ÇEVRE - 11 Nisan 2025 Cuma 12:58

Hakkari’de fırtınanın izleri siliniyor

A
A
A
Hakkari’de fırtınanın izleri siliniyor

Hakkari’de iki gün önce etkili olan sağanak yağış ve fırtınanın oluşturduğu tahribatın izleri siliniyor.


Hakkari Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, fırtınanın yol açtığı büyük tahribatın ardından harekete geçti. Yağışların durmasıyla birlikte ekipler, parkta kapsamlı bir temizlik çalışması başlattı.


Parkta zarar gören malzemelerin ise en kısa sürede onarılacağı belirtildi.



Hakkari’de fırtınanın izleri siliniyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO Müdürü görevden alındı Şanlıurfa Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulunda (MYO) müdürlük görevini yürüten Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Halil Yaşar’ın Rektör Mehmet Tahir Güllüoğlu ile yaşadığı bir telefon görüşmesi sonunda görevden alındığı öğrenildi. Şanlıurfa Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulunda (MYO) müdürlük görevini yürüten Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Halil Yaşar, iddiaya göre Rektör Mehmet Tahir Güllüoğlu ile bir telefon görüşmesi yaptı. Telefonda iki arasında ipler gerilince Doç. Dr. İbrahim Halil Yaşar görevden alındı. Olaya tepki gösteren Yaşar, Güllüoğlu’nun kendisini aşağılayarak tehdit ettiğini iddia etti. Yaşar, yaptığı yazılı açıklamada, onur ve şerefinin makamdan daha değerli olduğunu belirterek, "Harran Üniversitesi’nin değerli ve onurlu bilim insanları, Ortak Dersler Koordinatörlüğü (ODK) sınav ve uygulamalarının planlamadan yoksun, işlevsiz ve sorunlu olduğu hepinizin malumudur. Cuma günü saat 17:00’da bu konuya ilişkin Rektör’ün şahsımı aramasıyla aramızda bir telefon görüşmesi gerçekleşmiştir. Rektör, zaman, mekan, fail ve fiil unsurlarını açıklamadan, ODK ile ilgili yaşandığını söylediği birtakım sorunları gerekçe göstererek şahsıma karşı devlet adabı ve akademik nezaket sınırlarını aşan bir üslup ile diyaloga girişmiştir. Ben konuyu anlamaya çalışıp, araştırarak kendisini hemen bilgilendireceğimi söylesem de Rektör, yanında başka insanların da bulunduğunu özellikle belirterek, beni ve müdür yardımcılarımı ’benim canımı sıkma, ben size ne yapacağımı iyi biliyorum’ gibi yakışıksız ifadelerle aşağılamış ve kadro vermemekle tehdit etmiştir. Hatta adını ve kim olduğunu dahi bilmediği müdür yardımcılarımın kendilerine başka bir yer bulmalarını bu üniversitede barınamayacaklarını söylemiştir. Kendisinin bu üslubuna karşı devlet terbiyesi ve akademik nezaketi elden bırakmamaya gayret etsem de hakaretamiz üslubunu ısrarlı şekilde sürdürmeye devam etmiştir. Her ne kadar umuma açık ifade edilmese de Rektör’ün adaba ve edebe mugayir bu üslubu hepinizin malumudur. Bu husustaki rahatsızlıktan cumhurun kahir ekseriyeti haberdar ve mustarip olup tekrarı, malumun ilanından başkaca bir anlam ifade etmeyecektir. Bilinmelidir ki bilim adamlığı, şahsım açısından en önemli vasıf ve birinci önceliktir. Makam, para, şöhret vesaire hırslar şahsi dünyamda kabul gören şeyler değildir. İzzet ve şeref ancak Allah’a ait olup insanların şahsıma atfedeceği şirinliklere de karnım toktur" dedi. "Yükselen memleketimizin en önemli ihtiyacı olan yetişmiş insan kaynağının lokomotifi hükmündeki akademide saygı, edep ve adap sınırlarını aşan bir üslup ve muameleye muhatap olmak son derece üzücüdür" diyen Yaşar, "Birileri için makam ve mevki ile bunların sağladığı nimetler vazgeçilmez ve sevimli gelebilir. Ancak İbrahim Halil Yaşar açısından bunların herhangi bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Hiçbir sebep, sayın rektörün belli bir süreliğine emanetini yüklendiği kurumun şerefli personellerine hakaret etmesini haklı gösteremez. İlgili mevzuat, maiyetinde çalışan insanlara karşı özenli davranmayı vaaz ederken, maalesef sayın rektör, hakareti, tehdidi ve aşağılamayı tercih etmektedir. Unutulmamalıdır ki devletimiz ve kurumlarımız kalıcı, şahıslar ise fani ve geçicidir. Nitekim bizlerden önce de buralarda çokça insanlar gelip geçmiştir. Hülasa mensubu olmayı en büyük onur saydığım Yüce Türk Milleti ile hizmetkarı olduğum Türk Devleti’nin geleceği olan genç nesillerin yetişmesine katkı sunmak en büyük idealimdir. Bundan başkaca bir arzum ve emelim de bulunmamaktadır. Saygın Türk akademisinin bir üyesi olarak hiç kimsenin hakaretini sineye çekecek değilim ve bu çirkin tavrı reddediyorum. Bundan memnuniyet duymasam da devlet terbiyesi dışına çıkmadan şerefli ve onurlu bir tepki göstermeyi ise zaruri görüyorum. Harran Üniversitesi Sayın Tahir Güllüoğlu’nun şahsi mülkü olmadığı gibi bu kurumda çalışan hiçbir onurlu insan da kendisinin şahsi hizmetkarı yahut köyündeki azapları değildir. Harran Üniversitesi ülkemizin gözbebeği bir eğitim kurumu bizlerse devletimizin ve milletimizin bekası için çalışan onurlu insanlarız. Yardımcılarım ve maiyetimde çalışan tüm personelin hakkını ve hukukunu savunmak benim için bir namus meselesidir. Meselenin kişiselleştirilmesi durumunda Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere gerekli kurumlar nezdinde girişimlerde bulunacağımı da açıkça beyan ediyorum. Hatırlatmak isterim ki adalet incinirse her şey incinir. Allah’tan gayrı çekinecek ve korkacak kimse de yoktur. Allah’ın takdirinden öte bir kuvvet ve kudret de yoktur. O, dilemedikçe bir şey olmaz, O dilerse de kimse mani olamaz. Böyle inandık böyle iman ettik" ifadelerine yer verdi.
Çanakkale Çanakkale’de 5. kattan düşerek ölen restoratörün profesör eşinin yargılanması devam edildi Çanakkale’de 39 yaşındaki restoratörün 5’inci kattan düşerek hayatını kaybettiği olayla ilgili şüpheli olan eşinin yargılanmasına devam edildi. Olay, 30 Ekim 2024 tarihinde merkeze bağlı Kepez beldesi Hamidiye Mahallesi Aziz Nesin Caddesi’ndeki bir apartmanda meydana geldi. Henüz belirlenemeyen bir nedenle Tuğba Yavaş (39), apartmanın 5’inci katındaki dairenin balkonundan park halindeki motosikletin üzerine düştü. Durumu fark eden komşuların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen ambulansla Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne sevk edilen Tuğba Yavaş, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayın ardından polis ekipleri tarafından yapılan incelemeler sonucunda olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Yapılan çalışmalarda ekipler Tuğba Yavaş’ın eşi Prof. Dr. Alptekin Yavaş’ın ifadesine başvurdu. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Alptekin Yavaş çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Çanakkale Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturmasının tamamlanmasının ardından iddianame hazırlandı. Sanık Prof. Dr. Alptekin Yavaş hakkında ‘başkasını intihara yönlendirme halinde intiharın gerçekleşmesi’ suçundan Çanakkale 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. İlk duruşmanın ardından dava Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesince ele alındı. Bu arada sanık Alptekin Yavaş’ın avukatları, yeni duruşma öncesi tutukluluk için itiraz etti. Mahkeme ise sanık Yavaş’ın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar verdi. Davanın ikinci duruşması bugün Çanakkale 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada müşteki yakınları ve tutuksuz yargılanan Prof. Dr. Alptekin Yavaş hazır bulundu. Alptekin Yavaş duruşmasındaki savunmada, "Olay anında ‘yapmazsın’ sözünü, ben bana ve ortak çocuğumuza kıyamayacağı anlamında söyledim. İntihar iradesi güçlendirmek bahanesiyle söylemedim" şeklinde konuştu. Sanık savunmasının ardından Tuğba Yavaş’ın yakınları şikayetçi sıfatıyla dinlenildi. Müştekinin babası Mustafa Babayiğit, sanık Yavaş’tan şikayetçi olduğunu söyleyerek "Kızım durduk yere kendini atmadı" dedi. Anne İsminaz Anıl, "İntihar edecek çocuk mevlit hazırlığı yapmaz. Bu olaydan sonra Alptekin Yavaş bize torunumuzu göstermiyor. Çocuğumu ben ondan daha iyi yetiştiririm" dedi. Duruşmada sanık Yavaş’ın ve müşteki yakınlarının dinlenmesi ardından hakim sanık Yavaş’ın tutuksuz yargılanmasının devamına ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için davayı 30 Haziran tarihine ertelendi.
İstanbul Silivri’de Taban Gübresi Dağıtım töreni düzenlendi Silivri Belediyesi, Danamandıra Mahallesi’nde Taban Gübresi Dağıtım Töreni düzenlendi. Silivri Belediyesi Danamandıra Mahallesi’nde Taban Gübresi Dağıtım Töreni gerçekleşti. Törene, Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, Silivri Önder Çiftçi Dermeği Başkanı Metin Oral, Silivri Muhtarlar Derneği Başkanı Serhat Ateş, Danamandıra Mahalle Muhtarı Ziya Demirel ve çiftçiler katıldı. Danamanadıra ücretsiz gübre desteği programında konuşan Başkan Balcıoğlu, gübre desteğinin ilk kez bu dönem başlatıldığını dile getirdi. Çitçilere verilen desteği sürdüreceklerini kaydeden Başkan Balcıoğlu, "Bu güzel mahallemizde toprağın diliyle konuşan, güne sabah ezanıyla başlayan, akşam elinde çapa, gözünde umutla günü kapatan çiftçilerimizle bir aradayız. Büyüklerimiz bu topraklara ne verirsen, sana fazlasıyla döner derdi. Biz de tam bu anlayışla buradayız" dedi. Silivri’nin tarımda öncü ilçe olması için devam eden çalışmalardan söz eden Başkan Balcıoğlu, "Bu destek, sadece bir torba gübre değil. Bu destek, alın terine saygının, emeğe verilen değerin, kırsalda üretmek için direnen çiftçiye verilen bir selamın karşılığıdır. Siz üretmeye devam edin diye, biz var gücümüzle çalışıyoruz. Siz bu topraklardan vazgeçmeyin diye biz size elimizi uzatıyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu ülkenin asıl teminatı, traktörüne mazot koyup sabah tarlasına giden üreticidir. Siz değerli çiftçilerimizin gayreti ve emeğiyle Silivri’nin toprakları her yıl daha da yeşeriyor. Bizler de her zaman söylediğimiz gibi, sizin üretiminizle güçlenecek, sizin alın terinizle büyüyecek bir Silivri için çalışmaya devam ediyoruz. Göreve geldiğimiz ilk yılda yani geçtimiz üretim sezonunda, 100 milyon TL’lik bir destek sağladık çiftçilerimize. Tohum isteyen çiftçimize tohum verdik. Saman arayan üreticimize balyasını ulaştırdık. Fideyle bahçesini yeşertmek isteyenin yanında olduk. Sofrasına yağ koyamayan vatandaşımızın elinden tuttuk" dedi. Başkan Balcıoğlu, "Emek olmadan ürün olmaz. Dayanışma olmadan hiçbir başarı kalıcı olmaz. İşte bu yüzden biz birlikte üretmeye, birlikte büyümeye devam edeceğiz. Tarım bizim için sadece bir geçim kapısı değil bu toprağın ruhudur, bu memleketin onurudur" diye konuştu. Silivri Ziraat Odası Başkanı Sabri Özer de, Danamandıra’nın üretim geçmişine değinerek, "İnşallah Danamandıra yeniden o bereketli günlerine kavuşur" dedi. Üretimin artacağına olan inancını vurgulayan Özer, Başkan Balcıoğlu’na teşekkürlerini iletti. Silivri Önder Çiftçi Derneği Başkanı Metin Oral da, tarımın ilçedeki öneminden söz ederek, belediyelerin geçmişte tarıma mesafeli durduğunu ancak artık bu anlayışın değiştiğini belirtti. "Eskiden belediyelerin tarıma dair bir yaklaşımı yoktu ama şimdi hem ne yapmamız gerektiğini söylüyorlar hem de yol gösteriyorlar" diyerek tarıma verilen desteğin kıymetini vurgulayan Oral, Başkan Balcıoğlu’na teşekkürlerini iletti. Silivri’nin tarımla gelişeceğini ve tarıma verilen desteğin artarak süreceğini dile getiren Oral, "Bu desteklerin devam edeceğine inanıyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum" diye konuştu. Konuşmasında tarımın önemine değinen Muhtar Demirel, "Bugün burada gübre dağıtımı için toplanmış bulunuyoruz. Başkanımıza, Ramazan ayında yaptığı yardımlar ve ayçiçek yağı dağıtımı için de teşekkür ederim" dedi. Kadın üretici Müjgan Dalgın, Başkan Balcıoğlu’na gübre desteği için teşekkürlerini iletti. "Sayenizde tarlamız nefes aldı" diyen Dalgın, "Emeğimizin karşılığını alabilmek biz çiftçi kadınlarımız için çok kıymetli. Böyle zor zamanlarda yanımızda olmanız bize güç veriyor" ifadelerine yer verdi.
Burdur Gökhan Tombak cinayetinin 8. duruşmasında da karar çıkmadı Burdur’da evinin önünde kimliği belirsiz kişilerce öldürülen Gökhan Tombak cinayeti davasının 8’inci duruşmasında da karar çıkmadı. Mahkeme heyeti, sanıkların tutuksuz yargılanmalarının devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Bucak ilçesine bağlı Karaaliler köyünde 1 Aralık 2022 tarihinde yaşanan olayda, Gökhan Tombak, kimliği belirsiz kişilerce tüfek ile öldürülmüştü. Jandarmanın yaptığı incelemeler sonucu gözaltına alınan Hasan U. (56) ve Emrah T. çıkarıldığı mahkemenin ardından kasten öldürme tutuklanmıştı. Bir süre cezaevinde kalan iki şüpheli, delil yetersizliğinden tahliye edilmişti. Olayla ilgili süren davanın 8’inci duruşması bugün Burdur 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuksuz yargılanan sanıklardan Hasan U., Emrah T. (28), Ahmet U. (28), Ahmet S. (28), Muhammet A. (22), Selahattin A. ile maktul Gökhan Tombak’ın eşi Asuman Tombak, annesi Fatiha Tombak, kardeşi Gürel Tombak, oğlu Kemal Tombak ve taraf avukatları salonda hazır bulundu. Duruşmada tanıklar Osman K., Hakkı Ö., Mustafa T., Ahmet G. dinlendi. Tombak ailesi avukatları sanıkların tutuksuz yargılanan sanıkların tutuklanmasını talep etti. Maktul Gökhan Tombak’ın oğlu Kemal Tombak, annesi Fatiha Tombak, kardeşi Gürel Tombak da sanıkların tutuklanmalarını isterken eşi Asuman Tombak, "Eşim mezarda, öldürenler dışarıda. Çocuklarım mağdurken sanıkların gezmesini kendime yediremiyorum. Adaletin yerini bulmasını ve sanıkların tutuklanmasını talep ediyorum" dedi. Sanık avukatları ve sanıklarda beraat kararı çıkmasını talep etti. Duruşmaya bir süre ara veren mahkeme heyeti dosyadaki eksik hususların giderilmesini ve sanıkların tutuksuz yargılanmalarının devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Muğla Uluslararası uyuşturucu sevkiyatında sanıklara 30’ar yıl hapis cezası Muğla’nın Bodrum ilçesi açıklarında 2022 yılında film sahnelerini aratmayan bir operasyonla durdurulan yatta, ticari gemide ve denizde yapılan aramada ele geçirilen toplam 86 kilogram uyuşturucuyla ilgili hakim karşısına çıkan 10 sanık hakkında 30’ar yıl hapis cezası verildi. 26 Temmuz 2022’de Güllük Limanı’na yönelen Vanuatu bayraklı 92 metrelik ’Ocean Blue’ isimli ticari gemi, istihbarat birimlerinin radarına takıldı. Gelen sinyaller üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı alarma geçti, düğmeye basıldı. Operasyonun seyri, Güllük Körfezi’nde gizemli bir buluşmayı ortaya koydu. ABD bayraklı ’Belgor’ isimli lüks motor yatın, Ocean Blue’ya yanaşıp hızla uzaklaştığı tespit edilince, iki deniz aracı da yakın takibe alındı. Ticari gemi kısa sürede durdurulurken, motor yatın kaptanı yapılan uyarıları dikkate almayınca kovalamaca başladı. Havadan ve denizden nefes kesen takip saatler sürdü. 4 sahil güvenlik botu, 1 dalış timi, 1 sahil güvenlik uçağı ve Emniyet’e ait 1 helikopterle kıskaca alınan yat, önleme manevralarıyla etkisiz hale getirildi. Yat içinde bulunan 4 kişi gözaltına alındı. Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararıyla başlatılan aramalarda hem motor yatta hem de Ocean Blue isimli ticari gemide inceleme yapıldı. Denize atılmış halde bulunan 60 kilo kokainin yanı sıra kıyıya vuran 22 kilo daha ele geçirildi. Ticari gemide de 4 kilo skunk bulundu. Toplamda yaklaşık 86 kilo uyuşturucu, mavi derinliklerden çıkarıldı. 10 kişiye 30 yıl hapis 30 Temmuz 2022’de adliyeye sevk edilen motor yattaki Ali Korman E., Metin Ş., Atilla O. ve İbrahim Ç. tutuklandı. 3 Ağustos 2022’de ise Ocean Blue’daki 14 kişilik mürettebattan tamamı hakim karşısına çıkarıldı ve tutuklama kararı verildi. Bodrum 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 18 sanık tam 12 kez hakim karşısına çıktı. Son duruşma iki gün sürdü. Mahkeme heyeti, aralarında her iki teknenin kaptanlarının da olduğu 10 sanığa, ’uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti’ suçundan 30’ar yıl hapis ve 375 bin lira adli para cezası verdi. 8 sanık hakkında ise beraat kararı verildi.