EKONOMİ - 24 Mayıs 2021 Pazartesi 20:16

Bayraktar TB2 SİHA’lar Avrupa Birliği semalarında uçacak

A
A
A
Bayraktar TB2 SİHA’lar Avrupa Birliği semalarında uçacak

Türkiye’nin milli ve özgün SİHA’sı Bayraktar TB2, Polonya’ya ihraç edilecek.

Türkiye’nin milli ve özgün SİHA’sı Bayraktar TB2, Polonya’ya ihraç edilecek. İhracata yönelik anlaşma Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Sebastian Duda’nın nezdinde Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve Polonya Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak tarafından imzalandı.



Türkiye’nin milli ve özgün SİHA’sı Bayraktar TB2, Polonya’ya ihraç edilecek. İhracata yönelik anlaşma Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Sebastian Duda’nın nezdinde Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve Polonya Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak tarafından imzalandı. Türk havacılık tarihinde önemli başarılara imza atan Bayraktar TB2 SİHA’lar, Ukrayna, Katar ve Azerbaycan’dan sonra Polonya semalarında uçacak. Böylece Türkiye ilk defa NATO ve Avrupa Birliği (AB) üyesi bir ülkeye yüksek teknoloji içeren SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) ihraç edileceği belirtildi.



24 adet Bayraktar TB2 SİHA ihraç edilecek


Polonya ile yapılan anlaşma kapsamında Türkiye’den ihraç edilecek 4 sistemin içinde 24 adet Bayraktar TB2 SİHA ile birlikte yer kontrol istasyonları (YKİ) ve yer veri terminalleri (YVT) yer alacak. Bunun yanı sıra Polonya’ya milli SİHA’larda kullanılan ve Roketsan tarafından milli olarak geliştirilen MAM-C ve MAM-L mini akıllı mühimmatları da ihraç edilecek. Bayraktar TB2, 320 bin saat başarılı uçuşu da geride bıraktı. Milli SİHA’lar gökyüzünde en uzun süre görev yapan milli hava aracı ünvanını da taşımaya devam ettiği belirtildi.



180 SİHA görevde


Bayraktar TB2 SİHA’lar ilk olarak 2014 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) envanterine girdi. 2015’te silahlandırılan insansız hava aracı, TSK, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT tarafından operasyonel olarak kullanılıyor. Bayraktar TB2 SİHA, güvenlik güçleri tarafından 2014’ten beri yurt içi ve yurt dışında terörle mücadelede etkin olarak görev yapıyor. Halen Türkiye, Ukrayna, Katar ve Azerbaycan envanterinde bulunan 180 Bayraktar TB2 SİHA görev yapmaya devam ediyor.



2000’li yılların başından itibaren insansız hava araçları alanında büyük katma değer olan yazılım ve donanım sistemlerini Türk mühendislerinden oluşan ekibiyle milli ve özgün olarak geliştiren Baykar, 13 farklı disiplindeki mühendislik gücüyle alanında dünyanın lider teknoloji firmalarından biri olarak gösterildiği belirtildi. Yüzde 93’lük bir yerli sanayi katılımıyla üretilen Bayraktar TB2 SİHA’ların tasarım ve yazılımları gibi tüm kritik aksamı da Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirildiği belirtildi.



Türkiye’nin dünyaya ihraç ettiği ilk SİHA sistemi olduğu belirtilen Bayraktar TB2’ler, dünya havacılık ve savunma sektörü tarafından ilgiyle takip ediliyor. Milli SİHA’ların kullanıldığı ülkelerdeki operasyonel başarısı, Cumhuriyet tarihinde ilk kez NATO ve AB üyesi bir ülkeye gelişmiş bir hava aracının ihraç edilmesine de olanak sağladı. Yapılan anlaşmalar kapsamında Bayraktar TB2 SİHA’lar, havacılıkta 100 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan ve dünyanın büyük uçakları olan Antonov kargo uçaklarını üreten Ukrayna’ya, sonrasında ise Katar ve Azerbaycan’a ihraç edildi. Şimdi de Avrupa Birliği’nin büyük ekonomilerinden birine sahip olan Polonya’da görev yapmaya devam edecek.



2020’de 360 milyon dolarlık ihracat


Geçtiğimiz yıl Baykar’ın gelirlerinin büyük kısmı yurt dışına yapılan ihracattan elde edildi. İlk milli İHA ihracatını 2012’de gerçekleştiren Baykar, 2020 yılında 360 milyon dolarlık S/İHA sistemi ihracatıyla savunma sanayii gibi stratejik bir alanda büyük bir başarıya imza attı. Milli SİHA’lara ilgi duyan birçok ülkeyle de görüşmeler devam ediyor.



Bayraktar TB2 SİHA, 16 Temmuz 2019 tarihinde Kuveyt’te katıldığı demo uçuşunda yüksek sıcaklık ve kum fırtınası gibi zorlu coğrafi ve iklim şartlarında tam 27 saat 3 dakika kesintisiz uçarak kendi rekorunu geliştirdi. Milli SİHA’lar Katar, Suriye, Ukrayna ve Karabağ’da karşılaştığı çöl sıcağı, dondurucu soğuk, kar ve fırtına gibi tüm olumsuz hava şartlarında görev yapıyor. Milli SİHA Türk havacılık tarihinde sınıfında 27 bin 30 feet yükseklikle Türkiye irtifa rekorunu da kırdığı belirtildi.



Zeytin Dalı Harekâtı


Milli SİHA Bayraktar TB2, TSK tarafından sınır içi ve ötesinde gerçekleştirilen Hendek, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında oyun kurucu olarak rol aldı. Savunma uzmanları harekâtların beklenenden çok daha kısa sürede sona ermesini ve daha az kayıp yaşanmasında önemli etkenlerden birinin milli SİHA’lar olduğunu belirtti. Bayraktar TB2 SİHA sistemleri özellikle Afrin’de düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı’nda bütün uçuşlarının yüzde 90’ından fazlasını yaparak, 5 bin 300 saat uçuşla adeta harekâta damgasını vurdu.



Terör örgütüne yönelik Pençe ve Kıran gibi birçok operasyonda görev yapan Bayraktar TB2 SİHA’lar, Kırmızı Liste’de aranan terör örgütünün sözde yöneticilerine yapılan operasyonlarda da önemli bir rol üstlendi. Milli SİHA’lar Mavi Vatan’ın korunmasında da görev alıyor. Bu kapsamda Doğu Akdeniz’de görev yapan Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimize güvenlik için havadan refakat etti. Yine aynı kapsamdaki görevler için KKTC’de konuşlandırılmak üzere 16 Aralık 2019’da Dalaman Deniz Hava Üs Komutanlığından kalkarak Geçitkale Havaalanına inen Bayraktar TB2 SİHA tarihi bir uçuşa imza attı.



Depremde görev yaptı


Bayraktar TB2 SİHA’lar 24 Ocak 2020’de meydana gelen Elazığ Sivrice merkezli 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından 25 dakika gibi çok kısa bir sürede bölgeye intikal ederek ulaşımın zor sağlandığı noktalardan Ankara’ya ve deprem olan illerin komuta merkezlerine görüntülü bilgi aktardı. Bayraktar TB2 SİHA’lar arama ve kurtarma çalışmalarına gökyüzünden destek vermenin yanı sıra deprem sonrası oluşan yoğun araç trafiğinin kontrol edilmesi ve gelecek yardımların aksamadan devamı için görev yaptı.



Orman yangınları ve göçmenlerin kurtarılması


Bayraktar TB2’ler güvenlik ve insani yardım görevleri ile birlikte orman yangınlarıyla mücadelede de görev aldı. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde görev alan milli İHA, yangın tehlikesine karşı 3,5 milyon hektarlık orman alanını gözetleyerek ormanlarımızın korunmasında da önemli bir rol üstlendi. Bayraktar TB2’ler bu yıl da orman yangınlarına karşı görev yapmaya devam edecek. Ege ve Akdeniz’de devam eden düzensiz göç hareketlerini gökyüzünden takip eden milli SİHA’lar birçok düzensiz göçmenin hayatının kurtarılması ve insan hakları ihlallerinin belgelenmesine de önemli katkı sağlıyor.



Barış Pınarı Harekâtı’nda da Türk Silahlı Kuvvetlerinin keşif gözetleme kabiliyetlerini büyük oranda artırarak başarıya ulaşılmasına katkı sağlayan Bayraktar TB2 SİHA’lar aynı zamanda harekât boyunca birçok hedefi başarıyla imha etti. Son olarak Bahar Kalkanı Harekâtı’nda sürü halinde filo olarak uçuşlar yaparak birçok zırhlı araç, obüs, çok namlulu roketatar (ÇNRA) ve hava savunma sistemini imha etti. Bayraktar TB2 SİHA dünyada ilk defa muharebe sahasında birincil unsur olarak SİHA’ların kullanıldığı Bahar Kalkanı Harekâtı’na katılan hava araçlarının yaptığı tüm sortilerin yüzde 80’ini gerçekleştirdiği belirtildi. Suriye’nin İdlib bölgesinde düzenlenen harekât kapsamında her türlü elektronik harbe rağmen başarıyla görev yapan Bayraktar TB2 SİHA’lar, 2 bin saatin üzerinde uçtu. Bayraktar TB2 SİHA’ları filolar halinde uçarak harekâtta etkin görev yapması dünya basınında büyük yankı uyandırdı.



Bayraktar TB2 SİHA’lar kardeş ülke Azerbaycan’ın yaklaşık 30 yıldır devam eden Karabağ işgalini sonlandırmasında da önemli bir rol üstlendi. Azerbaycan, Ermenistan’ın işgali altındaki Dağlık Karabağ’a yönelik olarak 27 Eylül 2020 tarihinde bir askeri harekât başlattı. Harekâtın başlangıcından 44 gün sonra, 10 Kasım 2020 tarihinde Azerbaycan Ordusu, Ermenistan’ın işgalini sonlandırarak Dağlık Karabağ’ı kontrol altına aldı. Ermenistan’a yönelik harekât esnasında Azerbaycan Ordusu, Bayraktar TB2 SİHA’ları tüm cephe hattında kullandı. Savunma analistleri tarafından teyit edilen çalışmalara göre Bayraktar TB2 SİHA’lar ile Ermenistan Ordusu’na ait birçok hava savunma sistemi, radar sistemi, tank, zırhlı araç, kamyon, cephanelik, mevzi ve birlik imha edildi. Azerbaycan’ın Ordusu’nun dünyayı şaşırtan bu başarısı dünya medyası ve savunma uzmanları tarafından Türk SİHA’larının harp tarihini değiştirerek oyun kurucu bir güce ulaştığı şeklinde yorumlandığı belirtildi. Uzmanlar Karabağ Savaşı’nın dünya harp tarihinde SİHA’lar ile kazanılan ilk savaş olduğuna da dikkat çektiği belirtildi.



40 bilgisayarın görev yaptığı robot uçak


Bayraktar TB2’de yaklaşık 40 ayrı bilgisayar sistemi görev yapıyor. Üç yedekli aviyonik sistemleri ve sensör füzyon mimarisiyle tamamen otonom taksi, kalkış, normal seyir ve iniş kabiliyetine sahip olan Bayraktar TB2 SİHA sistemi, 2014 yılından bu yana aktif olarak kullanılıyor. Kanatlarında Roketsan tarafından üretilen 4 adet MAM-L ve MAM-C füzelerini taşıyabilen Bayraktar TB2, yerleşik lazer hedef işaretleyicisi ile hassas hedefleme yapma kabiliyetine sahip bulunuyor. Bu özelliklerle Türkiye, dünyada kendi SİHA’sı ve mühimmatlarını üreten 4 ülkeden biri olarak öne çıkıyor. Milli SİHA, hedefe yakın alanlara verilebilecek hasarları önlemek amacıyla hızlı gör-ve-vur özelliğine sahip hepsi bir arada çözüm sunan bir sistem olarak dikkat çekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri için silahlandırılan sistem, keşif, sürekli havadan gözetleme, hedef tespiti ve imha imkânı sağlıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Mevlüt Çavuşoğlu: "İsrail’in bu saldırganlığı sonucunda bölgemizde gerilim arttı" AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, "Güneyimizde İsrail’in vahşeti, soykırım ve savaş suçu halen devam ediyor ve genişliyor. Tüm bu krizler, terör, diğer istikrarsızlıklar çatışmalar ki dünyadaki çatışmaların yüzde altmışı bizim etrafımızda. Bunlara rağmen ülkemiz bir istikrar adası olarak yoluna devam ediyor ve İsrail’in bu saldırganlığı sonucunda da bölgemizde gerilim arttı. Böyle bir dönemde dün bakanlarımızın sunumunu da dinledik. Ülkemizde sağduyunun hakim olması ve özellikle de siyasi partiler arasında da bir yumuşamanın olması ülkemizin hayrınadır" dedi. ATSO 142. Yıl Vergi ve Ali Bahar Özel Ödülleri Töreni, ATSO Atatürk Konferans Salonu’nda yapıldı. Tören öncesi geçtiğimiz aylarda aramızdan ayrılan merhum Ali Bahar anısına Kemer Belediyesi orkestrası ve Antalya Üstün Kent Orkestrası’ndan çocuklar müzik aletleri eşliğinde şarkılar söyledi. “Neredeyse her yıl bir Korkuteli şehrimize ekleniyor” Törenin açılış konuşmasını yapan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya’nın sanayide, Ar-Ge’de, teknolojide ve turizmin her alanında büyümeye devam ettiğini dile getirdi. Hacısüleyman, “Antalya’nın ekonomik ve sosyal görünümüne göz atarsak; dünyanın doğrudan uçuşla en fazla turist alan 4. şehri, Türkiye örtü altı varlığında 1. ili, ekonomi açısından Türkiye’nin en büyük 6. ekonomisi, Türkiye GSYH’sinde aldığı pay yüzde 3,4, Türkiye’nin en hızlı büyüyen ili, Türkiye’nin ekonomik büyümesine en fazla katkıyı veren ikinci il, bankalarda en fazla mevduat tutulan 4. il, bankalardan en fazla kredi kullanılan 4. il, yabancılara konut satışında birinci sırada, iller arası rekabet sıralamasında 4.il olduğumuzu görmekteyiz. Son 20 yılda nüfusu en çok artan 3. İl olma özelliğine sahip olan Antalya, her yıl 60 bin kişiye daha ev sahipliği yapıyor. Neredeyse her yıl bir Korkuteli şehrimize ekleniyor. Bu rakamın 38 bini iç ve dış göç olarak gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı. “Konaklama vergisinin en azından yarısı yerel yönetim bütçelerine bırakılmalı” ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya’nın turizmin başkenti olmasından duydukları memnuniyeti belirterek, konaklama vergisinden elde edilen gelirin yarısının yerel yönetimlere bırakılması gerektiğini ifade etti. Hacısüleyman, şu ifadelere yer verdi: “Dünya Turizm Hareketi içinde beğenilen ve sevilen bir il olmaktan, Türkiye’nin turizm başkenti olmaktan çok mutluyuz ancak, ilave yüklerin de farkındayız. Bu çerçevede uygulanmakta olan konaklama vergisinden elde edilen gelirin en azından yarısı, gelirin elde edildiği illerin, yerel yönetim bütçelerine bırakılmalı ve turizmin getirdiği alt yapı ve üst yapı ile ilgili ilave yüklerin hafifletilmesinde, kullanılmalıdır. Antalya’nın hızla artan nüfusu, turizmin başkenti oluşu ve gelişen ekonomisi, işyeri planlamasında da, daha stratejik bir yaklaşımı gerekli kılıyor. Nüfusa dayalı işyeri planlaması, bölgelere göre doğru işyeri dağılımını sağlayacak ihtiyaç analizi yapılması, hem ticari altyapıyı güçlendirecektir, hem de şehrin dengeli büyümesine katkıda bulunarak, iş yeri enflasyonunu önleyecektir.” “Su kaynakları sürdürülebilir şekilde yönetilmeli” Hacısüleyman, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Antalya’yı birleştiren, Antalya’nın sesi olan, Türkiye’nin tamamına ışık tutan, yol gösteren bir kurum olarak çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti. Antalya’nın güçlü bir tarım merkezi olduğunun altını çizen Yusuf Hacısüleyman, Antalya’dan gerçekleştirilen tarım ürünleri ihracatının milyonlarca insanın ihtiyacını karşıladığını belirtti. Hacısüleyman, şöyle devam etti: “Ancak, bu üretim gücü, su ve toprağın değerini bilmekle doğrudan ilişkili. Su ve toprak, hayatın temelidir; fakat her ikisinin de sonsuzmuş gibi kullanılmaması gerektiğini unutmamalıyız. Su kaynaklarımız ve toprağın verimliliği sınırlıdır ve bunların sürdürülebilir şekilde yönetilmesi, geleceğimizi güvence altına alacaktır.” Konuşmasına merhum Ali Bahar’ı anarak başlayan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Antalya’nın sadece Akdeniz’in değil, dünya genelinde turizmin, ticaretin ve tarımın merkezi haline geldiğini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “2023 yılında şehrimize gelen 15 milyon turist ve 5 milyar doların üzerindeki tarımsal ihracat, bu başarıyı daha da somutlaştırıyor. Bunu da hak ettikleri ödüllerini alan girişimciler eliyle yaptı. Antalya’da tüccar ve sanayicilerimizi en iyi şekilde temsil eden Antalya TSO’muzla da ayrıca iftihar ediyorum. Antalya’nın marka şehri olmasında, ATSO’nun çalışmalarının çok büyük rolü olmuştur” ifadelerini kullandı. “Sen ayrı ben ayrı, etrafımızdaki ateş geliyor” Konuşmasında birlik vurgusu yapan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Orta Doğu’da ve Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaşa işaret etti. Hisarcıklıoğlu, “Kuzeyimizde ve güneyimizdeki savaşın ateşi giderek büyüyor, nereye gittiği belli olmayan bir dönemdeyiz. Bu sıkıntılı süreçte öncelikle birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz. Birbirimizi ötekileştirmeyelim, birbirinizi sevin. Farklı etnik kökenlerden olabiliriz, farklı mezheplerden olabiliriz, farklı siyasi görüşlerimiz olabilir ama insan olmanın özelliği birbirini sevmekten geçiyor. Kimseyi; fikrinden, görüşünden, inancından dolayı dışlamayalım. Birbirimizi sevelim ve saygı duyalım. Farklılıklarımızı ortaya getireceğiz, hep beraber tartışacağız, ortak akılda birleşeceğiz. Bunu yaparsak başarırız. Bunu gördüğüm tablolar da oluyor. Antalya’da çıkan yangınlarda hep beraber buradaydık, herkes bir olmuştu. Sen ayrı ben ayrı, etrafımızdaki ateş geliyor. Bu Cennet vatanda sıkıntıya girebiliriz. Onun için diyorum ki; Allah bize kalp vermiş sevgi için, ne olur birbirinizi sevin" dedi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de konuşmasına merhum Ali Bahar’ın salonda bulunan ailesine sabır dileyerek başladı. Böcek, “Antalyamız sadece turizmin değil tarımın ticaretin sanayinin ve teknolojinin de merkezi haline gelmiştir. Bu başarı, sizlerin de vizyonu cesareti ve azmi sayesinde gerçekleştirilmektedir. ATSO’nun dinamizmi, Antalya’yı ulusal ve uluslararası arenada bir marka şehir olma yolunda en önemli itici güçlerden birisidir” ifadelerini kullandı. “Antalya’mızdan ihraç edilen ürünlerin sayısı da miktarı da artıyor” Eski Dışişleri Bakanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu ise konuşmasında merhum Ali Bahar’ın hayata geçirdiği projeleri hatırlattı. Çavuşoğlu, Antalya’nın ihracat rakamlarına dikkat çekerek, şu ifadelere yer verdi: “Antalya’mız üretiyor. Sadece turizmde değil artık her alanda Antalya’mız üretiyor. Ürettikçe tüm Türkiye’ye de satıyor. İhracat da yapıyor, Antalya’mızdan ihraç edilen ürünlerin sayısı da miktarı da artıyor. Elde ettiğimiz gelir de artıyor. Tıpkı Antalya’ya gelen turist sayısında artış olduğu gibi ve turizmden elde ettiğimiz kişi başına gelirin arttığı gibi. Bu Antalyalı iş insanlarımızın başarısıdır. Elbette devletimiz de her zaman her sektörün yanında olmuştur. Olmaya da devam edecektir.” “Dünyadaki çatışmaların yüzde altmışı bizim etrafımızda” Çavuşoğlu, Türkiye çevresinde yaşanan savaşlara da değinerek, “Evet bugün etrafımıza baktığımız zaman kuzeyde Rusya ve Ukrayna Savaşı halen devam etmektedir. Türkiye olarak da ara buluculuk görevimizi farklı alanlarda her ne kadar ateşkesi sağlayamasak da devam ettiriyoruz. En son esir takasının Ankara’da yapılması da bunun bir göstergesi. Güneyimizde İsrail’in vahşeti, soykırım ve savaş suçu halen devam ediyor ve genişliyor. Tüm bu krizler, terör, diğer istikrarsızlıklar çatışmalar ki dünyadaki çatışmaların yüzde altmışı bizim etrafımızda. Bunlara rağmen ülkemiz bir istikrar adası olarak yoluna devam ediyor ve İsrail’in bu saldırganlığı sonucunda da bölgemizde gerilim arttı. Böyle bir dönemde dün bakanlarımızın sunumunu da dinledik. Ülkemizde sağduyunun hakim olması ve özellikle de siyasi partiler arasında da bir yumuşamanın olması ülkemizin hayrınadır. İş insanlarımıza da umut vermektedir. Yatırım yapmak isteyen iş insanlarımızla inşallah bu zorlu günlerden de hep beraber çıkacağız" dedi. Vali Hulusi Şahin, 2002 Valisinin mektubunu anlattı Antalya Valisi Hulusi Şahin ise Ali Bahar’ın vefatından sonra ailesiyle bir araya geldiğini ve izlenimlerini aktardı. Bahar’ı anmasının ardından Şahin, Cumhuriyetin yüzüncü yılından bir ay önce Antalya’da 2002 yılında görev yapan Valinin Cumhuriyet’in 100. Yılda görev yapacak olan Valiye yazdığı mektuba eriştiğini anlattı. Şahin, şu ifadelere yer verdi: “Bundan birkaç ay önce bir mektup aldım. Daha doğrusu 29 Ekim’den yüzüncü yıldan hemen bir ay kadar önce. Mektup 2002 yılından geliyordu. 2002 yılının Antalya Valisi Cumhuriyet’in yüzüncü yılının Antalya valisine bir mektup yazmış. O dönemdeki PTT’nin Cumhuriyet’in yüzüncü yılına mektup kampanyası çerçevesinde. Mektupta şu yazıyordu; Sayın Valim, biz Antalya’yı yirmi yıl sonrası için şöyle hayal ediyoruz. Tarımı böyle, ticareti şöyle, siyaseti böyle, sanayiyi şu şekilde, turizmi de böyle. “İnşallah o noktaya gelmişizdir.” Türkiye o Valimizin o dönem hayallerinin çok üzerinde rakamlara ulaşmıştı, Antalya onun hayalinin çok ötesine çıkmıştı. Türkiye müthiş bir ülke. Hayallerinizin de üzerinde başarılar elde eden ve büyümesini dev adımlarla yapan bir ülke. Antalya bunun en dinamik unsurlarından bir tanesi.” PTT’nin Cumhuriyet’in yüzüncü yılı için yaptığı mektup kampanyası çerçevesinde o dönem kendi kızına mektup yazdığını paylaşan Vali Şahin, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “PTT’nin kampanyasında ben de kendi kızıma bir mektup yazmıştım. Şöyle yazmışım, “Üç bin dolar milli gelirden 2500 dolar milli gelire indik, kızım sen nasıl bir ülkede yaşayacaksın, ben korkuyorum.” Şu an da 12 bin doları geçtik, 20 bin dolara doğru gidiyoruz. Ne olduk, nereye gidiyoruz? Kendimizi küçümsemeyelim. Gelecek bizimdir. Gelecek bu büyük milletindir. Gelecek Türkiye yüzyılıyla bizim olacaktır. Yeter ki birliğimizi ve benliğimizi bozmayalım.” Konuşmalar sonunda 142. Yıl Vergi ve Ali Bahar Özel Ödülleri sahiplerine takdim edildi. Ali Bahar Özel Ödülleri; Antalya Valisi Hulusi Şahin’e, AKTOB Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu’na ve İş İnsanı Veli Demir’e verildi. Törene; TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda davet katıldı.