SAĞLIK - 23 Ekim 2024 Çarşamba 12:21

Kekemelik çoğunlukla 2-6 yaş arasında ortaya çıkıyor

A
A
A
Kekemelik çoğunlukla 2-6 yaş arasında ortaya çıkıyor

Kekemeliğin çoğunlukla çocukluk döneminde dil ve konuşma becerilerinin hızla geliştiği 2-6 yaş arasında ortaya çıktığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Aşena Karamete, kekemeliğe erken müdahalenin önemini vurguladı. Kekemeliğin bir hastalık değil, nöro-çeşitlilik olduğunu kaydeden Karamete, “Kekemeliğin beynin plastik yapısı nedeniyle özellikle çocukluk döneminde tamamen ortadan kalktığı durumlar söz konusudur. Erken dönem müdahalede, dil ve konuşma terapilerinin bu sürece olumlu katkı sağlayabileceği bilinmektedir” dedi.


İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Aşena Karamete, kekemelikle ilgili değerlendirmede bulundu.


Kekemeliğin birçok faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkan karmaşık bir akıcılık bozukluğu olduğunu belirten Karamete, “Genetik yatkınlık, nörolojik farklılıklar ve çevresel etkenler kekemeliğin başlıca nedenleri arasında sayılabilir. Beynin konuşma kontrol mekanizmalarındaki işleyiş farklılıkları da kekemeliğin ortaya çıkmasına neden olabilir” açıklaması yaptı.



Çoğunlukla 2-6 yaş arasında görülüyor


Kekemeliğin çoğunlukla çocukluk döneminde ortaya çıktığını belirten Karamete, “Çocukluk döneminde, dil ve konuşma becerilerinin hızla geliştiği 2-6 yaş arasında kekemeliğin ortaya çıktığı görülmektedir. Ergenlik veya yetişkinlik döneminde de kekemelik başlayabilir ancak bu nadir görülen bir durumdur” diye konuştu.



Kekemelik bir nöro-çeşitliliktir


Kekemeliğin bir hastalık olmadığını belirten Karamete, “Kekemelik tam anlamıyla tedavi edilebilen bir durum değildir, çünkü bir hastalık değil nöro-çeşitliliktir. Ancak doğal süreçte kekemeliğinin beynin plastik yapısı nedeniyle özellikle çocukluk döneminde tamamen ortadan kalktığı durumlar söz konusudur. Erken dönem müdahalede, dil ve konuşma terapilerinin bu sürece olumlu katkı sağlayabileceği bilinmektedir” dedi.



Etkili terapi yöntemleri, konuşmayı daha akıcı hale getirebilir


Kekemelik terapisinde bireyin kekemeliği yönetme becerisinin geliştirildiğini kaydeden Karamete, “Terapide hedef, kişinin kekelemesini tamamen ortadan kaldırmaktan ziyade, kekelemenin getirdiği olumsuz duygusal ve sosyal etkileri azaltarak, kişinin daha rahat ve etkili bir şekilde iletişim kurmasını sağlamaktır. Terapilerle birlikte, bireyin kekemeliği yönetme becerileri gelişir ve kendini ifade etme sürecinde yaşadığı sıkıntılar en aza indirilebilir. Kekemelikle yaşayan birçok birey, etkili terapi yöntemleri sayesinde konuşmalarını daha akıcı hale getirebilir. Terapi süreci boyunca bireyin motivasyonu, terapiye düzenli katılımı ve terapistin uzmanlığı büyük önem taşır” diye konuştu.



Kekeme bireyin konuşması kesilmeden dinlenmeli


Kekemelik yaşayan bireylere toplumun yaklaşımının, onların kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlamak adına son derece önemli olduğunu vurgulayan Karamete, “Kekemelikle karşılaştığınızda sabırlı olmak, konuşmalarını kesmeden dinlemek ve onları düzeltmeye çalışmamak gerekmektedir. Dünya Kekemelik Farkındalık Günü’nde, kekemelikle ilgili toplumsal bilinç ve anlayışın artmasına yönelik farkındalık oluşturmak, kekeleyen bireylerin yaşam kalitesini yükseltmeye katkı sağlayacaktır” dedi.


Dr. Öğretim Üyesi Aşena Karamete, Atlas Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi kliniğinde, kekemelik ve diğer akıcılık bozukluklarının terapisinin, alanında yetkin ve deneyimli terapistler tarafından yürütüldüğünü sözlerine ekledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Esnek Güneş Hücrelerini Geliştirme Projesi destek almaya hak kazandı Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Filiz Keleş’in yürütücülüğünü yaptığı “CIGS/Perovskit Monolitik Tandem Esnek Güneş Hücresinin Geliştirilmesi” isimli proje destek almaya hak kazandı. TÜBİTAK 3501 Kariyer Geliştirme Programı bursiyeri Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Arş. Gör. Elif Damgacı, göstermiş olduğu üstün başarıdan ötürü TÜBİTAK BİDEB 2250-Lisansüstü Bursları Performans Programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Ayrıca projede araştırmacı olarak devam etmesi öngörülen öğretim elemanı, proje ekibi ile birlikte tandem yapı elde edilmesi ve geliştirilmesi üzerine çalışmalar yürütecek. Projede yüksek verim potansiyellerinden dolayı son zamanlarda oldukça popüler olan CIGS ve perovskit güneş hücre üretiminin yanı sıra, bu iki hücrenin birlikte kullanımı ile birlikte tandem yapı elde edilmesinin hedeflendiğini belirten proje yürütücüsü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Filiz Keleş, “Bununla birlikte optoelektronik olarak oldukça avantajlı olan nano çubukların da yapıya dâhil edilmesi söz konusudur” diye konuştu. Projenin bir çıktısı olarak ulusal ve uluslararası patent başvurusunun bulunduğunu ifade eden Keleş, “Ayrıca projede öngörüldüğü üzere CIGS nano çubuk/perovsksit tandem yapı üretimi hem ülkemizde hem de uluslararası düzeyde bir ilk olacak” dedi. Rektör Uslu’dan proje ekibine tebrik Konuyla ilgili açıklama Rektör Prof. Dr. Hasan Uslu, yerli güneş hücresi üretiminde önemli çalışmalar gerçekleştirilen üniversitelerinin bu konuda Türkiye’nin öncü yükseköğretim kurumu olduğunu belirtti. Rektör Uslu, ulusal ve uluslararası düzeyde bir ilk olacak hedeflere sahip projelerinden dolayı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Filiz Keleş ile burs almaya hak kazanan Arş. Gör. Elif Damgacı’yı tebrik ederek, başarılarının devamını diledi.
İstanbul İlk eşinin kendini astığını iddia etmişti, ikinci eşi de aynı şekilde ölü bulunan sanığın yargılanmasına başlandı Bakırköy’de 2023 yılında bir ipe asılı şekilde bulunan Vesile Bingöl’ün ölümüne ilişkin eşi İsmet Bingöl’ün yargılanmasına başlandı. Vesile Bingöl’den önceki eşi de intihar eden tutuksuz sanık İsmet Bingöl ağlayarak yaptığı savunmasında “Beni aldattığından şüpheleniyordum. Olay günü sabah 7’de kalktım. Çocuklarım ve ben bir gürültü üzerine uyandık. Ben olay günü Vesile’ye ‘hangi yüzle bana bakıyorsun bakma bana’ dedim. Vesile odadan hışımla çıktı. Bir baktım içeri bir girdim kendini doğalgaz borusuna asmış” dedi. Bakırköy’de 24 Temmuz 2023’te meydana gelen olayda Vesile Bingöl, eşi ile yaşadığı evde bir ipe asılı şekilde ölü bulunmuştu. Olaya ilişkin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlanmıştı. İddianamede Vesile Bingöl’ün eşi İsmet Bingöl hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan dava açılmazken ‘intihara yönlendirme’ suçundan 4 yıldan 10 yıla kadar, ‘eşe karşı eziyet’ suçundan ise 3 yıldan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Öte yandan iddianamede ilk eşi de intihar eden İsmet Bingöl hakkında somut bir neden bulunamadığı için beraat kararı verildiği ifade edilmişti. Tutuksuz sanık İsmet Bingöl’ün yargılanmasına başlandı. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık İsmet Bingöl ile avukatı hazır bulundu. Duruşmada savunması sorulan sanık İsmet Bingöl ağlayarak “Daha önce 4 defa intihara teşebbüs etti ilk üçünde kurtardım. Dördüncüde yetişmedim. Tartışıyorduk birbirimize karşı kıskançlıklarımız vardı. Beni aldattığından şüpheleniyordum. Olay günü sabah eve gittim. Hepsi uyuyorlardı zaten. Odama gidip uyudum. 7’de kalktım sabah. Çocuklarım ve ben bir gürültü üzerine uyandık. Ben olay günü Vesile’ye ‘hangi yüzle bana bakıyorsun bakma bana’ dedim. Vesile odadan hışımla çıktı. Bir baktım içeri bir girdim kendini doğalgaz borusuna asmış. Görür görmez bıçak ile ipi kestim. Görür görmez bağırdım. Kalp masajı yaptım. Sonra ambulans geldi. Ben yaşayacak diye düşündüm hep. İlk eşim de kendini silahla vurarak intihar etti. Yargılandım bu davada ve beraat ettim” dedi. Sanık savunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 24 Temmuz 2023 günü Bakırköy’de kolluk birimlerine intihar ihbarının ulaştığı ve polislerin olay yerine gittiği aktarıldı. Hayatını kaybeden Vesile Bingöl’ün ölü bir şekilde ambulansa bindirildiği de iddianamede kaydedildi. İddianamede ifadesine yer verilen ve ablası Vesile Bingöl ile aynı apartmanda oturan Şaban A. “İsmet Bingöl olay günü sabah saatlerinde ‘Şaban koş koş’ diye bağırdı. Kardeşim yerde yatar haldeydi. Televizyonun sesi fazlaca yüksekti. İsmet Bingöl tamamen giyinikti ev haliyle değildi. İsmet Bingöl ilk eşini öldürmekten cezaevine girdi. Vesile’ye zaman zaman şiddet uygulardı” dedi. İddianamede, İsmet Bingöl’ün ilk eşinin ölümü ile yargılama süreci de aktarıldı. İddianamede “İsmet Bingöl’ün tıpkı bu olayda olduğu gibi sabah uyandığında vefat eden ilk eşi ile tartıştığını ve tıpkı bu olayda olduğu gibi eşinin başka odaya geçerek intihar ettiğini söylediği, yine tıpkı bu olayda olduğu gibi eşini görünce sinir krizi geçirdiğini ve yakınlarına seslendiğini, tıpkı bu olayda olduğu gibi vefat edenin intihar etmesi için somut bir neden bulunamadığı ve İsmet Bingöl hakkında beraat kararı verildiği” ifadelerine yer verildi. Öte yandan evde yapılan incelemelerde Vesile Bingöl’ün kendini astığı ipin düğümünün gevşek olduğu ve asılma durumunda düğümlerin sıkı hale gelmesi gerektiği belirtildi. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda ise Vesile Bingöl’ün asılma dışında ölüm gerçekleştiğine dair tıbbi bir delil bulunmadığı kaydedildi. İddianamede Vesile Bingöl’ün kendini asmadığı ancak eşi tarafından olaya intihar süsü verdiği iddiasının oluştuğu belirtilerek “Ancak nihayetinde bilimsel ve aksi sabit olmayan Adli Tıp Kurumu raporu ile bilirkişi raporunda ‘vefat edenin ası şeklinde intiharı’ olarak ortaya konulduğu” belirtildi. Cumhuriyet savcısı, İsmet Bingöl’ün ilk eşinden sonra ikinci eşini de öldürdüğüne dair somut bir delile ulaşılamadığını ve ikinci eşi olan Vesile Bingöl’ün de intihar ettiğinin kabulünün gerektiğini açıkladı. Sanık İsmet Bingöl hakkında bu nedenle ‘kasten öldürme’ suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. İddianamede İsmet Bingöl’ün eşi Vesile Bingöl’e yönelik gurur kırıcı eylemlerde bulunduğu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, uyuşturucu kullanmasının etkisi ile Vesile Bingöl’ün hayatını temelinden sarstığı ve evden dışarı çıkmasına izin vermediği kaydedildi. Cumhuriyet savcısı İsmet Bingöl’ün ilk eşinin de intihar ettiğinin iddia edildiğini belirterek, amacının ilk eşinde olduğu gibi Vesile Bingöl’ü intihar etmeye sürüklemek olduğunu açıkladı. Savcı, Vesile Bingöl’ün hiçbir sebep yokken aldatma ithamlarına maruz bırakıldığını da belirterek “ İsmet Bingöl’ün eşinin vefat etmesini istediği ve bu ruh haline sürüklediği, eziyet içeren sistematik eylemleri ile aynı zamanda intihara yönlendirdiği” ifadelerine yer verdi. İsmet Bingöl hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan dava açılmazken ‘intihara yönlendirme’ suçundan 4 yıldan 10 yıla kadar, ‘eşe karşı eziyet’ suçundan ise 3 yıldan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.