EKONOMİ - 24 Mayıs 2021 Pazartesi 20:16

Bayraktar TB2 SİHA’lar Avrupa Birliği semalarında uçacak

A
A
A
Bayraktar TB2 SİHA’lar Avrupa Birliği semalarında uçacak

Türkiye’nin milli ve özgün SİHA’sı Bayraktar TB2, Polonya’ya ihraç edilecek.

Türkiye’nin milli ve özgün SİHA’sı Bayraktar TB2, Polonya’ya ihraç edilecek. İhracata yönelik anlaşma Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Sebastian Duda’nın nezdinde Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve Polonya Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak tarafından imzalandı.



Türkiye’nin milli ve özgün SİHA’sı Bayraktar TB2, Polonya’ya ihraç edilecek. İhracata yönelik anlaşma Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Sebastian Duda’nın nezdinde Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve Polonya Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak tarafından imzalandı. Türk havacılık tarihinde önemli başarılara imza atan Bayraktar TB2 SİHA’lar, Ukrayna, Katar ve Azerbaycan’dan sonra Polonya semalarında uçacak. Böylece Türkiye ilk defa NATO ve Avrupa Birliği (AB) üyesi bir ülkeye yüksek teknoloji içeren SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) ihraç edileceği belirtildi.



24 adet Bayraktar TB2 SİHA ihraç edilecek


Polonya ile yapılan anlaşma kapsamında Türkiye’den ihraç edilecek 4 sistemin içinde 24 adet Bayraktar TB2 SİHA ile birlikte yer kontrol istasyonları (YKİ) ve yer veri terminalleri (YVT) yer alacak. Bunun yanı sıra Polonya’ya milli SİHA’larda kullanılan ve Roketsan tarafından milli olarak geliştirilen MAM-C ve MAM-L mini akıllı mühimmatları da ihraç edilecek. Bayraktar TB2, 320 bin saat başarılı uçuşu da geride bıraktı. Milli SİHA’lar gökyüzünde en uzun süre görev yapan milli hava aracı ünvanını da taşımaya devam ettiği belirtildi.



180 SİHA görevde


Bayraktar TB2 SİHA’lar ilk olarak 2014 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) envanterine girdi. 2015’te silahlandırılan insansız hava aracı, TSK, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT tarafından operasyonel olarak kullanılıyor. Bayraktar TB2 SİHA, güvenlik güçleri tarafından 2014’ten beri yurt içi ve yurt dışında terörle mücadelede etkin olarak görev yapıyor. Halen Türkiye, Ukrayna, Katar ve Azerbaycan envanterinde bulunan 180 Bayraktar TB2 SİHA görev yapmaya devam ediyor.



2000’li yılların başından itibaren insansız hava araçları alanında büyük katma değer olan yazılım ve donanım sistemlerini Türk mühendislerinden oluşan ekibiyle milli ve özgün olarak geliştiren Baykar, 13 farklı disiplindeki mühendislik gücüyle alanında dünyanın lider teknoloji firmalarından biri olarak gösterildiği belirtildi. Yüzde 93’lük bir yerli sanayi katılımıyla üretilen Bayraktar TB2 SİHA’ların tasarım ve yazılımları gibi tüm kritik aksamı da Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirildiği belirtildi.



Türkiye’nin dünyaya ihraç ettiği ilk SİHA sistemi olduğu belirtilen Bayraktar TB2’ler, dünya havacılık ve savunma sektörü tarafından ilgiyle takip ediliyor. Milli SİHA’ların kullanıldığı ülkelerdeki operasyonel başarısı, Cumhuriyet tarihinde ilk kez NATO ve AB üyesi bir ülkeye gelişmiş bir hava aracının ihraç edilmesine de olanak sağladı. Yapılan anlaşmalar kapsamında Bayraktar TB2 SİHA’lar, havacılıkta 100 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan ve dünyanın büyük uçakları olan Antonov kargo uçaklarını üreten Ukrayna’ya, sonrasında ise Katar ve Azerbaycan’a ihraç edildi. Şimdi de Avrupa Birliği’nin büyük ekonomilerinden birine sahip olan Polonya’da görev yapmaya devam edecek.



2020’de 360 milyon dolarlık ihracat


Geçtiğimiz yıl Baykar’ın gelirlerinin büyük kısmı yurt dışına yapılan ihracattan elde edildi. İlk milli İHA ihracatını 2012’de gerçekleştiren Baykar, 2020 yılında 360 milyon dolarlık S/İHA sistemi ihracatıyla savunma sanayii gibi stratejik bir alanda büyük bir başarıya imza attı. Milli SİHA’lara ilgi duyan birçok ülkeyle de görüşmeler devam ediyor.



Bayraktar TB2 SİHA, 16 Temmuz 2019 tarihinde Kuveyt’te katıldığı demo uçuşunda yüksek sıcaklık ve kum fırtınası gibi zorlu coğrafi ve iklim şartlarında tam 27 saat 3 dakika kesintisiz uçarak kendi rekorunu geliştirdi. Milli SİHA’lar Katar, Suriye, Ukrayna ve Karabağ’da karşılaştığı çöl sıcağı, dondurucu soğuk, kar ve fırtına gibi tüm olumsuz hava şartlarında görev yapıyor. Milli SİHA Türk havacılık tarihinde sınıfında 27 bin 30 feet yükseklikle Türkiye irtifa rekorunu da kırdığı belirtildi.



Zeytin Dalı Harekâtı


Milli SİHA Bayraktar TB2, TSK tarafından sınır içi ve ötesinde gerçekleştirilen Hendek, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında oyun kurucu olarak rol aldı. Savunma uzmanları harekâtların beklenenden çok daha kısa sürede sona ermesini ve daha az kayıp yaşanmasında önemli etkenlerden birinin milli SİHA’lar olduğunu belirtti. Bayraktar TB2 SİHA sistemleri özellikle Afrin’de düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı’nda bütün uçuşlarının yüzde 90’ından fazlasını yaparak, 5 bin 300 saat uçuşla adeta harekâta damgasını vurdu.



Terör örgütüne yönelik Pençe ve Kıran gibi birçok operasyonda görev yapan Bayraktar TB2 SİHA’lar, Kırmızı Liste’de aranan terör örgütünün sözde yöneticilerine yapılan operasyonlarda da önemli bir rol üstlendi. Milli SİHA’lar Mavi Vatan’ın korunmasında da görev alıyor. Bu kapsamda Doğu Akdeniz’de görev yapan Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimize güvenlik için havadan refakat etti. Yine aynı kapsamdaki görevler için KKTC’de konuşlandırılmak üzere 16 Aralık 2019’da Dalaman Deniz Hava Üs Komutanlığından kalkarak Geçitkale Havaalanına inen Bayraktar TB2 SİHA tarihi bir uçuşa imza attı.



Depremde görev yaptı


Bayraktar TB2 SİHA’lar 24 Ocak 2020’de meydana gelen Elazığ Sivrice merkezli 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından 25 dakika gibi çok kısa bir sürede bölgeye intikal ederek ulaşımın zor sağlandığı noktalardan Ankara’ya ve deprem olan illerin komuta merkezlerine görüntülü bilgi aktardı. Bayraktar TB2 SİHA’lar arama ve kurtarma çalışmalarına gökyüzünden destek vermenin yanı sıra deprem sonrası oluşan yoğun araç trafiğinin kontrol edilmesi ve gelecek yardımların aksamadan devamı için görev yaptı.



Orman yangınları ve göçmenlerin kurtarılması


Bayraktar TB2’ler güvenlik ve insani yardım görevleri ile birlikte orman yangınlarıyla mücadelede de görev aldı. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde görev alan milli İHA, yangın tehlikesine karşı 3,5 milyon hektarlık orman alanını gözetleyerek ormanlarımızın korunmasında da önemli bir rol üstlendi. Bayraktar TB2’ler bu yıl da orman yangınlarına karşı görev yapmaya devam edecek. Ege ve Akdeniz’de devam eden düzensiz göç hareketlerini gökyüzünden takip eden milli SİHA’lar birçok düzensiz göçmenin hayatının kurtarılması ve insan hakları ihlallerinin belgelenmesine de önemli katkı sağlıyor.



Barış Pınarı Harekâtı’nda da Türk Silahlı Kuvvetlerinin keşif gözetleme kabiliyetlerini büyük oranda artırarak başarıya ulaşılmasına katkı sağlayan Bayraktar TB2 SİHA’lar aynı zamanda harekât boyunca birçok hedefi başarıyla imha etti. Son olarak Bahar Kalkanı Harekâtı’nda sürü halinde filo olarak uçuşlar yaparak birçok zırhlı araç, obüs, çok namlulu roketatar (ÇNRA) ve hava savunma sistemini imha etti. Bayraktar TB2 SİHA dünyada ilk defa muharebe sahasında birincil unsur olarak SİHA’ların kullanıldığı Bahar Kalkanı Harekâtı’na katılan hava araçlarının yaptığı tüm sortilerin yüzde 80’ini gerçekleştirdiği belirtildi. Suriye’nin İdlib bölgesinde düzenlenen harekât kapsamında her türlü elektronik harbe rağmen başarıyla görev yapan Bayraktar TB2 SİHA’lar, 2 bin saatin üzerinde uçtu. Bayraktar TB2 SİHA’ları filolar halinde uçarak harekâtta etkin görev yapması dünya basınında büyük yankı uyandırdı.



Bayraktar TB2 SİHA’lar kardeş ülke Azerbaycan’ın yaklaşık 30 yıldır devam eden Karabağ işgalini sonlandırmasında da önemli bir rol üstlendi. Azerbaycan, Ermenistan’ın işgali altındaki Dağlık Karabağ’a yönelik olarak 27 Eylül 2020 tarihinde bir askeri harekât başlattı. Harekâtın başlangıcından 44 gün sonra, 10 Kasım 2020 tarihinde Azerbaycan Ordusu, Ermenistan’ın işgalini sonlandırarak Dağlık Karabağ’ı kontrol altına aldı. Ermenistan’a yönelik harekât esnasında Azerbaycan Ordusu, Bayraktar TB2 SİHA’ları tüm cephe hattında kullandı. Savunma analistleri tarafından teyit edilen çalışmalara göre Bayraktar TB2 SİHA’lar ile Ermenistan Ordusu’na ait birçok hava savunma sistemi, radar sistemi, tank, zırhlı araç, kamyon, cephanelik, mevzi ve birlik imha edildi. Azerbaycan’ın Ordusu’nun dünyayı şaşırtan bu başarısı dünya medyası ve savunma uzmanları tarafından Türk SİHA’larının harp tarihini değiştirerek oyun kurucu bir güce ulaştığı şeklinde yorumlandığı belirtildi. Uzmanlar Karabağ Savaşı’nın dünya harp tarihinde SİHA’lar ile kazanılan ilk savaş olduğuna da dikkat çektiği belirtildi.



40 bilgisayarın görev yaptığı robot uçak


Bayraktar TB2’de yaklaşık 40 ayrı bilgisayar sistemi görev yapıyor. Üç yedekli aviyonik sistemleri ve sensör füzyon mimarisiyle tamamen otonom taksi, kalkış, normal seyir ve iniş kabiliyetine sahip olan Bayraktar TB2 SİHA sistemi, 2014 yılından bu yana aktif olarak kullanılıyor. Kanatlarında Roketsan tarafından üretilen 4 adet MAM-L ve MAM-C füzelerini taşıyabilen Bayraktar TB2, yerleşik lazer hedef işaretleyicisi ile hassas hedefleme yapma kabiliyetine sahip bulunuyor. Bu özelliklerle Türkiye, dünyada kendi SİHA’sı ve mühimmatlarını üreten 4 ülkeden biri olarak öne çıkıyor. Milli SİHA, hedefe yakın alanlara verilebilecek hasarları önlemek amacıyla hızlı gör-ve-vur özelliğine sahip hepsi bir arada çözüm sunan bir sistem olarak dikkat çekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri için silahlandırılan sistem, keşif, sürekli havadan gözetleme, hedef tespiti ve imha imkânı sağlıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çocuklara ilaç vererek ailelerin cinsel istismarla suçlanmasını sağlayan FETÖ’cü profesörün yargılanmasına devam edildi İstanbul’da bir psikiyatri kliniğinde hayvanlarda kullanılan ilaçları çocuklara vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve yardım ettiği öne sürülen 5 diğer sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada beyanda bulunan mağdur çocuklardan D.A., “Meyve suyuma ilaç kattı. Pipetle toz ilaç çektiriyordu. Üşüyordum, ışıkları kapatıyordu. Ne dediğimi bilemiyordum, kendimi hissedemiyordum. Beni mecbur etti ve ben babama suç attım onun yüzünden. Ben böyle bir şey yapmak istemiyordum. Annemden, babamdan beni ayıracağını söyledi mecbur yaptım” dedi. İstanbul’da bir psikiyatri kliniğinde hayvanlarda kullanılan ilaçları çocuklara vererek ailelere ‘cinsel istismar’ tuzağı kurmakla suçlanan doktor Süleyman Salih Zoroğlu ve yardım ettiği öne sürülen 5 diğer sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu ve eşi tutuksuz sanık Özgül Zoroğlu hazır bulundu. Duruşmaya bir kısım tutuksuz diğer sanıklar ile taraf avukatları ve müştekiler de katıldı. Duruşmaya Adli Görüşme Odası’ndan bağlanan ve sosyal hizmet uzmanı eşliğinde beyanda bulunan mağdur çocuk D.A., “İlk önce Süleyman, İnci, Ahmet, Zeynep. Hepsinden şikayetçiyim. Anneannemin yakın arkadaşı varmış. O söyledi bize Süleyman’ı. Gittiğimizde o beni annemle babamla tehdit etti. Bana baskı yaptı ‘baban seni taciz etti diyeceksin’ dedi. Beni dinlemiyordu ilaç veriyordu. Bir keresinde meyve suyuma ilaç kattı. Pipetle toz ilaç çektiriyordu. Üşüyordum, ışıkları kapatıyordu. Ne dediğimi bilemiyordum, kendimi hissedemiyordum. Beni mecbur etti ve ben babama suç attım onun yüzünden. Ben böyle bir şey yapmak istemiyordum. Annemden, babamdan beni ayıracağını söyledi mecbur yaptım. Şu an çok pişmanım. Bana ilaçlar verdi annemden saklamamı istedi. ‘Sen 16 yaşına geldiğinde seni annenden alıp bir ülkeye götüreceğim’ dedi. Çok korkmuştum annemden babamdan ayıracak diye. Ben mecbur kaldım babama suç atmaya. Benim arada yiyeceğime içeceğime ilaç katıyordu. Bir gaz varmış onu verecekmiş annemin ve babamın yemeğine katacakmışım. Anneme babama şiddet uygulamamı istedi. Annemin çıplak fotoğrafını çekmemi istedi. Bana Salih Zoroğlu iğne yaptı. Hatta iğneden korktuğumu söylemiştim. Onların yüzünden okulda hafızam gidiyor. Sanki silinmiş gibi oluyor. Hiç kimseyi hatırlamıyorum. Diyemedim anneme de söyleyemedim beni kurtar diyemedim. İlaçlardan hiçbir şeyi hatırlayamıyorum” dedi. “Biz başka bir çocuk için kendisini vakfetmekle suçlanıyoruz” Süleyman Salih Zoroğlu’nun tutuksuz olarak yargılanan eşi Özgül Zoroğlu ise, "Bu dava tamamen insanlık sorgulaması. Biz başka bir çocuk için kendisini vakfetmekle suçlanıyoruz ve mahkeme bizi bununla yargılıyor” dedi. “Ketamini kendi babamda, eşimde, çocuğumda, kedimde kullandım” Tutuklu sanık Süleyman Salih Zoroğlu ise, ketaminin çok faydalı bir ilaç olduğunu ileri sürerek, "Kendi babamda, eşimde, çocuğumda, kedimde kullandım. Ben yaşı başı ileri insanım. Kalp hastalığım var şeker hastalığım var. Çok ciddi zorluk yaşıyorum. Ev hapsine alınmamı tahliye ediyorum” şeklinde savunma yaptı. Ara kararını açıklayan mahkeme, Süleyman Salih Zoroğlu’nun tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 20 müşteki aile ve 21 mağdur çocuğun beyanlarının alındığı belirtilmişti. İddianamede, yaşları 7 ile 18 arasında değişen 21 mağdur çocuğun ve ebeveynlerinin alınan beyanlarına, mağdur çocuklarla ilişkili seans kayıtlarına, ailelere gönderilen mesaj içeriklerine de yer verilmişti. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun mağdurlara teşhis koyarak seanslar sırasında Ketamin maddesi verdiği, cinsel içerikli sorular yönelttiği, bedensel ve ruhsal yönden sağlıklarının bozulmasına neden olduğu, ailenin çeşitli üyelerini istismarla suçlayarak maddi talepler içeren tehditvari girişimlerde bulunduğu, çocukları kendi tutacağı bir eve yerleştirmeye ve yurt dışına göndermeye çalıştığı yönündeki beyanlarla şikayetçi olunduğu anlatılmıştı. Sanık Zoroğlu’nun klinik ve ev adreslerinde ele geçirilen maddeler üzerinde Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme ve analizler neticesinde Ketamin ve Ketamin bulaşıklı madde ve materyaller tespit edildiği de iddianamede açıklanmıştı. İddianamede sanık Zoroğlu’nun mağdur çocuklara yönelttiği kapalı uçlu soruları, hasta mahremiyetini ihlal edici uygulamaları, ebeveynlere yönelik düşmanca ifadeleri, intihar girişimlerine ilişkin pozitif pekiştirgeçlerinin temel mesleki ve etik ilkelere aykırı olduğu, eylemlerinin çocuğun duygusal istismarı kapsamında değerlendirilebileceği ifade edilmişti. İddianamede mağdur çocukların hiçbirinin kliniğe cinsel istismar iddiası/şüphesi/ihtimaline bağlı bir travma sebebiyle gitmediği de belirtilmişti. Sanık Süleyman Salih Zoroğlu’nun tüm vakalara, öykülerinde bir cinsel istismar olmamasına karşın hızlıca Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) / Disosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) teşhisi koyduğu da belirtildi. Başlangıçta bizzat çocukların direnç göstererek istismara uğramadıklarını, müracaat sebeplerinin bu olmadığını doktora anlatmaya çalıştığı ancak Zoroğlu’nun ensesti "Allah’ın verdiği özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını" iddia ettiği iddianamede kaydedilmişti. Zoroğlu’nun dosya mağduru çocukların pek çoğunu okullarını bırakmaya, ailelerinden ayrılarak oluşturacağı evlerde kalmaya, pasaport çıkarıp yurt dışına gitmeye ikna etmeye çalıştığının tespitine de iddianamede yer verildi. Sanık Zoroğlu’nun bu noktada mağdurların ailelerinden şantaj yoluyla temin edeceği paraları kullanmayı planladığı, yurtdışındaki temel bağlantı noktasının da firari durumdaki FETÖ şüphelisi ablasının olduğunu ikrar ettiği iddianamede kaydedilmişti. Zoroğlu’nun mağdur çocukların bir bölümüne çeşitli zehirleyici maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunulduğu, çocuğun bu maddeleri kullanması halinde otopside tespit yapılamayacağını söyleyerek suç işleme kararlılıklarını arttırmaya çalıştığı da belirlenmişti. İddianamede Süleyman Salih Zoroğlu’nun 21 kez “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama”, 21 kez “Eziyet”, 4 kez “İftira”, 2 kez “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma”, 2 kez “Şantaj”, 2 kez “Uyuşturucu Madde Kullanımını Özendirme”, 1 kez “Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme” 1 kez “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etme” suçlarından toplam 96 yıldan 972 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan Zoroğlu’na yardım ettiği öne sürülen diğer 5 sanık hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti.
Mardin Mardin’de 4 günlük etkinlik yasağı Mardin Valiliği, kent genelinde her türlü toplanma, basın açıklaması, miting yapma, yürüyüş gibi etkinliklerin 4 gün süreyle yasaklandığını bildirdi. Valilikten yapılan açıklamada, "Cumhuriyetin temel nitelikleri, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü, millî güvenlik, kamu düzeninin sağlanması, Anayasamızda ve kanunlarda öngörülen sınırlandırma ve yasaklama şartlarını doğrudan ve açıkça oluşturduğu değerlendirilen eylemler ile saldırı olaylarının önüne geçmek, terör eylemlerinin ve suç işlenmesinin önlenmesi, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, meydana gelebilecek muhtemel provokasyonların ve yaşanması muhtemel toplumsal olayların önlenmesi amacıyla açık alanlarda yapılmak istenilen toplanma, her türlü açık hava toplantıları ve kapalı yer toplantıları, miting, yürüyüş, basın açıklaması, açlık grevi, oturma/nöbet eylemi stant açma, çadır kurma, dron çekim faaliyetleri, anket yapılması, bildiri/broşür dağıtma, afiş/pankart asma gibi her türlü eylem/etkinliklere katılmak amacıyla, diğer illerden geldiği anlaşılan şahıs/araçların ilimiz sınırına girişleri; ilimizden hareket ettiği anlaşılan şahıs/araçların il sınırlarımızdan çıkışları; ayrıca, bu kapsamda, başka illerden gelerek belirtilen eylem/etkinliklere katılmak maksadıyla ilimizden başka illere yapılacak geçişler için ilimiz güzergâhının kullanılmasının; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. Maddeleri ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. Maddesi hükümleri gereğince; Valilik ve Kaymakamlık makamlarının uygun göreceği etkinlikler hariç olmak üzere, Mardin il sınırları içerisinde (il merkezi, ilçeler, polis ve jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı) 10 Ekim 2024 Perşembe günü saat 08.00’dan 14 Ekim 2024 Pazartesi günü saat 08.00’ a kadar 4 gün süre ile yasaklanmış" denildi.