DÜNYA - 02 Aralık 2022 Cuma 11:08

Kinder ürünleri Salmonella skandalının ardından raflara geri döndü

A
A
A
Kinder ürünleri Salmonella skandalının ardından raflara geri döndü

Belçika’da Salmonella bakterisinin tespit edilmesinin ardından toplatılan Ferrero markasına ait Kinder ürünleri yeniden raflara döndü.

İtalyan çikolata ve şekerleme üreticisi Ferrero’ya ait Kinder Chocolate’ın Belçika’daki fabrikasında üretilen bazı ürünlerde Salmonella bakterisinin tespit edilmesinin ardından toplatılan ürünler yeniden marketlerde yerini almaya başladı. İngiltere, Fransa, İrlanda, Almanya, İsveç ve Hollanda'nın da aralarında bulunduğu 12 farklı ülkede yüzlerce kişiye bakteri bulaşmasına neden olan Kinder Sürpriz yumurtaları birçok ülkede market raflarına geri döndü.

Ferrero'nun Kinder Sürpriz ve diğer ürünlerinde, Salmonella bakterisine ilk olarak 15 Aralık 2021’de Belçika'nın Arlon kentindeki fabrikada rastlandığı ortaya çıkmıştı. Belçika Gıda ve Tüketici Ürün Güvenliği Kurumu (FAVV), 8 Nisan’da bakteri konusunda resmi birimlere gerekli bilgilendirmeyi yapmadığı için Ferrero'nun ruhsatını askıya almıştı. Ruhsatın askıya alınmasının ardından şirketten, piyasadaki ürünlerini geri çekmesi istenmişti. Son 20 yılın en büyük ürün toplama operasyonunu gerçekleştiren Ferrero, skandal nedeniyle ilk aydan itibaren ortalama yüzde 40 ciro kaybı yaşamıştı.

Eylül ayında yeniden üretim ruhsatı alan Arlon fabrikası 17 Haziran’da başlayan şartlı üretim sürecini geride bırakarak normal üretime geçti. Uzun bir denetim ve hazırlık sürecinden sonra açılan fabrikada üretimin başlamasının ardından ürünler yeniden raflara girmeye başladı. Konuya ilişkin şirket tarafından yapılan açıklamada, “Belçika Sağlık ve Hijyen Denetim Kurumu denetimini en iyi şekilde yaptı. Yasal zorunlulukların gerektirdiği bir iş planı kapsamında çalışmaya yeniden başlayabilmekten dolayı mutluyuz” ifadelerine yer verildi.

Marka imajını düzeltmeye çalışıyor

Kinder Chocolate, Salmonella skandalı sonrası büyük bir maddi zarara uğrarken aynı zamanda imaj kaybı da yaşadı. Yeniden üretime geçen şirket hem ambalajlarda yaptığı değişiklikler hem de sosyal medya reklamlarıyla zedelenen imajını düzeltmek istiyor. Sosyal sorumluluk projeleri ile kampanya yürüten Kinder, yaptığı çalışmalarla kaybettiği güveni geri kazanmaya çalışıyor.

Mustafa Ulusoy
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli’nin ilk kadın neyzeni 25 yıldır ney üflüyor Denizli’nin ilk kadın neyzeni Selma Koçoğlu, 25 yıldır ney üflüyor. 25 yılda yüzlerce öğrenci yetiştiren Koçoğlu, konservatuarın sanat müziği ve tasavvuf müziği koralarında sahne alıyor. Denizli’nin ilk kadın neyzeni Selma Koçoğlu, 25 yıldır özel günlerde, konserlerde ve etkinliklerde ney üflüyor. 2013 yılından bu yana Pamukkale Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde ney dersleri de veren Koçoğlu, geçen sürede yüzlerce öğrencide yetiştirdi. Neyzen Selma Koçoğlu, geçtiğimiz gün Mevlana Haftası nedeniyle Çameli ilçesinde düzenlenen Şeb-i Aruz töreninde ve özel bir okulda düzenlenen Mevlana anma gecesinde de sahne alarak ney esintileri sundu. Denizli Büyükşehir Belediyesi Konservatuar sanatçısı da olan Koçoğlu, “1999 yılından bu yana neyle ilgileniyorum. 2013 yılından bu yana da Pamukkale Halk Eğitim Merkezi’nde ney eğitimi hocası olarak görev yapıyorum. Şimdiye kadar sayısız öğrencilerim oldu. Gerek halk eğitim bünyesinde, gerek derneklerde ve özel okullarda ney dersi verdim. Bunun yanı sıra özel programlarda ney üflüyorum. Bayanlardan oluşan tasavvuf ekibim var. Semazen ekiplerimiz var. Bu şekilde elimden geldiği kadar tasavvufla ilgileniyorum. Denizli’nin ilk kadın neyzeniyim. Aynı zamanda büyükşehir belediyesi konservatuar sanatçısıyım. Konservatuarın sanat müziği ve tasavvuf müziği koralarında sahne alıyorum” dedi. Neye adanmış çeyrek asır 25 yıl önce neyle tanıştıktan sonra 4 yıl boyunca ney dersi aldığını anlatan Koçoğlu, “Ney üflemeyi çok seviyorum. Ney, sadece bir müzik aleti değil aynı zamanda bir kültürün dışa vurum halidir. Ney üflerken dinlenmiyorum. Ney sesi insanlar üzerinde de çok etkili. Ney sesi, doğa seslerine en yakın sestir. Bu sebeple insanı kendi doğasına, huzura sessizliğe ve sakinliğe götürür. Bu sayede vücut ve kafa huzura kavuşur. Bu bir çeşit meditasyondur. Ney müzik aletinin ses tınısı diğer üflemeli çalgılardan çok farklıdır. Ney sesi, kişilerin ruhuna dokunduğu için dini amaçla kullanılmıştır. Tasavvuf edebiyatında da ney müzik aletinin yeri farklıdır. Neyin yapısı arka ve ön taraflarında çeşitli deliklerden oluşmasıdır” diye konuştu.
Samsun Doktor uyardı: "Guatr tek bir hastalık değildir" Guatrın tek bir hastalık olmadığına dikkat çeken Endokrinoloji Uzmanı Dr. Gülçin Ecemiş, “Halkımızda guatr denildiğinde sanki tek bir hastalıkmış gibi yanlış bir algı mevcuttur. Oysa ki guatr sözcüğü şemsiyesi altında çok sayıda hastalık yer almaktadır” dedi. Liv Hospital Samsun Endokrinoloji Uzm. Doç. Dr. Gülçin Ecemiş, ‘guatr’ hakkında açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Ecemiş, "Halkımızda guatr denildiğinde sanki tek bir hastalıkmış gibi yanlış bir algı mevcuttur. Guatr sözcüğü şemsiyesi altında çok sayıda hastalık yer almaktadır. Tiroit bezinin her türlü hastalığına guatr denilmektedir. Bezin aşırı çalışması, yetersiz çalışması, büyümesi veya içinde nodül dediğimiz yapılanmaların oluşması gibi durumların her biri ayrı bir guatr nedenini oluşturmaktadır" diye konuştu. Hipotirodizm hakkında bilgi veren Doç. Dr. Ecemiş, “Hipotiroidizm tiroit bezi hormonlarının kısmen veya tam olarak yapılamaması ve kan dolaşımına verilememesinden kaynaklanan bir hastalıktır. Halsizlik, uyuşukluk, güçsüzlük, baş ağrısı, kilo alma, üşüme, kadınlarda adet kanamalarında düzensizlik (genellikle kanama şiddetlenir ve uzun sürer), deride kuruluk, saç, kaşlar ve diğer kıllarda dökülme, tırnaklarda kırılma, kabızlık, seste boğukluk, terlemede azalma, el ve ayaklarda karıncalanma, yüz, kol ve bacaklarda şişlik, işitmede azalma, eklem ve kas ağrıları hafızada azalma, ruhsal değişiklikler görülür. Ancak, hafif seyirli hipotiroidi vakalarında belirtiler silik olur veya herhangi bir belirti görülmeyebilir. Hipertiroidi, tiroit bezinin fazla çalışmasına bağlı olarak tiroit hormonlarının fazla miktarda salgılanması sonucu ortaya çıkan klinik tabloya verilen isimdir. Tirotoksikoz, değişik nedenlerle, örneğin fazla miktarda tiroit tableti alınması ya da tiroiditlerde olduğu gibi tiroit depolarından kana ani olarak tiroit hormonlarının boşalması sonucu kanda tiroit hormonlarının yükselmesine verilen isimdir. İki durumda da klinik olarak aynı tablo ortaya çıkar. Klinik belirtileri; sinirlilik, aşırı heyecan ve duygusallık, kilo kaybı, sıcağa tahammülsüzlük, titreme, çarpıntı, saç dökülmesi, cilt ve tırnaklarda değişiklik, adet düzensizliğidir" şeklinde konuştu. “Nodüllerin önemi” Tiroit bezinde bir yumru mevcutsa, buna ’tiroit nodülü’ denildiğini söyleyen Dr. Ecemiş, "Eğer tiroit bezi hem iri hem de nodüllü ise, buna nodüler guatr, hem iri hem de birden çok yumru mevcutsa buna da muti nodüler guatr denilir. Nodüllerin hasta ve hekim açısından üç önemli özelliği vardır. Birinci özellik nodülün kanser olup olmadığıdır. İkinci özellik nodül veya nodüllerin otonom yani başına buyruk çalışarak aşırı hormon üretimi ile hipertroidi denilen hastalığa yol açıp açmadığıdır. Üçüncü özellik ise iri nodüllerde rastlanan nefes borusuna baskı yapıp yapmadığıdır. Her üç durum hasta için değerlendirildikten sonra nihai tedavi planı yapılmalıdır" ifadelerini kullandı. “Tanı konma süreci” Guatr şüphesi ile polikliniğe gelen hastaların öncelikle palpasyon ile boyun bölgesinin muayene edildiğini dile getiren Uzm. Dr. Ecemiş, "Muayene sırasındaki cilt bulguları, ağrı hassasiyeti önemlidir. Sonrasında ultrasonografi ile tiroit bölgesi ve komşu yapılarak dikkatlice değerlendirilir. Laboratuvar tetkiklerinde sT3, sT4, TSH ve gereğinde tiroit otoantikorları (anti-tiroglobulin, anti-TPO ) istenerek teşhise dair değerlendirme tamamlanmış olur. Tedavi süreci ise tiroit fonksiyon testlerindeki bozukluk hipotiroidi ile uyumlu ise, tedavi eksik olan hormonların yerine konması esasına dayanır ve levotroxin replasmanı yapılır. Eğer hastada mevcut bozukluk tirotoksikoz ile uyumlu ise, metimazol ve propiltiurasil gibi anitiroidal ilaçlarla tedavi uygulanır. Burada tirotoksikoz nedeni önemlidir. Hastanın ultrasonografi ile değerlendirilmesinde nodül ya da nodüllerin varlığı tedavide belirleyicidir. Bu çeşit fonksiyon bozukluğu olan hastalarda nükleer tıp bölümünce uygulanan tiroit sintigrafisi tetkiki önem arz etmektedir. Tirotoksikozu olan hastalarda nodül olup olmaması ve eğer nodül/nodüller mevcut ise tiroit sintigrafisindeki karakterine göre nihai tedavi seçenekleri; medikal tedavi, bazı hasta grubunda operasyon ya da radyoaktif iyot tedavi seçenekleri olarak değerlendirilebilir. Hastanın tiroit ultrasonografisinde nodül/nodülleri tespit edildiğinde, özellikle 1 cm üzerindeki nodüllerden tiroit ince iğne aspirasyon biyopsisi, tiroit fonksiyon testleri ve bazı durumlarda sintigrafi sonucuna göre uygulanabilmektedir" açıklamasında bulundu. “Ameliyat tercih edilebilir” Guatr hastalığında ameliyat gerektiren durumlardan bahseden Doç. Dr. Ecemiş şunları söyledi: "“Hipotiroidi ile uyumlu gautr hastalıklarında nodül yok ise levotroxin tedavsi ile takip yeterlidir, bu grupta ameliyata bası semptomu gibi bir durum yoksa ihtiyaç duyulmaz. Hipertiroidi durumunda; nodül ya da nodüller varlığı, büyüklükleri ve ultrasonografik özellikleri, tiroit sintigrafisindeki nodül karakteristiği ve tiroit ince iğne aspirasyon biyopsi sonucuna göre ameliyat önerilmektedir. Burada hastanın yaşı ve mevcut rahatsızlıkları da arz etmektedir. Ameliyat sonrasında hastalar ömür boyu levotroxin replasmanına ihtiyaç duyarlar. İlacı düzenli kullanmaları belirli aralıklarla tiroit fonksiyon testleri ile takip edilmeleri gereklidir. Estetik olarak topikal bir takım tedavilerle yara izi nerdeyse fark edilmeyecek kadar azaltılabilir."
Antalya Sedir Spor Kompleksi sporun merkezi oldu Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, tamamlayıp hizmete açtığı Sedir Spor Kompleksi, başta güreş olmak üzere birçok spor dalına ve müsabakaya ev sahipliği yapıyor. Kompleksten farklı yaş gruplarından yaklaşık 500 sporcu yararlanıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz ile birlikte hafta sonu spor kompleksinde gerçekleşen basketbol maçını izledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek’in göreve geldiğinde yarım kalmış halde bulduğu, tamamlayarak gençlere armağan ettiği Sedir Spor Kompleksi, başta güreş olmak üzere birçok spor branşına ev sahipliği yapıyor. Kompleks, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin tüm yaş gruplarından lisanslı güreşçilerinin antrenman merkezi olurken, basketboldan voleybola farklı yaş gruplarından yaklaşık 500 sporcu yararlanıyor. Sedir Spor Kompleksi, aynı zamanda, Akdeniz’in en büyük spor komplekslerinden biri olma özelliğine sahip. 160 milyona mal oldu 2018 yılında sözleşmesi feshedilen ve Başkan Böcek’in göreve gelmesinin ardından yeniden ihalesi yapılarak yaklaşık 160 milyon TL’ye mal edilen Sedir Spor Kompleksi’nin içerisinde kapalı spor salonu, fitness alanları, basketbol ve voleybol sahaları ve federasyon standartlarına uygun güreş salonu bulunuyor. Kompleks, sporculara sunduğu antrenman imkanlarının yanında, bölgesel müsabakalara da ev sahipliği yapıyor. Genç sporcular, böylesine modern bir tesise sahip olmanın kariyer gelişimleri için önemli bir yer tuttuğunu belirtiyor. Başkanlar maçı birlikte izledi Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz ile birlikte hafta sonu Sedir Spor Kompleksi’nde incelemelerde bulundu. İki başkan, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kepez Belediyesi Kadın Basketbol Takımlarının spor kompleksindeki maçını izledi. Sporcuları mücadelelerinden dolayı kutlayan Başkan Böcek, “Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nda Antalya’mıza kazandırdığımız, ata sporumuz güreş ve çeşitli branşlarda sporcuların yetişmesine imkan sağlayan 100. Yıl Sedir Spor Kompleksi’nde keyifli bir basketbol maçında sporseverlerle buluştuk. Sporun ve sporcunun yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. “Başkan Böcek’i kutluyorum” Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, “Bu salonu görünce çok şaşırdım. Türkiye Güreş Federasyonu standartlarının üzerinde bir salon olduğunu öğrendim. Başkanımız Muhittin Böcek’i kutluyorum. Biliyorum ki Türkiye’de güreş deyince akla ilk Antalya gelir. Antalya deyince de Muhittin Başkanımız gelir. Sporcularımıza başarılar diliyorum” diye konuştu. “ASFİM de açılacak” Antalya Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Nurettin Tonguç, yakın zamanda kompleks bünyesinde ASFİM açmayı planladıklarını, tüm çalışmaları tamamladıklarını ifade etti. “Antalya’ya altın kemer getireceğiz” Yeni sezon hazırlıklarına Sedir Spor Kompleksi’nde start veren Büyükşehir Belediyesi güreşçilerinden 661. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başpehlivanı Mustafa Taş, “Bu salonu bize tahsis eden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’e teşekkür ediyorum. Yeni sezon hazırlıklarına Bismillah dedik. Antrenmanlarımız güzel gidiyor. Salonun imkanları güzel. Biz de üstümüze düşen görevi en iyi şekilde yapıp, bir kez daha Antalya’ya altın kemer getirebilmek için mücadelemizi vereceğiz” diye konuştu.
İstanbul Sabiha Gökçen’den 2024’ün son hat açılışı Fransa’nın Nice şehrine oldu Sabiha Gökçen Havalimanı, 2024 yılı sona ermeden Avrupa bağlantılarına bir yenisini daha ekledi. 16 Aralık’tan itibaren haftanın 4 günü, Pegasus Havayolları ile Fransa’nın incisi Nice’e direkt uçuşlar başladı. Böylece Sabiha Gökçen’den en yeni uluslararası destinasyon bağlantısı Nice, Fransa oldu. Türkiye’nin en büyük ikinci havalimanı İstanbul Sabiha Gökçen’in (İSG) en yeni Avrupa bağlantısı, Güney Fransa’nın incisi Nice kenti oldu. Pegasus Havayolları 16 Aralık’tan itibaren haftada 4 gün Nice’e karşılıklı direkt uçuşlara başladı. Fransız Rivierası’nın en popüler duraklarından biri olan Nice, Pegasus Havayolları’nın Sabiha Gökçen’ den direkt uçtuğu (Paris-Charles de Gaulle, Paris-Orly, Lyon ve Marsilya şehirlerinden sonra) Fransa’daki beşinci şehir oldu. 16 Aralık 2024 tarihinde İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı (SAW) ve Nice Havalimanı (NCE) arasında ilk seferi düzenlenen rotada her hafta Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Pazar günleri karşılıklı olarak seferler gerçekleştirilecek. Güney Fransa’yı gezmek için en güzel seçenek önce uçakla Nice’e inmek Côte D’Azur olarak da anılan bölgenin göz kamaştırıcı sahilleri, tarihi zenginlikleri ve kültürel mirasıyla öne çıkan şehri Nice’e direkt uçuşlar, şehrin lokasyonu sebebiyle çevresindeki pek çok destinasyonu da kolaylıkla ziyaret etme olanağı sunuyor. Sabiha Gökçen’in Nice bağlantısıyla Monaco ve Monte Carlo’nun ihtişamlı atmosferi, Eze gibi büyüleyici Orta Çağ köyleri ve Cannes sahili de birkaç saatte erişebilir hale geldi. Türkiye’nin en hızlı büyüyen havalimanlarından biri olan Sabiha Gökçen, “Şehrin Havalimanı” mottosuyla İstanbul’un zengin tarihi ve kültürünü, 51 ülkede 38 iç hat ve 103 dış hat olmak üzere toplam 141 destinasyona bağlıyor. Nice - Fransa bağlantısıyla Sabiha Gökçen, 2024 yılında 15 dış hat ve 1 iç hat olmak üzere toplam 16 yeni destinasyonu bağlantı ağına ekledi.