GÜNDEM - 16 Nisan 2025 Çarşamba 19:44

Silivri’de Taban Gübresi Dağıtım töreni düzenlendi

A
A
A
Silivri’de Taban Gübresi Dağıtım töreni düzenlendi

Silivri Belediyesi, Danamandıra Mahallesi’nde Taban Gübresi Dağıtım Töreni düzenlendi.


Silivri Belediyesi Danamandıra Mahallesi’nde Taban Gübresi Dağıtım Töreni gerçekleşti. Törene, Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu, Silivri Önder Çiftçi Dermeği Başkanı Metin Oral, Silivri Muhtarlar Derneği Başkanı Serhat Ateş, Danamandıra Mahalle Muhtarı Ziya Demirel ve çiftçiler katıldı.


Danamanadıra ücretsiz gübre desteği programında konuşan Başkan Balcıoğlu, gübre desteğinin ilk kez bu dönem başlatıldığını dile getirdi. Çitçilere verilen desteği sürdüreceklerini kaydeden Başkan Balcıoğlu, "Bu güzel mahallemizde toprağın diliyle konuşan, güne sabah ezanıyla başlayan, akşam elinde çapa, gözünde umutla günü kapatan çiftçilerimizle bir aradayız. Büyüklerimiz bu topraklara ne verirsen, sana fazlasıyla döner derdi. Biz de tam bu anlayışla buradayız" dedi.


Silivri’nin tarımda öncü ilçe olması için devam eden çalışmalardan söz eden Başkan Balcıoğlu, "Bu destek, sadece bir torba gübre değil. Bu destek, alın terine saygının, emeğe verilen değerin, kırsalda üretmek için direnen çiftçiye verilen bir selamın karşılığıdır. Siz üretmeye devam edin diye, biz var gücümüzle çalışıyoruz. Siz bu topraklardan vazgeçmeyin diye biz size elimizi uzatıyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu ülkenin asıl teminatı, traktörüne mazot koyup sabah tarlasına giden üreticidir. Siz değerli çiftçilerimizin gayreti ve emeğiyle Silivri’nin toprakları her yıl daha da yeşeriyor. Bizler de her zaman söylediğimiz gibi, sizin üretiminizle güçlenecek, sizin alın terinizle büyüyecek bir Silivri için çalışmaya devam ediyoruz. Göreve geldiğimiz ilk yılda yani geçtimiz üretim sezonunda, 100 milyon TL’lik bir destek sağladık çiftçilerimize. Tohum isteyen çiftçimize tohum verdik. Saman arayan üreticimize balyasını ulaştırdık. Fideyle bahçesini yeşertmek


isteyenin yanında olduk. Sofrasına yağ koyamayan vatandaşımızın elinden tuttuk" dedi.


Başkan Balcıoğlu, "Emek olmadan ürün olmaz. Dayanışma olmadan hiçbir başarı kalıcı olmaz. İşte bu yüzden biz birlikte üretmeye, birlikte büyümeye devam edeceğiz. Tarım bizim için sadece bir geçim kapısı değil bu toprağın ruhudur, bu memleketin onurudur" diye konuştu.


Silivri Ziraat Odası Başkanı Sabri Özer de, Danamandıra’nın üretim geçmişine değinerek, "İnşallah Danamandıra yeniden o bereketli günlerine kavuşur" dedi. Üretimin artacağına olan inancını vurgulayan Özer, Başkan Balcıoğlu’na teşekkürlerini iletti.


Silivri Önder Çiftçi Derneği Başkanı Metin Oral da, tarımın ilçedeki öneminden söz ederek, belediyelerin geçmişte tarıma mesafeli durduğunu ancak artık bu anlayışın değiştiğini belirtti. "Eskiden belediyelerin tarıma dair bir yaklaşımı yoktu ama şimdi hem ne yapmamız gerektiğini söylüyorlar hem de yol gösteriyorlar" diyerek tarıma verilen desteğin kıymetini vurgulayan Oral, Başkan Balcıoğlu’na teşekkürlerini iletti. Silivri’nin tarımla gelişeceğini ve tarıma verilen desteğin artarak süreceğini dile getiren Oral, "Bu desteklerin devam edeceğine inanıyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum" diye konuştu.


Konuşmasında tarımın önemine değinen Muhtar Demirel, "Bugün burada gübre dağıtımı için toplanmış bulunuyoruz. Başkanımıza, Ramazan ayında yaptığı yardımlar ve ayçiçek yağı dağıtımı için de teşekkür ederim" dedi.


Kadın üretici Müjgan Dalgın, Başkan Balcıoğlu’na gübre desteği için teşekkürlerini iletti. "Sayenizde tarlamız nefes aldı" diyen Dalgın, "Emeğimizin karşılığını alabilmek biz çiftçi kadınlarımız için çok kıymetli. Böyle zor zamanlarda yanımızda olmanız bize güç veriyor" ifadelerine yer verdi.



Silivri’de Taban Gübresi Dağıtım töreni düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."