ASAYİŞ - 11 Nisan 2025 Cuma 16:58

3 katlı binadaki yangında can pazarı...Anne ve kızı etkilendi

A
A
A
3 katlı binadaki yangında can pazarı...Anne ve kızı etkilendi

Bursa’da 3 katlı bir binanın en üst katında çıkan yangında yoğun dumana maruz kalan anne kız etkilendi. İtfaiye ekiplerince söndürülen yangının çıkış nedeni araştırılıyor.


Yangın, saat 15.30 sıralarında merkez Osmangazi ilçesi Yeniceabat Mahallesinde bulunan 3 katlı bir binanın en üst katında meydana geldi. Henüz belirlenemeyen bir neden ile başlayan yangın, kısa sürede büyüyerek, daireyi tamamen sardı. Bölgede yaşayan vatandaşlar 112 ekipleri isteyip yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine hemen itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Yoğun dumana maruz kalan 70 yaşındaki Şehriban B. ile kızı itfaiye ekiplerinin merdivenli araçlarıyla binadan çıkarıldı. Sağlık ekiplerine teslim edilen Şehriban B., Çekirge Devlet Hastanesine sevk edilirken, kızı ise ambulanstaki tedavisinin ardından evine döndü. Yangının çıkış sebebini belirlemek için çalışma başlatıldı.



3 katlı binadaki yangında can pazarı...Anne ve kızı etkilendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehir Türk Ocağı’nda ‘Bir Zamanlar Dobruca’ konulu konferans ilgi gördü Eskişehir Türk Ocağı’nda Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu, ‘Bir Zamanlar Dobruca’ başlıklı konuşmasıyla program konuğu oldu ve konferans verdi. Konferans ilgi gördü. Dr. Öğretim Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu özetle yaptığı konuşmasında, ‘’Yüzyıllardır Kırım’dakinden çok daha fazla Kırım Tatarı aslında diaspora dediğimiz Kırım dışındaki topraklarda yaşamaktadır. Buna rağmen akademik çalışmalar Kırım’da veya Kırım’dan sürgün edilmiş Kırım Tatarlarına odaklanmaktadır ve Türkiye’deki, Romanya’daki, Bulgaristan’daki, Amerika’daki ve bugün artık başka yerlere yayılmış Kırım Tatarları’nın ne tarihi ne de günümüzdeki meseleleri ilginç veya incelenmeye değer kabul edilmemektedir. Dobruca’daki Tatarlar üzerine en önemli yayın halen Müstecip Ülküsal’ın Dobruca ve Türkler ile Metin Ömer’in İki Dünya Savaşı Arasında Romanya’daki Türk Tatar Toplumu ve Türkiye’ye Göçler adlı kitaplarıdır. Kırım Tatarları’nın hayatı Kırım’dan ayrıldıktan sonra donmamış ya da değerini yitirmemiştir. Kırım tatarları; yeni topraklara, yeni kültürlere adapte olmuşlar, yeni hikâyeler oluşturmuşlardır. Dahası kendi şartlarına cevap veren yeni siyasi hareketler oluşturmuşlar ve bu hareketler Kırım’daki bağımsızlık hareketini çeşitli yönlerden desteklemiş, yok olduğu zaman onu tekrar diriltmiştir. Diasporadaki hareket bir nevi Rus sömürgeciliğine karşı direniştir ve burada Kırım Tatar Milli Hareket Teşkilatı’nın da sürgün şartlarında, vatandan uzakta ortaya çıktığını hatırlamamız lazım. Diasporayı Kırım Tatarları’nın en büyük gücü ve kaynağı olarak gördüğüm için bu konu araştırma alanı olarak beni çok heyecanlandırdı ve hala da heyecanlandırmaya devam ediyor. Ben Kırım’dan ziyade Dobruca’yı dinleyerek büyüdüm, çünkü anneannem 17 yaşına kadar Dobruca’da Kobadin yakınlarına Çalmarcı köyünde büyümüş ve II. Dünya savaşı sırasında ailecek Türkiye’ye göç etmişti. Doktora tezimi hazırlarken Dobruca’ya iki kez saha çalışması için gitmiştim ve bu süreçte oradaki akrabalarımı bulmuş, onlarla yakından tanış olmuş ve hatta soy ağacımı oluşturabilmiştim. Burada hiç tanımadıkları beni, uzun süre evlerinde misafir eden akrabalarıma tekrar gönülden teşekkür ederim. Bu tür faaliyetlerle ve her Romanya’da gidişimizde geride bıraktığımız halkımıza büyük bir destek verdiğimizi, onların bir azınlık olarak kaldıklarından, bizim terk ettiğimiz kaleyi tuttuklarından, bu desteğe ihtiyaçlarının olduğunu unutmamak gerek’’ dedi. Büyük bir ilgili topluluğun takip ettiği toplantının sonunda sorulan çok sayıdaki soru ve cevaplardan sonra Eskişehir Türk Ocağı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Topal’ın Dr. Öğretim Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu’na şükran beratı takdimi ile program sona erdi.
Diyarbakır Binlerce kişi Diyarbakırlı hayırsever iş adamının mevlidinde bir araya geldi Diyarbakırlı hayırsever iş adamı Hacı Hasan İdikurt, binlerce seveninin katıldığı Mevlid-i Şerif programıyla anıldı. 18 Mart’ta 73 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden iş adamı ve hayırsever Hacı Hasan İdikurt için bir otelde düzenlenen Mevlid-i Şerif programına, Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım, eski bürokratlar, milletvekilleri, iş adamları ve çok sayıda seveni katıldı. Programda, Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından yemek ikramında bulunuldu. Biroğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve DİSİDER Başkan Yardımcısı Mahmut Biroğlu, kendileri için hüzünlü bir gün olduğunu belirterek, rahmetli Hacı Hasan İdikurt’un Mevlid-i Şerifine tüm Diyarbakırlı hemşehrileri ve iş adamlarının iştirak ettiğini söyledi. Biroğlu, "Rahmetli Hacı Hasan ağabey, bizim için önemli bir şahsiyetti. İş dünyasında ve Diyarbakır’da büyük hizmetleri oldu. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Sevenleri ve ailesine başsağlığı diliyorum" dedi. Meşhur Kadayıfçı Sıtkı Usta işletmecilerinden Ömer Altunbay, "Hacı amcanın, babamdan farkı yok. Benim için hep öyleydi. Türkiye, büyük bir değerini kaybetti. Bir insan bu kadar hayır yapamaz. Bu adam, bunlara nasıl yetişiyordu, nasıl yapıyordu. Aklımız ermiyordu" diye konuştu. Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneği (DİSİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Akbaş ise, kendileri için çok kıymetli biri olduğunu kaydederek, "Hem hayırseverliğiyle hem de proje üretimi noktasında çok önemli bir iş adamıydı. Onun kaybı, bizi de çok derinden üzdü. Bugün de dostları olarak mevlidinde onun ruhunu şad ettik. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum" şeklinde konuştu. Kanaat önderi Cihan Ensarioğlu, kısa süre önce Rahmet-i Rahman’a kavuşan Hacı Hasan İdikurt Beyefendinin kentte, bölgede ve tüm Türkiye’de olmak üzere birçok yatırıma ev sahipliği yapan, birçok insana iş imkanı sunan Diyarbakır’ın en önemli iş adamlarından biri olduğunu dile getirdi. Kendisine Allah’tan rahmet dileyen Ensarioğlu, "Onun açtığı yolda, göstermiş olduğu ülküde çocukları, hayırlı evlatlarını bu günde görüyoruz. Herkesi de babalarının mevlidine davet ettiler. Babalarının yolundan gideceklerinden de hiç şüphemiz yoktur" ifadelerini kullandı. İş adamı Aziz Özkılıç da, Diyarbakır’ın yetiştirdiği değerli bir adamı olduğunu ifade ederek, "Hayırsever bir iş adamımızdı. Böyle insanlara memleketimizin ihtiyacı vardı. Böyle insanların mevlidinde bir araya geldik. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun" dedi. Kalenderler ailesi adına iş adamı Süleyman Kalender ise, "Hacı Hasan İdikurt ağabeyin vefatı sadece bizlerin değil, tüm Diyarbakır için hatta Türkiye için bir kayıptır. Onun yardımseverliği, alicenap yapısı ve halim, sakin bir yapıya sahip karakteri şahsına münhasırdır. Mekanı cennet olsun. Onun hatırasını geride bıraktığı evlatlarının daha güzel noktalara taşımaları dileğiyle. Allah rahmet eylesin" şeklinde konuştu. Program, davetlilere hediyeler verilerek uğurlanmasıyla sona erdi.
İstanbul Ali Koç: "Görevimizin başındayız ve mücadelemize devam edeceğiz" Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, yönetim kurulu olarak görevlerinin başında olduklarını vurgulayarak, "Mücadelemize devam edeceğiz. Fenerbahçemiz, her olumsuz gelişmeden sonra her krizde kongre tartışmalarına sürüklenecek, sosyal medyada oluşturulan algılarla başkan değiştirecek, tribünden yapılan tezahüratlarla yönetim değiştirecek bir kurum değildir ve hiçbir zaman da olmamalıdır" dedi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Toplantısı, Fenerbahçe Spor Kulübü Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşma yapan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, sözlerine Fenerbahçeli eski futbolcu ve Teknik Direktör Bülent Uygun’a başsağlığı mesajı vererek başladı. Başkan Koç, "Allah kimseyi evlatlarıyla sınamasın. Sevgili kızı Almina nurlar içinde yatsın. Güneş Hanıma (Çapa) da Allah’tan rahmet diliyorum. Kadın basketbol ve voleybol şubemizin efsanelerimizden. Son zamanlarda sağlığı biraz kötüye gitti. Tekrar huzur evine döndü. Milli takımın ilk kadın kaptanıydı. Kendisi de nurlar içinde yatsın" diye konuştu. Toplantıya hazırlanırken çok heyecanlı olduklarını belirten Koç, "Güzel projelerin haberlerini verecektik. Sizleri daha iyi hitap edeceğimiz gelişmeleri paylaşmak istiyorduk. Mutluyduk, psikolojik avantaj bizdeydi. 11 puandan 3 puana inmiştik. Kalan fikstürde inancımız bu puan farkının kapatılacağı yönündeydi. Hafta sonu pazar günü 5 müsabakamız vardı. Hepsi kendi etaplarında final maçlarıydı. Kadın basketbolda bir kez daha şampiyon olduk. Hiç kimsenin beklemediği, hiç beklenmedik rakiplere karşı son yıllarda olduğu gibi kendi stadımızda kaybettiğimiz puanlarla şampiyonluk şansımızı sekteye uğrattık. Haklı olarak bir anda bütün camianın ruh hali değişti, karamsarlaştık. Birçoğunuz öfkelendi. Bizim burada olmamız, sizden farklı duyguda olmamız değil. Bizler de aynı duygulara sahibiz ama biz üzülüp, şikayet etme lüksümüz yok. Çalışıp bu sıkıntıları gidermek zorundayız. Her şeye rağmen kulübümüzün geleceği açısından, sabreden, bize güvenen, istikrarın yanında olanlara da teşekkür etmek istiyorum. Geçen sene renkli, çetin, yeri geldi mi gergin bir kongre yaşadık. Bir kez daha Fenerbahçe demokrasisinin ne kadar değerli olduğunu herkese gösterdik. Bu kongrede camiamız bizleri bir dönem daha 3 yıllık göreve getirdi" ifadelerini kullandı. "Bu sorumluluğu, bu eleştiriyi, yeri geldi mi hakaretleri, iftiraların altında ezilmedim" Futbol takımıyla ilgili konuşan Başkan Ali Koç, "Futbol tarihinin en başarılı teknik direktörlerinden birisi olan, dünyanın takdirini kazanmış, başarıları ortada olan Mourinho’yu hem Başkan Aziz Yıldırım, hem biz istedik. Netice itibarıyla kim kazanırsa kazansın gelecekti. Bu camiamız tarafından büyük coşku ve umutla, statta gördüğünüz gibi büyük bir motivasyonla karşılandı. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yankı uyandıran, Fenerbahçe’nin konuşulmasına sebep veren transfer oldu. Onunla hedefimiz sadece bugünü değil, geleceği de planlamak ve teknik açıdan da istikrar sağlamaktı. Sizin eleştirme lüksünüz var. Biz 99 puan alan İsmail hocayı da eleştiren camiayız. Son yıllarda aldığımız puanlarla pek çok şampiyon olduğumuz yılların üzerinde, bu sene de öyle olacak. Sonuçta şampiyonluk çok çok önemli. Hocamızın transferleri doğrultusunda transfer sürecini tamamladık. Uzun yılların aksine transfer planlamamızı yaz transfer kampından önce bitirdik. Çok daha cesur davrandık, cesur planlama yaptık. Fenerbahçe tarihinin en değerli kadrosunu, en yüksek bütçeli takımını kurduk. Kaliteli, deneyimli, mücadele gücü yüksek hem Türkiye’de hem Avrupa’da başarılı bir takım oluşturduğumuzu düşünüyorum. ’Hayal kırıklığı varsa bunun tek sorumluluğu varsa başkandır’ dedim. Bu sorumluluğu, bu yükü, bu eleştiriyi, yeri geldi mi hakaretleri, iftiraların altında ezilmedim. Kimseyi de mazeret olarak kullanmadım. Futbol açısından, futbol yapılanması açısından ben ve arkadaşlarım elimizdeki maddi gücüyle en iyisini yaptığımıza inanıyorum. Futbol sadece planla, doğru kadro planlamasıyla değil, mücadeleyle, adaletle, bazen de şansla yazılan bir hikayedir. Talisca gibi skorer bir ismi aldık. Skriniar gibi savunmada lider birini aldık. Diego Carlos gibi Premier Lig tecrübesi olan savunmacıyı kadromuzu kattık. Zaten güçlü olan yapımızı daha da sağlam zemine oturttuk. Bu sezon hem futbol kalitesi hem rekabet seviyesi hem de mücadele gücü açısından doğru yolda olduğumuzun göstergesidir. Biz sadece sahada rakiplerle değil, adil rekabet açısından kronik hasta olan sistemle mücadeleye devam ettik. Bu mücadele sadece bizim için değil, bize göre tüm takımlar açısından fayda sağlayacak kazanımlar elde ettik. Bizden önce de bu sistem hakkımızı yedi, sesimizi kısmaya çalıştı. Başta bir önceki federasyon başkanı, yönetim kurulu, hakemler, gözlemciler, TFF profesyonelleri ve kurullarda görev yapan isimler artık Türk futbolundan silinmişlerdir. İnşallah da bir daha dönmemek üzere" şeklinde konuştu. "Görevimizin başındayız ve mücadelemize devam edeceğiz" Göreve geldikleri günden itibaren camianın taleplerini dikkatte aldıklarını vurgulayan Koç, "Bu, inandığımız, uğruna bedel ödediğimiz uzun bir yoldur. Bu yolda yaptığımız her şeyi daha güçlü, daha bilinçli, daha kararlı yapmaya devam edeceğiz. Bugün geldiğimiz noktada çok daha ağır sorumluluğun yüküyle karşınızda duruyoruz. Bu görev bize emanet edildiğinde, kulübümüz için en iyisini yapmak için söz vermiştik. O günden bugüne camiamızın taleplerini hep dikkate aldık. Yönetim kurulumuz da maddi, manevi her türlü katkıyı sağladılar. Taraftarımıza, kamuoyuna net bir mesaj vermek istiyorum; biz yönetim kurulu olarak görevimizin başındayız ve mücadelemize devam edeceğiz. Fenerbahçemiz, her olumsuz gelişmeden sonra her krizde kongre tartışmalarına sürüklenecek, sosyal medyada oluşturulan algılarla başkan değiştirecek, tribünden yapılan tezahüratlarla yönetim değiştirecek bir kurum değildir ve hiçbir zaman da olmamalıdır" dedi. "Kulübümüze çağ atlatacak projeleri terk edecek lüksünde değiliz" Kulübün mali bağımsızlığı için büyük fedakarlıklar yaptıklarını ifade eden Ali Koç, sözlerine şöyle devam etti: "Eğer biz bu kapıyı açarsak başka kulüplerde gördüğünüz, Allah’a çok şükür bizim kulüplerde yaşanmıyor dediğiniz şeyler bizim kulüpte de yaşanmaya başlayacaktır. Bizim içimiz acımıyor mu? Bu kadar mücadele, bu kadar uğraş, yeri geldi mi savaş. Kendi camiamızın belirli yerleri tarafından olmayan şeyler, iftiralar, hakaretler, haklı eleştirilerin dozunu artırıp, bambaşka yerlere taşınıp; en kolay şey, ’Yeter artık’ deyip gitmek. Biz bu kapıyı açarsak, kudretli Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimini unutun derim. Henüz yapacak işlerimiz var. Tamamlanacak yolumuz var. Çektiğimiz bütün sıkıntının, en azından finansal durumun 1-2 ay içerisinde üstesinden gelmeye, bundan dolayı bambaşka projeleri, yüzmüş yüzmüş ucuna gelmişiz. Biz kulübümüz için yönetimde görevimize devam edeceğiz. Kulübümüze çağ atlatacak projeleri yarım bırakacak, terk edecek lüksünde değiliz. İnanın buraya getirene kadar canımız çıktı. Kendi imkanımızla gemiyi yüzdürdük, mali bağımsızlığımız için büyük fedakarlıklar yaptık. Allah’ın izniyle bir daha buluştuğumuzda, Maltepe’deki tesislerimizde inşaatı sizlere göstermek için yapmayı planladığımız o buluşmada hep beraber bana göre her bir şampiyonluk kadar önemli olan Fenerbahçe Spor Kulübü kimseye muhtaç kalmayacaktır." "Ben ve arkadaşlarımızla en büyük mahcubiyetimiz futbol" Süper Lig’de havlu atmadıklarını belirten sarı-lacivertlilerin başkanı, "Bu sene futbolda topyekun baktığınızda gerçekten Fenerbahçe tarihi açısından da çok cesurca davranılan seneydi. Biz havlu atmadık. Bizim havlu atmaya ne anlayışımız ne de lüksümüz var. Futbolda neyin ne olacağı hiç belli olmaz. Biz mücadelemize devam edeceğiz. Finansal bağımsızlık seviyesine ulaştık. 7 senede ben ve arkadaşlarımızla en büyük mahcubiyetimiz futbol tarafı. Unutmayın ki bu sıkıntılı dönemleri ilk defa yaşıyoruz. Diğer kulüpler sık sık yaşadı. Bazılarınız mucizelere kaldı diyebilirsiniz" diye konuştu. "Bankalar Birliği anlaşmasından çıkışımızı ilan etmeyi planlıyoruz" "Fenerbahçe finansal olarak kendi ayaklarının üzerinde duracak" diyen Ali Koç, "Eylül ayında gerçekleştireceğimiz genel kurulda Bakan Birliği anlaşmasından çıkışımızı resmen ilan etmeyi planlıyoruz. Bunu da aslına yüksek divan kurulunda kutlayacağız. 3 milyar 628 milyon TL, Bankalar Birliği anlaşmasından sonra ödeme yapmışız. Futbol dışında sportif branşlarda yatırımı kesmiyor diye düşündünüz mü? Buradan çıkmak zorundayız, 3 milyar 628 milyonun sadece 140 milyon TL’si anaparaya gitti. 3.5 milyar faiz ödedik. Bu Fenerbahçe camiasının büyük bir zaferidir, sadece bizim değil. Kulübümüzün geleceğini ipotekten kurtarma kararlılığımızın göstergesidir. Kulübümüzün tam bağımsızlığı yolunda verdiği mücadelenin zaferidir. Bundan sonra da kimse buradan çıkıp finansal açıdan Bankalar Birliği konuşmayacak konuma gelme hamlesidir. Bu yeni stat projesi düşünülme hamlesidir. Fenerbahçe kendi emeğiyle, parasıyla, sahibi olduğu, stadı yapan ilk ve tek kulüptür. Aziz Yıldırım bunu cesaret ettiği dönemlerde de Türkiye’nin ekonomisi çok kötü durumdaydı. Biz ilk seçildiğimizde ne demiştim; futbolu bir yere taşıyacağız. Dereağzı tamamen futbol dışı branşlar için kullanılacak. Eskidi, yorgun, ilk olarak voleybolda başlayacağız. 4-5 bin kişilik voleybol salonu da yapmaya kararlaştırdık. Biz bunları konuşabilecek konuma geldiysek, nereden nereye geldiğimizi algılamanızı sizden rica ediyorum" açıklamasında bulundu. "Kimse Fenerbahçe’yi sosyal medya üzerinden ele geçiremez" Samandıra Can Bartu Tesisleri’nde Teknik Direktör Jose Mourinho ve futbolcularla konuştuğunu ifade eden Başkan Koç, "Yönetim olarak yapacağımız tek şey takımın başını dik tutmak. Destek ve moral vermek. Kadroyu biz yapmıyoruz. Hiçbir zaman da o konuya girmeyiz. Biz futbolcularımıza inanıyoruz. Hoca konusunda herkesin diyeceği bir şey olabilir. İstikrardan yanayız. Her sene baştan başlamayı istemiyoruz. O yüzden 2 sene kontrat yaptık. Başkanı olmadan önce de söyledim, Fenerbahçe’nin en büyük rakibi Fenerbahçe’dir. Bu realite her geçen gün kuvvetlenerek gidiyor. Mesela hisse satışımız; bütün kulüpler hisse satıyor. Biz yapınca olay oluyor. Bir de hisseyi ben almışım. Ben böyle gizli saklı işi, 60 bin üyesi olan, 35 milyon taraftarı olan Fenerbahçe’den gece yatağa girerken rahat uyuyacağımı mı düşünüyorsunuz? Fenerbahçe başkanına çok aşağılık bir şekilde dil uzatanlara niye hiç tepki vermiyorsunuz. Biz camia olarak tek tepkiyi kendimize vermeye alıştık. Bizi o noktaya getirdiler. Bırakacağım gün bunları çok farklı şekilde, yıllardır içimde tutuyorum. Bu da gidişat değildir. Beğenseniz de beğenmeseniz de mevkiye saygı duymak zorundasınız. Sonuna kadar desteklemek durumundayız. Burada gelip ültimatomlar vermek, Fenerbahçe dinamiklerini bilmiyorsanız şöyle olur demek, saygı duyarım. İstesek bugün basına kapalı yapardık, canlı yayınlamazdık. Kimse Fenerbahçe’yi sosyal medya üzerinden ele geçiremez. Sipariş haber yaptırmadık. Belki o yüzden ipini koparan bu şekilde yapıyor. Fenerbahçe’yi eleştirmenin yeri burasıdır. Hakan bey geldiği için saygı duyuyorum. İnsanlara haberler yaptırıp, röportajlar vermek olmaz. Bu kürsü herkese açıktır. Gelin burada konuşun" şeklinde konuştu. "İnşallah konuştuğumuz projeler en kısa zaman hayata geçecektir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara’da görüşmesiyle ilgili de bilgiler veren Ali Koç, "Cumhurbaşkanı sağ olsun bizi kabul etti. Toplantıda Murat Kurum da vardı. Uzun süredir bekleyen projelerimizi istişare ettik. Biri salonumuzun yanındaki arazi, ikincisi kolej, üçüncüsü de Maltepe’de bize verilen araziye 60 dönüm daha lazım. Sahalarımızı sığdırdık ama bize gölet lazım. Üzerine 1-2 tane daha saha koyabilirsek bizim için çok önemli. Henüz üzerinden geçmediğimiz için stat projemizi Cumhurbaşkanımıza sunmayı doğru bulmadık. Birçok gece sabahın nasıl olacağını bilmeden yattık. Bir yükümlülüğü yerine getiremeyecek şekilde gece uyumak kimseye nasip olmasın. Cumhurbaşkanımıza projelerimizi dinlediği için teşekkür ediyorum. Sonra Murat beyle bakanlığa gittik ve istişarelerde bulunduk. İnşallah konuştuğumuz projeler en kısa zaman hayata geçecektir" diyerek sözlerini noktaladı.