SPOR - 03 Temmuz 2024 Çarşamba 21:51 | Son Güncelleme : 03 Temmuz 2024 Çarşamba 21:53

Okay Yokuşlu: “Hiçbir takım yenilmez değildir”

A
A
A

Milli futbolcu Okay Yokuşlu, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası çeyrek finalinde karşı karşıya gelecekleri Hollanda'yı da saf dışı bırakarak yollarına devam etmek istediklerini söyledi. Okay, “Hiçbir takım yenilmez değildir. Bize göre zor bir maç olacak ama ne kadar zor olursa o kadar coşkulu kutlayacağız. Hayallerimiz var ama ayaklarımızın da yere sağlam basması lazım” dedi.

A Milli Futbol Takımı, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2024) son 16 turunda Avusturya'yı 2-1 mağlup ederek çeyrek finale adını yazdırdı. Milliler, çeyrek finalde 6 Temmuz Cumartesi günü Berlin Olimpiyat Stadyumu'nda Hollanda ile mücadele edecek.

Müsabakanın hazırlıklarına bugün akşam saatlerinde başlayacak olan ay-yıldızlılarda başarılı futbolcu Okay Yokuşlu, antrenman öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

“Bütün milletimiz gibi biz de kutlamalar yaptık

Okay, duygusal açıdan yoğun bir geceyi geride bıraktıklarını dile getirerek, “Bütün milletimiz gibi biz de kutlamalar yaptık. Pek uyuduğumuz söylenemez. Yoldan geldik zaten. Çok mutluk verici. Bütün yüzler gülüyor. Milletimizi, taraftarımızı, mutlu görmek bizi gururlandıran bir şey. Her şey çok güzel” ifadelerini kullandı.

“Tarihi bir kurtarıştı”

Mert Günok'un Avusturya karşılaşmasının son dakikalarında yaptığı kurtarışta neler hissettiğini sorulması üzerine milli futbolcu, “O an hatırlanması ve anlatması zor bir an. Top elinin üstünden geçti ve döndüğümde rakip futbolcuyu Ferdi'nin üzerinde gördüm. Kafayı vurduktan sonra topun Mert ağabeyin eline değdiğini bile görmedim. Tepkilerden anladım kurtardığını. Müthiş bir kurtarıştı. Çocuklarına, torunlarına bile anlatılır. Maçtan sonra pek şey konuşmadık ama onu gördüğümüzde 'ne kurtarış yaptın' diye takılıyoruz. Bence tarihi bir kurtarıştı” şeklinde konuştu.

“Oyuncuların taktik disipline bağlı kalması bizim faydamıza oldu”

Çekya maçından bir gün sonra antrenmanlarda 3'lü savunma denemelerine başladıklarını belirten Okay Yokuşlu, “Buradaki oyuncuların seviyesi belli. Ne kadar oynamasak da antrenmanda 2-3 gün de çalışsak maçta onu uygulama şansı oluyor. Kaan Ayhan'ın da orada oynaması, onun profilinin buna uygun olması işimizi kolaylaştırdı. Maçta da istediğimiz oldu, o yüzden şanslıyız. Oyuncuların taktik disipline bağlı kalması bizim faydamıza oldu” diye konuştu.

“Bu jenerasyona tarih yazmak da yakışır”

Türkiye'nin, yarı final oynama başarısı gösterdiği 2008 Avrupa şampiyonasına da değinen tecrübeli futbolcu, “Biz de hep bu maçlarla büyüdük. Turnuvanın içinde olduğumuz için belki çok anlamıyoruz ama çok güzel bir şey. Ben maçlardan sonra duygulandığımı hatırlamam ama son düdükten sonra bir duygu patlaması oldu. Barış da beni yakalamış. Değişik ve güzel duygular. Yolumuzun devam etme ihtimali de var. Bu jenerasyona tarih yazmak da yakışır. Daha çok turnuvalar görecek bu takım” değerlendirmesinde bulundu.

"İstikrarlı performansımı devam ettirdiğimi düşünüyorum"

Okay, milli takıma çağrılmadığı 2, 2.5 yıllık süreçte kendisini sürekli hazır tuttuğunu söyleyerek, "Bu süre zarfında yapacağım tek şey kendi futboluma odaklanmaktı. Ben de bunu yaptım. 2 sene West Bromwich Albion ile yaklaşık 80 maça çıktım. İstikrarlı performansımı devam ettirdiğimi düşünüyorum. Bu süreçte mili takıma dönmek istedim hep. Böyle bir turnuvada ülkemi temsil etmek benim için daha da önem kazanıyor. Gelmediğim dönemlerde kendi içimde bunu hak ettiğimi ve buraya verebilecek şeylerim olduğunu biliyordum. Geldiğim için hem çok mutlu hem de çok gururluyum. Süre aldığım zaman bunu tekrar gösterip kendi haklılığımı başkalarının da görmesini istiyorum" açıklamasını yaptı.

“Hayallerimiz var ama ayaklarımızın da yere sağlam basması lazım”

Şampiyonada yarı final ya da final görme hayalleri kurduklarından bahseden 30 yaşındaki oyuncu, “Grup aşamasındayken hepimiz ilk hedefimiz gruptan çıkmak diyorduk. Bunu gerçekleştirdik. Son 8 takımın arasındayız. Diğer takımlar da Avrupa'nın elit takımları. Bu saatten sonra her şey olabilir. Hiçbir takım yenilmez değildir. Bize göre zor bir maç olacak ama ne kadar zor olursa o kadar coşkulu kutlayacağız. Hayallerimiz var ama ayaklarımızın da yere sağlam basması lazım” dedi.

“Kalecisinden en ucuna sağlam durmak çok önemliydi

Okay Yokuşlu, Avusturya'ya karşı özellikle ikinci yarı skorun götürdüğü yönde savunma yaptıklarını aktardı. Okay, “Bu maça savunma yapalım diye çıkmadık. Ama ikinci yarı maç olması gerektiği gibi oldu. Erken golle öne geçtik, 2-0'ı bulduk. Aynı durumda biz de olsaydık onları geriye yaslardık. Orada biraz geriye çekilmek ve skoru korumak için savunma yapıyorsunuz. Takım olarak kalecisinden en ucuna sağlam durmak çok önemliydi. Bunu gösterdik” cümlelerine yer verdi.

Uygar Aydın - Oğuzhan Ort

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Çözüm üretmek anahtarınız olsun Düzce Üniversitesi tarafından düzenlenen 2023-2024 Akademik Yılı Mezuniyet Törenleri, meslek yüksekokulların mezuniyet heyecanı ile sona erdi. 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda gerçekleştirilen Mezuniyet Törenlerin beşinci ve son gününe Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İlhan Genç ve Prof. Dr. Ali Öztürk, Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, Genel Sekreter Nihat Yıldız, akademik birimleri yöneticileri, öğretim üyeleri, öğrenciler ile aileleri katıldı. Mezuniyet Töreni’nde; Çilimli Meslek Yüksekokulu, Dr. Engin Pak Cumayeri Meslek Yüksekokulu, Düzce Meslek Yüksekokulu, Gölyaka Meslek Yüksekokulu, Gümüşova Meslek Yüksekokulu, Kaynaşlı Meslek Yüksekokulu, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ve Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencileri mezuniyet sevinci yaşadı. Programda Meslek Yüksekokulu Müdürleri yaptıkları konuşmalarda, bu anlamlı günde öğrencilerin sevincini paylaşmak için bir araya geldiklerini ifade ederek bu gururun her türlü fedakarlığı gösteren öğrencilere ve ailelerine ait olduğunu dile getirdiler. Her sonun yeni bir başlangıç olduğunu belirten müdürler, kendilerine emanet edilen öğrencileri gönül rahatlığıyla ailelerine teslim ettiklerini, onların kendilerini ve üniversitelerini en iyi şekilde temsil edeceklerine inandıklarını vurguladılar. Öğrencileri, zorlukların üstesinden gelebilecek donanımla mezun ettiklerini dillendiren Düzce Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürleri, “Her durumda çözüm üretmek anahtarınız olsun” diyerek mezunlara tebriklerini ilettiler. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, öğrencilerin sabırla çalışarak tüm zorlukları aştıklarını ve mezun olmaya hak kazandıklarını söyleyerek konuşmasına başladı. Üniversitelerin nitelikli ve seviyeli nesiller yetiştirme gibi önemli misyonları olduğunu vurgulayan Öztürk, kalitenin yetiştirilen öğrencinin başarısıyla ölçülebildiğine işaret etti. Türkiye’nin mezunların birikimlerine ihtiyacı olduğunu ifade eden Öztürk, “Edindiğiniz bilgileri güncelleyerek ileriye taşıyın ve ülkemizin geleceğine katkıda bulunun. Hepinizi tebrik ederim” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Başarılar diledi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç konuşmasında, bu özel güne katılan ailelere teşekkür ederek mezunları ve onların yetiştirilmesinde büyük emekleri olan Düzce Üniversitesi akademisyenlerine, şükranlarını sundu. Mezunların böyle gurur tablolarının hayatlarının her aşamasında olmasını temenni eden Prof. Dr. İlhan Genç, mezun öğrencilerin yollarının her daim açık olmasını, zorlukları aşmalarını ve başarılı olmalarını diledi. Açılış konuşmalarının ardından meslek yüksekokullarında ve programlarında dereceye giren öğrencilere, Başarı Belgeleri; mezun olan öğrencilere de Mezuniyet Belgeleri, Düzce Üniversitesi Yönetimi, akademik birim yöneticileri ve akademisyenler tarafından takdim edildi. Mezuniyet Belgelerinin takdimi sonrasında, öğrencilerin mezuniyetlerini ve yeni bir hayata başlangıçlarını simgeleyen Kep Töreni gerçekleştirildi. Birçok sektörün ihtiyaç duyduğu, nitelikli ve kalifiye mezunlarla ülkemizin iş gücü piyasasına değer katan Düzce Üniversitesi Meslek Yüksekokulu öğrencileri, eğitim hayatlarının sonunda unutamayacakları bir gün yaşadı.
Erzurum Vali Çiftçi, Cami açılışına katıldı Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi’nin katılımıyla Ethem Zengin Camii’nin açılışı gerçekleştirildi. Pazaryolu ilçesinde yapımı tamamlanan cami, cuma namazı akabinde gerçekleşen tören ve dualarla ibadete açıldı. Programda bir konuşma yapan Vali Mustafa Çiftçi, bu tür hayır işlerinin sadaka-i cariyeden olduğunu ve hayır işleyenin amel defterinin kıyamete kadar kapanmayacağını ifade etti. Vali Çiftçi, şöyle konuştu: “Bugün hayırlı bir vesile ile bir aradayız. Ethem Zengin abimizin yaptırmış olduğu bu caminin açılışı vesilesiyle sizlerle de beraber olmaktan dolayı son derece memnun ve bahtiyar olduğumu ifade etmek istiyorum. Cenab-ı Hak Tevbe suresinde buyuruyor ki: ‘Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başka kimseden korkmayan kimseler imar ve inşa ederler. İşte kurtuluşa ermesi umulan kişiler de onlardır.’ Sevgili Peygamberimiz de, ‘Kim bir mescit imar ederse, Allah da onlara cennette bir köşk imar eder.’ diye buyuruyor. Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde, ‘Denildi mi bir yerin adına Türk beldesi, gözüm al bayrak arar, kulağım ezan sesi’ diyor. Bunlar bizim bu vatana vurmuş olduğumuz mühürlerimiz. Bizim inancımızda kültürümüzde; cami, mescit, taziye evi, yol, köprü, han, hamam, bunların hepsi sadaka-i cariye olarak kabul edilir ve yaptıran kişilerin de amel defterlerinin kıyamete kadar kapanmayacağı Peygamberimiz tarafından ifade edilir. Bu cami de inşallah sadaka-i cariye cinsinden bir hayır müessesesi ve burada ibadet edenler oldukça kıyamete kadar buranın sevabından Ethem Zengin abimiz de nasiplenecek.” “İmam Hatip Ortaokulu Yaptırma Sözü Aldı” Konuşması esnasında Ethem Zengin’den Erzurum merkeze bir İmam Hatip Ortaokulu yaptırma sözü alan Vali Çiftçi, konuşmasını şöyle devam ettirdi: “Ethem Bey, sadece cami yaptırmakla kalmamış onun yanında okul, yol, köprü, mescit, çeşme ve aynı zamanda Kur’an Kursu da yaptırmış. Dolayısıyla sadaka-i cariye sayılan eserlerinin sayısını arttırmıştır. Amel defterinin ilelebet kapanmaması için bütün imkânlarını seferber etmiş. Allah varlığını ve sağlığını devam ettirsin. Kendisinden Erzurum merkezde de bir İmam Hatip Ortaokulu yaptırmasını istiyoruz. Sadaka-i cariyelerini böyle bir eserle taçlandırması Ethem Zengin ağabeyimize yakışır diye düşünüyorum. Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya’nın sözleriyle konuşmamı bitirmek istiyorum: ‘Biz, kısık sesleriz... Minareleri, sen, ezansız bırakma, Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma, Allah’ım!’ diyor hepsini muhabbetle selamlıyorum.” Konuşmaların ardından Vali Çiftçi, Ethem Zengin’e plaket takdim etti.
Erzincan Vali Aydoğdu: “Dünyanın neresinde vicdan sahibi, mazlum, masum bir insan varsa bir yanı, bir parçası Başbağlar’dadır” Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybeden 33 vatandaşı anmak için düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Dünyanın neresinde vicdan sahibi, mazlum, masum bir insan varsa bir yanı, bir parçası Başbağlar’dadır” dedi. Başbağlar köyü sakinlerine hitap eden Vali Aydoğdu, “Gönlü yaralı, cefakar Başbağlarlı hemşehrilerim” diye sözlerine başladı. Vali Aydoğdu, konuşması şöyle sürdürdü: “Keşke! Zamanı durdurmak, yahut takvimlerden bir yaprak yırtmak mümkün olsaydı. Bir an bile düşünmez, tereddütsüz söküp atacağımız gün olurdu 5 Temmuz. Bizim, ifade etmeye takat getiremediğimiz şeyleri sizler yaşadınız, yaşıyorsunuz. Göğsünde iman olmasa insanın, “Kader, vatan sevgisi” diyemese, Bu tevekkül, bu metanet olmasa insanda bu acılara dayanmak mümkün değildir. Çünkü! Başbağlar, İnsanların öldürüldüğü yer değil, insanlığın öldürüldüğü yerdir. Dünyanın neresinde vicdan sahibi, mazlum, masum bir insan varsa bir yanı, bir parçası Başbağlar’dadır. Başbağların acısı da onların yüreğindedir. Savaşın bile bir şerefi ve onuru olmalı. İbrahim Baltacı, daha on üç yaşında idi. Sokakta oyun oynayacak yaşta. Adil Torun 22 yaşında, daha hayatının baharında. Mehmet Daşdelen 24 yaşında, Evden camiye, camiden eve, piri fani, yaşlı bir dede idi. Hepsi masum, hepsi kimsesiz kötülükten bihaber. Gündelik işlerinde idiler. Bağda, bahçede çalışıp yorulmuşlar, bir lokma yemek için kurdukları sofralarına, camiden dönmelerini bekliyorlardı babalarını, eşlerini, amcalarını. Hani, şiirde denildiği gibi; “Bir temmuz akşamı idi, Allah şahit ki yıldızlar sararmış gibi, tepeler titreşir, hava kış gibi, bir dağın sırtında dağ varmış gibi.” İşte! O gün bugündür, yüreğimiz hep kış, hiç ısınmadı, hep titredi, hep üşüdü. Başbağlar tesadüfen seçilmiş bir yer değildi. Nifak tohumları ekmek için bilerek seçilmişti. Ama onlar, bu aziz milletin ferasetini, irfanını, cesaretini, sadakatini hiç bir zaman hesaplayamadılar. Hesaplayamadılar, çünkü bu değerlerin hiçbiri onlarda yoktu. Sizler, her şeye rağmen, vakur duruşunuzla, sevginin nefretten büyük olduğunu herkese ispatladınız. Allah sizlerden razı olsun. Doksanlı yıllarda, 1993 yılında üniversite öğrencisi iken, Erzincan Depremini ve Başbağlar Katliamını uzaktan içimizde hissedip ağlayanlardanız. Allah’a hamdolsun bugün Erzincan’a hizmet etmeyi nasip etti. Geldikten kısa bir süre sonra İliç’te göçük oldu. Şimdi buradayız. Kaderde, Can Erzincan’ın acılarına hissedar olmak varmış. Bu benim için, hayatım boyunca unutmayacağım, göğsümüzde gururla taşıyacağım şereflerin en büyüğüdür. Erzincan, sevginin, kardeşliğin, hoşgörünün şehridir. Erzincan’da kimse, ama hiç kimse “öteki” değildir. Farklılıklarımız bizim en büyük zenginliğimizdir. Bir bir ve beraber oldukça kıyamete kadar, milletimiz bahtiyar, devletimiz payidar olacak. Yüreğimiz üşüdüğünde, Her zaman ay yıldızlı al bayrağın kızıllığında beraber ısınacağız. Başbağlar şehitlerimiz başta olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle şükranla yad ediyorum. Mekanları cennet, makamları ali olsun. Gazilerimize de hayırlı ve uzun ömürler diliyorum. Sizlere de Allah sabr-ı cemiller ihsan etsin diyorum.”
Bolu Köpeği öldürüp, sahibinin yaralayan ve tutuksuz yargılanan sanık 6 yıl 6 ay hapis cezası aldı Bolu’da köpek kavgası nedeniyle tartıştığı kişiyi tabancayla vurarak yaralayan ve kangal cinsi köpeğini de öldüren sanık, tutuksuz yargılandığı davada ’Silahla kasten yaralama’ suçundan 6 yıl, ’Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme’ suçundan da 6 ay hapis cezası aldı. Olay, 15 Ekim 2021’de Mudurnu ilçesi Çağşak köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, daha önce aralarında husumet olan Kamil Akçay ile Bilal Över, küçükbaş hayvanlarını otlatmaya çıkardı. Sürülerin birbirlerine yaklaşmasıyla Akçay’ın köpeği ile Över’in çoban köpekleri kavga etti. Köpeklerin kavgası nedeniyle Akçay ile Över arasında da tartışma çıktı. Tartışma sonrası Över, köy muhtarı olan babası Mustafa Över’e ait tabancayla Akçay ile köpeğini vurdu. Kangal cinsi köpek ölürken, karnına isabet eden kurşunla yaralanan Akçay, sağlık ekipleri tarafından kaldırıldığı hastanede tedaviye alındı. 3 yıl süren dava sonuçlandı Olayın ardından jandarma ekiplerinin yakaladığı Bilal Över, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Över hakkında ’Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme’ ve ’Kasten yaralama’ suçlarından dava açıldı. Bolu’da cezaevinde 6 ay tutuklu kalan Över, daha sonra tahliye edildi. Bolu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan Över, karar duruşmasında hakim önüne çıktı. Duruşmada Kamil Akçay ile ailesi ve taraf avukatları da hazır bulundu. Bilal Över ile Mustafa Över, mahkemede üzerlerine atılı suçlamaları reddedip beraatlerini istedi. 3 yıl süren dava sonunda Bilal Över, ’Silahla kasten yaralama suçundan 6 yıl, ’Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme’ suçundan da 6 ay hapse çarptırıldı. Över’e adli kontrol şartı ve yurt dışı çıkış yasağı verildi.