Yerel Haberler
Hatay
Deprem bölgesinde Anneler Günü’ne özel duygulandıran ’Askıda Çiçek’ uygulaması
09 Mayıs 2024 Perşembe - 09:59 Deprem bölgesinde Anneler Günü’ne özel duygulandıran ’Askıda Çiçek’ uygulaması HATAY (İHA) – Hatay’da depremde vefat eden annelere çiçek götürmek isteyen vatandaşlara kolaylık sağlamak isteyen esnaf, Anneler Günü’ne özel ’Askıda Çiçek’ uygulaması başlattı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmişti. Her özel günde olduğu gibi 12 Mayıs Pazar günü kutlanacak Anneler Günü öncesi deprem bölgesinde buruk bir hüzün var. Asrın felaketinde vefat eden anneleri unutmayan Hatay’ın İskenderun ilçesi, Barbaros Mahallesi’nde çiçekçilik yapan afetzede esnaf Kubilay Yolay oldu. Konteyner iş yerinde hizmet veren Yolay, Anneler Günü’ne özel askıda çiçek kampanyası başlattı. Maddi durumu el vermeyen vatandaşlar, hayır sever vatandaşların destekleriyle annelerinin mezarlarını çiçeklerle donatabilecek. Depremde hayatını kaybeden anneleri unutmamak adına ‘Askıda Çiçek’ kampanyasını başlattıklarını dile getiren işletme sahibi Kubilay Yolay (20) deprem bölgesinde başlattığı kampanya kapsamında, "6 Şubat gecesi biz herkes gibi buradaydık, işimizi ve akrabalarımızı kaybettik. Biz de 6 Şubat sonrası enkazın üzerine konteynerimizi yaptık işimizi kurduk, işimize devam ediyoruz. 6 Şubat gecesinden sonra özel günlerde, özellikle 6 Şubat’ı unutturmamak adına birçok projeye yer vermeye çalıştık. Bu şekilde devam edeceğimizi düşünüyoruz. Şu anki son projemiz Askıda Çiçek projesi, Askıda Çiçek projesiyle Anneler Günü’nde depremzede annelerimize ulaşmayı hedefliyoruz. Askıda Çiçek bölgede tek bir uygulama şu an için yapılmamıştı. Biz bunu hayata geçirmeyi planlıyoruz umarım başarılı olur, farkındalık oluştururuz insanlardan duyarlılık bekliyoruz" ifadelerini kullandı. "Şimdi ağlayabilirim samimiyetimle söylüyorum, çok duygusal oldu" Kampanyaya ilk desteği veren Nevzat Engür (72), duygusal anlar yaşadığını dile getirerek, "Şimdi ağlayabilirim, samimiyetimle söylüyorum, çok duygusal oldu. Bu çocuklarımıza teşekkür ederim. Benden de bir istekleri varsa benim başımın üstünde, onlar bizim neslimiz için kendilerini feda ettiler. Çoğu anneler yavrularla beraber kucağında gitti" şeklinde konuştu. 6 Şubat depremine İskenderun Numune Mahallesi’nde yakalanarak 5 saat enkazda kalan, oğlunu ve eşini kaybeden depremzede Hatice Zümrüt (43), "6 Şubat depremini yaşadım, depremde eşim ve oğlumu kaybettim. Anneler Günü’nü telaffuz ettiklerinde benim yüreğim yanıyor, bir daha anne olamamak bir daha anne kelimesini duyamamak, duyamayacağını düşünmek bile gerçekten çok acı ve acı verici bir durum. Anne olan, annelik duygusunu yaşayan, gerçekten anneliği bilen kadınların Dünya Anneler Günü kutlu olsun. Bu çiçek hediyesini getiren düşünüp de hepinize çok teşekkür ederim. Çok güzel bir kampanya, bir nebze de olsa bütün annelerin yüreğine su serpmeniz gerçekten iyi. Hatta kendi çiçeğimi kendim almıştım ama bugün çiçek almak da üstüne tuzu biber oldu. Mutlu ettiniz beni, emin olun ve kurumadığı sürece gözüm gibi bakacağım" dedi.
Deprem bölgesinde Anneler Günü’ne özel duygulandıran ‘Askıda Çiçek’ uygulaması
09 Mayıs 2024 Perşembe - 09:54 Deprem bölgesinde Anneler Günü’ne özel duygulandıran ‘Askıda Çiçek’ uygulaması Hatay’da depremde vefat eden annelere çiçek götürmek isteyen vatandaşlara kolaylık sağlamak isteyen esnaf, Anneler Günü’ne özel askıda çiçek uygulaması başlattı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmişti. Her özel günde olduğu gibi 12 Mayıs Pazar günü kutlanacak Anneler Günü öncesi deprem bölgesinde buruk bir hüzün var. Asrın felaketinde vefat eden anneleri unutmayan Hatay’ın İskenderun ilçesi, Barbaros Mahallesi’nde çiçekçilik yapan afetzede esnaf Kubilay Yolay oldu. Konteyner iş yerinde hizmet veren Yolay, Anneler Günü’ne özel askıda çiçek kampanyası başlattı. Maddi durumu el vermeyen vatandaşlar, hayır sever vatandaşların destekleriyle annelerinin mezarlarını çiçeklerle donatabilecekler. Depremde hayatını kaybeden anneleri unutmamak adına ‘Askıda çiçek’ kampanyasını başlattıklarını dile getiren işletme sahibi Kubilay Yolay (20) deprem bölgesinde başlattığı kampanya kapsamında,”6 Şubat gecesi biz herkes gibi buradaydık, işimizi ve akrabalarımızı kaybettik. Biz de 6 Şubat sonrası enkazın üzerine konteynırımızı yaptık işimizi kurduk işimize devam ediyoruz 6 Şubat gecesinden sonra özel günlerde özellikle 6 Şubat’ı unutturmamak adına birçok projeye yer vermeye çalıştık. Bu şekilde devam edeceğimizi düşünüyoruz. Şu anki son projemiz askıda çiçek projesi, askıda çiçek projesiyle anneler gününde depremzede annelerimize ulaşmayı hedefliyoruz. Askıda çiçek bölgede tek bir uygulama şu an için yapılmamıştı. Biz bunu hayata geçirmeyi planlıyoruz umarım başarılı olur, farkındalık oluştururuz insanlardan duyarlılık bekliyoruz” İfadelerini kullandı. “Şimdi ağlayabilirim samimiyetimle söylüyorum, çok duygusal oldu” Kampanyaya ilk desteği veren Nevzat Engür(72), duygusal anlar yaşadığını dile getirerek “Şimdi ağlayabilirim samimiyetimle söylüyorum, çok duygusal oldu. Bu çocuklarımıza teşekkür ederim. Benden de bir istekleri varsa benim başımın üstünde, onlar bizim neslimiz için kendilerini feda ettiler. Çoğu anneler yavrularla beraber kucağında gitti.” Şeklinde konuştu. 6 Şubat depremine İskenderun numune mahallesinde yakalanan 5 saat enkazda kalan oğlunu ve eşini kaybeden depremzede Hatice Zümrüt(43), “6 şubat depremini yaşadım, depremde eşim ve oğlumu kaybettim. Anneler gününü telaffuz ettiklerinde benim yüreğim yanıyor, bir daha anne olamamak bir daha anne kelimesini duyamamak, duyamayacağını düşünmek bile gerçekten çok acı ve acı verici bir durum. Anneler Günü içinde anne olan annelik duygusunu yaşayan gerçekten anneliği bilen kadınların Dünya Anneler Günü kutlu olsun. Bu çiçek hediyesini getiren düşünüp de hepinize çok teşekkür ederim. Çok güzel bir kampanya bir nebze de olsa bütün annelerin yüreğine su serpmeniz gerçekten iyi. Hatta kendi çiçeğimi kendim almıştım ama bugün çiçek almakta üstüne tuzu biber oldu. Mutlu ettiniz beni, emin olun ve kurumadığı sürece gözüm gibi bakacağım” dedi. (OA-VK-
’Arılarım beni tanıyor’ diyen arıcı, yaptığıyla binlerce arıya meydan okuyor
09 Mayıs 2024 Perşembe - 09:26 ’Arılarım beni tanıyor’ diyen arıcı, yaptığıyla binlerce arıya meydan okuyor Hatay’ın Payas ilçesinde arıcılık yapan Üzeyir Yarar, hiçbir koruma önlemi olmadan kovanlara yaptığı bakımla adeta binlerce arıya meydan okuyor. Payas ilçesi Kayalık Caddesi mevkisinde arıcılık yapan 47 yaşındaki Üzeyir Yarar, yaklaşık 10 yıldır arıcılık yaparak merakını gideriyor. Yaşlı bir adamdan aldığı 1 kovanla arılarını çoğaltan ve sayılarını 15 kovana çıkaran Yarar, petek bakımını da hiçbir güvenlik almadan yapıyor. Yarar yaptığıyla görenleri bile tedirgin ederken, "Arılar bizleri tanıyor zarar vermediğimiz sürece, zarar vermiyorlar" diyerek arıların arıların kendisine zarar vermediğini söylüyor. Arıcılığa hobi olarak başladığını ve arılarıyla arasında özel bir ilişki olduğunu dile getiren Üzeyir Yarar (47), "Arıcılıkta para düşünmüyorum, merakım var. Dedem de arıcıymış daha önce, çocukluğumdan belli bir merakım olduğu için 10 senedir bu işi yapıyorum. Arılar bizleri tanıyor, zarar vermediğimiz sürece zarar vermiyorlar. Kendilerini yaşatmak için ben ballarını bile almıyorum. Hatay’da 95 yaşındaki amcamızdan bir kovan ırkı bozulmamış arı aldım. Ondan bu yana da çoğalttım. Kovanlarıma devamlı bakıyorum, elbise giymiyorum. Arı soktuğu zaman da herhangi bir şişkinlik olmuyor. Bence arılar beni tanıyor. Video da var bunu da açarım; yani arılar beni tanıyor, bunlar herhangi bir zarar vermez" ifadelerine yer verdi.
Hataylı bal üreticisi “arılarım beni tanıyor” diyerek atletle arılarına bakım yapıyor
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 19:37 Hataylı bal üreticisi “arılarım beni tanıyor” diyerek atletle arılarına bakım yapıyor Hatay’ın payas ilçesinde balcılık yapan Üzeyir Yarar (47), yarı çıplak bir vaziyette arı kovanlarını açarak, adeta arılara meydan okudu. Balcı Üzeyir Yarar, arılarının kendisini tanıdığını ve 100 yıllık arılar olduğunu ırkın hiç bozulmamış olduğunu belirtti. Payas İlçesi kayalık Caddesi’nde balcılık yapan, Üzeyir Yarar 47 yaşındaki balcı kendi arılarına olan güvenini farklı bir yöntemle sergiledi. Yaklaşık 15 peteği bulunan ve arıların, günün belirli saatlerinde insanları ısırmadığını iddia eden Yarar, bununla birlikte kendi arılarının da kendisine asla zarar vermeyeceğini ispatlamak için neredeyse yarı çıplak soyundu. ‘Arılarım beni tanıyor’ dedi, içerisinde binlerce arının olduğu peteği yarı çıplak şekilde açtı Arıcılığa Hobi olarak başlayan Üzeyir Yarar(47), “ bundan bir herhangi bir şeye para filan şu bu talep düşünmeden burada işte arı meragım var. Dedem de benim arıcıymış daha önce çocukluğumdan belli bir meragım olduğu için, o arı bir 10 seneden belli bu işi yapıyorum. Arılar bizleri tanıyor zarar vermediğimiz sürece, onlar da bir insan gibi yani hayvan bir insan gibi zarar vermediğiniz sürece benim de zarar vermeyeceğimi biliyorlar, kendilerini yaşatmak için ben ballarını bile almıyorum, kendilerine bırakıyorum aldığım, yani biz aslında insanoğlu hırsızlık, hayvanın kışlık yiyeceklerini biz çalıyoruz ben az bir şey mesela alıyorum bundan bir herhangi bir para şey beklemiyorum yani, bir amcamızla tanıştım, amcam 95 yaşındaydı Hatay’da, adam 95 babasından kalmış arı 95 seneden belli dedi oğlum bendeydi bu arı dedi. Ben bir kovan aldım dedi miydi amca bunun bir kovanını bana sat dedim ve oraya Aracı gitmesi imkansız, ırk bozulmamış tahminimce onları getirdim o ırkı aldım onu çoğalttım kendi çapımda bir şeyler yapmayı kendim ırkım gibi o işte 10 tahminimce de 100 yıldan belli o adam da 95 yani ırk hiç bozulmamış. Oynuyorum devamlı her zaman bakıyorum bakımını yapıyorum elbise giymiyorum yani, herhangi bir şeyde soktuğu zaman da herhangi bir şişkinlikle olmuyor bende arılar beni tanıyor isterseniz bakıyım açıp yani onlar oldu daha büyük arılar var isterseniz videoda bak şurada bunu da açarım, yani arılar beni tanıyor ya bunlar herhangi bir zarar vermez.” İfadelerine yer verdi.
Bakan Özhaseki: “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik”
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 19:34 Bakan Özhaseki: “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem sonrası 76 bin konutun teslim edildiğini belirterek, "Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Hatay’a geldi. İlk olarak Antakya ilçesi EXPO yerleşkesinde bulunan Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden Bakan Özhaseki, şehrin farklı noktalarındaki şantiye alanlarını da ziyaret etti. Çalışmalar hakkında bilgi alan Bakan Özhaseki, ardından Mustafa Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Hatay İl Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Türkiye genelinde bin 240 şantiye alanının olduğunu belirten Bakan Özhaseki, bu zamana kadar yapımı tamamlanan 76 bin konutun da teslim edildiğini söyledi. “Depremden doğrudan ve dolaylı olarak 14 milyon insan etkilendi” Türkiye’nin 15 ay önce büyük bir felaketle karşı karşıya geldiğini hatırlatan Bakan Özhaseki, Hatay’da 9 saat arayla uzun süren iki tane şiddetli deprem olduğuna değinerek, “Bundan dolaylı veya doğrudan etkilenen insan sayısı 14 milyonu buldu. 18 tane şehrimizde de hasar var. Yapılan tespitlerde ara ara bu sayılar düşebilir ama ortalama 850 bin bağımsız birimin zarar gördüğünü biz de tescil etmiş olduk. Ülke olarak çok şükür büyük bir milletiz. Böyle bir milletin ferdi olmak ve üyesi olmak hepimiz için şereftir” dedi. “Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye alanımız var” Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye olduğunu ifade eden Bakan Özhaseki, AFAD’ın deprem bölgelerinde bildirmiş olduğu hak sahipliği sayısının 400 bin civarında konut ve 40 bin civarında da iş yeri olduğunu belirterek, “Mahkemelik durumlar nedeniyle arada sayılar değişiyor veya süreler uzatılıp yeni müracaatlar alınıyor. Bu sayının 500 bine doğru yaklaşacağını kabul ediyoruz. Biz bakanlık olarak 500 bin civarında konut ve iş yeri yapma planlamalarımızı sürdürüyoruz. Ülke genelinde şu anda bin 240 yerde şantiyemiz var. 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz. Genel olarak bin 240 yerde şantiyemiz var. Hatay merkezde bugün arkadaşlarımız 68 yerde şantiyemizin olduğunu söylediler" diye konuştu. “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Köylerde de hasar olduğunu dile getiren Bakan Özhaseki, “Bu köylerde önce normal inşaatlarımız devam ederken, deprem konusundaki uzman hocalarımızın tavsiyesiyle çelik evlere başladık. O çelik evlerimiz de çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Şu ana kadar 76 bin kadar konut teslim ettik. Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız. 400 bin civarında hak sahibinin 395 bin konut için bir ay içerisinde ihalesini yapacağız. Bunlara da en fazla bir yıl gibi bir süre veriyoruz. Ufak tefek aksamalar olabilir ama büyük ihtimalle gelecek sene ortası veya güz ayları gibi bütün konut ve iş yerleri için hak sahiplerinin tamamının haklarını inşallah bitirmiş ve teslim etmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
Ölümle sonuçlanabilen kuduzla ilgili veterinerden aşı uyarısı
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 08:51 Ölümle sonuçlanabilen kuduzla ilgili veterinerden aşı uyarısı HATAY (İHA) – Hatay’ın Defne ilçesinde görülen ve bölge halkında tedirginliğe neden olan kuduz hastalığının ölümcül ve tedavisinin olmadığını dile getiren veteriner Şerif Güneş, hastalığın direkt temas yoluyla bulaştığını söyledi. Defne’nin Meydancık Mahallesi’nde geçtiğimiz günlerde bir köpekte kuduz vakası tespit edilmişti. Kuduz vakasının görüldüğü Meydancık ve Güneysöğüt mahallelerinde hayvan giriş çıkışının yasaklanması bölge halkında tedirginliğe neden oldu. Defne Belediyesi ekipleri tarafından köpeklerin tedbir amaçlı toplanarak gözetim altına alması vatandaşları bir nebze de olsa rahatlattı. Defne Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Şerif Güneş, ‘kuduz hastalığı’ konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Kuduz hastalığının ölümcül ve tedavisinin olmadığını dile getiren veteriner Güneş, hastalığın direkt temasla bulaştığını belirterek, hastalıktan korunmanın en önemli yolunun panik olmadan aşı yaptırmak olduğunu belirtti. “Kuduz hastalığı, bulaştıktan itibaren en fazla 10-15 gün içerisinde ölüm gerçekleşiyor” Kuduz hastalığının ölümcül bir hastalık olduğunu ifade eden Güneş, hastalığın direkt temasla bulaştığını belirterek, “Kuduz hastalığı, hayvana veya insana bulaştıktan itibaren en fazla 10-15 gün içerisinde ölüm gerçekleşiyor. Tedavi şansı da çok düşük olan bir hastalıktır. İnsanlar ve hayvanlar için tek korunma yöntemi aşılamadır. Kuduz olan hayvan direkt temas etmezse hiçbir şekilde size bulaşma durumu kolay kolay görülmez. Onun için paniklemeye gerek yok” dedi. “Bu evrede hayvan gördüğü bütün çevredeki canlılara saldırganlık eğilimi gösterebilir” Kuduz hastalığının görüldüğü hayvanlarda aşırı saldırganlaşmanın görüldüğünü dile getiren veteriner Güneş, “Yarasa diğer hayvanlara bulaştırabiliyor. Mikrop, özellikle kuduz olan hayvanın tükürük bezlerinde yerleşiyor. Virüs şeklinde olan bir mikroptur. Bu mikrop hayvan kuduz hastalığına yakalandığı anda belli evreleri var. Bunun üç evre şeklinde görülüyor. Özellikle saldırganlık evresi var. Tam kuduz belirtilerinin görüldüğü bir evredir. Bu evrede hayvan gördüğü bütün çevredeki canlılara saldırganlık eğilimi gösterebilir. Bir sonraki evrede, özellikle hayvan hiç yapmadığı hareketleri yapabiliyor. Mesela sakin olan bir hayvan aniden saldırganlaşabiliyor. Üçüncü ve son evrede artık felç evresi, hayvan tamamen felçler geçirir ve hareketsiz kalır. Bu felç özellikle solunum felciyle sonuçlanıp ölüme sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı.
Enkaz kentin bereketli topraklarında buğday hasadı
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 08:44 Enkaz kentin bereketli topraklarında buğday hasadı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’ın bereketli topraklarında buğday hasadı başladı. Türkiye’nin en bereketli topraklarına ev sahipliği yapan Hatay’da onlarca ürün yetişiyor. Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte hasat edilen ürün çeşitliliği de her geçen gün artıyor. Depremin vurduğu kentin yeniden ayağa kalkması için önemli bir role sahip olan tarım, bölge halkına umut olmuş durumda. Arsuz ilçesi Pirinçlik Mahallesi’nde de geçtiğimiz son baharda ekimi yapılan buğdayda hasat başladı. Asrın felaketi sonrası üreterek hayata tutunmaya başlayan Pirinçlik Mahallesi sakinlerinden Bodur ailesi de 100 dönümlük tarlada buğday üretimine devam ediyor. Çocukluğundan beridir çiftçilik ile uğraştığını dile getiren 51 yaşındaki İrfan Bodur, “Tarlada doğduk, tarlada büyüdük ama aklımızın yettiği yaştan bu tarafa tarımla uğraşıyoruz. Çocukluk dönemlerimizde karapatoz dediğimiz patozla hani önceleri daha ilk başlarında orakla biçerdik desteleri toplayıp buğdayları deste halinde bir yere yığardık patozla çektiğimiz zaman buğdayın samanı bir tarafa ve çıkan buğdayı tenekelerle alıp çuvallama yapardık. Daha sonra da satışlarını ilgilenirdik daha sonralarında, biçer bağlar çıktı yani buğdayı biçiyor bağlıyor çok sevinmiştik, ne güzel bir teknoloji demiştik o zamanlar daha sonraları işte biçerdöverler, tarlalara girdiğinde işte rahatlık bu günlermiş dedik. Birkaç saatin içerisinde buğdayımızı hasat ediyoruz buğdayı hemen kamyonlara yüklenip, satışını gerçekleştirmiş oluyoruz. Ortalama 100 dönüm civarında buğday ekmiş olduğumuz tarlalarımız var ortalama 150 dönüm civarında zeytin üretimimiz var, ortalama 100 dönüm civarında narenciye ile uğraşıyoruz. Son durumda buğday fiyatlarını 7 TL üzerinden satmıştık bu yıl henüz bir açıklama hala gerçekleştirilmiş durumda değil zaten buğdayın alıcıları da genelde tüccarlar alıyor” ifadelerini kullandı. Tarım işlerinde ailesine yardım ettiğini söyleyen 11 yaşındaki Rana Bodur ise, “Babamgil öncelikle buğdayı biçmeye gidiyor, motorlarla buraya getiriyorlar buradan çuvallıyoruz. Çoğunlukla hafta sonları gidiyorum okuldan geldikten sonra akşam üzeri bazen gidiyoruz. Buğdayı toplarken, böyle üstümden koca bir yük gidiyormuş gibi hissediyorum, kendi tarlamızdan topladığımız buğdayları öğüterek un haline getiriyoruz ardından da ekmeklerimizi yapıp afiyetle yiyoruz” şeklinde konuştu.