Yerel Haberler
Hatay
22 Mart 2025 Cumartesi - 11:27 Depremin ilk günlerinde insanları yaşatmak için mücadele veren sağlıkçı Havva, afetzede vatandaşların umudu olmak için Hatay’da görev yapmaya başladı Asrın felaketinin ilk günlerinde enkaz altındaki insanları yaşatmak için Hatay’da görev yapmaya başlayan ve bölge insanını hayata tutundurmak için sosyal sorumluluk projeleri yürüten sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul’un yeni görev yeri Antakya oldu. Hatay’da konteynerde yaşamaya başlayan Ertuğrul, çocukların eğitimi için çıktığı yolda binlerce çocuğa umut olmayı hedefliyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşların hayata tutundurmak için mücadele etti. Afetzede çocukların eğitimi için seferberlik başlatan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine çok sayıda çadır okul ve konteyner kütüphane açtı. Deprem bölgesinde vatandaşların sadece eğitimine destek olmakla kalmayan iyilik meleği Acil Tıp Teknisyeni (ATT) Ertuğrul, asrın felaketinde evi yıkılan ailelere ‘çocuklar üşümesin’ sloganıyla ev yaptırdı. Hatay’da insanların acısına ortak olan sağlıkçı Havva, tayinini Antakya’ya aldırarak afetzede vatandaşların acısına daha yakından ortak olma kararı aldı. Hatay İl Ambulans Servisi Başhekimliğinde göreve başlayan Ertuğrul, Antalya’da yıllardır sürdürdüğü hayatı geride bırakarak çocuklara umut olmak için konteynerde yaşamaya başladı. "Hiçbir çocuk üşemesin diye depremde evleri yıkılmış çocuklara ev yapmaya başladık" Depremden sonra çocuklar üşemesin diye ev yapmaya başladıklarını ifade eden hemşire Ertuğrul, "Ben depremim ilk günü akşam saatlerinde Hatay’a ulaşmıştım. Şehirde o zamanlar çok büyük bir yıkım ve yara vardı. O zamandan beri hem ben hem de kurduğum okuma grubuyla deneyimlerimizle buradayız. Burada çok büyük acılar vardı. Annesini kaybeden çocuklar, evladını kaybeden anneler gibi büyük yıkımın karşısında kelimeler kifayetsiz kalıyor. O yıkımın içerisinde büyük bir umutsuzluk ve çaresizlik vardı. Umudu tekrardan yeşertmemiz gerektiği için enkaz altından kitap yeşertmek için okuma grubumla burada kalmaya devam ettik. Burada çok büyük acılar vardı. Bu acıları anlatmak yerine umudu yaşatmaya çalışıyorum. Ben depremin ilk günü geldiğimde önce insani yardım faaliyetlerinde bulunmaya başlamıştım. Kitap kampanyaları, kütüphaneler ve en sonunda ev yapmaya başladım. Aslında burada kalmamı ev projeleri sağladı. Çünkü daha çok çocuğa ulaşabiliriz. Hiçbir çocuk üşemesin diye depremde evleri yıkılmış çocuklara ev yapmaya başladık" dedi. "Deniz kenarındaki hayatımı bırakarak buradaki çocukları bulmaya geldim, burada konteyner da kalıyorum" Antalya’da yıllardır süren düzenli yaşamını bırakarak Antakya’ya gelen ve konteynerde yaşamaya başlayacağını ifade eden Ertuğrul, "Süreçler uzaktan yönetilmeyecek şekilde devam etmeye başlayınca Hatay İl Ambulans Servisi Başhekimliğine atandım. Bugün de ilk günümde görev yerindeyim. Bu durumdan dolayı mutluyum ve daha fazla çocuğa ulaşacağız. Hatay halkına daha fazla şekilde yardım edeceğiz. Bir kitapta diyor; ‘Umut belki de diğer sayfadır dur kapatma’ diyerek kitabı tam olarak umudu yeşertmek ve yeniden ayağa kaldırmak için gücünü görüyoruz. Güneşin yeniden doğacak herkes göstermeye çalışıyoruz. Ben önceden Antalya İl Ambulans Servisi Başhekimliğinde görev yapıyordum. Deniz kenarındaki hayatımı bırakarak buradaki çocukları bulmaya geldim, burada konteyner da kalıyorum. İstesem otellerde kalabilirdim veya evde tutabilirdim ama ben burada kalarak insanların acılarını da anlamak istiyorum. Onların acılarına ortak olmak beni mutlu ediyor. Çünkü acı paylaştıkça azalıyor. Burada daha fazla çocuğa ve daha fazla Hatay halkına sarılabilelim diye buraya tayinimi istedim" ifadelerini kullandı.
Depremin ilk günlerinde insanları yaşatmak için mücadele veren sağlıkçı Havva, afetzede vatandaşların umudu olmak için Hatay’da görev yapmaya başladı
22 Mart 2025 Cumartesi - 11:27 Depremin ilk günlerinde insanları yaşatmak için mücadele veren sağlıkçı Havva, afetzede vatandaşların umudu olmak için Hatay’da görev yapmaya başladı Asrın felaketinin ilk günlerinde enkaz altındaki insanları yaşatmak için Hatay’da görev yapmaya başlayan ve bölge insanını hayata tutundurmak için sosyal sorumluluk projeleri yürüten sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul’un yeni görev yeri Antakya oldu. Hatay’da konteynerde yaşamaya başlayan Ertuğrul, çocukların eğitimi için çıktığı yolda binlerce çocuğa umut olmayı hedefliyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşların hayata tutundurmak için mücadele etti. Afetzede çocukların eğitimi için seferberlik başlatan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine çok sayıda çadır okul ve konteyner kütüphane açtı. Deprem bölgesinde vatandaşların sadece eğitimine destek olmakla kalmayan iyilik meleği Acil Tıp Teknisyeni (ATT) Ertuğrul, asrın felaketinde evi yıkılan ailelere ‘çocuklar üşümesin’ sloganıyla ev yaptırdı. Hatay’da insanların acısına ortak olan sağlıkçı Havva, tayinini Antakya’ya aldırarak afetzede vatandaşların acısına daha yakından ortak olma kararı aldı. Hatay İl Ambulans Servisi Başhekimliğinde göreve başlayan Ertuğrul, Antalya’da yıllardır sürdürdüğü hayatı geride bırakarak çocuklara umut olmak için konteynerde yaşamaya başladı. "Hiçbir çocuk üşemesin diye depremde evleri yıkılmış çocuklara ev yapmaya başladık" Depremden sonra çocuklar üşemesin diye ev yapmaya başladıklarını ifade eden hemşire Ertuğrul, "Ben depremim ilk günü akşam saatlerinde Hatay’a ulaşmıştım. Şehirde o zamanlar çok büyük bir yıkım ve yara vardı. O zamandan beri hem ben hem de kurduğum okuma grubuyla deneyimlerimizle buradayız. Burada çok büyük acılar vardı. Annesini kaybeden çocuklar, evladını kaybeden anneler gibi büyük yıkımın karşısında kelimeler kifayetsiz kalıyor. O yıkımın içerisinde büyük bir umutsuzluk ve çaresizlik vardı. Umudu tekrardan yeşertmemiz gerektiği için enkaz altından kitap yeşertmek için okuma grubumla burada kalmaya devam ettik. Burada çok büyük acılar vardı. Bu acıları anlatmak yerine umudu yaşatmaya çalışıyorum. Ben depremin ilk günü geldiğimde önce insani yardım faaliyetlerinde bulunmaya başlamıştım. Kitap kampanyaları, kütüphaneler ve en sonunda ev yapmaya başladım. Aslında burada kalmamı ev projeleri sağladı. Çünkü daha çok çocuğa ulaşabiliriz. Hiçbir çocuk üşemesin diye depremde evleri yıkılmış çocuklara ev yapmaya başladık" dedi. "Deniz kenarındaki hayatımı bırakarak buradaki çocukları bulmaya geldim, burada konteyner da kalıyorum" Antalya’da yıllardır süren düzenli yaşamını bırakarak Antakya’ya gelen ve konteynerde yaşamaya başlayacağını ifade eden Ertuğrul, "Süreçler uzaktan yönetilmeyecek şekilde devam etmeye başlayınca Hatay İl Ambulans Servisi Başhekimliğine atandım. Bugün de ilk günümde görev yerindeyim. Bu durumdan dolayı mutluyum ve daha fazla çocuğa ulaşacağız. Hatay halkına daha fazla şekilde yardım edeceğiz. Bir kitapta diyor; ‘Umut belki de diğer sayfadır dur kapatma’ diyerek kitabı tam olarak umudu yeşertmek ve yeniden ayağa kaldırmak için gücünü görüyoruz. Güneşin yeniden doğacak herkes göstermeye çalışıyoruz. Ben önceden Antalya İl Ambulans Servisi Başhekimliğinde görev yapıyordum. Deniz kenarındaki hayatımı bırakarak buradaki çocukları bulmaya geldim, burada konteyner da kalıyorum. İstesem otellerde kalabilirdim veya evde tutabilirdim ama ben burada kalarak insanların acılarını da anlamak istiyorum. Onların acılarına ortak olmak beni mutlu ediyor. Çünkü acı paylaştıkça azalıyor. Burada daha fazla çocuğa ve daha fazla Hatay halkına sarılabilelim diye buraya tayinimi istedim" ifadelerini kullandı.
Yılların sarrafından yatırım yapmak isteyenlere altından vazgeçmeyin tavsiyesi
22 Mart 2025 Cumartesi - 10:44 Yılların sarrafından yatırım yapmak isteyenlere altından vazgeçmeyin tavsiyesi Hatay’da sarraflık yapan Ahmet Güney, son günlerde piyasalarda yaşanan dalgalanmalardan ötürü vatandaşların sığınması gereken güvenli limanın altın olduğunu söyledi. Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, gram fiyatının altının birkaç ay içerisinde 4 bin 200 TL’ye göreceğini ifade ederek altın değerinde tavsiyelerde bulundu. Piyasalarda yaşanan dalgalanmalarla birlikte yatırım yapmak isteyen vatandaşlar, yatırım tercihi konusunda tedirginlik yaşadı. Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, yılların tecrübesiyle vatandaşlara altın değerinde tavsiyelerde bulundu. Piyasalardaki dalgalanma sürecinde altının gram fiyatının 4 bin 200 TL’yi gördüğünü ifade eden Güney, altının yaklaşık birkaç ay zirve noktaya tekrar ulaşacağını söyledi. "Ülkemizde ekonomik süreç istikralı bir şekilde devam ediyor" Devlet tarafından ekonomiye yönelik yapılan müdahalelerin piyasalarda etkili olduğunu ifade eden sarraf Güney, "Ülkemizde ekonomik süreç istikralı bir şekilde devam ediyor. Herhangi bir kontrolsüzlük anında yeni argümanlarla dizginleri eline almaya çalışan devlet anlayışımız var. Dolayısıyla son günlerde Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte Salı günü itibariyle Dolar 42 TL’ye, Euro 45 TL’ye ve altın da 4200 TL’ye kadar çıktı. Biz burada algıyı en yüksek zamanda zirve ve orta zirve olarak bu rakamları görürüz. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte ekonomi durulmaya başlayacak, durulan ortamdan sonra düşmeye başlayan rakamların tekrar az önce bahsettiğimiz rakamlara yükselmesini bekliyoruz" dedi. "Çok kısa sürede altının gram fiyatının 4 bin 200 TL’yi göreceğini söyleyebilirim" Yatırım yapmak isteyen vatandaşlar için güvenli limanın altın olduğunu ifade eden sarraf Güney, "Tutup da şu tarihte şu rakam görülecek demek uygun değil ama ben çok kısa sürede altının gram fiyatının 4 bin 200 TL’yi göreceğini söyleyebilirim. Evlenecek ve altın alacak olanlara şunu söyleyebilirim. Ellerinde ne kadar TL, döviz yatırımı varsa bunları hemen altına çevirsinler. 24 ayar, yatırım altını veya bilezik şeklinde birikim yaparak beklemeye yapsınlar. Daha sonra kuyumcularına gittikleri zaman o yükselen trendi yakalamış olduklarından bu yatırım altınlarını verip pek ala takı altınlarına dönüştürmeleri mümkündür. Bu süreçte doğru kuyumcu tercihi insanların altından kaynaklı kazancını etkileyecektir" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin narenciye üretim merkezinde ağaçları don vurdu
21 Mart 2025 Cuma - 10:40 Türkiye’nin narenciye üretim merkezinde ağaçları don vurdu Türkiye’nin narenciye üretim merkezlerinden Hatay’ın Erzin ilçesinde etkili olan zirai don nedeniyle yaklaşık 160 bin dekar arazide yüzde 70 oranında zarar yaşandı. Türkiye’nin narenciye üretim merkezleri arasında yer alan Hatay’ın Erzin ilçesi yurt dışına gerçekleştirilen ihracatın yaklaşık yüzde 15’ini karşılıyor. Doğu Akdeniz’de geçtiğimiz haftalarda etkili olan soğuk hava zirai don afetine neden olmuştu. Zirai don afeti nedeniyle bölgenin geçim kaynağı olan narenciye bahçelerinde ağaçlarda kuruma yaşandı. İlerleyen süreçte narenciye fiyatlarında artış yaşanacağını ifade eden ziraat mühendisi ve Erzin Ziraat Odası Başkan vekili Hüseyin Erdi Korkmaz, Erzin ilçesinde yaklaşık 160 bin dekar arazide yüzde 70 oranında zarar olduğunu söyledi. "Bu yıl beş gün süren bir soğuk hava dalgası oldu, ağaçlarımızda don zararı meydana geldi" Erdi Korkmaz, soğuk havanın etkisiyle dondan etkilenen narenciye ağaçlarının ürün fiyatını etkileyeceğini belirterek, "Bu yıl beş gün süren bir soğuk hava dalgası oldu. Ağaçlarımızda don zararı meydana geldi. Erzin Türkiye narenciye ihracatı yüzde 15’ini karşılamaktadır. Bu durumdan dolayı da ister istemez 2025 yılında narenciye meyve fiyatlarında bir artış, üretimde büyük bir düşüş beklemekteyiz. İster istemez ihracatı etkileyecek ve iç piyasayı da etkileyecek. Şu an ağaçlara yapacağımız bir şey yok. İzleyip göreceğiz kuruyan olacak mı olmayacak mı? Biz gerekli müdahaleleri yapacağız. Şu an gidişata göre biraz su veriyoruz. Çiftçiler de su kullanıyor duruma göre gübrelerini veriyoruz" dedi. "Geçtiğimiz günlerde oluşan soğuk hava kütlesi narenciye ağaçların hepsini yakmış kavurmuş" Erzin’de çiftçilik yapan 60 yaşındaki Rahmi Ergörün, 400 ağaçlık narenciye bahçesinin don etkisiyle zarar gördüğünü ifade ederek "Yaklaşık 65 dekara yakın ÇKS kaydım var. Şu an bahçemde hiç yaş yaprak göremedim. Yazın hani susuzluktan yanan aynı ağaçlar gibi. Geçtiğimiz günlerde oluşan soğuk hava kütlesi hepsini yakmış kavurmuş. Bu soğuk hava bize birkaç seneye mal olacak. Şu anki gözlemlerimize göre ne kadar kurudu ve dallara ne kadar zarar verdi bilmiyoruz. Sadece yaprakta gözükeni görüyoruz. Bu tekrar filiz verir mi, bu sene önce verirse yeşil kalan aksamları başka filiz verecek mi? Benim pek bir ümidim yok. 400 ağaca yakın narenciye ağacım var" şeklinde konuştu.