SAĞLIK - 16 Aralık 2024 Pazartesi 12:39

Doktor uyardı: "Guatr tek bir hastalık değildir"

A
A
A
Doktor uyardı: "Guatr tek bir hastalık değildir"

Guatrın tek bir hastalık olmadığına dikkat çeken Endokrinoloji Uzmanı Dr. Gülçin Ecemiş, “Halkımızda guatr denildiğinde sanki tek bir hastalıkmış gibi yanlış bir algı mevcuttur. Oysa ki guatr sözcüğü şemsiyesi altında çok sayıda hastalık yer almaktadır” dedi.


Liv Hospital Samsun Endokrinoloji Uzm. Doç. Dr. Gülçin Ecemiş, ‘guatr’ hakkında açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Ecemiş, "Halkımızda guatr denildiğinde sanki tek bir hastalıkmış gibi yanlış bir algı mevcuttur. Guatr sözcüğü şemsiyesi altında çok sayıda hastalık yer almaktadır. Tiroit bezinin her türlü hastalığına guatr denilmektedir. Bezin aşırı çalışması, yetersiz çalışması, büyümesi veya içinde nodül dediğimiz yapılanmaların oluşması gibi durumların her biri ayrı bir guatr nedenini oluşturmaktadır" diye konuştu.


Hipotirodizm hakkında bilgi veren Doç. Dr. Ecemiş, “Hipotiroidizm tiroit bezi hormonlarının kısmen veya tam olarak yapılamaması ve kan dolaşımına verilememesinden kaynaklanan bir hastalıktır. Halsizlik, uyuşukluk, güçsüzlük, baş ağrısı, kilo alma, üşüme, kadınlarda adet kanamalarında düzensizlik (genellikle kanama şiddetlenir ve uzun sürer), deride kuruluk, saç, kaşlar ve diğer kıllarda dökülme, tırnaklarda kırılma, kabızlık, seste boğukluk, terlemede azalma, el ve ayaklarda karıncalanma, yüz, kol ve bacaklarda şişlik, işitmede azalma, eklem ve kas ağrıları hafızada azalma, ruhsal değişiklikler görülür. Ancak, hafif seyirli hipotiroidi vakalarında belirtiler silik olur veya herhangi bir belirti görülmeyebilir. Hipertiroidi, tiroit bezinin fazla çalışmasına bağlı olarak tiroit hormonlarının fazla miktarda salgılanması sonucu ortaya çıkan klinik tabloya verilen isimdir. Tirotoksikoz, değişik nedenlerle, örneğin fazla miktarda tiroit tableti alınması ya da tiroiditlerde olduğu gibi tiroit depolarından kana ani olarak tiroit hormonlarının boşalması sonucu kanda tiroit hormonlarının yükselmesine verilen isimdir. İki durumda da klinik olarak aynı tablo ortaya çıkar. Klinik belirtileri; sinirlilik, aşırı heyecan ve duygusallık, kilo kaybı, sıcağa tahammülsüzlük, titreme, çarpıntı, saç dökülmesi, cilt ve tırnaklarda değişiklik, adet düzensizliğidir" şeklinde konuştu.



“Nodüllerin önemi”


Tiroit bezinde bir yumru mevcutsa, buna ’tiroit nodülü’ denildiğini söyleyen Dr. Ecemiş, "Eğer tiroit bezi hem iri hem de nodüllü ise, buna nodüler guatr, hem iri hem de birden çok yumru mevcutsa buna da muti nodüler guatr denilir. Nodüllerin hasta ve hekim açısından üç önemli özelliği vardır. Birinci özellik nodülün kanser olup olmadığıdır. İkinci özellik nodül veya nodüllerin otonom yani başına buyruk çalışarak aşırı hormon üretimi ile hipertroidi denilen hastalığa yol açıp açmadığıdır. Üçüncü özellik ise iri nodüllerde rastlanan nefes borusuna baskı yapıp yapmadığıdır. Her üç durum hasta için değerlendirildikten sonra nihai tedavi planı yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.



“Tanı konma süreci”


Guatr şüphesi ile polikliniğe gelen hastaların öncelikle palpasyon ile boyun bölgesinin muayene edildiğini dile getiren Uzm. Dr. Ecemiş, "Muayene sırasındaki cilt bulguları, ağrı hassasiyeti önemlidir. Sonrasında ultrasonografi ile tiroit bölgesi ve komşu yapılarak dikkatlice değerlendirilir. Laboratuvar tetkiklerinde sT3, sT4, TSH ve gereğinde tiroit otoantikorları (anti-tiroglobulin, anti-TPO ) istenerek teşhise dair değerlendirme tamamlanmış olur. Tedavi süreci ise tiroit fonksiyon testlerindeki bozukluk hipotiroidi ile uyumlu ise, tedavi eksik olan hormonların yerine konması esasına dayanır ve levotroxin replasmanı yapılır. Eğer hastada mevcut bozukluk tirotoksikoz ile uyumlu ise, metimazol ve propiltiurasil gibi anitiroidal ilaçlarla tedavi uygulanır. Burada tirotoksikoz nedeni önemlidir. Hastanın ultrasonografi ile değerlendirilmesinde nodül ya da nodüllerin varlığı tedavide belirleyicidir. Bu çeşit fonksiyon bozukluğu olan hastalarda nükleer tıp bölümünce uygulanan tiroit sintigrafisi tetkiki önem arz etmektedir. Tirotoksikozu olan hastalarda nodül olup olmaması ve eğer nodül/nodüller mevcut ise tiroit sintigrafisindeki karakterine göre nihai tedavi seçenekleri; medikal tedavi, bazı hasta grubunda operasyon ya da radyoaktif iyot tedavi seçenekleri olarak değerlendirilebilir. Hastanın tiroit ultrasonografisinde nodül/nodülleri tespit edildiğinde, özellikle 1 cm üzerindeki nodüllerden tiroit ince iğne aspirasyon biyopsisi, tiroit fonksiyon testleri ve bazı durumlarda sintigrafi sonucuna göre uygulanabilmektedir" açıklamasında bulundu.




“Ameliyat tercih edilebilir”


Guatr hastalığında ameliyat gerektiren durumlardan bahseden Doç. Dr. Ecemiş şunları söyledi: "“Hipotiroidi ile uyumlu gautr hastalıklarında nodül yok ise levotroxin tedavsi ile takip yeterlidir, bu grupta ameliyata bası semptomu gibi bir durum yoksa ihtiyaç duyulmaz. Hipertiroidi durumunda; nodül ya da nodüller varlığı, büyüklükleri ve ultrasonografik özellikleri, tiroit sintigrafisindeki nodül karakteristiği ve tiroit ince iğne aspirasyon biyopsi sonucuna göre ameliyat önerilmektedir. Burada hastanın yaşı ve mevcut rahatsızlıkları da arz etmektedir. Ameliyat sonrasında hastalar ömür boyu levotroxin replasmanına ihtiyaç duyarlar. İlacı düzenli kullanmaları belirli aralıklarla tiroit fonksiyon testleri ile takip edilmeleri gereklidir. Estetik olarak topikal bir takım tedavilerle yara izi nerdeyse fark edilmeyecek kadar azaltılabilir."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ’Şair ve Yazar Ali Tude’yi Anma Paneli’ Eskişehir’de, doğumunun 100’üncü yılında ’Şair ve Yazar Ali Tude’yi Anma Paneli’ Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi Nasrettin Hoca Salonu’nda gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşmaları Anadolu Üniversitesi Haydar Aliyev Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Burhan Sayılır, Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği Başkanı Uzm. Ecz. Cavid Aydın, TÜRKSOY Türk Dilli Topluluklarla İlişkiler Dairesi Başkanı Dr. Cavid Mövsümlü tarafından yapıldı. Programda, Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkan Yardımcısı, Şair ve Yazar Sayman Aruz ile Ali Tude’nin oğlu Natiq Cavazade, Ali Tude’nin edebi yönünü ve hayatını anlatmak üzere konuşma yaptı. Gerçekleştirilen panel programı, konuşmacılara teşekkür belgesi takdim edilmesiyle sona erdi. "Yazar ve şairlerin bilinçlenmemiz noktasında büyük faydaları var" Anadolu Üniversitesi Haydar Aliyev Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Burhan Sayılır, panelin açılığında, "Bugün burada Ali Tude’yi ve şiirlerini anmak üzere toplandık. Geçmişte yaşanan acıların gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Bu noktada acı hayatın içinden gelen yazar ve şairlerin bizi yeni acılar yaşamamamız adına bilinçlendirme noktasında çok büyük faydaları var. Dolayısıyla bu etkinliğin de buna hizmet etmesini diliyorum" dedi. "Böyle etkinlikleri oldukça önemli buluyoruz" Toplum için önemli isimleri anma etkinliklerinin önemini vurgulayan Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği Başkanı Uzm. Ecz. Cavid Aydın, "Ne yazık ki Ali Tude gibi Türk dünyasına ışık tutan önemli şahsiyetleri tanıyamıyoruz, tanıtamıyoruz ve gelecek nesillere aktaramıyoruz. Biz Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği olarak bu amaçla faaliyet yürütüyoruz ve bu anlamda da böyle etkinlikleri oldukça önemli buluyoruz" şeklinde konuştu. "Hiç yorulmadan Türk dünyası adına çalışmamız şarttır" TÜRKSOY Türk Dilli Topluluklarla İlişkiler Dairesi Başkanı Dr. Cavid Mövsümlü ise, şunları söyledi: "Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı, Türk dünyasının ilk uluslararası teşkilatıdır ve 1993 yılından beri faaliyet göstermektedir. Türk kültürünü, tarihini, dilini, geleneğini yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak misyonunu edinmiştir. Bu çerçevede, hiç yorulmadan Türk dünyası adına çalışmamız şarttır.” Panele Anadolu Üniversitesi Haydar Aliyev Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Burhan Sayılır, Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği Başkanı Uzm. Ecz. Cavid Aydın ve TÜRKSOY Türk Dilli Topluluklarla İlişkiler Dairesi Başkanı Dr. Cavid Mövsümlü başta olmak üzere yoğun katılım sağlandı.
İstanbul Beylikdüzü’nde “Portfolyo Seçki Yarışması” sergisi sanatseverlerle buluştu Beylikdüzü Belediyesi ev sahipliğinde 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgelerdeki güzel sanatlar üniversiteleri ile eğitim fakültelerinin sanat ve tasarım öğrencilerini desteklemek, gençler arasında kültür-sanat bağlarını güçlendirmek amacıyla gerçekleşen Portfolyo Seçki Yarışması” sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergi, 13 Ocak 2025 tarihine kadar ziyarete açık olacak. Beylikdüzü Belediyesi ev sahipliğinde “Portfolyo Seçki Yarışması” sergisi sanatseverlerle buluştu. 6 Şubat depremlerinin ardından Adana, Mersin ve Hatay illerinde bulunan güzel sanatlar üniversiteleri ve eğitim fakültelerinin sanat ve tasarım öğrencilerine motivasyon kazandırmak, bölgedeki sanatçıların fark edilmesine ve tanınmasına katkıda bulunmak için hazırlanan sergi, Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi Galeri Bedri Rahmi Sergi Salonu’nda düzenlendi. Türkiye’nin faklı kentlerindeki gençler arasında kültür sanat bağı kurmak hedefiyle yola çıkan “Portfolyo Seçki Yarışması” sergini açılışına Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Şehla, belediye meclis üyeleri ve çok sayıda sanatsever katıldı. Küratörlüğünü Ezgi Bakçay’ın üstlendiği sergide, yarışmalarda başarı ödülü kazanan 28 genç sanatçının resim, heykel, seramik ve grafik tasarım gibi çeşitli alanlardaki yaklaşık 100 eseri yer alıyor. Portfolyo Seçki Yarışması sergisi, 13 Ocak 2025 tarihine kadar Beylikdüzü’nde sanatseverlerin ziyaretine açık olacak. İstanbul’un sanatsal dinamiklerini deneyimlediler Açılışın ardından öğrenciler, Beylikdüzü Belediyesi’nin desteğiyle İstanbul’un sanatsal dinamiklerini deneyimlediler. Galeri Beylikdüzü, Resim Heykel Müzesi ve Karşı Sanat gibi çağdaş sanat müzeleri ve koleksiyon sergilerinin yer aldığı bir sanat rotası gerçekleştirildi. Beylikdüzü Aziz Sancar Bilim ve Sanat Merkezi’ni de ziyaret eden genç sanatçılar, Smart Works kapsamında gerçekleştirilen “Kısa Film Gösterimi ve Söyleşi” etkinliğine katılım sağladılar. “Beylikdüzü’nde her zaman sanatla iç içe bir kent hayal ettik” Serginin açılışında konuşan Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Şehla, sanatın iyileştirici gücüne vurgu yaparak, “Sanatın iyileştirici bir tarafı var. Ben buna hep inandım. Beylikdüzü’nde her zaman sanatla iç içe bir kent hayal ettik ve bunu hayata geçirdik. Bu sergide böylesine güçlü kadın sanatçılar görmek beni ayrıca gururlandırdı. Hatay büyük acılar yaşadı, ancak bu sergiyle o acıların sanatla farklı bir yolla ifade edildiğini görüyoruz. Bu projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Biz her zaman sizlerin yanınızdayız” ifadelerini kullandı. “Bu yolculuğun bir parçası olduğunuz için teşekkür ederim” Serginin küratörlüğünü üstlenen Ezgi Bakçay ise dayanışmanın önemine dikkat çekerek, “Bu sergi, felaketin etrafında buluştuğumuz, dayanışmaya ne kadar ihtiyacımız olduğunu gösteren bir proje. Burada sadece eserleri değil, yaşamaya devam etme umudunu ve dayanışmayı güçlendirme arzusunu göreceksiniz. Hayal kurmanın cesaret istediği bir dönemde, bu sergiyle çoğaldığımızı görüyoruz. Bu yolculuğun bir parçası olduğunuz için teşekkür ederim” şeklinde konuştu.
Balıkesir Balıkesir’de sürdürülebilir tarım ve biyolojik mücadele paneli düzenlendi Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Balıkesir Üniversitesi ortaklığında, "Türkiye’de Sürdürülebilir Tarım ve Biyolojik Mücadele" konulu bir panel düzenlendi. Panel, Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Sürdürülebilir tarımın geleceği, organik gübre kullanımı, zararlılarla mücadelede kimyasal ilaçlar yerine biyolojik çözümlerin önemi ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi önemli konuların ele alındığı panelde, tarım ve çevre dostu yöntemlerin önemi vurgulandı. Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürü Erkan Alkan, panelin açılışında yaptığı konuşmada, Balıkesir’de sürdürülebilir tarım ve biyolojik mücadele projelerinin büyük önem taşıdığını belirterek, şunları söyledi: "Sürdürülebilir tarımın en önemli unsurlarından biri, çevreye zarar vermeyen ve insan sağlığını tehdit etmeyen yöntemlerle tarım yapmaktır. Biyolojik mücadele, kimyasal ilaç kullanımını en aza indirerek, doğayı korurken, verimli tarım ürünleri elde edilmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca, topraklarımızın sağlıklı bir şekilde korunması ve geleceğimizin güvence altına alınması, sağlıklı gıda üretiminin temelidir." Alkan, Balıkesir’de gerçekleştirilen biyolojik mücadele projelerine dair bilgi vererek, biyolojik mücadelenin çevreye ve insan sağlığına olan katkılarının altını çizdi. Biyolojik çeşitliliğin korunmasının önemine de değinen Alkan, organik gübre kullanımının arttırılması ve çevre dostu tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmaların devam edeceğini söyledi. Panelde, Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil İbrahim Şahin, Prof. Dr. Cem Özkan ve Prof. Dr. Tülin Aşkun gibi akademisyenler, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve biyolojik mücadele konusunda sunumlar gerçekleştirdi. Katılımcılar, tarımsal üretimde biyolojik mücadelenin kimyasal ilaçlara alternatif olarak nasıl uygulanabileceğini ve bu yöntemlerin çevre üzerindeki olumlu etkilerini tartıştılar. Panelin sonunda, katılımcılar, tarımda biyolojik mücadele ve sürdürülebilirlik konusunda karşılaşılan zorluklar ve bu zorlukların aşılması için atılacak adımlar hakkında fikir alışverişinde bulundu. Etkinliğe, Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürü Erkan Alkan’ın yanı sıra Balıkesir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Fatih Satıl, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil İbrahim Şahin, Prof. Dr. Cem Özkan, Prof. Dr. Tülin Aşkun, TKDK İl Koordinatörü Murat Kar, İlçe Müdürleri, teknik personeller ve öğrenciler katıldı.