GÜNDEM - 16 Aralık 2024 Pazartesi 09:47

İstanbul’da etkili olan yağmur barajlara yaradı: Su oranı yüzde 30,69’a yükseldi

A
A
A
İstanbul’da etkili olan yağmur barajlara yaradı: Su oranı yüzde 30,69’a yükseldi

İstanbul’da son günlerde etkili olan yağış barajlara yaradı. Barajlardaki su oranı yüzde 30,69’a yükseldi.

Kurak bir sonbahar geçiren İstanbul’da hava sıcaklığının düşmesiyle birlikte yağış etkili olmaya başladı. İstanbul’da geçtiğimiz hafta içi aralıklarla dün ise neredeyse aralıksız yağan yağmur, mega kentte bulunan barajlardaki su oranını bir nebze de olsa artırdı. İstanbul’da barajlarda doluluk oranı İSKİ verilerine göre yüzde 30,69’a yükseldi.

İstanbul’da etkili olan yağmur barajlara yaradı: Su oranı yüzde 30,69’a yükseldi

Son verilere göre İstanbul’daki barajlarda doluluk oranları şöyle:

"Ömerli yüzde 33,19

Darlık yüzde 29,89

Elmalı yüzde 68,17

Terkos yüzde 34,53

Alibey yüzde 16,06

Büyükçekmece yüzde 29,93

Sazlıdere yüzde 35,57

Istrancalar yüzde 27,91

Kazandere yüzde 10,41

Papuçdere yüzde 7,28"

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Vodafone İnsan Kaynakları’na PERYÖN’den ödül Vodafone Türkiye, insan kaynakları alanındaki başarılı çalışmalarıyla, PERYÖN İnsana Değer Ödülleri 2024’te, ‘İnsana Değerde Liderlik’ kategorisinde Büyük Ödül’ün sahibi oldu. Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, insan kaynakları alanındaki yenilikçi, üretici ve başarılı uygulamaların ödüllendirildiği PERYÖN İnsana Değer Ödülleri 2024’te, ‘İnsana Değerde Liderlik’ kategorisinde Büyük Ödül’ün sahibi oldu. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Nazlı Tlabar Güler, şunları söyledi: “Şirket olarak, şirketimizin başarısının temelinin nitelikli ve motive çalışanlardan ve güçlü bir işveren markasından geçtiğine inanıyoruz. Bu doğrultuda, insan kaynakları stratejilerimiz, şirketimizin vizyonu, misyonu ve uzun vadeli hedefleri ile uyumlu olarak tasarlandı. Amacımız, ekip arkadaşlarımızın potansiyellerini en üst düzeye çıkarmak, yetenek yönetimini geliştirmek, çalışma ortamını sürekli iyileştirerek sürdürülebilir bir rekabet avantajı sağlamak ve işveren markası algımızı en iyi haline getirmek. Çalışan deneyimini ve bağlılığını artırmaya, dijital dönüşümü destekleyen bir iş kültürü oluşturmaya ve çeşitlilik, hakkaniyet, kapsayıcılığı teşvik etmeye odaklanıyoruz. Şirketimizin ‘Sadelik’, ‘Büyüme’ ve ‘Müşteri’ öncelikleri ile doğrudan bağlantılı olan İK stratejilerimizin sektörümüzün prestijli ödül programlarından PERYÖN İnsana Değer Ödülleri’nde büyük ödüle layık görülmesinden mutluluk duyduk.” Güçlü hedefler ödül getirdi Türkiye’nin en hızlı büyüyen yeni nesil bağlantı ve dijital servisler şirketi olmayı hedefleyen Vodafone, iş yapış şeklinin 3 ana hedefe dokunmasına özen gösteriyor. Birinci hedefi ‘amaç odaklı çalışmak’ olan şirket, herkesin dahil olduğu dijital bir ekosistem oluşturmak, işlerini çevreyi de önemseyerek yapmak ve her alana dokunup fayda sağlamak için çalışıyor. İkinci hedefini ‘en hızlı büyüyen mobil, sabit ve dijital servis sağlayıcısı olmak’ olarak belirleyen şirket, yüzde 100 dijital yetkin bir şirket haline gelmek istiyor; müşteri deneyimini bütün ürün ve servis tasarımlarının merkezine koyuyor; kadınların güçlenmesi, gençlere dijital yetkinlik kazandırılması ve çevre gibi konularda projeler üretiyor. Son olarak, ‘Müşteri’, ‘Sadelik’ ve ‘Büyüme’ odaklarını merkezde tutan şirket, hayata geçirdiği tüm uygulamalarda bütünsel olarak ekosistemine katkı sağlamayı ve herkesi bunun bir parçası haline getirmeyi ilke ediniyor. Birlikte başarmaya odaklanıyor Operatör, organizasyonunu çalışanları için harika bir işyeri yapan pek çok farklı uygulama, politika ve stratejiyi işbirliği içinde hayata geçiriyor. Bunları da ‘’Vodafone’da Çalışmak Güzel İş’’ mottosu altında çerçeveliyor. Şirket, strateji ve amacını hayata geçirirken kendisine yardımcı olacak ve müşteri ilişkileri, inovasyon, öğrenme, karar alma ve birlikte çalışma konularındaki yaklaşımlarına rehberlik edecek inanç ve davranışlar bütününe ‘Vodafone Spirit’ (Vodafone Ruhu) adını veriyor. Bu kapsamda, müşterinin gönlünü kazanmaya, geleceği yazmaya, deneyimleyerek hızlı öğrenmeye ve birlikte başarmaya odaklanıyor. Avrupa İnsan Yönetimi Birliği’nin tanıdığı ödül Yapılan açıklamaya göre, PERYÖN (Türkiye İnsan Yönetimi Derneği), 53 yıldır, “şimdi ve gelecek için daha iyi bir çalışma hayatına liderlik etme” vizyonuyla Türkiye’de çalışma hayatına katkı sunmak, koşulları herkes için daha iyi bir noktaya taşımak hedefiyle faaliyet gösteriyor. İstihdama katkı sağlayan, mesleki gelişimi destekleyen platformların oluşturulmasına öncülük eden dernek, İnsana Değer Ödülleri ile insana değer veren çalışmaları onurlandırarak örnek uygulamaların yaygınlaşmasına destek oluyor
Samsun Samsun’da eski motor yağları doğaya karışmayacak Samsun Valiliği öncülüğünde hayata geçirilecek çevre projeleri ile birlikte yeni yılda eski motor yağları kaynağında ayrıştırılarak, doğaya zarar vermeden bertaraf edilecek ya da geri dönüşüme kazandırılacak. İl Mahalli Çevre Kurulu’nda alınan 2025 yılı çevre temalı kararlar doğrultusunda ilgili kurumların ana yürütücülüğünde ve paydaşlığında çeşitli projeler hayata geçiriliyor. Bu kapsamda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce hayata geçirilen ‘Atık Motor Yağlarının Toplanması Projesi’ ile 17 ilçede motor yağı değişim faaliyeti gösteren araç bakım servisleri, akaryakıt istasyonları, belediyeler, araç bakım-onarım tamirhaneleri ve benzeri işletmelerin Motor Yağı Değişim Noktası (MOYDEN) sistemine kaydettirilmesi, bu işletmelerden kaynaklanan atık motor yağlarının kaynağında ayrı toplanarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca yetkilendirilmiş çevre lisanslı kuruluşlar vasıtasıyla çevre ve insan sağlığına zarar vermeden bertarafının sağlanması, atık motor yağlarının biriktirilmesi, toplanması ve geri kazanımı konusunda il düzeyinde gerçekleştirilecek eğitimlerle farkındalık kazandırılması, temiz çevre koşullarında yaşayan insanların sağlığının korunarak yaşam kalitesinin artırılması, çevre kirliliğinin oluşmadan önlenmesi, kirli alanların temizlik maliyetlerinden tasarruf edilmesinin sağlanması, atıklar ayrıştırılarak geri kazanılan atık kaynaklarla ülke ekonomisine katkı sağlanması, çevre bilinci ve atık yönetimi ile ilgili kurumların kurumsal kapasitelerinin genişletilmesi, atık ve çevre ile ilgili faaliyet yürüten kurumlar arasında iş birliği oluşturulması amaçlandı. Proje kapsamında motor yağı değişimi yapan işyerlerinin bağlı bulunduğu ticaret ve sanayi odalarında, esnaf ve sanatkarlar odalarında ve madeni sanatkarlar odalarında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından gerekli eğitimler veriliyor. Ayrıca proje ortaklarından olan İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğünden de eğitim ve bilgilendirme çalışmaları kapsamında destek alınacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından geliştirilen çevrimiçi uygulamaların bulunduğu veri kayıt sistemi olan Entegre Çevre Bilgi Sistemi’ne (EÇBS) kayıt olduktan sonra İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne dilekçe ile yapılan başvurulardan sonra teknik personel tarafından yerinde inceleme yapılarak atık motor yağlarının mevzuata uygun şekilde depolanmasının sağlandığının tespitinin akabinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce belge düzenlenecek. MOYDEN belgesi düzenlendikten sonra atık motor yağlarının yönetiminin doğru yapıldığının ve istatistiki verilerin takip edilebildiği EÇBS üzerinden veri girişleri görülebilecek. EÇBS üzerinden yapılan atık beyanları ile her yıl bir sonraki yılın Ocak ayının sonuna kadar bir önceki yılla mukayese edilecek olan istatistik raporu hazırlanacaktır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden alınan bilgiler ile her yıl hazırlanan Çevre Durum Raporu’nda toplam atık miktarları her yıl halka açık olarak bildirilecek. Samsun Valiliği tarafından konu hakkında yapılan bilgilendirmede şöyle denildi: “Atık motor yağlarını toplama yetkisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce gerekli şartları sağlayan firmalara düzenlenmektedir ve bu lisansa sahip olmayan kimse bu atıkları taşıyamaz. İlimizde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce lisanslandırılmış 1 adet, Türkiye çapında toplamda 20 adet atık motor yağlarını toplamaya yetkili firma bulunmaktadır. Motor yağı değişimi yapan işletmeler uygun bir depolama alanında biriktirdikleri atık motor yağlarını maksimum 6 ay depoladıktan sonra belirlenmiş bir bedel üzerinden lisanslı firmalara satabilmektedirler. Atık motor yağı üreticileri her yılın mart ayı sonuna kadar değişimini yaptıkları atık motor yağlarını beyan sistemine girmek zorundadırlar. Proje kapsamında ilimiz genelinde atık motor yağlarının ilgili yönetmelik hükümlerine uygun bir şekilde yönetilmesi ile sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması halinde; gelecek nesillere temiz toprak, temiz hava ve temiz su bırakılmasının güvence altına alınması hedefine bir adım daha yaklaşılmış olacaktır.”
Samsun Cumhurbaşkanı Erdoğan 4 Ocak’ta Samsun’da AK Parti Samsun İl Başkanı Mehmet Köse, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 4 Ocak 2025’te yapılacak AK Parti Samsun İl Başkanlığı 8. Olağan Kongresi’ne katılacağını açıkladı. Birçok ilde devam eden AK Parti il başkanlığı kongreleri, 4 Ocak Cumartesi günü de Samsun’da yapılacak. Kongre öncesinde İl Başkanı Mehmet Köse tarafından Samsun Büyükşehir Belediyesi Şehit Ömer Halisdemir Çok Amaçlı Salon’da basın toplantısı düzenlendi. Köse, il kongresine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağını söyledi. “Umudun, İcraatın, Geleceğin Adı AK Parti” sloganıyla tüm Türkiye’de kongrelerin sürdüğünü belirten Köse, “Bugün itibarıyla Türkiye’deki tüm ilçelerimizin kongreleri büyük ölçüde tamamlanmış, il kongrelerine başlanmış durumdadır. İl kongreleri sonrasında da büyük kongremiz yeni yılın ilk yarısında gerçekleşecek. Samsun AK Parti olarak da 12 Ekim itibarıyla başladığımız ve 30 Kasım’da tamamladığımız 17 ilçemizin kongreleri birlik-beraberlik ve büyük bir olgunluk içerisinde, vatandaşlarımızın da yoğun katılımıyla düğün bayram havasında yapıldı. Samsun İl Başkanlığı kongremizi de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle 4 Ocak 2025 Cumartesi günü gerçekleştireceğiz” dedi. Kongre 4 Ocak’ta Tüm Samsunluları kongreye davet eden Köse, “Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle 4 Ocak 2025’te Tekkeköy Yaşar Doğu Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştireceğimiz AK Parti Samsun İl Başkanlığı 8. Olağan Kongremize tüm halkımızı, AK Parti sevdalılarını ve demokrasiye gönül veren tüm halkımızı davet ediyoruz” diye konuştu. Basın toplantısına ayrıca Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Nihat Soğuk, İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, Tekkeköy Belediye Başkanı Mustafa Candal, 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu, Havza Belediye Başkanı Murat İkiz ve parti teşkilat üyeleri katıldı.
Denizli Denizli’nin ilk kadın neyzeni 25 yıldır ney üflüyor Denizli’nin ilk kadın neyzeni Selma Koçoğlu, 25 yıldır ney üflüyor. 25 yılda yüzlerce öğrenci yetiştiren Koçoğlu, konservatuarın sanat müziği ve tasavvuf müziği koralarında sahne alıyor. Denizli’nin ilk kadın neyzeni Selma Koçoğlu, 25 yıldır özel günlerde, konserlerde ve etkinliklerde ney üflüyor. 2013 yılından bu yana Pamukkale Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde ney dersleri de veren Koçoğlu, geçen sürede yüzlerce öğrencide yetiştirdi. Neyzen Selma Koçoğlu, geçtiğimiz gün Mevlana Haftası nedeniyle Çameli ilçesinde düzenlenen Şeb-i Aruz töreninde ve özel bir okulda düzenlenen Mevlana anma gecesinde de sahne alarak ney esintileri sundu. Denizli Büyükşehir Belediyesi Konservatuar sanatçısı da olan Koçoğlu, “1999 yılından bu yana neyle ilgileniyorum. 2013 yılından bu yana da Pamukkale Halk Eğitim Merkezi’nde ney eğitimi hocası olarak görev yapıyorum. Şimdiye kadar sayısız öğrencilerim oldu. Gerek halk eğitim bünyesinde, gerek derneklerde ve özel okullarda ney dersi verdim. Bunun yanı sıra özel programlarda ney üflüyorum. Bayanlardan oluşan tasavvuf ekibim var. Semazen ekiplerimiz var. Bu şekilde elimden geldiği kadar tasavvufla ilgileniyorum. Denizli’nin ilk kadın neyzeniyim. Aynı zamanda büyükşehir belediyesi konservatuar sanatçısıyım. Konservatuarın sanat müziği ve tasavvuf müziği koralarında sahne alıyorum” dedi. Neye adanmış çeyrek asır 25 yıl önce neyle tanıştıktan sonra 4 yıl boyunca ney dersi aldığını anlatan Koçoğlu, “Ney üflemeyi çok seviyorum. Ney, sadece bir müzik aleti değil aynı zamanda bir kültürün dışa vurum halidir. Ney üflerken dinlenmiyorum. Ney sesi insanlar üzerinde de çok etkili. Ney sesi, doğa seslerine en yakın sestir. Bu sebeple insanı kendi doğasına, huzura sessizliğe ve sakinliğe götürür. Bu sayede vücut ve kafa huzura kavuşur. Bu bir çeşit meditasyondur. Ney müzik aletinin ses tınısı diğer üflemeli çalgılardan çok farklıdır. Ney sesi, kişilerin ruhuna dokunduğu için dini amaçla kullanılmıştır. Tasavvuf edebiyatında da ney müzik aletinin yeri farklıdır. Neyin yapısı arka ve ön taraflarında çeşitli deliklerden oluşmasıdır” diye konuştu.
Samsun Doktor uyardı: "Guatr tek bir hastalık değildir" Guatrın tek bir hastalık olmadığına dikkat çeken Endokrinoloji Uzmanı Dr. Gülçin Ecemiş, “Halkımızda guatr denildiğinde sanki tek bir hastalıkmış gibi yanlış bir algı mevcuttur. Oysa ki guatr sözcüğü şemsiyesi altında çok sayıda hastalık yer almaktadır” dedi. Liv Hospital Samsun Endokrinoloji Uzm. Doç. Dr. Gülçin Ecemiş, ‘guatr’ hakkında açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Ecemiş, "Halkımızda guatr denildiğinde sanki tek bir hastalıkmış gibi yanlış bir algı mevcuttur. Guatr sözcüğü şemsiyesi altında çok sayıda hastalık yer almaktadır. Tiroit bezinin her türlü hastalığına guatr denilmektedir. Bezin aşırı çalışması, yetersiz çalışması, büyümesi veya içinde nodül dediğimiz yapılanmaların oluşması gibi durumların her biri ayrı bir guatr nedenini oluşturmaktadır" diye konuştu. Hipotirodizm hakkında bilgi veren Doç. Dr. Ecemiş, “Hipotiroidizm tiroit bezi hormonlarının kısmen veya tam olarak yapılamaması ve kan dolaşımına verilememesinden kaynaklanan bir hastalıktır. Halsizlik, uyuşukluk, güçsüzlük, baş ağrısı, kilo alma, üşüme, kadınlarda adet kanamalarında düzensizlik (genellikle kanama şiddetlenir ve uzun sürer), deride kuruluk, saç, kaşlar ve diğer kıllarda dökülme, tırnaklarda kırılma, kabızlık, seste boğukluk, terlemede azalma, el ve ayaklarda karıncalanma, yüz, kol ve bacaklarda şişlik, işitmede azalma, eklem ve kas ağrıları hafızada azalma, ruhsal değişiklikler görülür. Ancak, hafif seyirli hipotiroidi vakalarında belirtiler silik olur veya herhangi bir belirti görülmeyebilir. Hipertiroidi, tiroit bezinin fazla çalışmasına bağlı olarak tiroit hormonlarının fazla miktarda salgılanması sonucu ortaya çıkan klinik tabloya verilen isimdir. Tirotoksikoz, değişik nedenlerle, örneğin fazla miktarda tiroit tableti alınması ya da tiroiditlerde olduğu gibi tiroit depolarından kana ani olarak tiroit hormonlarının boşalması sonucu kanda tiroit hormonlarının yükselmesine verilen isimdir. İki durumda da klinik olarak aynı tablo ortaya çıkar. Klinik belirtileri; sinirlilik, aşırı heyecan ve duygusallık, kilo kaybı, sıcağa tahammülsüzlük, titreme, çarpıntı, saç dökülmesi, cilt ve tırnaklarda değişiklik, adet düzensizliğidir" şeklinde konuştu. “Nodüllerin önemi” Tiroit bezinde bir yumru mevcutsa, buna ’tiroit nodülü’ denildiğini söyleyen Dr. Ecemiş, "Eğer tiroit bezi hem iri hem de nodüllü ise, buna nodüler guatr, hem iri hem de birden çok yumru mevcutsa buna da muti nodüler guatr denilir. Nodüllerin hasta ve hekim açısından üç önemli özelliği vardır. Birinci özellik nodülün kanser olup olmadığıdır. İkinci özellik nodül veya nodüllerin otonom yani başına buyruk çalışarak aşırı hormon üretimi ile hipertroidi denilen hastalığa yol açıp açmadığıdır. Üçüncü özellik ise iri nodüllerde rastlanan nefes borusuna baskı yapıp yapmadığıdır. Her üç durum hasta için değerlendirildikten sonra nihai tedavi planı yapılmalıdır" ifadelerini kullandı. “Tanı konma süreci” Guatr şüphesi ile polikliniğe gelen hastaların öncelikle palpasyon ile boyun bölgesinin muayene edildiğini dile getiren Uzm. Dr. Ecemiş, "Muayene sırasındaki cilt bulguları, ağrı hassasiyeti önemlidir. Sonrasında ultrasonografi ile tiroit bölgesi ve komşu yapılarak dikkatlice değerlendirilir. Laboratuvar tetkiklerinde sT3, sT4, TSH ve gereğinde tiroit otoantikorları (anti-tiroglobulin, anti-TPO ) istenerek teşhise dair değerlendirme tamamlanmış olur. Tedavi süreci ise tiroit fonksiyon testlerindeki bozukluk hipotiroidi ile uyumlu ise, tedavi eksik olan hormonların yerine konması esasına dayanır ve levotroxin replasmanı yapılır. Eğer hastada mevcut bozukluk tirotoksikoz ile uyumlu ise, metimazol ve propiltiurasil gibi anitiroidal ilaçlarla tedavi uygulanır. Burada tirotoksikoz nedeni önemlidir. Hastanın ultrasonografi ile değerlendirilmesinde nodül ya da nodüllerin varlığı tedavide belirleyicidir. Bu çeşit fonksiyon bozukluğu olan hastalarda nükleer tıp bölümünce uygulanan tiroit sintigrafisi tetkiki önem arz etmektedir. Tirotoksikozu olan hastalarda nodül olup olmaması ve eğer nodül/nodüller mevcut ise tiroit sintigrafisindeki karakterine göre nihai tedavi seçenekleri; medikal tedavi, bazı hasta grubunda operasyon ya da radyoaktif iyot tedavi seçenekleri olarak değerlendirilebilir. Hastanın tiroit ultrasonografisinde nodül/nodülleri tespit edildiğinde, özellikle 1 cm üzerindeki nodüllerden tiroit ince iğne aspirasyon biyopsisi, tiroit fonksiyon testleri ve bazı durumlarda sintigrafi sonucuna göre uygulanabilmektedir" açıklamasında bulundu. “Ameliyat tercih edilebilir” Guatr hastalığında ameliyat gerektiren durumlardan bahseden Doç. Dr. Ecemiş şunları söyledi: "“Hipotiroidi ile uyumlu gautr hastalıklarında nodül yok ise levotroxin tedavsi ile takip yeterlidir, bu grupta ameliyata bası semptomu gibi bir durum yoksa ihtiyaç duyulmaz. Hipertiroidi durumunda; nodül ya da nodüller varlığı, büyüklükleri ve ultrasonografik özellikleri, tiroit sintigrafisindeki nodül karakteristiği ve tiroit ince iğne aspirasyon biyopsi sonucuna göre ameliyat önerilmektedir. Burada hastanın yaşı ve mevcut rahatsızlıkları da arz etmektedir. Ameliyat sonrasında hastalar ömür boyu levotroxin replasmanına ihtiyaç duyarlar. İlacı düzenli kullanmaları belirli aralıklarla tiroit fonksiyon testleri ile takip edilmeleri gereklidir. Estetik olarak topikal bir takım tedavilerle yara izi nerdeyse fark edilmeyecek kadar azaltılabilir."