GÜNDEM - 18 Ekim 2021 Pazartesi 20:16

İstanbul'da gün batımı manzarası hayran bıraktı

A
A
A
İstanbul'da gün batımı manzarası hayran bıraktı

İstanbul'da gün batımında güneş ve bulutların gökyüzünde oluşturduğu manzara hayran bıraktı.

İstanbul'un birçok noktasında gökyüzünde gün batımı ile birlikte muazzam manzaralar oluştu. Bulutların ve güneşin birleştiği eşsiz manzara görenleri hayran bıraktı.

Batuhan Toprak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa İş dünyası 2024 yılını değerlendirdi Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği Bursa Şubesi, 2024 yılını değerlendirdi. Basın toplantısı düzenleyen şube yöneticileri 2025 yılından beklentilerini ve devam eden projeleri anlattı. Bursa Şube Başkanı Alparslan Şenocak ve yönetiminin katıldığı toplantıda devam eden projelere değinilirken, 2025 yılından beklentiler paylaşıldı. 2025 yılındaki ekonomik gelişmelerden umutlu olduklarını söyleyen Başkan Alparslan Şenocak, “Türkiye tarih boyunca karşılaştığı tüm zorluklarda eşsiz bir dayanıklılık ve azim örneği göstermiştir. Geçtiğimiz sene 262 milyar dolarla cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu kırmak ve 1 trilyon 130 milyar dolarlık ekonomik büyüklülüğe ulaşmak milletimizin çalışkanlığının somut bir göstergesidir. Enflasyon ile mücadelede sabır ve kararlılıkla uygulanan politikalar, ekonomimizin dirençli yapısını güçlendirdi. Nitekim son 7 aydır düşüşe eğilimli enflasyon aralık ayında yüzde 1.03 olarak açıklanmış ve yıllık bazda son 1 buçuk yılın en düşük seviyelerine gerilemiştir. Bu gelişmeler 2025 yılında motivasyonumuzu da arttırmaktadır. Merkez bankasının yüzde 21 hedefini yakalayacağına ve ekonomik toparlanmanın hızlanacağına da yürekten inanıyorum” dedi. Bursa ihracat sıralamasında 4. sıraya geriledi Türkiye’nin sanayi sektörünün lokomotiflerinden Bursa’nın 2024 verilerinde 4. Sıraya gerilediğini kaydeden Şenocak, “Türkiye ekonomisinin üretim ve ihracat lokomotiflerinden biri olan Bursa 18.2 milyar dolarlık ihracatı ile Türkiye ekonomisine güç katmaya devam ediyor. Ancak 2024 verilerine göre Bursa, ihracat sıralamasında İzmir’den sonra 4’üncü sırada yer almaktadır. Şehrimizin hak ettiği sıralara yeniden yükselmesi, yenilikçi ve sektör odaklı hamleler gerçekleştirmemizde gerekliliği açıktır. Bursa’da faaliyet gösteren kobiler sanayimizin bel kemiğini oluşturarak üretim ve istihdam temelini sağlamaktadır. Ancak bu işletmelerin büyük bir kısmı şehir içerisinde sıkışmış bir şekilde faaliyet göstermekte bu da hem üretim kapasitelerini hem de büyüme potansiyelini ciddi bir şekilde kısıtlamaktadır. Bu sorunun çözümü için modern ve altyapısı güçlü sanayiler oluşturmalı, mevcut OSB’ler ise uygun bir şekilde geliştirilmelidir. Bursa sahip olduğu stratejik konumuyla önemli bir lojistik avantaja da sahiptir. Ancak bu potansiyeli tam anlamıyla hayata geçirebilmek için limanlar, karayolları, demiryolları gibi bağlantılarla güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu altyapı yatırımları yalnız ihracat süreçlerini hızlandırmak ile kalmayacak aynı zamanda Bursa’nın küresel ölçekte rekabet gücünü de önemli derecede arttıracaktır. Bursa’nın ekonomik hedeflere ulaşabilmesi için yenilebilir ve sürdürülebilir çözümlere inanıyoruz. Katma değerli üretim, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm gibi alanlarda yapılacak yatırımlar Bursa’nın hem rekabet gücünü arttıracak hem de geleceğin ekonomisinde daha güçlü bir yer edinmesini de sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. Bursalı iş adamlarının sektörel sorunları değerlendirildi Bursalı iş adamlarının yaşadığı sorunları değerlendiren Şenocak, “Bursa ekonomisinin önemli aktörlerinden inşaat sektörü, ham madde, enerji ve lojistik maliyetlerinin yanı sıra finanslara erişim zorluklarıyla mücadele etmektedir. Yüksek enflasyon ithal malzemelerin fiyatlarını artırırken kentsel dönüşümde finansman eksiklikleri, alt yapı sorunları ve mülk sahipleri arasında anlaşmazlık süreçleri de maalesef yavaşlatmaktadır. Bu sorunların aşılması için düşük faiz kredi imkanları, ham madde üretiminin teşvik edilmesi, kentsel dönüşümde vergi muafiyetleri ve enerji verimli destek sağlanması büyük önem taşımaktadır. Turizm sektörümüz sahip olduğu büyük potansiyele rağmen bazı yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Ulaşım alt yapısındaki eksiklikler Uludağ ve Cumalıkızık gibi popüler yerlerde erişim eksikliğine neden olmakta, otopark ve konaklama kapasitesindeki yetersizlikler özellikle de yoğun sezonlarda sıkıntı oluşturmaktadır. Uluslar arası tanıtım yetersizliği ve mevsimsel turizme bağımlılıkta sektörümüzün büyümesini sınırlandırmaktadır. Bu sorunu çözmek için ulaşım ve altyapının güçlendirilmesi çevre dostu projede destek verilmesi gerekmektedir. Sanayicilerimizin en önemli eksikliklerinden biri de nitelikli eleman eksikliği. Bu sorunu çözmek için gençlerimizi iş dünyasına kazandırmak amacıyla Bursa Şubesi olarak ‘meslek liseleri hamilik projesini’ hayata geçirdik. Proje kapsamında 16 farklı meslek lisesindeki öğrencileri sektör temsilcileri ile bir araya getiriyoruz. Onların kariyer planlamalarını ve iş dünyasına hazırlanmalarını destekliyoruz. Öğrencilerimiz iş dünyasındaki tecrübelerden faydalanarak sektörel beklentiler ve kariyer yönetimi hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Böylece sanayinin ihtiyacı olan nitelikli iş gücünü oluştururken öğrencilerimize de iş dünyasına daha güçlü adımlarla giriş yapmalarını sağlamaktayız” diye konuştu.
Denizli DSO Başkanı Kasapoğlu: “Hizmet enflasyonunun önüne geçilmeli” Denizli Sanayi Odası (DSO) Meclisi Ocak Ayı Olağan Toplantısı, DSO Müjdat Keçeci Meclis Salonu’nda yapıldı. Meclis’in gündeminde; güncel gelişmeler, sanayicilerin sorun ve çözüm önerileri, istihdam, ekonomi gündemi, sektörel değerlendirmeler, Aralık ayı faaliyetleri ve gerçekleştirilen ziyaretler yer aldı. Denizli Sanayi Odası (DSO) Meclisi Ocak Ayı Olağan Toplantısı, Denizli Sanayi Odası Müjdat Keçeci Meclis Salonu’nda yapıldı. 2025 yılının ilk Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Vekili Ahmet Zora’nın oturumu açmasıyla başladı. DSO Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, konuşmasında 2025 yılı asgari ücreti, istihdamı koruma programı, açıklanan enflasyon ve ihracat rakamları, Avrupa pazarındaki gelişmeler, yabancı para kredilerde yapılan düzenleme ve Heimtextil 2025’e dair görüşlerini dile getirdi. “Asgari ücret sanayiciler için yeni bir denklem” Asgari ücret düzenlemesine değinen Başkan Kasapoğlu, “Enflasyonla mücadele sürecinde hem çalışanların hem de işverenlerin hassasiyetlerini gözeterek bu kararın alındığını görüyoruz. Asgari ücret alana az, verene çok” dedi. Asgari ücret artışının sanayide daha geniş bir ücret artışı anlamına geldiğini belirten Kasapoğlu, “Yeni asgari ücret, sanayi işletmeleri için yeni bir ekonomik denklem anlamına geliyor. Zaten zor bir sınav veren sanayici, bu yeni denklem içinde bir çıkış formülü bulmak zorunda kalıyor. Umarım ekonomi gündemimiz hızlı bir şekilde normalleşir. Bu gündemlerin artık daha sıradan olduğu günlere tekrar geri döneriz diye umut ediyorum” ifadelerini kullandı. “Hizmet enflasyonunun önüne geçilmeli” Asgari ücretteki %30’luk artışa karşılık, hizmet enflasyonunun yüksekliğine vurgu yapan Başkan Kasapoğlu, “Asgari ücret zammı yüzde 30 oldu. Ama birçok hizmet aldığımız firmada, 2024 yılıyla 2025 yılı arasındaki fiyat farkı yüzde 60-70’lerde geliyor. Türkiye’de maalesef en büyük problem hizmet enflasyonu. Burada hizmet enflasyonu kısmında tekrar kontrol edilemeyen bir seviyeye gelebiliriz endişesini taşıyoruz. Hizmet sektöründeki enflasyon katılığı zayıflamakla birlikte enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutuyor. Bizler sanayiciler ve mal üretenler olarak, iki yıldır mevcut fiyatlarımızı korumaya çalışıyoruz. Bununla ilgili girişimlerde bulunmak lazım, konuşmak lazım. Bir de gıda enflasyonu var. 2024’te küresel gıda fiyatları yıllık yüzde 6,7 artarken, Türkiye’de gıda enflasyonu, dünyadan 6 kat daha fazla. yüzde 43,6 olarak gerçekleşti” dedi. “Sabırlı ve temkinli olmakta yarar var” Konuşmasında açıklanan enflasyon rakamlarını da değerlendiren Başkan Kasapoğlu, “Enflasyon verileri açıklandı. Türkiye, %44.38 ile 2024 enflasyonunu tamamladı. ENAG aynı dönemde enflasyonu %83.4 olarak açıkladı. İstanbul Ticaret Odası ise, yıl sonu enflasyonunu %55,2 olarak açıkladı. Merkez Bankası 2025 yılında, toplantı sayılarını düşürdü. Piyasadaki beklenti, faiz indirimlerinin devam edeceği yönünde. Faiz indirimlerinin yatırım ortamının iyileştirmesi ve finans maliyetinin düşürmesi bekleniyor. Ancak, şu da unutulmamalı ki, bugün ekonomide yaşanan sıkıntıların rasyonel bir yol haritasıyla aşılması noktasında çok ciddi ve değerli bir süreçten geçiyoruz. Herkes için gün kıymetli. Maliyetlerimiz artmış durumda. Önümüzdeki 6 ay hepimiz için yine temkinli ve sabırlı olmamız gereken bir süreç olacaktır” dedi. “Heımtextıl ev tekstilinin en önemli fuarı” Bu yıl 14-17 Ocak 2025 tarihlerinde Frankfurt Messe’de kapılarını açacak olan Denizli tekstil sektörünün önemli bir vitrini Heimtextil Fuarı hakkında konuşan Başkan Kasapoğlu, “Şehrimizin en önemli sektörlerinden ev tekstilinin, en önemli fuarı Heimtextil’dir. Önümüzdeki hafta birçok firmamız Almanya’da, Frankfurt’ta olacak. Bu yıl 66 firma 69 stantla katılacak. Geçen sene şehrimizden yaklaşık 80 firma katılmıştı. Bu sene 10 firmalık bir azalma var. Ev tekstil fuarı olarak alanında itici güce sahip olan Heimtextil, ev tekstili özelinde ilk sinyali aldığımız fuar oluyor. Fuara gelen kişi sayısı, yapılan görüşme sayısı, yapılan görüşmelerdeki konuşulan fiyatlar, sipariş miktarları aşağı yukarı yıl hakkında bizlere fikir veriyor. Yine de umutsuz olmamak gerektiği görüşüyle birlikte; yeni iş fırsatlarının doğacağı, teknolojik yeniliklerin ve sürdürülebilir üretim anlayışının ön plana çıkacağı bu fuarın, Türk tekstili için daha fazla pazara açılma fırsatı oluşturacağına inanıyorum. Tüm firmalarımıza başarılar diliyorum” ifadelerine yer verdi. Başkan Kasapoğlu, gündem başlıkları ve güncel verilerle ilgili açıklamalarda bulunduktan sonra Aralık Ayı Oda Faaliyetleri ve gelecek ay yapılması planlanan çalışmalar hakkında Meclis Üyelerini bilgilendirdi. AB Bilgi Merkezi ve DSO Bilişim Komisyonu’ndan ortak etkinlik Toplantı, Odamız Bilişim Komisyonu Üyeleri Göktuğ Hançer ve Murat Kayacık’ın, AB Bilgi Merkezi ve Bilişim Komisyonu ortaklığı ile yapılması planlanan "Sanayide İkiz Dönüşümü Başarılı Kılmanın Yolu Nedir?" etkinliği hakkındaki sunumu ile devam etti. Hançer yaptığı sunumda, “Etkinlikte bilişim sektöründeki firmalar ile sanayi kuruluşlarımızı bir araya getiriyor olacağız. Etkinliğimizi düzenlediğimiz güçlü paydaşlar ile hem bilişim firmalarımıza hem de sanayi işletmelerimize dijitalleşme konusunda katkı sağlayacak, yenilik ve inovasyon konusunda yön verebilecek kurumları seçtik. Etkinlik kapsamında dijitalleşme konusunda adım atmak isteyen işletmelerimiz ile bilişim temsilcilerinin birebir temas ettiği ve çözüm noktasında birlikte çalıştığı bir network ortamı oluşturmaya çalışacağız. Dijital ve yeşil dönüşüm yolculuğunda somut adımlar atılmasını hedefliyoruz” diye konuştu. Toplantıda, DSO Meclis Üyesi Nuri Turgut, sektörel fuarlar hakkındaki görüşlerini Meclis Üyeleri ile paylaştı. Gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından toplantı, dilek ve temennilerin aktarılmasıyla sona erdi.
Diyarbakır Kocasına boşanma davası açan kadın, nafaka ödemeye mahkum edildi Diyarbakır’da kocasına boşanma davası açan kadın, 3 bin lira nafaka ödemeye mahkum edildi. Diyarbakır’da öğretmenlik yapan bir çocuk annesi N.K., 16 yıl önce ilk evliliğinden sonra bir kez evlendikten sonra boşanan ve iki çocuğu ile yaşayan F.K. ile evlendi. N.K., geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtı. N.K., dava dilekçesinde eşinin evliliği ciddiye almadığını belirterek, evin ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini ileri sürüp maddi-manevi tazminat, iştirak ile yoksulluk nafakası talebinde de bulundu. F.K., ise dilekçesinde anlatılan olayların tamamen uydurma olduğunu savunarak, müvekkilinin evliliğin kendisine yüklediği tüm sorumlulukları yerine getirdiğini savunarak, maddi ve manevi tazminat isteyerek yoksulluk nafakası talebinde bulundu. Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi’ndeki boşanma davası 2 yıl sonra karara bağlandı. Mahkeme, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmederek, çifti boşadı. Mahkemenin gerekçeli kararında, şu ifadeler yer aldı: “Davacı kadının da; eşinin önceki evliliğinden çocukları olduğunu bile isteye evlendiği halde; evlendikten sonra bu çocukları kabullenmeyerek, bu çocuklara karşı düşmanca tavır sergileyerek, bu hususta eşine ve eşinin önceki evliliğinden olan çocuklara karşı sürekli olarak ağır hakaretlerde bulunması, küfürler savurması, küçük düşürücü ve rencide edici söz ve davranışlarda bulunması, eşine ve eşinin önceki evliliğinden dünyaya gelen Burak’a karşı fiziksel şiddet uygulaması nedenleriyle boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Her iki tarafın davranışları sebebiyle ortak hayatın temelinden sarsıldığı ve birliğe devam etmenin artık mümkün olmadığı açıktır. Eşler birliğin temelinden sarsılmasına sebep olan davranışları ile eşit kusurludurlar. Bu halde eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen de mümkün değildir. Açıklanan sebeplerle asıl boşanma davası ile karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir.” Mahkeme, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarını dikkate alarak, davacı kadının yasal şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine, karşı davacı erkek yararına karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 3 bin TL tedbir nafakasının davalı kadından alınarak, karşı davacı erkeğe verilmesine, karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, hükmedilen nafakanın kararın kesinleşmesini müteakip her yıl ÜFE oranında artırılmasına hüküm verdi. F.K’nin avukatı Ayşegül Birtane İpek, vekili olarak kadının açmış olduğu boşanma davasına karşılık, karşı dava açarak hem boşanmayı, boşanma ile birlikte boşanmanın feri niteliğinde sayılabilecek talepleri olduğunu söyledi. Bunlarda biri de yoksulluk nafakası olduğunu belirten İpek, “2 yıl süren dava yaklaşık bir ay önce neticelendi. Yerel mahkeme tarafları eşit kusurlu sayarak boşanmaya karar verdi. Boşanmayla birlikte erkek müvekkilimiz sürekli bir gelirinin olmadığından, düzenli bir geliri olmadığından, işi olmadığından ötürü lehine nafakaya hükmetti. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunun 175. Maddesinde yer alan yoksulluk nafakasının kanunda yer alan şartları mevcuttur. Bunlardan en önemlisi daha ağır kusuru olmamak şartı ile nafaka hükmedilir” dedi. Meskûn boşanma davasında müvekkilinin eşinden daha kusurlu olmadığına mahkemenin kanaat getirdiğini aktaran İpek, şunları söyledi: “Düzenli bir geliri olmadığı sosyal- ekonomik durum araştırması neticesinde tespit olunduğundan ve lehine nafakaya hükmedildi. Nafaka olarak kadın eş öğretmen müvekkilimizde dediğim gibi dava devam ederken işini kaybetmesinden ötürü, düzenli bir geliri de olmadığından 3 bin tl olacak şekilde hükmedildi. Tabi karar taraf vekilleri olarak hem biz tarafından hem karşı tarafın vekili tarafından üst mahkemeye taşındı. Bu durumun değerlendirmesini tabi ki üst mahkemede yapacak. Bölge Adliye Mahkemesine davayı taşıdık.” Öte yandan N.K’nın avukatı karara ilişkin görüş bildirmedi.