EKONOMİ - 12 Ocak 2018 Cuma 14:23

Amatör yıkımcılara dikkat

A
A
A
Amatör yıkımcılara dikkat

İSTANBUL (İHA) – Türkiye’de geçen bir kaç yıl içerisinde kentsel dönüşümün düğmesine basılmasıyla yıkım ve hafriyat sektörü de ivme kazandı.

İSTANBUL (İHA) – Türkiye’de geçen bir kaç yıl içerisinde kentsel dönüşümün düğmesine basılmasıyla yıkım ve hafriyat sektörü de ivme kazandı. Bir elin parmaklarını geçmeyen yıkım firmalarının sayısı sektörün canlanmasıyla birlikte artarken yıkım faciaları da gündeme geliyor.


Yıkım sektörünün önde gelen firmalarından olan ve bir anlamda bu sektöre öncülük eden Mavi Yıkım Ltd. Şti. Genel Müdürü Ahmet Örsçelik, kentsel dönüşüm ve yıkım hakkında açıklamalarda bulundu.


Kentsel dönüşüm projelerinin artmasıyla beraber yıkım işi yapanların sayısının biranda arttığını ifade eden Örsçelik, “Ülkemizde 2013 yılından itibaren müthiş bir kentsel dönüşüm ve şehir tasarımı var. Hemen hemen her şehrimiz, başta İstanbul olmak üzere yenileniyor. Ülkemiz genelinde bu yenilenmeye bağlı olarak yıkılması planlanan konut sayısı 7 milyon civarındaydı. Kentsel dönüşümde bu denli büyük rakamların olması bizim içinde bulunduğumuz sektörü de canlandırdı. Fakat sektör açısından olumsuz etkileri de oldu. Mesela yıkım işiyle alakalı ve alakasız her firma bu işe yöneldi. Düşününki, hurdacılar dahi bir anda yıkım sektörüne yöneldi. Dolayısıyla firma sayısının artmasıyla güvenliksiz, kontrolden uzak, deneyimsiz bir firma portföyü de oluştu. Sanıyorum şuan piyasanın yüzde 80’i bu denli çalışan firmalardan oluşuyor” dedi.



"Hatanın telafisi yok"


Ahmet Örsçelik yıkım işinde hatanın telafisi olmayacağını dile getirerek, “Biz Mavi Yıkım olarak yıllardır bu sektörde profesyonel olarak hizmet vermekteyiz. Özellikle yıkım işinde yapılan hatanın telefasinin olmadığını ve olmayacağını bilerek çalışmaktayız. Sektöre yabancı isimlerin girmesiyle birlikte uygunsuz, tedbirsiz ve kontrolsüz yıkımların da çoğalmasıyla Mavi Yıkım ekibi olarak ön plana çıktık. Şuan yıkım sektöründe aranan firma olmaktan gururluyuz; çünkü bu işi kentsel dönüşümün kalitesiyle harmanlayarak ve tüm aşamalarıyla güvenlikli olarak yapıyoruz” diye konuştu.


Yıllardır bu sektörde profesyonel hizmet verdiklerini belirten Örsçelik, sözlerine şu şekilde devam etti; “Biz Mavi Yıkım olarak yıllardır hafriyat sektöründeydik, daha önce de yıkım işi yapıyorduk; fakat kentsel dönüşümün hareketlenmesiyle birlikte bu işi ayrı bir sektör olarak görüp yatırımlarımızı şirket planlaması dahilinde buna göre yaptık. Yıkım işinde farklı bir altyapı oluşturduk, baştan sona makine parkurumuzu gözden geçirip eksiklerimizi tamamladık. İşinde uzman mühendisler, operatörler ve yıllardır bu işte hizmet vermiş alt yapı çalışanlarıyla bir ekip oluşturduk. Halen ekibimizi ve parkurumuzu güçlendiriyoruz; çünkü en küçük ihmalin sebep olacağı faciaları çok iyi biliyoruz.“



"Teknoloji yatırımımıza önem verdik"


Örsçelik, makine parkının yanı sıra, dijital olarak yenilenip gerekli yatırımları yaptıklarını belirterek, "Kurumsal kimlik olsun web sayfası olsun reklamlar, sosyal medya olsun gerçekten önemli ve biraz daha bu konuda yatırımlar yaptık yenilendik. Bunların haricinde Mavi Takip yazılımını oluşturduk ve geliştirdik. Mavi Takip sayesinde kullanıcılar yapılan işleri telefonundan, bilgisayarından takip edip kontrol edebiliyor. Gerek fotoğraf ile gerek video ile hatta sms ile yıkım öncesi sonrası bilgi sahibi olabiliyor. Geri dönüşlerde ise ne kadar doğru yolda olduğumuzu anlıyoruz" diye konuştu.



"Asbest’in anlamı tam bilinmiyor"


Asbest sökümü için ayrı bir ekip oluşturarak bir laboratuvar kurduklarını dile getiren Örsçelik, maksimum hassasiyet gösterdiklerini söyledi. Örsçelik, "Asbest’in anlamı, içeriği maalesef tam bilinmiyor. Halbuki düşünüldüğünden daha da tehlikeli bir madde. Asbest sökümü adına ayrı bir ekibimiz bulunmakta. Bu konu üzerine gerekli laboratuvarımızı da kurduk. Ekiplerimiz alınan numunelerin ardından söküm işlemini gerçekleştiriyor ve yetkili birimlere teslim ediyor. Raporlar oluşturuluyor ve ilgili kuruma teslim ediliyor. Asbest ekiplerimiz ilk keşifte de olsun son teslim dede olsun bu işin ne kadar tehlikeli, asbestin de ne kadar zararlı olduğunun farkında, bu yüzden maksimum hassasiyet ile işimizi yapıyoruz" ifadesini kullandı.



"Amatör yıkımcılar piyasada"


Örsçelik, yapı yıkımlarının amatörlüğü kabul etmeyeceğini ve yanlış planlamalarda tehlikeli sonuçları beraberinde getirebileceğini bildirdi. Örsçelik şöyle konuştu; "Aslında yıkımcı ve amatör aynı cümlede kullanmak bile doğru değil. Çünkü yıkım amatörlüğü kabul etmiyor. O kadar hassas bir konu ki; çok küçük bir hata bile büyük yaralanmalara hatta ölümle sonuçlanabilir. Bu yüzden iş sağlığı ve güvenliği kurallarına çok önem veriyoruz. Eğitimsiz, iş hakkında bilgisiz personel çalıştırmıyoruz. Operatörlerimiz çok sıkı eğitimlerden geçiyor ve sonrasında işe başlıyor. Elimizden geldiğince hiç bir ayrıntıyı kaçırmıyoruz. İş makinelerimizin bakımı bile düzenli olarak yapılıyor çünkü bunlar ağır iş makinesi ve bakımları aksamamalı. Fakat biz bu kadar emek verirken birileri geliyor belgesiz, bilgisiz hatta makinesiz işi alıyor. Bir cesaret ile yıkmaya çalışıyor ve sonra haberlerden izliyoruz sonucunu. Bazı müteahhitler de bu kişilere iş veriyor. Çünkü bizim fiyatımız pahalı geliyor. Biz can ile pazarlık yapmıyor emeğimizin bilgimizin karşılığını yazıyoruz. Diğer kişiler ise olmayan bir şeye fiyat biçiyor elbetteki fark olacak."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Cumhurbaşkanı Erdoğan; "İsrail bir terör devletidir. İsrail’in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail bir terör devletidir. İsrail’in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır" ifadelerini kullanırken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: "Gazze’deki katliam karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi sessiz kaldı, adaletsizlik derinleşti, vicdanlar kanadı" dedi. Antalya Diplomasi Forumu’nun dördüncüsü, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmalarıyla başladı. "Ayrışan Dünyada Diplomasiye Sahip Çıkmak" temasıyla düzenlenen forumda, çatışmaların gölgesinde yürütülen barış diplomasisine ve uluslararası sistemdeki adaletsizliklere güçlü mesajlar verildi. Hem Fidan hem de Erdoğan, özellikle Gazze’de süren İsrail saldırılarına dikkat çekerek, uluslararası kamuoyuna açık çağrılarda bulundu. Fidan: "BM Güvenlik Konseyi sessiz, adaletsizlik derinleşti" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan konuşmasında, uluslararası düzeyde derinleşen krizlerin çözümü için diplomasinin çok boyutlu ve kapsayıcı biçimde yeniden tanımlanması gerektiğini söyledi. Antalya Diplomasi Forumu’nun kısa sürede uluslararası marka haline geldiğini vurgulayan Fidan, "Ayrışan bir dünyada diplomasinin nasıl nefes alabildiğini gösteren bir fikir zemini inşa ediyoruz" dedi. Fidan’ın konuşmasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne yönelik eleştiriler öne çıktı. "BM Güvenlik Konseyi, Gazze’deki katliam karşısında sessiz ve etkisiz kaldı. Sessizlik büyüdü, adaletsizlik derinleşti, vicdanlar kanadı" ifadelerini kullanan Fidan, mevcut uluslararası sistemin meşruiyet krizinde olduğunu ve yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Türkiye’nin aktif diplomasisini anlatan Fidan, "Türkiye bugün krizlerin tam kalbinde, gerilimlerin orta yerinde ama çözümün de merkezinde duran bir ülkedir" dedi. Türkiye’nin Filistin’den Ukrayna’ya, Suriye’den Kafkaslar’a kadar her alanda ilkeli dış politika yürüttüğünü belirterek, "Zulüm karşısında mazlumun, adaletsizlik karşısında hakkın yanında duruyoruz" diye konuştu. Erdoğan: "İsrail terör devletidir, susanlar suça ortaktır" Dışişleri Bakanı Fidan’ın ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise forumun ilk gününe damga vuran bir çıkış yaptı. "İsrail, Filistin halkına karşı apaçık bir soykırım uyguluyor. Bu zulme en güçlü tepkiyi vermek insanlık vazifesidir" diyen Erdoğan, "İsrail’in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır" sözleriyle uluslararası topluma sert eleştiriler yöneltti. Erdoğan, Han Yunus’ta gazetecilerin kaldığı çadırların bombalanmasına değinerek, "Haydutluk değilse nedir? Bunun adı devlet terörü değil midir?" dedi ve İsrail’i "terör devleti" olarak niteledi. "İsrail, Filistinlilere ikinci nekbe felaketini yaşatmaya çalışmaktadır" diyen Erdoğan, "Filistin halkının mücadelesi terör değil, iftihardır" ifadeleriyle Batı kamuoyunun çifte standardına dikkat çekti. "Türkiye o gün neyse bugün de aynısıdır" Erdoğan, Türkiye’nin tarihi ve vicdani sorumluluğuna da vurgu yaparak, "500 sene önce topraklarından kovulan İsrail halkını, Yahudileri bu topraklarda misafir ettik. O günkü Türkiye neyse bugünkü Türkiye de aynısıdır" dedi. Ardından uluslararası topluma bir kez daha çağrıda bulundu: "BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm aktörleri Filistin halkının yanında olmaya ve akan kanı durdurmaya davet ediyorum." Gazze’ye yönelik insani yardımların süreceğini belirten Erdoğan, "Gazzeli mazlumlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. Ateşkes çabaları sabote edildikçe bölgemize kalıcı barışın gelmesi zordur. Barış, iki devletli çözümle olur. Başkenti Doğu Kudüs olan özgür Filistin Devleti kurulmadıkça bu kriz sona ermeyecektir" dedi. "Suriye’de istikrarsızlığa izin yok" Konuşmasının son bölümünde bölgesel krizlere ve dış politika önceliklerine değinen Erdoğan, İsrail’in saldırılarının DEAŞ’la mücadeleyi sekteye uğrattığını belirtti. Erdoğan konuşmasında Suriye’deki gelişmelere değinerek, "Suriye halkı acıya, zulme ve savaşa doymuştur. 8 Aralık devrimiyle birlikte sadece Suriye’de değil, tüm bölgemizde kalıcı istikrara dair yakalanan fırsatın heba edilmesine izin veremeyiz" dedi. Türkiye’nin dış politikada ilkelerle hareket ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Sükûnetimiz birilerini hatalı heveslere sürüklememeli. Biz dış politikada gizli niyetlerle değil, ilkelerle hareket eden bir ülkeyiz. Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda Trump ve Putin başta olmak üzere anlayış birliği içindeyiz, diyalog halindeyiz" açıklamasında bulundu. "Türkiye hem Avrupa, hem Asya, hem Afrika ülkesidir" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin jeopolitik kimliğini de yeniden tanımlayarak, "Biz Avrupa ülkesi olduğumuz kadar, bir Asya bir Afrika ülkesiyiz" dedi. Türkiye’nin Asya ülkeleriyle siyasi temaslarını artırdığını vurgulayan Erdoğan, diplomaside çok yönlü dengeyi savundu. Kıbrıs konusuna da değinen Erdoğan, "Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescili için çabalarımızı artırdık. Adalet tecelli edene kadar bunu sabırla sürdüreceğiz" dedi. Avrupa Birliği’ne de mesaj veren Erdoğan, "Türkiye olmadan Avrupa güvenliğinin düşünülemeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türkiye, Avrupa güvenliği için gelecekte de sorumluluk almaya hazırdır" ifadelerini kullandı. Terörle mücadelede kararlılığın sürdüğünü belirten Erdoğan, "Terör belasından da kurtulduğumuzda ekonomide çok iyi bir ivme yakalayacağız" dedi. Üç günlük diplomasi maratonu başladı Forumun ilk gününde verilen mesajlar, çok kutuplu dünya düzeninde Türkiye’nin rolü, Gazze’deki krize karşı sesini yükselten aktörler arasında Türkiye’nin konumunu ve uluslararası sistemin yapısal sorunlarını öne çıkardı. Antalya Diplomasi Forumu, 13 Nisan’a kadar iklim diplomasisi, yapay zekâ çağında hukuk, enerji güvenliği ve bölgesel krizler gibi başlıkları ele almaya devam edecek.
Antalya Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(AB Üyeliği) Türkiye tam üye olarak birlikteki sandalyesine bir an önce kavuşmalıdır" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu resmi açılış töreninde yaptığı konuşmada "İsrail bir terör devletidir. İsrail’in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır" ifadelerini kullanırken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: "Gazze’deki katliam karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi sessiz kaldı, adaletsizlik derinleşti, vicdanlar kanadı" dedi.Antalya Diplomasi Forumu’nun dördüncüsü, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşmalarıyla başladı. "Ayrışan Dünyada Diplomasiye Sahip Çıkmak" temasıyla düzenlenen forumda, çatışmaların gölgesinde yürütülen barış diplomasisine ve uluslararası sistemdeki adaletsizliklere güçlü mesajlar verildi. Hem Fidan hem de Erdoğan, özellikle Gazze’de süren İsrail saldırılarına dikkat çekerek, uluslararası kamuoyuna açık çağrılarda bulundu.Fidan: "BM Güvenlik Konseyi sessiz, adaletsizlik derinleşti"Dışişleri Bakanı Hakan Fidan konuşmasında, uluslararası düzeyde derinleşen krizlerin çözümü için diplomasinin çok boyutlu ve kapsayıcı biçimde yeniden tanımlanması gerektiğini söyledi. Antalya Diplomasi Forumu’nun kısa sürede uluslararası marka haline geldiğini vurgulayan Fidan, "Ayrışan bir dünyada diplomasinin nasıl nefes alabildiğini gösteren bir fikir zemini inşa ediyoruz" dedi.Fidan’ın konuşmasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne yönelik eleştiriler öne çıktı. "BM Güvenlik Konseyi, Gazze’deki katliam karşısında sessiz ve etkisiz kaldı. Sessizlik büyüdü, adaletsizlik derinleşti, vicdanlar kanadı" ifadelerini kullanan Fidan, mevcut uluslararası sistemin meşruiyet krizinde olduğunu ve yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.Türkiye’nin aktif diplomasisini anlatan Fidan, "Türkiye bugün krizlerin tam kalbinde, gerilimlerin orta yerinde ama çözümün de merkezinde duran bir ülkedir" dedi. Türkiye’nin Filistin’den Ukrayna’ya, Suriye’den Kafkaslar’a kadar her alanda ilkeli dış politika yürüttüğünü belirterek, "Zulüm karşısında mazlumun, adaletsizlik karşısında hakkın yanında duruyoruz" diye konuştu.Erdoğan: "İsrail terör devletidir, susanlar suça ortaktır"Dışişleri Bakanı Fidan’ın ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, forumun ilk gününe damga vuran bir çıkış yaptı. "İsrail, Filistin halkına karşı apaçık bir soykırım uyguluyor. Bu zulme en güçlü tepkiyi vermek insanlık vazifesidir" diyen Erdoğan, "İsrail’in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır" sözleriyle uluslararası topluma sert eleştiriler yöneltti.Erdoğan, Han Yunus’ta gazetecilerin kaldığı çadırların bombalanmasına değinerek, "Haydutluk değilse nedir? Bunun adı devlet terörü değil midir?" dedi ve İsrail’i "terör devleti" olarak niteledi. "İsrail, Filistinlilere ikinci nekbe felaketini yaşatmaya çalışmaktadır" diyen Erdoğan, "Filistin halkının mücadelesi terör değil, iftihardır" ifadeleriyle Batı kamuoyunun çifte standardına dikkat çekti."Türkiye o gün neyse bugün de aynısıdır"Erdoğan, Türkiye’nin tarihi ve vicdani sorumluluğuna da vurgu yaparak, "500 sene önce topraklarından kovulan İsrail halkını, Yahudileri bu topraklarda misafir ettik. O günkü Türkiye neyse bugünkü Türkiye de aynısıdır" dedi. Ardından uluslararası topluma bir kez daha çağrıda bulundu: "BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm aktörleri Filistin halkının yanında olmaya ve akan kanı durdurmaya davet ediyorum."Gazze’ye yönelik insani yardımların süreceğini belirten Erdoğan, "Gazzeli mazlumlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. Ateşkes çabaları sabote edildikçe bölgemize kalıcı barışın gelmesi zordur. Barış, iki devletli çözümle olur. Başkenti Doğu Kudüs olan özgür Filistin Devleti kurulmadıkça bu kriz sona ermeyecektir" dedi."Suriye’de istikrarsızlığa izin yok"Konuşmasının son bölümünde bölgesel krizlere ve dış politika önceliklerine değinen Erdoğan, İsrail’in saldırılarının DEAŞ’la mücadeleyi sekteye uğrattığını belirtti. Erdoğan konuşmasında Suriye’deki gelişmelere değinerek, "Suriye halkı acıya, zulme ve savaşa doymuştur. 8 Aralık devrimiyle birlikte sadece Suriye’de değil, tüm bölgemizde kalıcı istikrara dair yakalanan fırsatın heba edilmesine izin veremeyiz" dedi. Türkiye’nin dış politikada ilkelerle hareket ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Sükûnetimiz birilerini hatalı heveslere sürüklememeli. Biz dış politikada gizli niyetlerle değil, ilkelerle hareket eden bir ülkeyiz. Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda Trump ve Putin başta olmak üzere anlayış birliği içindeyiz, diyalog halindeyiz" açıklamasında bulundu."Türkiye hem Avrupa, hem Asya, hem Afrika ülkesidir"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin jeopolitik kimliğini de yeniden tanımlayarak, "Biz Avrupa ülkesi olduğumuz kadar, bir Asya bir Afrika ülkesiyiz" dedi. Türkiye’nin Asya ülkeleriyle siyasi temaslarını artırdığını vurgulayan Erdoğan, diplomaside çok yönlü dengeyi savundu.Kıbrıs konusuna da değinen Erdoğan, "Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescili için çabalarımızı artırdık. Adalet tecelli edene kadar bunu sabırla sürdüreceğiz" dedi.Avrupa Birliği’ne de mesaj veren Erdoğan, "Türkiye olmadan Avrupa güvenliğinin düşünülemeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türkiye, Avrupa güvenliği için gelecekte de sorumluluk almaya hazırdır" ifadelerini kullandı. Terörle mücadelede kararlılığın sürdüğünü belirten Erdoğan, "Terör belasından da kurtulduğumuzda ekonomide çok iyi bir ivme yakalayacağız" dedi.Üç günlük diplomasi maratonu başladıForumun ilk gününde verilen mesajlar, çok kutuplu dünya düzeninde Türkiye’nin rolü, Gazze’deki krize karşı sesini yükselten aktörler arasında Türkiye’nin konumunu ve uluslararası sistemin yapısal sorunlarını öne çıkardı. Antalya Diplomasi Forumu, 13 Nisan’a kadar iklim diplomasisi, yapay zekâ çağında hukuk, enerji güvenliği ve bölgesel krizler gibi başlıkları ele almaya devam edecek.