça fiyatları da yüksek kur sebebiyle on kattan da fazla artış göstermiştir. Ancak bu süreç içerisinde teminat limitlerindeki artış yaklaşık beş kat ile sınırlı kalmıştır. Bu sebeple enflasyon sürecinden önce limitler dahilinde karşılanabilen tazminat bedelleri artık karşılanamaz hale gelmiştir. Örnek üzerinden açıklamak gerekirse, 2019 yılında meydana gelen bir kaza sonucu yüzde 40 oranında sürekli iş göremez halde kalan bir hak sahibinin tazminat hakkı 300 bin lira olsun. 2019 yılında teminat limitinin 360 bin lira olması sebebiyle bu tazminat bedeli rahatlıkla karşılanabilmekteydi. Aynı sakatlığın 2024 yılında oluşması halinde tazminat bedelinin yaklaşık 3 milyon lira olduğunu varsayarsak, 1 milyon 800 bin TL teminat limiti ile tazminatın ancak yarısının karşılanabildiği görülmektedir. Yine maddi hasarlara ilişkin araç başına verilen 200 bin liralık teminatın da komik derecede düşük kaldığı ortadadır. Özellikle yüksek model araçlara verilen zararlarda zararın neredeyse hiç karşılanmadığı herkesin malumudur” dedi. “Sigortalılar verilmesi muhtemel zararları teminat altına aldıramıyorlar” Atalay, “Yukarıdaki örnekte görüldüğü üzere 2019 yılında trafik sigortası yaptıran bir araç sahibi, aracı ile kişilere veya araçlara verdiği zararlardan neredeyse hiç sorumlu tutulamazken (tüm zarar sigorta şirketlerince karşılanabilirken), 2024 yılında sigorta poliçesi yaptıran bir kişi zararın neredeyse yarısından sorumlu tutulmaktadır. Bu hali ile artık trafik sigortası yaptırmak yetmemekte, sigortalılar mecburen ihtiyari mali mesuliyet sigortası yahut kasko yaptırmak zorunda kalmaktadır. Bu durumun en kötü yanı ise sigortalıların bunu bilmemesi. Bir kazaya kusuru ile sebebiyet veren sigortalı artık eskisi gibi “benim trafik sigortam var, sigortam zararı karşılar” şeklinde yaklaşım sergileyemeyecek. Zararların karşılanmasında teminatların yetersiz kaldığını da ancak zarar gerçekleştikten sonra öğrenmesi sebebiyle mağdur olacak. Bu sebeple hem sigortalılık bilincinin geliştirilmesi, hem de düşük teminatların bir an evvel ülke gerçeklerine göre güncellenmesi gerekmektedir" diye konuştu.
Rize Rize’de sürekli kazaların olduğu bölge şoför esnafını canından bezdirdi Rize’nin Pazar ilçesinde bir çok kazanın yaşandığı bölge, şoför esnafını canından bezdirdi. Pazar Şoförüler Odası Başkanı Osman Yüksel, “Havalimanı olan bir yerde yabancı insanlar geldiği zaman, burada kaza yaptığı zaman bu da bir daha gelmez buralara. Burada birinin mi ölmesi lazım?” dedi. En son 29 Ekim Salı günü 2’si ağır 4 kişinin yaralandığı kaza ile gündeme gelen kavşakta vatandaşlar ve şoförler bir önlem alınmasını istiyor. Sürekli kazaların meydana geldiği bölgede yapılabilecek bir köprülü viyadük ile sorunun ortadan kalkacağına dikkat çekmek isteyen Yüksel, “Yıllardan beri burayla ilgili, kavşakla ilgili, viyadük yapılmasıyla ilgili çok talepte bulunduk. Ulaştırma Bakanlığı’na bir yazı yazdık. Belediye meclisinde karar çıkarıp Ulaştırma Bakanlığına yazı ile köprülü kavşak istedik. Karayolları ‘Burada hacim küçük’ diyor. Yani ‘Geniş alan yok’ diyor. Peki burada geniş alan yoksa, Gündoğdu’daki o küçücük alanda viyadük yapıldı. Pazar’a girecek olan arabalar otobandan geçecek gidecek, Pazar’a gelecek olan adam viyadükten geçecek Pazar’a girecek. Çok basit bir örneği Pazar’ın çıkışında yapılan yerde de var” dedi. “Burada birinin mi ölmesi lazım?” 29 Ekim Salı günü kavşakta meydana gelen ve 2’si ağır 4 kişinin yaralanmasına sebep olan kazadan örnek veren Yüksel, “Burada kaza oranlarına baktığımız zaman iki gün önce 4 kişi ağır yaralandı. Hatta hastaneye de gittim. 2’si burada yatıyordu, 2’sini Rize’ye kaldırdılar. Baktığımda yoğun bakımda olduğunu öğrendim. Havalimanı olan bir yerde yabancı insanlar geldiği zaman, burada kaza yaptığı zaman bu da bir daha gelmez buralara. Burada birinin mi ölmesi lazım? Mesela bak bugün iki tane çocuğumuz yoğun bakımda yatıyor. Lütfen yetkililere sesleniyorum. Yazmadığımız yazı yok. Karayollarından tut, Ulaştırma Bakanlığı’ndan tut, belediyeden tut, meclisten çıkardığımız karar var, örnekleri var. Geçtiğimiz gün ki kazadan sonra artık dönüm noktasına geldik” şeklinde konuştu. “Buraya geldiği zaman korkuyla geliyor” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’ndan bölgede bir inceleme yağmasını rica ettiklerini dile getiren Yüksel, "Bu kadar yollar yapan devletimiz, bölgede olsun, Türkiye’de olsun, karayollarında olsun, yapılan bu sahada güzel şeyler varken Ulaştırma Bakanımızın şurada 5 dakika durup, şurayı bir incelemesini istiyorum. Lütfen yetkililere, Valime, kaymakama sesleniyorum. Lütfen Ulaştırma Bakanımıza Pazar’da böyle bir sıkıntı olduğunu, burada kazalar meydana geldiğini, hatta şu anda 2 tane çocuğumuz yoğun bakımda kaldığını söyleyin. Bu havalimanının olduğu bir yerde kaza olmasını istemiyorum. Artık millet canından bezdi. Buraya geldiği zaman korkuyla geliyor. Buradan geçen arabalar korkuyla geçiyor. Burada viyadük yapmak, köprülü viyadük yapmak çok basit. Ulaştırma Bakanı’na sesleniyorum, lütfen burada geçerken burada beş dakika durup bir incelemenizi istiyorum. Biz Pazar halkı olarak buradan çok mağduruz” ifadelerini kullandı.