ASAYİŞ - 09 Ekim 2024 Çarşamba 22:45

Çocuklara ilaç vererek ailelerin cinsel istismarla suçlanmasını sağlayan FETÖ’cü profesörün yargılanmasına devam edildi

A
A
A
Çocuklara ilaç vererek ailelerin cinsel istismarla suçlanmasını sağlayan FETÖ’cü profesörün yargılanmasına devam edildi

İstanbul’da bir psikiyatri kliniğinde hayvanlarda kullanılan ilaçları çocuklara vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve yardım ettiği öne sürülen 5 diğer sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada beyanda bulunan mağdur çocuklardan D.A., “Meyve suyuma ilaç kattı. Pipetle toz ilaç çektiriyordu. Üşüyordum, ışıkları kapatıyordu. Ne dediğimi bilemiyordum, kendimi hissedemiyordum. Beni mecbur etti ve ben babama suç attım onun yüzünden. Ben böyle bir şey yapmak istemiyordum. Annemden, babamdan beni ayıracağını söyledi mecbur yaptım” dedi.


İstanbul’da bir psikiyatri kliniğinde hayvanlarda kullanılan ilaçları çocuklara vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve yardım ettiği öne sürülen 5 diğer sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu ve eşi tutuksuz sanık Özgül Zoroğlu hazır bulundu. Duruşmaya bir kısım tutuksuz diğer sanıklar ile taraf avukatları ve müştekiler de katıldı.


Duruşmaya Adli Görüşme Odası’ndan bağlanan ve sosyal hizmet uzmanı eşliğinde beyanda bulunan mağdur çocuk D.A., “İlk önce Süleyman, İnci, Ahmet, Zeynep. Hepsinden şikayetçiyim. Anneannemin yakın arkadaşı varmış. O söyledi bize Süleyman’ı. Gittiğimizde o beni annemle babamla tehdit etti. Bana baskı yaptı ‘baban seni taciz etti diyeceksin’ dedi. Beni dinlemiyordu ilaç veriyordu. Bir keresinde meyve suyuma ilaç kattı. Pipetle toz ilaç çektiriyordu. Üşüyordum, ışıkları kapatıyordu. Ne dediğimi bilemiyordum, kendimi hissedemiyordum. Beni mecbur etti ve ben babama suç attım onun yüzünden. Ben böyle bir şey yapmak istemiyordum. Annemden, babamdan beni ayıracağını söyledi mecbur yaptım. Şu an çok pişmanım. Bana ilaçlar verdi annemden saklamamı istedi. ‘Sen 16 yaşına geldiğinde seni annenden alıp bir ülkeye götüreceğim’ dedi. Çok korkmuştum annemden babamdan ayıracak diye. Ben mecbur kaldım babama suç atmaya. Benim arada yiyeceğime içeceğime ilaç katıyordu. Bir gaz varmış onu verecekmiş annemin ve babamın yemeğine katacakmışım. Anneme babama şiddet uygulamamı istedi. Annemin çıplak fotoğrafını çekmemi istedi. Bana Salih Zoroğlu iğne yaptı. Hatta iğneden korktuğumu söylemiştim. Onların yüzünden okulda hafızam gidiyor. Sanki silinmiş gibi oluyor. Hiç kimseyi hatırlamıyorum. Diyemedim anneme de söyleyemedim beni kurtar diyemedim. İlaçlardan hiçbir şeyi hatırlayamıyorum” dedi.



“Biz başka bir çocuk için kendisini vakfetmekle suçlanıyoruz”


Süleyman Salih Zoroğlu’nun tutuksuz olarak yargılanan eşi Özgül Zoroğlu ise, "Bu dava tamamen insanlık sorgulaması. Biz başka bir çocuk için kendisini vakfetmekle suçlanıyoruz ve mahkeme bizi bununla yargılıyor” dedi.



“Ketamini kendi babamda, eşimde, çocuğumda, kedimde kullandım”


Tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu ise, ketaminin çok faydalı bir ilaç olduğunu ileri sürerek, "Kendi babamda, eşimde, çocuğumda, kedimde kullandım. Ben yaşı başı ileri insanım. Kalp hastalığım var şeker hastalığım var. Çok ciddi zorluk yaşıyorum. Ev hapsine alınmamı tahliye ediyorum” şeklinde savunma yaptı.


Ara kararını açıklayan mahkeme, Süleyman Salih Zoroğlu’nun tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.



İddianameden


Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 20 müşteki aile ve 21 mağdur çocuğun beyanlarının alındığı belirtilmişti. İddianamede, yaşları 7 ile 18 arasında değişen 21 mağdur çocuğun ve ebeveynlerinin alınan beyanlarına, mağdur çocuklarla ilişkili seans kayıtlarına, ailelere gönderilen mesaj içeriklerine de yer verilmişti. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun mağdurlara teşhis koyarak seanslar sırasında Ketamin maddesi verdiği, cinsel içerikli sorular yönelttiği, bedensel ve ruhsal yönden sağlıklarının bozulmasına neden olduğu, ailenin çeşitli üyelerini istismarla suçlayarak maddi talepler içeren tehditvari girişimlerde bulunduğu, çocukları kendi tutacağı bir eve yerleştirmeye ve yurt dışına göndermeye çalıştığı yönündeki beyanlarla şikayetçi olunduğu anlatılmıştı. Sanık Zoroğlu’nun klinik ve ev adreslerinde ele geçirilen maddeler üzerinde Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme ve analizler neticesinde Ketamin ve Ketamin bulaşıklı madde ve materyaller tespit edildiği de iddianamede açıklanmıştı. İddianamede sanık Zoroğlu’nun mağdur çocuklara yönelttiği kapalı uçlu soruları, hasta mahremiyetini ihlal edici uygulamaları, ebeveynlere yönelik düşmanca ifadeleri, intihar girişimlerine ilişkin pozitif pekiştirgeçlerinin temel mesleki ve etik ilkelere aykırı olduğu, eylemlerinin çocuğun duygusal istismarı kapsamında değerlendirilebileceği ifade edilmişti. İddianamede mağdur çocukların hiçbirinin kliniğe cinsel istismar iddiası/şüphesi/ihtimaline bağlı bir travma sebebiyle gitmediği de belirtilmişti. Sanık Süleyman Salih Zoroğlu’nun tüm vakalara, öykülerinde bir cinsel istismar olmamasına karşın hızlıca Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) / Disosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) teşhisi koyduğu da belirtildi. Başlangıçta bizzat çocukların direnç göstererek istismara uğramadıklarını, müracaat sebeplerinin bu olmadığını doktora anlatmaya çalıştığı ancak Zoroğlu’nun ensesti "Allah’ın verdiği özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını" iddia ettiği iddianamede kaydedilmişti. Zoroğlu’nun dosya mağduru çocukların pek çoğunu okullarını bırakmaya, ailelerinden ayrılarak oluşturacağı evlerde kalmaya, pasaport çıkarıp yurt dışına gitmeye ikna etmeye çalıştığının tespitine de iddianamede yer verildi. Sanık Zoroğlu’nun bu noktada mağdurların ailelerinden şantaj yoluyla temin edeceği paraları kullanmayı planladığı, yurtdışındaki temel bağlantı noktasının da firari durumdaki FETÖ şüphelisi ablasının olduğunu ikrar ettiği iddianamede kaydedilmişti. Zoroğlu’nun mağdur çocukların bir bölümüne çeşitli zehirleyici maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunulduğu, çocuğun bu maddeleri kullanması halinde otopside tespit yapılamayacağını söyleyerek suç işleme kararlılıklarını arttırmaya çalıştığı da belirlenmişti. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun 21 kez “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama”, 21 kez “Eziyet”, 4 kez “İftira”, 2 kez “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma”, 2 kez “Şantaj”, 2 kez “Uyuşturucu Madde Kullanımını Özendirme”, 1 kez “Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme” 1 kez “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etme” suçlarından toplam 96 yıldan 972 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan Zoroğlu’na yardım ettiği öne sürülen diğer 5 sanık hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Bitlis’te tüm etkinlikler 5 gün süreyle yasaklandı Bitlis Valiliğinden yapılan açıklamada, il genelinde tüm etkinliklerin 5 gün süreyle yasaklandığı belirtildi. Yapılan yazılı açıklamada, kent genelinde bu geceden itibaren 14.10.2024 saat 23.59’a kadar tüm etkinliklerin 5 gün süre yasaklandığı bildirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi. “Ülke gündemini meşgul eden ve tüm dünyada yaşanan olaylar/gelişmeler ile ilgili birçok yerde olduğu gibi, ilimizde de bazı siyasi parti, sendika, dernek gibi sivil toplum kuruluşlarınca ve gerçek kişilerce, belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu oluşturmak suretiyle o konuyu benimsetmek için, demokratik toplum düzeninin vazgeçilmez hak arama yöntemlerinden olan, basın açıklaması, açık yer toplantısı, gösteri yürüyüşü, stant açma, toplu olarak el ilanı/broşür dağıtma vb. şekillerde eylem/etkinlikler düzenlendiği, yine bu eylem etkinliklerin, terör örgütlerince ve sol/marjinal/provokatif gruplarca bir eylem biçimi olarak sık sık kullanılmaya çalışıldığı görülmektedir. Terör örgütlerine müzahir paylaşımları sebebiyle Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin, 29.06.2018 tarih ve 2018/5133 D. İş sayılı kararıyla Türkiye’den erişimi engellenen, Hollanda merkezli Fırat Haber Ajansı, (ANF) isimli -sözde- haber sitesinde toplumu kargaşa ve kaos ortamına sürükleme çabası içerisinde olan paylaşımlar yapıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca ülke gündemindeki olaylar ile ilgili, PKK/KCK terör örgütünün çağrıları dahilinde 9 Ekim tarihi bahane gösterilerek, bu tarihten itibaren ilimizdeki teröre müzahir yapıların yaygın illegal eylemler yapabileceği, terör örgütleri sempatizanları, marjinal ve radikal gruplar tarafından bu olayları protesto etmek amacıyla ilimiz genelinde izinsiz gösteri yürüyüşü, protesto eylemi, oturma eylemi ve şiddet içerikli sokak eylemlerinin meydana gelebileceği, bu eylem ve etkinlikler nedeniyle kamu düzeni ve güvenliğinin tehlikeye düşebileceği, bu eylemlerde toplumun bir kesiminin sinir uçları tabir edilen hassas noktalarına hakaret, aşağılayıcı ifadeler veya içeriklerde bulunularak toplumsal çatışma çıkarılmak istenebileceği değerlendirilmiştir. Bu itibarla; eylemler ile saldırı olaylarının önüne geçmek, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliklerini sağlamak, terör örgütlerinin planlarını bertaraf etmek ve bu fikirde, milli güvenliğin sağlanması, kamu düzeni ve genel sağlığın korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, temel hak ve özgürlükler ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin ve genel asayişin devamının temini ile şiddet olaylarının yaygınlaşmasının önlenmesi amacıyla; Bitlis coğrafi sınırları içerisinde 10/10/2024 tarihini saat 00.01’den 14/10/2024 tarihi saat 23.59’a kadar (5) gün süre ile; Valilik ve Kaymakamlık makamlarınca uygun görülenler hariç olmak üzere, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümlerine göre düzenlenecek gösteri yürüyüşü, açık hava toplantıları ve kapalı yer toplantılarının 2911 Sayılı Kanun’un ilgili hükümlerine istinaden yasaklanması, Valilik ve Kaymakamlık makamlarınca uygun görülenler hariç olmak üzere, basın açıklaması, oturma eylemi ve anket yapılması, çadır ve stant kurulması/açılması, imza kampanyası düzenlenmesi, bildiri, broşür ve el ilanı dağıtılması ve her türlü protesto eylemi şeklindeki faaliyetlerin de 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. Maddesinin (a) ve (c) fıkra hükümleri gereğince belirtilen tarihler arasında yasaklanması, yine yukarıda belirtilen tarihler arasında, ilçelerimizden veya çevre illerden bireysel veya toplu olarak veya ilimiz güzergâhını kullanarak, başta yukarıda belirtilen örgütsel çağrılarda bahsedilen konu ve benzer konulara ilişkin her türlü kanuna aykırı eylem/etkinliklere katılım sağlanmasının önlenmesi amacıyla, kanuna aykırı eylem/etkinliklere katılması muhtemel şahıs/şahıslar/grup/grupların 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11. Maddesinin (c) fıkra hükümleri gereğince, ilimiz ve ilçelerimize girişlerine, buralardan bireysel veya toplu olarak çıkışlarına izin verilmemesine karar verilmiştir” denildi.
Bitlis Ahlat’ta araştırmacı yazar Hayati İnanç söyleşisi yoğun ilgi gördü Bitlis’in Ahlat Belediyesi tarafından düzenlenen programa katılarak söyleşi yapan araştırmacı yazar Hayati İnanç ilçe halkından büyük ilgi gördü. Ahlat Belediyesi ‘Kubbetü’l İslam Ahlat Konferansları’ serisini başlattı. Düzenlenen program dahilinde konferansların ilki araştırmacı yazar Hayati İnanç tarafından verildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi Ertuğrul Gazi konferans salonunda düzenlenen programa Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, AK Parti Bitlis İl Başkanı Kadir Köstekçi, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Ahlat Belediyesi olarak ‘Kubbetü’l İslam Ahlat Konferansları’ serisini başlattıklarını söyledi. Amaçlarının toplumun istifade edebileceği konular hakkında konferanslar vermeyi planladıklarını söyleyen Gülmez, her ay planlı bir şekilde bu konferansları düzenleyeceklerini söyledi. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Ahmet Karakaya da, “Hayati İnanç hocamız hem ses tonuyla hem şiire olan hakimiyetiyle hem önemli bir medeniyet tasavvuruna sahip olmasıyla gönüllerde yer edilmiş kıymetli bir hocamız. İnşallah sizler de bu güzel sohbetten istifade edeceksiniz eminim. Sözün gücüne inanan bir milletiz, biz inanan bir ümmetiz. Hayati hocamız da şiiri birkaç dizeyle belki onlarca yüzlerce sayfayla anlatılabilecek konuları gözler önüne seren zihinlere nakşeden çok kıymetli bir hocamız. Kendisini defalarca dinleme imkanı bulmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bu çerçevede son yıllarda Bitlis ilimizin ve Ahlat ilçemizin gelişim trendine baktığımızda gerçekten Türk İslam kültürünün Anadolu’daki başlangıcı olan çok kıymetli güzide bir yer. İşte bu tarz programlarla ben inanıyorum ki Ahlatlı hemşehrilerimiz de zihinsel olarak Ahlat’ın bu gelişimine ayak uyduracaklardır. Ben tekrar Hayati İnanç hocamıza ilçemize ilimize hoş geldiniz şeref verdiniz diyorum. Belediye başkanımıza ve ekibine bu güzel program için tebriklerimi ifade ediyorum” dedi. Konuşmaların ardından araştırmacı yazar Hayati İnanç katılımcılara tavsiyelerde bulunurken, kendi hatıralarını ve tecrübelerini de dinleyicilerle paylaştı. Konferans sonunda Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, araştırmacı yazar Hayati İnanç’a günün anısına Ahlat nastonu hediye etti.
Bitlis Bakan Yardımcısı Eminoğlu, Ahlat’ta gençlerle buluştu Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Enes Eminoğlu, Bitlis’in Ahlat ilçesinde TÜBİTAK Bilim ve Fizik Kampı’na katılan öğrencilerle bir araya geldi. Bakan Yardımcısı Enes Eminoğlu, Ahlat Gençlik Kampı’nda 3 gün sürecek olan TÜBİTAK Bilim Kampı’na Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Erzurum ve Van’dan katılan 82 öğrenci ile buluştu. Düzenlenen programda konuşan Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, “Biz Türkiye olarak herhangi bir ülke değiliz. Biz iddialı bir ülkeyiz, biz Alperen medeniyetinin temsilcisi olan bir ülkeyiz. Dolayısıyla gençlerimizin en iyi şekilde yetişmesi, hem 86 milyon Türkiye Cumhuriyeti devleti için hem de tüm mazlum milletler için gönül coğrafyamız için çok önemli. İşte biz ne kadar güçlenirsek Bosna’daki zulümler olmaz. Doğu Türkistan’da, Gazze’deki, Filistin’deki zulümler olmaz. Biz dur diyebiliriz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi biz sadece kalbimizde buğuz ediyorduk. Şimdi çok şükür dilimizle zalime dur, zulme hayır diyoruz. İnşallah gün gelecek elimizde dur diyebilecek noktaya geleceğiz. Bu işte sayın bakanımızın da ifade ettiği gibi gençlerimizi iyi yetişmesiyle olacak. Spor, sanat kültürel alanlardaki Türk kültürü, İslam kültürü bu alanda dünyada muazzam bir zenginlik gözler önüne seriyor. Bir alanda mutlaka kendinizi geliştirin. Bu sizi çok daha kıymetli bir noktaya taşır sizi daha zenginleştirir ve hayatınızı daha renkli hale getirir. Bunun için bunu da mutlaka önemsiyoruz. Eğitim sistemimizde gençlerimizin yetişmesinde bu da önemli. Biz gençlerimizin milli ve manevi değerlere sahip bireyler olarak yetişmesini istiyoruz. Siz ne kadar başarılı olursanız olun. Eğer köklerinizden bir haberseniz ya da köklerinizle barışık değilseniz emin olun mutlu olma ihtimalimiz yok. Çünkü köksüz bir ağaç ne kadar güzel olursa olsun zaman içinde kurur. Kendini kötü edecek, kendini işte geliştirecek alan bulamazsınız. Hem de kendi ülkesine, çıktığı topraklara faydası olmaz. Dolayısıyla biz gençlerimizin bu manevi değerlere sahip çıkmasını o çerçevede yetişmesini yürekten istiyoruz. Hiçbir zaman bir kompleks içerisinde olmayın. Türk İslam medeniyeti dünyadaki en kıymetli medeniyetlerden birisidir. Dünyada güçlü olduğu zaman ilahi kelimatullah hareket etmiş ve her zaman mazlumun yanında olmuştur. Asla sökülmemiştir. Biz güçlü olduğumuz zaman haklı olan güçlü olur, gariban olan güçlü olur. Dolayısıyla biz gençlerimizi bu üç alanda en yüksekte yetişmesini çok arz ediyoruz. İşte bu gençlik kamplarında ziyadesiyle bu üç alana hizmet verebiliyor. Elbette eksikler vardır. Ama bu eksikler geliştirilecek. 1000 yıl öncede de bizimdir. 100 yıl öncede bizimdir. Eksiğiyle fazlasıyla 20 yıl öncemiz de bizimdir. Bugün de bizimdir. Biz büyük bir milletiz, büyük bir devletin devamıyız. Şu an ülkemiz, Devletimiz askeri uçak üretme aşamasına geldi. İHA’larla, SİHA’larla hem stratejik olarak hem de ekonomik olarak çok önemli bir noktaya ulaşıldı. Tabi ki eksiklerimiz var. Yerli otomobilimizi yaptık. Açık söyleyeyim. Bizim gençliğimizde bunu konuştuğumuzda biz kendimiz inanmıyorduk. Çok şükür. Bunlar gerçekleşti. Eksiklerimiz var. Onları da tamamlayacağız. Bizlerin tamamlayamadığını siz sevgili gençlerimiz tamamlayacak. Bu ülke mazlumlara umut olacak güce Allah’ın izniyle ulaşacak. Sizlere ve devletimizin büyüklerine güveniyoruz. Siz de lütfen hem kendinize güvenin hem de kendinizi sevin. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görelim ve daha çok çalışalım. Göreceksiniz bu yüzyıl Türkiye yüzyılı olacak” dedi. Daha sonra konuşan Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Enes Eminoğlu, bu kamp alanlarının Türkiye’deki gençlere sonuna kadar açık olduğunu belirterek, “Bu sene sadece 300 bin gencimizi kamplarımızda misafir etmeyi planladık ve bugüne kadar da 200 bin genci misafir ettik. Bir taraftan yine bakanlığımıza ait gençlik merkezlerimiz var. Bu merkezlerimiz tamamen sizler için tasarlanmış. Üniversiteye gittiğiniz zaman üniversitelerdeki genç ofislerimiz var. KYK yurtlarımız var. Yani birçok imkanlar var. Buraların hepsi sizin için arkadaşlar yani bunları iyi bilin. Bizim amacımız şu 81 vilayetimizdeki bütün gençlerimiz doğudan batıdan kuzeyden güneyden her birine bu imkanların sonuna kadar sunmak ve bütün gençlerimizin bu imkanlardan istifade edip kendisini geliştirmesini sağlamak. Siz şu anda çok önemli bir kırılma noktasındasınız. Lise bitmek üzere ve üniversiteye geçiş yapacaksınız. Çok kıymetli zamanlar. Ne kadar kendinizi geliştirebilirseniz, ne kadar entelektüel bilgi, birikiminizi arttırabilirseniz, kendinizi dil anlamında, sosyal anlamda, sanatsal anlamda, iletişim anlamında kendinizi geliştirebilirseniz o kadar size bunlar geri gelecektir” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından program soru cevap şeklinde devam etti. Ardından Bakan Yardımcısı Eminoğlu’na hediye takdim edilmesi ve toplu fotoğraf çekilmesiyle birlikte program sona erdi. Gençlik buluşmasına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Bitlis Gençlik ve Spor İl Müdürü Bilal Elkatmış ile Muş Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet Arif Taşdemir katıldı.
Şanlıurfa Şanlıurfa’da heyelan paniği Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde 2019 ve 2021 yılında 3 kişinin yaralandığı heyelanların yaşandığı bölgedeki dağdan kopan taşlar paniğe neden oldu. Şanlıurfa’nın Birecik ilçesine bağlı sahil yolunda 13 Mayıs 2019 ile 29 Ağustos 2021’de iki ayrı heyelan meydana geldi. İlk heyelanda yaralanan olmazken 2021 yılında yaşanan heyelanda dağdan kopan dev kaya parçaları seyir halindeki 2 aracın üzerine düştü. Yaşanan olayda 3 kişi yaralandı. Aynı bölgede üçüncü heyelan Yaşanan heyelanların ardından harekete geçen yetkililer, sahil yolu boyunca dağda çalışma yaparak tehlike oluşturan bölgedeki eğimi azalttı. Henüz çalışmanın yapılmadığı bölgede gece saatlerinde yeniden heyelan yaşandı. Dağdan kopan dev kaya parçaları yola düştü. Trafiğin yoğun olduğu yolda şans eseri yaralanan olmazken bir araçta maddi hasar oluştuğu, bazı araçların ise heyelandan son anda kurtulduğu belirtildi. Bölgeye çok sayıda ekip sevk edildi Yaşanan olay sonrası bölgeye itfaiye, polis, jandarma ekipleri ile belediye ve kaymakamlık görevlileri sevk edildi. Trafik polisleri ile jandarma ekipleri yolun güvenliğini sağlarken belediye ve kaymakamlığa ait iş makineleri ise kayaları yoldan kaldırıp kenara attı. Yol trafiğe kapatıldı Olayın yaşandığı bölgeye giderek incelemede bulunan Birecik Kaymakamı Mustafa Gürbüz, yeni bir tehlikenin yaşanmaması için yolu trafiğe kapattırdı. Güzergahı kullanan sürücüler, alternatif ulaşım yollarına yönlendirildi.