GÜNDEM - 01 Kasım 2024 Cuma 16:12

Atalay: "Trafik sigortaları teminatları da yüksek enflasyona yenik düştü"

A
A
A
Atalay: "Trafik sigortaları teminatları da yüksek enflasyona yenik düştü"

Ankara Barosu Avukatlarından Denizhan Atalay, trafik sigortaları teminatları ve yüksek enflasyon ile ilgili bilgi verdi.


Atalay, "Bilindiği üzere trafik kazalarında meydana gelen maddi ve bedeni hasarların tazmini için sigorta poliçelerinde bir takım teminatlar yer almaktadır. Bu teminatlara ait limitler de her sene güncellenmekte, bu şekilde her sene artan ücretler sebebiyle yükselen tazminatların karşılanması amaçlanmaktadır. Ancak son yıllarda ülkemizde hissedilen yüksek enflasyon sebebiyle artık teminatlar tamamen yetersiz kalmaktadır" dedi.


“Tazminatlar arttı, teminatlar yetersiz kaldı”


Tazminatların artmasına rağmen teminatların yeterince artmaması kaynaklı oluşan ve gittikçe büyüyen bir problemle karşı karşıya kalındığını belirten Atalay, “Tüm dünyada büyük etki oluşturan pandemi sürecinden sonra ülkemizde oluşan yüksek enflasyon sebepli asgari ücret, 2019 yılına oranla (muhtemel 2025 zammı ile birlikte) yaklaşık on kat artmış, araçlara ait parça fiyatları da yüksek kur sebebiyle on kattan da fazla artış göstermiştir. Ancak bu süreç içerisinde teminat limitlerindeki artış yaklaşık beş kat ile sınırlı kalmıştır. Bu sebeple enflasyon sürecinden önce limitler dahilinde karşılanabilen tazminat bedelleri artık karşılanamaz hale gelmiştir. Örnek üzerinden açıklamak gerekirse, 2019 yılında meydana gelen bir kaza sonucu yüzde 40 oranında sürekli iş göremez halde kalan bir hak sahibinin tazminat hakkı 300 bin lira olsun. 2019 yılında teminat limitinin 360 bin lira olması sebebiyle bu tazminat bedeli rahatlıkla karşılanabilmekteydi. Aynı sakatlığın 2024 yılında oluşması halinde tazminat bedelinin yaklaşık 3 milyon lira olduğunu varsayarsak, 1 milyon 800 bin TL teminat limiti ile tazminatın ancak yarısının karşılanabildiği görülmektedir. Yine maddi hasarlara ilişkin araç başına verilen 200 bin liralık teminatın da komik derecede düşük kaldığı ortadadır. Özellikle yüksek model araçlara verilen zararlarda zararın neredeyse hiç karşılanmadığı herkesin malumudur” dedi.


“Sigortalılar verilmesi muhtemel zararları teminat altına aldıramıyorlar”


Atalay, “Yukarıdaki örnekte görüldüğü üzere 2019 yılında trafik sigortası yaptıran bir araç sahibi, aracı ile kişilere veya araçlara verdiği zararlardan neredeyse hiç sorumlu tutulamazken (tüm zarar sigorta şirketlerince karşılanabilirken), 2024 yılında sigorta poliçesi yaptıran bir kişi zararın neredeyse yarısından sorumlu tutulmaktadır. Bu hali ile artık trafik sigortası yaptırmak yetmemekte, sigortalılar mecburen ihtiyari mali mesuliyet sigortası yahut kasko yaptırmak zorunda kalmaktadır. Bu durumun en kötü yanı ise sigortalıların bunu bilmemesi. Bir kazaya kusuru ile sebebiyet veren sigortalı artık eskisi gibi “benim trafik sigortam var, sigortam zararı karşılar” şeklinde yaklaşım sergileyemeyecek. Zararların karşılanmasında teminatların yetersiz kaldığını da ancak zarar gerçekleştikten sonra öğrenmesi sebebiyle mağdur olacak. Bu sebeple hem sigortalılık bilincinin geliştirilmesi, hem de düşük teminatların bir an evvel ülke gerçeklerine göre güncellenmesi gerekmektedir" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Milli Savunma Komisyonu Başkanı Akar: "Tek kurtuluş adalete teslim olmak, yoksa Mehmetçik gömmeye devam edecek" Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, Mehmetçiğin nefesinin teröristlerin ensesinde olduğunu belirterek, "PKK’lı, YPG’li teröristler, destekleyenler, önündekiler, arkasındakiler, yanındakiler, terör sevicileri başaramayacaksınız, kaybedeceksiniz. Tek kurtuluş adalete teslim olmak, yoksa Mehmetçik gömmeye devam edecek" dedi. TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, Mecliste yaptığı konuşmayı sosyal medyada yayınladı. Akar paşlaşımında, "24 Temmuz 2015’ten itibaren başlayan terörle mücadele operasyonlarımız önce İkiyaka Dağları’nda dağların temizlenmesiyle devam etti. Türk askerinin, Mehmetçiğin karşısında tutunamayacağını anlayan teröristler il ve ilçelere gitmek suretiyle kazdıkları çukurlarla bir şeyler yapmaya çalıştılar. Ve kazdıkları çukurlara Mehmetçik tarafından gömüldüler. PKK ve YPG ile mücadelemiz taarruzi bir anlayışla yüksek moral ve motivasyonla her şeye rağmen terörü yerinde, kaynağında yok etmek meselesiyle devam etmektedir. Sonuç olarak ’girilemez’ yerlere Mehmetçik girmiştir, ’ulaşılamaz’ denilen yerlere de çok şükür ulaşmıştır. Mehmetçiğin nefesi özet olarak teröristlerin ensesinde. PKK’lı, YPG’li teröristler, destekleyenler, önündekiler, arkasındakiler, yanındakiler, terör sevicileri başaramayacaksınız, kaybedeceksiniz. Tek kurtuluş adalete teslim olmak, yoksa Mehmetçik gömmeye devam edecek" ifadelerini kullandı.
Kayseri Bakan Yardımcısı Çam: “Gençler zorlu bir dönemin oyuncuları ama büyük fırsatlarla karşı karşıyalar” Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Turizm Fakültesi 2024-2025 Akademik Ders Yılı Açılış Dersi, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam’ın ‘Dünyada ve Türkiye’de Kamu Diplomasisi’ konulu konferansı ile yapıldı. Programda konuşan Bakan Yardımcısı Serdar Çam, “Gençler zorlu bir dönemin oyuncuları ama büyük fırsatlarla karşı karşıyalar” dedi. ERÜ Turizm Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen açılış programına Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, AK Parti Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı, ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Kayseri İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kenan Güllü, protokol üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Terminolojilere dikkat etmek gerektiğini söyleyen Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, “Tabii Dünyada ve Türkiye’de Kamu Diplomasisi dendiğinde aslında terminolojiyle başlamak gerekiyor. Yani ben bu tip toplantılarda birilerinin geliştirmiş olduğu terminolojiyi alıyoruz ve biz ona kendi değerlerimizi, kendi hedeflerimizi ve inceliklerimizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Tabii bu o kadar bazen kolay olmuyor ya da anlatılmak istenen şeyin gerçek anlamda da doğruyu temsil etmediğini fark ediyoruz. Dolayısıyla terminolojiye de çok bağlı kalınmaması gerektiğini, özünde değerlerimizde büyük bir medeniyet, büyük bir geçmişi olan, tarihi olan bir ülke olarak, devlet olarak bunu bizim kendimizin belki geliştirmemiz, hatta kendi terminolojimizi üretmemiz gerekiyor. Şimdi yumuşak güç, kamu diplomasisi, kalkınma diplomasisi, insani yardımlar diplomasisi, kalkınma yardımları diplomasisi, bunların hepsi aslında bir şekilde üretilmiş ifadeler. Yani savaşlardan sonra, 2. Dünya Savaşı sonrası batının beyaz adamın işte başta Avrupa olmak üzere Asya’da, Afrika’da kendi değerlerini aktarabilmesi, oralarda birtakım güç noktalarına ulaşabilmesi, kaynaklara ulaşabilmesi için birtakım bilimsel çalışmalar yaptı ve karşılıklı katkı vermek üzerine gibi gözükse de aslında tek taraflı bir akım oldu. Buradan hareketle bir diplomatik alan açılmış oldu. Aslında bu bütün bu anlatılan konuların hepsi bizim geçmişimizde işte tasadduk medeniyeti, evkaf yönetim sistemi, vakıf medeniyeti olan bir geçmişimizle bakıldığında biz bunları zaten doğal olarak yaşıyorduk, yaşadık. Hala yaşıyoruz. Dolayısıyla bu terminolojilere biraz dikkat etmemiz gerekiyor” dedi. Çam, gençlerin zorlu bir dönemde olduklarını fakat aynı zamanda büyük fırsatlarla da karşı karşıya olduklarını söyleyerek, “Günümüzde 1. Dünya Savaşı geçti, 2. Dünya Savaşı geçti ve 3. Dünya Savaşı ile ilgili işte girdik mi ya da giriyor muyuz gibi tartışmaların olduğu bir yerde sizler zorlu bir dönemin oyuncularısınız ama aynı zamanda da büyük fırsatlarla da karşı karşıyasınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni fırsatları yakalayabildiği, yeni bir koşuşturma alanının olduğu bir döneme denk geliyorsunuz. Onun için bu dönemi de iyi değerlendirmeniz adına bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Dolayısıyla temel nokta aslında hayata bakıldığında hem kendinizi geliştirip, güçlenip, zenginleşip imkanları sağlarken, bir ortak noktayı bulabilmemiz lazım. O da bizim genel olarak kullandığımız iyilik. İyi insan olmak, iyiliği öncelemek ve dünyada yaymak. Bunu önceleyerek bir ortak pay üretebilirsek biz belki bizden önceki nesiller ve o zamanda yapamadıklarımızı belki sizin yapabileceği daha huzurlu ve rahat bir coğrafi dönemi sağlama fırsatı yakalamış olacaksınız” ifadelerini kullandı. AK Parti Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı da, “Diplomasi, uluslararası ilişkiler ve ticaretin hepsi birbirini takip ediyor. Onun için güzel bir sahadasınız, iyi bir meslek seçtiniz. Bunun değerini bilip inşallah buradan yabancı dilinizi mükemmel seviyeye getirmeden mezun olmayın. Ondan sonra da ufkunuzu çok geniş tutarak ülkemize, devletimize, halkımıza hizmet edin diye dua ediyoruz. Ben bakanımıza teşriflerinden dolayı tekrar teşekkür ediyorum” dedi. ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun ise, “Ben gerçekten açılış dersi olarak yapılan bu sürecin önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Tekrardan bu yoğun tempo içerisinde bizlere vakit ayırdığı için saygıdeğer bakanımıza katılımlarından dolayı milletvekilimiz ve Kayseri protokolüne teşekkür ediyor saygılar sunuyorum” ifadelerini kullandı. ERÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kenan Güllü de, “Turizmin gelişmesinde eğitim boyutuyla biz ilgileniyoruz ancak bununla birlikte tabi devletin diğer bütün kurumlarının, STK’ların herkesin burada bir katkı rolü var. Bu sebeple de hükümetlerin ya da devletin izledikleri politikalar ve bakışı da burada önemli yer alır. Bu dersimizde de bizi kırmayıp bakanımız geldi. Türkiye’de ve Dünyada Kamu Diplomasisi ve turizmin önemini işlemek üzere burada açılış dersini düzenlemiş bulunuyoruz. Bizi kırmayıp buraya teşrif ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum” dedi.