Yerel Haberler
Hatay
23 Kasım 2024 Cumartesi - 09:10 Kepçenin kovasında künefe çeviren operatörün o anları ilgi odağı oldu Hatay’da kepçe operatörü Mehmet Topal’ın ekskavatörün kovasının üzerinde tescilli lezzet künefeye takla attırdığı anlar sosyal medyada ilgi odağı oldu. Antakya ilçesinde 32 yaşındaki kepçe operatörü Mehmet Topal, hasarlı binalarının yıkımını gerçekleştiren bir yıkım ekibinde mesai yapıyor. İl dışından Hatay’a gelen arkadaşlarına tescilli lezzet künefeyi tattırmak isteyen Topal, künefeye ekskavatörün kovasının üzerinde takla attırdı. Topal’ın sosyal medyada paylaşılan anları ilgi odağı olurken arkadaşlarına da moral oldu. “O kadar künefe yedim ve çevirdim ama bu unutulmaz bir an oldu” Ekskavatörün kovasının üzerinde künefeyi çevirmeyi başaran Mehmet Topal, “Künefeyi her zaman yapan ve seven biriyimdir. O gün de iş arkadaşlarıma yapmak istedim. Başka şehirden gelen arkadaşlarımıza orijinal Hatay künefesi yedirmek istedim. Künefeyi iş yerinde yaptık. Arkadaşlarımıza közde künefe yedirdik. Künefeyi ekskavatörün üstünde atma fikri de kuzenimden geldi. Biraz eğlence katalım dedi. Bu enkaz yığınların arasında bize moral olsun istedik. Künefeyi ekskavatörün üzerindeyken atarak çevirdik. O kadar künefe yedim ve çevirdim ama bu unutulmaz bir an oldu. Atamasaydım rezil olurdum ama çok şükür şimdiye kadar atamadığımız olmadı. Güzel de oldu. ekskavatör üzerinde de farklılık oldu ve iyi ki de oldu” dedi. “Bize renk kattı ve güzel enerji oldu” Kuzeninin yaptığı davranışla ortama neşe kattığını söyleyen Muhammed Topal, “Bu defa farklı bir şeyler olsun ve ortama neşe katalım dedim. Onu da ekskavatörün üzerinde denedik ve güzel de oldu. Künefeyi parçalanmadan çevirdik. Bize renk kattı ve güzel enerji oldu. Hatay’ımızın meşhur künefesinin tadı da güzeldi” ifadelerini kullandı.
23 Kasım 2024 Cumartesi - 09:05 Öğrencilerine ödev olarak inek sağdıran ve kuzuları besleten Melahat öğretmenin öğrencilerinin 10 parmağında 10 marifet Hatay’da depremin vurduğu sınır köyünde öğretmenlik yapan Melahat Ayaz, ’ev işlerinde aileye yardımcı olma’ ödeviyle öğrencilerini gerçek hayata hazırlıyor. Ödev kapsamında gündelik hayatlarında ailelerine yardım eden öğrenciler; inek sağarak, çapa yaparak ve kuzuları besleyerek yaşamlarını sürdürürken çocukların bu anları yürekleri ısıtıyor. Türkiye-Suriye sınırının sıfır noktasında bulunan Kırıkhan ilçesi İncirli Mahallesi’nde yaşayan 24 yaşındaki Melahat Ayaz, 3 yıldır kendisinin de eğitim gördüğü okulda öğretmenlik yapıyor. Depremin etkisini hissettirdiği mahalledeki İncirli İlkokulunda sınıf öğretmenliği yapan Ayaz, bir süre önce sorumluluk bilincini aşılamak için ‘Ev işlerinde aileye yardımcı olma’ ödevi vermeye başladı. Derslerden geriye kalan zamanda ‘Ev işlerinde aileye yardımcı’ olma ödevini yerine getirmeye çalışan öğrenciler; hayvan yemlemeye, ekmek pişirmeye, çiçek sulamaya, bahçe işleriyle uğraşmak gibi çeşitli etkinlikler yapmayı başladı. Çocukları cep telefonundan ve teknolojik aletlerden uzak tutarak gerçek dünyaya alıştıran öğretmen Ayaz’ın bu davranışı ailelerden takdir topladı. Yaptığı davranışla çocukların hayatına dokunan Ayaz, zaman zaman sosyal medyada paylaştığı görüntülerle izleyenlerin yüreklerini ısıtıyor. "Verdiğim ödevle birlikte bir öğrencim inek sağıyordu, biri ekmek yapıyordu ve biri koyunlara yem veriyordu" Öğrencilerine sorumluluk bilincini aşılamak adına için ‘Ev işlerinde aileye yardımcı olma’ ödevi veren ve yaptığı davranışla takdir toplayan Ayaz, "Ben de bu okulda okudum ve okuduğum okulda öğretmenlik yapıyorum. Ben bu ödevi verdikten sonra velilerden video çekip göndermelerini istedim. Çocukların videolarını görünce çok duygulandım. Verdiğim ödevle birlikte; bir öğrencim inek sağıyordu, biri ekmek yapıyordu ve koyunlara yem veriyordu. Özellikle erkek öğrencilerimin ev işi yapmaları çok hoşuma gitmişti. Ben bu ödevi bir günlük için vermedim. Çocukların ailelerine yardım etmelerini istedim. Veliler bu ödevi çok sevdi. Ödevdeki amacım, çocuklardaki sorumluluk bilincini oluşturmaktı. Köydeki çocuklar bu işleri zaten yapıyorlardı. Bir öğretmen tarafından ödev olarak verilmesi öğrencilerde bir farkındalık oluşturur diye düşündüm. Eğitim aileden başlar ama çevrede şekillenir. Çevrede de öğretmenlerin önemli olduğunu düşünüyorum" dedi. "Babama yardım etmeyi seviyorum ve koyunlara yem veriyoruz, kuzuları ayırıyoruz" Hayvancılıklarla uğraşan babasıyla birlikte koyunları yemleyen ve bakımlarını yapan öğrenci Hazal Nerkiz, “Babama yardım etmeyi seviyorum ve koyunlara yem veriyoruz, kuzuları ayırıyoruz. Yerleri süpürüyoruz. Öğretmenimiz ev işlerinde anne ve babamıza yardım etmemiz için ödev verdi” şeklinde konuştu. "Kızım benimle birlikte hayvanların yemini koyuyor, yerleri süpürüyoruz ve kuzuları ayırıyoruz" Hayvancılıkla uğraşan Hüseyin Nerkiz, evladının ödevini yaparak kendisine yardım etmesinden mutlu olduğunu belirterek, “Çocuğuma, öğretmeni ev işlerinde bize yardım etmeleri için ödev verdi. Kızım benimle birlikte hayvanların yemini koyuyor, yerleri süpürüyoruz ve kuzuları ayırıyoruz. Bu işleri birlikte yapmaktan memnun oluyoruz. Kızım elinden geldiğince bize yardımcı oluyor” dedi. “Çocuklar okuldan geldiklerinde ödevlerini yaptıktan sonra bana yardım ediyorlar” Çocuklarının ödevlerini yaptıktan sonra kendisine yardım ettiklerini ifade eden Nazlı Okçu, “Öğretmenimiz bize bu ödevi verdi. Çocuklar okuldan geldiklerinde ödevlerini yaptıktan sonra bana yardım ediyorlar. Çocuklarım her işte bana yardımcı oluyorlar” şeklinde konuştu. “Ekmek yapıyorum ve bulaşıkları yıkıyorum” Ev işlerine yardım ödeviyle birlikte annesine ekmek pişirmekte yardım ettiğini belirten öğrenci Hatice Okçu, “Anneme ev işlerinde yardım ediyorum. Ekmek yapıyorum ve bulaşıkları yıkıyorum. Öğretmenimiz ev işlerinde ailenize yardım etme ödevi vermişti” ifadelerini kullandı.
Hastane personeline yangın eğitimi verildi
14 Kasım 2024 Perşembe - 09:05 Hastane personeline yangın eğitimi verildi Hatay Büyükşehir Belediyesi itfaiye personelleri tarafından Defne Devlet Hastanesi’nde hastane personeline yangın eğitimi verildi. Hatay Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların yoğun olarak kullandığı kamu kurum ve kuruluşlarında meydana gelebilecek doğal afet, yangın ve kaza gibi olumsuzluklarda vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak amacıyla personellere yönelik eğitim ve tatbikatlara devam ediyor. Yangın ve afet durumlarında can ve mal kaybını önlemek amacıyla 7 gün 24 saat görev yapan HBB İtfaiye Dairesi Başkanlığı; yangınla mücadele, arama kurtarma ve afet durumlarında gerçekleştirdiği çalışmaların yanı sıra vatandaşları bilinçlendirmek amacıyla eğitim ve tatbikatlar düzenliyor. Bu kapsamda ekipler, Defne Devlet Hastanesinde olası bir yangın olayına karşı personeli bilinçlendirmek amacıyla yangından korunma, yangına müdahale ve mücadele ile yangın söndürme cihazlarının doğru kullanımı konularında eğitim verdi. Eğitime katılanlara, yangın durumunda siren sesi ile birlikte yapılması gerekenler anlatılarak hayati önem taşıyan bu anların önemine dikkat çekildi. Eğitim sonrası gerçekleştirilen tatbikatta hastane personellerine yangın anında yapılması gerekenler ve yangın söndürme cihazlarının kullanımı uygulamalı olarak anlatıldı. Yetkililer, bu tür tatbikatların sürekli hale getirilmesi gerektiğine vurgu yaparak tatbikatlarla acil durumlarda güvenlik ve müdahale süreçlerinin etkinliğinin artırılmasını hedeflediklerini kaydetti.
‘Tilki acıktığında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyor’ diyen adam 6 aydır yayla komşusu olan tilkiyi besliyor
14 Kasım 2024 Perşembe - 09:05 ‘Tilki acıktığında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyor’ diyen adam 6 aydır yayla komşusu olan tilkiyi besliyor Hatay’da yaylada yiyecek bulmakta güçlük çeken tilkiyi beslemeye başlayan Cemal Çevik, 6 aydır tilkiyi beslemeye devam ediyor. Şefkati ve merhametiyle yürekleri ısıtan Çevik, “Tilkiler acıktıklarında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyor” diyerek hayvanın kendisine olan ilgisini dile getirdi. İskenderun ilçesi Sarıseki Mahallesine bağlı Haymaçınar mevkiinde yayla evi bulunan Cemal Çevik, doğada yaşayan tilkiyi beslemeye başladı. Bölgenin ıssız olması ve çok fazla yerleşim yeri olmaması dolasıyla tilkiyle arasındaki bağ gelişen Çevik, yaz mevsiminde akşamları düzenli olarak tilkiyi besledi. Havaların soğumasıyla birlikte yayla evini pek kullanmamaya başlayan Çevik, doğadaki tilkiyi unutmadı ve hafta sonları gölgeye gittiğinde hayvana da yem vermeye devam etti. Yaklaşık 6 aydır tilkiyi besleyen ve ‘Tilkiler acıktıklarında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyor’ diyen Çevik, merhametiyle yürekleri ısıttı. Zaman zaman hayvanları beslediği anları kayıt altına alan Çevik, yaptığıyla takdir topluyor. “Beslediğimiz tilki bizim yayla komşumuz” 6 aydır her tilkiyi beslediğini ifade eden 47 yaşındaki Cemal Çevik, “Beslediğimiz tilki bizim yayla komşumuz. Tilkinin yuvasını benim oğlum buldu, biz de her gün akşamları yemek götürüyorduk tilkiye, sürekli et ve tavuk gibi yiyecekler götürünce hayvanlar bize alıştılar. En son pikniğe gittiğimizde eve dönerken biraz kemik götürdük onlara ve baktık halen orada bizi bekliyordu. Sevimli hayvanlar çok seviyorum. Tilki acıktığında bir çocuk gibi bizim yolumuzu gözlüyorlar. Biz de onlara her hafta gittiğimizde kendi imkanlarımızla ne varsa götürüyoruz, onları beslemeye çalışıyoruz. Yaklaşık altı aydan beri bu tilkiyi besliyorum. Yaylada olduğumuzda günlük besliyorduk onları, şu anda yayladaki evimizden merkeze geldiğimiz için hafta sonları gidiyoruz. Bu hafta sonu tekrar gideceğim bu defada et ve kemik götüreceğim. Bir aile gibi olduk onlarla biz, onlar doğasından mutlular biz de onlara hayat şartlarına göre yardımcı oluyoruz. Allah’ın bir lütfu diyelim” ifadelerini kullandı.
Mari’nin bal kabakları depremzede kadınlara umut oldu
14 Kasım 2024 Perşembe - 09:00 Mari’nin bal kabakları depremzede kadınlara umut oldu Hatay’ın tescilli lezzeti beyaz bal kabağıyla 31 yıldır tatlı yaparak para kazanan Mari Saatçi, 21 metre prefabrik iş yerinde yeniden lezzeti damakta tat bırakan tatlılarını yapmaya başladı. Depremde evi ve iş yeri yıkılan Saatçi, beraber çalıştığı afetzede 2 kadına da yeniden umut oldu. Gastronomi şehri Hatay’ın tescilli lezzeti olan beyaz bal kabağı, kendine özel pişirimi ve tarifiyle lezzetiyle damak çatlatıyor. Antakya ilçesinde yaşayan ve 31 yıldır bal kabağı tatlısı yaparak para kazanan 66 yaşındaki Mari Saatçi’nin iş yeri ve evi depremde yıkıldı. Bölge halkı tarafından ‘Mari teyze’ olarak bilinen Saatçi, asrın felaketinin ardından pes etmeyerek ilerleyen yaşına rağmen yaptığı bal kabağı tatlısını müşterileriyle yeniden buluşturdu. Hatay Valiliği tarafından Defne ilçesi Atatürk Alışveriş Merkezi prefabrik çarşısındaki 21 metrekare iş yerinde yeniden hayata tutunan Saatçi, 2 afetzede kadına da yeniden iş vermeye başladı. Azmi ve başarısıyla takdir toplayan namı değer Mari teyze, kendisiyle beraber 2 kadına da umut oldu. “2 ay kadar sonra evimize ve iş yerimize gittiğimizde hırsızlar her şeyimizi çalmıştı” Depremin ardından evinin ve iş yerinin hırsızlar tarafından talan edildiğini belirten Mari Saatçi, “1958 doğumluyum, 31 yıldır bu işi yapıyorum. Eski Antakya’da iş yerim vardı ve basit usulle bu işi yıllarca yaptım. Yanımda 4 - 5 kadına iş vermiştim. Yani herkes benle birlikte bir şeyler yapıp para kazanıyordu. Deprem oldu ve iş yerime uzun süre gidemedim. 2 ay kadar sonra evimize ve iş yerimize gittiğimizde hırsızlar her şeyimizi çalmıştı. Emekli maaşım var ve uzun süre 3 kişi geçindik bu parayla” dedi. “31 yıldır bal kabağı tatlısı pişirerek, para kazanıyorum” Depremin ardından kendisine tahsis edilen prefabrik iş yerinde yeniden meşhur tatlılarını yapmaya başladığını ve 21 metrekarelik iş yerinin 3 kişiye ekmek kapısı olacağını belirten Saatçi, “Daha sonra duyduk ki devletimiz prefabrik çarşı iş yerleri veriyor ve bende iş yerimi aldım. Oğlum çalışmamı istemedi, bende devletten aldığım yardımla ve maaşla yaşayamayacağımı söyledim. Yeni iş yerimde işimize tekrar başladık. 2 kadın aldım yanıma, bu dükkanımızda 3 kişi ekmek yiyeceğiz. Dükkan yaklaşık 21 kare ve bize yetmiyor. 31 yıldır bal kabağı tatlısı pişirerek, para kazanıyorum. Kabak tatlısının şu anki fiyatı 220 TL. Her yiyen bir daha alıyor, Rabbim razı olsun. Çok beğeniyorlar, kim Mari ablanın tatlısını duysa beğeniyor” ifadelerini kullandı. “Mari abla bize umut oldu, ben bu yaşımda çalıştığımı hissediyorum ve hoşuma gidiyor” Mari’nin kendisine umut olduğunu ve 60 yaşında çalıştığını hissettiğini dile getiren Selma Ezer, “Mari ablayı çoktandır tanıyorum. Depremden sonra maddi olarak sıkışmıştık, yeni bir iş yeri açtı ve bana imkan sağladı. Yardımcı olabiliyorum. Normalde yüzde 90 görme engelliyim, sağlığımı bilerek beni kabul etti. 3 kişi çalışıyoruz, şimdilik güzel gidiyoruz. İnşallah müşterimiz gelir. Mari abla bize umut oldu, ben bu yaşımda çalıştığımı hissediyorum ve hoşuma gidiyor” dedi.
Annesine ve kardeşine mezar olan binanın enkazından 4 gün sonra çıkarılan genç hayata tutundu
13 Kasım 2024 Çarşamba - 09:26 Annesine ve kardeşine mezar olan binanın enkazından 4 gün sonra çıkarılan genç hayata tutundu Hatay’da depremde 4. günde sağ kurtarıldığı binanın enkazında kardeşi ve annesi vefat eden 24 yaşındaki Mehmet Samet Dervişoğlu, hayata yeniden tutundu. Enkaz altında kurtarılacağına dair ümidi olmadığını söyleyen Dervişoğlu, "Enkaz altında garip olaylar yaşadım. Hep Kur’an-ı Kerim sesleri duyuyordum ve biri bana gelip ölmeyeceğimi, yaşayacağımı söylüyordu” dedi. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da binlerce bina yerle bir olmuş, 25 bin insan hayatını kaybetmişti. Asrın felaketine İskenderun ilçesi Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki evlerinde yakalanan ve enkazdan 4. günde Erzurumlu madenciler tarafından kurtarılan 24 yaşındaki Mehmet Samet Dervişoğlu, aynı binanın enkazında 46 yaşındaki annesi Sevilay Hafızoğlu ve 19 yaşındaki kardeşi Eser Dervişoğlu’nu kaybetti. Depremden saatler sonra yaşama tutunan ve eğitimine devam eden Mehmet Samet Dervişoğlu, hayatına adeta yeniden başladı. Çektiği acılar ve verdiği mücadeleler ile yaşama tutunan Dervişoğlu’nun yeni yuvasıysa teyzesinin ailesi oldu. “Enkaz altında garip olaylar yaşadım" Enkaz altında yaşadıklarını anlatan Mehmet Samet Dervişoğlu, “6 Şubat gecesi evimiz yıkıldı, ben annem ve kardeşim üçümüz o gece birlikte uyumuştuk. Annem ve kardeşimi kaybettim. Ben de enkazdan 4 gün sonra kurtarıldım. Enkaz altında büyük bir çaresizlik yaşadım ve ne yapacağımı bilemediğim için şok içerisindeydim. Kurtarılacağıma dair pek ümidim yoktu, çünkü hiçbir insanın yaşadığını da düşünmedim. Ta ki dördüncü günün sonunda sesler duymaya başladım. İşte o zaman kurtarılacağımı düşündüm ve zaten halen yaşıyordum. Enkaz altında garip olaylar yaşadım. Hep Kur’an-ı Kerim sesleri duyuyordum ve biri bana gelip ölmeyeceğimi, yaşayacağımı söylüyordu. Sudan daha çok nar yemek istemiştim ve gerçekten de rüyamda nar yemiştim. Kim yedirdi, nasıl oldu, inanın bilmiyorum. Enkazdan kurtarıldıktan sonra diyalize bile geçirmediler. Çünkü vücudum gayet sağlamdı ve su içmiş gibiydim ama fiziki anlamda olmadı ama nasıl olduysa sanki hiç açlık ve susuzluk çekmedim, sanki biri gelip beni koruyordu orada. Sağ olsun teyzemin ve eniştemin yanına geldim, onlarla birlikte kalıyorum. Sağ olsunlar bana aile oldular, Allah razı olsun onlardan. Deprem olduğu zaman üçüncü sınıfı bitirdim, onlinedan dördüncü sınıf olduğumda da geçen sene eylül ayında gittim üniversiteme. Mezun durumundayım diyeyim. Bir tane dersim kaldı, onu da vermeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı. Enkazdan çıkarılan yeğenine anne olan 42 yaşındaki teyze Sonay Satar ise, “Samet, çok saygılı, kendi halinde ve bize her konuda yardımcı oluyor. Yemekhanede çalışıyorum, kendilerine elimden geldiğince destek oluyorum ve aynı şartlarda yaşatmaya çalışıyorum. Bir sıkıntısı varsa eşim de ben de çok destek oluyoruz kendisine. Bebekliğinde de annemle hep biz bakıyorduk kendisine annesi çalıştığı için ama tabii ki annesi gibi olamayabilirim. Sonuçta elimden gelen tüm desteği veriyorum Samet’e. Bir oğlum ve bir kızım var, Samet de üçüncü çocuğum” dedi.