POLİTİKA - 09 Ekim 2024 Çarşamba 21:07

Mevlüt Çavuşoğlu: "İsrail’in bu saldırganlığı sonucunda bölgemizde gerilim arttı"

A
A
A
Mevlüt Çavuşoğlu: "İsrail’in bu saldırganlığı sonucunda bölgemizde gerilim arttı"

AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, "Güneyimizde İsrail’in vahşeti, soykırım ve savaş suçu halen devam ediyor ve genişliyor. Tüm bu krizler, terör, diğer istikrarsızlıklar çatışmalar ki dünyadaki çatışmaların yüzde altmışı bizim etrafımızda. Bunlara rağmen ülkemiz bir istikrar adası olarak yoluna devam ediyor ve İsrail’in bu saldırganlığı sonucunda da bölgemizde gerilim arttı. Böyle bir dönemde dün bakanlarımızın sunumunu da dinledik. Ülkemizde sağduyunun hakim olması ve özellikle de siyasi partiler arasında da bir yumuşamanın olması ülkemizin hayrınadır" dedi.


ATSO 142. Yıl Vergi ve Ali Bahar Özel Ödülleri Töreni, ATSO Atatürk Konferans Salonu’nda yapıldı. Tören öncesi geçtiğimiz aylarda aramızdan ayrılan merhum Ali Bahar anısına Kemer Belediyesi orkestrası ve Antalya Üstün Kent Orkestrası’ndan çocuklar müzik aletleri eşliğinde şarkılar söyledi.



“Neredeyse her yıl bir Korkuteli şehrimize ekleniyor”


Törenin açılış konuşmasını yapan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya’nın sanayide, Ar-Ge’de, teknolojide ve turizmin her alanında büyümeye devam ettiğini dile getirdi. Hacısüleyman, “Antalya’nın ekonomik ve sosyal görünümüne göz atarsak; dünyanın doğrudan uçuşla en fazla turist alan 4. şehri, Türkiye örtü altı varlığında 1. ili, ekonomi açısından Türkiye’nin en büyük 6. ekonomisi, Türkiye GSYH’sinde aldığı pay yüzde 3,4, Türkiye’nin en hızlı büyüyen ili, Türkiye’nin ekonomik büyümesine en fazla katkıyı veren ikinci il, bankalarda en fazla mevduat tutulan 4. il, bankalardan en fazla kredi kullanılan 4. il, yabancılara konut satışında birinci sırada, iller arası rekabet sıralamasında 4.il olduğumuzu görmekteyiz. Son 20 yılda nüfusu en çok artan 3. İl olma özelliğine sahip olan Antalya, her yıl 60 bin kişiye daha ev sahipliği yapıyor. Neredeyse her yıl bir Korkuteli şehrimize ekleniyor. Bu rakamın 38 bini iç ve dış göç olarak gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.



“Konaklama vergisinin en azından yarısı yerel yönetim bütçelerine bırakılmalı”


ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya’nın turizmin başkenti olmasından duydukları memnuniyeti belirterek, konaklama vergisinden elde edilen gelirin yarısının yerel yönetimlere bırakılması gerektiğini ifade etti. Hacısüleyman, şu ifadelere yer verdi:


“Dünya Turizm Hareketi içinde beğenilen ve sevilen bir il olmaktan, Türkiye’nin turizm başkenti olmaktan çok mutluyuz ancak, ilave yüklerin de farkındayız. Bu çerçevede uygulanmakta olan konaklama vergisinden elde edilen gelirin en azından yarısı, gelirin elde edildiği illerin, yerel yönetim bütçelerine bırakılmalı ve turizmin getirdiği alt yapı ve üst yapı ile ilgili ilave yüklerin hafifletilmesinde, kullanılmalıdır. Antalya’nın hızla artan nüfusu, turizmin başkenti oluşu ve gelişen ekonomisi, işyeri planlamasında da, daha stratejik bir yaklaşımı gerekli kılıyor. Nüfusa dayalı işyeri planlaması, bölgelere göre doğru işyeri dağılımını sağlayacak ihtiyaç analizi yapılması, hem ticari altyapıyı güçlendirecektir, hem de şehrin dengeli büyümesine katkıda bulunarak, iş yeri enflasyonunu önleyecektir.”



“Su kaynakları sürdürülebilir şekilde yönetilmeli”


Hacısüleyman, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Antalya’yı birleştiren, Antalya’nın sesi olan, Türkiye’nin tamamına ışık tutan, yol gösteren bir kurum olarak çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti. Antalya’nın güçlü bir tarım merkezi olduğunun altını çizen Yusuf Hacısüleyman, Antalya’dan gerçekleştirilen tarım ürünleri ihracatının milyonlarca insanın ihtiyacını karşıladığını belirtti. Hacısüleyman, şöyle devam etti:


“Ancak, bu üretim gücü, su ve toprağın değerini bilmekle doğrudan ilişkili. Su ve toprak, hayatın temelidir; fakat her ikisinin de sonsuzmuş gibi kullanılmaması gerektiğini unutmamalıyız. Su kaynaklarımız ve toprağın verimliliği sınırlıdır ve bunların sürdürülebilir şekilde yönetilmesi, geleceğimizi güvence altına alacaktır.”


Konuşmasına merhum Ali Bahar’ı anarak başlayan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Antalya’nın sadece Akdeniz’in değil, dünya genelinde turizmin, ticaretin ve tarımın merkezi haline geldiğini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “2023 yılında şehrimize gelen 15 milyon turist ve 5 milyar doların üzerindeki tarımsal ihracat, bu başarıyı daha da somutlaştırıyor. Bunu da hak ettikleri ödüllerini alan girişimciler eliyle yaptı. Antalya’da tüccar ve sanayicilerimizi en iyi şekilde temsil eden Antalya TSO’muzla da ayrıca iftihar ediyorum. Antalya’nın marka şehri olmasında, ATSO’nun çalışmalarının çok büyük rolü olmuştur” ifadelerini kullandı.



“Sen ayrı ben ayrı, etrafımızdaki ateş geliyor”


Konuşmasında birlik vurgusu yapan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Orta Doğu’da ve Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaşa işaret etti. Hisarcıklıoğlu, “Kuzeyimizde ve güneyimizdeki savaşın ateşi giderek büyüyor, nereye gittiği belli olmayan bir dönemdeyiz. Bu sıkıntılı süreçte öncelikle birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz. Birbirimizi ötekileştirmeyelim, birbirinizi sevin. Farklı etnik kökenlerden olabiliriz, farklı mezheplerden olabiliriz, farklı siyasi görüşlerimiz olabilir ama insan olmanın özelliği birbirini sevmekten geçiyor. Kimseyi; fikrinden, görüşünden, inancından dolayı dışlamayalım. Birbirimizi sevelim ve saygı duyalım. Farklılıklarımızı ortaya getireceğiz, hep beraber tartışacağız, ortak akılda birleşeceğiz. Bunu yaparsak başarırız. Bunu gördüğüm tablolar da oluyor. Antalya’da çıkan yangınlarda hep beraber buradaydık, herkes bir olmuştu. Sen ayrı ben ayrı, etrafımızdaki ateş geliyor. Bu Cennet vatanda sıkıntıya girebiliriz. Onun için diyorum ki; Allah bize kalp vermiş sevgi için, ne olur birbirinizi sevin" dedi.


Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de konuşmasına merhum Ali Bahar’ın salonda bulunan ailesine sabır dileyerek başladı. Böcek, “Antalyamız sadece turizmin değil tarımın ticaretin sanayinin ve teknolojinin de merkezi haline gelmiştir. Bu başarı, sizlerin de vizyonu cesareti ve azmi sayesinde gerçekleştirilmektedir. ATSO’nun dinamizmi, Antalya’yı ulusal ve uluslararası arenada bir marka şehir olma yolunda en önemli itici güçlerden birisidir” ifadelerini kullandı.



“Antalya’mızdan ihraç edilen ürünlerin sayısı da miktarı da artıyor”


Eski Dışişleri Bakanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu ise konuşmasında merhum Ali Bahar’ın hayata geçirdiği projeleri hatırlattı. Çavuşoğlu, Antalya’nın ihracat rakamlarına dikkat çekerek, şu ifadelere yer verdi:


“Antalya’mız üretiyor. Sadece turizmde değil artık her alanda Antalya’mız üretiyor. Ürettikçe tüm Türkiye’ye de satıyor. İhracat da yapıyor, Antalya’mızdan ihraç edilen ürünlerin sayısı da miktarı da artıyor. Elde ettiğimiz gelir de artıyor. Tıpkı Antalya’ya gelen turist sayısında artış olduğu gibi ve turizmden elde ettiğimiz kişi başına gelirin arttığı gibi. Bu Antalyalı iş insanlarımızın başarısıdır. Elbette devletimiz de her zaman her sektörün yanında olmuştur. Olmaya da devam edecektir.”



“Dünyadaki çatışmaların yüzde altmışı bizim etrafımızda”


Çavuşoğlu, Türkiye çevresinde yaşanan savaşlara da değinerek, “Evet bugün etrafımıza baktığımız zaman kuzeyde Rusya ve Ukrayna Savaşı halen devam etmektedir. Türkiye olarak da ara buluculuk görevimizi farklı alanlarda her ne kadar ateşkesi sağlayamasak da devam ettiriyoruz. En son esir takasının Ankara’da yapılması da bunun bir göstergesi. Güneyimizde İsrail’in vahşeti, soykırım ve savaş suçu halen devam ediyor ve genişliyor. Tüm bu krizler, terör, diğer istikrarsızlıklar çatışmalar ki dünyadaki çatışmaların yüzde altmışı bizim etrafımızda. Bunlara rağmen ülkemiz bir istikrar adası olarak yoluna devam ediyor ve İsrail’in bu saldırganlığı sonucunda da bölgemizde gerilim arttı. Böyle bir dönemde dün bakanlarımızın sunumunu da dinledik. Ülkemizde sağduyunun hakim olması ve özellikle de siyasi partiler arasında da bir yumuşamanın olması ülkemizin hayrınadır. İş insanlarımıza da umut vermektedir. Yatırım yapmak isteyen iş insanlarımızla inşallah bu zorlu günlerden de hep beraber çıkacağız" dedi.



Vali Hulusi Şahin, 2002 Valisinin mektubunu anlattı


Antalya Valisi Hulusi Şahin ise Ali Bahar’ın vefatından sonra ailesiyle bir araya geldiğini ve izlenimlerini aktardı. Bahar’ı anmasının ardından Şahin, Cumhuriyetin yüzüncü yılından bir ay önce Antalya’da 2002 yılında görev yapan Valinin Cumhuriyet’in 100. Yılda görev yapacak olan Valiye yazdığı mektuba eriştiğini anlattı. Şahin, şu ifadelere yer verdi:


“Bundan birkaç ay önce bir mektup aldım. Daha doğrusu 29 Ekim’den yüzüncü yıldan hemen bir ay kadar önce. Mektup 2002 yılından geliyordu. 2002 yılının Antalya Valisi Cumhuriyet’in yüzüncü yılının Antalya valisine bir mektup yazmış. O dönemdeki PTT’nin Cumhuriyet’in yüzüncü yılına mektup kampanyası çerçevesinde. Mektupta şu yazıyordu; Sayın Valim, biz Antalya’yı yirmi yıl sonrası için şöyle hayal ediyoruz. Tarımı böyle, ticareti şöyle, siyaseti böyle, sanayiyi şu şekilde, turizmi de böyle. “İnşallah o noktaya gelmişizdir.” Türkiye o Valimizin o dönem hayallerinin çok üzerinde rakamlara ulaşmıştı, Antalya onun hayalinin çok ötesine çıkmıştı. Türkiye müthiş bir ülke. Hayallerinizin de üzerinde başarılar elde eden ve büyümesini dev adımlarla yapan bir ülke. Antalya bunun en dinamik unsurlarından bir tanesi.”


PTT’nin Cumhuriyet’in yüzüncü yılı için yaptığı mektup kampanyası çerçevesinde o dönem kendi kızına mektup yazdığını paylaşan Vali Şahin, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:


“PTT’nin kampanyasında ben de kendi kızıma bir mektup yazmıştım. Şöyle yazmışım, “Üç bin dolar milli gelirden 2500 dolar milli gelire indik, kızım sen nasıl bir ülkede yaşayacaksın, ben korkuyorum.” Şu an da 12 bin doları geçtik, 20 bin dolara doğru gidiyoruz. Ne olduk, nereye gidiyoruz? Kendimizi küçümsemeyelim. Gelecek bizimdir. Gelecek bu büyük milletindir. Gelecek Türkiye yüzyılıyla bizim olacaktır. Yeter ki birliğimizi ve benliğimizi bozmayalım.”


Konuşmalar sonunda 142. Yıl Vergi ve Ali Bahar Özel Ödülleri sahiplerine takdim edildi. Ali Bahar Özel Ödülleri; Antalya Valisi Hulusi Şahin’e, AKTOB Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu’na ve İş İnsanı Veli Demir’e verildi. Törene; TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda davet katıldı.



Mevlüt Çavuşoğlu: "İsrail’in bu saldırganlığı sonucunda bölgemizde gerilim arttı"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çocuklara ilaç vererek ailelerin cinsel istismarla suçlanmasını sağlayan FETÖ’cü profesörün yargılanmasına devam edildi İstanbul’da bir psikiyatri kliniğinde hayvanlarda kullanılan ilaçları çocuklara vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve yardım ettiği öne sürülen 5 diğer sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada beyanda bulunan mağdur çocuklardan D.A., “Meyve suyuma ilaç kattı. Pipetle toz ilaç çektiriyordu. Üşüyordum, ışıkları kapatıyordu. Ne dediğimi bilemiyordum, kendimi hissedemiyordum. Beni mecbur etti ve ben babama suç attım onun yüzünden. Ben böyle bir şey yapmak istemiyordum. Annemden, babamdan beni ayıracağını söyledi mecbur yaptım” dedi. İstanbul’da bir psikiyatri kliniğinde hayvanlarda kullanılan ilaçları çocuklara vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve yardım ettiği öne sürülen 5 diğer sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu ve eşi tutuksuz sanık Özgül Zoroğlu hazır bulundu. Duruşmaya bir kısım tutuksuz diğer sanıklar ile taraf avukatları ve müştekiler de katıldı. Duruşmaya Adli Görüşme Odası’ndan bağlanan ve sosyal hizmet uzmanı eşliğinde beyanda bulunan mağdur çocuk D.A., “İlk önce Süleyman, İnci, Ahmet, Zeynep. Hepsinden şikayetçiyim. Anneannemin yakın arkadaşı varmış. O söyledi bize Süleyman’ı. Gittiğimizde o beni annemle babamla tehdit etti. Bana baskı yaptı ‘baban seni taciz etti diyeceksin’ dedi. Beni dinlemiyordu ilaç veriyordu. Bir keresinde meyve suyuma ilaç kattı. Pipetle toz ilaç çektiriyordu. Üşüyordum, ışıkları kapatıyordu. Ne dediğimi bilemiyordum, kendimi hissedemiyordum. Beni mecbur etti ve ben babama suç attım onun yüzünden. Ben böyle bir şey yapmak istemiyordum. Annemden, babamdan beni ayıracağını söyledi mecbur yaptım. Şu an çok pişmanım. Bana ilaçlar verdi annemden saklamamı istedi. ‘Sen 16 yaşına geldiğinde seni annenden alıp bir ülkeye götüreceğim’ dedi. Çok korkmuştum annemden babamdan ayıracak diye. Ben mecbur kaldım babama suç atmaya. Benim arada yiyeceğime içeceğime ilaç katıyordu. Bir gaz varmış onu verecekmiş annemin ve babamın yemeğine katacakmışım. Anneme babama şiddet uygulamamı istedi. Annemin çıplak fotoğrafını çekmemi istedi. Bana Salih Zoroğlu iğne yaptı. Hatta iğneden korktuğumu söylemiştim. Onların yüzünden okulda hafızam gidiyor. Sanki silinmiş gibi oluyor. Hiç kimseyi hatırlamıyorum. Diyemedim anneme de söyleyemedim beni kurtar diyemedim. İlaçlardan hiçbir şeyi hatırlayamıyorum” dedi. “Biz başka bir çocuk için kendisini vakfetmekle suçlanıyoruz” Süleyman Salih Zoroğlu’nun tutuksuz olarak yargılanan eşi Özgül Zoroğlu ise, "Bu dava tamamen insanlık sorgulaması. Biz başka bir çocuk için kendisini vakfetmekle suçlanıyoruz ve mahkeme bizi bununla yargılıyor” dedi. “Ketamini kendi babamda, eşimde, çocuğumda, kedimde kullandım” Tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu ise, ketaminin çok faydalı bir ilaç olduğunu ileri sürerek, "Kendi babamda, eşimde, çocuğumda, kedimde kullandım. Ben yaşı başı ileri insanım. Kalp hastalığım var şeker hastalığım var. Çok ciddi zorluk yaşıyorum. Ev hapsine alınmamı tahliye ediyorum” şeklinde savunma yaptı. Ara kararını açıklayan mahkeme, Süleyman Salih Zoroğlu’nun tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 20 müşteki aile ve 21 mağdur çocuğun beyanlarının alındığı belirtilmişti. İddianamede, yaşları 7 ile 18 arasında değişen 21 mağdur çocuğun ve ebeveynlerinin alınan beyanlarına, mağdur çocuklarla ilişkili seans kayıtlarına, ailelere gönderilen mesaj içeriklerine de yer verilmişti. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun mağdurlara teşhis koyarak seanslar sırasında Ketamin maddesi verdiği, cinsel içerikli sorular yönelttiği, bedensel ve ruhsal yönden sağlıklarının bozulmasına neden olduğu, ailenin çeşitli üyelerini istismarla suçlayarak maddi talepler içeren tehditvari girişimlerde bulunduğu, çocukları kendi tutacağı bir eve yerleştirmeye ve yurt dışına göndermeye çalıştığı yönündeki beyanlarla şikayetçi olunduğu anlatılmıştı. Sanık Zoroğlu’nun klinik ve ev adreslerinde ele geçirilen maddeler üzerinde Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme ve analizler neticesinde Ketamin ve Ketamin bulaşıklı madde ve materyaller tespit edildiği de iddianamede açıklanmıştı. İddianamede sanık Zoroğlu’nun mağdur çocuklara yönelttiği kapalı uçlu soruları, hasta mahremiyetini ihlal edici uygulamaları, ebeveynlere yönelik düşmanca ifadeleri, intihar girişimlerine ilişkin pozitif pekiştirgeçlerinin temel mesleki ve etik ilkelere aykırı olduğu, eylemlerinin çocuğun duygusal istismarı kapsamında değerlendirilebileceği ifade edilmişti. İddianamede mağdur çocukların hiçbirinin kliniğe cinsel istismar iddiası/şüphesi/ihtimaline bağlı bir travma sebebiyle gitmediği de belirtilmişti. Sanık Süleyman Salih Zoroğlu’nun tüm vakalara, öykülerinde bir cinsel istismar olmamasına karşın hızlıca Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) / Disosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) teşhisi koyduğu da belirtildi. Başlangıçta bizzat çocukların direnç göstererek istismara uğramadıklarını, müracaat sebeplerinin bu olmadığını doktora anlatmaya çalıştığı ancak Zoroğlu’nun ensesti "Allah’ın verdiği özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını" iddia ettiği iddianamede kaydedilmişti. Zoroğlu’nun dosya mağduru çocukların pek çoğunu okullarını bırakmaya, ailelerinden ayrılarak oluşturacağı evlerde kalmaya, pasaport çıkarıp yurt dışına gitmeye ikna etmeye çalıştığının tespitine de iddianamede yer verildi. Sanık Zoroğlu’nun bu noktada mağdurların ailelerinden şantaj yoluyla temin edeceği paraları kullanmayı planladığı, yurtdışındaki temel bağlantı noktasının da firari durumdaki FETÖ şüphelisi ablasının olduğunu ikrar ettiği iddianamede kaydedilmişti. Zoroğlu’nun mağdur çocukların bir bölümüne çeşitli zehirleyici maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunulduğu, çocuğun bu maddeleri kullanması halinde otopside tespit yapılamayacağını söyleyerek suç işleme kararlılıklarını arttırmaya çalıştığı da belirlenmişti. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun 21 kez “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama”, 21 kez “Eziyet”, 4 kez “İftira”, 2 kez “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma”, 2 kez “Şantaj”, 2 kez “Uyuşturucu Madde Kullanımını Özendirme”, 1 kez “Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme” 1 kez “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etme” suçlarından toplam 96 yıldan 972 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan Zoroğlu’na yardım ettiği öne sürülen diğer 5 sanık hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti.
Mardin Mardin’de 4 günlük etkinlik yasağı Mardin Valiliği, kent genelinde her türlü toplanma, basın açıklaması, miting yapma, yürüyüş gibi etkinliklerin 4 gün süreyle yasaklandığını bildirdi. Valilikten yapılan açıklamada, "Cumhuriyetin temel nitelikleri, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü, millî güvenlik, kamu düzeninin sağlanması, Anayasamızda ve kanunlarda öngörülen sınırlandırma ve yasaklama şartlarını doğrudan ve açıkça oluşturduğu değerlendirilen eylemler ile saldırı olaylarının önüne geçmek, terör eylemlerinin ve suç işlenmesinin önlenmesi, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, meydana gelebilecek muhtemel provokasyonların ve yaşanması muhtemel toplumsal olayların önlenmesi amacıyla açık alanlarda yapılmak istenilen toplanma, her türlü açık hava toplantıları ve kapalı yer toplantıları, miting, yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma/nöbet eylemi stant açma, çadır kurma, dron çekim faaliyetleri, anket yapılması, bildiri/broşür dağıtma, afiş/pankart asma gibi her türlü eylem/etkinliklere katılmak amacıyla, diğer illerden geldiği anlaşılan şahıs/araçların ilimiz sınırına girişleri; ilimizden hareket ettiği anlaşılan şahıs/araçların il sınırlarımızdan çıkışları; ayrıca, bu kapsamda, başka illerden gelerek belirtilen eylem/etkinliklere katılmak maksadıyla ilimizden başka illere yapılacak geçişler için ilimiz güzergâhının kullanılmasının; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. Maddeleri ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. Maddesi hükümleri gereğince; Valilik ve Kaymakamlık makamlarının uygun göreceği etkinlikler hariç olmak üzere, Mardin il sınırları içerisinde (il merkezi, ilçeler, polis ve jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı) 10 Ekim 2024 Perşembe günü saat 08.00’dan 14 Ekim 2024 Pazartesi günü saat 08.00’ a kadar 4 gün süre ile yasaklanmış" denildi.
İzmir Gören: “Taraftarlarımız bizi müthiş desteklediler, onların da yardımıyla bugün kazandık” Aliağa Petkimspor Başantrenörü Burak Gören, Filou Oostende galibiyetinin ardından, "Kulüp olarak her geçen yıl daha da gelişiyoruz, bu akşam muhteşem taraftarlarımızın önünde tarihimizin Avrupa kupalarındaki ilk iç saha maçını oynadık" dedi. Avrupa FIBA Şampiyonlar Ligi B Grubu’nda mücadele eden Aliağa Petkimspor ikinci maçında evinde ağırladığı Belçika temsilcisi Filou Oostende’yi 77-74 skorla yendi. Maçın ardından Aliağa Petkimspor Başantrenör Burak Gören, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Gören, “İlk olarak maçtan önce kulübümüz hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Bu kulübümüz için tarihi bir maçtı, tarihimizin Avrupa kupalarındaki ilk iç saha maçını oynadık. Bu yüzden maçtan önce hepimizin duygu yoğunluğu çok yüksekti. Kulüp olarak her geçen yıl daha da gelişiyoruz, bu akşam muhteşem taraftarlarımızın önünde tarihimizin Avrupa kupalarındaki ilk iç saha maçını oynadık. Taraftarlarımız bizi müthiş desteklediler, onların da yardımıyla bugün kazandık. Rakibimiz Oostende’ye ve koçları Dario Gjergja’ya çok büyük saygı duyuyorum. Yıllardır Şampiyonlar Ligi’nde oynuyorlar, çok iyi işleyen bir sistemleri var. Bu yüzden onlara büyük saygı duyuyorum. Bugün maçı iki taraf da kazanabilirdi. 11 kere skor eşitlendi, 12 kere ise üstünlük el değiştirdi. 10 serbest atış kaçırdık, bizim için gerçekten çok zor bir maçtı. Rakibimizin hakkını teslim etmemiz gerek, çok iyi savunma yaptılar ve çoğu kez bizi durdurdular. Kazandığımız için çok mutluyum, ileriye doğru büyük bir adım attık. Üst üste ikinci maçımızı kazandık, Şampiyonlar Ligi’ne harika bir başlangıç yaptık. İlk kez katıldığımız bir organizasyonda iki maçımızı da kazandık, bu yüzden çok mutluyuz. Oyuncularımı, ekibimi ve taraftarlarımızı kutlarım” ifadelerini kullandı.