ASAYİŞ - 14 Kasım 2024 Perşembe 08:43

Yenikapı metro istasyonunda yürüyen merdiven yandı, büyük panik yaşandı

A
A
A

İstanbul'da Yenikapı-Hacıosman Metro Hattı'nın Yenikapı istasyonunda yürüyen merdiven bir anda yanmaya başladı. İstasyonun dumanla dolması nedeniyle yolcular zor anlar yaşarken, vatandaşlar dışarı çıkartıldı seferler ise durduruldu.

Edinilen bilgiye göre metroda zaman zaman yürüyen merdivenlerin bozulması sonucu büyük zorluk yaşayan İstanbullular, sabah saatlerinde Yenikapı metro istasyonunda yangın paniğiyle karşı karşıya kaldı. Yenikapı-Hacıosman Metro Hattı'nın Yenikapı istasyonunda saat 08.15'te çalışır durumdaki yürüyen merdiven bir anda yanmaya başladı.

Merdivenden duman çıktığını gören vatandaşlar büyük panik yaşadı, istasyonunun içi dumanla dolunca yolcular nefes almakta güçlük yaşadı. Yolcular tahliye edilirken, dumanla kaplanan ise istasyon kapatıldı. Seferler de iptal edildi. Bu nedenle dışarıda da yoğunluk yaşandı.

İstasyonunun kapatılmasının ardından Yenikapı-Vezneciler istasyonları arasında İETT otobüsleri ile ücretsiz ring seferi yapıldı. Yangın ihbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından söndürülürken, duman tahliyesinin ardından seferler de normale döndü.

Metro İstanbul'dan yapılan açıklamalarda ise şu ifadelere yer verildi:

"M2 Yenikapı-Hacıosman Metro Hattı’nın Yenikapı istasyonu geçici bir süre için işletmeye kapatılmıştır. Seferler Vezneciler-Hacıosman istasyonları arasında yapılmaktadır" denildi.

Yangın söndürülmesinin ardından yapılan açıklamada ise, "M2 Yenikapı-Hacıosman Metro Hattı'nda seferler normale dönmüştür" ifadelerine yer verildi.

Davut Has

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Şeref Eroğlu: "Türk güreşinin 20-25 yıl tesis sıkıntısı olmayacak" Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Şeref Eroğlu, yaptıkları tesislerle birlikte Türk güreşinin 20-25 yıl tesis sıkıntısı yaşamayacağını dile getirdi. Eroğlu, kendinin sadece güreşçi ya da federasyon başkanı olmadığını, güreşin evladı olduğunu söyledi. Türkiye Güreş Federasyonu’na tahsil edilen Sarıyer Mersinli Ahmet Kirişçi Kamp ve Eğitim Merkezi’nde yenileme çalışmaları devam ediyor. Uzun yıllar Türk güreşine hizmet eden bu tesis daha donanımlı ve daha fazla sporcunun kamp yapabileceği şekilde tekrardan inşa ediliyor. Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Şeref Eroğlu, tesisin son durumu ve Türk güreşinin nasıl bir yol izlemesi gerektiğiyle ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. Tesiste yenileme çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini ve 18 yıl boyunca milli sporcu olarak burada müsabakalara hazırlandığını belirten Eroğlu, "Aslında bir tarihe şahitlik ediyoruz. Uzun yıllar Türk sporuna, Türk güreşini hizmet etmiş Sarıyer Mersinli Ahmet Kamp Tesisleri’ndeyiz. Ben 1990 yılında ilk kez buraya kampa gelmiştim. Henüz 16 yaşındaydım. 18 yıl bizzat ben burada kaldım. Bu tesis dünya ve Avrupa olimpiyatları şampiyonu çıkardı. Şeref Eroğlular, Mahmut Demirler, Mehmet Akif Pirimler, Nazmi Avlucalar, Hakkı Başarlar, Bayram Özdemirler, Ercan Yıldızlar gibi o kadar çok isim var. Bizim için çok önemli bir tesisti. Uzun yıllar burada kamp yaptık. Burası deniz seviyesinde kamp yaptığımız yerlerden bir tanesiydi. Miadını doldurmuş bir tesisti. Ben Güreş Federasyonu başkanlığı için yola çıkarken, bir federasyon idari, mali ve sportif açıdan güçlü olmalıdır. Bunun içinde başarılı olmalı ama aynı zamanda tesisleri de olmalıdır. Bir ahdimi gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Burası Ocak ayının sonunda gençlerimizin kamp yapacağı hale gelecek. Karşıdaki spor salonumuzda 1997 yılında salonun 3 minderli haliyle antrenman yaptım ve dünya şampiyonasına gittim. Polonya’da dünya şampiyonu oldum. O da geçen yıl Mehmet Muharrem Kasapoğlu bakanımızın, Türk güreşine hediyesidir. Kendisine anlatmıştım. Bütçesini vermişti ve geçen yıl onu tamamlamıştık. Bu sene de Sayın Spor Bakanımızın talimatıyla Olimpiyat yılı olması sebebiyle bir baharda başlayacaktık ama olimpiyat nedeniyle Temmuz ayının 15’ini beklemek zorunda kaldık. Olimpiyat sonrası tesisi boşaltabildik ve tesisimiz inşaat halindedir. İnşaatımızda hızlı bir şekilde devam ediyor" ifadelerini kullandı. "Türk güreşinin 20-25 yıl tesis sıkıntısı olmayacak" Yeniden inşa edilen tesisin Ocak ayında tamamlanmış olacağını öngördüklerini aktaran Şeref Eroğlu, "Burası önceden 28 odaydı. Hocalar, idareciler hariç sporcu olarak 60 kişi sığabiliyordu. Şuan 38+1 olarak, toplamda 39 odamız oldu. Ayrıca 2 tane VIP odamız var. Allah nasip ederse Ocak ayının sonuna kadar kamp yapılacak hale gelecek. Elmadağ’da bulunan tesisi şuan 5 yıldızlı otel ayarına getirdik. Elmadağ senelerce serbest güreş ve güreş milli takımlarına hizmet etmiş bir tesisti ama miadını doldurmuştu. Biz onu da yeniledik. Orası da çok güzel oldu. Orası aynı anda 100 kişinin kamp yapabileceği hale geldi. Saunadan, mutfağına, kondisyon salonuna kadar bütün her şeyi tamamladık. Biz 3 yılda 3 tesisi Türk güreşini kazandırdık. Bu tesis Türk güreşinin 1. yüzyılında Türk güreşine büyük hizmetler etmiş bir tesisti. Türk güreşinin 2. yüzyılında 3 tane pırıl pırıl ve son sistem tesisine kavuşmuş olduk. Bizim öngörümüze göre Türk güreşinin 20-25 yıl tesis sıkıntısı olmayacak. Bunun yanında Keçiören Belediyesi’nden aldığımız 23 dönümlük bir yer var. Eski Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un ve meclisin bize tahsis etmiş olduğu 23 dönüm arazinin de ihalesini bitirseydik. İçinde sosyal tesislerinin olduğu 10 bin minderin olduğu, spor salonun olduğu, 4 bin yatak kapasiteli kamp eğitim merkezi ve önünde Güreş Federasyonu’nun yönetim binasının olduğu bir tesisti. Geçen yıl 360 milyona bakanlığımız ihaleye çıktı ama inşaat sektöründeki fiyat artışlarından dolayı ihaleye giren olmadı. O ihalede sonuçlanmış ve inşaatına başlanmış olsaydı Türk güreşinin 50 yılı garanti altına alınmış olacaktı" diye konuştu. "17 madalya ile tarihte ilk defa serbestte ve grekoromende Avrupa şampiyonu olduk" Türk güreşinin kendi hayatına çok dokunduğunun altın çizen Başkan Eroğlu, "Biz bu yola çıkarken, Türk güreşini sporcuları yönetecek derken bunu kastediyorduk. Yani sorunlarımız hep ötelendiği, halının altına süpürüldüğü bir dönemdeydik. Uğraşınca, takipçisi olunca tesis yapılabiliyormuş. Takipçisi olan, isteyen, projelendiren yöneticiler yoktu. Burası Gençlik ve Spor Bakanlığımızın tesisidir. Ama güreşçiler faydalanacak. İsteyince oluyormuş. Biz arkadaşlarımızla 2. yüzyılda büyük işlere imza atalım, büyük başarılara kazanalım diye bu yola çıkmıştık. Allah hepsini bize nasip etti, 2024 Avrupa Şampiyonası’nda aldığımız 17 madalya ile tarihte ilk defa hem serbestte hem grekoromen de Avrupa şampiyonu olduk. Kadın milli takımımızın Avrupa 2.’si olması ve 65 yıl sonra 4 madalya ile grekoromende takım halinde dünya şampiyonu olmamız gibi olabilecek bütün rekorları kırdık. Bütün rekorlar kırılmak için vardır. Çıta çok yükseldi. Türk sporunda Türk güreşinin de yeri bellidir. Bundan sonra aynısını bekliyoruz" şeklinde konuştu. "Şimdi yapmamız gereken, bu tesislerin içini doğru sporcularla doldurmak" Son dönemde ABD ile Japonya’nın dünya güreşinde ön plana çıkmasını değerlendiren Eroğlu, "Biz Türk Güreşi olarak Amerika ve Japonya ile boy ölçüşecek hale gelmezsek, onların ataklarına kontra atak yapmazsak korkarım ki dünya güreşini ileride Amerika ve Japonya domine edecek. Ukrayna savaşından dolayı Avrupa oyunlarına Rusya’yı kısmen aldılar. 2022 yılında Rus sporcuları bağımsız olarak şampiyona aldılar. Bu arada Rusya’daki, Çeçenistan’daki, Dağıstan’daki bütün güreşçiler dünyanın çeşitli ülkelerine dağıldı. 2024 yılındaki Avrupa Şampiyonası’nda Soner Demirtaş’ın kilosunda yani 74 kiloda 28 sporcunun 8 tanesi Rusya ve Dağıstan kökenli sporculardı. Orada Soner 2. oldu. Sıralamada 1 ve 3. olanlar da Rus’lardı. Son Olimpiyat Oyunları’nda yanılmıyorsam Japonya, kadınlar serbest ve grekoromende 8 altın madalya aldı. Bizim bunun önünü almamız gerekiyor. Bizim yeni gençler bulmamız gerekiyor. Yeni gençler yetiştirmemiz lazım. Biz geldiğimiz zaman 3 ağır sıkletimiz vardı. 3 ağır sıkletimiz tarihinde aynı anda dünya şampiyonu olamamıştı. 2022 yılında serbestte, grekoromen kadınlar ve erkeklerde dünya şampiyonu olduk. Ağır sıkletleri domine ettik. Ama bu çocukların 10-15 yıldan beri gelen bir serüvenleri vardı. Yorgunlukları vardı. Spor hayatlarının artık sonuna gelmişlerdi. Bizim yeni yüzler, yeni cesur yürekler ve yeni Alperenler çıkarmamız lazım. Yeni Cihan Selçuklar, Ali Cengizler, yeni Burhanlar, yeni Buseler bulmamız lazım. Onun için işimiz kolay değil. Hele bu saatten sonra hiç kolay değil. Olimpiyat bittiği zaman, sadece Türkiye’de değil, dünyada da sporcu popülasyonu değişir. Yani bir jenerasyon gider, yeni jenerasyonlar gelir. Bu saatten sonra bakacağız onlarla boy ölçüşebilecek sporcular yetiştirebilecek miyiz diye. Onun için bu tesisler bize lazımdı. Bunları kazandırdık. Şimdi yapmamız gereken bu tesislerin içini doğru sporcularla, doğru güreşçilerle doldurmak" değerlendirmesinde bulundu. "Önemli olan, bu koltuğa oturduğunuz zaman ürettiğiniz değerdir" Başkan Eroğlu, federasyon başkanlıklarının gönüllü yapıldığını söyleyerek şunları kaydetti: "Önemli olan bu koltuğa oturduğunuz zaman ürettiğimiz değerdir. İnsan hayatta doğar ve ölür. Önemli olan bu aradaki zamana neler sığdırdığıdır. Ben 3 yıldan beridir Güreş Federasyonu Başkanlığı yapıyorum. Önemli olan hangi rekorları kırdık, hangi eserleri bıraktık. Neleri başardık, neleri yaptık. Önemli olan budur. Önemli olan bir federasyon başkanının kaldığı süre değildir. Kaldığı sürede hangi başarılara imza attığıdır. Tesisleşme, sportif başarı ve yetiştirdiği yeni sporcular açısından ben görev yaptığım süre içerisinde elimden gelen bütün gayreti gösterdim. Bunu da başardığımı düşünüyorum. Ben eserlerimle unutulmayacağımı düşünüyorum. Önümüzde zaman var. Ne olup bitecek birlikte izleyeceğiz. Beni ben yapan güreşe, 50. federasyon başkanı olarak hizmet etmek benim için ayrı bir gururdur. Önümüzde belirli bir zaman var. Bu zamanda göreceğiz neler olacağını ama hepimiz için hayırlı olsun. Türk güreşi için hayırlısı olsun. Ülkemiz için hayırlı olsun diliyorum." "Ben sadece bir güreşçi ya da federasyon başkanı değilim, güreşin evladıyım" Türk güreşinde daha önce bölünmelerin yaşandığı, bu durumun güreşe çok fazla zarar verdiğini ifade eden Başkan Eroğlu, "Bizim sloganımız o yüzden güreşi güreşçiler yönetsindi. Hep dışarıdan gelenler Türk güreşini basamak olarak kullanıp yukarıya gitmişti. 80’li 90’lı yılarda güreş bir fetret dönemi yaşadı. Olimpiyatlarda 7-8 altın madalya aldığımız dönemlerden artık olimpiyatlara katılmanın başarı sayıldığı hatta bir Bulgar’ı, bir Rus’u yenene özel ödüllerin verildiği dönemleri yaşadık. 90’lı yıllarda bizim jenerasyon Türk güreşine geldiği zaman Türk güreşi yoğun bakımdaydı. Devletimizin yaptığı kalkınma planlarında güreşe her zaman ayrı bir yer verilmiştir. Güreş ve güreşçiler desteklenecek, yeni şampiyonlar çıkartılacak diye ama 90’lı yıların ardından güreş okulları açılmasıyla birlikte güreş bir sıçrama geçirdi. Çok da başarılı bir dönem geçirdi. Ben hepsinin abisiyim. Türk güreşinin bir fetret dönemi daha yaşaması kötü sonuçlara yol açar. Bizim bilmediğimiz ne var da bu kadar aday olan insan güreşe yönlendiriliyor. Güreşi kompartımanlara bölmüşlerdi. İstedikleri gibi içeride operasyon yapıyorlardı. Hep istedikleri adamları başkan yapıyorlardı. Biz gelene kadar, minderde ter akıtmış, bu işin çilesini çekmiş insanlar gelene kadar. Güreşin kahrını hep biz çektik ama edebiyatını hep başkaları yaptı. Ben sadece bir güreşçi ya da federasyon başkanı değilim, güreşin evladıyım. Ben 24 saatini güreşe adamış, tek işi güreş olan bir federasyon başkanıyım. Onun için biz bu kadar başarılı olduk. Ama buraya gelirken de problemlerin ne olduğunu biliyorduk. Bu problemlerin de çözüm önerilerinin ne olduğunu biliyorduk" dedi. "Güreşin tekrar kardeş kavgasına ihtiyacı yok" Başkanlık seçiminin ardından Türk güreşinin 2028, 2032 ve 2036’daki olimpiyatlara hazırlanması gerektiğinin altını çizen Eroğlu, "Türkiye’de bir gelenek var, bu güreşte de fazlaca var. Eleştirme kültürü. Eleştireceğim tamam da aynı zamanda bir çözüm önerimiz de olması gerekiyor. Biz bu kadar başarıyı kısa bir zamanda nasıl kazandık? Bu başarıyı kısa sürede nasıl gün yüzüne çıkardık? Bu sene Avrupa şampiyonasında 30 sıkletin 13’ünde final maçı yaptık, 17 madalya kazandık. Madem kolaydı, bu zamana kadar kimse neden almadı? Dersinizi çalışırsanız, işinizi ibadet gibi yaparsanız ve ilkeleriniz olursa, doğruluktan da ayrılmazsanız Allah size yardım ediyor. Güreşin tekrar kardeş kavgasına ihtiyacı yok. Güreşin hiç olmadığı kadar birliğe, beraberliğe, kardeşliğe ihtiyacı var. Amerika ve Japonya gelirken, Rusya tekrar küllerinden doğmaya başlarken Türk güreşinin bu seçimden itibaren 2028, 2032 ve 2036’daki olimpiyat yolculuğuna başlaması lazım" diyerek sözlerini tamamladı.
Bursa Marmarabirlik’ten 437 milyon liralık ödeme Ürün alımlarına Ekim ayında başlayan Marmarabirlik, ortaklara ikinci dilim olarak 22 Kasım Cuma günü 354 milyon lira ödeme yapacak. Birinci dilimde yapılan 83 milyon TL’lik ödeme ile birlikte ortaklara toplam 437 milyon lira ödenmiş olacak. 2024/2025 iş yılı ürün alım kampanyasının başladığı günden bugüne kadar 1 milyar 250 milyon lira tutarında ürün alımı gerçekleştiren Marmarabirlik’te, ödemeler devam ediyor. Kampanya döneminde birinci dilim olarak 83 milyon lira ödeme yapıldı. Ürün bedellerini 15 günlük periyotlarla ödeyen Marmarabirlik, 2 Kasım-15 Kasım 2024 tarihleri arası teslim edilen ürün bedeli alacaklarının yüzde 50’sinin karşılığı olarak 22 Kasım Cuma günü 354 milyon lira ödeme yapacak. Yapılacak ikinci dilim ödeme ile birlikte üreticilere toplam 437 milyon TL ödeme yapılmış olacak. Ortaklar Ziraat Bankası ATM’lerinden ürün bedellerini alabilecekler. Üçüncü ödeme 6 Aralık’ta gerçekleşecek. “Ortaklarımızın beyanı dışında kalan zeytin rekoltesi çok yüksek” Ürün alımlarına devam edildiğini belirten Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, Bursa Bölgesi’nde 280 bin ton zeytin rekoltesi olduğunu, Gemlik-Mudanya-Orhangazi ve İznik Kooperatifleri’ne bağlı ortaklar tarafından yaklaşık 70 bin ton rekolte beyanı geldiğini söyledi. Asa, “Marmarabirlik’in bu bölgede muhatap olduğu rakam 70 bin ton olmasına rağmen, Marmarabirlik ile ilişkisi olmayan dışarıdaki 210 bin ton zeytinin muhatabı yok. Yaşanan sıkıntının asıl kaynağı budur. Marmarabirlik bu miktarın sorumlusu değildir. Bazı sivil toplum kuruluşları sorumlu olarak Marmarabirlik’i göstermeye çalışmaktadır” dedi. Geçtiğimiz yıl sofralık zeytin rekoltesinin Bursa Bölgesi’nde 116 bin ton, bütün kooperatiflerin faaliyet alanı içinde ise yaklaşık 130 bin ton olduğunu anlatan Hidamet Asa, “Bu sene ise bütün faaliyet bölgemizde 379 bin ton rekolte var. Herkes çok iyi biliyor ki bu miktardaki ürünün ne fiziki olarak ne de mali olarak alımı mümkün değildir” ifadelerini kullandı. “1 kg zeytinin üretim maliyeti güncel rakamlarla hesap edildi” Bu yıl ağaç başına düşen verimliliğin geçtiğimiz yıla göre iki katından daha fazla yükseldiğini söyleyen Başkan Asa, “Geçtiğimiz yıl 15 kilogram olan ağaç başına verimlilik, bu sene sulanabilir yerlerde 45 kilograma kadar çıkmaktadır. Bir kilogram zeytinin üretim maliyetleri, geçtiğimiz yılın maliyetlerinin üzerine enflasyondan kaynaklı artışlar göz önüne alınarak, gerçekleşen giderler üzerinden hesap edilmiştir” şeklinde konuştu. “Önümüzdeki yıl yok yılı olacak” Piyasadaki diğer alıcıların çok küçük miktarlarda ürün alıp kenara çekildiğini aktaran Hidamet Asa, “Marmarabirlik, üreticisini mağdur etmemek için alımlara devam ediyor ve 60 bin ton ürün alacak. Şu anda arz talep dengesine baktığımızda özellikle yağlık zeytinin iklim şartları (kuraklık) sebebiyle artmış olması, sofralık üretiminin azalacağını, önümüzdeki yıl sofralık zeytinde yine yok yılı olacağını gösteriyor” açıklamalarında bulundu. “Marmarabirlik’in önceliği üreticisine destek vermektir” 2020 yılından bu yana yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen Marmarabirlik’in her zaman üreticiye destek olduğunu belirten Asa sözlerini şöyle sürdürdü; “2020 yılında baş barem fiyatı 15,50 TL iken bu yıl avans baş barem fiyatımız 125 TL’dir. Görevde olduğumuz süre içinde yatırımlarla depolama kapasitemiz 50 bin tonlardan 80 bin tonlara çıkarılmış, Entegre tesislerin yıllık üretim kapasitesi de 35 bin tonlardan 55 bin tonlara çıkarılmıştır. Dolayısıyla depolama kapasitesi ve üretim kapasitesi artırılmadığı müddetçe alım miktarının daha da artması mümkün değildir. Bunu üreticilerimiz iyi bilmelidir” dedi. “Marmarabirlik ayakta kalırsa üretici ayakta durur” Marmarabirlik’in bugüne kadar tüm imkânlarını üretici lehine seferber ettiğini vurgulayan Asa, “Marmarabirlik’in yüksek fiyata sınırsız bir alım yapması, parasını da peşin ödenmesi mümkün değildir. Zor günlerde zeytin üreticisinin yanında olmamız talep ediliyorsa, böyle belirsizliklerin olduğu yıllarda da üreticimiz Marmarabirlik’in yanında olmalıdır. Marmarabirlik ayakta durursa üretici ayakta durur” diye konuştu.
Manisa Kurşunlu Han’da çocuklara özel etkinlik Şehzadeler Kent Konseyi Çocuk Meclisi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Tarihi Kurşunlu Han’da düzenlenen etkinliklerde çocukları hem eğlendirdi hem bilgilendirdi. Çocuklar, Moyo Masal Tiyatrosu’nun “Göğü İten Kuş” oyunuyla keyifli anlar yaşarken, çocuk hakları konusunda da farkındalık kazandılar. Şehzadeler Kent Konseyi Çocuk Meclisi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nü anlamlı ve eğlenceli bir etkinlikle kutladı. Tarihi Kurşunlu Han’da gerçekleşen etkinliğe çocuklar yoğun ilgi gösterdi. Çocuklar, hakları hakkında bilinçlendirilirken Moyo Masal Tiyatrosu’nun “Göğü iten kuş” oyunu ile eğlenceli vakit geçirdiler. Şehzadeler Kent Konseyi Başkanı Yasemin Gümüş ve yürütme kurulu üyeleri de etkinliğe katılarak çocuklara destek verdi. Etkinlik, çocuklara çocuk hakları konusunda bilgi vermek ve onları eğlendirmek amacıyla çeşitli aktivitelerle doluydu. Çocuklar, düzenlenen oyunlar, yarışmalar ve tiyatro gösterisi sayesinde hem bilgilendiler hem de doyasıya eğlendiler. Moyo Masal Tiyatrosu’nun “Göğü İten Kuş” oyunu, çocuklar tarafından büyük bir ilgiyle izlendi. Gösteri sırasında çocuklar hem güldüler hem de düşündüler, aynı zamanda haklarının önemini eğlenceli bir şekilde öğrendiler. Şehzadeler Kent Konseyi Başkanı Yasemin Gümüş, yaptığı konuşmada çocukların haklarının korunmasının ve bu konuda bilinçlenmelerinin önemini vurguladı. Gümüş, “Çocukların sadece hakları konusunda bilgilendirilmeleri değil, aynı zamanda bu hakları eğlenerek öğrenmeleri de önemli,” dedi. Etkinlik, çocukların coşkulu katılımıyla sona erdi.
İzmir Bayraklı’da çocuklara özel etkinlik Bayraklı Belediyesi, Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla düzenlenen etkinliklerde, atölye çalışmalarıyla haklarını öğrenen çocuklar, öğretici oyunlar ve eğlenceli aktivitelerle gün boyu keyifli anlar yaşadı. Etkinlikler kapsamında ayrıca çocukların uğradıkları haksızlıklar ve istismar konularına dikkat çekmek için "Saklanmayanı vurun” adlı tiyatro oyunu sahnelendi. Bayraklı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü tarafından organize edilen etkinlikler kapsamında 100. Yıl Zeka Oyunları ve Matematik Parkı’nda düzenlenen yaratıcı atölyelerde çocuklar; Yaşama, korunma, eğitim, barınma, beslenme, sağlık, oyun, özel hayatın gizliliği ve özgür düşünme gibi temel haklarını eğlenceli aktiviteler eşliğinde öğrendi. Etkinliğe Başkan Önal’da katılarak çocuklarla sohbet etti, etkinliklerde eğitimlerini tamamlayan çocuklara katılım sertifikalarını verdi. İhsan Alyanak Kültür Merkezi’nde de ebeveynlere yönelik yapılan sunumlarda çocukların korunma hakları anlatıldı. Çocuklar için özel hazırlanan "Çocuk Hakları Çarkı” oyunu ile çocuklar haklarını öğrendi. Etkinliklerin finalinde ise Osmangazi Konferans Salonu’nda çocukların uğradığı haksızlıklar ve istismar konularına dikkat çekmek amacıyla Özgür Zeybek’in yazdığı Mehmet Ulusoy’un yönettiği "Saklanmayanı Vurun" adlı tiyatro oyunu sahnelendi. Oyun tiyatro severler tarafından büyük beğeni topladı. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, "Çocuk Hakları Günü dolayısıyla düzenlediğimiz etkinliklerle, yarınımız ve geleceğimiz olan çocuklarımızın haklarını eğlenceli bir şekilde öğrenmelerini ve bilinçlenmelerini sağladık. Haklarını öğrenirken aynı zamanda keyifli anlar yaşadılar. Çocuklarımıza haklarını anlatmaya, onların güvende ve mutlu bir şekilde büyümeleri için çalışmaya devam edeceğiz. Onlar bizim geleceğimiz" dedi.