EKONOMİ - 09 Temmuz 2021 Cuma 22:39

Manisa'da baraj suları tahliye edilince balıklar telef oldu

A
A
A
Manisa'da baraj suları tahliye edilince balıklar telef oldu

Manisa'nın Alaşehir ilçesinde Afşar Barajının tahliye edilmesi sonrasında balıklar kıyıya vurdu. Durumu öğrenen vatandaşlar ise bölgeye akın ederek kıyıya vuran balıkları topladı.

Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 1976 yılında yapılan Afşar Barajı kum ve mil dolması nedeniyle kapasitesini düşürdü. İhtiyacı karşılayamaz duruma gelen barajda basınçlı damlama sulama sisteminin kurulacak olması nedeniyle sular tahliye edilmeye başlandı. Suların tahliye edilmesi nedeniyle de çok sayıda balık kıyıya vurdu. Bölgeye akın eden vatandaşlar da balıkları toplamaya başladı. Sağlıksız koşullarda toplanan balıkların zararlı olabileceği iddia edilirken vatandaşlar da durum karşısında şaşkına uğradı.

Kıyıya vuran balıkları toplamaya gelen vatandaşlardan Mehmet Fırtına, "Ne yapacaklar bilmiyorum. 40 senelik emek gitti, balıklar öldü, balık kalmadı. Kuşlar balığa doydu" derken suyun tamamen boşaltılması nedeniyle balıkçılığın biteceğini belirten Girelli Mahallesi Balıkçılar Kooperatifi Başkanı Yaşar Avşar, "Suyu tamamen boşalttılar, ne yapacaklar bilmiyoruz. Herhangi bir bilgimiz yok, balıklar öldü. Balıkçılar olarak mağdur olduk" dedi.

Afşar Barajının rehabilitasyonu kapsamında barajın tahliye edildiği bilgisini veren Üzüm Sulama Birliği Başkanı Ahmet Işıklı, "Afşar Barajının rehabilitasyon kapsamında yapılacak basınçlı damlama sulama sisteminde inşaatı başlayacağından su alma yapısındaki tadilat nedeniyle barajdaki suyun tamamen bitirilmek ihtiyacı duyulmuştur. Baraj kum ve mil ile dolduğu için kapasitesi düştü. Su toplama kapasitesi azaldığı için, sulamada suyu yetersiz hale geldi" dedi.

Vatandaşlar balıkları çuvallarla toplayarak evlerine götürdü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Sakarya’da hayvan satıcılarına eğitim Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Tarım İl Müdürlüğü ve Doğal Hayatı Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü paydaşlığında ev ve süs hayvanı satışı yapan işletmecileri iş yeri kurma-açma, hayvan ekolojisi, hayvan davranışları, hayvan bakımı gibi konularda eğitim vererek sertifika sahibi yaptı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Veteriner Hizmetleri Şube Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğü ve Doğal Hayatı Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü paydaşlığında, ev ve süs hayvanlarının üretim, satış, barındırma konularına ilişkin sertifikalı eğitim programı gerçekleştirdi. Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) gerçekleştirilen detaylı eğitimlerin ardından katılımcılar, pet shop ve benzeri iş yeri açabilmek için gerekli olan sertifikalarını aldı. Eğitimlerde Sakarya Büyükşehir Belediyesi veteriner hekimleri tarafından ev ve süs hayvanlarının bakımı ile beslenmesi hakkında katılımcılara geniş kapsamlı bilgiler aktarıldı. Hayvan sağlığını korumak için doğru bakım, beslenme ve hijyenin önemi vurgulanırken, işletme ve hayvan sahiplerinin bilinçli hareket etmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, ev ve süs hayvanlarıyla ilgili işletmelerin ruhsatlandırma süreçlerindeki yasal zorunluluklar detaylıca ele alındı. Tarım İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğü, ruhsatlandırma sürecini anlattı ve Doğal Hayatı Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ise hayvan hakları ve doğal yaşamı koruma mevzuatını ele aldı. Tüm süreçlerle ilgili bilgi sahibi olan işletmeciler, önemli bir bilinç ve sertifika kazanmış oldu.
Ankara RTÜK Başkanı Şahin: "Kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın sorumluluğunu artırmak için çeşitli eylem planları hazırlıyoruz" Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın sorumluluğunu artırmak için çeşitli eylem planları hazırladıklarını belirterek, "Üst Kurul olarak kadın sorunlarına ilişkin basın ve yayın organlarıyla düzenli toplantılar yapıyoruz. RTÜK, medyada kadına yönelik şiddetin aktarımında özen gösterilmesi gereken etik ilkelere dair rehber oluşturmuştur" dedi. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan başkanlığında toplanan TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nu Kurulun çalışmaları hakkında bilgilendirdi. RTÜK’ün medyada kadına yönelik olumsuz yargıları, kalıpları kırmayı ve kadının toplumsal algısını güçlü zemine taşımayı hedeflediğini ifade eden Şahin, kadına yönelik şiddet başta olmak üzere sorunlara ilişkin kamu spotu çalışmaları yürüttüklerini aktardı. Şahin şöyle konuştu: “2022’den itibaren kabul edilen kamu spotu ve öncelikli yayın tavsiye kararı 5’tir. Toplumsal bilinci artırmaya yönelik yayına verilmiştir. 6’ncısını da önümüzdeki dönemde RTÜK olarak yapacağız. Kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın sorumluluğunu artırmak için çeşitli eylem planları hazırlıyoruz. Üst Kurul olarak kadın sorunlarına ilişkin basın ve yayın organlarıyla düzenli toplantılar yapıyoruz. RTÜK, medyada kadına yönelik şiddetin aktarımında özen gösterilmesi gereken etik ilkelere dair rehber oluşturmuştur. İlke kararları, RTÜK’ün en önemli kararlarıdır, RTÜK’ün elindeki en önemli argümanlardan biridir. Almış olduğumuz yayın ilkelerini çok önemsiyoruz. Kadına yönelik şiddetin aktarımında özen gösterilmesi gereken ilke kararlarında, şiddet içeriklerinde mağduru değil faili merkeze koyan, şiddeti meşrulaştırıcı ifadelere yer vermeyen, failin suçunun hafifletilmeden sunulmasını amaçlayan ilkeler, toplumsal algıda kadına yönelik şiddete karşı güçlü bir farkındalık oluşturmuştur." Şahin, gündüz kuşağı programlarının geniş kitlelere ulaştığını belirterek, RTÜK İletişim Merkezi’ne gelen vatandaş şikayetleri ışığında gündüz kuşağı programlarının etik çerçevede ele alınmasını belirlediklerini kaydetti. Şahin, “Bu süreçte oluşturulan etik ilkeler tüm paydaşların oy birliğiyle yayıncı kuruluşlara rehber edinilmesi için sunulmuştur. Ayrıca RTÜK tarafından da oy birliğiyle kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre kadınlara yönelik şiddet içeren, şiddeti teşvik eden içeriklere asla yer verilmeyecektir. Şiddetin normalleştirilmesine izin verilmeyecektir" ifadelerini kullandı.
Erzurum Erzurum’dan dünyaya verilen Gazze ve Filistin mesajı: "Masumiyetin Katli" Erzurum’da Kudus’ün masum yetimlerine ithafen "Masumiyetin Katli" konulu bir kişisel sergi açıldı. Atatürk Üniversitesi Sanat Galerisi’nde, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Muhammet Tatar tarafından açılan "Masumiyetin Katli" sergisiyle, dünyaya Gazze’de yaşanan insanlık dışı vahşetin geldiği boyutu anlatılmasının ve bu anlamda bir farkındalık oluşturulmasının hedeflendiği ifade edilirken, "Bu sergi ile ’Masumiyetin Katli’ ile ’masumiyet’ gibi yüce bir duygunun insanlık tarihinde, hele de peygamberlik dönemlerinden günümüze dek nasıl da katledildiğinin altı çizilmeye çalışılmaktadır" denildi. "Ailem Gazze’de, ben buradayım" “Masumiyetin Katli” sergisinin açılışına katılan ve yaklaşık 5 yıldır Erzurum’da Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik ve Elektronik Bölümünde öğrenim gören Gazzeli Riyad Muhammet, sadece Filistin’de değil tüm dünyada savaşların bitmesini dilediğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Ailem Gazze’de, ben buradayım. Onlarla iletişim kurmak çok zor. Onların yanında olmak istiyorum. Durum çok iyi değil. Bütün iletişim kanalları kapatıldı. İsrail’in ablukası nedeniyle oraya gitmem de imkansız. Orada bir soykırım var. Yiyecek yok, ilaç yok. En kısa sürede vahşetin bitmesini istiyorum." Rektör Hacımüftüoğlu: "Ülke olarak güçlü olmak zorundayız" Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, sanatın farklı bir yönünün olduğunu belirterek, "Bazen yüzlerce, binlerce sayfayla ifade edemediğiniz bir olayı bir resimle ifade edebiliyorsunuz ya da bir sanat eseriyle ortaya koyabiliyorsunuz. Dolayısıyla buradaki çok sayıda sanatkar, birçok mesajı özet bir şekilde, sanat eserleriyle verebiliyorlar. Dolayısıyla bu sanat gücünün çok daha iyi kullanmaları ve Erzurum’dan dünyaya bu şekilde bazı mesajları özet bir şekilde verebilmeleri bizim için çok kıymetli. Dünya üzerindeki bu zulüm, Filistin ve diğer ülkeler bunlar kabul edilemeyecek bir durum değil. Karşımızda sadece güçten anlayan insanlar var. Dolayısıyla ülkemizin de çok güçlü olması lazım. Bu konuda da Atatürk Üniversitesi olarak, ülkemizin gücüne güç katacak her türlü projenin içerisinde olduğumuza da yakın zamanda hepimiz müşahede edeceğiz. Onlara gerekli cevap; ülkenin en güçlü olması, hiç kimsenin herhangi bir konuda bizim ülkemize saldırıyla ilgili hiçbir şeyi aklından geçirememesi ve tersine bu tip yerlere de bizim ülkemizin yardım ettiğini de inşallah çok kısa süre içerisinde hepimiz şahit olacağız. Bu anlamda; sergide verilen mesajları görüyoruz” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Muhammet Tatar: “Gazze’de 40 bin çocuk katledildi” Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Muhammet Tatar, savaşın şiddetli şekilde bir yılı aşkın bir süredir devam ettiğini belirterek, “Katliam Gazze’de ve şu anda Lübnan’a da yayıldı. Ciddi anlamda vahşi bir soykırım var. Belki de insanlık tarihinin görmediği vahşilikte bir soykırım. Sadece bombalarla öldürülen değil aynı zamanda açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa, okulsuzluğa, hayata dair her şeyden mahrum edilen Gazzeli, Filistinli ve o bölgenin çocuklarına ithafen bir sergi düzenledik. Bu serginin projesi yaklaşık olarak iki yıl önce başlamıştı. Serginin temel teması olarak; yetimlerin en başı diyorum ben. Hazreti İsa ve daha öncesinde gelen Hazreti Yahya, Hazreti Zekeriya gibi masumiyeti temsil eden peygamberleri katleden, önceleri övülmüş, sonra lanetlenmiş kavmin katliamlarının burada 400 yıllık bir serüveni var. Ve daha sonra günümüze taşınan bu serüvenin gözler önüne serildiği bir sergi. Burada Avrupa’nın, Hristiyan Avrupa’nın 1400 yıllardan başlayarak 1900’e kadar önemli ressamlarının yapmış olduğu Hazreti İsa’nın çarmıha gelişi kompozisyonları yeni bir dille, Gazzeli çocukların naaşlarıyla yeniden kolajlanarak sunuldu. Hazreti İsa’da bildiğimiz gibi peygamber ve peygamberlerin masumiyet karinesi var. Bugün orada katledilen 40 bin çocuk da masum. Onları da katlediyorlar. Ana tema olarak bunu gözler önüne sermek istedik” dedi. Konuşmalardan sonra davetliler sergiyi gezdi, İsrail’in katliamlarını bu kez farkındalıkla ortaya konulan başka bir pencereden görme imkanı buldular. “Masumiyetin Katli” sergisi 14-30 Kasım 2024 tarihleri arasında Atatürk Üniversitesi Sanat Galerisi’nde gezilebilecek.
Van Başkale’de “Diyabet Farkındalık Yürüyüşü” yapıldı Van’ın Başkale ilçesinde diyabetle mücadeleye destek vermek, farkındalığı artırmak ve sağlıklı yaşamın önemini vurgulamak amacıyla “Diyabet Farkındalık Yürüyüşü” düzenlendi. Başkale İlçe Sağlık Müdürlüğünde görevli Uzman Ebe Dilek Ayazguk ve Hemşire Filiz Şener tarafından organize edilen yürüyüşe, kamu personeli, gönüllüler ve vatandaşlar katıldı. "Diyabet ve Esenlik Yürüyüşü" yazılı pankart açan grup, Başkale ilçe merkezinden başlayıp yaklaşık 3 kilometre kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında mola verilip yürüyenlere şeker ölçümü yapıldı. Başkale İlçe Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Mercan, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin, en ciddi toplum sağlığı sorunlarından biri olduğunu söyledi. Diyabetin dünyada görülen ve ölüme sebep olan 4 ölümcül hastalıktan biri olduğunu belirten Mercan, “Bugün Dünya Diyabet Günü olması münasebetiyle yürüyüş düzenledik. Diyabet normalde 30 yaş üstü beklerken son zamanlarda 15 yaş çocuk grubuna kadar düşmüş durumda. Tip2 diyabetin yüzde 80’i önlenebildiği için bizim için çok önemli, bu kapsamda biz bugün diyabet ve esenlik teması altında Başkale’de halkla yürüyüş düzenledik. Halkımızdan istediğimiz, haftada en az 150 dakika, tempolu yürüyüş yapmasıdır. Haftada 2 ila 3 günde direnç egzersizleri yapmasını istiyoruz” dedi. Toplum sağlığı ve hastalıkları önlemeye yönelik çalışmalar yaptıklarını söyleyen Uzman Ebe Dilek Ayazguk ise "Bugün 14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Yürüyüş yapmak, egzersiz yapmak, kaslarda hızlıca emilmesini yakılmasını sağlıyor ve kişilerin şekerini daha düzene sokuyor. Bugün diyabete bir adım attık" dedi.